Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Mevduatın Geri Çekilmesinin Hukuki Niteliği

Yazan : Metin Gül [Yazarla İletişim]
Stajyer Avukatım aynı zamanda yüksek lisans ögrencisiyim

T.C. MARMARA ÜNİVERİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ÖZEL HUKUK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
BANKA SÖZLEŞMELERİ HUKUKU DERSİ ÖDEVİ



MEVDUAT SÖZLEŞMELERİ
MEVDUATIN GERİ ALINMASI HAKKINDA Kİ HUKUKİ DÜZENLEMER




METİN GÜL
18012006004



İSTANBUL, 2006

İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………1
KISALTMALAR………………………………………………………….2
1- GİRİŞ...…………………………………………………………………4
2- MEVDUAT …………………………………………………………….4
2.1- Tanımı Ve Unsurları……………………………………………………….4
2.2- Hukuki Niteliği……………………………………………………………5
2.3- Türleri……………………………………………………………………...8
3- MEVDUATIN GERİ ÇEKİLMESİ…………………………………..8
3.1- Giriş……………………………………………………….……………….8
3.2- Hesap Cüzdanı İle Para Çekilmesi…………………………………….…..9
3.3- Şube Dışından Yapılan İşlemlerle Hesaptan Para Çekilmesi…………….10
3.4- Çek Hamilinin Hesaptan Para Çekmesi………………………………….11
3.5- Hesaptan Para Aktarma…………………………………………………..12
4- MEVDUATTAN PARA ÇEKME YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI ………………………………………………..13
4.1- Mevduat Hesabının Rehnedilmesi…………………………………….....13
4.2- Mevduat Üzerinde Hapis Hakkı………………………………………….14
4.3- Mevduat Hesabının Temliki……………………………………………...14
4.4- Mevduat Hesabının Takası…………………………………….................15
4.5- Mevduat Hesabının Haczi………………………………………………..15
4.6- Tarafların Karalaştırdıkları Vade Ve İhbar Süresi…………….................15
5- TEMSİLCİ VASITASIYLA HESAPTAN PARA ÇEKİLMESİ….16
6- MEVDUATTAN PARA ÇEKMEDE USULSÜZLÜK VE SONUÇLARI…………………………………………………………….17
6.1- Yetkisiz Kişinin Hesaptan Para Çekmesi………………………………...17
6.2- Hesaptan Fazla Para Çekilmesi…………………………………………..18
7- SONUÇ ………………………………………………………………..19
KAYNAKÇA………………………………………………………….20


KISALTMALAR

a.g.e : adı geçen eser
a.g.m : adı gecen makale
Anay. : Anayasa
BATİNER : Bankacılık ve Ticaret Hukuku Dergisi
BK : Borçlar Kanunu
Bkz. : bakınız
C. : Cilt
m. : madde
mük. : mükerrer
RG : Resmi Gazete
s. : sayfa
T. : Tarih
TTK : Türk Ticaret Kanunu
Vd. : ve devamı

1- GİRİŞ
Ekonomik ve ticari ilişkilerin hemen her aşamasında karşımıza çıkan bankacılık işlemlerinin en önemlilerinden biri olan mevduatın çekilmesi çalışmamın konusunu oluşturmaktadır. Bu konunun anlatımında öncelikle mevduatın tanımı ve hukuki niteliğine değineceğim. Daha sonra mevduatın çekilmesini değişik yönleri ile ele aldıktan sonra son olarak bu işlemde meydana gelen usulsüzlükler ve yaptırımları anlatacağım.

2- MEVDUAT

2.1- Tanım Ve Unsurları
Arapça kökenli olan mevduat kelimesi, tevdi kelimesinden türemiştir ve tevdi bir şeyi bir yere emanet olarak bırakmaktır. Tevdi işlemleri kapsamından her türlü eşya ile değerin kıymeti, evrak ve paranın açık veya kapalı olarak bırakılması söz konusu olurken, mevduat sadece paranın tevdi edilmesini kapsamaktadır.[1]
Mevduat, bankacılık uygulamasında ise ‘istenildiği anda veya belirli bir süre sonunda geri alabilmek üzere bankaya tevdi edilen paraları’ ifade eder[2]. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu`nun tanımlar başlıklı 3.m. de ise bu tanım ‘yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen para’ şeklinde yapılmıştır.
Bu tanımlamalar ışığında mevduat sözleşmesinin unsurları şu şekilde sıralanabilir [3]:
* Mevduat işleminin konusunu para oluşturur.
* Para iade edilmek üzere verilir.
* Paranın geri ödenmesi vadeye bağlanabilir.
* Paranın çağrı yoluyla toplanması gerekmektedir

