Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yakalama Ve Gözaltı

Yazan : Gülnur İnanır [Yazarla İletişim]

YAKALAMA VE GÖZALTINA ALMA
Çalışmanın ilk bölümünde, koruma tedbirlerinden biri olan, CMK m.90 ve devamında düzenleme alanı bulan ‘yakalama’ anlatılmıştır. Kanunun kişilere en geniş yetki tanıdığı koruma tedbiri, yakalamadır.
Çalışmanın ikinci bölümünde ise, CMK m.91’de düzenlenen ve başka bir koruma tedbiri olan ‘gözaltı’ anlatılmıştır.
I)GENEL OLARAK
Yakalama; hâkim kararı bulunmaksızın, şüphelinin özgürlüğünün sınırlandırılması demektir. Bu tür yakalamaya “adli yakalama” denir. CMK’ da düzenleme alanı bulan yakalama adli yakalamadır.
“Önleme yakalaması” ise; polis vazife ve salahiyet kanununda düzenleme alanı bulan, bir suçun işlenmiş olması şartına dayanmayan, daha çok kamu düzeninin korunması için başvurulan bir korunma tedbiridir . Kamu emniyeti ve kamu düzeninin korunması için gerekli olan hallerde, suç işlenmiş olmasa bile, jandarma veya polis , muhafaza altına alma gibi, özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte tedbirler alabilir.
Jandarma veya polisin idarî görevleri arasında, ‘toplumu tehdit eden tehlikeleri önlemek amacı ile, bireylerin özgürlüklerini kısıtlama’ yetkisi de vardır. Ayrıca, kişinin vücudu veya hayatı bakımından mevcut bir tehlikeden korunması için gerekli ise, o kişinin özgürlüğünün kısıtlanması, yani «muhafaza altına alınması» mümkündür. Bu tür önleme yakalaması, suç ile ilgili değildir. Jandarma veya polis bir kişiyi, muhafaza altına alabilir veya zorla getirebilir. Ayrıca jandarma veya polisin önleme amacıyla eşyaya elkoyması ve arama yapması kabul edilmiştir.
Jandarma veya polis, başvuracağı tedbirler ile kişilerin özgürlüğünü ve mülkiyet haklarını kısıtlamak zorunda kalabilir. Bu tedbirler, ancak kamu yararının bunu zorunlu kıldığı hallerde uygulanabilir. Meselâ, gece yüksek sesle şarkı söyleyerek sükûnu bozmakta olan bir grup, jandarma veya polis tarafından susmaya davet edilip de daha yüksek sesle şarkıya devam ederlerse, sükûnun sağlanması amacıyla kolluk tarafından karakola götürülebilir.. Kamu düzeninin korunması için bu tür bir işlem zorunludur. Ancak, Kanunun açıkca düzenlemediği ve bu şekilde müsaade etmediği hallerde, zabıta kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayamaz. Önleme amacıyla jandarma veya polis tarafından korumaya alınan kişi, sebep ortadan kalktığı anda, geciktirilmeksizin serbest bırakılır.
Önleme yakalamasından sonra hakimden karar alma sorunu: . Jandarma veya polisin önleme amaçlı yakalama yetkisi, çok yakın bir tehlikenin önlenmesi amacıyla yapıldığından, yakalama öncesinde hâkimden karar almak için vakit yoktur. Bu yetki kolluk tarafından kullanılabilen, yani özel bir emre ihtiyaç göstermeyen bir yetkidir. Bununla birlikte, yakalanan kişinin bu durumunun kısa sürmeyeceği anlaşılırsa, jandarma veya polisin, geciktirmeksizin özgürlük kısıtlamasının hukuka uygunluğu ve devamı konusunda hâkimden bir karar almak mecburiyeti, Anayasadan kaynaklanan bir mecburiyettir (Anayasa madde 19) ve kanunla düzenlenmelidir.
Ancak, hâkimden alınacak kararın serbest bırakma işleminden önce elde edilemeyeceği anlaşılırsa, bir başka deyişle hâkimden karar alınıncaya kadar kişinin serbest bırakılmasını gerektiren şartlar oluşursa, kişi serbest bırakılır.

