Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Disiplin Kurulları Ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik İncelemesi

Yazan : Av.Onur Kart

Makale Özeti
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin yüksek lisans ödevi olarak incelenmesidir.

DİSİPLİN KURULLARI VE DİSİPLİN AMİRLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK
Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 17.9.1982, No: 8/5336 Dayandığı Kanunun Tarihi : 14.7.1965, No: 657 Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi : 24.10.1982, No : 17848 Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5, Cildi: 22, S.1022




Amaç:
Madde 1 - Bu Yönetmelik, Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurullarının kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usulü ile hangi memurlar hakkında karar verebileceklerini ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esasları, bunların yetki ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 134 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
AÇIKLAMA: Yönetmeliğin birinci maddesinde, yönetmeliğin genel amacı ve dayandığı kanun belirtilmiştir. Yönetmeliklerle ilgili genel bir değerlendirme yapılacak olursa, yönetmeliklerin Anayasa’nın 124.maddesinde düzenlendiği görülür.Bu maddeye göre; “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla,yönetmelik çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin yayınlanacağı Resmi Gazete’de kanunla belirtilir.” Anayasa’nın 124.maddesinde Bakanlar Kurulu’nun yönetmelik çıkarma yetkisinden bahsedilmemiştir.Bu nedenle bu konu tartışmalıdır.Doktrindeki çoğunluk görüşü, Bakanlar Kurulu’nun da yönetmelik çıkarabileceği yönündedir.[1] Yönetmeliklerin konusu, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamaktır.Ancak tek konu bu değildir.Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, bir kanuna dayanmak koşuluyla her konudaki faaliyetlerini yönetmelikle düzenleyebilirler.[2] Yönetmeliklerin sebep unsurunu bir kanun veya tüzük oluşturur.Kanunla düzenlenmemiş bir alanda yönetmelikle düzenleme yapılması mümkün değildir. Her yönetmeliğin Resmi Gazetede yayınlanması şart değildir.Hangi yönetmeliğin yayınlanacağı 3011 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun ile belirlenir.Resmi Gazetede yayınlanması gereken yönetmeliklerin uygulanabilmesi için, bu yönetmeliklerin Resmi Gazete’de yayınlanmış olması gereklidir.Yayınlanması gerektiği halde yayınlanmamış bir yönetmelik, yürürlüğe girmiş kabul edilmez.[3] Yönetmeliklerin denetimi ile ilgili ise hem Danıştay hem de idare mahkemeleri görevli kılınmıştır.Bakanlıkların çıkardıkları yönetmelikler ile kamu kuruluşlarının ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının çıkardıkları ülke çapında uygulanacak olan yönetmeliklerin denetimi, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da yapılır. Kamu kurumu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının sınırlı, belli bir bölgede uygulanacak olan yönetmeliklerinin denetim ise o bölgedeki genel görevli idare mahkemeleri tarafından yapılır.




Kapsam:
Madde 2 - Bu Yönetmelik, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun değişik 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren memurlar hakkında uygulanır. (Değişik: 13.1.1986 - 86/10286 K.) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurların disiplin işleriyle ilgili olarak bu Yönetmeliğin öngördüğü bütün düzenlemeleri yapma yetkisi ilgisine göre Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile tespit edilen çeşitli hizmet sınıflarına dahil olup da MİT Müsteşarlığı emrinde çalışan memurlar hakkında aynı konuda yapılacak düzenleme yetkisi ise Başbakana aittir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan sivil memurlar ile sözleşmeli ve yevmiyeli personelin disiplin işlerinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 233 üncü maddesi hükümlerine göre hareket edilir.
AÇIKLAMA: Yönetmeliğin ikinci maddesi, bu yönetmeliğin uygulanacağı kişileri düzenlemiştir.657 Sayılı D.M.K.’nun değişik birinci maddesi kapsamına giren memurlar hakkında bu yönetmelik uygulanır.Bunlar; Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyeler tarafından kurulan birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, kefalet sandıkları veya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde çalışanlardır. Danıştay, bu yönetmeliği “çerçeve yönetmelik” olarak kabul etmektedir.1998 yılında verdiği bir kararında Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’ni, kapsadığı kurumlar bakımından uygulanma niteliği taşıyan çerçeve yönetmelik olarak değerlendirmekte ve bir kurumun kendi disiplin amirleri yönetmeliği uygulanabilir nitelikte olmasa bile konunun çerçeve yönetmelik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini kabul etmektedir.Bakan onayıyla yürürlüğe girmiş olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Disiplin Amirleri Yönetmeliği’ne dayanılarak verilen bir disiplin cezasını, anılan yönetmeliğin Resmi Gazetede yayınlanmamış olması gerekçesiyle iptal eden idare mahkemesinin kararının temyiz incelemesinde Danıştay, kuruma ait yönetmelik yayınlanmamış olsa bile, çerçeve yönetmelik niteliğindeki Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’ne göre, üst disiplin amiri olan genel müdürün disiplin işlemi yapabileceği gerekçesiyle kararı bozmuştur(D8D,16.12.1998,E.96/975,K.98/4370).[4] Ayrıca yönetmeliğin kapsamı ile ilgili olarak, aday memurların devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektirecek bir fiil işlemeleri halinde yüksek disiplin kurulu tarafından cezalandırılıp cezalandırılamayacağı da tartışılmaktadır.Bu konuda 657 sayılı DMK’nun 56.maddesinde sicil amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin, aday memur hakkında ilişik kesmeye yetkili olduğu belirtilmektedir.Bu hükme dayanarak aday memur hakkında yüksek disiplin kurulu bir karar almamalıdır.Ancak buna karşı çıkanlar, aday memurun memurluktan çıkarıldıktan sonra 3 yıl geri alınamayacağını, 3 yıl sonra şartları varsa memurluğa geri dönebileceğini belirtmişlerdir.Oysa disiplin cezası olarak devlet memurluğundan çıkarılanlar, bir daha memurluğa alınmazlar.Yukarıda bahsedilen madde hükmüne göre, memur olmaması gereken kişiler, belli bir süre sonunda memurluğa geri dönebileceklerdir.Dolayısıyla bu karşı görüşü savunanlar, mevcut düzenlemelere göre atamaya yetkili üst tarafından adaylığa son verilmesinin mümkün ve gerekli olduğunu, ancak disiplin soruşturması açılarak ve savunma hakkı verilerek yüksek disiplin kuruluna gitmenin de göz önünde bulundurulması gereken bir alternatif olduğunu iddia etmişlerdir.[5]




Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulları:
Madde 3 - Disiplin ve soruşturma işlerinde kanunlarla verilen görevleri yapmak üzere kurum merkezinde bir Yüksek Disiplin Kurulu ile her ilde, bölge esasına göre çalışan kuruluşlarda bölge merkezinde ve her kurum merkezinde ayrıca İl Milli Eğitim Müdürlüklerinde, Başkan ve Üyeleri bu Yönetmelikte belli edilen yetkililer tarafından görevlendirilmek suretiyle birer Disiplin Kurulu kurulur. Milli Eğitim Müdürlüklerindeki Disiplin Kurulunun adı İl Milli Eğitim Disiplin Kuruludur. Bu Yönetmelikte geçen kurul deyiminden Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulları anlaşılır.