2.2- Hukuki Niteliği
Doktrin ve Yargıtay kararlarında mevduat sözleşmesinin hukuki niteliği konusunda görüş birliği yoktur. Bu doğrultuda ortaya dört görüş atılmıştır[4].
Bu görüşlerden birincisi mevduat sözleşmesinin karz (ödünç) sözleşmesi niteliği olduğu yönündedir[5]. Karz, ödünç veren kimsenin belirli miktar para veya misli malın mülkiyetini ödünç alana geçirmeyi, ödünç alanında aynı miktar ve özelliklerdeki şeyi geri vermeyi taahhüt ettiği bir sözleşmedir[6] (BK: m . 306). Bu görüşü savunanlar dayanak olarak, mevduat karşılığında faiz verilmesini ve sözleşmelerde bankaya takas yetkisi verilmesini göstermişlerdir. Yargıtay da eski kararlarında bu yönde görüş belirtmiştir[7].
Doktrinde bir grup yazar ise mevduat sözleşmesinin usulsüz tevdi niteliğinde olduğunu söylemişlerdir[8]. Usulsüz tevdi, mudi tarafından verilen bir miktar para, misli eşya veya kıymetli evrakın emin bir yerde saklanması ve belirli bir süre sonra veya istendiğinde mislen geri verilmesi borcunu doğuran sözleşmedir[9]. Bu görüş sahipleri mevduat sözleşmesinde, mevduat sahiplerinin yatırdıkları paranın güvenli bir yerde tutulmasını amaçladıklarını ön planda tutmaktadırlar.
Doktrinde ki üçüncü bir görüş ise; mevduat sözleşmesinin karma sözleşme niteliğinde olduğunu savunur[10]. Karma sözleşmeler, kanunun çeşitli sözleşme tiplerinde ön gördüğü unsurların kanunun ön görmediği tarzda bir araya getirilmesiyle meydana gelir[11]. Bu görüş sahipleri, mevduat sözleşmesinin; karz, usulsüz tevdi ve vekalet sözleşmelerinin unsurlarını taşıyan karma nitelikte bir sözleşme olduğunu ileri sürmektedirler[12]. Bu açıdan bakıldığında yatırılan paranın saklama amacı olması usulsüz tevdi sözleşmesinin, bankaların takas yetkisini kullanma olanağı ve vadeli mevduat sözleşmelerindeki faiz bakımından karz sözleşmesinin, bankanın mevduat işlemlerini takip etmesi bakımından ise vekaletsiz iş görme sözleşmelerinin unsurlarını oluşturmaktadır.
Doktrinde ki son görüş ise mevduat sözleşmesinin kendine özgü (atipik) sözleşme niteliğinde olduğudur [13]. Yargıtay uygulaması da son yıllarda bu görüş doğrultusunda istikrar kazanmıştır. Bu yönde HGK şu yönde karar vermiştir: ‘Bankalar, yazılı ve sözlü duyurularla halktan ivaz karşılığında topladıkları paraları Türk ekonomisinin güçlenmesi doğrultusunda değerlendiren ve aynı zamanda bu mevduatlardan para kazanan kuruluşlardır. Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede aynı veya misli olarak iade etmekle yükümlüdürler. Bu tanımlama ya göre mevduat ödünç(karz) ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. Bunun sonucu olarak mevduatın niteliğine uygun düştüğü oranda karz (ödünç) veya usulsüz tevdi hükümlerinin kıyasen uygulanması gerekir. BK.`nın 306 ve307. maddeleri uyarınca ödünç alan akdin sonunda ödünç verilen parayı iade ve eğer kararlaştırılmışsa faiziyle iadeye mecburdur. Aynı yasanın 372/1. madde uyarınca usulsüz tevdide paranın nef`i ve hasarı mutlak şekilde müstevdaa (saklayana) geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullana bilir. Ancak mudiinin istediği zamanda iade ile yükümlüdür. Bankalar türlü bahanelerle yararlandıkları bu mevduatı mudilere iadeden kaçınamazlar.’[14]Yargıtay 12. Hukuk Dairesi`nin son yıllarda verdiği bir kararında da aynı görüşü belirtmiştir: ‘Mevduat yatırma, ağırlıklı olarak esas itibariyle belli oranda faiz elde etme amacına yöneldiği için karz akdine daha çok yaklaşan, ancak güvenilir bir kurumda parayı muhafaza etme fikri ile vedia akdini hatırlatan kendine özgü bir akit tipidir. Mevduata uygulanacak hükümler, ancak kıyas yoluyla ve niteliğine uygun düştüğü ölçüde karz akti hükümleri ve istisnai hallerde vedia akti hükümleri olacaktır.’[15]
Bu görüşleri tek tek değerlendirecek olursak kanaatimce mevduat sözleşmesi kendine özgü (sui generis) nitelikte bir sözleşmedir. Çünkü yukarıda yer verdiğim görüşlerin her birinde mutlaka aksayan bir yön olduğu aşikârdır. Şöyle ki; usulsüz tevdi olduğu görüşü bakımından bankanın parayı emanet alması dolayısıyla ücret alması gerekirken böyle bir şey mevduat sözleşmesi bakımından söz konusu değildir. Aynı şekilde karz akdinde vadeden önce paranın alınamaması da vadesiz mevduat sözleşmesine uygun düşmez. Son olarak da karma sözleşme görüşü bakımından ise mevduat sözleşmesi vekâlet, karz ve usulsüz tevdi sözleşmelerinin unsurlarını tam anlamıyla barındırmadığı için bu yaklaşımda yerinde değildir. Sonuç olarak mevduat sözleşmesi içerisinde kendine has özellikler barındıran atipik bir sözleşmedir.
2.3- Türleri
Mevduat türleri doktrinde farklı yönlerden çeşitli sınıflandırılmalara tabi tutulmuştur. Ben burada sadece Bankalar Kanuna göre yapılan tasnife yer vereceğim.
Bankacılık Kanunu mevduat türlerinden sadece tasarruf mevduatını tanımlamış (Bank. K. m.2) ve m.60`ta da mevduatın vade ve türlerine tasnif etme görevini de Merkez Bankasına bırakmıştır. Merkez Bankası da Mevduatın Vade Ve Türleriyle Katılma Hesaplarının Vadeler Hakkında Tebliği[16] ile mevduat türlerini beşe ayırmıştır. Ben burada bunları sadece saymakla yetineceğim. Bunlar:
1-Tasarruf Mevduatı
2-Resmi Kuruşlar Mevduatı
3-Ticari Kuruluşlar Mevduatı
4-Bankalar arası Mevduat
5-Diğer Kuruluşlar Mevduatı

