Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Anonim Şirketlerde Esas Sermaye Azaltımı

Yazan : Yrd.Doç.Dr. Mücahit Ünal [Yazarla İletişim]
unalmucahit@gmail.com

Yazarın Notu
Tuğrul Ansay'a Armağan, Ankara 2006, s.599-643 yayınlanmıştır.

ANONİM ŞİRKETLERDE ESAS SERMAYE AZALTIMI






ANONİM ŞİRKETLERDE ESAS SERMAYE AZALTIMI

Mücahit Ünal[1]

* Bu makale Tuğrul Ansay'a Armağan, Ankara 2006, s.599-643 arasında yayınlanmıştır.

GİRİŞ



Sermaye, anonim şirketlerin en önemli unsurlarından birisidir. Çünkü pay sahipleri şirketi iktisadi bir amacı gerçekleştirmek için kurmaktadır. Bu iktisadi amacı gerçekleştirecek en önemli enstüruman ise sermayedir. Bu önemine binaen sermaye, miktar olarak şirket esas sözleşmesine yazılmakta ve değiştirilmesi belli bir prosedüre tabi tutulmaktadır.

Anonim şirket değişik nedenlerle esas sözleşmesindeki sermaye miktarını değiştirme ihtiyacı duyabilir. Bu sermaye değişikliği, sermayenin artırılması veya azaltılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde sermaye artırımı hakkında konuyu ayrıntılı inceleyen eserler ve yargı kararları olmasına rağmen sermaye azaltımı hakkında doktrinde konuyu ayrıntılı olarak inceleyen eserler olmadığı gibi, yeterli sayıda yargı kararı da mevcut değildir. Bunun temel nedeni Türkiye’de uzun yıllar varlığını devam ettiren yüksek enflasyon oranlarıdır. Enflasyon nedeniyle Türk Lirası giderek değer kaybetmiş ve anonim şirketlerin esas sözleşmelerinde yazılı sermaye miktarları komik rakamlar haline dönüşmüşlerdir. Bu yüzden şirketler sermaye azaltımı yapmak bir tarafa sık sık sermaye artırımı yapmak zorunda kalmışlardır. Hatta TK.m.272’deki anonim şirket sermayesinin alt sınırını belirleyen rakam, kanun değişiklikleri ile artırılarak, anonim şirketler açısından sermaye artırımı yapmak, yasal bir zorunluluk haline getirilmiştir.

Enflasyon oranlarının tek haneli rakamlara inmesi ve bölünme gibi sermaye azaltımına yol açabilecek işlemlerin yaygınlaşması nedeniyle günümüzde şirketlerin sermaye azaltımı müessesine başvurma olasılıkları da artmıştır.

Bu çalışma, doktrin ve uygulamadaki eksiklik de göz önünde bulundurularak, günümüzde karşılaşılma olasılığı yüksek sermaye azaltımı müessesesini anonim şirketler açısından genel olarak incelemek amacıyla hazırlanmıştır.








I. KAVRAM ve TERMİNOLOJİ



A. SERMAYE



Bir anonim şirket her türlü iktisadi amaç ve konuda faaliyet göstermek üzere kurulabilir (TK.m.271). Şirketin faaliyet gösterebilmesi için belirli bir sermayeye ihtiyacı vardır ve her ortak şirketin faaliyetini gerçekleştirebilmesi için şirkete sermaye payı getirmek zorundadır. Sermaye payı, şirket ortaklarından her birinin aralarında mevcut müşterek amacı gerçekleştirmek üzere şirkete getirdiği mal varlığı değeridir[2]. Ortakların şirkete getirdiği sermaye payının miktar ve niteliği şirketin yürüttüğü faaliyetin türüne göre farklılık göstermektedir[3].

Şirketler, esas sermaye, kayıtlı sermaye veya değişir sermaye sistemlerinden birini benimseyebilirler[4]. İnceleme konumuz olan anonim şirketlerde kural olarak esas sermaye sistemi geçerlidir[5] (TK.m.269). Ancak SPK.m.12 ile halka açık anonim şirketlerin kayıtlı sermaye sistemini seçebileceği de düzenlenmiştir.

Anonim şirketin esas sermayesi muayyen ve paylara bölünmüştür. Muayyenlik ortakların şirkete getirdiği sermaye toplamının belirli olmasıdır[6]. Paylara bölünme ise şirket sermayesinin belirli itibari değere sahip pay adı verilen çeşitli parçalara ayrılmasıdır[7]. Dolayısıyla şirkete ait payların itibari değerlerinin toplamı şirketin muayyen esas sermayesini oluşturmaktadır. O halde esas sermaye, çeşitli itibari değere sahip paylardan oluşan ve pay sahiplerinin ortak amacı gerçekleştirmek üzere şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri malvarlığı değerlerinin toplam muayyen miktarıdır[8].

B. SERMAYE AZALTIMI



Anonim şirketlerde esas sermaye miktarı çok önemlidir. Çünkü anonim şirketler borçlarından dolayı malvarlıkları ile sınırlı olarak sorumludurlar[9]. Ayrıca pay sahipleri şirket borçlarından dolayı sadece şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sınırlı olarak sorumludurlar[10] (TK.m.268/II). Bu yüzden şirket sermayesinin değiştirilmesi (artırılması veya azaltılması), bir esas sözleşme değişikliği olmasına rağmen esas sözleşme değişikliği dışında farklı ve ayrıntılı prosedürler getiren hükümlere tabi tutulmuştur[11].

Sermaye azaltımı, şirket sözleşmesinde yazılı olan muayyen sermayenin toplam itibari değerinin rakamsal olarak azaltılmasıdır[12]. Örneğin 10 ortaklı her biri 1.-YTL itibari değere sahip 100.000 paydan oluşan 100.000.-YTL sermayeli bir şirketin sermayesinin değişik yöntemlerle[13] 50.000.-YTL’ye indirilmesi sermaye azaltımıdır.

Sermaye azaltımının yapılabilmesi için pay sahipleri tarafından taahhüt edilen esas sermaye miktarının tamamen şirkete getirilmiş olmasına gerek yoktur[14]. Esas sözleşmede yazılı sermaye miktarının itibari değerinin azaltılması dışında, sermaye miktarını azaltmadan pay sahiplerinin sermaye paylarının kompozisyonunun veya pay sahiplerinin değişmesi, kayıtlı sermaye tavanının indirilmesi veya yedek akçelerin azaltılması sermaye azaltımı değildir[15]. Mahkemece pay senetlerinin TK.m.563’e göre iptal edilmesi işlemi de sermaye azaltımı değildir[16]. Çünkü TK.m.563’e göre pay senetlerinin iptali halinde esas sözleşmede yazılı sermaye miktarı azalmadığı gibi sadece pay senedi iptal edilmekte senette mündemiç olan sermaye payına karşılık gelen haklar ise devam etmektedir[17]. Ayrıca TK.m.407’ye göre sermaye borcunu ödemede temerrüde düşme sonucu ortaklıktan ihraç işlemi de sermaye azaltımı değildir[18]. Çünkü bu halde de esas sözleşmede yazılı sermaye miktarı değişmemekte, temerrüde düşen pay sahibinin ortaklık hakları ortadan kaldırılmakta ve paylar, ihraç edilen ortak yerine yeni bir ortak almak üzere şirketçe muhafaza edilmektedir[19].

C. SERMAYE AZALTIMINI DÜZENLEYEN HÜKÜMLER



Anonim şirketlerde esas sermaye azaltımı genel olarak TK.m.396 ve TK.m.398 arasında düzenlenmiştir. Ayrıca TST.m.64 de esas sermaye azaltımını düzenlemektedir. Bunun dışında TK.m.329, TK.m.324, TK.272, TST.m.66’da esas sermaye azaltımına ilişkin çeşitli hükümler bulunmaktadır.

D. SERMAYE AZALTIMININ HUKUKİ NİTELİĞİ



Sermaye azaltımı, bir esas sözleşme değişikliğidir[20]. Ticaret Kanunu sermayenin anonim şirketlerdeki önemine binaen sermaye değişikliklerini ve bu arada sermaye azaltımını, esas sözleşme değişiklerinden farklı hükümlere tabi tutmuştur[21]. O halde Ticaret Kanununun benimsediği sistem içerisinde sermaye azaltımı farklı ve ayrıntılı prosedüre tabi bir esas sözleşme değişikliği olarak nitelendirilebilir. Sermaye azaltımı, bir esas sözleşme değişikliği olduğu için kendi prosedür ve hükümleri yanında esas sözleşme değişikliğine ilişkin hükümlere de tabidir[22]. Ancak TK.m.396/I c.1’de yer verilen bir şirketin sermayesini azaltarak azaltılan kısmın yerine geçmek üzere tamamen ödenecek yeni hisse senetleri çıkarması yani doktrindeki ifadesi ile sermaye artırımı sırasında yapılan sermaye azaltımı[23] halinde esas sözleşmedeki sermaye miktarı değişmediği için bir esas sözleşme değişikliği yoktur. Dolayısıyla bu tür bir işlem esas sözleşme değişikliğine ilişkin hükümlere tabi değildir[24].

II. SERMAYE AZALTIMININ NEDENLERİ



Anonim şirketlerde sermaye azaltımına gidilmesinin başlıca iki ana nedeni bulunmaktadır[25]. Bunlar sermayenin gerçek ihtiyacın üzerinde olması ve bilanço açığının (zararının) kapatılmasıdır. Bunların dışında başka bazı nedenlerle de sermaye azaltımına gidilebilir[26].

A. SERMAYENİN GERÇEK İHTİYACIN ÜZERİNDE OLMASI



Her anonim şirketin esas sözleşmesinde yazılı bir sermaye miktarı yer almaktadır. Ancak esas sözleşmede yazılı bu sermaye miktarı şirketin faaliyet konusuna göre fazla olabilir. Veya zamanla şirketin bazı faaliyetlerine son vermesi nedeniyle sermayenin bir kısmı atıl kalabilir. Bu durumlarda şirket sermayesi gerçek ihtiyacın üzerindedir.