Kurulların kuruluşuna ilişkin esaslar:
Madde 4 - Başbakanlık ile Bakanlıkların ve bunlara bağlı Müsteşarlık, Genel Müdürlük ve Başkanlıkların Kurum Merkezindeki Disiplin Kurulları ve Yüksek Disiplin Kurulları aşağıda belirtilen esaslara uymak kaydıyla kurumlarınca kurulur. a) Kurulların başkan ve üyeleri, Başbakanlık ve Bakanlıklarda Müsteşarlar,bunlara bağlı kurumlarda kurumların başında bulunan Müsteşar, Genel Müdür ve Başkanların teklifi ve ilgili Bakanın onayı ile görevlendirilirler. b) Kurullar bir başkan ve dört üye olmak üzere beş kişiden oluşur. c) Disiplin Kurullarının başkanlıklarına (a) fıkrasında sayılan memurların, üyeliklerine ise kurumların üstlendikleri ana görevlerle doğrudan ilgili birim veya birimler ile hukuk, personel, teftiş veya tetkik hizmetlerini yürüten birimlerin başında bulunan memurların en yakın yardımcıları arasından görevlen- dirme yapılır. d) Yüksek Disiplin Kurullarının Başkanlıklarında (a) fıkrasında sayılan memurlar, üyeliklerinde (c) fıkrasındaki belirtilen hizmet birimlerinin başında bulunan memurlar görevlendirilir. (Ek:4.7.2005-2005/9138 K. ) Hakkında disiplin soruşturması yürütülen Devlet memurunun üyesi olduğu sendikanın temsilcisi de bu maddede belirtilen disiplin ve yüksek disiplin kurullarında yer alır. Her bir disiplin ve yüksek disiplin kurulunda görevlendirilen temsilci ilgili sendika tarafından önceden bildirilir. Bu şekilde üyesi çift sayıya ulaşan kurullarda oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın kararına itibar edilir. (c) ve (d) fıkraları uyarınca kurulların üyeliklerine yapılacak görevlendirme esnasında ana görevleri ile ilgili birim veya birimler için bir, yukarıda sayılan diğer birimlerin her biri için bir üye belirlenmesi zorunludur. Personel, hukuk, teftiş veya tetkik hizmetlerini yürüten birimlerden bir veya birkaçı bulunmayan kurumların Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelik- lerine ana görevlerle doğrudan ilişkili birimlerden, (c) ve (d) fıkralarında belirtilen esaslara uyulmak kaydıyla görevlendirme yapılır. Hizmet özellikleri veya kadro unvanlarındaki değişiklik sebebiyle kurulların başkan ve üyelerini (c) ve (d) fıkralarında belirtilen esaslara uygun şekilde tespit edemeyen kurumlar, Devlet Personel Dairesinin olumlu görüşünü almak kaydıyla kurullarını farklı yapıda kurabilirler. Bu halde de (a), (b) fıkraları hükümlerine uyulması zorunludur. Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra kurulacak olan kurumların kurulları da bu maddede belirtilen esaslara göre kurulur. Kuruluş esasları itibariyle yukarıdaki fıkralar kapsamına girmeyen Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulları aşağıda gösterilmiştir. I - (Değişik: 13.1.1986-86/10286 K.) İL DİSİPLİN KURULU: Valinin veya görevlendireceği Vali Muavininin Başkanlığında, a) Hukuk İşleri Müdürü, b) Defterdar, c) Milli Eğitim Müdürü, d) Sağlık Müdürü, e) Tarım ve Köyişleri Müdürü, f) Bayındırlık ve İskan Müdüründen. II - (Değişik: 13.1.1986-86/10286 K.) İL MİLLİ EĞİTİM DİSİPLİN KURULU: Valinin veya görevlendireceği bir Vali Yardımcısının Başkanlığında, a) İl Milli Eğitim Müdürü, b) İl Hukuk İşleri Müdürü, c) İlk Öğretim Müfettişleri Kurulu Başkanı, d) Valinin görevlendireceği; 1. İlköğretim Okulu Müdürlüklerinden bir üye, 2. Orta Öğretim Kurumları (Liseler) Müdürlerinden bir üyeden. III – (Değişik:4.7.2005-2005/9138 K. ) BÖLGE DİSİPLİN KURULU: Valinin veya görevlendireceği bir vali yardımcısının başkanlığında, a) Bölge Müdürü (Başkan), b) Bölge Müdürü(Başkan)’nün görevlendireceği bir müdür yardımcısı, c) Sosyal ve idari hizmetleri yürütmekle görevli amir, d) Personel veya ünite amiri veya benzer hizmetleri yürütmekle görevli amirden kurulur. IV - ANAYASA MAHKEMESİ: 1 - Disiplin Kurulu, Genel Sekreter Yardımcısının Başkanlığında, a) Anayasa Mahkemesi Başkanınca görevlendirilecek bir Başkatip, b) Levazım Müdürü, c) Zabıt Katipleri ve Personel Müdürlüğü memurları arasından Anayasa Mahkemesi Başkanınca görevlendirilecek birer kişiden. 2 - Yüksek Disiplin Kurulu; Genel Sekreter veya en kıdemli Raportörün Başkanlığında. a) Anayasa Mahkemesi Başkanınca görevlendirilecek iki Raportör, b) Kararlar Müdürü, c) Personel Müdürü veya en kıdemli Başkatipten. V – (Değişik:4.7.2005-2005/9138 K.) MAHALLİ İDARELERİN DİSİPLİN KURULLARI: A. İL ÖZEL İDARESİ DİSİPLİN KURULU: Valinin veya genel sekreterin başkanlığında, a) İl Hukuk İşleri Müdürü, hukuk işleri müdürü yoksa, Valinin İl İdare Kurulu üyeleri arasından görevlendireceği bir kişi, b) Vali tarafından belirlenecek bir birim müdürü, c) İl Daimi Encümeni üyelerinin kendi aralarından bir yıl içinde seçecekleri iki üyeden, kurulur. B. (Değişik: 13.1.1986 - 86/10286 K.) BELEDİYE DİSİPLİN KURULU: 1. Büyük Şehir Belediyelerinde; genel sekreter veya başkanın görevlendireceği genel sekreter yardımcılarından birinin başkanlığında; a) Hukuk Müşaviri veya görevlendirilecek bir avukat, b) Personel Şube Müdürü, c) Kararlar Şube Müdürü, d) Fen İşleri Daire Başkanlığından görevlendirilecek bir şube müdüründen kurulur. 2. Belediyelerde; belediye başkanının veya görevlendireceği yardımcısının başkanlığında, encümenin atanmış üyelerinden kurulur. C. BİRLİK DİSİPLİN KURULU: Birlik disiplin kurulu, birlik encümenidir. D. (Değişik: 13.1.1986-86/10286 K.) MAHALLİ İDARELERİN YÜKSEK DİSİPLİN KURULU: Mahalli İdarelerin Yüksek Disiplin Kurulu, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’dur. Ancak, büyük şehir belediye başkanlıklarında bu kurullar Büyük Şehir Belediye Encümeni’nden teşekkül eder. AÇIKLAMA: Madde, çeşitli tarihlerde (1986, 2005) değişikliklere uğramıştır. 2005 değişikliklerinden önce Bölge Disiplin Kurulu’na bölge müdürü başkanlık ederken, değişiklikten sonra vali veya vali yardımcısı başkanlık etmeye başlamıştır.Bölge müdürü, görevine üye olarak devam etmektedir.Yine 2005 değişiklikleri ile hakkında soruşturma yapılan memurun üyesi bulunduğu sendika temsilcisinin, disiplin ve yüksek disiplin kurullarındaki toplantılara katılabilmesi olanağı sağlanmıştır.Bu uygulama, katılımcı demokrasinin idare hukukuna ve disiplin soruşturmalarına bir yansıması olarak kabul edilebilir. Danıştay, 1996 yılında verdiği bir kararda belediye personeli hakkında devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesine İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun yetkili olduğunu, belediye disiplin kurulu tarafından verilen memurluktan çıkarma cezasında yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığını belirlemiştir(D8D,29.11.1996,E.95/4567,K.96/3513).[6] Yine Danıştay başka bir kararında, belediye zabıta personeline uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirlerince verilebileceği, belediye encümen kararına gerek olmadığını belirtmiştir (D12D,19.03.2003,E.2000/2067,K.2003/638).[7]