3- MEVDUATIN GERİ ÇEKİLMESİ
3.1- Giriş
Mevduat sahibi, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu`nun 61. maddesindeki sınırlamalar saklı kalması kaydıyla prensip itibariyle mevduatını dilediği anda çekebilir. Bu maddeye göre ‘4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun rehinlere ve hapis hakkına, 818 sayılı Borçlar Kanunu`nun alacağın devir ve temlikine, takasa dair hükümleriyle kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler saklı kalmak şartıyla mevduat sahiplerinin geri alma hakkı hiçbir suretle sınırlandırılamaz.’[17]
Hak sahibi geri alma hakkını hesap cüzdanı ve kimliği ile şube içinde kullanabileceği gibi gelişen teknolojiyle birlikte şube dışında çeşitli yollarla ( ATM, telefon bankacılığı, internet) kullanabilir[18]
Şimdi bu yolları tek tek ele alalım:
3.2- Hesap Cüzdanı ile Hesaptan Para Çekilmesi
Kural olarak hesaptan para çekilmesi için hesap cüzdanı ve kimlik kartıyla şubeye başvurunun yapılması gerekir[19]. Bu başvuru ile banka çalışanı gerekli kontrolleri yaptıktan sonra işlem gerçekleşir.
Hesap cüzdanı olmadan da uygulamada para çekmek mümkündür. Çünkü önemli olan mevduat hesabının tespiti ve işlem yapacak kişinin bu hesaptaki hak sahibi olup olmadığının tespit edilmesidir. Ancak Yargıtay hesap cüzdanı olmadan yapılan ödemelerde bankalara ekstra bir özen yükümlülüğü getirmiştir[20].
Hesaptan para çekme işleminin gerçekleşmesi için doğal olarak mevduat sahibinin hesabında para olması gerekmektedir. Hesap sahibinin kimliğinin tespitinden sonra çekilmek istenen tutar ve ödemenin yapıldığı kişiyi gösteren bir tediye fişi düzenlenerek müşteriye imzalatılır[21]. Böylece ödeme yapılır.
Hesapta para olmaması durumunda mevduat sahibiyle banka arasında ayrıca bir kredi sözleşmesi yok ise ödeme yapılmaz. Çünkü mevduat hesabı açmadaki amaç bu hesabın kredi vasıtası olarak kullanmak değildir. Ancak banka personeli tarafından hesapta para olmadığı halde ödeme yapılırsa mevduat sahibinin zımni kabulü ile banka kredi açmış sayılır. Böylece parayı ödeme gününden itibaren işleyecek faiz ile geri istemek hakkı doğacaktır.[22]
3.3- Şube Dışında Yapılan İşlemlerle Hesaptan Para Çekilmesi
Banka Kartı[23] ile para çekme: Banka kartları, ‘ait olduğu bankanın kartlı sistemi içerisinde hamiline mevduat hesabı ile bağlantılı olarak doğrudan ya da elektronik veya benzeri işlem cihazları aracılığı ile hesabın kullanımını ve diğer bankacılık hizmetlerini sağlayan, mülkiyeti kendilerine ait olmak üzere bankalarca çıkarılan[24] ’plastik kartlardır[25].
Banka kartlarının kullanım amacı öncelikle hesap sahibinin şube dışında günün 24 saati ATM[26](Otomatik Ödeme Makineleri) cihazları ile hesabına ulaşarak tasarruf yapma olanağı sağlamaktadır. Bu kartların başlıca işlevi hesap sahiplerine şubelerinden verilen güvenlik şifreleri ile hesaplarından para çekmeyi kolalaştırmasıdır. Hesap sahibi bu şifre ile ATM cihazı tarafından teşhis edilir[27]. Banka tarafından verilen bu şifre, şubede yapılan işlemler yerine geçer[28].
Banka kartları aracılığıyla yapılan para çekme işlemleri on-line biçiminde yapıldığı için şifre girildiği anda hesaptaki son durumun görülmesi mümkündür. Aynı şekilde para çekilmesi durumunda bu işlem anında hesaba yansır.
Telefon Bankacılığı: Bu sistemde, mevduat sahibini teşhis fonksiyonunu banklarca müşterilere verilen müşteri numaraları sağlar. Bu numaraların yanında mevduat sahiplerine şifrede verilir, ancak bu güvenlik bakımından önem taşımaktadır. Telefon bankacılığında, bankaya tahsis edilen telefon numarası aranır, müşteri numarası ve şifrenin kabul edilmesi ile bilgisayar sistemi aracılığı ile işlemler gerçekleştirilir. Bu durumda telefonun karşısında bir banka görevlisi olmadığı için mevduat sahibinin müşteri numarası ve şifresinin 3. kişilerce öğrenilme tehlikesi de yoktur. Güvenlik aşamasından sonra gerçekleştirilecek işlem sistem aracılığı ile çözülemediği takdirde banka personeli devreye girer. Bu durumda da sorulan sorular müşterinin kişisel bilgileri olduğu için herhalde mevduat sahibinin güvenlik şifresinin öğrenilmesi mümkün değildir[29].
İnternet Bankacılığı: İnternet, birden fazla haberleşme ağının (network) bilgisayarlar arcılığı ile meydana getirdikleri bir iletişim ortamıdır[30]. İnternet bankacılığında mevduat sahibinin işlemlerini gerçekleştirebilmesi için ‘interaktif bankacılık şifresi’ adı verilen şifreye sahip olması gerekir. Bu şifre bilgisayar sistemi tarafından mevduat sahibine özel olarak verilir. Bu sayede herkese açık olan bankanın internet sayfasında mevduat sahibinin özel hesabına girmek mümkün değildir.
Bu sistem ile gerçekleştirilebilecek para çekme işlemleri olarak şunlar sayılabilir: -müşterinin kendi hesapları arasında para aktarımı, -EFT yapma, -döviz alıp-satma, -fatura ödeme, -hisse senedi alma, -vergi borcu ödeme[31].
Elektronik bankacılıkta sözlü veya imza ile onay olmadığı için, işlem geçerliliği konusunda ki problemleri ortadan kaldırmak bakımından kişiye özel şifre ile onay verme sistemi benimsenmiştir. Müşteri yaptığı işlemlere şifresiyle onay vermesi sonucu işlemi kendi iradesiyle yaptığını beyan etmiş olur. Bu şekilde gerçekleştirdiği işlemlerden sorumlu olduğu anlaşılacaktır.