Anonim şirket ihtiyacının üzerinde olan bu atıl sermayeyi ya yeni faaliyet alanları oluşturarak buralara aktarmalı ya da pay sahiplerine iade etmelidir[27]. Çünkü pay sahipleri iktisadi bir amacı gerçekleştirmek ve kar elde etmek için anonim şirkete ortak olmuşlardır. Atıl durumdaki sermayenin ise herhangi bir getirisi yoktur.

Sermayenin gerçek ihtiyacın üzerinde olması halinde atıl sermaye mevcut olduğu ve bu durum şirket kâr payı oranlarını olumsuz yönde etkileyeceği, dolayısıyla şirketin itibarı zedeleneceği için sermaye azaltımına gidilmesi gerekebilir[28]. Şöyle ki, sermayesi 100.000.-YTL olan bir şirket yılda 10.000.-YTL kâr elde ediyorsa şirketin kâr oranı yıllık % 10’dur. % 10 oranındaki bir kârı, pay sahipleri tatmin edici bulmayabilir. Bu şirkette sermayenin yarısının ihtiyacın üzerinde yani atıl olduğunu kabul eder ve sermaye azaltımına giderek sermayeyi 50.000.-YTL’ye indirirsek, şirketin kâr oranı yıllık % 20 olur. Görüldüğü gibi şirket, bünyesindeki atıl sermayeyi pay sahiplerine geri iade ederek hem pay sahiplerine ödemede bulundu hem de kâr oranını iki katına çıkardı. Bu durum hem kâr payı oranlarının yükselmesi sonucu şirketin itibarını yükselteceği ve pay sahiplerini daha çok tatmin edeceği gibi hem de şirket bünyesindeki atıl sermayeyi ekonomiye kazandıracaktır.

Şirket sermayesinin gerçek ihtiyacın üzerinde olması nedeniyle yapılan sermaye azaltımı, kurucu sermaye azaltımı[29] olarak da nitelendirilmektedir. Kurucu sermaye azaltımının yapılması kural olarak ihtiyaridir[30]. Şirket gerekli prosedürü yerine getirmek şartıyla kural olarak her zaman bu yola başvurabilir. Ancak TK.m.272’e göre, özel kanunlarda aksine hüküm olmadıkça anonim şirket esas sermayesi 50.000.-YTL’nin altında olamaz. Bu yüzden şirket esas sermayesini 50.000.-YTL’nin altına düşürecek bir sermaye azaltımı işlemi yapılamaz[31].

B. BİLANÇO AÇIĞININ (ZARARININ) KAPATILMASI



Anonim şirket, yürüttüğü faaliyetler esnasında giriştiği bir takım işler nedeniyle zarar edebilir. Bu zarar sonucu şirketin aktifleri, pasiflerinin altına düşebilir. Dolayısıyla aktif ve pasifler arasında bir fark oluşur. İşte şirket malvarlığının aktifinde yer alan unsurlarla pasifinde yer alan unsurlar arasında oluşan bu farka bilanço zararı veya bilanço açığı denir[32]. Sermaye, şirket malvarlığının pasifinde yer aldığı için, şirketin aktifleri esas sözleşmede yazılı sermaye miktarının altına düşerse bilanço açığı ortaya çıkar.

Bilanço açığının kapatılarak, aktiflerin sermaye miktarına ulaşması diğer bir deyişle kaybedilen sermayenin tamamlanması gerekir. Çünkü alacaklıların tek güvencesi şirket malvarlığı olup, bilanço açığı olan bir şirkette alacaklıların hakları tehdit altında olabilir[33].

Öte yandan şirket, bilanço açığını kapatmak yerine kalan aktiflerle devam etme yolunu da seçebilir. Ancak bu durumda şirket bilanço açığını gelecek yıllarda elde edeceği kârlar ile kapatana kadar pay sahiplerine kâr dağıtamayacaktır[34]. Çünkü kâr payı ancak safi kârın varlığı halinde dağıtılabilir[35] (TK.m.470). Safi kârın varlığı içinse şirket aktiflerinin esas sözleşmede yazılı sermaye miktarından çok olması yani bilanço açığının olmaması gerekir. Şirketin gelecek yıl kârları ile bilanço açığını kapatması 5-6 yıl veya daha uzun sürebilir. Uzun bir süre kâr payı alamayan pay sahiplerinin ise şirkete karşı ilgisi azalır. Pay sahipleri paylarını bir an önce başkalarına devretmek isterler. Bu durum ise şirket pay senetlerinin fiyatını dolayısıyla da şirket itibarını düşürür[36]. Bu yüzden bilanço açığının bir an önce kapatılması gerekir.

Sermaye azaltımı yoluyla bilanço açığı kapatılabilir[37]. Şirket bilanço açığı miktarında esas sözleşmede yazılı sermaye miktarını azaltarak şirket aktifleri ile sermaye miktarını birbirine eşitler. Böylece bilanço açığı kapatılmış olur[38]. Dolayısıyla yukarıda ifade ettiğimiz sakıncalar ortadan kalktığı gibi şirketin dağıttığı kâr payı oranı da artar. Bu durum ise şirketin itibarını olumsuz değil, olumlu yönde etkiler. Örneğin 100.000.-YTL sermayeli ve 20.000.YTL bilanço açığı olan bir şirket, yılda 5.000.-YTL kar elde ederse, dört yılda bilanço açığını kapatır ve ancak beşinci yılda pay sahiplerine kar payı dağıtabilir. Beş yılda 5.000.-YTL kar dağıtan bu şirketin ortalama yıllık getirisi %1’ dir. Halbuki şirket, ilk yıl bilanço açığını kapatarak sermayesini 80.000.-YTL’ye azaltmış olsaydı, ilk yıl pay sahiplerine 5.000.-YTL kar dağıtacak ve yıllık getirisi %6,25 olacak böylece kar payı altı kattan daha fazla artacaktı.

Sermaye azaltımı yoluyla bilanço açığının kapatılması şirketin dışa yansıyan mali durumunu diğer bir deyişle sağlığını da düzeltir[39]. Sermaye azaltımı ile şirket aktifleri, esas sözleşmedeki şirket sermayesine eşitlendiği için hem pay sahipleri hem de şirketle işlem yapmak veya yeni ortak olarak şirkete katılmak isteyen üçüncü kişiler, şirketin mali durumu hakkında sağlıklı bilgi edinebilirler.

Nitekim bilanço açığını sermaye azaltımı yoluyla kapatmak şirketi sağlığa kavuşturduğu, şirket alacaklıların haklarını ihlal etmediği aksine alacaklıların şirket hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmasını sağladığı için kolaylaştırılmıştır. Sermaye azaltımının yapılabilmesi için uyulması gereken farklı ve ayrıntılı prosedür bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında aranmamıştır[40]. Bu nedenle bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımı, basit sermaye azaltımı olarak da nitelendirilmektedir[41].

Bilanço açığını sermaye azaltımı yoluyla kapatmak kural olarak ihtiyaridir[42]. Ancak bazı durumlarda sermaye azaltımına gitmek gerekebilir. TK.m.324’e göre “son yıllık bilançodan sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir[43]. Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerinin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır …”. Bu hükme göre genel kurul bilanço açığının kapatılması yerine kalan sermaye ile devama karar vermesi halinde şirketin sermaye azaltımına gitmesi gerekir[44].

Genel kurul sermayenin kalan üçte biri ile devama karar verse ve şirketin sermaye azaltımına gitmesi gerekse bile bu her zaman mümkün olmayabilir[45]. Çünkü TK.m.272’ye göre anonim şirketin esas sözleşmesinde yazılı sermaye miktarı 50.000.-YTL’nin altında olamaz. Eğer şirketin bilanço açığı sonucu elinde kalan aktifleri 50.000.-YTL’nin altında ise sermaye azaltımına gidilemez. Örneğin 120.000.-YTL sermayesi olan bir şirketin sermayesinin üçte ikisi zayi olursa geriye 40.000.-YTL kalır ve TK.m.272’ye göre sermaye 50.000.- YTL’nin altında olamayacağı için sermaye 40.000.-YTL’ye azaltılamaz.

Elde kalan aktiflerin TK.m.272’deki yasal alt sınırın altında olması durumunda sermaye azaltımı yoluyla bilanço açığı tam olarak kapatılamasa bile kısmen kapatılması düşünülebilir[46]. Yani yukarıdaki örnekte sermaye 40.000.-YTL’ye değil, 50.000.-YTL’ye azaltılır. Böylece bilanço açığının büyük bir kısmı kapatılır. Ancak böyle bir durumda şirketin elindeki aktifler yeni sermayeye eşit olmadığı için arada kalan farkın ortaklar tarafından tamamlanması gerekir (TK.m.324). Yukarıdaki örnekte olduğu gibi sermaye kanuni alt sınır olan 50.000.-YTL’ye azaltılır. Ancak arada kalan 10.000.-YTL’lik fark ortaklar tarafından şirkete getirilerek tamamlanır.

Bu durumda diğer bir yöntem ise sermaye azaltımı ile sermaye artırımının birlikte yapılmasıdır[47]. Bu yöntemde aynı işlemle sermaye önce azaltılır daha sonra ise yasal sınırın altında kalmayacak şekilde arttırılır (TK.m.396/II.c.1). Mesela yukarıdaki örnekteki şirketin sermayesi aynı işlemle önce 40.000.-YTL’ye azaltılır daha sonra ise 50.000.-YTL veya daha yüksek bir meblağa artırılır.

