Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Limited Şirket

Yazan : Nazlı 84 [Yazarla İletişim]
stajyer avukat

Makale Özeti
Limited Şirketlerle ilgili bilmeniz gerekenler

LİMİTED ŞİRKET
Limited Şirketlerde, sermaye payına sahip olan kişilere ortak denir. Anonim şirketlerden farklı olarak ortaklık mevkiini pay değil, paya sahip olan kişiler oluşturur.
Limites şirket için en az iki en çok elli kişinin şirket sözleşmesini düzenlemesi ve imzalaması gerekir. (TTK 504/505)
Ortak sayısı yirmiden az olan limited şirketler kolektif şirket tipine yakındırlar. Yirmiden fazla ortak sayısı olan limited şirketlerde ise ortaklar genel kurulu için anonim şirket hükümleri uygulanır.(TTK536/1) Bu tür şirketlerde denetçi bulunur(TTK548/1)
Limited şirkette gerçek kişide tüzel kişide ortak olabilir. Gerçek kişiler için ortak sıfatını kazamabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması gerekir.(MK9). Velayet altındaki küçükler, kuruluşta ve hukuki işlem yoluyla ortak sıfatını vekilleri aracılığıyla kazanırlar. Velayet altındaki küçükler için ise, kanuni temsilcinin rıza geçerli değildir ayrıca vesayet makamının izni gereklidir. (MK462)
Gerçek kişilerin türk vatandaşı olmaları da şart değildir. Yabancı uyruklu kişilerde limited şirkete ortak olabilirler.
Tüzel kişiler için, ortak sıfatını kazanmasıyla, şirketle arasında, kapsamı yasa ve ana sözleşme ile belirlenmiş bir hukuki ilişki doğar. Her ortak, ortaklık sıfatına bağlı borç ve yükümlülükleri üstlenirken bu sıfata bağlı hakları kazanırlar.
Ortaklık sıfatı aslen ya da devren kazanılır. Aslen kazanma, bir sermaye payının ilk kez edinilmesidir. Şirket kurulurken sermaye payı koyma taahhüdünde bulunarak şirket sözleşmesini imzalayanlar kuruluşta ortak sıfatını aslen kazanmışlardır. Ayrıca kurucu ortakların sermaye paylarında değişiklik olmaksızın sermayenin arttırılması suretiyle şirkete yeni bir ortak alınması durumunda da aslen kazanma söz konusudur. Kuruluştan sonra şirkete giren ortaklar sözleşmede öngörülmemiş ise yönetici “ortak sıfatı” ile ortak olamazlar.
Devren kazanma ise, ortak sıfatını aslen kazananlardan veya daha sonraki sahiplerinden payı devralmak suretiyle edinmeye denir. Ortaklar arasında payın devri ancak TTK 518/2 ve TTK520 maddelerince mümkündür. Bunlar dışında ana sözleşmeye koşulla bağlanabilir. Ortağın koymayı taahüt ettiği sermaye ayni nitelikte ise ortak, payını kuruluş tarihinde üç yılı geçmeden başkasına devredemez. Emredici olan bu düzenlemeye aykırı olarak yapılan devir işlemi hükümsüzdür ve üçüncü şahısların iyiniyet iddiaları dinlenmez. Ayni sermaye konularak kazanılan payın ü yıl süreyle devredilemeyeceğine ilişkin bu yasak, ortaklar arasındaki pay devirlerinde de uygulanır.

LİMİTED ŞİRKETLERDE SERMAYE KAVRAMI
Esas Sermaye: Ödenmiş sermaye olmayıp, şirketin amacına ulaşması için ortakların getirmeyi taahhüt ettikleri ve nakit olarak ifade edilen sermaye paylarının toplamıdır. Esas sermaye, kanun koyucu tarafından şirketin kuruluşunda kurucu unsurlardan biri olarak kabul edilir. (TTK507/1)
Öz Sermaye( Öz Kaynak) : Şirkete ait net aktif toplamının ortakların katılma payları ve şirket tüzel kişiliğince karşılanan kısım. Öz sermaye, fiilen mevcut olan aktiflerin yabancı kaynaklarca karşılananlar dışındaki bölümüdür. Öz sermaye, şirketin maruz kalabileceği ekonomik krizlere karşı güvence oluşturmanın yanında meydana gelen zararlara telafi ederek alacaklıların haklarını karşılayacak miktarda malvarlığı değerinin şirkette kalmasına hizmet ederek şirket alacaklıları için teminat teşkil ederler.
Malvarlığı: Şirket tüzel kişiliğinin belli bir anda sahip olduğu hak ve borç ilişkilerininbütünüdür. Şirketin faaliyetleri sonucu borç alındığı, kara veya zarara geçildiği hallerde malvarlığı değer ve kapsam bakımından esas sermayeyi aşar veya esas sermayenin altına düşer.