3.4- Çek Hamilinin Hesaptan Para Çekmesi
Mevduat hesabı üzerinden çek keşide edilmesi ile çek hamili bankaya başvurarak kendisine ödeme yapılmasını isteme hakkı kazanır[32]. Bu durumda banka, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunu`nun m.4. gereği ödeme yapmak zorundadır.
Mevduat sahibi hesap üzerinde çek keşide etmek ile bankaya, çek hamiline mevduat hesabından ödeme yapılması hususunda bir talimat vermiş olur; diğer yandan çek hamiline çek bedelini bankadan tahsil yetkisi vermiş olmaktadır. Hesapta para olmasına rağmen ödeme yapmayan banka, mevduat sahibi ve çek hamiline karşı sorumludur[33].
3.5- Hesaptan Para Aktarma
Mevduat sahibinin farklı hesaplara çeşitli yollarla (virman, havale, EFT) para aktarması da mevduattan para çekmenin farklı yöntemlerindendir.
Virman, para aktarma, mevduat sahibinin aynı bankada farklı amaçlarla birden fazla hesabının olması durumunda söz konusu olur. Virman ile mevduat sahibi tek bir işlemle bir hesaptan para çekip diğer hesabına para yatırmış olur. Para aktarma için sadece mevduat sahibinin talimatı gerekli ve yeterlidir. Talimat olmadan yapılan işlemlerden banka sorumlu olacaktır.
Havale[34], çifte yetkilendirmeyi içeren tek taraflı ve varması gerekli bir hukuki işlemdir[35]. Böylece mevduat sahibi bir başkasının hesabına veya adına para aktarabilir. Havalenin gerçekleşmesi için mevduat sahibinin talimatının bankaya ulaşması yeterlidir.
Havalenin nakden isme ödenmesi durumunda havaleyi çekecek olan kişinin kimliğinin tespiti çok önemlidir. Çünkü yanlış kişiye ödenmesi durumunda banka, hem havaleyi gönderen mevduat sahibine hem de gerçek havale alıcısına karşı sorumlu olur. Bankanın yanlış ödeme yaptığı kişiye karşı talep hakkı bakımından ise; HGK kararına göre parayı çeken kişinin kredi kullandığı kabul edilmiştir[36]. Ayrıca havalenin geç ulaşmasından da banka sorumludur[37].
EFT, mevduat sahibinin hesabının bulunduğu banka dışındaki bir hesaba para aktarması durumunda söz konusu olur. Bu ilişkide gönderen-banka-alıcının bankası-alıcı olmak üzere dört taraf vardır[38].

