Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Gözaltı Ve İfade Alma

Yazan : Reşat Öncel [Yazarla İletişim]
Avukat

GENEL OLARAK GÖZALTI VE İFADE ALMA

I)Tanım

Konunun önemini anlamak açısından tanımlamalardan ve mevzuattan bilgiler vermeden önce ifade alma ve gözaltı hakkında gerek anayasamızda gerek Avrupa insan hakları sözleşmesinde ele alınış tarzına bir bakmamız konunun ehemiyetini ve hukuk devletindeki değeri hakkında bize büyük bir perspektif ,bakış açısı verecektir
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
2'nci maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin;
"Özgürlük ve güvenlik hakkı" kenar başlıklı 5'inci maddesinin birinci bendinde; "Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır. Aşağıda belirtilen hâller ve kanunda belirlenen yollar dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz."
"Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6'ncı maddesinde;
"1. Herkes, gerek medenî hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezaî alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlâk, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir.
2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.
3. Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir:
a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek,
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak,
c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından yararlanmak ve eğer avukat tutmak için malî olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek,
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağırılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek,
e) Duruşmada kullanılan dili anlayamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmak."
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni hazırlayanlar, özgürlüğün kısıtlanmasını bağımsız adlî bir incelemeye tâbi tutmak ve yetkililerin eylemlerinden dolayı sorumlu olmasını sağlamak için, keyfî gözaltına alınma riskini en aza indirmeyi, bir takım aslî hakları güvence altına almayı, kişinin özgürlüğünün keyfî olarak sınırlanmasına karşı korumayı amaçlamışlardır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de çeşitli kararlarında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5'inci maddesinin sağladığı güvencelerin en önemli yanının, demokrasilerde kişiyi yetkililer tarafından gerçekleştirilen keyfî gözaltına alınmalardan korunması olduğunu, özgürlüğünden herhangi bir şekilde mahrum bırakılmanın sadece ulusal hukukun esas ve usule ilişkin kurallarıyla değil, aynı derecede 5'inci maddenin amacına uygun bir biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğini sıklıkla vurgulamıştır

Bu genel bilgilerden sonra kanunumuz tarafından yapılan konu ile ilgili birkaç ifadeyi tanımı şu şekilde açıklayabiliriz

Gözaltı:Yakalama,tutuklamanın olanaklı hale getirilmesi ve ceza yargılamasının emniyet içinde yapılabilmesi için henüz tutuklama (tekif) kararı olmadan önce,kanunun önceden belirlemiş olduğu süre içerisinde,kişinin özgürlüğünün kaldırılması;bir kimsenin mahkemeye çıkmadan önce nezarete alınmasına gözaltına alınması denmektedir.

İfade alma:Suç işlediği sanılan kişiye,savcı ve polis tarafından kim olduğunun,kendisine yüklenen suçun kendi tarafından işlenip işlenmediğinin ve soruşturmanın aydınlanması için gerekli diğer hususların açığa çıkması için sorular sorularak ,istizah,cevap alınarak yapılan incelemeye ifade alma denir.


İLGİLİ MEVZUAT MADDELERİ

Gözaltı
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun dördüncü kısmındaki Koruma Tedbirleri bölümüm içerisindeki birinci kısmında düzenlenmiştir.CMK 91 maddesinde genel olarak Gözaltından bahsedilmiştir.CMK 92. maddesinde Gözaltı işlemlerinin denetimi ele alınmıştır.CMK 95. maddesinde Gözaltına alınan kişinin yakınlarına durumunun bildirilmesi ele alınmıştır.CMK 99 da ise Gözaltı yönetmeligi yer almıştır.

İfade alma
5271 SAYILI Ceza Muhakemesi Kanununun beşinci kısmındaki İfade ve Sorgu başlıgı altındaki birinci kısımda düzenlenmiştir.CMK 145 maddesinde İfadeye çagrı ele alınmıştır.İkinci kısımda ise CMK 147. madesinde ifadede uygulanacak usul düzenlenmiştir.CMK 148 maddesinde ifade almadaki yasak usuller ele alınmıştır.