Kurullarda görevlendirilemeyecek olanlar:
Madde 5 - Haklarında aylıktan kesme veya daha ağır disiplin cezası uygulanmış olanlar, 657 sayılı Kanunun değişik 133 üncü maddesi hükümlerinden yararlanmış olsalar dahi 3. maddede sayılan kurullarda görevlendirilemezler.
AÇIKLAMA: Bu madde ile ilgili olarak öncelikle 657 sayılı kanunun değişik 133.maddesine değinmek gerekir.Bu maddeye göre; uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 yıl sonra, diğer cezaların uygulanmasından 10 yıl sonra ilgili memur, verilmiş olan cezaların sicilinden silinmesini isteyebilir.Bu 5-10 yıllık süreler içinde memur, bu isteğini haklı kılacak derecede davranışlar göstermelidir.Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının sicilden silinmesi için disiplin kurulu mütalaası alınmalıdır. Yönetmeliğin bu maddesinde de aylıktan kesme ve DMK’na göre bundan daha ağır (kademe ilerlemesinin durdurulması) disiplin cezası alanların, disiplin ve yüksek disiplin kurullarında görev alamayacakları belirtilmiştir.Bir kısım özel kanunlarda ise aylıktan kesme yaptırımından ağır olan yaptırımlar farklıdır.Örneğin, hakim ve savcılar için kınama ve yer değiştirme, aylıktan kesmeden daha ağır yaptırımlardır.Emniyet Örgütünde de aylıktan kesmeden daha ağır müeyyideler, kısa ve uzun süreli durdurma cezalarıdır. Danıştay 1.Dairesi, 1997 yılında “Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin uygulanması hususunda karşılaşılan tereddütlerin giderilmesi hakkında istişari görüş” başlığıyla, düşüncelerini açıklamıştır.Buna göre; Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesininmerkez muhakemat komisyonlarıüyelikleri için kıyasen uygulanamayacağı, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesi uyarınca disiplin cezaları sicil dosyalarından silinmiş olanların, disiplin kurullarında görev yapamayacakları, 3817 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun uyarınca disiplin cezaları kaldırılmış bulunan memurların disiplin kurullarında görev almalarında yasal bir engel bulunmadığı ifade edilmiştir. (D1D,E.1997/134,K.1997/173)[8]


Kurul toplantılarına katılamayacak olanlar:
Madde 6 - Kurulların Başkan ve Üyeleri kendilerine, eşlerine, ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarına, disiplin cezası veril-mesini teklif ettikleri, disiplin soruşturmasını yaptıkları veya atanmasına yetkili oldukları memurlara ait işlerle ilgili kurul toplantılarına katılamazlar.
AÇIKLAMA: Bu madde incelendiğinde kurul toplantılarına katılmayı engelleyen mutlak sebepler tahdidi olarak belirtilmiş ancak nisbi sebepler veya tarafsızlığı şüpheye düşürecek nedenler, unsurlar düzenlenmemiştir.Örnek olarak nişanlılık, evlatlık, daha uzak bir akrabalık bağı konularında hüküm getirilmemiştir. Disiplin soruşturmasını yapan kişinin kurul toplantılarına katılamayacağı maddede açık bir şekilde belirtilmiştir.Buna rağmen soruşturmacının kurul toplantılarına katılması, oylamaya katılması halinde ne olacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.İlk olarak, idare hukukundaki yetki kuralları kamu düzenine ilişkin olduğu için yetkisiz kişi fiili ajan durumunda kabul edilip, açıkladığı iradeye işlemin oluşum sürecinde yer verilmemesi gerektiği söylenebilir.Bunun yanında, bu tür bir sakatlık eğer disiplin kurulu kararını etkilemeyecek bir seviyedeyse, disiplin kurullarının oy çoğunluğu ile karar aldığı göz önünde bulundurularak, tali bir sakatlık kabul edilip işlemin geçerli olması gerektiği yönünde görüşlerde bulunmaktadır.Bu görüşlerden ilkinin, idare hukuku kurallarına daha uygun olduğu söylenebilir.Ayrıca bu tür ihlallerin sonucu etkilemeyeceği yönünde düşünceler, benzer ihlaller için de yol gösterici olabilir.[9]Yönetmeliğin bu maddesi ile ilgili olarak Danıştay’ın çeşitli kararları vardır.Bu kararların birinde; “…Disiplin soruşturmasının, ceza vermeye yetkili amir tarafından yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, yönetmeliğin 6.maddesinde soruşturmayı yapan kişinin soruşturduğu olayla ilgili işlerin görüşüldüğü kurula katılamayacakları, ancak ne 657 sayılı kanunda ne de yönetmelikte disiplin amirinin yetkisine giren cezalardan birinin verilmesini gerektiren fiil ve hallerle ilgili soruşturmayı kendisinin yapamayacağına ilişkin bir kural bulunmamaktadır.Bu durumda disiplin amirleri, uyarma, kınama veya aylıktan kesme cezasını gerektiren fiilleri işleyen memur hakkında soruşturma yapmak üzere soruşturmacı atayabilecekleri gibi doğrudan kendilerinin de soruşturma yapabilecekleri açıktır…” demek suretiyle görüşünü beyan etmiştir.Bu kararın azlık oyu ise “Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’nin 6.maddesi, disiplin kurulları başkan ve üyelerinin disiplin soruşturmasını yaptıkları memurlara ait işlerle ilgili kurul toplantılarına katılamayacaklarını hükme bağlamıştır.Disiplin kurulu başkan ve üyeleri, disiplin soruşturmasını yaptıkları memurlara ait işlerle ilgili toplantılara katılamadıklarına göre disiplin amirinin hem soruşturma yapmasına hem ceza tayin etmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.Bir başka anlatımla disiplin kurulunun, kurul olarak vereceği ceza kararlarına katılmasına olanak bulunmayan soruşturmacının disiplin amiri olarak ceza verebileceği konularda soruşturmacı olarak görev yapabileceğini düşünmek mümkün değildir…”şeklindedir[10] (D8D,11.1.1994,E.93/2433,K94/56).


Üyelerin görev süresi:
Madde 7 - Kurulların Başkan ve Üyelerinin görevlendirilme süresi 2 yıldır. Süresi dolanların yeniden aynı süre ile görevlendirilmeleri mümkündür.

Kurulların görev alanları:
Madde 8 - (Değişik: 13.1.1986 - 86/10286 K.) Başbakanlık ve Bakanlıklar ile bunların bağlı kuruluşlarında görevli memurların kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile ilgili işleri memurların bağlı oldukları kurumların disiplin kurullarınca karara bağlanır. Ancak, bu kurumların illerde görevli memurlarından Bakanlar Kurulu kararı veya ortak kararlar atananlar dışındakilerin aynı disiplin cezası ile ilgili işleri hakkında karar verme yetkisi ilgili İl Disiplin Kuruluna; illerde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı teşkilatta görevli öğretmen, yönetici, uzman ve uzman yardımcısı ile gezici öğretmenlerin kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile ilgili işleri hakkında karar verme yetkisi ise ilgili İl Milli Eğitim Disiplin Kuruluna aittir. Yukarıda sayılan memurların Devlet Memurluğundan çıkarma cezaları hakkında bunların bağlı bulundukları kurumların Yüksek Disiplin Kurullarınca karar verilir. İl özel idarelerinde, belediyelerde, bu kurumların kurdukları birliklerde, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda görevli memurların kademe ilerleme- sinin durdurulması cezası ile ilgili işleri ilgisine göre özel idare, belediye veya birlik disiplin kurulunca incelenip karara bağlanır. İkinci fıkrada sayılan kurumlarda görevli memurların Devlet Memurluğundan çıkarma cezası ile ilgili işleri İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca görülür. Büyük Şehir Belediyelerinde çalışan memurlar hakkında Devlet Memurluğundan çıkarma cezası verme yetkisi Büyük Şehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kuruluna aittir. Başbakan, Bakanlar ve en üst disiplin amirlerince doğrudan verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı ilgili memurlarca yapılan itirazlar, cezayı veren amirin esas görev yerindeki Disiplin Kurulunca karara bağlanır. İllerde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı teşkilatta çalışan öğretmen, yönetici, uzman ve uzman yardımcısı ile gezici öğretmenlerin, kaymakam ve valilerce verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazları, İl Milli Eğitim Disiplin Kurullarınca karara bağlanır. Devlet Bakanlıklarında görevli memurların disiplin işleri, Başbakanlığın yetkili Kurulunca görülür. Kefalet sandıkları, döner sermayeli kuruluşlar ve kanunlarla kurulan fon- larda görevli memurların disiplin işlerinde, bu kuruluşların bağlı veya ilgili oldukları kurumlardaki kurullar yetkilidir. Özel kanunların disiplin cezası vermeye yetkili kurullarla ilgili hükümleri saklıdır.