4- MEVDUATTAN PARA ÇEKME YETKİSİNİN SINIRLANDIRILMASI
5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.61 para çekme yetkisinin hangi haller dışında sınırlanamaz olduğunu saymıştır. Buna göre bu duruları tek tek ele alacak olursak;
4.1- Mevduat Hesabının Rehnedilmesi
Mevduatın rehni 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun m.954 vd. de düzenlenen ‘alacağın rehni’ hükümlerine tabidir. Çünkü mevduat, bankaya karşı mevduat sahibinin alacağı niteliğindedir[39].
Mevduat sahibinin veya rehin alacaklısının bankaya ihbarı ile birlikte yazılı rehin sözleşmesinin getirilmesiyle, banka mevduat üzerine rehin kaydını koyar. Rehnin kapsamına mevduat hesabındaki anaparanın yanı sıra daha sonradan tahakkuk edecek faizler de girer[40](TMK m.959). Rehin kaydının konulmasından itibaren bankanın rehinli mevduat hesabından ödeme yapabilmesi için mevduat sahibinin yanı sıra rehin alacaklısının da onayı gerekmektedir[41].
4.2-Mevduat Üzerinde Hapis Hakkı
Mevduat hesabı taşınır mal niteliğinde olduğu için Türk Medeni Kanunun m.950 vd. da yer alan menkul rehni başlıklı bölümünde incelemek gerekir. Bu çerçevede hapis hakkı alacaklıya, zilyetliğinde bulunan ve ilke olarak geri vermekle yükümlü olduğu, borçluya ait nesneleri geri vermekten kaçınma ve paraya çevirme yetkisi veren bir haktır[42]. Bu tanım bakımından mevduat ilişkisine bakıldığında; banka hesaptaki paranın kullanım yetkisine sahip olduğu için bankanın bu parayı dilediği gibi değerlendirme özgürlüğü vardır. Bu nedenle bankanın zaten kendi zilyetliğinde olan para için hapis hakkı kullanmakta pratik bir faydası yoktur. Yargıtay uygulamasında da bu yönde kararlar vardır[43].
4.3- Mevduat Hesabının Temliki:
5411 sayılı Bankacılık Kanununun m.61 de sayılan sınırlamalardan biride 818 sayılı Borçlar Kanununun alacağın temlikine ilişkin hükümleridir(BK. m.162 vd.). Buradaki alacak; mevduat sahibinin bankada ki paradan dolayı bankaya karşı olan alacağıdır. Mevduatın temliki, mevduat sahibi ile temlik alan arasındaki yazılı anlaşma ile olur(BK. m.163). Ayrıca mevduatın temliki, taraflar arsında bir sözleşme olmaksızın kanun hükmünden de kaynaklanabilir. Mesela TMK m.599/I uyarınca mevduat sahibinin ölmesi durumunda mevduat alacağının mirasçılara geçmesi.
Eğer temlik olunan mevduat hesabının, bireysel mevduat değil de, birden fazla kişiye ait müşterek veya iştirak halinde mevduat olması halinde temlik işleminin, ortakların tamamının imzasını taşıması gerekmektedir[44].
Mevduatın temliki işleminin bir diğer özelliği de aynı mevduatın birden fazla temlik işlemine konu olmaması[45] ve bankanın önceki mevduat sahibine yönelik defilerinin devam etmesidir.
4.4- Mevduat Hesabının Takası:
4389 sayılı Bankalar Kanununun mevduatın çekilmesine ilişkin hükmünde yer almayan ‘takas’ kelimesi 5411 sayılı kanunun ile maddeye girmiştir. Takas, birbirine karşı aynı cins alacağa sahip şahıslardan birinin tek taraflı beyanı ile bu alacakları az olanı tutarında sukut ettirmesidir[46]. Bankacılık uygulamasında takas, mevduat hesaplarında ki paranın kredi borçlarının itfa edilmesi aracı olarak kullanılır[47].
4.5- Mevduat Hesabının Haczi:
5411 sayılı kanunun m.61 da sayılan sınırlamalardan ‘diğer kanunlardaki hükümler’ e İKK da düzenlenen taşınır haczi hükümleri girebilir. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi mevduat hesabı menkul mal hükmündedir[48].
Mevduatın haciz işlemine tabi tutulması durumunda, haciz ihbarında bildirilen tutarla sınırlı olarak hesaba haciz konulur. Bu tutarın üzerindeki meblağ için mevduat sahibinin tasarruf hakkı devam eder. Kural olarak haciz, hesaba şerh verildiği tarihteki bakiyeyi kapsar, daha sonra yatırılan paraları etkilemez[49]. Ancak icra dairesinden gönderilen ihbarnameden ‘mevduat sahibinin doğmuş veya doğacak alacakları üzerine’ haciz konulduğu kaydı hesaba daha sonradan yatırılacak paraları da haciz kapsamına alır[50].
Eğer mevduat kamu alacakları nedeniyle haczedilmişse; haciz, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde yapılır.
4.6- Tarafların Kararlaştırdıkları Vade ve İhbar Süresi:
Genel hükümlere göre, vadeli ve ihbarlı mevduat sözleşmesi ile taraflar bağlıdırlar. Diğer bir deyişle tek başına ne müşterinin vadeden önce veya ihbar süresi geçmeden mevduatı çekme, ne de bankanın –mevduat faiz göz önüne alınınca- vadeden önce ödeme hakkı bulunmamaktadır[51]. Ancak taraflar genel hükümlere göre her zaman aksini kararlaştırabilirler. Böyle bir anlaşma olmasa dahi mevduat sahibinin yatırdığı parayı alması süresiz olarak sınırlandırılamaz. Banka ile mevduat sahibinin hesaba yatırılan geri alınamayacağı yönündeki anlaşmalar Bankacılık Kanunu hükümlerine aykırıdır.
Mevduatın vadelerini belirleyen 2002/I sayılı TCMB tebliğinin 8. maddesinde, mevduat sahibine vadeden önce para çekme olanağı tanıyan bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre, bir yıl ve daha uzun vadeli mevduatta, 1 ay, 3 ay, 6 ay ve yıllık olarak faiz ödemesi yapılması mümkündür. İhbarlı mevduatlarda ise tebliğe göre, ihbar süresi 7 gün olarak belirlenmekle birlikte, taraflar arsında daha kısa bir ihbar süresi kararlaştırılması da mümkündür[52].
5- TEMSİLCİ ARACILIĞI İLE HESAPTAN PARA ÇEKİLMESİ
Hukukumuzda mevduat işlemlerini mevduat sahibi dışında kimselerin yapması yasaklanmamıştır. Bu nedenle mevduat sahibi temsilci vasıtasıyla hesabından para çekebilir. Bu temsil yetkisi kanundan doğabileceği gibi, hukuk işlemlerden de doğabilir. Kanuni temsile velilerin veya kanuni temsilcilerin, küçük veya kısıtlılara ait hesaplardaki temsil yetkisi örnek verilebilir. Hukuki işlemlerden doğan temsil ise, temsil edilenin tek taraflı iradesiyle ortaya çıkar ve buna iradi temsil denir[53].
Kanuni Temsil, küçük veya kısıtlılara ait hesaplarda veli ya da vasilerin temsil yetkisi vardır. Bu hak küçüklerde, küçüğün on sekiz yaşına gelmesine kadar devam eder. Ancak veliye ait bu hak bazı durumlarda sınırlanabilir. Mesela, küçüğün hesabına bağışlama maksadıyla 3. bir kişi para yatırırsa ve velinin bu parada tasarruf yapamayacağı doğrultusunda kayıt koydurursa, artık bu hesaba küçük 18 yaşına gelene dek kimse (para yatıran 3. kişi dâhil) dokunamayacaktır.
İradi Temsil, mevduat sahibi kendi isteğiyle bir temsilci tayin ederek ona hesap üzerinde tasarruf yetkisi kazandırabilir. Bu yetki adi yazılı bir vekaletname ile verilebileceği gibi noterde düzenlenen vekaletname ile de verilebilir.
Para çekme yetkisinin verildiği vekaletnamede, vekaletnamenin özel yetki içermesinin gerekip gerekmediği sorunu ortaya çıkar. Borçlar Kanunu özel yetkinin gerektiği halleri m.388/III de saymıştır. Burada hesaptan para çekme sayılmamıştır. Bu nedenle genel vekaletname ile hesaptan para çekilmesi gerekmektedir. Ancak doktrinde bir grup yazar ve Yargıtay hesaptan para çekmede özel yetkinin gerektiğini savunmaktadır. Yargıtay vermiş olduğu bir kararda düzenlenen genel vekaletnamen en azından ‘ahzu kabz’ yetkisi taşıması gerektiğinin belirtmiştir[54]. Bir grup yazarda, özel yetkinin gerektiği hallerin BK m.388/III de sayılanla sınırlı olmadığı, kanunda sayılanlar gibi tehlikeli olan ve temsil yetkisinin kapsanma göre olağanüstü işlem niteliği taşıyan işlemler bakımından da özel yetki aranmalıdır[55].
Yargıtay, adi yazılı vekaletle, temsilciye ‘bankadaki hesaplar üzerinde her türlü tasarrufta bulunması için’ yetki veren mevduat sahibinin hesaptan para çekme yetkisi de verdiği doğrultusunda karar vermiştir[56].
6-MEVDUATTAN PARA ÇEKMEDE USULSÜZLÜK VE SONUÇLARI
6.1- Yetkisiz Kişinin Hesaptan Para Çekmesi:
Temsil yetkisine haiz olmayan kişinin mevduat hesabından para çekmesi halinde, mevduat sahibi çekilişe muvafakat veya icazet vermez ise, bankaya karşı olan alacağı aynen devam edecek, diğer bir deyişle hukuken mevduat hesabında bir azalma olmayacaktır[57].
Yargıtay sahte kimlikle hesaptan para çekilmesi olayında şöyle karar vermiştir: Mahkemece, davacı mevduat sahibinin, kimlik ve hesapları hakkındaki bilgilerin aynı soyadlı dava dışı AT. un eline geçmesinde kusurlu olduğu, eğer bu hususta gerekli özeni gösterseydi zararına yol açan bu eylemlerin gerçekleşmesinin mümkün bulunmadığı, bu nedenle kusurlu hareketleri ile zararın doğması arasında illiyet bağının kurulduğu, bu hareketlerin sonuca etkisinin davalının hatalı davranışlarıyla aynı düzeyde bulunduğu ve her iki tarafın eşit oranda kusurlu olduğu gözetilerek, BK.nın 44.m uyarınca davacının %50 oranındaki müterafik kusuru nazara alınmak suretiyle…’[58]. Burada yüksek mahkeme her iki tarafı da kusurlu bularak sorumluluğu paylaştırmıştır.
Yetkisiz temsilciye ödeme yapan banka bu ödeme yapmasından ötürü sorumlu olacaktır. Banka yaptığı bu ödemeyi daha sonra sebepsiz zenginleşme veya haksız fiil hükümleri ile talep hakkına sahiptir. Bankanın bu şekilde yetkisiz temsilciye açtığı sebepsiz zenginleşme davasında; Yargıtay, bankanın henüz mevduat sahibine ödeme yapmadan bu talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davayı reddetmiştir[59].
6.2- Mevduat Sahibine Fazla Ödeme Yapılaması
Mevduat sahibinin hesabına havale gelmediği halde yanlışlıkla para girişi yapılması, hesaptan çekilen tutarın mahsubunun unutulması sonucunda ikinci kez ödeme yapılması veya mevduat sahibine sehven fazla para verilmesi hallerinde, bankanın müşteriye fazla para ödemesi söz konusu olur[60]. Bu durumda paranın iadesi bakımından mevduat sahibinin iyi niyetli olup olmaması açısından ayrım yapılır.
Mevduat sahibi eğer iyi niyetli ise; fazla ödenen tutarın iadesi için banka tarafından ihtarname gönderilir ve ihtar süresi için aldığı tutarı aynen öderse sorumluktan kurtulur. İyi niyetli olduğu için parayı çektiği günden itibaren faiz işlemez. Ancak ihtar süresi içinde ödemezse süre sonunda faiz işlemeye başlar. Bu durumda hangi faizin işletileceği sorununu Yargıtay 3095 sayılı Kanunu uygulayarak çözmüştür[61].
Mevduat sahibinin kötü niyetli olması durumunda fazla paranın hesaptan çekildiği günden itibaren faiz işlemeye başlayacaktır. Ancak Yargıtay faizi başlatma bakımından böyle bir ayrım yapmamakta ödemenin yapıldığı günü esas almaktadır.
Yargıtay önceki tarihli kararlarında bankanın fazla paranın iadesi açısından talep hakkının kredi sözleşmesinden kaynaklandığı görüşünü[62] son yıllarda değiştirmiştir. Fazla yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerince talep edileceği görüşü[63] son yıllarda istikrar kazanmıştır.

