1)KARŞIYAKA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
2)KARŞIYAKA 2. AİLE MAHKEMESİ
YAPILAN İŞLEMLER: 1.Duruşma
Karşıyaka 2. Aile Mahkemesi boşanma davasıüç tane boşanma davasını izledim) Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi: kasten adam öldürme,yaralama davası
‘’ ‘’ ‘’ ‘’ : uyuşturucu ticareti davası ‘’ ‘’ ‘’ ‘’ :belgede sahtecilik,dolandırıcılık davası 2.Kalem Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi kalemi
3.Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı
GENEL GÖZLEMLER
23/11/2009 tarihinde saat 09.00’da Karşıyaka 2.Aile Mahkemesinde görülücek olan boşanma davasına mübaşirden izin alarak girdim.Davalı ve davacı karı-koca hakimin karşısına geçti.hakim nüfuş cüzdanlarını istedi.adreslerini söylemelerini istedi.Boşanma sebepleri şiddetli geçimsizlikti.Daha bir yıllık evliydiler.davalı 22 yaşında açıköğretim öğrencisiydi ve ayda 400 TL maaşla part-time şeklinde çalışıyordu.Davalı ve davacının 5-6 aylık bir de çocukları vardı.çocuğu şu şekilde paylaşıyordu:hafta içi anada haftasonu babada kalacaktı.Bir tek hakim vardı yeşil cübbeliydi.Hakim Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Yalçınkaya’ya benziyordu.Davacı herhangi bir tazminat ve nafaka istemedi.Davalı olan baba aylık 100 TL vereceğini söyledi.hakim onları ikna etmeye çalışmıyordu.sonuç olarak boşanma gerçekleşti.Mübaşir bir tutanak verdi ve imzalayıp çıktılar.Salon boşaldığında biz çıkmadık.O arada hakim nerden geldiğimizi ve hocamızın kim olduğunu söyledi.DEÜ Hukuk Fakültesinden geldiğimizi ve ödevimizin olduğunu söyledik.hocamızın
23/11/2009 Pazartesi günü saat 10:00’da Karşıyaka 2. Aile Mahkemesinde şiddetli geçimsizlik nedenli boşanma davasına izleyici olarak katıldım.Mübaşir davalı ve davacı olan eşleri kapının önünde yüksek bir sesle çağırdı.Yanlarında davacı olan kadının arkadaşları üç yaşlı kadın vardı.Hakim ikisinin dışarı çıkmasını istedi.duruşma kimlilerin alınması ve adreslerin sorulmasıyla başladı.
Hakime aralarında bir geçimsizlik olduğunu ve huyların birbirlerini tutmadığını söyledi.Basit şeylerin bile tartışma konusu olduğunu ve bunun mutsuzluk getirdiğini hakime iletiler.Bu arada avukatın hiç söz almadığını ya da hakim beyin söz vermediğini gördüm
‘’Ve gereği düşünüldü, boşandınız’’dedi hakim bey.Eşler adeta dünya kupasını kazanmış yada büyük bir savaşı kazamış gibi yüzlerinde zaferin izleri vardı.
23/11/2009 Pazartesi saat 14:00’te Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek olan kasten adam öldürme ve yaralama davasına önce kalemden ve daha sonra mübaşir abiden (bu sefer mübaşir gençti) izin alarak duruşmaya girdim.Ağır ceza aile mahkemelerine nazaran daha gergindi.E tabiî ki hakimler de daha sertti.En ortada mahkeme başkanı ve her iki yanda da üye hakimler vardı.En solda savcı bulunuyordu.Cübbeler kırmızıydı.Savcının cübbesinde omzundan sarkan bir sarı kuşak vardı.Mahkeme salonuna tam dört kapı girişi vardı.
Derken sanık iki jandarmanın kollarında ve bir subay eşliğinde sağ arka kapıdan içeri girdi.Sanık bıyıklı esmerdi.Herhalde hakimlerin karşısına güzel çıkmak için takım elbise giymişti.bir yanda da yüreği parçalamış bir baba vardı.
Hakim davacı olan öldürülen adamın babasına söz verdi:
-Buna (sanığa) bakmak istemiyorum.Bunlar kaç gün önce sopalarla arabama ve evime saldırdı.Benim oğlumun hiçbir günahı yoktu.Oğlumun ardında iki yetim ve bir dul bıraktı.
Baba anlatırken titriyordu.Bu acıyı Allah kimseye vermesin.
Hakim:
-Gelinin seninle aynı evde mi oturuyor?
Davacı:
-Evet evim iki katlı onlar bir alt katta oturuyor.
Hakim:
-Gelinin davaya geldi mi?
Davacı:
-Hayır
Söz almak için elini kaldıran hakim bir kızdı ki kalp atışlarım hızlandı.Sert bir hava esti mahkemede o çıkıştan sonra.
Hakim bir dahaki duruşmaya öldürülen adamın eşini gelmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi.