A)Gözaltı Süresi ve Önemi

Öncelikle eğer bir kişi gözaltına alınacaksa,bunun soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediğini düşündürebilecek emarelerin varlığına bağlı olması gerekir.Bu iki koşul olmadan gözaltına alma olanaksızdır.Burada kanun koyucu keyfiyeti önlemek istemiştir.
Gözaltı süresi CMK 91/1 bendinde düzenlenmiştir.
CMK 90. maddesine göre “başkaları tarafından yada kollukça yakalanan kişi kolluk tarafından gerekli belgeleri hazırlandıktan sonra,hemen Cumhuriyrt Savcılığına gönderilmelidir” denmektedir.CMK 91/1 maddesine göre;”90. maddeye göre yakalanan kişi Cumhuriyet Savcılığına bırakılmazsa,soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilir.Gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saati geçemez”,demektedir.
Kanun koyucu göz altı süresini 24 saat olarak belirlemiştir.Burada dikkat edilmesi gereken konu;kişinin en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için geçecek olan sürenin 24 saatlik gözaltı süresinden mahsup edilmeyişidir.mahsup edilmeyecek süre ise kanun koyucu tarafından 12 saat olarak belirlenmiştir.Kişinin gözaltı süresi,gözaltının kesin olarak kesinleşmesinden itibaren başlayacaktır.
CMK 91/3’e göreyse;”toplu olarak işlenen suçlarda,delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çolluğu nedeniyle;Cumhuriyet Savcısı gözaltı süresini,her defasında bir günü geçmemek üzere,üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.Gözaltı süresinin emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir”denmektedir.Burdaki maksat;üç veya daha fazla kişinin iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen suçlarda,delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerin doguracagı olumsuzlukları aza indirmektir.
Genel olarak gözaltı süresinin kısa tutulması genel kural kabul edilmiştir.

B)Gözaltının Kaldırılması İçin Başvuru

CMK 91/4 gereğince “Yakalama işlemine,gözaltına alma veya gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet Savcısının yazılı emrine karşı,yakalanan kişi,müdafii veya kanuni temsilcisi,eşi veya birinci yada ikinci derecede kan hımsı,hemen serbest bırakılmayı saglamak için Sulh Ceza Hakimine başvurabilir.Sulh Ceza Hakimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhal ve nihayet yirmidört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır.Ya başvuruyu reddeder yada yakalananın soruşturma evrakı ile Cumhuriyet Savcılığında hazır bulundurulmasına karar verir”.
Madde metnindende anlaşılacağı üzere kanun koyucu haksız bir şekilde verilmiş olan gözaltı kararlarına itiraz hakkı tanımıştır.

C)Gözaltı Süresinin Sonu

CMK 91/5 gereğince “Gözaltı süresinin dolması ve sulh ceza hakiimnin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve Cumhuriyet Savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz”.
Kanun koyucu burada bir güvence saglamak istemiştir.Kişinin aynı fiilden dolayı yeniden gözaltına alınabilmesi için hem yeni ve yeterli delil hem de Cumhuriyet Savcısının kararı gerekmektedir.


D) Yakınlarına Bildirilmesi

Yakalanan kişilerin karakolda olduklarının yakınlarına bildirilmesine olanak saglanmıştır.Yakınlarına karakolda olduklarına haber vermeye hakları olduğu hususunda sanıklara bildirimde bulunmakla kolluk yükümlü kılınmıştır.Kanun hükmü gereğince bu bildirimin.ifade alma işlemi öncesi yapılması hükmü yer almıştır,doktirine göre bu zamanlama yanlıştır.Bildirimin ifade alma işlemi öncesi değil,kişinin karakola getirildiği an yapılması gerekmektedir.
Yakınlarına karakolda olduğunun bildirilmesi hakkı iki açıdan faydalı olacaktır.Sanığın yada şüphelinin yakınlarında kaybolmadan ötürü endişe giderilecektir.Müdafiden yararlanma hakkı kolaylaşacaktır,şöyle ki;yakınları kişiye müdafii temin etme konusunda girişimde bulunabileceklerdir.
Yakınları kelimesi kan ve sıhri hısımları ile sınırlı olarak yorumlanmamalı,arkadaşlarıda kapsayacak şekilde geniş yorumlanmalıdır.Kişinin kendi imkanlarıyla (cep tlf. vs) yakınlarına bildirme imkanı yoksa,karakolun imkanlarından yararlanma izni verilmelidir.