C. DİĞER NEDENLER



1. Sermayenin İtfası



Sermayenin itfası, diğer bir deyişle sermayenin amortizasyonu, sermayenin tamamının pay sahiplerine iade edilmesi demektir[48]. Ancak sermayesiz şirket olamayacağı için itfa işlemi ya başka bir işlemle tamamlanmalı ve itfa edilen miktar kadar yedeklerden sermaye azaltımı yapılmalı ya da pay sahiplerine yapılan ödeme itfa adı altında sermayeden değil, şirket bünyesinde yer alan ve bu iş için kullanılabilecek yedeklerden sermaye miktarı kadar yapılmalıdır[49].

TK.m.405’e göre pay sahipleri şirkete getirdikleri sermayeyi geri isteyemezler. Ayrıca sermayesiz bir şirket olamaz. Dolayısıyla kural olarak sermayenin pay sahiplerine iadesi mümkün değildir. Bu yüzden yukarıda ifade ettiğimiz yöntemlerle sermayenin iadesi, gerçek manada sermayenin itfası veya bir sermaye azaltımı değildir. Kanaatimizce bu tür işlemler kâr dağıtımı niteliğindedir[50]. Çünkü birinci yöntemde sermaye pay sahiplerine dağıtılmakta, sermayenin yerine ise kâr payı dağıtmak için ayrılan yedekler geçmektedir. İkinci yöntemde ise direkt olarak kâr payı dağıtmak için ayrılan yedeklerden sermaye miktarınca ortaklara ödeme yapılmaktadır.

2. Pay Sahiplerinin Şirketten Çıkarılması



TK.m.407 uyarınca sermaye borcunu ödemede temerrüde düşmesi nedeniyle şirketten çıkarılan ortağın payı bir başkasına satılamaz ise sermaye azaltımı yoluyla şirket sermayesi gerçek durumuna uydurulmalıdır. Bu yüzden sermaye borcunu ödemede temerrüde düşen ortağın şirketten çıkarılması sermaye azaltımına neden olabilir[51].

3. Kurucuların Esas Sermaye Hakkındaki Yanlış Beyan Veya Hileleri



TK.m.306 ve m.307 uyarınca kurucuların esas sermaye hakkındaki yanlış beyan ve hileleri nedeniyle taahhüt edilen sermayenin tamamı şirkete getirilmemiş olabilir[52]. Bu durumda ortaya çıkan zararı kurucular tazmin etmelidir. Ancak bu zarar çeşitli nedenlerle kuruculardan tahsil edilemezse şirkete getirilen sermaye ile şirket esas sözleşmesinde yazılı sermaye miktarı arasında bir fark oluşur. Bu farkın sermaye azaltımı yolu ile kapatılarak şirket sermayesinin sağlığa kavuşturulması, gerçek durumuna uydurulması gerekir[53].

4. Şirketin Kendi Hisse Senetlerini İktisap Etmesi



TK.m.329’a göre kural olarak anonim şirketin kendi hisse senetlerini iktisap etmesi yasaktır[54]. Ancak istisnai bazı durumlarda şirketin kendi hisse senetlerini iktisap etmesine izin verilmiştir (TK.m.329/I b.1, b.2, b.3, b.4, b.5, b.6). Bu durumlardan biri de sermaye azaltımı halidir (TK.m.329/I b.1). Sermaye azaltımı dışındaki durumlarda şirketin iktisap ettiği hisse senetlerini ilk fırsatta elden çıkarması gerekir (TK.m.329/II). Ancak çeşitli sebeplerle iktisap edilen senetler elden çıkarılamayabilir. Şirket, iktisap ettiği hisse senetlerini elden çıkaramazsa sermaye azaltımına giderek şirket sermayesini gerçek durumuna uydurmalıdır[55].

5. Şirketlerin Bölünmesi



Genel olarak bölünme, bir ortaklığın, malvarlığının bir veya bazı kısımlarını, bir bütün halinde, mevcut veya kurulacak ortaklıklara devredip, karşılığında bu ortaklıkların paylarını ya kendisi ya da ortaklarının iktisap etmesidir[56]. Esas itibariyle iki tür bölünme vardır. Bunlar tam bölünme ve kısmi bölünmedir[57]. Tam bölünme, bölünen ortaklığın bütün malvarlığının başka ortaklıklara taksim edilmesi, buna karşılık bölünen ortaklık pay sahiplerinin, devralan ortaklıkların paylarını iktisap etmeleridir[58]. Tam bölünmede bölünen ortaklık infisah eder ve ticaret sicilinden terkin edilir. Kısmi bölünme, bir ortaklık malvarlığının bir veya birden fazla kısmının başka ortaklıklara devredilmesi, buna karşılık bölünen ortaklık pay sahiplerinin, devralan ortaklıklarının paylarını iktisap etmeleridir[59].

Kısmi bölünme halinde şirket malvarlığının bir bölümü yeni ortaklığa devredilmektedir ve bu malvarlığı yeni şirketin sermayesini oluşturmaktadır. Dolayısıyla bölünen şirketin, yeni şirkete devrettiği miktar kadar sermayesinde bir azaltıma gitmesi gerekir[60]. Bu sermaye azaltımı Anonim ve Limited Şirketlerin Kısmi Bölünme İşlemlerinin Usul Ve Esaslarının Düzenlenmesi Hakkında Ortak Tebliğ Taslağı[61] hükümlerine göre yapılır[62].

6. Vergi Ödememek



Şirketin yıl içerinde elde ederek pay sahiplerine dağıttığı kar iki aşamalı olarak vergi kesintisine uğramaktadır. İlk olarak kurum bünyesinde safi kazancın dağıtılması aşamasında gelir vergisi tevkifatı yapılmakta, ikinci aşamada ise kar payını elde edenlerin hukuki durumlarına bağlı olarak kar payını elde eden kişinin geliri olarak vergilendirilmektedir. Şirketler bu durumu engellemek ve şirket karını vergi kesintisine uğramadan ortaklara dağıtmak için sermaye azaltımına gidebilirler[63]. Çünkü sermaye azaltımı sonucu pay sahiplerine yapılan ödeme herhangi bir vergi kesintisine tabi değildir. Örneğin 100.000.-YTL sermayeli ve 20.000.-YTL yıllık kar elde eden bir şirket, 20.000.-YTL’lik karı pay sahiplerine dağıtmak yerine yedek akçe olarak ayırır. Bununla birlikte 20.000.-YTL’lik sermaye azaltımına giderek hem karı pay sahiplerine dağıtmış hem vergi kesintisinden kurtulmuş hem de yıllık kar payı dağıtma oranını arttırmış olur.

III. SERMAYE AZALTIMINDA UYGULANACAK YÖNTEMLER



Anonim şirketlerde sermaye azatlımı değişik yöntemler uygulanarak yapılabilir. Bu yöntemler, payların itibari değerinin düşürülmesi ve pay sayılarının azaltılması yani payların birleştirilmesi veya yok edilmesidir[64]. Anonim şirket aksine bir hüküm olmadıkça bu yöntemlerden istediği herhangi birini seçerek sermaye azaltımına gidebilir[65]. Ancak bazı sermaye azaltımlarında hangi yöntemin uygulanacağı kanuni düzenlemelerde belirtilmiş olabilir. Örneğin, Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programının Uygulama Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğin[66] 10.maddesine[67] göre bankalarda sermaye azatlımı payların birleştirilmesi yoluyla yapılır. Bu yüzden bankalarda yapılan sermaye azaltımında ancak payların birleştirilmesi yöntemi uygulanabilir.

A. PAYLARIN İTİBARİ DEĞERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ



Payların itibari değerinin düşürülmesi yönteminde şirkete ait payların sayısında herhangi bir değişiklik olmaz. Ancak her payın itibari değeri düşürülür, böylece sermaye azaltılmış olur[68]. Örneğin, her bir payının itibari değeri 1.-YTL olan 100.000 paydan oluşan 100.000.-YTL sermayeli bir anonim şirkette payların itibari değeri 1.-YTL’den 50.-YKR’ye düşürülürse şirket sermayesi 50.000.-YTL’ye azaltılmış olur. Ancak payların sayısında herhangi bir değişiklik olmaz.

Sermaye azaltımının payların itibari değerinin düşürülmesi yöntemiyle yapılması halinde pay sayısında bir değişiklik olmadığı için pay sahipleri arasındaki eşitlik bozulmaz. Diğer bir deyişle bu yöntem pay sahipleri arasındaki eşit işlem ilkesine uygundur[69]. Dolayısıyla sermaye azatlımı sonucunda pay sahiplerinin oy ve kâr payı hakları ile azınlık oluşturma oranlarında herhangi bir değişiklik olmaz[70].

Bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında şirket bünyesindeki mevcut zarar yok edildiği, ortaklara herhangi bir ödeme yapılmadığı için payların birleştirilmesi veya payların yok edilmesi oldukça zordur. Bu yüzden pay sahipleri arasındaki eşitliği bozmayan payların itibari değerini düşürme yöntemi, bilanço açığını kapatmak için yapılan basit sermaye azaltımında daha yaygın bir uygulama alanı bulur[71].

TK.m.399/I’e göre hisse senetlerinin itibari değeri 1.-YKR’nin altına düşürülemez[72]. Ayrıca TK.m.399/III’e göre şirketin müşkilleşmiş mali durumunun düzeltilmesi söz konusu olsa bile hisse senetlerinin itibari değeri ancak 1.-YKR’ye kadar düşürülebilir[73]. Bu yüzden payların itibari değerinin düşürülmesi yöntemi ile yapılan sermaye azaltımında kural olarak payların itibari değeri ancak 1.-YKR’ye düşürülebilir[74].

Bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında payların itibari değerinin düşürülmesi açısından TK.m.399/III’deki 1.-YKR’lik alt sınır dışında herhangi bir alt sınır öngörülmemiştir[75]. Ancak TK.m.396/IV’e göre esas sermaye hiçbir şekilde TK.m.272’de belirtilen asgari sermaye miktarının altına indirilemez. Bu yüzden sermaye azaltımı yoluyla da olsa anonim şirket sermayesi kesinlikle 50.000.-YTL’nin altına indirilemez[76]. Dolayısıyla 50.000.-YTL’lik bu alt sınır dolaylı olarak payların itibari değerinin düşürülmesi açısından da bir alt sınır oluşturmaktadır[77]. Çünkü payların itibari değeri ancak şirkete ait tüm payların itibari değer toplamları 50.000.-YTL’nin altında olmamak şartıyla 1.-YKR’ye kadar düşürülebilir.