Sermaye olarak getirilebilecek değerler:
Nakdi Sermaye: Ortağın şirkete belirli bir para miktarıyla katılmasını ifade eder. Para, alacaklar, kıymetli evrak nakli sermaye niteliğindedir. Ayrıca, çek, poliçe, bono, varant, makbuz senetleri, konşimento, hisse senetleri, tahviller, irat senetleri, ipotekli borç senetleri de sermaye olarak getirilebilir.
Ayni Sermaye: Nakit dışındagetirilen sermaye, ayni sermayedir. Ortaklar ana sözleşme ile ayni sermayenin şirkete getirilmesini taahhüt edebilirler. Ayni sermayeye örnek olarak, taşınır ve taşınmaz mallar, patent, marka, lisans, know- how verilebilir. Bunlar gibi fikri ve sinai hakların ya da taşınır ve taşınmazlarda kullanma ve yararlanma haklarının aktif ve pasifleriye bir işletmenin de buna dahil edilmesi gerekir.

SERMAYENİN TESİSİ
Asgari Esas Sermaye Miktarı: Limited Şirket kurulabilmesi için asgari bir miktar sermayenin kurucu ortaklarca taahhüt edilmesi gerekir. Asgari sermaye miktarını düzenleyen TTK507/1 maddesi, 27.06.1995 tarihinde 559 sayılı kanun hükmünde kararname’ nin 9. maddesi ile değiştirilmiş, esas sermayenin alt sınırı 500YTL’ ye yükselmiştir. Ayrıca Bakanlar Kuruluna bu miktarı 10 katına kadar arttırma hususunda yetki verilmiştir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanarak, asgari esas sermaye miktarını 27.12.2001 günlü 2001/3500 sayılı kararıyla 5.000YTL’ ye yükseltmiştir.
TTK507/1 maddesi emredici niteliktedir. Esas sermaye için alt sınır getirilmiş olmasına rağmen üst sınıra dair bir düzenleme hukukumuzda mevcut değildir.

Sermayenin ayın olarak taahhüt edildiği durumlarda TTK508/1 uyarınca ayni sermayenin parasal değeri, ortaklarca belirlenmekte, böylece ortağın esas sermayedeki iştirak payı tespit edilmektedir.
Kanun koyucu, asgari teminat niteliğindeki sermayeyi ve dolayısıyla alacaklıları korumak amacıyla tecil ve ibrayı yasaklamıştır. TTK 528/2.

ORTAĞIN SERMAYE KOYMA BORCU
Ortaklar, şirket alacaklılarına karşı değil, sadece şirkete karşı ana sözleşme ile şirkete koymayı taahhüt edilen sermaye koyma borcu, taahhüt ettiği sermaye payını ödemekle sona erer.(532/1). Bu sermaye koyma borcu yerine getirilmediğinde, bu alacağı talep etme yetkisi ortakların değil, şirket tüzel kişiliğindir.


Limited Şirketlerde nakdi sermaye borcunu ödemekle sorumlu olan, şirket sözleşmesini imzalayarak koyma taahhüdünde bulunan kişidir. Şirkete sermaye olarak bir alacağını taahhüt eden kimse, bu alacak tahsil edilmedikçe bu borcundan kurtulmuş sayılmaz. Alacak, alacak müaccel ise vade gününde, muaccel ise şirket mukavelesi tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil edilmelidir. TTK142/1
Ortağın sermaye koyma borcu Ayni Sermaye ise; Taşınırı şirkete teslim edip mülkiyetini şirket tüzel kişiliğine geçirdiğinde sermaye koyma borcunu yerine getirmiş olur.
Taşınmazlarda, mülkiyetin hukuki işlem yoluyla kazanılması için resmi şekil şarttır. Resmi devir sözleşmesi, Tapu Kanunu’nun 26. maddesine göre ancak tapu memuru huzurunda yapılır. Bu kuralın istisnası: TTK 142/2 maddesi “sermaye olarak mülkiyeti veya gayrimenkul üzerinde mevcut veya tahsis edilecek ayni bir hakkın konulması taahhüdünü ihtiva eden şirket mukavelesi hükümleri, resmi şekil aranmaksızın geçerlidir.”