E) Denetiminin Yapılması


CMK 92. maddesi gereğince “Cumhuriyet Başsavcıları ve görevlendirecekleri Cumhuriyet Savcıları,adli görevlerinin gereği olarak,gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethaneleri,varsa ifade alma odalarını,bu kişilerin durumlarını,gözaltına alınma neden ve sürelerini.Gözaltına alınma ile ilgili tüm kayıt ve işlemleri denetler;sonucunu nezarethaneye alınanlar defterine kaydederler”.
Bu maddenin getirilmesindeki en büyük amaç,yerli yersiz öne sürülen işkence iddialarını ortadan kaldırmak,varolan tereddütleri yok etmektir.Hazırlık soruşturması sürecinde sanığın yada şüphelinin karşılaşabileceği bir takım riskler söz konusu olabilir.Örneğin,kişi kötü muameleye maruz kalabilir,kötü muamele kişinin şeref ve hasiyetine olabileceği gibi vücut bütünlüğüne karşıda olabilir.Bu ve benzeri bir takım sorunları gidermek için kanun koyucu denetim mekanizmasını getirmiştir.Böylelikle kollukta asılsız iddialardan kurtulmuş olacaktır.


III)İFADE ALMA

A-İfade İçin Çağrı ve Sonuçları

CMK 145 md. Gereğince “ifadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır;çağrılma nedeni açıkça belirtilir;gelmezse zorla getireleceği yazılır”.
Maddenin saptadığı ilke ifadenin alınarak,soruşturma aşamasının sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamaktır.


CMK 146 gereğince,ifadesi alınmak için çagrı kagıdı gönderilen kişi,çagrıya riayet edip gelmediği taktirde,CMK 146 gereğince zorla getirilmesine karar verilir.
CMK 146 md ”hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yetrli nedenler bulunan şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilmesine karar verilebilir - Zorla getirme kararı ile çagrılan şüpheli veya sanık derhal,olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çagıran hakimin.mahkemenin veya zorla getirmeyi isteyen Cumhuriyet Savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır – zorla getirme ifade almanın sonuna kadar devam eder.

B-İfade Alma Usulü

CMK 147 Maddesi gereğince ifade alınırken şu hususlara uyulur;-kişinin kimliği saptanır,kişi kimlikle ilgili sorulara dogru cevap vermek zorundadır – suç anlatılır – müdafii hakkı anlatılr – yakınlarına haber verilir – susma hakkının oldugu bildirilir – delil toplanmasını isteyeileceği ve kendisini şüpheli konumundan kurtarması için olanak tanınır – kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi edinilir – edinilen bilgilerin hepsi ifade alma tutanagına geçirilir;bu tutanakta:ifadenin alındığı yer ve tarih,ifade anında hazır bulunanların ve sanıgın-şüphelinin açık kimlikleri-eger ifade almada eksik hususlar varsa bunun nedenleri-tutanagın en sonda ifade veren ve müdafisi tarafından imzalanması gerekir-eger imzadan çekinme söz konusuysa nedenleride belirtilmelidir.
Madde ele alınırken kişi özgürlüğü ve buna baglı olan temel ilkelere uygunluk esas alınmıştır.Şüpheli veya sanığın savunma hakkını güvence altına almak amacıyla madde,sorgunun veya ifade almanın ne suretle icra edileceğini,ayrıntılarıyla göstermektedir.Madde tarafından geçerli olan olan esaslar yargı aşaması içerisinde görevli olan herkes tarafındn aynı derecede geçerlidir.
Madde kişilere çeşitli temel haklar sunmaktadır;bunların başta geleni susma hakkıdır (aşagıda geniş bir şekilde ele alınacaktır)-ikinci temel hak;müdafiden yararlanabilme hakkıdır-üçüncü hak;yakınlarına haber verebilme hakkıdır-dördüncü hak;delilerin tolanmasını isyebilme hakkıdır.
Kollugun sahip oldugu yetkilerinin kullanım şeklinin gözetlenmesi,sanıgın kötü muameleye maruz kalması ve aleyhine delil uydurulması risklerine karşı önemli bir güvenve oluşturmaktadır.Bundan dolayı Türk Hukuk sistemi polisle sanık arasındaki ilişkilerin kaıyıt edilmesini öngürmüştür.Şu anda uygulanan sistemde sanığın ifadesinin aynen geçirilmesi mümkün değildir,ifade tutanaklarının sanıkların beyanlarını yansıtıp yansıtmadığı tartışmalara konu olmaktadır.İfadenin yazıma geçirilişi sırasında bir takım eksiklikler ve yanlışlıklar dogurabilmektedir,sonuç olarak genellikle şüpheli yada sanık açısından olumsuz durumlar ortaya çıkmakadır.
Bu sorun,ancak ifade alma işleminin kayda alınmasıyla çözülebilir.Bu işlemde tarafların bilgisi dahilinde yapılmalıdır.Kayıt yükümlülüğü öngörülmesi,suçluların cezalandırılmasını saglamaya yönelik kollugun yetkileri ile bu yetkilerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesini öngören güvenceler arasında bir denge oluşturma çabasının bir sonucudur.Ayrıca,koluğun ifaede alma sırasında sanığa uygulaığı yönünde yerli yersiz ortaya atılan iddiaların önüne geçilecektir.


