Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yerel Haklar

Yazan : Murat Türkyılmaz [Yazarla İletişim]
Avukat

YEREL HAKLAR


İnsan hakları, her insanın, yalnız insan olduğu için sahip olduğu vazgeçilemez, devredilemez ayrıcalıklardır. Ve meşruiyetini doğal hukuktan almaktadır. Doğal hukukun pozitif hukuka yansıyan uzantılarıyla yazılı yasaların ganatörlüğü altındadır. Haklar, Devletlerin insanlara bir lütfu değil, insanların varoluşlarıyla doğal olarak elde ettikleri ayrıcalıklardır. bu niteliği gereği haklar pasiftir; hak ihlali ya da yokluğu söz konusu oluğunuda hak kavramı talep edilebililirliği noktasında siyasi boyut kazanır. Uluslar arası hukukta hakların düznelenmesi, korunma altına alınması ülkelerin iç hukuklarında da belli antlaşmalarla teyit edilmiş ve güvence altına alınmıştır. İnsan hakları evrensel bildirgesi (1948), Avrupa insan hakları sözlşemesi (1950), Paris Şartı ve diğer benzeri belgeler bugün, insan hakları konusundaki temel uluslar arası kuralları oluşturmaktadır. İnsan haklarının bu seviyeye gelişi tabiki uzun, çetin tarihi süreçlerin sonucudur. İnsan hakları ikbin yıldan daha uzun bir geçmişe sahip olmakla birlikte hukuka yansımaları son iki yüzyıla rastlamaktadır. İki yüzyıllık gelişim sürecini üç dönem olarak ele almak mümkün. Bunlardan birinci kuşak haklar, kişi haklarını ve siyasal hakları; ikinci kuşak haklar, ekonomik, sosyal ve kültürel hakları ve üçüncü kuşak olarak adlandırılan haklar da, dayanışma haklarını içermektedir. Asıl konumuzu oluşturan üçüncü kuşak haklar- dayanışma hakları- son yıllarda öne çıkan yeni insan haklarıdır. Güç, refah ve diğer değerlerin golbal olarak yeninden paylaşımı olarak karşımıza çıkan bu hakların içeriğini Barış hakkı, çevre hakkı, ekonomik ve kültürel self-determinasyon (kendi kaderini tayin hakkı) insani yardım hakkı,kentse haklar gibi ana konular oluşturmaktadır. Golballeşme, demokratikleşme ve yerelleşme dinamikleri çerçevesinde ortaya çıkan gelişmeler ve bu noktada belirginleşen globallikle gelen yerellik ve bölgeselleşme eğlimleri bağlamında yerel hakların üçüncü kuşak dayanışma hakları ile yakın ilşkisi vardır. ‘Yerel topluluk üyelerinin temel hakları ve ödevleri anlamında yerel haklar, yurttaşları yerel yönetimin demokratik süreçlerine katmanın ve yerel hizmetlerde etkinlik sağlamanın önemli bir aracıdır. Yerel haklar doğal olarak, tüm insanların sahip olduğu temel, evransel, dokunulmaz ve eşit hak ve özgürlükler temeli üzerinde biçimlenmektedir. Genel demokrasi anlayışı ve uygulaması içinde birinci ve ikinci kuşak hakların içeriğinde yer alan temel hak ve özgürlükler ne ifade ediyorsa, yerel demokrasi çerçevesinde yerel topluluğun ve bireyin katılımını sağlayan temel hak ve ödevlerde üçüncü kuşak hakların bir parçası olarak aynı şeyi ifade etmektedir. Bu haklar, hem kentsel mekana hem de orada yaşayan yerel halkın kolektif nitelikte kullanabileceği hakları içerdiği için dayanışma niteliğinde ortaya çıkan haklar arasında yer almaktadır.’ (Ökmen,2003:40). Yerel hakların ne olduğu konusunda üzerinde uzlaşılmış bir metin olmamakla birlikte, 17-19 Mart 1992’ de Avrupa konseyi’ nin kabul ettiği Avrupa kentsel şartı bu konuda bir başlangıç kabul edilebilir. Birinci ve ikinci kuşak haklar yalnızca bireye özgü hakları sınıflandırırken üçüncü kuşak hakların bireyin toplumla ilşkisi bağlamında bir sınıflandırma yapması onu ‘dayanışma hakları’ niteliğine kavuşturmaktadır. ‘çevre hakkı’, ‘kentli hakları’, ‘yerel haklar’ da bu nitelikteki haklardandır. Demokrasinin tazvandan tabana indirgenmesi ve yaygınlaştırılması için yerel etkinliklerin değişik biçimlerde önemli katkılarının olduğu şüphesiz. ‘İnsan hakları ile etkin yerel, ulusal, bölgesel, ve kürsel demokrasi, bilgi ve anlatım özgürlüğü, kişilerin özel hayatının teknolojik toplum ve devlet karşısında saygı görmesi, hiçbir tür ayrımcılığa gidilmemesi ve yoksul, ayrıcalıksız ve azınlık kesimlerin etkin eşitliğinin sağlanması, yerel topluluk üyelerinin haklarının yani yerel hakların (kentsel haklar) korunması ilşkileri gibi demokrasilerdeki temel insan hakları kavramlarının analizinin yapılması bu katkıların en önemlilerindendir. (Yıldırım,1994:45,46) bunun yanı sıra kentli haklarını – İnsan haklarına saygılı ve geliştirmeye açık bir kentte yaşama hakkı, - güvenli bir şehirde yaşama hakkı, - ekolojik dengeleri korunmuş bir şehirde yaşama hakkı, - girşim ve teşebbüsleri destekleyen bir kentte yaşama hakkı, - yeterli çeşitlilikte mal ve hizmetlerin halkın seçimine sunulduğu bir kentte yaşama hakkı, - kentin ekonomik gelişiminden pay alma hakkı, - kültürel farklılıkların ayrımcılığa değil avantaja dönüştürldüğü bir kentte yaşama hakkı, - kent hizmetlerinin görülmesinde yerel yönetimlere seçme-seçilme, kararlarına katılma ve denetimde bulunma hakkı. Listeyi daha da uzatmak mümkün. Tabi bu yerel hakların pratik ve somut görünütleri. Bunun dışında yerel demokrasinin gelişimi genel olarak demokrasi idesi için en uygun alan. Bu yönü kentli hakları ve insan haklarını aynı noktada buluşturmaktadır.