Türk Ticaret Kanunu’nun 142.maddesi uyarınca şirkete sermaye olarak getirilecek hakların devri bir şekle tabi olsa dahi, şirket ana sözleşmesinde bu konuda bir taahhüt bulunursa, ortağın açık rızasına ve şekle tabi olmaksızın şirket, ilgili mercilerden hakkın devrini istemeye yetkilidir.

Esas sözleşmede ödeme günü tespit edilmemiş olan nakdi sermaye taahhütleri, daha sonra ortaklar genel kurulu tarafından da bu yönde bir karar alınmamışsa, şirketin tescili anında muaccel olur. Sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortak, temerrüt faizini ve şirket sözleşmesinde öngörülmüşse cezai şartı ödemekle yükümlüdür.

SERMAYE PAYI KAVRAMI: Sermaye Payı, ortağın esas sermayeye katkısını ifade eden, nominal bir değerdir. Ortağın şirket sermayesine katıldığı miktar, sorumluluğun sınırını çizer ve aynı zamanda sermayenin bir bölümünü temsil eder. Şirketin sermayesi değişmedikçe sermaye payı da değişmez, şirketin kar veya zararları sonucu değişen ise, ortaklık payıdır.
Ortakların sermaye payları birbirinden farklı olabilir ancak, her ortak sadece bir paya sahip olabilir. Bir ortak, diğer bir ortağın payını kısmen ya da tamamen devraldığında da sermaye payı o oranda artar, ancak ortağın iki paya sahip olması söz konusu değildir.

ORTAKLIK PAYI KAVRAMI: Ortaklık payı, her ortağın limited şirketin sermayesi içindeki sermaye miktarının nominal değerini değil, şirketteki hakların ve yükümlülüklerin tamamını yani yönetime, kara, tasfiyeye katılmayı ifade eder. Ortak ile şirket arasında ortak olmaktan doğan bütün hukuki ilişkilerin ifadesidir.
Şirketin ortaklık payının sınır ve kapsamını bir yandan kanun, diğer yandan da şirket ana sözleşmesi tespit eder.

Doğrudan doğruya Sorumluluk: Ticaret Şirketleri, kendisini kuran ortaklardan bağımsız ve tek başına bir hukuki varlığa sahip olduklarından, borç ve taahhütlerinden doğrudan doğruya kendileri sorumludurlar.
Dolayısıyla Sorumluluk: Şahıs şirketlerinde şirkete karşı yapılan takip kısmen veya tamamen semeresiz kalmış ise ya da şirket sona ermiş ise ortaklara başvurulabilir.
Sınırsız Sorumluluk: Ortakların sadece şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye payı ile değil, tüm kişisel malvarlıkları ile sorumlu olmalarıdır. Ancak sorumluluk, sadece 3. kişilere karşı olup iç ilişkide sorumluluk oranlarını ve zarara katılma miktarlarını istedikleri gibi düzenleyebilirler.
Sınırlı Sorumluluk:
  • Ortakların koymayı taahhüt ettikleri pay ile sınırlı olarak şirkete karşı sorumlu olmaları
Bu sorumluluk iç ilişkiyle ilgilidir ve şirket alacaklısı durumdan dolaylı olarak etkilenir. Ortağın şirkete getirmeyi taahhüt ettiği sermaye payı şirketin malvarlığına dahil olur. Sermaye payı henüz şirkete getirilmemişse, şirketin ortaktan sermaye taahhüdünün yerine getirilmesini isteme hakkı vardır. Şirket alacaklısı şirket aktifinde yer alan ödenmemiş sermaye payının tahsil edilmesini ortaktan isteyemez, ortağı dava ve takip hakkı yoktur. Bu konuda yetkili olan şirket yönetimi veya tasfiye memurlarıdır.
Anonim ve limited şirktlerde ortakların sorumluluğu bu şekildedir. Bu şirketlerde ortakların şirket alacaklılarına karşı, kural olarak, kişisel sorumluluğu bulunmamaktadır.
  • Ortakların şirket alacaklarına karşı belli bir meblağa kadar sınırlı sorumlu olmaları
Limited Şirketlerde kural olarak ortakların şirket alacaklılarına karşı sorumluluğu söz konusu değildir. Bu anlamda sınırlı sorumluluk dış ilişki ile ilgilidir.