7- SONUÇ
Mevduat; banka açısından faaliyetlerini devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu kaynağı sağlamak, müşteri açısından ise paralarını güvenli bir yerde saklarken ekonomik çıkarlar elde edilmesi açısından vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bu kısa çalışmam da kısaca anlattığım mevduat işlemlerinden para çekme gelişen teknoloji ve değişen ihtiyaçlarla sürekli kendini yenileyen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulacaktır.






KAYNAKÇA

AKYOL, Ş. ;Banka Sözleşmeleri, İstanbul, 2001.
ÇEKER, M. ; Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004.
KAPLAN, İ. ; Banka Sözleşmeleri Hukuku C.1, Ankara, 1996
OĞUZMAN, M.K. ; Borçlar Hukuku Genel Hükümleri, İstanbul, 2000.
REİSOĞLU, S. ; Banka Kanunu Şerhi, Ankara, 2000.
REİSOĞLU, S. ; Banka Kanunu Şerhi, Ankara, 2002.
SÖZER, B. ; Elektronik Sözleşmeler, İstanbul, 2002.
TANDOĞAN, H. ; Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C.II, 3. Bası, Ankara, 1998.
YAVUZ, C. ; Borçlar Hukuku Dersleri (Özel Hükümler), İstanbul, 2004.
YÜKSEL, A. S. ; Bankacılık Hukuku ve İşletmesi, İstanbul, 1986.

[1] Tekinalp, Banka Hukuku, s.308 vd. ; Turanboy, Tasarruf Mevduat Sözleşmesinin Niteliği, Gazi Üniversitesi HFD. ,C.1(1997), S.1, s.254 vd.