Yakalama, şüphelinin özgürlüğünün kısıtlandığı anda başlayıp kolluk tarafından durumun cumhuriyet savcısına bildirilmesi üzerine savcının emriyle gözaltına alma veya serbest bırakmaya kadar devam eder (CMK. m.90/5, 91/1).
Yürürlükteki CMK, 1412 sayılı kanundan farklı olarak yakalama ve gözaltını birbirinden ayırmıştır. 1412 sayılı kanunda kişi kollukça yakalandığı anda gözaltına alınmış olmaktaydı. Yani gözaltı, yakalamanın otomatik sonucuydu. Yakalama yetkisine sahip olan kolluk aynı zamanda gözaltına alma yetkisine de sahipti.
Yürürlükteki CMK ise farklı bir düzenleme getirdi. Buna göre; yakalamaya kural olarak kolluk yetkiliyken, yakalanan kişinin gözaltına alınmasına ancak cumhuriyet savcısı karar verebilmektedir.[1]
Cumhuriyet savcısı, yakalanan kişiyi ya gözaltına alır ya da yakalananın bırakılmasına karar verir.
II)YAKALAMANIN ŞARTLARI
Kanunda, kişilerin hangi koşullar altında yakalanabileceği belirtilmiştir. Bu koşullara uyulmadan gerçekleştirilen yakalama, hukuka aykırı olur ve yakalananın devletten Anayasanın 19. maddesine göre tazminat talep edebilme hakkı doğar.
Yakalamaya yetkili makam, kural olarak kolluk ve cumhuriyet savcısıdır. Kanunda yazılı şartların gerçekleşmesi halinde herkesçe de yakalamanın yapılabilmesi mümkündür.
1)Herkes tarafından yakalama yapabilmesinin şartları:
a)Failin suçüstü halinde yakalanması: CMK. m.90/1’ e göre; suçüstü halinde herkes, geçici olarak yakalamaya yetkilidir.
aa) Kişiye suç işlerken rastlanması: işlenmekte olan bir suçu gören kişi, bu suçun failini yakalayabilir. Kişinin, suçtan zarar gören olmasıyla başkası olması açısından bu yetkiyi kullanmada hiçbir fark yoktur.
“Herkes” kavramına; suçtan zarar gören, diğer kişiler, görevli olduğu yer dışında da olsa savcı, jandarma veya polis memurları da dahildir.
Suçüstü (meşhud suç) halinde herkesin yakalama yapabilmesi için, şüphelinin kaçma tehlikesinin olması veya kimliğin hemen belirlenememesi koşulu aranmaktadır (CMK m.90). Bu şartlar, keyfiyete sebebiyet vermemek için öngörülmüştür.
Kaçma tehlikesi olmayan ve kimliği de bilinen bir kimsenin yakalanmasında ceza muhakemesi açısından bir yarar söz konusu değildir ve bu hallerde yakalamaya en son çare olarak başvurulur.[2]
Suç işlerken rastlanan kimse, resimli bir belge ile kimliğini kanıtlarsa, kimliğinin hemen belirlenememesi gerekçesiyle yakalanamaz. Bu durumda şüphelinin kimlik belgelerine el konulabilir veya tespit yapılıp belge tekrar iade edilebilir. Ancak, kaçma şüphesiyle yakalanan kişi, kimlik gösterse bile serbest bırakılamaz. Suçüstü yakalanan şüpheli, adını ve soyadını söyleyip kimlik ibraz edemezse kimliği saptanmış sayılmaz ve yakalama şartı oluşur.[3]
Suçüstü halinde herkes tarafından yapılan yakalamada, fail yakalanırken makul bir oranı aşan cebir kullanılamaz, meşru müdafaa ve zorunluluk hali dışında silah kullanılamaz. Bu kişiler arama ve el koyma işlemini de gerçekleştiremezler. Yapabilecekleri tek şey, faili gecikmeksizin kolluğa teslim etmektir.
bb) Suçüstü bir fiilden dolayı kişinin izlenmekte olması
Kanun; herkese, yakalama yetkisini işlenmekte olan suç anıyla sınırlı olarak değil, suçu işlerken o anda yakalanamayan şüphelinin izlenerek yakalanması durumunda da tanımıştır. İzleme, suçüstü anında başlamış olmalıdır.
Suçüstü bir fiilden dolayı kişinin izlenebilmesi için failin, kaçma ihtimalinin olması veya kimliğinin belirlenmesinin imkan dahilinde olmaması gerekir.
CMK m.2;
. İşlenmekte olan bir suçu ,
. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu suçüstü hali olarak kabul etmiştir.
b)Şikâyet şartının gerçekleşmesi:
Suçüstü halinde, her suç faili yakalanabilir. Suçun kovuşturulması ve soruşturulması şikâyete bağlı ise şikâyet şartı gerçekleşmeden yakalamaya devam edilemez. Vatandaş ya da kolluk işlenen suçun şikâyete tabi olup olmadığını bilemeyebilir. “şikâyete tabi suçlarda yakalamanın yapılabilmesi için şikâyet şartının gerçekleşmiş olması gerekir” (CMK m.90/3) hükmünü, failin yakalanmasının şikâyete bağlı olduğu anlamında değil de gözaltında tutulmasının şikâyete bağlı olduğu şeklinde yorumlanması, sistemin sağlıklı işlemesi açısından daha doğru olur. Şikâyet, yakalamaya devam edilmesi için aranılan bir husustur.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlarda şikâyet şartı yakalananın adli makamlara teslim edilmesinden veya kolluk tarafından yakalanmasından sonra aranmalıdır.[4]
Suç; çocuklara, beden ve akıl hastalığı, malullük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz olanlara karşı işlenmişse şikâyet şartı aranmaz (CMK. m.90/3).
2)Cumhuriyet savcısı ve kolluğun yakalama yetkisi
a)Kolluk görevlilerinin yakalama yetkisi;
aa) Genel olarak; herkes tarafından yakalama yapabilen hallerde kolluk da yakalama yetkisine sahiptir. Ancak kolluğa kanun gereği bu haller dışında da yakalama yetkisi tanınmıştır.
bb) Kolluğun suçüstü hali dışında yakalama yetkisinin koşulları;
aaa) Tutuklama kararı veya yakalama emri verilmesini gerektiren bir durum olmalıdır. CMK m. 100’ e göre tutuklama kararı, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeninin varlığı halinde hâkim tarafından verilir. Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda, hapis cezasının üst sınırı 1 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Bu durumlarda tutuklama kararı verilemese de, suçüstü halinde görüldüğünde, failin yakalanarak kimlik tespitinin yapılması gerekir.[5]
Yakalama emri verilmesini gerektiren durumlar şunlardır:

·Gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hâkiminin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve savcının yazılı kararı olmadıkça aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz (CMK m.91/5). Buradaki yakalama, sadece yazılı emirle olur.
·Hükümlü, hapis cezası veya güvenlik tedbirinin infazı için gönderilen çağrı kâğıdının tebliği üzerine on gün içinde gelmezse, savcı yakalama emri çıkarır. Üç yıldan fazla hapis cezasının infazı için doğrudan yakalama emri çıkarılır.
· Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Bu yakalanma emri üzerine yakalanan kişi itiraz merci huzuruna çıkarılarak tutuklanır.
CMK m.98/1 uyarınca yakalama emri düzenleme yetkisinin cumhuriyet savcısına tanınmaması onun soruşturma evresindeki konumu ile bağdaşmaz. Gözaltına alma kararı verebilen savcının aynı kişinin yakalanması için karar verememesi isabetli değildir.[6]
·Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında cumhuriyet savcısı ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilir. Böylelikle infaz aşamasında dahi yakalama emrinin düzenlenmesi mümkün kılınmıştır.
·Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri resen veya cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenir.
Kaçak; hakkındaki soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiyi ifade eder (CMK m. 247/1).
CMK m. 90’ daki yakalama, bir hukuka uygunluk nedeni olan kanun hükmünün yerine getirilmesi sayılırken CMK m. 98’ deki yakalama bir başka hukuka uygunluk nedeni olan yetkili merciinin emrini yerine getirmedir.[7]
Tutuklama kararı veya yakalama emrinin verilmesini beklemek failin yakalanmasını tehlikeye düşürecekse, kolluk görevlisi durumu takdir edip yakalama yapabilir.
Yakalama emrinin içeriğinde; kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği, yüklenen suç ve yakalandığında nereye gönderileceği gösterilir (CMK m. 98/4).
Yakalama emrinin çıkarılma amacı ortadan kalkarsa yakalama emrini düzenleyen makam, yakalama emrinin derhal iadesini istemelidir (CMK m. 90/6).
bbb) Gecikmesinde sakınca olmalıdır; YiGY m. 4’ e göre; derhal işlem yapılmadığı takdirde suçun; iz eser emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin saptanamaması ihtimalinin ortaya çıkması durumunu, gecikmesinde sakınca bulunan hal olarak tanımlamıştır.
ccc) Cumhuriyet savcısına veya amirine derhal başvurma imkânı olmamalıdır; Başvurma imkânı varsa yakalama yoluna gitmeyip durumu savcıya veya amirine bildirmelidir. Ancak bu başvuru yapılana kadar yakalama yapılması imkânsız hale gelecekse kolluk yakalama yapabilir. Örneğin; devriye gezen kolluk görevlisi, bir evden tabanca sesi duyarsa duruma müdahale edecektir. Eve girmek için hâkim kararı, savcı emri ya da amirinin emrini beklemeyecektir. Ancak eve, arama yapmak eşyaya elkoymak için değil yakalama yapmak için girecektir.[8]
ddd) Şikâyet şartı gerçekleşmiş olmalıdır; Soruşturması yapılan suç, şikâyete bağlı ise şikâyet şartı gerçekleşmiş olmalıdır. Soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı suç hakkında, şüphelinin şikâyetten önce yakalanmış olması halinde, şikâyete yetkili olan kimseye ve bunlar birden fazlaysa en az birine yakalama bildirilir.[9]
b) Savcının yakalama yetkisi: Kolluk görevlilerinin yakalama yapabildiği hallerde aynı yetkinin soruşturmanın sahibi olan savcıya da tanınması gerekir. CMK m. 90/2’ ye savcının dahil edilmemiş olması; savcının sadece CMK m. 98/2’deki durumlarda yakalama yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez.
Tutuklama kararı veya yakalama emri verilmesi gereken durumlarda savcının, hakim kararını beklemesi şüphelinin yakalanmasını imkansız hale getirecekse, savcı kolluğa yakalama yapmasını emredebilir.




III) YAKALAMANIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ VE YAKALANAN KİŞİ HAKKINDA YAPILACAK İŞLEMLER
·Kolluk, ilk önce yakaladığı kişinin kaçmasını önleyecek, yakalananın, kendine veya başkasına zarar vermemesi için gereken önlemleri alacak, bunu sağlamak için kaba üst araması yani yoklama yapacak yakalanan kişinin silah ve buna benzer unsurlarından arındırılmasını sağlayacak ve sonra yakalanana kanuni haklarını derhal bildirecektir. Burada mülga CMUK ile yürürlükte olan CMK arasında önemli bir fark vardır: Mülga yasada, yakalananın hakları ifade ve sorgu sırasında bildiriliyordu. CMK’ da ise bu haklar yakalama anında bildiriliyor. Bu önemli bir ilerlemedir.
Şüpheli ,ifadesinin alınması esnasında, kendi yararını makul bir şekilde idrak edebilme ,savunmasını doğru ve anlaşılır bir tarzda yapabilme açıklamalarda bulunup yapılan açıklamaları anlayabilme yeteneğine sahip olmalıdır.[10]
·Yakalananın direnmesi halinde gerekli tedbirler alınabilir. Zor kullanma olayın ağırlı ile orantılı olmalıdır.
·Yakalanan kişiye, onur kırıcı muamelelerde bulunulamaz. Kaçacağına ilişkin belirti varsa ya da kendisini veya başkasını beden bütünlüğü bakımından tehlikeye maruz bırakacaksa bu hallerde yakalanan kişiye kelepçe takılabilir. Bu iki durum dışında yakalanan kişiye kelepçe takılması yasaktır.
Çocuklara ise hiçbir şekilde kelepçe, zincir vb. takılamaz. (ÇKK m.18)
·YİGY’ ye göre yakalanan kişiye, suç ayrımı gözetmeksizin
< Yakalama sebebi
< hakkındaki iddialar
< susma hakkı
< müdafiden yararlanma hakkı
< yakalanmaya itiraz etme hakkı ile diğer kanuni hakları
< itiraz hakkını nasıl kullanacağı, her durumda yazılı olarak, bunun hemen mümkün olmaması durumunda sözlü olarak derhal bildirilir (YİGY m.6/4).
·Şüpheli ya da sanık, yakalandığında durumu, cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir. Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise yazılı olarak karşı çıkmaması halinde durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
Terörle mücadele kanunu kapsamına giren suçlarda, “soruşturmanın amacı, tehlikeye düşebilecek ise yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında cumhuriyet savcısının emriyle sadece bir yakınına bilgi verileceği” düzenlenmiştir (TMK m.10).
IV)YAKALAMA KORUMA TEDBİRİNİN ÖZELLİK GÖSTERDİĞİ KİŞİLER
1)Çocuklar: YTCK m.31’ e göre; 0-12 yaş arasında bulunan çocukların ceza ehliyeti yoktur. Bunlar hakkında ancak güvenlik tedbiri uygulanabilir. Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olanlar ile 15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler suç nedeniyle yakalanamaz ve hiçbir suretle suç tespitinde kullanılamaz (YİGY m. 19). Bu kişiler bakımından yakalama, ancak kimlik ve suç tespiti amacı ile yapılabilir. Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılır. Tespit edilen kimlik ve suç, hâkim tarafından tedbir kararı alınmasına esas olmak üzere derhal cumhuriyet başsavcılığına bildirilir.
12 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmamış olanlar suç sebebi ile yakalanabilirler. Bunlarla ilgili soruşturma cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır. Müdafi hazır bulunmak şartıyla çocuğun ifadesi alınır.
2)Diplomasi dokunulmazlığından yararlananlar: 1961 tarihli Viyana Sözleşmesi’nin 29.maddesine göre; diplomasi görevlileri kişi dokunulmazlığına sahip olup görevli oldukları ülkede hiçbir nedenle gözaltına alınamaz, tutuklanamaz, üzeri aranamaz. Diplomasi görevlilerinin eşleri, çocukları da bu muafiyetten yararlanır.
3)Milletvekilleri: Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanılamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır (Anayasa m. 83/2). Bu son halde yetkili makam durumu doğrudan meclise bildirmek zorundadır.
V) GÖZALTINA ALMA
1)Gözaltının koşulları: Kolluk, yakalanan kişi ve olay hakkında cumhuriyet savcısına bilgi vermek ve onun emri doğrultusunda işlem yapmakla yükümlüdür (CMK m. 90/5). Yakalanan şüpheli, gözaltına alınıp alınmayacağı karar verilmek üzere mutlaka cumhuriyet savcısının huzuruna çıkarılmayacak, cumhuriyet savcısının talimatı üzerine gözaltına alınacak ya da serbest bırakılacaktır. Cumhuriyet savcısı, gözaltı konusunda karar vermeden önce, yakalanmış şüphelinin huzuruna getirilmesini kolluktan isteyebilecektir.[11]
Durumu değerlendirilen cumhuriyet savcısı, yakalananın ya serbest bırakılmasına ya da soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verir (CMK m. 91/1).
Hükümet tasarısının maddeyle ilgili gerekçesinde de belirtildiği üzere; cumhuriyet savcısının gözaltına alma hususunda karar vermesi, gözaltına alma tedbirinin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin suçu işlediğini düşündürebilecek emarelerinin varlığına bağlıdır. Bu iki koşulun varlığı değerlendirilmeden gözaltına alma karanının verilmesi hukuken olanaksızdır.[12]
Örneğin; polisin, gerçekleştirdiği bir kontrolde bir kişinin çantasından 500 gr. eroin bulması bu kişinin uyuşturucu suçu işlemiş olabileceğini düşündürür.
Gözaltına alma, yakalamanın otomatik bir sonucu olmayıp, savcının kararı üzerine bir özgürlüğünü kısıtlayan yakalamadan sonraki süreci ifade etmektedir.
2)Gözaltı süresi: Gözaltı süresi, yakalamadan itibaren başlayıp kişinin serbest bırakılması veya mahkeme kararıyla tutuklanmasına kadar olan süreyi kapsar. Gözaltı süresinin yakalama anından itibaren başlatılmasının amacı, yakalanan kişinin durumundan cumhuriyet savcısının en seri biçimden haberdar edilmesidir. Yakalama, hâkim kararı olmadan özgürlüğün kısıtlanması olduğu için gözaltı süresinin mümkün olduğu kadar kısa tutulması amaçlanmıştır.