Adi veya Müteselsil Borçlu Olarak Sorumluluk: Bazı şirket türlerinde, şirket alacaklılarına tam ve güvenilir bir hukuki takip olanağı sağlamak amacıyla, ortaklar, şirket borç ve taahhütlerinden dolayı alacaklılara karşı müteselsil olarak sorumlu tutulmuşlardır. Böylece, şirket alacaklıları isteklerine göre, ortakların tümünden borcun bir kısmını veya tamamını isteyebilecekleri gibi ortakların birine veya birkaçına da başvurabilirler. Ancak borcun tamamını ödeyen ortağın, kendi payına düşenden fazla olan kısmı için diğer ortaklara rücu etme hakkı saklıdır.
Bireysel sorumluluk ise, sınırlı sorumluluğun şirkete karşı söz konusu olduğu durumlarda geçerlidir. Limited veya anonim şirket ortağı kendine sermaye payı borcundan dolayı şirkete karşı bireysel olarak sorumludur. Şirket alacaklılarına karşı sınırlı sorumluluğun öngörüldüğü hallerde ise, müteselsil sorumluluk söz konusudur.


Limited Şirket Otaklarının Özel Hukuktan Kaynaklanan Borçlarından Sorumluluğu: Türk Ticaret Kanunu’nda, limited şirket ortaklarıyla şirket alacaklıları arasında hukuki bir ilişki ve şirket alacaklılarının ortaklara başvurabileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Limited şirket bir tüzel kişidir bu yüzden şirket ile alacaklı arasındaki borç ilişkisinde asıl sorumlunun şirket olması gayet normaldir.
Limited Şirketlerin de alacaklılarına karşı sorumluluğun niteliği, bütün malvarlığıyla sınırsız sorumluluktur. Ancak, her hukuk kişisi gibi limited şirket de, alacaklısına karşı sorumluluğunu sözleşme ile konu ve miktar bakımından sınırlandırabilir, ya da böyle bir sınırlı sorumluluk yasadan da kaynaklanabilir. Bu durumda şirketin sorumluluğu konu veya miktar ile sınırlı sorumluluk haline dönüşür.
Şirketin sorumluluğun doğması için öncelikle yapılan işlemlerin ya da haksız fiillerin idare ve temsile yetkili olanlar tarafından şirket adına gerçekleştirilmesi gerekir.
Limited Şirket ortağının şirkete karşı sorumluluğu, miktar itibariyle “sınırlı şahsi sorumluluk” niteliğindedir. Ortağın sermaye borcunun sınırını, ana sözleşmeyle taahhüt edilip de henüz yerine getirilmemiş olan sermaye payı borcu belirler ve ortak yine bu miktar için tüm malvarlığı ile takip olunabilir.

Ortakların Şirket Alacaklılarına Karşı Sorumluluğu: Şirket alacaklıları yalnız limited şirket aleyhine dava açabilirler ya da icra takibinde bulunabilirler. Bu şekilde şirketten alacaklarını karşılayamamış olsalar dahi ortakların şahsi malvarlıklarına başvuru imkanları yoktur. Şirket alacaklılarına karşı sorumluluk doğrudan doğruya ve malvarlığıyla sınırsız olarak limited şirket tüzel kişiliğine aittir. Şirket sona erse dahi ortağın sermaye borcunu talep hakkı tasfiye memuruna ya da iflas idaresine geçer. Ancak, 6138 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’ un 35. maddesiyle bu kurala bir istisna getirilmiştir. Buna göre; limited şirket ortakları ödenmeyen ve şirketten tahsil imkanı bulunamayan kamu borçlarından dolayı doğrudan doğruya sorumludurlar. Bu düzenleme ile kamu alacaklıları adi alacaklılardan ayrılmakta ve şartları oluştuğunda ortakları takip edilme imtiyazı kazanmaktadırlar.

Ortakların Şirkete Karşı Sorumluluğu: Limited Şirketlerdeortakların asli borcu, ana sözleşme ile taahhüt ettikleri sermaye payının yerine getirilmesidir. Ortaklar, ortak sıfatıyla şirkete karşı bu taahhütlerinden dolayı sorumludurlar ve kural olarak sermaye payı borçlarını yerine getirdikleri oranda sorumlulukları ortadan kalkar. (TTK532/1). Şirket, esas sermayesinin azaltılması durumu dışında ortakların sermaye payı borçlarının ödenmesi ertelenemeyeceği gibi, ortakların bu borçlardan ibra edilmeleri mümkün değildir.(TTK528/2)
Ortakların sermaye borcunun bulunması, üçüncü kişilere şirket alacağı için doğrudan doğruya takip ve dava yetkisi sağlamaz. Sermaye payının tamamlanmasını isteme hakkı, şirketin yetkili organlarına aittir. Ancak tasfiye halinde istisnai olarak, üçüncü kişi durumunda olan tasfiye memuru veya iflas dairesine bu hak tanınmıştır.