Madde 9 - Toplantı gündeminin düzenlenip ilgililere dağıtılması, toplantının belirli gün, saat ve yerde yapılması, Kurul çalışmalarının gereği gibi yürütülüp sonuçlandırılması Başkan tarafından sağlanır. Kurullarda raportörlük görevi Başkanın görevlendireceği bir üye tarafından yürütülür. Üyeler kendilerine havale edilen dosyaları en geç 7 gün içinde incelerler.


Toplantı yeter sayısı:
Madde 10 - Üç kişilik Kurullar üye tam sayısı ile üye sayısı 3'den fazla olan Kurullar salt çoğunlukla toplanır. Kurulların başkan ve üyelerinin görev başında bulunmamaları halinde Kurula vekilleri, seçimle gelenlerin yedekleri katılır. Kurulların başkanlarının 6. maddedeki sebepler ile toplantılara katılamamaları halinde başkanlık görevi en kıdemli üye tarafından yürütülür. Yukarıdaki fıkra uyarınca toplantılara katılamayan üyeler toplantı yeter sayısının tespitinde göz önünde bulundurulmaz.


Disiplin Kurullarının karar süresi ve usulü:
Madde 11 - Disiplin Kurulları kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile ilgili işlerde soruşturma dosyasını aldıkları tarihten itibaren; uyarma ve kınama cezalarına karşı yapılan itirazlar ile ilgili işlerde itiraz dilekçesi ile cezaya ilişkin karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren, 30 gün içinde kararlarını verirler. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile ilgili kararlar, soruşturma dosyasına göre verilir.
AÇIKLAMA: Disiplin cezası verme yetkisi, kural olarak üstlere (amirlere) verilmiştir.Disiplin kurulları, sadece görüş bildirir.Bunun istisnası, yüksek disiplin kurulları tarafından verilen devlet memurluğundan çıkarma cezasıdır. Dolayısıyla disiplin cezası verilmesi açısından amirlerin yetkileri geniş, kurulların yetkileri dar tutulmuştur.[11] 657 sayılı kanun, cezaların ağırlığına göre kademeli bir yetki düzeni kurduğu için, idari faaliyetlerin gereklerini göz önünde bulunduran bir sistem getirmiştir.Bu sistem, hiyerarşik amirin memurun meslek ve görevindeki yolsuzluk ve usûlsüzlüklerini en yakından görebilecek ve değerlendirebilecek kimse olması bakımından da etkili bir sistemdir.Bu nedenle 657 sayılı kanun, bir çok noktada atamaya yetkili amire yetki vermiştir.[12]Bu maddede sözü edilen sürelere uyulmaması halinde işlemin geçersizliği ileri sürülemez.Konulmuş bu süreler, işin sürüncemede kalıp memurun tedirgin olmamasına yönelik olup, belirtilen işlerin bu süreler içinde sonuçlandırılmamış olması verilen kararları kusurlandırmaz. Danıştay da belirtilen sürelere uyulmamasının görevlilerin sorumluluğunu gerektirebileceğini, ancak alınan kararı hukuka aykırı hale getirmeyeceğini kabul etmektedir.Danıştay, bir kararında “…Disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı gözetilmeden dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”şeklinde görüş açıklamıştır (D8D,17.9.1991,E.91/1370,K.91/1358).[13]


Yüksek Disiplin Kurullarının karar süresi ve usulleri:
Madde 12 - Amirlerin memurluktan çıkarma cezasına ilişkin talepleri, soruşturma dosyasının memurun bağlı bulunduğu kurumun Yüksek Disiplin Kuruluna tevdiinden itibaren en geç 6 ay içinde karara bağlanır. Yüksek Disiplin Kurulları kendilerine intikal eden dosyaların tetkiki sırasında gerekli gördükleri takdirde ilgilinin sicil dosyasını ve her türlü evrakı incelemeye, kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler.
AÇIKLAMA: Yüksek disiplin kurullarının karar usulü ve memurun hakları, esas anlamıyla 657 sayılı D.M.K.’nun 129.maddesinde düzenlenmiştir.Buna göre; yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların tetkiki sırasında gerekli gördükleri takdirde ilgilinin sicil dosyasını ve her türlü evrakı incelemeye, kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidir.Ayrıca hakkında soruşturma yapılan memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.[14] Yüksek disiplin kurulu dışındaki kurulların verdikleri kararlar, daha çok görüş bildirme şeklindedir.Kararların hüküm doğurması için genellikle amirin onayı gereklidir.Yüksek disiplin kurulu da bağımsız bir karar organı olmayıp, kendisine sunulan memurluktan çıkarılma tekliflerini kabul ya da red etmekle sınırlı olsa da, yukarıda bahsedilen soruşturma ve karar usûlü nedeniyle “yargı benzeri”[15] bir organ olarak nitelendirilmiştir. Gerek 657 sayılı kanunda gerekse Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’nde Devlet memurluğundan çıkarma cezasına ilişkin soruşturma dosyalarını yüksek disiplin kuruluna intikal ettirmesi için disiplin amirine belli bir süre tanınmamıştır.Ceza verme zamanaşımı göz önünde tutularak bu işlem geciktirilmemelidir.[16] Yüksek disiplin kurulunun soruşturmacıyı tanık sıfatıyla dinleyip dinleyemeyeceği konusunda açıklık olmasa da, kurulun her türlü bilgi ve belgeye ulaşabileceği göz önünde bulundurulursa, soruşturmacıyı da tanık olarak dinleyebilir.[17] Gerek kanun gerekse yönetmelikte tanık ve bilirkişi masraflarının nasıl karşılanacağı, bilirkişiye itirazın nasıl yapılacağı gibi konularda düzenleme yoktur.Bu konularda düzenleme yapılması gerektiği söylenebilir. Yüksek disiplin kurulunun Devlet memurluğundan çıkarma kararına yönelik yetkisini devretmesi mümkün değildir.Yetki devrinin şartları olarak, kanundan doğması, bir makama soyut olarak verilmesi ve yetki devrinin yasaklandığı bir konu olmaması gösterilebilir.Yüksek disiplin kurulunun yetkisi bu yasak kapsamına girmektedir.Dolayısıyla bu yetki, başka bir kişi ya da komisyona devredilemez.[18]


Kurulların görüşme usulü:
Madde 13 - Kurullarda raportörün açıklamaları dinlendikten sonra işin görüşülmesine geçilir.Konunun aydınlandığı ve görüşmelerin yeterliği sonucuna varılınca oylama yapılır.Kurullar oy çokluğu ile ve açık oyla karar verirler. Oylamada çekimser kalınamaz.Başkan oyunu en son kullanır.Oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu tarafın oyu üstün sayılır.Karar Başkan tarafından açıklanır. Karar özeti üyeler tarafından imzalanan bir tutanakla tespit edilir.

Kararların yazılması:
Madde 14 - Kararlar, karar tarihini izleyen 7 gün içinde, gerekçeli olarak ve oybirliği veya oy çokluğu ile alındığı da belli edilmek suretiyle raportörler tarafından yazılır, Başkan ve üyelerce imzalanır. Karşı oy kullananların görüşlerine kararda yer verilir.