B. PAY SAYISININ AZALTILMASI



Pay sayısının azaltılmasının iki şekli vardır.

1. Payların Birleştirilmesi



Payların birleştirilmesi yönteminde payların itibari değeri aynı kalır. Ancak paylar belirli bir değişim oranına göre birleştirilerek pay sayısı azaltılır, böylece sermaye de azaltılmış olur[78]. Değişim oranı azaltılmış yeni sermayenin eski sermayeye oranına göre belirlenir[79]. Örneğin sermayesi 150.000.-YTL’den 50.000.-YTL’ye azaltılacak bir anonim şirkette değişim oranı 1/3’tür. Payların itibari değeri değiştirilmez ancak 3 pay 1 payda birleştirilerek sermaye azaltılır.

Bu yöntemde her zaman payların değişim oranına göre birleştirilmesi mümkün olmayabilir[80]. Örneğin 35 payı olan bir pay sahibi 1/3 değişim oranına göre 33 payına karşılık 11 pay alırken, 2 payı açıkta kalır. Dolayısıyla payların birleştirilmesi yöntemi yoluyla yapılan sermaye azaltımı pay sahipleri arasındaki eşitliği bozar. Diğer bir deyişle bu yöntem pay sahipleri arasındaki eşit işlem ilkesine aykırıdır[81]. Bu nedenle sermaye azaltımı sonucu pay sahiplerinin oy ve kâr payı hakları ile azınlık oluşturma oranları değişebilir.

Sermaye azaltımında değişim oranına göre payların tam olarak birleştirilememesi nedeniyle pay sahiplerinin haklarında çeşitli değişiklikler olur. Dolayısıyla her bir pay sahibinin bu işleme muvafakati gerekir[82]. Ancak haklarında herhangi bir değişiklik olmasa bile payların birleştirilebilmesi için pay sahiplerinin muvafakati gerekmektedir. Çünkü TK.m.400/II’ye göre hisse senetlerinin birleştirilmesi her pay sahibinin muvafakatine bağlıdır. O halde sermaye azaltımının payların birleştirilmesi yöntemine göre yapılabilmesi için kural olarak tüm pay sahiplerinin muvafakati gerekir[83] (TK.m.400/II). Ancak esas sözleşmede aksine bir hüküm varsa pay sahiplerinin muvafakatine gerek yoktur[84].

2. Payların Yok Edilmesi



Payların yok edilmesi yönteminde[85] de payların birleştirilmesi yönteminde olduğu gibi payların itibari değeri değişmez. Ancak paylardan bir kısmı yok edilerek pay sayısı azaltılır. Böylece sermaye de azaltılmış olur[86]. Örneğin, her biri 1.-YTL itibari değere sahip 100.000 paydan oluşan 100.000.-YTL sermaye bir anonim şirkette 100.000 paydan 50.000’i bedelleri ödenerek veya karşılıksız olarak şirket tarafından devralınırsa sermaye 50.000.-YTL’ye azaltılmış olur.

Bu yöntemde genel olarak sadece bazı pay sahiplerine ait paylar yok edildiği için sermaye azaltımı sonucu ortaklar arasındaki eşitlik bozulur. Dolayısıyla sermaye azaltımı sonucu pay sahiplerinin oy ve kâr payı hakları ile azınlık oluşturma oranları değişir. Bu nedenle sermaye azaltımının payların yok edilmesi yöntemine göre yapılabilmesi için payları yok edilen pay sahiplerinin muvafakati gerekir[87]. Çünkü, payı yok edilen pay sahibinin şirketteki tüm hakları da yok olur. Bu tür bir işlemin pay sahibinin muvafakati olmadan yapılması ise kural olarak mümkün değildir. Ancak esas sözleşme ile bazı payların yok edilebileceği kararlaştırılmışsa söz konusu paylar, sahiplerinin muvafakatine gerek olmaksızın sermaye azaltımına ilişkin alınan genel kurul kararına dayanılarak yok edilebilir[88].

Öte yandan, ortaklar arasındaki eşitliği bozmayacak şekilde payların yok edilerek sermayenin azaltılması da mümkündür[89].

Sadece bazı pay sahiplerine ait payların yok edilmesi yerine tüm pay sahiplerinin payları belli bir oranda yok edilirse ortaklar arasındaki eşitlik bozulmaz. Belli bir orandan kasıt bir pay sahibine ait eşit sayıda payın yok edilmesi değil, her pay sahibinin payının, esas sermayeye oranı değişmeyecek şekilde azaltılmasıdır[90]. Çünkü her pay sahibine ait eşit sayıda pay yok edilirse ortaklar arasındaki eşitlik bozulur. Önemli olan pay sahiplerinin pay sayılarının esas sermayeye oranının sermaye azaltımından sonrada aynı kalmasıdır. Örneğin her biri 1.-YTL itibari değere sahip 100.000 paydan oluşan 100.000.YTL sermayeli bir şirkette 40.000 paya (40.000.-YTL sermayeye) ve 20.000 paya (20.000.-YTL sermayeye) sahip A ve B gibi iki ortak olsun. Sermayenin 50.000.-YTL’ye azaltılması ve her pay sahibinin 10.000 payının yok edilmesi sonucu A’nın 30.000 payı (30.000.-YTL sermayesi), B’nin ise 10.000 payı (10.000.-YTL sermayesi) kalır. Ancak bu durum A ile B arasındaki eşitliği bozar. Çünkü, sermaye azaltımı ile B’nin sermaye payı %20 olarak kalırken A’nın sermaye payı %40’dan %60’a çıkmıştır.

Sermaye azaltımının tüm pay sahiplerinin paylarının belli bir oranda yok edilmesi yöntemiyle yapılması halinde ortaklar arasındaki eşitlik bozulmayacağı için, sadece bazı payların yok edilmesi yönteminin aksine, pay sahiplerinin muvafakatine gerek yoktur[91].

IV. SERMAYE AZALTIMININ TÜRLERİ



A. ESAS SERMAYENİN KISMEN İADESİ AMACIYLA YAPILAN SERMAYE AZALTIMI



1. Genel Olarak



Sermaye azaltımının bu türünde anonim şirket, kendi ihtiyari[92] ile esas sözleşmedeki sermaye miktarını değiştirmekte diğer bir deyişle esas sözleşmeyi yeniden kurmaktadır. Bu yüzden esas sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımı, kurucu sermaye azaltımı olarak da nitelendirilmektedir[93].

Anonim şirket, borçlarından dolayı sadece malvarlığı ile sorumludur[94] (TK.m.269). Şirket malvarlığı, alacaklıların hakları açısından tek teminatı oluşturmaktadır.

Esas sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azatlımı ile anonim şirket malvarlığının bir kısmı şirket bünyesinden çıkartılmakta ve pay sahiplerine iade edilmektedir. Dolayısıyla alacaklıların tek teminatı olan malvarlığı da azalmaktadır. Bu durum alacaklıların haklarını olumsuz yönde etkileyebilir[95]. Bu yüzden sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımı farklı, ayrıntılı ve alacaklıların haklarını teminat altına alacak bir prosedüre tabi tutulmuştur (TK.m.396).

2. Usul



a. Esas Sözleşmenin Sermaye Maddesinin Yeniden Düzenlenmesi



Sermaye azaltımı sermaye artırımı ile aynı anda yapılmıyorsa esas sözleşmenin değiştirilmesi gerekir[96] (TK.m.396/I c.1). Esas sözleşmenin sermayeye ilişkin maddesi sermaye azaltımına uygun olarak yeniden düzenlenir ve sermaye azaltımı YK tarafından karara bağlanır[97].

b. Bilirkişi İncelemesi



YK, sermaye azaltımı kararına dayanarak şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden inceleme yapmak üzere üç kişiden oluşan bir bilirkişi heyetinin atamasını istemelidir (TK.m.396/I). Bilirkişiler raporlarını müşterek hazırlamalıdır.[98]

Bilirkişi raporunun amacı, sermayenin azaltılmasına rağmen alacaklıların haklarının olumsuz yönde etkilemeyeceğini ispatlamaktır.[99] Bu yüzden bilirkişi raporu, sermaye azaltımı ve pay sahiplerine iade yapıldıktan sonra şirketin aktiflerinin alacaklıların alacakları, faiz ve diğer her türlü giderlerini karşılayacak miktarda olduğunu kanıtlamalıdır[100]. Şirketin sermayesi şirket malvarlığının pasif kısmında yer alır[101]. Dolayısıyla bilirkişi raporu, sermaye azaltımı yapıldıktan ve alacaklıların tüm hakları karşılandıktan sonra en az esas sermayeye[102] eşit miktarda varlığın şirket bünyesinde bulunduğuna ilişkin olmalıdır[103].

Bilirkişilerin raporlarını hazırlarken hangi değerleme ölçütünü esas alacakları tartışmalıdır. Bir görüşe göre bilirkişiler şirketin aktiflerini hesaplarken her bir malvarlığı unsurunun gerçek fiyatını yani satış fiyatını esas almalıdır[104]. Başka bir deyişle malvarlığı unsurlarının tasfiye değerleri esas alınmalıdır. Diğer bir görüşe göre ise, malvarlığı unsurlarının değerleri hesaplanırken anonim şirketin yıllık bilançosu hakkındaki değerleme ilkeleri (TK.m.460 vd) esas alınmalıdır[105]. Malvarlığı unsurlarının tasfiye değeri esas alınamaz[106].