a)Anayasaya göre gözaltı süresi:
Yakalanan kişi, yakalama yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat içinde hâkim önüne çıkarılmalıdır. Toplu olarak işlenen suçlarda ise bu süre dört gündür (Anayasa m. 19/5). Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş halinde uzatılabilir. Olağanüstü yönetim hallerinde, Anayasada gözaltı sürelerine bir üst sınır getirilmemiştir.
b)CMK’ ya göre gözaltı süresi:
aa) Bireysel suçlarda gözaltı süresi: Yakalanan kişi, serbest bırakılmadığı takdirde yakalama yerine en yakın sulh ceza hâkimine gönderilmesi için zorunlu yol süresi hariç, yirmidört saat içinde sulh ceza hâkimi önüne çıkarılarak sorguya çekilmelidir. Yakalama yerine en yakın önüne çıkarılması için zorunlu yol süresi oniki saatten fazla olamaz (CMK m. 91/1).
bb) Toplu olarak işlenen suçlarda gözaltı süresi: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç; toplu suçtur(CMK m.2). Toplu olarak işlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki zorluk veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle cumhuriyet savcısına bu sürenin dört güne kadar uzatılması için yazılı emir verme yetkisi tanınmıştır. Böylece gözaltı süresi en fazla dört gün olacaktır. Cumhuriyet savcısı, bu uzatmayı bir defada değil, her defasında birer günü geçmemek üzere verebilecektir.
Gözaltı süresinin uzatılması emri, gözaltına alınana derhal tebliğ edilir.
cc) Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin görevine giren suçlarda gözaltı süresi: Toplu suçlardaki dört günlük gözaltı süresi, CMK m.250’de sayılan suçların soruşturulması söz konusu olduğunda yedi güne kadar uzayabilmektedir (CMK m.251/5).
Sürenin yedi güne uzamasının şartı; şüphelinin olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde, olağanüstü hal ilanına neden olan suçlar dolayısıyla ve olağanüstü hal ilan edilen bölgelerde yakalanmasıdır.[13]
Olağanüstü hal ilan edilmedikçe, soruşturulan suçun sadece 250. maddede sayılanlardan olması ve özel görevli ağır ceza mahkemesinin yargılama yetkisine girmesi süre uzatımına imkân vermez. Sürenin dört güne kadar uzatılmasında yetki yine cumhuriyet savcısındadır. Dört günden sonra sürenin yedi güne uzatılmasına ancak hâkim karar verebilir. Hâkim gözaltı süresini birer gün uzatabileceği gibi, bir defada da uzatabilir. Hâkim süreyi uzatmadan önce kişiyi dinleyecektir.
c)Sıkıyönetim kanununa göre gözaltı süresi: Sıkıyönetim kanununun uygulama alanına giren suçlarda yakalanarak gözaltına alınan kişiler askeri güçlerin gözetimi altında tutulur. Sıkıyönetim komutanı bu kişileri, hâkim önüne çıkarmadan onbeş gün süreyle gözaltında tutulabilir. Ancak delillerin tespitinin uzun sürmesi halinde, şüpheli bu süreler içinde hâkim önüne çıkarılamadıysa, soruşturmanın bitiminde ve en geç 30 gün içinde yetkili hâkim önüne çıkarılmalıdır (Sıkıyönetim kanunu m. 15/son).
d)Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre gözaltı süresi: Suç nedeniyle yakalanan kişiler, hemen bir hâkim önüne çıkarılarak iddialar hakkında sorgulanmalıdır (AİHS m. 5/3) .Sözleşme, yakalanan kişinin gecikmeksizin hâkim veya yargı yetkisine sahip bir görevli önüne çıkarılmasını emretmektedir.
AİHM, birçok kararında şüphelinin uzun süre hâkim önüne çıkarılmadan gözaltında tutulmaları nedeniyle Türkiye’ yi mahkûm etmiştir.