Kararların tebliği:
Madde 15 - Disiplin amirlerince verilen disiplin cezaları bu amirler, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası atamaya yetkili amirler ve memuriyetten çıkarma cezasına ilişkin Yüksek Disiplin Kurulu kararı Kurul Başkanı tarafından en geç kararların verildiği tarihi izleyen 15 gün içinde ilgililere tebliğ olunur.
AÇIKLAMA: Yönetmeliğin bu maddesinde verilen kararların tebliği ile ilgili düzenleme yapılmıştır.Bu konuda 15 günlük süre içinde ilgililere tebliğ edilmeyen kararların zamanaşımına uğrayacağı ve cezanın hiç verilmemiş sayılacağı yönünde görüş bulunmaktadır.[19]Bu görüşün önemli ölçüde zorlama bir görüş olduğu ve bu görüşe katılmanın mümkün olmadığı açıktır.Çünkü disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı haller, 657 sayılı Kanun’un 127.maddesinde belirtilmiştir.Bu madde içeriğine göre bu 15 günlük sürenin zamanaşımı olarak değerlendirilmesi doğru olmaz.Kanunda zamanaşımı ile ilgili başka bir hükme de yer verilmemiştir.Yönetmelikteki bu 15 günlük sürenin idarenin iç işleyişi ile ilgili olduğu kabul edilmelidir. Ancak 657 sayılı Kanun’da yer alan genel zamanaşımı süresi olan 2 yıllık sürenin bu noktada dikkate alınması gerekir.Başka bir deyişle, disiplin suçunun işlendiği tarihten itibaren 2 yıl geçtikten sonra ilgiliye tebliğ edilen disiplin cezasının hükümsüz kalacağı ifade edilmektedir.[20] 657 sayılı Kanun’un 132.maddesinde disiplin cezasının verildiği anda hüküm doğuracağı ve uygulanacağı ifade edilmiş olsa da, ilgilinin itiraz ve yargıya başvurma hakkını kullanabilmesi için cezanın tebliği gerekir.Cezanın tebliğ edilmemesi sebebiyle memurun itiraz ve yargıya başvurma haklarını kullanmasının ve cezanın kesinleşmesinin ilanihaye ertelenmesi düşünülemez.Bu nedenle tebliğ süresinin, 657 sayılı Kanun’da yer alan genel zamanaşımı süresi olan 2 yıl ile sınırlanması gerektiği belirtilmektedir.[21] Gerek 657 sayılı Kanun’da gerekse bu yönetmelikte tebligat usûlü ile ilgili bir hüküm bulunmadığı için, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekir.


Disiplin amirlerinin tayin ve tespitine dair esaslar:
Madde 16 - (Değişik: 4.7.2005 – 2005/9138 K.) Disiplin amirleri, bu maddede belirtilen esaslara uyulmak ve Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşüne dayanılmak suretiyle, kurumların kuruluş ve görev özelliklerine göre hazırlayarak yürürlüğe koyacakları özel yönetmelik- ler ile tespit edilir. Başbakan ve bakanlar başında bulundukları Başbakanlık ve Bakanlık teşkilatı ile bunlara bağlı kuruluşlarda görevli bütün memurların disiplin amiridirler.Bu sıfatla haiz bulundukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilirler. Başbakanlık ve bakanlıklarda, bunların bağlı kuruluşlarında ilgisine göre Başbakanlık Müsteşarı, Bakanlık Müsteşarı, bağlı kuruluşların başında bulunan müsteşar, başkan, genel müdür, genel sekreter ve müdürler, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar, belediyelerde belediye başkanları, yurtdışı teşkilatında misyon şefleri buralarda görevli bütün memurların en üst disiplin amirleridirler. Daha alt seviyedeki disiplin amirlerinin astlık üstlük sıralaması bu esasa göre tespit edilir.En üst disiplin amirleri haiz oldukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilir. Ayrıca disiplin işlerinde denetimi, etkin ve süratli bir uygulamayı sağlamak için, yukarıdaki fıkrada sayılan disiplin amirlerinin birinci sicil amiri oldukları memurlar ve bakanlıkların doğrudan bakana bağlı birimlerinin başında bulunanlar idari yönden veya sicil bakımından kendilerine bağlı memurların disiplin amiri olarak tayin ve tespit edilirler. Yukarıdaki fıkrada sayılanların birinci sicil amiri oldukları memurlar ile şube müdürlerinin de idari yönden veya sicil bakımından kendilerine bağlı memurların disiplin amiri olarak tayin ve tespit edilmeleri şarttır. Kurumların gerekçeli tekliflerinin Devlet Personel Başkanlığı’nca uygun bulunması halinde daha alt seviyedeki idari kademelerin başında bulunan memurlara da disiplin amirliği yetkisi tanınabilir. Disiplin işleriyle ilgili uygulamalarda, kaymakam ilçe, valiler il, belediye başkanları belediye teşkilatındaki diğer disiplin amirlerine göre en üst disiplin amiridirler. Valiler, kaymakamlara göre bir üst disiplin amiridirler. Bölge müdürlerinin disiplin amiri bölge müdürlüğünün merkezinin bulunduğu ilin valisi, üst disiplin amiri ise bakanlıklarda müsteşar veya bakan, bağlı veya ilgili kuruluşlarda müsteşar, başkan veya genel müdürlerdir. Bölge müdürlüklerinin ilçe teşkilatındaki birimlerinin başında bulunan ilçe idare şube başkanlarının disiplin amiri kaymakam, üst disiplin amiri vali; il teşkilatındaki il idare şube başkanlarının disiplin amiri vali olup, bu il idare şube başkanları hakkında özel yönetmeliklere ekli cetvellerde üst disiplin amiri tespit edilemez. Ancak, bölge müdürlüklerinde bölge müdürleri il ve ilçe teşkilatında görevli memurlar ile il idare şube başkanları ve ilçe idare şube başkanları hakkında, il idare şube başkanları ise ilçe idare şube başkanları ve ilçe teşkilatında görevli memurlar hakkında doğrudan disiplin cezası verme yetkisine sahiptir.
AÇIKLAMA: Disiplin amirlerinin kim olduğu önceden ve kesin olarak belirlenmelidir.Yönetmeliğin bu maddesinden anlaşıldığı üzere kurumlar, hazırlayacakları özel yönetmelikler ile disiplin amirlerini belirleyeceklerdir.Bu belirlemede Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşü, önem arz etmektedir.Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşüne dayanılarak yönetmelik hazırlanacaktır. Disiplin amirlerinin nasıl belirleneceği konusuyla ilgili 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda 124. ve 134.maddeler bulunmaktadır.134/2 (Değişik:12.2.1982 – 2670/38 md.)’de “…ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitine uygulanacak esaslar ile bunların yetki ve sorumlulukları gibi hususlar Bakanlar Kurulu’nca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü bulunmakta ise de 124/1(Değişik:29.11.1984-KHK 243/25 md.), “ Disiplin amirleri;kurumların kuruluş ve görev özellikleri göz önüne alınarak Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşüne dayanılarak özel yönetmeliklerde tayin ve tespit edilecek amirdir.” şeklinde farklı bir hüküm getirmiştir. 134.maddede yönetmelik çıkarma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilmiş ve Devlet Personel Başkanlığı görüşünden bahsedilmezken, 124.maddede kurumların kuruluş ve görev özellikleri dikkate alınarak yönetmeliklerde belirtileceği ve Devlet Personel Başkanlığı görüşünün zorunlu olduğunu ifade edilmiştir.İki madde arasında bir uyumsuzluk olduğu görülmektedir.Dolayısıyla aynı konuda iki farklı kanun hükmü olduğuna göre, tarih olarak daha sonra yapılan düzenleme yani 124.madde hükmü esas alınmalı ve kurumların yönetmelikler çıkarması gerekmektedir.[22] Bu görüşe karşılık SAĞLAM, iki madde arasında böyle bir çelişki olmadığını belirtmektedir.134/2.madde ile Bakanlar Kurulu’na bu konuda temel esasları belirleme yetkisi verilerek, çıkacak olan yönetmelikler bakımından homojenlik ve birlik sağlanması amaçlanmıştır.Buna dayanılarak çıkarılan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Yönetmeliği’nin 16.maddesinde bir takım temel esaslar belirlenmiş, kurum bazında belirleme yapılmayarak bu yetki, 124/1.maddeye uygun bir şekilde Devlet Personel Başkanlığı görüşüyle birlikte kurumlara bırakılmıştır.657 sayılı Kanun’un 134/2.maddesi, kurumların çıkaracağı özel yönetmelikleri yasaklamamakta, Bakanlar Kurulu’na çerçeve yönetmelik çıkarması konusunda yetki vermektedir.Bu nedenlerle her iki hükmün de birlikte uygulanabileceği öngörülmüştür.[23] Bu konuda üzerinde durulması gereken bir diğer husus, disiplin amirlerinin sahip oldukları ceza verme yetkisini devredip devredemeyecekleridir. SANCAKDAR, kanun koyucu tarafından sınırları açıkça belirtilmek koşuluyla yetki verilmesi halinde yetki devrinin mümkün olabileceği görüşündedir.657 sayılı Kanun’un 134/2.maddesinde, “… disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esaslar… yönetmelikle düzenlenir.” denmek suretiyle yetki devrinin kanuni dayanağının oluştuğunu ileri sürmektedir.[24] Bu görüşe karşılık SAĞLAM, böyle bir yoruma katılma olanağı bulunmadığını belirtmektedir.134/2.maddeyi, disiplin cezası verme yetkisinin devri konusunda bir dayanak olarak görmenin isabetsiz olduğunu ifade etmektedir.Gerek disiplin hukukunda gerekse yetki devrine cevaz veren kanun hükümlerinde disiplin cezası verme yetkisinin devredilebileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır.Hangi yetkilerin devredilebileceği konusunda, sahip olunan yetkinin nitelik ve özelliklerine bakılarak karar verilmesi gerekir.Niteliği ve önemi dolayısıyla disiplin cezası verme yetkisinin yetki devri yasağı içinde yer alması gerektiği ifade edilmiştir.[25] Konuyla ilgili Danıştay 1.Dairesi, verdiği istişari mütalaada idari makamlara tanınan disiplin cezası verme yetkisinin münhasır yetki özelliği taşıdığından bu yetkinin devredilemeyeceği sonucuna ulaşmıştır.Kararda, yetki kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu, idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uymak zorunda olduğu, yetki devrinin hukuken geçerli olabilmesinin, daha önce kanunda açıkça öngörülmüş bulunmasına bağlı olduğu, 657 sayılı Kanun’un disiplin amiri sıfatıyla Bakan’a tanıdığı disiplin cezası verme yetkisinin devredilemeyeceği belirtilmiştir(D1D, 5.7.1984, E.84/72, K.84/155).[26] Bu madde ile ilgili olarak bahsedilmesi gereken bir diğer husus, yönetmeliğin bu maddesi ile Başbakan ve Bakanlar ile en üst disiplin amirlerine tanınan yetkiye ilişkindir.Bu disiplin amirlerinin sahip oldukları yetki, disiplin cezası uygulamayı da kapsamaktadır.Danıştay, bir öğretmenin, disiplin amiri olan okul müdürü tarafından değil de İl milli eğitim müdürü tarafından aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin bir olayda, üstün ast yerine geçerek karar vermesinin yetki tecavüzü oluşturduğundan bahisle kararı iptal eden idare mahkemesi kararını, İl milli eğitim müdürünün, davacının ilk disiplin amiri olduğu, bu nedenle disiplin cezası vermesinde yetkisizlik söz konusu olmadığı gerekçesiyle bozmuştur(D12D, 8.2.2001, E.99/3488, K.2001/392).[27] Yine benzer bir olayda Danıştay, “… davacıya Konak İlçe Milli Eğitim Müdürü veya Konak Kaymakamı tarafından disiplin cezası verilmesi gerekse de Bakanlık Müsteşarı, Bakanlıkta görevli bütün memurların en üst disiplin amiri olduğundan ve yetkilerini her derecedeki memur hakkında kullanabileceğinden, Müsteşar tarafından davacıya disiplin cezası verilmesi dava konusu işlemi sakatlar nitelikte görülmemiştir.” diyerek idare mahkemesi kararını bozmuştur(D8D, 10.11.1998, E.98/4598, K.98/3633).[28] Memurun geçici görevlendirilmesi halinde disiplin amirinin nasıl tayin ve tespit edileceği konusunda ASLAN, her ne kadar memurun asıl kadrosu kendi kurumunda olsa da delillere daha kolay ulaşma imkanı ve disiplin ihlalinin yapıldığı kurumda düzen ve güveni sağlama zorunluluğu nedeniyle, memurun asıl kadrosunun bulunduğu kurumdaki değil, geçici olarak görevlendirildiği kurumdaki disiplin amirinin soruşturma yapması ve gerekli işlemleri yürütmesi gerektiği belirtmiştir.[29]