Malvarlığı unsurlarının gerçek satış fiyatları veya tasfiye değerleri esas alındığı için birinci görüş, şirketin gerçek durumunu yansıtması açısından daha uygun görülebilir. Çünkü şirketin gerçek durumu bilinirse alacaklıların haklarının tam olarak güvence altına alınması sağlanabilir. Ancak birinci görüşün uygulanmasında çeşitli güçlükler söz konusudur. Bir kere şirket malvarlığına dahil unsurların satış fiyatlarının tespiti oldukça güç ve zaman alıcıdır. Ayrıca malvarlığı unsurlarının satış fiyatları tespit edilse bile bunların gerçek olup olmadığının tespiti diğer bir deyişle belirlenen fiyata malvarlığı unsurlarının gerçekten satılıp satılamayacağını belirlemek mümkün değildir. Bu durum ise birçok anlaşmazlığı ve hukuki yollara başvurma girişimini beraberinde getirecektir. Halbuki kanunda şirketin malvarlığı unsurlarının değeri hesaplanırken hangi ölçütün kullanılacağı zaten belirlenmiştir (TK.m.460 vd). Bu yüzden kanaatimizce ikinci görüşün benimsenmesi hem daha pratik hem de TK’nın sistemine daha uygundur[107]. Ayrıca TK.m.396/III’e göre “Esas sermayenin azaltılmasından kayıtlara göre doğacak bir kazanç münhasıran itfalar için kullanılabilir”. Bu hükümden kanun koyucunun TK.m.460 vd. daki değerlendirme ölçütlerinin esas alınması gerektiği görüşünü benimsediği sonucuna ulaşılabilir. Çünkü satış fiyatları nazara alınmadan diğer bir deyişle gizli yedek akçeler hesaba katılmadan yapılan bir değerlendirme sonucunda kayıtlara yansımayan bir kazanç elde edilir.

c. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının İzni



Bilirkişi raporu, sermaye azaltımının yapılması açısından olumlu ise[108], GK sermaye azaltımı kararı alabilir. Ancak bazı şirketler açısından sermaye azaltımı kararı alabilmek için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının izni gerekebilir[109].

Kural olarak anonim şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişiklikleri Sanayi ve ticaret bakanlığının iznine tabi değildir. Ancak istisnai olarak bazı şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişiklikleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine bağlıdır[110]. Sermaye azaltımı işlemi de bir esas sözleşme değişikliğidir. Bu yüzden sermayesi azaltılan anonim şirket esas sözleşme değişiklikleri izne tabi bir şirket ise, GK sermaye azaltımı kararı almadan önce, YK tarafından Sanayi ve Ticaret Bakanlığından izin alınması gerekir. Dolayısıyla sermeyesi azaltılan anonim şirket esas sözleşme değişikliği Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olmayan bir şirket ise izne gerek yoktur[111]. GK bilirkişi raporuna dayanarak sermaye azaltımı kararı alabilir.

d. Genel Kurul Kararı



Genel kurulun sermaye azaltımı kararı alabilmesinin ön koşulu bilirkişilerin sermaye azaltımı hakkında olumlu rapor vermesidir. Bilirkişiler olumlu rapor vermişse GK sermaye azaltımı kararı alabilir.[112]

GK, kararında sermaye azaltımının hangi yönteme[113] göre yapılacağını belirtip yeni sermaye miktarını onaylamalıdır. Ayrıca genel kurul kararında sermaye azaltımına ilişkin bilirkişi raporunun sonucu da açıklanmalıdır[114] (TK.m.396/II).

GK’un alacağı sermaye azaltımı kararı açısından TK.m.388/III’deki toplantı ve karar nisapları uygulanır (TK.m.396/II). Buna göre sermaye azaltımı kararı için GK’un toplantı yeter sayısı şirket sermayesinin birinci toplantıda 1/2’sini, ikinci toplantıda 1/3’ünü temsil eden pay sahipleri, karar yeter sayısı ise toplantıya katılan payların çoğunluğudur[115]. Sermaye azaltımı bir esas sözleşme değişikliği olduğu için GK kararı alınırken oydaki imtiyazlar kullanılamaz[116]. Dolayısıyla her pay sahibine ancak bir oy hakkı verir (TK.m.387).

GK’un alacağı sermaye azaltımı kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal ediyorsa, sermaye azaltımı kararının uygulanabilmesi için imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunun kararı onaylaması gerekir[117] (TK.m.389). Çünkü sermaye azaltımı kararı bir esas sözleşme değişikliğidir[118].

e. Alacaklıların Korunmasına İlişkin Önlemler



GK, sermaye azaltımı kararı aldıktan sonra, YK bu kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ve aynı zamanda esas sözleşmede belirtilen şekilde üç defa ayrı ayrı ilan ettirir. Ayrıca şirketçe adresi bilinen alacaklılara davet mektubu gönderilir[119]. Hem ilanlar hem de davet mektupları ile, alacaklıların Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde yapılan son ilandan itibaren en geç iki ay içinde alacaklarını şirkete beyan ederek, ödeme veya teminat talebinde bulunmaları bildirilir[120] (TK.m.397).

Kanunda belirtilen iki aylık sürenin iki amacı vardır. bunlar, alacaklılar için alacaklarını bildirme imkanı sağlamak ve anonim şirket açısından sermaye kararını uygulamaya geçirmek için zaman kazanmaktır[121].

İki aylık sürenin başlangıcı hem ilanlarla bildirilenler hem de çağrı mektubu gönderilenler açısından Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan son ilanı takip eden gündür[122]. Çünkü, çağrı mektubu gönderilenler önceden öğrenmiş olsa bile kanun iki aylık sürecin başlangıcı açısından Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde yapılan son ilanı esas almıştır (TK.m.397/I).

Alacaklılar söz konusu iki aylık süreyi ne durdurabilir ne de kısaltabilirler. Anonim şirket ise bu süreyi uzatabilir. Ancak tüm alacaklılar muvafakat eder ve alacakları tamamen ödenir veya teminat altına alınırsa iki aylık süre kısaltılabilir[123].

İki aylık süre içinde alacaklar ödenir veya teminat altına alınır. İki ay içerisinde ödenecek veya teminat altına alınacak alacaklar ilk ilan tarihinden önce oluşan alacaklardır. İlk ilan tarihinden önce oluşan alacaklardan iki aylık süre içerisinde veya daha önce vadesi gelenler ödenir. İki aylık süre içinde vadesi gelmeyenler ise teminata bağlanır[124]. Önceden özel bir teminata bağlanmış alacaklar için ayrıca teminat istenemez. Anonim şirket vadesi gelmeyen alacakları ödemek zorunda değildir[125].

İlk ilan tarihinden sonra oluşan alacakların ise iki aylık süre içerisinde ödenmesi veya teminat altına alınması gerekli değildir[126]. Çünkü bu alacakların sahipleri şirketin sermaye azaltımı kararı aldığını bilerek ve bu karara rağmen şirketle ilişkiye girmişlerdir[127]. Ancak şirket isterse bu alacakları ödeyebilir veya teminat altına alabilir. Bunu yapmak tamamen şirketin isteğine bağlıdır. Şirket ödemez veya teminat altına almazsa bu alacakların sahipleri sermaye azaltımına engel olamazlar.

İster ilk ilandan önce isterse ilk ilandan sonra oluşmuş olsun teminata bağlanmayan alacaklar son bulmuş değildir. Diğer bir deyişle şirket bu borçlarından kurtulmuş değildir. Bu alacaklar varlığını devam ettirir ve genel hükümlere göre talep edilebilirler. Sadece sermaye azaltımı sırasında tanınan güvenceden yararlanamazlar[128].

İki aylık süre içerisinde şirkete başvuran fakat şirket tarafından kabul edilmeyen ihtilaflı alacaklar varsa alacaklıların bu alacaklar için mahkemeye başvurması gerekir[129]. Bu halde mahkeme, ihtilafın esasını çözmeden basit muhakeme usulünü uygulayarak[130] (TK.m.1460) şirketin sermaye azaltımı kararını uygulamasına engel olunup olunamayacağına en kısa sürede karar vermelidir[131].

f- Kararın Uygulanması



TK.m.390’ a göre esas sözleşme değişikliği kararlarının hüküm ifade edebilmesi için ticaret siciline tescil zorunludur. Sermaye azaltımı da bir esas sözleşme değişikliği olduğu için hüküm ifade edebilmesi için ticaret siciline tescili zorunludur[132]. TK.m.398/V’ e göre ise 398. maddenin diğer fıkraları ile 396 ve 397. maddelerde yazılı şartlar yerine getirilmeden sermaye azaltımı ticaret siciline tescil edilmez. O halde sermaye azaltımının hüküm ifade edebilmesi için ticaret siciline tescil edilmesi, tescil edilebilmesi içinse TK.m.396 vd’da yer alan hükümlerdeki şartların yerine getirilmiş olması diğer bir deyişle sermaye azaltımı kararının uygulanmış olması gerekir[133].

Ancak bazı yazarlara göre, tescilden önce sermaye azaltımı kararının uygulanması çeşitli sakıncalar ortaya çıkarabilir[134]. Çünkü kararın uygulanması ile sermaye ortaklara iade edilmekte ve pay senetleri yok edilmektedir. Ayrıca sicile tescil safhasına gelmeden önce alacaklıların alacaklarının ödendiği veya teminat altına alındığı iddia edilmektedir. Ancak alacaklar ödenmemiş veya teminat altına alınmamış olabilir. Karar uygulandığı ve sermaye miktarı pay sahiplerine dağıtıldığı için de alacaklıların hakları tehdit altında olabilir.