C)İfade Almada Yasak Usuller


Genel olarak bu yasak usulü veciz bir şekilde şu şekilde açıklayabiliriz “Yasak ağacın meyvesi yenmez” Gerçektende yeni mevzuat taö olarak yasak usullerle toplanan delileri bu şekilde tanımlıyor
CMK 148 madesinde “Şüphelinin veya sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır.Bunu engelleyici bedensel veya ruhsal mudahaleler yapılamaz – kanuna aykırı bir yarar vaad edilemez – yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa dahi delil olarak değerlendirilemez – Müdafii hazır olmaksızın kollukça alınan ifade,hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz – Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında,bu işlem ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılabilir” demektedir.
Kolluk,sanığın yada şüphelinin ifadesini etkileyecek her türlü hareketten kaçınmalıdır.Kişi hiçbir etki ve korku altında olmadan,saglıklı bir biçimde ifadesini vermeli ve bunu aynı şekilde ifade tutanagına geçirilmesini saglamalıdır.Eger tutanaktaki ifadeyle kendi söyledikleri örtüşmüyor yada aykırı düşüyorsa,tutanagı imzalamaktan çekinmelidir.
Kişi yasak usullerle ifade vermek zorunda kalmışsa;yargılama aşamasında bunu dile getirmelidir.Eger kişi söylediklerinde haklıysa,mahkeme yada hakim alınan ifadeyi kesinlikle delil olarak kullanmayacaktır.Gerekirse hakim veya mahkeme huzurunda sanığın tekrar ifadesi alınabilecektir.
Şüpheli veya sanık ifadesini Müdafii yokluğunda vermişse,alınan ifade hakim yada mahkeme huzurunda şüpheli yada sanık tarafından dogrulanmadıkça,hükme esas teşkil etmeyecektir.Burda önemli olan ifade verenin,ifade tutanağını imzalayıp imzalamadığıdır,eğer kişi ifadey imzalamış olsa dahi,müdafii yokluğunda ifade vermişse ve bunu dogrulamamışsa,yine mevcut ifade hükme esas teşkil etmeyecektir.
Şüpheli yada sanığın aynı olayla ilgili olarak tekrardan ifadesinin alınmasına ihtiyaç duyulursa,bu ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından gerçekleştirilebilecektir.Kolluk tekrardan ikinci bir ifade alamaz.
Burada sanığın bazı haklarına değinmek durumundayız ki bunlardan en önemlisi sanığın özgür irade ile beyanda bulunması Özgür irade;kişinin hiçbir etki altında kalmadan,gördüklerini,duyduklarını ve yaptıklarını,rahat bir şekilde dile getirmesine denir. CMK 148’de düzenlenmiştir.Madde metninde özgür iradeyi ortadan kaldıran metodlar sayılmıştır.Somut olarak bazı metodların özgür iradeyi ortadan kaldıran metodlar olarak sayılması,kuşkusuz uygulayıcılar açısından faydalıdır.Ancak;özgür iradeyi ortadan kaldıran tüm metodların tektek sayılmasına imkan yoktur.Bu maddede sayılan metodlar özgür iradeyi en belirgin olarak kaldıran metodlardır.Belirtilen durumlar dışında da,özgür iradeyi etkileyen nedenler olabilir.
Kişinin iradesinin etkilenmesi,kanun tarafından kesinlikle yasaklanmış ve suç olarak öngörülmüştür.Bu şekilde alınan ifadelerde yok hükmünde sayılmıştır.Kişinin ifadesi hür iradesine dayanmalıdır.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Gözaltı Ve İfade Alma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Reşat Öncel'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
29-08-2008 - 12:23
(5720 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (83%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (17%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
31174
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 19 saat 25 dakika 45 saniye önce.
* Ortalama Günde 5,45 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 16782, Kelime Sayısı : 1906, Boyut : 16,39 Kb.
* 3 kez yazdırıldı.
* 10 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 873
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03652906 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.