[2] Türk Hukuk Lügatı, Ankara 1956, s.232; Kocaimamoğlu, Bankacılık Ansiklopedisi, 4. baskı, Ankara 1985, s.451. (aktarım bkz. Çeker)

[3] Çeker, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana 2004, s.6

[4] Çeker, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana 2004, s.25

[5] Alman Hukuku için bkz. Kümpel, s.298; İsviçre Hukuku için bkz. Emch, U./Renz, H.; Das Schweizerische Bankgescehaeft, 3. Aufl., Thun/Bern 1984, s.167 (ve orada anılan Becker, Berger, Conment, Henggler, Huggenberg, Zeerleder); Gautschi, G.;Kommentar zum Schweizerische Privatrecht, Der einfache Auftrag, Art. 394-406 OR, Bern 1971, Art.398 N. 36 b; Guggenheim, D.;Die Vertraege der schweizerischen Bankpraxis, 3.Aufl., Zürich 1986, s.60 vd.; Türk Hukuku için bkz. Bilge; Borçlar Hukuku, Özel Borç Münasebetleri, 3. Bası Ankara 1971, s.353; Tunçomağ, Borçlar Hukuku Dersleri, Özel Borç İlişkileri ; 3. Bası, İstanbul 1977, s.307; Feyzioğlu, Borçlar Hukuku, 2. Kısım Aktin Muhtelif Nev´ileri, C.I, 4. Bası; İstanbul 1957, s.41; Gürsoy, Bankacılık İçin Medeni Hukuk ve Borçlar Hukuku Bilgisi, Ankara 1959 s.129 ; Karacan s.134 ; Kaplan Banka Sözleşmeleri Hukuku, s.205-206.

[6] Karz Sözleşmesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C I/2 4. Bası İstanbul 1989, s.298 vd. (aktarım bkz. Kaplan )

[7] Y. TD. Tarih : 17.05.1955, E. 1812 K. 3707

[8] Bu konudaki görüşler ve değerlendirmesi için bkz. Kaplan, Banka Sözleşmeleri Hukuku, s.199 vd.; Eigenbrodt, s.11 vd.; Topaloğlu, M.; Banka Mevduatı Üzerinde Takas ve Hapis Hakkı, Adana Barosu Bülteni, Yıl:4 S.11 (Mart-Nisan 2004), s.2; öte yandan doktrinde mevduat sözleşmesinin usulsüz tevdi ve vekalet, vadeli mevduatın ise karz sözleşmesi niteliğini taşıdığı kabul eden yazarlar da vardır. Bu yönde bkz. Feyzioğlu ,s.770; Tekinalp, Banka Hukuku, s.313; Kümpel,s.298; Yavuz, s.474; Koç, s.181-182; Erişgin, Birlikte Mirasçıların Miras Bırakanın Banka Hesabı Üzerindeki Tasarruf Yetkisi, AÜHFD, C.52 (2003) S.3, s.130

[9] Çeker, Hukuki yönüyle Banka Mevduatı Adana, 2004, s.26; Usulsüz Tevdi hakkında bkz. Tandoğan, Özel Borç İlişkileri, C.I/2, s.327

[10] Konuralp, Tasarruf Mevduatı, s.19; Vural, s.65; Tekinalp, Banka Hukuku, s..313; Yüksel, s.141; Erişgin s.130; Kostakoğlu s.241…

[11] Yavuz, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümleri, İstanbul 2002, s.21

[12] Konuralp, Tasarruf Mevduatı, s.19; Vural, s.65; Tekinalp, Banka Hukuku, s..313; Yüksel, s.141; Erişgin, s.130; Kostakoğlu s.241…

[13] Türk Hukuku`nda: Tesal, R.D.; Banka Hukuku Bilgisi, Ankara 1975,s.90; Reisoğlu, Bankalar Kanunu Şerhi, s.329; Vural, s.65; Doğanay, Sempozyum, s.181; Karagöz, s.2. İsviçre Hukuku`nda: Coigny, J.; De la Nature juridique des Livrets d’epargene, Diss., Lausanne 1933, s.103; Oster, J.; Les Rapports juridiques entre la caisse d’epargene et le deposants, Diss Neuenburg 1919, s.82; Dörfer, A.; Die rechtliche natur des Sparkassenbuchs unter zugrundelegung von Satzungen Neuvorpommerschen Sparkkassen, Diss., Greifswald 1918, s.13 (eigenbrodt s.142`den naklen).(aktarım Çeker)

[14] Y. HGK. Tarih: 15.06.1994, E. 1994/11-178 K. 1994-398 (YKD. 1995, S.4, s.532)

[15] Y. 12. HD. Tarih: 29.04.2004, E. 6537 K.10591 (yayımlanmamıştır)

[16] Mevduatın Vade Ve Türleriyle Katılma Hesaplarının Vadeler Hakkında Tebliği (Sıra No:2002/1), RG. Tarih: 29.03.2002, S.24710.

[17] Ayrc. Bkz. Mevduat Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine Ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet Ve Alacaklara İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, m.4/4.

[18] Çeker, Hukuk Yönüyle Banka Mevduatı Adana, 2004.

[19] Reisoğlu, Bankalar Kanunu Şerhi, İstanbul, 2000, s.292.

[20] ‘Hesaptan para çeken ve gerçek mudi olmadığı sonradan anlaşılan kişinin cüzdansız müracaatı üzerine noterden cüzdan kayıp ibranamesi istendiği, bu belgenin getirilmesinden sonra ödemenin yapıldığı anlaşılmıştır. Banka işlemlerinin yürütülmesi sırasında hesap sahibi için mevduat kartı adı altında bir kart düzenlenmekte ve bunun üzerine kimlik bilgileri dışında imza örneği de alınmaktadır. Somut olayda da hesap sahibi H.Y.`nin imza örneğinin alındığı görülmüştür. Olayda hesaptan para çekmek isteyen kişinin cüzdanı olmadığı anlaşılınca, banka yetkililerinin normalin üzerinde bir özen yükümlülüğünü göstermeleri ve olayın daha titizlikle üzerinde durmaları gerekir. Özellikle mevduat kartında ki imza ile gerek noterde düzenlenen cüzdan kayıp beyannamesinde ki imza, gerekse paranın ödenmesi sırasında alınan imzanın özellikle karşılaştırılması gerekmektedir. ‘ Y. HGK. Tarih:21.04.1999, E.1999/4226 K. 1999/227 (yayımlanmamıştır), Çeker, Hukuk Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004 s. 96.

[21] Çeker, Hukuk Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004 s. 96.