Yukarıda belirtilen sakıncaları mevcut olmakla birlikte kanaatimizce kararın tescilden önce uygulanması hem kanunun ifadesine daha uygun hem de uygulama açısından daha güvenilirdir[135]. Çünkü karar uygulanmadan önce tescil edilirse gerçek olmayan bir durum sicile tescil edilmiş olur. Ayrıca sonradan kararın tescile uygun olarak uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek mümkün değildir. Mevzuatımızdaki değişiklikler sonucu sermaye azaltımındaki mahkeme onayı[136] ile birçok şirket açısından gerekli olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni, kaldırılmıştır[137]. Dolayısıyla sermaye azaltımı kararının uygulanmasını inceleyecek tek merci Ticaret Sicil Memurluğudur[138]. Bu yüzden sermaye azaltımı kararının tamamen uygulandıktan sonra, tümüyle, tek inceleme merci olan Ticaret Sicil Memurluğu tarafından incelenerek gerçek duruma uygun olarak sicile tescil edilmesinin daha güvenilir olduğu kanaatindeyiz. Nitekim yukarıda da ifade edildiği gibi kanunun ifadesinden de kararın sicile tescil edilmeden önce uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır[139] (TK.m.350, m.398/V).

Sermaye azaltımı kararı, GK’ un kararında belirttiği yönteme[140] ve TK.m. 389’ a uygun olarak YK tarafından uygulanacaktır. YK’ nun kararı uygulayabilmesi için öncelikle alacaklılara verilen iki aylık sürenin dolması gerekir. Ayrıca ilk ilan tarihinden önce oluşmuş alacaklardan vadesi gelenlerin ödenmiş ve vadesi gelmeyenlerin teminat altına alınmış olması da gerekir[141].

Sermaye azaltımı kararının uygulanabilmesi ve sermayenin yeni haline uyarlanabilmesi için eski pay senetlerinin sermaye azaltımında uygulanacak yönteme göre yenileriyle değiştirilmesi gerekir. Bu değiştirme ya eski pay senetleri yerine yenilerinin verilmesi ya da eski pay senetlerinin damgalanarak yeni duruma uyarlanması yoluyla olur[142]. Bu yüzden pay sahiplerine, ellerindeki pay senetlerini şirkete getirerek yenileri ile değiştirmeleri veya damgalatmaları gerektiği tebliğ edilmelidir[143]. Bu tebliğde pay senetlerini söz konusu işlemler için şirkete getirmeyenlerin pay senetlerinin iptal edileceği hususu da yer almalıdır. Verilen süre içerisinde pay senetlerini şirkete getirmeyenlerin ellerindeki pay senetleri iptal olunur[144] ve yeni pay senetleri sahiplerine verilmek üzere şirketçe saklanır[145].

Payların birleştirilmesi ve yok edilmesi yöntemine göre yapılan sermaye azaltımında kural olarak pay sahiplerinin muvafakati gerektiği için sermaye azaltımının uygulanabilmesi için pay sahiplerinin muvafakati de alınmalıdır[146].

Pay senetlerinin değiştirilmesi işlemi yapılırken mübadele oranı nedeniyle payların tamamen değiştirilmesi mümkün olmayabilir. Bu durumla daha çok payların birleştirilmesi yöntemiyle yapılan sermaye azaltımında karşılaşılır[147]. Örneğin payların birleştirilmesi yöntemiyle yapılan ve mübadele oranının 1/3 olduğu bir sermaye azaltımında, 35 paya sahip olan biri 33 paya karşılık 11 pay alır. Ancak 2 payı açıkta kalır ve bu paylara karşılık pay alamaz. Bu durumda pay sahibinin açıkta kalan senetleri şirketçe satılarak karşılığı pay sahibine verilir (TK.m.398/IV).

g. Tescil ve İlan



Tescil işleminin yapılabilmesi için[148] bilirkişi raporu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni ve genel kurul kararı alındıktan sonra gerekli ilanların yapıldığına, alacakların ödendiği veya teminat altına alındığına ilişkin belgeler ile sermaye azaltımı kararının uygulanması için gerekli işlemlerin yapıldığına ilişkin belgeler sicil memuruna ibraz edilmelidir[149] (TK.m.398/V).

Sicil memuru ibraz edilen belgelerden sermaye azaltımının kanuna ve esas sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyerek karar verir[150].

Sicil memurunca uygun bulunan sermaye azaltımı kararı sicile tescil[151] ve ilan[152] edilir. Böylece sermaye azaltımı işlemi tamamlanır. Sermaye azaltımı işleminde tek inceleme mercii Ticaret Sicil Memurluğu olduğu için sicil memurunun yaptığı inceleme işlemin geçerliliği açısından oldukça önemlidir. Nitekim sermaye azaltımı ancak sicile tescil ile üçüncü kişilere karşı hüküm ifade eder (TK.m.390).

B. BİLANÇO AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN YAPILAN SERMAYE AZALTIMI



1. Genel Olarak



Bu türde sermaye azaltımının amacı bilanço açığını kapatmak ve şirketi sağlığa kavuşturmaktır. Diğer bir deyişle bu tür sermaye azaltımı ile şirket sermayesi gerçek duruma uydurulmaktadır. Dolayısıyla alacaklıların haklarında da herhangi bir azalma olmamaktadır[153]. Çünkü bu tür sermaye azaltımında sadece şirket bünyesindeki zarar ortadan kaldırılmakta ve pay sahiplerine herhangi bir ödeme yapılmamaktadır[154].

Alacaklıların haklarında herhangi bir azalma olmadığı için bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımı, sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımına göre daha basit bir prosedüre tabi tutulmuştur[155]. Bu yüzden sermaye azaltımının bu türü basit sermaye azaltımı olarak da nitelendirilmektedir[156].

Basit sermaye azaltımında yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı alacaklıların korunmasına ilişkin önlem ve işlemlere gerek görülmemiştir. Yani basit sermaye azaltımında alacaklıların alacaklarının ödenmesi veya teminat altına alınması gerekli değildir.

Basit usulün uygulanabilmesi için sermaye azaltımı ile azaltılan sermaye miktarı bilanço açığına eşit olmalıdır[157]. Bilanço açığından daha fazla miktarda yapılan bir sermaye azaltımında ise basit usul uygulanamaz[158]. Çünkü bu şekilde yapılan bir sermaye azaltımı halinde alacaklıların hakları azalmaktadır. Basit usulün uygulanmasına izin verilmesinin temelinde ise alacaklıların haklarının azalmaması yatmaktadır.

Kanaatimizce bilanço açığına eşit olmamakla birlikte bilanço açığından daha az bir miktar için yapılacak sermaye azaltımında da basit usul uygulanabilmelidir[159]. Çünkü bu şekilde yapılan bir sermaye azaltımı alacaklıların haklarını azaltmayacaktır. Örneğin 100.000 YTL sermayesi ve 60.000YTL bilanço açığı olan bir şirkette bilanço açığından daha az bir miktar olan 50.000 YTL için yapılan sermaye azaltımında da basit usul uygulanmalıdır[160].

2. Usul



Bilanço açını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında yer alması gereken aşamalar yani sermaye azaltımının usulü hakkında öğretide görüş birliği yoktur[161]. Burada uygun bulduğumuz usul aksi yöndeki görüşlere de yer verilerek incelenecektir. Ancak tekrardan kaçınmak için ayrıntılı bilgilere yer verilmeyecek daha önce yaptığımız açıklamalara gönderme yapmakla yetinilecektir.

a. Esas Sözleşmenin Sermaye Maddesinin Yeniden Düzenlenmesi



Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımı da YK’ nun alacağı ve esas sözleşmenin sermaye maddesini yeniden düzenleyen bir kararla başlar[162].

b. Bilirkişi İncelemesi



Esas sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımında bilirkişiler hazırlayacakları bir raporla sermaye azaltımına rağmen şirketin aktiflerinin alacaklıların tüm haklarını karşılamaya yetecek miktarda olduğunu tespit etmelidir[163]. Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımında ise alacaklılara yapılacak herhangi bir ödeme yoktur. Dolayısıyla alacaklıların hakları azalmamakta sadece mevcut zarar, şirket bünyesinden atılmaktadır[164]. Bu yüzden doktrinde bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımında bilirkişi raporuna gerek olmadığı savunulmaktadır[165].

Ancak TK.m.397/II ile düzenlenen basit usulde, TK.m.396’ da yer verilen bilirkişi raporuna bir istisna getirilmemiş sadece alacakların ödenmesi veya teminata bağlanmasına istisna getirilmiştir[166]. Ayrıca alacaklıların haklarını korumak için sermaye azaltımının bilanço açığı miktarında yapıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespiti yapacak olan ise mahkeme tarafından atanan bilirkişilerdir[167]. Bu yüzden bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımında da bilirkişi raporunun gerekli olduğu kanaatindeyiz[168].

c. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının İzni



Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımı da bir esas sözleşme değişikliği olduğu için esas sözleşme değişiklikleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olan şirketler açısından Bakanlık iznine gerek vardır[169]. Nitekim TST.m.66’ da sermaye azaltımı işleminin sicile tescil edilebilmesi için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznini içeren belgenin veya noter onaylı örneğinin verilmesinin zorunlu olduğu düzenlenerek sermaye azaltımı için Bakanlık izninin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle bilanço açığını kapatmak amacıyla sermaye azaltımında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine gerek olmadığı yönündeki görüşe katılmıyoruz[170]. Kanaatimizce sermayesi azaltılan şirket, esas sözleşme değişiklikleri Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi bir şirket ise, bu şirketin bilanço açığını kapatmak için sermaye azaltımı yapabilmesi için Sanayi ve Ticaret Bakanlığından izin alması gerekir.

d. Genel Kurul Kararı



Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımında pay sahiplerine herhangi bir ödemede bulunulmadığı için genel kurul sermaye azaltımı kararı alırken[171] ortaklar arasındaki eşitliği bozmayacak bir yöntem belirlemeli veya kendi aleyhine eşitliğin bozulacağı pay sahiplerinin muvafakatini almalıdır[172].

e. Kararın Uygulanması



Sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımı hakkında yaptığımız açıklamalar aynen geçerlidir[173].

f. Tescil ve İlan



Sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımı hakkında yaptığımız açıklamalar aynen geçerlidir[174].