SORUMLULUĞUN İSTİSNALARI
Bedeli tamamen ödenmemiş payların şirket tarafından edinilmesi durumunda, esas sermayede meydana gelen açığın ortaklar tarafından kapatılması yükümüdür. Ticaret Kanunu’nun 529, 530, 531. maddelerindeki şartlar oluştuğunda ortakların selef yoluyla sorumluluklarının doğması ana kurala istisnadır.
Limited Şirket ortaklarının sermaye payı taahhüdü dışında, örneğin, belli miktara kadar sorumlu olacağına dair şirket sözleşmesinde yer alan ek taahhütleri de geçerlidir.
Ortak sermaye borcunu hiç yerine getirmeyen ya da tamamen yerine getirmiş olsa da şirkete karşı ek bir borç ve sorumluluk altına girmektedir. Sermaye koyma borcunda olduğu gibi ortaklar bu borçlarından dolayı da sınırsız sorumludurlar. Bu sebeple belirtilen durumlar, ortağın şirkete karşı sınırsız sorumlu olması kuralının değil, borcunun kural olarak sermaye koyma borcundan ibaret olması ve bunun ödediği oranda şirkete karşı sorumluluktan kurtulacağı ilkesinin istisnasıdır.
Öngörülen bu istisna hallerinde de ortağın borcu ve sorumluluğu şirket alacaklılarına değil, şirkete karşıdır.


SELEF SIFATIYLA SORUMLULUK
Selef Kavramı: TTK’nın 531.maddesinde çıkarılan ortağın selefi ifadesiyle kastedilen, paylarını devretmiş bulunandır. Bu madde payın sadece devir yoluyla geçmesinden başka diğer el değiştirme halleri göz önüne alınırsa selef sıfatının genişlediği görülür.

Sorumluluğun Niteliği:
1.Sorumluluk ikinci derecededir. İkinci derecede sorumluluk, ancak alacağın asıl borçludan tahsil edilemediğinin sabit olması halinde başvuru imkanını ifade eder. Selefe başvurulması için, şirket tüzel kişiliğinin, talep ettiği sermaye borcu için öncelikle çıkarılan ortağı takip etmesi zorunludur.
2.Sorumluluğun şirkete karşı olması: Şirket alacaklılarınselef sıfatıyla sorumluluğa dayanarak talep etme hakkı yoktur. Şirkete ait bu talep hakkı şirket yöneticilerince kullanılır ve takip edilir.
3. Sorumluluğun sıralı olması: Seleflerin sorumluluğu, devir sırasını izleyen bir sorumluluktur ve selefler arasında teselsül yoktur. Sıra çıkarılan ortağın selefinden başlamak üzere onun seleflerine doğrudur. Selefe başvurulması için sıra yönünden kendisinden önce gelen kimsenin ödemeye davet edilmesi ve bu davete rağmen borcun bir ay içinde ödenmemiş olması yeterlidir. Davet, selefin borcunu muaccel kılar. Bir aylık sürede sermaye borcu ifa edilmezse ayrıca ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer.
Şirket, kişilerin ödeme gücünü dikkate alarak bir ay içinde ödeme yapmayan selefi icra yoluyla takip edebileceği gibi onun selefine de başvurabilir. Bu konuda seçimlik hakkı vardır diyebiliriz. Ancak bir ay içinde ödeme yapmayan selefin ödeme kabiliyeti varsa, kendisine başvurulan sonraki selef, kendinden önce gelenlerden birisinin ödeme kabiliyeti bulunduğu defini iddia ve ispat ederse hakkındaki takibi önleyebilir. Bu durumda şirketin seçim hakkını kullanmasının anlamı olmayacaktır.

Sorumluluğun konusu ve kapsamı: Seleflerin sorumluluğun konusu, kendisinden istenilen sermaye borcunu ödemeyip, şirketten çıkartılan ortağın payı paraya çevrildiğinde, elde edilen miktar ile talep olunan miktar arasındaki farktır.
Yapılan davete rağmen bir ay içinde borcu ödemeyen selef, kendisi temerrüde düşmüş olacağından, şirket onu takip etmeye karar verirse, kendisinin sebep olduğu temerrüt faizi ve takip masraflarına katlanmak zorundadır.
Ayni sermaye borcunu ifa etmeyen ortağın şirketten çıkarılması sonucunda selefler aynı sermayeye biçilen değer tutarında takip edilebilirler.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Limited Şirket" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Nazlı 84'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
25-09-2007 - 11:21
(6427 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 6 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
27287
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 2 dakika 10 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,25 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 22262, Kelime Sayısı : 2281, Boyut : 21,74 Kb.
* 11 kez yazdırıldı.
* 21 kez indirildi.
* 7 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 680
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05819201 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.