AİHM’ nin 22.06.2006 tarihli kararı; (başvuru no: 11804/02)/ Ayaz ve diğerleri – Türkiye.
Başvuranlar, gözaltı süresinin uzunluğundan şikâyetçi olmaktadırlar. Hükümet o dönemde yürürlükte olan mevzuatın öngördüğü süre sınırını aşmadan kanunlara uygun olarak başvuranların gözaltına alındıklarını vurgulamaktadır. AİHM, Cevdet, Ziya, Ramazan, Harun, Mahir ve Necat’ ın gözaltı süresinin dokuz gün Nuri’ nin yedi gün, Şeref ve Nadir’ in altı gün, Salih, Şenay ve Filizin beş gün olduğunu belirtmektedir.
AİHM Bragan ve diğerleri – birleşik krallık kararında, adli müdahale olmaksızın dört gün altı saatlik gözaltı süresinin, teröre karşı toplumu koruma maksadı taşısa da, AİHS m.5/3’te belirlenen kesin zaman sınırlarını aştığına karar verdiğini hatırlatmaktadır. AİHM, hakim önüne çıkarılmadan başvuranların bu kadar uzun süre tutulu bulundurulmalarının gerekli olduğunu kabul edemez. Dolayısıyla AİHS’nin 5/3 maddesi ihlal edilmiştir.[14]
Her ne kadar Avrupa Birliğine uyum amacıyla gözaltı süresinde değişiklik yapılsa da sıkı yönetim kanunda öngörülen gözaltı süresinin AİHS ile bağdaşması mümkün değildir.
3)Gözaltı kararı üzerine yapılacak işlemler ve işlemlerin denetimi
>Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması durumunda hekim kontrolünden geçirilerek yakalama anındaki sağlık durumunu belirlenecektir (YİGY m.9).
Bu muayenenin amacı, yakalama sırasında vücutta meydana gelen deformasyonların belirlenmesidir. Bu rapor, ileride işkence ve kötü muamele iddialarına ışık tutacaktır.
>Gözaltına alınmasına karar verilen kişi nezarethaneye konmadan önce güvenlik aramasından geçirilir (YİGY m.10).
>Gözaltına alınan kişiler, nezarethaneye alınanlar defterine kaydolunurlar. Cumhuriyet savcıları, adli görevleri gereği gözaltına alınan kişilerin bulunduruldukları nezarethaneleri ve ifade alma odalarını denetleyerek sonucu nezarethaneye alınanlar defterine kaydeder (YİGY m.11)
4)Gözaltına alınan kişilerin hakim tarafından sorgusu
Gözaltına alınan kişi bırakılmaz ise, en geç kanunda öngörülen süreler sonunda sulh ceza hakimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir (CMK.m.91/6).
Yetkili hakim; soruşturma evresinde en yakın sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise yetkili mahkemedir.
Sulh ceza hakimi, yakalananı sorguya çeker. Sorguda müdafi de hazır bulunur (CMK m.91/6). Müdafi bulunmadan sorgu yapılması kanuna aykırıdır.
Savcının tutuklama talep ettiği durumlarda, hakim tutuklamayı gerektiren bir sebep görmezse ve yakalama sebepleri ortadan kalkmışsa yakalananın serbest bırakılmasına karar verilir.
5)Yakalamaya, Gözaltına almaya ve gözaltı süresinin uzatılmasına itiraz
İtiraza Yetkili Kişiler; yakalanan, müdafi, yakalanan eşi, birinci ve ikinci dereceden kan hısımlarıdır.
Sulh ceza hakimi, başvuru üzerine evrak üzerinde inceleme yaparak en geç yirmidört saat içinde karar verir (CMK m.91/4).
6)Yakalanan kişinin serbest bırakılması ve tekrar yakalanma yasağı
Gözaltına alınan kişinin, serbest bırakılması üzerine hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli deliller elde edilmedikçe ve C.Savcısının yazılı emri olmadıkça yakalanan kişi tekrar yakalanamaz (CMK m.91/5). Kolluk, kendiliğinden aynı fiil nedeniyle tekrar yakalama yapamaz.