[22] Y. HGK. Tarih: 24.05.1995, E. 1995/11-10 K.1995/545.

[23] Banka kartları için uygulamada ‘hesaba erişim kartı’, ‘ATM kartı’, ‘bankamatik kartı’ gibi ifadeler kullanılmaktadır. Alman Hukukunda ise ‘para kartı (Goldkarte)’ terimi tecih edilmektedir. Kümpel, s.606.

[24] Banka Kartlarını bu tanımı, BDDK tarafından hazırlanan Banka Kartlar Ve Kredi Kartları Kanun Tasarısı Taslağı m. 3/d yer almaktadır.

[25] Çeker, Hukuk Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004 s.98

[26] Automated Teller Machines

[27] Şifre, banka kartını usulsüz şekilde eline geçiren kişilerin kullanmasını önlemeye yarayan bir teşhis aracıdır. Banka kartı ise tek başına teşhis fonksiyonuna sahip değildir zira kart ancak şifre ile birlikte kullanılabilmektedir. Bu yönde; Arkan, Elektronik Sistemler, s.14; Kümpel, s.607.

[28] Çeker, Hukuk Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004 s.100.

[29] Çeker, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004, s.105.

[30] Sözer, Elektronik Sözleşmeler, İstanbul, 2002, s.7.

[31] Kümpel, s.596; Çeker, s.127.

[32] Çeker, Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı, Adana, 2004, s.125.

[33] Çek bedelinin ödenmesi aracılığıyla hesabına havale yapan mevduat sahibinin havalesini 7 gün sonra kaydeden banka; bu arada gelen çek hamiline hesapta para olmaması gerekçesi ile ödeme yapmamıştır. Bunun üzerine keşideci aleyhine icra takibi yapılması sonucu bedeli ödemek zorunda kalmıştır. Bu durumda havaleyi geç kaydeden bankanın keşideciye sorumlu oluğu hakkında karar için: Y. HGK. Tarih: 18.10.1985, E. 1995/11-666 K. 1995/836. (yayımlanmamıştır).

[34] Havale hakkında bkz. Kocaman, s.7 vd. ; Yavuz, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümleri, İstanbul, 2002, s.707 vd.

[35] Kocaman, s.15-16; Yavuz, s.708.

[36] Y. HGK. Tarih: 07.10.1992, E. 1992/11-414 K. 1992/1555.

[37] Y. 11. HD. Tarih: 20.01.1983, E 1982/5774 K. 1983/128.

[38] Çeker, s.142.

[39] Reisoğlu, Bankalar Kanun Şerhi, İstanbul, 2000, s.309.

[40] Çeker, s.161.

[41] Kaplan, Banka Sözleşmeleri Hukuku, Ankara, 1996, s.145.

[42] İmre, Hapis Hakkı Üzerinde Bir Tetkik, İHFM, C.17(1952), S.1-2, s.742 vd. ; Cansel, Türk Hukukunda Hapis Hakkı, Ankara 1961, s.37 vd. (aktarım Kaplan)

[43] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bir kararında, sahte bir çeki muhabir bankaya ibraz eden hamil adına çek bedeli karşılığında açılan mevduat hesabı üzerinde, keşidecinin imzasının sahte olduğunun bildirilmesi üzerine, muhabir banka tarafından hapis hakkı kullanılmasını yerinde bulmamıştır. Y. 11. HD. Tarih:17.04.1986, E. 1986/1119 K. 1986/2300.

[44] Çeker, s.154.

[45] Kaplan, Banka Sözleşmeleri Hukuku, Ankara, 1996, s.151.

[46] Oğuzman; Borçlar Hukuku Genel Hükümleri, İstanbul, 2000, s.436.

[47] Çeker, s.174.

[48] ‘Borçlunun 3. kişi bankadaki alacağı-mevduatı İKK.nın 106/2. m. gereğince menkul hükmündedir. Bu nedenle bankadaki mevduatın haczi menkul haczi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir (HGK. 1.12.1999 tarih 1999/12-1003/1017 sayılı kararı).

[49] Reisoğlu; Banka Kanunu Şerhi, s.316.

[50] Çeker, s.167.

[51] Reisoğlu; Bankalar Kanunu Şerhi, s.307.

[52] Çeker; s.121.

[53] Kaplan; Banka Sözleşmeleri Hukuku, s.176.

[54] Y. HGK, Tarih: 10.10.2001, E. 11-662 K.697

[55] Tandoğan, C.II, s.397 vd. ; Yıldız, Doğrudan Doğruya İradi Temsil Yetkisi Gerektiren Haller,istBD, C.65 (1991), s.29 vd.

[56] Y. 11. HD, Tarih: 30.01.1997, E. 1996/6738, K. 1997/441.

[57] Reisoğlu, Banka Kanunu Şerhi, s.297.

[58] Y. 11. HD. Tarih: 25.05.1998 1003/3822

[59] Y. 11. HD. Tarih: 17.06.1988 4712/4063, (Reisoğlu)

[60] Çeker, s.224.

[61] Y. 11. HD. Tarih: 02.03.1998, E. 1997/10434 K. 19981/1323 (yayımlanmamıştır)

[62] Y. HGK. Tarih: 07.10.1992 E. 1992/11-414 K. 1992/555.

[63] Y. HGK. Tarih: 29.04.1998 E. 1998/11-294 K. 1998/304.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Mevduatın Geri Çekilmesinin Hukuki Niteliği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Metin Gül'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
19-01-2007 - 00:19
(6308 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (83%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (17%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
26533
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 saat 48 dakika 51 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,21 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 73184, Kelime Sayısı : 5947, Boyut : 71,47 Kb.
* 3 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 476
Yorumlar : 1
değerli arkadaşım hazırladığın ödevi dikkatle inceledim ve okuma fırsatı buldum.. bir akademiyen olmamam itibariyle akademik yönleriyle eleştiremiyeceğim bir yazı hakkında kendi fikirlerimi sunabilir... (...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,68899989 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.