Sicil amirleri ile misyon şeflerinin yetkileri:
Madde 17 - Disiplin amiri olarak tespit edilmeyen sicil amirleri sicil yönünden kendilerine bağlı memurların disipline aykırı davranışları hakkında varsa sıralı üst sicil amirleri yoluyla, yoksa doğrudan ilgili disiplin amirlerine başvurabilirler.Disiplin amirleri başvurular hakkında gerekli soruşturmayı yaptırıp sonucuna göre hareket ederler. Yurtdışında Misyon Şefleri, Bakanlıkların ve diğer kurumların yurtdışı teşkilatında görevli bütün memurların disipline aykırı davranışları hakkında Dışişleri Bakanlığı’na başvurarak ilgili kurumca soruşturma yapılmasını isterler.İlgili kurumlarca yapılan soruşturmanın sonucundan Dışişleri Bakanlığı’na bilgi verilmesi zorunludur. AÇIKLAMA: Genel olarak disiplin amirleri aynı zamanda sicil amiri durumundadırlar.Ancak her sicil amiri, disiplin amiri pozisyonunda değildir.Bu nedenle her sicil amiri, disiplin cezası verme hakkına sahip değildir.


Disiplin amirlerinin yetkileri:
Madde 18 - Disiplin amirleri, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği görevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 657 sayılı Kanun’da yazılı disiplin cezalarından yetkisi dahilinde bulunanları vermeye, Özel kanunların disiplin işleriyle ilgili olarak verdiği yetkileri kullan- maya, Disiplin ve Yüksek Disiplin Kurulları’nca reddedilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile Devlet memurluğundan çıkarma cezaları yerine, red kararlarının alındığı tarihi izleyen 15 gün içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile bu Yönetmelik’te belirtilen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla başka bir disiplin cezası vermeye, Bir üst disiplin amiri sıfatıyla uyarma ve kınama cezalarına karşı yapılan itirazları gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabule, hafifletmeye veya tama-men kaldırmaya, yetkilidirler.
AÇIKLAMA: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 126.maddesinin 3.fıkrasında, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisinin olmadığı, cezayı kabul veya reddedecekleri, ret halinde atamaya yetkili amirlerin 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbest olduğu hükme bağlanmıştır.Bu hükümle disiplin amirlerinin kendi yetki alanlarına ilişkin disiplin cezalarını vermekte sahip oldukları takdir yetkisi, kurullara karşı korunmak istenmiştir.Danıştay, buna aykırı uygulamayı iptal nedenleri arasında kabul etmektedir.Bir memurun Devlet memurluğundan çıkarılması önerisiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edilmesine ilişkin bir olayda yüksek disiplin kurulu, öneriyi reddedip davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesi gerektiğine karar vermiştir.İdare mahkemesi, yüksek disiplin kurulunun öneriyi ret ya da kabul dışında bir karar veremeyeceği gerekçesiyle işlemi iptal etmiştir. Danıştay’da bu kararı onamıştır(D8D, 10.12.1997, E.95/4185, K.97/3879).[30] Devlet memurluğundan çıkarma için yapılan teklifin yüksek disiplin kurulu tarafından reddi halinde disiplin amiri, reddedilen Devlet memurluğundan çıkarma cezası yerine kademe ilerlemesi cezası verilmesi gerektiğine karar verirse, soruşturma dosyasını yetkili disiplin kuruluna göndermekle yükümlüdür.[31]