VI) ÖZEL YAKALAMA VE GÖZALTI DURUMLARI
1)Yakalama emri üzerine yakalama
Yakalama, kural olarak suçüstü hallerinde ve bir yakalama emri aranmaksızın yapılır. Ancak CMK, yakalama emrine dayalı yakalama durumlarını da öngörmüştür.
CMK. m.98 ile gıyabi tutuklama kaldırılmış, onun yerine yakalama emri adı verilen bir koruma tedbiri öngörülmüştür.Yakalama emrine üzerine yakalanan kişi, en geç yirmidört saat içinde yetkili sulh ceza hakimi önüne çıkarılır (CMK m.94). En yakın sulh ceza hakimi ya kişiyi serbest bırakır ya da yetkili sulh ceza hakimine gönderilmek üzere sevk tutuklamasına karar verir. En yakın sulh ceza hakimi, bu değerlendirmeyi yaparken işin esasına giremez.[15] İnceleyebileceği hususlar, yakalanan kişinin gerçekten hakkında yakalama emri verilen kişi olup olmadığı ve yakalama emrinin hala yürürlükte bulunup bulunmadığıdır.
Yakalama emrini düzenleyen hakim veya mahkeme, bu emrin ekinde şüpheli veya sanığa yöneltilmek üzere bazı sorular sorulup cevabı alındıktan sonra serbest bırakılmasını isteyebilir. Bu durumda yakalanan kişinin gereksiz yere mağdur edilmesi önlenmiş olur.
Uygulamada, sevk tutuklaması ile tutuklama kararı karıştırılmaktadır. Örneğin, Antalya Ağır ceza Mahkemesinde yargılanmakta olan Sanık A, duruşmaya davet edilmesine rağmen gelmemiştir. Yapılan arama sonunda sanık A’nın kaçtığı tespit edilmiştir. CMK, gıyabi tutuklamayı kabul etmediği için bu durumda Antalya Ağır ceza Mahkemesi CMK m.98 uyarınca yakalama emri çıkaracaktır. Bu yakalama emrinde kişinin açık eşkali eğer biliniyorsa kimliği ve kendisine yüklenen suç ve yakalandığı takdirde nereye gönderileceği gösterilecektir ( CMK.m.98/4). Bu emir, Cumhuriyet savcılığı aracılığıyla kolluğa ulaştırılacak ve sanık A, kolluk tarafından aranacaktır. Sanığın İzmir’de yakalandığını varsayalım. Derhal en yakın İzmir Sulh ceza hakimi önüne çıkarılacak, Sulh ceza hakimi kişinin yakalama emrindeki kişiyle aynı olup olmadığını ve yakalama emrinin geri alınıp alınmadığını kontrol edecektir.
Başka bir araştırma yapmadan sevk tutuklamasına karar verecektir ve sanık yakalama emri veren Antalya Ağır ceza mahkemesine gönderilmek üzere yola çıkarılacaktır. Bu kişinin tutuklanarak İzmir’de tutukevine konması mevzubahis olamaz. Sanığın tutuklanarak tutukevine konulması, CMK m.141 gereğince tazminat sorumluluğunu getirir.[16]
2)Kimliği Tespit Amacıyla Gözaltına Alma
Polis, suç işlenmesini önlemek veya işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için, kişilere kimliklerini sorabilir (PVSK m.17). Ancak bunun için, önce kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi göstermesi gerekir. Bu prosedüre uyarak kimliği sorulan herkes, polise resmi bir belge göstererek (pasaport, ehliyet, nüfus cüzdanı) kimliğini ispat etmek zorundadır.
“Göstermeyen ya da gösterdiği belgenin doğruluğundan şüphe edilenler gerçek kimliklerini ortaya çıkarana kadar polis tarafından gözaltına alınabilir; ancak gözaltı süresi yirmidört saati geçemez.” denilse de burada sözü geçen gözaltı ; CMK’da düzenlenen gözaltı koruma tedbiri değildir. Mülga CMUK’ta gözaltı, yakalamanın otomatik sonucu olarak düzenlendiği için ve PVSK, 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren CMK değişikliklerine paralel olarak yeniden düzenlenmediği için , PVSK’da yakalama ve gözaltı koruma tedbirleri halen birbirinin devamı şeklinde kullanılarak kolluğun gözaltına alma yetkisi varmış gibi devam ettirilmektedir.
Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunuda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinde yer alan düzenleme şu şekildedir;
“polis, kimlik sorgulaması süresince kişiyi ve aracı bekletebilir. Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltı ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alma veya tutuklama haline derhal son verilir.