Bir yandan global bazda ortak temel değerler ve kazanımlar oşurken öte yandan yerelleşme ile birlikte bu değerler yerel topluluk v birimlerde de uygulanır, en azından talep edilebilir hale gelmektedir. küreselleşme olgusuyla yerelleşme ilk izlenimde bir çelşikiyi ortaya koyuyor gibi görünsede aslında evrensel soyut değerlerin yerel tezahürlerinin varlığı bir biribirini tamamlar işlevlerini zorunlu kılmaktadır. ‘bir yandan süpernasyonel ve transnasyonel nitelikte yapılanmalar sürerken, diğer yandan globalleşen bir dünyada yerelliğin hiçbir zaman önemini yitirmediği tam tersine ağırlığını artıdığı ve bu iki gelişme eğiliminin biribirini tamaladığı yönündeki düşünceler egemen görüş olmaya doğru gitmektedir. Bu süreçler devam ederken olmazsa olmaz (sine gua non) nitelikte bazı kavram ve değerler ön plana çıkmakta ve yerel yönetim yapılarını yönlendrimeye ve hatta lokomotif olmaya aday görünmektedir. Özerklilk, katılım, etkinlik ve verimlilik gibi değerler bunlarda bir kaçıdır. Galoballeşen dünyanın yönü demokrasi ve adem-i merkeziyetçi yapılanmalardan yanadır.’(Ökmen,2003:295)