Disiplin amirlerinin sorumlulukları:
Madde 19 - Disiplin amirleri, disiplin işlerinde kendilerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve özel kanunlarla verilen yetkileri kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla; memurlara kanun, tüzük ve yönet- meliklerle tanınan hakları göz önünde tutan, hakkaniyet ve eşitliği esas alan bir tutum ve davranış için de kullanmak ile yükümlüdürler. Bu genel sorumluluğun dışında disiplin amirleri ayrıca; a) Memurların uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarma cezalarından biriyle cezalandırılması gereken disipline aykırı davranışlarını öğrendikleri tarihten itibaren kanunen belli süreler içinde disiplin soruşturmasını başlatarak; gerekli cezayı uygulayarak, disiplin cezası verme yetkisinin zaman aşımına uğramasını önlemek, b) Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı tarihi izleyen 15 gün içinde vermek, c) Uyarma ve kınama cezalarına karşı yapılan itirazları, cezalarla ilişkin karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde inceleyerek sonuçlandırmak, zorundadırlar.
AÇIKLAMA: Disiplin amirlerinin sorumluluklarının başında, disiplin soruşturmasını başlatmak ve yürütmek gelir.Disiplin amirleri, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezasını gerektiren fiilleri işleyen memur hakkında soruşturma yapmak üzere soruşturmacı atayabilecekleri gibi kendileri de soruşturma yapabilirler.Bu durumda disiplin amirleri hem soruşturmacı hem de ceza veren konumunda olabilecektir.[32]Soruşturmacı, disiplin soruşturmasını yürütürken bir yandan memurun ifadesini alacak, diğer yandan lehe ya da aleyhe bütün delilleri toplamaya gayret gösterecektir.Bu nedenle ilgili kamu kuruluşlarından bilgi ve belge isteyebilir, gerek görürse tanık dinleyebilir. Disiplin yargılamasında savunma, isnada ilişkin açıklama niteliğinde olduğundan, böyle bir açıklama, ancak memur hakkındaki isnad belli olduktan sonra yapılabilir.Bu da soruşturma raporunun tamamlanmasını gerektirir. Savunmanın disiplin amirinin görevlendirdiği soruşturmacı ya da müfettiş tarafından alınması durumunda, memurun savunmasına raporda yer verilmemesi veya eksik yer verilmesi durumu ortaya çıkabilir.[33] Disiplin amiri, soruşturmayı kendisi yürütmeyip bir soruşturmacı atarsa, bu soruşturmacı ya da müfettişin alacağı ifade savunma olarak kabul edilemez. Savunma, disiplin cezası vermeye yetkili amir ya da kurul tarafından alınmalıdır. Savunma alınmadan soruşturmanın tamamlanması ve ceza verilmesi mümkün değildir, hukuka aykırıdır. Danıştay, yasal zorunluluğa rağmen, ilgiliye savunma hakkı tanınmadan verilen disiplin cezalarını hukuka aykırı bulmakta ve iptal etmektedir.[34] Danıştay 5.Dairesi, savunma hakkını idari usul, yargılama usulü ayrımı yapmadan ele almıştır (D5D, 6.6.1991, E.90/4297, K.91/1099).[35] Sadece savunma almanın, soruşturma yapılmış kabul edilip edilmeyeceği de tartışılan bir konudur.Bu konuyla ilgili bazı durumlarda memurun işlediği disiplin suçunun sadece ön inceleme ile kanıtlanabileceği, bu gibi durumlarda disiplin amirlerinin, sadece savunma alarak doğrudan disiplin cezasını verebilecekleri ifade edilmiştir.[36]Örneğin, görevindeki devamsızlığı imza cetvelleri ile kanıtlanabilen bir memurun, devamsızlığının tespiti için daha kapsamlı bir soruşturmaya gerek olmayabilir.Ancak başka soruşturma yapılmış olmasa bile mutlaka savunmasının alınmış olması gereklidir.[37] Danıştay, bu konuda farklı kararlar vermiştir.Örneğin; 1989 tarihli bir kararında davacının, hakkında herhangi bir disiplin soruşturması açılmaksızın, doğrudan disiplin amirince savunması alınarak aylık kesimi cezası ile cezalandırılmasında isabet bulunmadığını belirlemiştir(D10D, 23.11.1989, E.87/2100, K.89/2239; benzer kararlar, D8D, 30.03.1998, E.96/807,K.98/1175; D8D, 22.5.1997, E.96/1793, K.97/1778).[38] Ancak yine Danıştay, 1992 tarihli bir kararında da, savunma istenmesini, disiplin soruşturmasında ayrı bir işlem saymaya olanak bulunmadığını, disiplin amirince savunma istenmesinin, soruşturmanın yapılması anlamına geldiğini ifade etmiştir(D8D, 30.3.1992, E.91/1717, K.92/571; benzer karar, D8D, 30.03.1992, E.91/1706, K.92/549).[39]


Yürürlükten kaldırılan yönetmelik:
Madde 20 - Devlet Memurları Disiplin Kurulları Yönetmeliği ek ve değişiklikleri ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük:
Madde 21 - Bu Yönetmelik yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
Yürütme:
Madde 22 - Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.




SONUÇ

Disiplin, memurların çalıştıkları kurum ve gördükleri kamu hizmeti düzenine aykırı eylemleri nedeniyle karşılaştıkları yaptırımlardır.Başka bir deyişle, memurların yanlış tutum ve davranışlarının cezalandırılmasıdır.[40]
Disiplin cezaları, kamu personelinin görevlerini daha dikkatli ve özenli yerine getirmesini sağlar.Devlet memurlarının hukuka, kanunlara uygun hareket etmelerini temin eder.Disiplin hukuku, önleyici değil, cezalandırıcıdır.Ancak cezaların caydırıcı olmasının, önleyici niteliği de olduğu söylenebilir.
Disiplin hukuku ve cezaları konusunda tarihsel gelişime kısaca değinilecek olursa, köklerinin Tanzimat dönemine kadar gittiği görülecektir.Tanzimat döneminden itibaren çeşitli kanunnameler, nizamnameler hazırlanmıştır.
Disiplin hukukuna ilişkin ilk düzenleme kabul edilebilecek metin, 1860 tarihli Ticaret Kanunnamesidir.Daha sonra çeşitli tarihlerde(1861,1863,1869) yine talimatname ve nizamnameler yürürlüğe girmiştir.[41]
Memurların statüsünü ilk defa toplu halde düzenleyen, 1881 tarihli Memurini Mülkiye Kararnamesi olmuştur.Bu kararname ile ilk kez disiplin soruşturması öngörülmüş, yine ilk kez disiplin cezasına itiraz edilebileceği belirtilmiştir.[42]
Cumhuriyet döneminin ilk düzenlemesi, 31 Mart 1926 tarih ve 788 sayılı Memurin Kanunu olmuştur.Bu kanun ile disiplin cezaları; ihtar, tevbih, maaş kat’ı, kıdem tenzili, sınıf tenzili, memuriyetten ihraç olmak üzere 6 çeşit olarak belirlenmiştir.[43]
Günümüzdeki metinler olarak da 1982 Anayasası’nın ilgili maddeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ilgili hükümleri, 24.10.1982 tarihli ve 17848 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik, kurum ve kuruluşların kendi hazırladıkları disiplin yönetmelikleri ve sair düzenleme gösterilebilir.
Devlet memurları için belirlenen disiplin cezaları, ülkeler bakımından farklılıklar göstermektedir.Örneğin;
Amerika Birleşik Devletleri’nde; daha düşük göreve atama, liyakatsızlıkla veya daha aşağı bir performans derecesiyle değerlendirme, para cezası, sınıf indirimi cezaları uygulanmaktadır.
Fransa’da; uyarma, kınama, terfi listesinden çıkarma, zorunlu iş değişimi, kıdem indirimi, sınıf indirimi, emeklilik hakkı baki kalmak veya bu hakkı kaybetmek üzere memurluktan çıkarma cezaları bulunmaktadır.
İsveç’te; memurun terfisini ve maaş artışını etkileyecek resmi uyarma, para cezası, üç ay süre ile hizmetten maaşsız uzaklaştırma, devlet memurluğundan çıkarma şeklinde cezalar vardır.[44]
Görüldüğü gibi diğer ülkelerdeki disiplin cezaları, ülkemizdeki cezalardan oldukça farklıdır.Emeklilik hakkının kaybına yol açan görevden çıkarma, maaşsız görevden uzaklaştırma, kıdem ve sınıf indirimi gibi ağır cezalara ülkemiz hukukunda yer verilmemiştir.
Disiplin hukuku, ilkeler bakımından ceza hukuku ile ilgili bazı benzerlikler ve farklılıklar taşır.Bunlardan en önemlisi, ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olan “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin disiplin hukukundaki uygulamasıdır. Bu ilke, “kanunsuz ceza olmaz” anlamında disiplin hukukunda da mutlak bir şekilde uygulanır. Ancak “kanunsuz suç olmaz” anlamında uygulanması farklılık taşır.Disiplin hukukunda, bütün fiillerin önceden belirlenmesinin her zaman mümkün olmaması sebebiyle bu ilke, mutlak bir şekilde uygulanmaz.[45]
Bununla yakından ilgili bir diğer farklılık da kıyas konusundadır.Ceza hukuku anlamında suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak şekilde yorumlanamaz(TCK 2/3). Disiplin suçlarında kural kanunilik olmakla birlikte, bütün fiilleri kanunda düzenleme imkanı bulunmadığı için kanunda düzenlenen fiillerin benzerleri de disiplin suçu olarak kabul edilir.[46]
Ceza hukuku ile disiplin hukuku arasındaki diğer önemli farklılıklar olarak, disiplin cezalarının, memurun kişi özgürlüklerini kısıtlayıcı nitelikte olmaması, disiplin cezalarının kural olarak memur statüsünde bulunanlara uygulanması gösterilebilir.[47]
Ülkemizde disiplin hukuku, önemli ölçüde yerleşik teamüller ve idari yargı kararları ışığında uygulanmaktadır.Disiplin hükümlerinin mevzuatta yeterince düzenlenmemiş olması (her ne kadar içtihatlarla dolduruluyor olsa da) boşluklara yol açmaktadır.İçtihat yoluyla yerleşmiş konuların mevzuata girmesi, disiplin hukuku normlarının bir bütünlük içinde kanunlaşması, gerek disiplin hukukunun gelişmesi gerekse kamu yönetiminin hukuk devleti standartlarına erişmesi açısından önemli olacaktır.