C. SERMAYE AZALTIMI İLE SERMAYE ARTIRIMININ BİRLİKTE YAPILMASI



TK.m.324’e göre “son yıllık bilançodan sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir[175]. Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerinin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır …”. Bu hükme göre genel kurulun kalan sermaye ile devama karar vermesi halinde şirketin sermaye azaltımına gitmesi gerekir[176]. Ancak genel kurul, kalan sermaye ile devam kararı yerine sermayenin tamamlanmasına da karar verebilir. Genel kurulun sermayenin tamamlanması kararı ihtiyari bir karar olmakla birlikte bazı durumlarda bir zorunluluktur[177]. Çünkü, TK.m.272’ye göre anonim şirketin esas sözleşmesinde yazılı sermaye miktarı 50.000. YTL’nin altında olamaz. Bu yüzden anonim şirketin sermayesinin bir kısmı zayi olmuş ve elde kalan kısım 50.000.YTL’nin altında ise genel kurul şirketi devam ettirebilmek için sermayenin esas sözleşmede yazılı sermaye miktarına veya en azından yasal alt sınır olan 50.000.-YTL’ye tamamlanmasına karar vermelidir.

Genel kurulun sermayenin tamamlanmasına karar vermesi halinde sermayenin, önce şirketin elinde kalan kısma kadar azaltılması, daha sonra ise tamamlanacak miktara artırılması gerekir. Yani hem bir sermaye azaltımı hem de bir sermaye artırımı işlemi yapılmalıdır.

Sermayenin tamamlanması kararı ile artırılan sermaye miktarı azaltılan sermaye miktarından az ise, şirket sermayesi esas sözleşmede yazılı sermaye miktarının altında kalmış olur. Bu durumda şirket açısından hem bir sermaye azaltımı hem de bir esas sözleşme değişikliği söz konusudur[178]. Bu yüzden şirketin sermaye azaltımına ilişkin prosedüre uyarak bir esas sözleşme değişikliğine gitmesi gerekir. Bu azaltım sermaye azaltımının türüne göre yukarıda ilgili başlıklar altında incelenen usule göre yapılır[179].

Bununla birlikte, artırılan sermaye miktarı azaltılan sermaye miktarına eşit de olabilir. Bu durumda esas sözleşmedeki sermaye miktarı değişmediği için şirket açısından ne bir esas sözleşme değişikliği ne de teknik olarak bir sermaye azaltımı söz konusu değildir[180]. Nitekim TK.m.396/I. c.1’de de, sermaye azaltılıyor ve azaltılan miktar kadar bedelleri tamamen ödenecek yeni paylar çıkartılarak sermaye artırılıyorsa esas sözleşme değişikliğine gerek olmadığı belirtilmiştir[181].

Sermaye azaltımı ile sermaye artırımının aynı miktarda yapılması halinde bir esas sözleşme değişikliği işlemi olmamakla birlikte, birbirini takip eden sermaye azaltımı ve sermaye artırımı olmak üzere iki işlem mevcuttur. Bu yüzden sermaye azaltımı ile sermaye artırımın birlikte ve aynı miktarda yapılması halinde hangi usulün izleneceği tartışmalıdır.

Bir görüşe göre, bir sermaye azaltımı işlemi mevcut olduğu için bilirkişi raporuna ihtiyaç vardır. Ancak kanuni bir zorunluluğun yerine getirilmesi söz konusu olduğu için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine gerek yoktur[182]. Diğer bir görüşe göre ise, alacaklıların hakları azalmadığı için bilirkişi raporuna ihtiyaç yoktur. Ancak hem sermaye azaltımı hem de sermaye artırımı işlemi söz konusu olduğu için Sanayi ve Ticaret Bakanlığının izni gerekir[183].

Kanaatimizce, öncelikle işlemin başlatılabilmesi için YK’nun bir karar alması gerekir. Daha sonra ise, herhangi bir esas sözleşme değişikliği söz konusu olmamakla birlikte hem sermaye azaltımı hem de sermaye artırımı işlemi mevcut olduğu için Sanayi ve Ticaret Bakanlığından izin alınmalıdır. Çünkü bu tür işlemler her halükarda Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine bağlıdır (TST.m.66). Pay sahiplerine bir iade yapılmadığı dolayısıyla alacaklıların haklarında da herhangi bir azalma olmadığı için, bilirkişi raporu ile alacaklıların çağrılması ve alacakların ödenmesi veya teminat altına alınması işlemlerine gerek yoktur. Bunların dışında sermaye azaltım ve artırım işlemlerinin yapılabilmesi ve bu işlemlerin YK tarafından uygulanabilmesi için bir genel kurul kararına ile işlemin tamamlanabilmesi ve üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edebilmesi için ticaret siciline tescil ve ilana gerek vardır.

Bu durumda sermaye azaltımı ile sermaye artırımının aynı miktarda yapılması halinde izlenecek usul şu şekildedir:

- YK kararı

- Sanayi ve Ticaret Bakanlığının izni[184]

- GK kararı[185]

- Ticaret siciline tescil ve ilan.





SONUÇ

Anonim şirketlerde sermaye azaltımında en önemli unsur alacaklıların korunmasıdır. Nitekim Ticaret Kanunu da alacaklıların korunması amacıyla çeşitli nedenlerle yapılan sermaye azaltımı türlerini değişik prosedürlere bağlamıştır. Bu prosedürler ilgili başlıklar altında ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Bu yüzden sonuç bölümünde sadece üzerinde önemle durulması gereken bazı noktalara dikkati çekmek için bunları sıra numarası altında tekrar belirteceğiz.

1- YK’nun sermaye azaltımı kararı alabilmesi için bilirkişi incelemesinin yapılmış olmasına gerek yoktur. Çünkü, kanunun ifadesinden anlaşılan bilirkişi incelemesinin yapılmış olması YK’nun değil, GK’un sermaye azaltımı kararı alabilmesinin ön şartıdır (TK.m.396/I).

2- Bilirkişiler sermaye azaltımı hakkındaki raporlarını hazırlarken, malvarlığı unsurlarının değerlerini anonim şirketin yıllık bilançosu hakkındaki değerleme ilkelerini (TK.m.460 vd) esas alarak hesaplamalıdır.

3- Sermaye azaltımı kararının tescilden önce uygulanması gerekir. Çünkü karar uygulanmadan önce tescil edilirse gerçek olmayan bir durum sicile tescil edilmiş olur. Ayrıca sonradan kararın tescile uygun olarak uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek mümkün değildir. Mevzuatımızdaki değişiklikler sonucu sermaye azaltımındaki mahkeme onayı ile birçok şirket açısından gerekli olan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni, kaldırılmıştır. Dolayısıyla sermaye azaltımı kararının uygulanmasını inceleyecek tek merci Ticaret Sicil Memurluğudur. Bu yüzden sermaye azaltımı kararının tamamen uygulandıktan sonra, tümüyle, tek inceleme merci olan Ticaret Sicil Memurluğu tarafından incelenerek gerçek duruma uygun olarak sicile tescil edilmesi daha güvenilirdir.

4- Haklarını etkilediği için pay sahiplerinin muvafakati olmadan payların birleştirilmesi veya payların yok edilmesi yoluyla sermaye azaltımı yapılması kural olarak mümkün değildir. TK.m.400/II’nin düzenlemesi nedeniyle pay sahiplerinin haklarını etkilemese bile payların birleştirilmesi yoluyla sermaye azaltımı yapılabilmesi için her pay sahibinin muvafakatine ihtiyaç vardır. Ancak esas sözleşme ile pay sahiplerinin bu hakkı ortadan kaldırılabilir. Payların yok edilmesi yoluyla sermaye azaltımında ise ilk (kuruluş) esas sözleşmesinde yer alması şartıyla her pay sahibinin muvafakatinin alınmasına gerek kalmadan da sermaye azaltımı yapılabilir (TK.m.405).

5- GK’da şirketin zayi olan sermayesinin tamamlanmasına ve bu tamamlanacak sermayeyi mevcut pay sahiplerinin getirmesine karar verilebilmesi için tüm pay sahiplerinin olumlu oyuna ihtiyaç vardır. Çünkü bu tür bir karar pay sahiplerinin taahhütlerinin artırılması niteliğindedir (TK.m.388).


































BİBLİYOGRAFYA



Arslan İbrahim : Kayıtlı Sermayeli Anonim Şirketlerde Sermaye Arttırımı, SÜHFD. 1990/1, s.241 vd.


Arslan İbrahim : Şirketler Hukuku Bilgisi, Konya 2003.


Arslanlı Halil : Anonim Şirketler, C.I., Umumi Hükümler, İstanbul 1960


Cerrahoğlu Fadıl : Kıymetli Evrakın Ziya ve İptali, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Dergisi 1973/1, s.186 vd.


Çevik Orhan Nuri : Anonim Şirketler, Ankara 2002.

Çoştan Hülya : Anonim Ortaklıklarda Bölünme, Ankara 2004.

Doğrusöz Bumin : Türk Vergi Hukukunda Şirket Bölünmesi ve Hisse Değişimi (I- Tam Bölünme), Yaklaşım Dergisi 2001, S.107, s.39 vd.

Doğrusöz Bumin : Kısmi Bölünme ve Sermaye Azaltımı , Dünya, 04.11.2002


Domaniç Hayri : Anonim Ortaklıkta Kuruluştan Doğan Hukuki Mesuliyet, İstanbul 1964.


Domaniç Hayri : Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi II, İstanbul 1988.


Egemen Ali : Anonim Şirketlerde Vergisiz Kar Dağıtımı Nasıl Yapılır, Referans, 17.06.2005.


Eriş Gönen : Şirketler, C.II, Ankara 2004


Helvacı Mehmet : Anonim Ortaklıkların Bölünmesi, Yeniden Yapılandırma Modeli Olarak Bölünme, İstanbul 2004.