Uluslar arası gündemi megul eden ve popülerliğini hiç yitirmeyen yerelleşme eğilimleri 7 şubat 1992 de pozitif manada Maastricht’ te Avrupa Birliği Antlaşmasının imzalanmasıyla daha da öne kazanmış; karar verme süreçlerinde yerel toplulukların daha iyi temsil edilmelerine cevap veren arayışların yanı sıra, hizmette halka yakınlık ilkesi benimsenmiştir. Subsidiarity (yerellik) ile kararların halka olabildiğince yakın düzeylerde alıması gereğine vurgu yapılmıştır. ‘Hizmetlerin görülmesinde, önceliği alt düzeydeki yönetim basamaklarına bırkamayı öngören yerellik ilkesi, özerk yerel yönetim geleneğine, yalnız yeterli kaynaklar sağlamayı öngörür bir şekilde değil aynı zamanda, işlerine merkezi yönetimin karışmasını en aza indirici bşr yapı getirerekde katkıda bulunmaktadır. Bu anlamda yerellik(subsidiarite) ilkesi hizmeti halkın ayağına götürmenin ötesinde, hizmetin yerinde ve aynı zamanda yerinde görülmesi anlamını içermektedir.’ (Ökmen,2003:48) yerel haklarla ilgili diğer bir önemli belge de, Avrupa Konseyi, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Konferansı’nca 18 Mart 1992’ de kabul edilen Avrupa Kentsel Şartı’ dır. Şarta göre kent sakinleri, güvenlik, kirletilmemiş bir çevre, istihdam, konut, dolaşım, sağlık, spor ve dinlence, kültür, kültürler arası dayanışma, kaliteli bir mimari ve fiziksel çevre, katılım, ekonomik kalkınma, doğal zenginlkiler ve kaynaklar, kişisel bütünlük, belediyeler arası işbirliği,eşitlik başlıklarıyla ele alınan haklara sahiptir. Belirtilen hakların gerçekleşmesi ise, fertlerin, dayanışma ve sorumlu hemşehriliğe ilşkin eşit yükümlülükleri kabul etmesine bağlıdır. Yine Şart’a göre, kentsel gelimenin temeli, özerk ve mali bağımsızlığı olan yerel yönetimlerde halkın doğrudan katılımının sağlanması ile mümkün olabilir. Şart’ta yerleşimlerde haklar başlığı altında, insan haklarına saygı, bunun kurumsallaşması ve yayılması, kentlerdeki her fert için –yaş,köken,ırk,inanç,sosyal,ekonomik ve politik statü, ruh ve bedensel engel gözetmeksizin- vazgeçilmez denilmektedir.(İçişleri Bakanlığı,1996:1-10). Bu hakların gerçekleştirilmesi yönünde bazı ilkelerde benimsenmiştir. Yerel politik yaşama halkın katılımını temin için; halk temsilcilerini, özgür ve demokratik olarak seçebilme hakkı yanında, yerel politik yaşamda etkin bir katılım için; halkın yerel, politik ve idari yapılarda belirleyici olması gereği ve toplumun geleceğini etkileyecek her türlü önemli projede halka danışma gereği bu ilkelerden başlıcalarındandır. (iç işleri bakanlığı, 1996:59)
Yerel ya da kentsel haklarla iligili üçüncü uluslarası belge de, 1985 tarihli Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’dır. Özerklik Şartı, özerk yerel yönetim kavramının tanımıyla başlayıp, kapsamının belirlenmesiyle devam etmektedir. Ve bu şart için Türkiye’ nin koyduğu çekinceler yerel hakların ülkemizde gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Çekince konulan maddeleri kısca özetlemek gerekirse – yerel yönetimleri doğrudan ilgilendirden düzenlemelerde kendilerine danışılacakatır.- genel hükümlere zarar vermemek kaydıyla yerel makamlar iç dari örgütlenmelerinde dair düzenlemeleri kararşatırabileceklerdir.- mali kaynaklarlın yerel idarelere tahsisinde kendilerine danışılacaktır.- yerel örgütlenmeler özerk yönetim ilkelerini koruyabilmek için yargı yoluna başvurabileveklerdir. Çekince konulan bu maddelere bakıldığında ülkemizini özerkliğe karşı bir endişesinin varlığı göze çarpmaktadır. Ülke bütünlüğünü zedelemeyen ya da ayrı bir yönetim amacını taşımayan idari ve mali özerkliğin sağlanması isteğinin neden endişe yarattığını anlamak mümkün değildir.

Yerellik ve yerel haklar golobal süreçte üzerinde duruluması ve geliştirilmesi gereken kavram ve anlayışlar olarak gündeme gelmektedir. Global tek düzeliğe karşı yerel farklılıkların sağlanması, yurttaşların iradesini ve sivil toplumun temsilini sağlamasıyla hızlı ve radikal çözüm alternatiflerinin oluşumu, toplumsal kalkınmanın sağlanması açılarından yerelleşme olgusuna sahip çıkmak zorunludur. Demokratikleşme, desantralizasyon ve katılım konularındaki tüm gelişmeler yerel topluluk üyelerinin hak ve ödevlerine katkı sağlayacak ve güçlü, yaşanabilir kentlerin oluşumuna yardımcı olacaktır. Vatandaşlara bireylere kent sakinlerine en yakın yönetim birimi olarak yere yönetimler, yerel haklar başta olmak üzere insan haklarının korunması ve geliştirilmesine önemli katkılar sağlayabilir. Bu önemin devlet poltikalarına yasnsıması ve hayatiyet kazanması için mevcut hükümetin radikal çözüm önerileri ve oluşan ciddi kamuoyuna güvenmekten başka bir seçenek görünmüyor. Şehirleri büyük medeniyet projelerinin küçük platformları olarak gören bir anlayış bizi, erdemli şehirden erdemli devlete taşıyacaktır. Çünkü şehrin sahipleri bu ülkenin de sahipleridir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yerel Haklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Murat Türkyılmaz'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-07-2004 - 21:50
(7233 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 23 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 7 okuyucu (30%) makaleyi yararlı bulurken, 16 okuyucu (70%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
12424
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 2 saat 40 dakika 47 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,72 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 10710, Kelime Sayısı : 1328, Boyut : 10,46 Kb.
* 86 kez yazdırıldı.
* 66 kez indirildi.
* 6 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 143
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04576302 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.