YARARLANILAN KAYNAKLAR



AKYILMAZ BAHTİYAR, KAMU PERSONELİ SORUNLARI İDARE HUKUKU SEMPOZYUMU, ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI, ESKİŞEHİR, 2004

ASLAN ZEHREDDİN, 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNA GÖRE DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARI, ALFA YAYINEVİ, İSTANBUL, 2001

ATAY ENDER ETHEM, İDARE HUKUKU, TURHAN KİTABEVİ, ANKARA, 2006

DİNLEN AZİZ, DEVLET MEMURLARI KANUNUNA GÖRE DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARI, YÜKSEK LİSANS TEZİ, ANKARA, 1987

EROĞLU İRFAN, MEMUR HUKUKUNDA DİSİPLİN SORUŞTURMASI, YÜKSEK LİSANS TEZİ, SAKARYA, 1998

GİRİTLİ İSMET - BİLGEN PERTEV - AKGÜNER TAYFUN, İDARE HUKUKU, DER YAYINLARI, İSTANBUL, 2006

GÖZLER KEMAL, İDARE HUKUKU DERSLERİ, EKİN KİTABEVİ, BURSA, 2006
KAMAN NUR, DEVLET MEMURLUĞUNUN SONA ERMESİ, DOKTORA TEZİ, İSTANBUL, 2002

KIRMIZIGÜL HÜSAMETTİN, MEMURLAR HAKKINDA TAHKİKAT VE MUHAKEME USULÜ, YÜKSEK LİSANS TEZİ, İSTANBUL, 1993

LİVANELİOĞLU ÖMER ASIM, MEMUR DİSİPLİN HUKUKU, US-A YAYINCILIK, ANKARA, 1997

PINAR İBRAHİM, 4483 SAYILI KANUNA GÖRE MEMUR SUÇLARINDA İDARİ VE ADLİ SORUŞTURMA USULLERİ, SEÇKİN YAYINLARI, ANKARA, 2003

SAĞLAM MEHMET, DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARINA İLİŞKİN ESASLAR VE UYGULAMASI, DOKTORA TEZİ, KONYA, 2003

SANCAKDAR OĞUZ, DİSİPLİN YAPTIRIMI OLARAK DEVLET MEMURİYETİNDEN ÇIKARMA VE YARGISAL DENETİMİ, YETKİN YAYINLARI, ANKARA, 2001

KAMU PERSONELİ İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER, SEÇKİN YAYINCILIK, 2006



[1] GÖZLER Kemal, İdare Hukuku Dersleri, 4.Baskı, Bursa, Ekim 2006, sh.421

[2] GÖZLER Kemal, a.g.e., sh.421

[3] GÖZLER Kemal, a.g.e., sh.422

[4] SAĞLAM Mehmet, Disiplin Suç ve Cezalarına İlişkin Esaslar ve Uygulaması, Doktora Tezi, Konya, 2003, sh.187

[5] SANCAKDAR Oğuz, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal Denetimi, Ankara, 2001, sh.280

[6]www.danistay.gov.tr

[7]www.danistay.gov.tr

[8] PINAR İbrahim, 4483 Sayılı Kanuna Göre Memur Suçlarında İdari ve Adli Soruşturma Usulleri, Ankara, 2003, sh.802-803

[9] SANCAKDAR Oğuz, a.g.e., sh.284

[10] PINAR İbrahim, a.g.e., sh.805,806,807

[11] GİRİTLİ İsmet, BİLGEN Pertev, AKGÜNER Tayfun, İdare Hukuku, İkinci Baskı, İstanbul, 2006, sh.627

[12] ASLAN Zehredin, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na Göre Disiplin Suç ve Cezaları, İstanbul, 2001, sh.106

[13] SAĞLAM Mehmet, a.g.e., sh.205,206

[14] ATAY Ender Ethem, İdare Hukuku, Ankara, 2006, sh.768

[15] GİRİTLİ İsmet, BİLGEN Pertev, AKGÜNER Tayfun, a.g.e., sh.629

[16] DİNLEN Aziz, Devlet Memurları Kanunu’na Göre Disiplin Suç ve Cezaları, Ankara, 1987, sh.92

[17] SANCAKDAR Oğuz,a.g.e.,sh.267

[18] SANCAKDAR Oğuz, a.g.e., sh.286,287

[19] ÇİFTÇİ Osman, İçtihatlı-Örnekli Soruşturma Yöntemleriyle Birlikte Memur Suçları, Ankara, 1990, s.30 (Nakleden:LİVANELİOĞLU Ömer Asım, Memur Disiplin Hukuku, Ankara, 1997, sh.53 )

[20] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.53

[21] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.54

[22] SANCAKDAR Oğuz, a.g.e., sh.257

[23] SAĞLAM Mehmet, a.g.e., sh.187, dipnot 62

[24] SANCAKDAR Oğuz, a.g.e., sh.260

[25] SAĞLAM Mehmet, a.g.e., sh.191

[26] SAĞLAM Mehmet, a.g.e., sh.192-193

[27] SAĞLAM Mehmet, a.g.e., sh.189-190

[28] ASLAN Zehreddin, a.g.e., sh.98-99

[29] ASLAN Zehredin, a.g.e., sh.91

[30] SAĞLAM Mehmet, a.g.e., sh.201-202

[31] DİNLEN Aziz, a.g.e., sh.95

[32] ASLAN Zehredin, a.g.e., sh.92

[33] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.83

[34] AKYILMAZ Bahtiyar, Kamu Personeli Sorunları İdare Hukuku Sempozyumu, Eskişehir, 2004, sh.43(D10D, 7.5.1984, E.84/1023, K.84/944; D10D, 5.3.1985, E.84/943, K.85/405; D8D, 22.6.1989, E.88/872, K.89/595)

[35] AKYILMAZ Bahtiyar, a.g.e., sh.43

[36] ASLAN Zehredin, a.g.e., sh.94

[37] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.61-62

[38] PINAR İbrahim, a.g.e., sh.784-785

[39] PINAR İbrahim, a.g.e., sh.803-804

[40] GİRİTLİ İsmet, BİLGEN Pertev, AKGÜNER Tayfun, a.g.e., sh.617

[41] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.8

[42] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.9

[43] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.10

[44] LİVANELİOĞLU Ömer Asım, a.g.e., sh.16

[45] ATAY Ender Ethem, a.g.e., sh.757

[46] ATAY Ender Ethem, a.g.e., sh.758

[47] ATAY Ender Ethem, a.g.e., sh.762
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Disiplin Kurulları Ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik İncelemesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Onur Kart'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
19-02-2007 - 20:08
(6290 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 9 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 7 okuyucu (78%) makaleyi yararlı bulurken, 2 okuyucu (22%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
66099
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 saat 37 dakika 13 saniye önce.
* Ortalama Günde 10,51 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 95975, Kelime Sayısı : 7444, Boyut : 93,73 Kb.
* 10 kez yazdırıldı.
* 8 kez indirildi.
* 8 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 510
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,59110808 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.