3)Olay Yerinde alınan tedbirlere uymama nedeniyle gözaltı
Olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan adli kolluk görevlisi, bunların yapılmasına engel kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan men eder (CMK m.168). Adli kolluğun olay yerinde aldığı tedbirlere uyulmaması halinde sahip olduğu yetkiyi düzenleyen kanun maddesi; kolluğa kişiyi gözaltına alma yetkisi vermemektedir[17]. Cumhuriyet savcısının kararı olmaksızın, soruşturma sürecinde kolluğun kendiliğinden gözaltı kararı vermesi ve kişileri gözaltında tutması mümkün değildir.

















KAYNAKÇA

CENTEL/ZAFER, Ceza Muhakemesi Hukuku, 4.Bası, Ankara 2006
KUNTER/YENİSEY/NUHOĞLU, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 15.Bası, İstanbul 2006
NOYAN, Erdal, Ceza Davası,2.Bası, Ankara 2007
ÖZBEK, Veli Özer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, Ankara 2006
ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa, Ceza Muhakemesi Hukuku Temel Bilgiler, 4.Bası, Ankara,2006
ŞAHİN, Cumhur, Sanığın Kolluk Tarafından Sorgulanması,Ankara, 1994
ŞAHİN, Cumhur, Ceza Muhakemesi Hukuku Gazi Şerhi, Ankara 2005
ŞAHİN, Cumhur, Ceza Muhakemesi Hukuku 1, Ankara 2007
TOROSLU, Nevzat, Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara 2006
TURHAN, Faruk, Ceza Muhakemesi Hukuku, 1.Bası, Ankara 2006










KISALTMALAR

AİHM : Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
AİHS : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
CMK : Ceza Muhakemesi Kanunu
CMUK : Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu
ÇKK : Çocuk Koruma Kanunu
m. : madde
PVSK : Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu
s. : Sayfa
TMK : Terörle Mücadele Kanunu
YİGY : Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği
YTCK : Yeni Türk Ceza Kanunu

[1] ŞAHİN, Cumhur: Ceza Mahkemesi Hukuku I, Ankara, 2007, s.204.

[2] TURHAN, Faruk: Ceza Mahkemesi Hukuku, Ankara, 2006, s.202.

[3] CENTEL/ZAFER: Ceza Mahkemesi Hukuku, Ankara, 2006, 4.Bası, s.284.

[4] ŞAHİN, s.206.

[5] KUNTER / YENİSEY / NUHOĞLU: Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 15.bası, 2006, s.799.

[6] ŞAHİN, s.210.

[7] ŞAHİN, s.208.

[8] ÖZTÜRK, ERDEN: Ceza Muhakemesi Hukuku Temel Bilgiler, 4.Bası, Ankara, 2006, s.216.

[9] ÖZBEK, Veli Özer: Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara, 2006, s.259.

[10] ŞAHİN, Cumhur: Sanığın Kolluk Tarafından Sorgulanması, Ankara,1994, s.126.

[11] ŞAHİN, s.212.

[12] ŞAHİN, Cumhur: Ceza Muhakemesi Kanunu Gazi Şerhi, Ankara, 2005, s.277.

[13] ŞAHİN, s.213.

[14] NOYAN, Erdal: Ceza Davası, 2.Bası, Ankara, s.518.

[15] TOROSLU, Nevzat: Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara, 2006, s.236.

[16] TURHAN, s.218.

[17] ŞAHİN, s.202.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yakalama Ve Gözaltı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Gülnur İnanır'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
09-01-2008 - 20:08
(5971 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 21 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 18 okuyucu (86%) makaleyi yararlı bulurken, 3 okuyucu (14%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
101145
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 17 saat 24 dakika 56 saniye önce.
* Ortalama Günde 16,94 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 42372, Kelime Sayısı : 5685, Boyut : 41,38 Kb.
* 7 kez yazdırıldı.
* 15 kez indirildi.
* 12 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 734
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,20809293 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.