Jandarmalar tekrar sanığı kollarına alarak girdiği kapıdan çıktı.Arkamda oturan sanığın eşinin ağlamaklı yüzü aklıma geldikçe üzülürüm.
Her mahkeme salonunun kapısında iki tane mahkeme ismi vardı.Bu bizim fakülteyi aklıma getirdi;çünkü bizde de yer sıkıntısı var.
Değerlendirme
Bugüne kadar ilk defa mahkeme salonlarında duruşmaları izledim.Bu ödevin çok faydalı olacağına inanıyorum.23/11/2009 tarihinden iki hafta önce prova amaçlı adliyeye gitmiştim.Farklı ortamlar ve farklı insanlar görmek insanı geliştirir.Hakimlerin asık suratlı olduğu gibi bir önyargı vardı .Oysa hakimlerinde bizim gibi güldüklerini espri yaptığını gördüm.
Mahkemelerin dava yükü ağır.Her on dakikada bir dava var.Bu sağlıklı bir yargılama için yeterli bir zaman değildir.Mahkemelerin yükünü azaltmak için suç oranı düşürmek gerekir.Bu devletin bir politikası bir amacı olmalıdır.Evlilikler bilinçli bir şekilde yapılmalıdır.Evlenen bireyler birbirlerin artı eksilerini çok iyi bilmelidir. Bu günlerde boşanmalarla ilgili bir reklam var. Reklamda insanlığın dört bin yıldır evlendiğini ve Türkiye’de günde 350 kişinin boşandığını söylüyor. Reklam filminde oynayan yapımcı-yönetmen Sinan Çetin buna işaret ederek bir sinema film projesinin olduğunu söylüyor.Gerçekten 350 kişi ciddi bir rakam.Ailenin korunması için böyle projelerin faydalı olacağı düşüncesindeyim.
Bazı aydınlar eğitimle sorunların aşılacağını söyler, doğrudur; fakat bütün konularda değil.Ben okuma-yazma bilmeyenlerin boşanmak istediğini görmedim.Çünkü bu insanlar birbirlerine sadıktır.Evlenmeyi boşanmak için yapmamışlar.
Bir ülkenin hukuk sistemini iyi işlemesi için kuşkusuz hakim ve savcıların tarafsız,siyasi ideolojilerden sıyrılmış olması gerekir.Hakimlerin yüksek bir ahlak anlayışı olmalıdır.
’’Adalet mülkün temelidir’’ sözü üzerine çok düşünmek gerekir. Burda mülk devlet anlamındadır.(Hatta Karşıyaka Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesinin duvarına mülk yerine direkt devlet yazılıydı.) Hukuk devletinde üstün bir varlık değil, hukukun bir parçasıdır.
Devlet bazen özel kişilerin seviyesine gelmelidir.Burda ilaki devlet üstündür diye bir kaide yoktur.Bunu başaran devletler insan halklarına daha saygılı daha demokratik olur. 21. yüzyıla yakışan demokrasidir.
Türk hukuk sisteminde kanunlaştırma soyutlaştırma yöntemiyle olduğu için kanunları doğru bir şekilde yorumlamak gerekir.Eğer kanunlar toplumun ihtiyaçlarına cevap vermiyorsa değiştirilmeleri gerekir.Bu anayasada olabilir veya uluslar arası bir antlaşmada olabilir.Hukuk devleti bilinci yerleştiğinde kanun ve anayasalara pek iş düşmez zaten.
Adliyeler teknolojiden yararlanmayı bilmelidir.Bizim adliyelerde dosyalarda geçinmiyor.Mümkünse bunların sanal ortama taşıması gerekir.Mahkeme salonlarında bir diğer manzara ise sanık hakim karşısında elini bağlayıp zavallı duruma düşmesi ki hakimler sanıklara hakaret ediyor.Bu adil yargılama ilkesine uyuşmuyor.Ülkemizde bu ilkeyi gözardı ediyoruz herhalde; çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi cezalandırıyor.
İyi hukukçuların yetiştirebilmesi için hukuk fakültelerinde çağdaş ve etkili bir eğitim verilmelidir. Ezberleyen değil yorumlayan hukukçular olmalıdır.
sefkan akan
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Adliye İnceleme Raporu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sefkan Akan'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi :
5 okuyucu (83%) makaleyi yararlı bulurken,
1 okuyucu (17%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
13905
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :
* Son okunma 2 saat 9 dakika 6 saniye
önce.
* Ortalama Günde 2,48 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 10492, Kelime Sayısı : 923,
Boyut : 10,25 Kb.
*
8 kez yazdırıldı.
*
4 kez indirildi.
*
1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1133
Muhammet Özekes'in naçizane klasiğidir.:) 1.sınıf öğrencilerinin kendini biraz daha hukuk fakültesi öğrencisi olmaya adapte etmeleri için veriliyordur kanaatimce.Benimkinden kat kat kaliteli bir rapor... (...)