İmregün Oğuz : Anonim Ortaklıklar, İstanbul 1974.


İmregün Oğuz : Anonim ortaklıkta Pay Sahibinin Kâr Payı (Temettü) Hakkı, Ömer Teoman’a Armağan, c.1, İstanbul 2002, s.413 vd.


Karahan Sami : Ticari İşletme Hukuku, Konya 2004.


Kuru Baki/Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder


: Medeni Usul Hukuku, Ankara, 2000


Moroğlu Erdoğan : Anonim Ortaklıklarda Esas Sermaye Artırımı, İstanbul 2003.


Özdamar Mehmet : Anonim Ortaklıkların Kendi Paylarını İktisap Etmesi (TTK. Md. 329), Ankara 2005


Öztan Fırat : Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2004


Öztürk/Dirikkan : Kıymetli Evrakın Zıyaı ve İptali, Ankara 1990.


Poroy Reha/Tekinalp Ünal


: Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2001


Poroy Reha/Tekinalp Ünal/Çamoğlu Ersin


: Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, İstanbul 2003.


Pulaşlı Hasan : Şirketler Hukuku, 2003.


Tekinalp Ünal : Anonim Ortaklıklarda Esas Sermayenin Azaltılması Yöntemleri ve Pay Sahiplerinin Hakları, İktisat ve Maliye 1972/11, s.430 vd.

Tekinalp Ünal : Ticaret Hukuku Yönünden Şirketlerin Bölünmesi, Hisse Değişimi ve 4684 Sayılı Kanunun İşlerliği, Mükellefin Dergisi 2001, S.106, s.31 vd.


Türk Ahmet : Anonim Ortaklıkta Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki Sonuçları (TTK.m.324), Ankara 1999.


Türk Ahmet : Bilanço Açığını Gidermek Amacıyla Yapılan Esas Sermaye İndirimi, Batider. 1998/4, s.145 vd.

Yasaman Hamdi : Şirketlerin Birleşme ve Bölünmeleri, Ünal Tekinalp’e Armağan, C.I, İstanbul 2003, s.695 vd.



ATIFLAR


[1] Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Araştırma Görevlisi



[2] Arslan, s.10.



[3] Hangi unsurların ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilebileceği TK.m.139’da düzenlenmiştir.



[4] Şirketlerde geçerli sermaye sistemleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Arslan, 19 vd.



[5] Arslan, s.141.



[6] Muayyen sermaye özellikle pay sahiplerinin şirket borçlarından dolayı sorumlu olacakları azami miktarı göstermesi bakımından önem arz etmektedir.



[7] Şirketlerde ortak kavramından çok pay kavramı önem taşımaktadır. Çünkü şirkete ait kararların alınmasında ve kârın dağıtılmasında ortak sayısı değil pay sayısı esas alınmaktadır.



[8] Arslan, s.19-20; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.232; Moroğlu, s.1.



[9] Moroğlu, s.1; Arslan, s.145.



[10] Moroğlu, s.1; Arslan, s.145-146.



[11] Sermaye artırımı prosedürü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Moroğlu Erdoğan, Anonim Ortaklıklarda Esas Sermaye Artırımı, İstanbul 2003; Arslan İbrahim, Kayıtlı Sermayeli Anonim Şirketlerde Sermaye Artırımı, SÜHFD. 1990/1, s.241 vd.; Sermaye azaltımı prosedürü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. IV. Sermaye Azaltımının Türleri.



[12] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.758; Pulaşlı, s.905; Eriş, s.2377.



[13] Sermaye azaltımında uygulanabilecek çeşitli yöntemler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. III.A ve III.B.



[14] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.758; Pulaşlı, s.905; Eriş, s.2377-2378; Halbuki TK.m.391’e göre esas sermayeye karşılık olan hisse senetlerinin bedelleri tamamen ödenmedikçe, yeni hisse senedi çıkarmak suretiyle esas sermaye artırımı yapılamaz.



[15] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.758; Pulaşlı, s.906.



[16] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.758.



[17] Pay senetlerindin TK.m.563’e göre iptali hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Öztan, s.56 vd; Poroy/Tekinalp, s.89 vd; Cerrahoğlu Fadıl, Kıymetli Evrakın Ziya ve İptali, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Dergisi 1973/1, s.186 vd. Öztürk/Dirikkan, Kıymetli Evrakın Zıyaı ve İptali, Ankara 1990.



[18] Pulaşlı, s.906.



[19] Sermaye borcunu yerine getirmeme nedeniyle ortaklıktan çıkarma hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.603 vd.



[20] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.758, 762; Eriş, s.2378; Çevik, s.941.



[21] Bkz. TK. 385 vd.



[22] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.762;



[23] Bu konuda bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.766; Pulaşlı, s.912; Arslan, s.279.



[24] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.762; Pulaşlı, s.913.



[25] Pulaşlı, s.906; Eriş, s.2378; İmregün, s.342.



[26] Diğer bazı nedenler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Çevik, s.941; Domaniç, s.1041 vd.



[27] Çevik, s.941;



[28] Domaniç, s.1041; İmregün, s.342.



[29] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.906.



[30] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; İmregün, s.343; Domaniç, s.1041.



[31] Pulaşlı, s.907; Çevik, s.941; Eriş, s.2379; İmregün, s.343.



[32] Bilanço zararı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.785.



[33] Sermayenin kaybı sonucu elde edilen kalan aktifler şirket borçlarından az ise alacaklıların hakları tehdit altındadır. Çünkü şirketin borçlarını tam olarak karşılama gücü yoktur. Bunun yanında şirketin esas sözleşmesinde yazılı sermaye miktarına güvenerek şirketle yeni ilişkiye giren kişilerin alacakları da tehdit altındadır. Çünkü şirketin mevcut borçlarını bile karşılama gücü yoktur.



[34] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.906; Türk, s.146-147; Çevik, s.941; Domaniç, s.1042.



[35] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.514; Anonim şirketlerde kâr payı dağıtımı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İmregün Oğuz, Anonim ortaklıkta Pay Sahibinin Kâr Payı (Temettü) Hakkı, Ömer Teoman’a Armağan, c.1, İstanbul 2002, s.413 vd.



[36] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.907; İmregün, s.343;



[37] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.906; İmregün, s.343; Domaniç, s.1042; Türk, s.145; Eriş, s.2378.



[38] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.907; İmregün, s.344;



[39] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.906; Türk, s.146.



[40] Bkz. TK.m.396-397, TK.m.391 vd.



[41] Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Eriş, s.2378 dn.2; Basit sermaye indirim hakkında bkz. Türk, s.150 vd; Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımı için açıklayıcı sermaye azaltımı ifadesi de kullanılmaktadır. Bkz Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759.



[42] İmregün, s.343; Çevik, s.941-942.



[43] TK.m.324/I’de “idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir” ifadesi kullanılarak, sermayenin yarısının kaybı halinde yönetim kurulunun derhal toplanacağı ve bunu daha sonra belli olmayan bir zamanda belki de ilk olağan toplantısında genel kurula bildireceği manasına gelebilecek yanlış bir hüküm öngörülmüştür. Kanaatimizce TK.m.324’teki derhal ifadesi yönetim kurulunun toplanma süresi için değil yönetim kurulunun durumu genel kurula bildirmesi için öngörülmüş bir süredir. Aynı yönde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.295-296.



[44] Poroy/Tekinalp, Çamoğlu, s.734; Pulaşlı, s.907, İmregün, s.343; Çevik, s.942, Ayrıntılı bilgi için bkz. Türk Ahmet, Anonim Ortaklıkta Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki Sonuçları (TTK.m.324), Ankara 1999.



[45] Pulaşlı, s.907; İmregün, s.343; Türk, s.153; Çevik, s.941; Eriş, s.2379.



[46] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Domaniç, s.1042;



[47] Sermaye azaltımı ile sermaye artırımının birlikte yapılması hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.766; Pulaşlı, s.912 vd; İmregün, s.348; Arslan, s.279; Ayrıca bkz. IV.C.



[48] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.761.



[49] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.761; Çevik, s.941; Domaniç, s.1041.



[50] Aynı yönde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.761.



[51] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Domaniç, s.1044.



[52] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.285; TK.m.306 ve m.307’nin uygulanması hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Domaniç Hayri, Anonim Ortaklıkta Kuruluştan Doğan Hukuki Mesuliyet, İstanbul 1964.



[53] Domaniç, s.1043.



[54] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Özdamar Mehmet, Anonim Ortaklıkların Kendi Paylarını İktisap Etmesi (TTK. Md. 329), Ankara 2005.



[55] Domaniç, s.1044; Çevik, s.942.



[56] Helvacı, Ortaklıkların Bölünmesi, s.36; Çoştan 23; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.141; Yasaman, Şirketlerinin Birleşme ve Bölünmeleri, s.703; Tekinalp, Şirketlerinin Bölünmesi, s.32.



[57] Ayrıca kısmi bölünmenin bir türü olan yavru ortaklığı da üçüncü bir tür olarak sayanlar da vardır. Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu s.141, Yasaman, Şirketlerinin Birleşme ve Bölünmeleri, s.706. Farklı bölünme türleri ve bu türler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Helvacı, Ortaklıkların Bölünmesi, s.14 vd.; Çoştan, s.26 vd.



[58] Helvacı, Ortaklıkların Bölünmesi, s.19-20; Çoştan, s.26 ;Poroy/Tekinalp/Çamoğlu s.141; Yasaman, Şirketlerin Birleşme ve Bölünmeleri, s.703, 706; Tekinalp, Şirketlerin Bölünmesi, s.32; Doğrusöz, I, s.43.



[59] Helvacı, Ortaklıkların Bölünmesi, s.21; Çoştan, s.26; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu s.141; Yasaman, Şirketlerin Birleşme ve Bölünmeleri, s.703, 706; Tekinalp, Şirketlerin Bölünmesi, s.32. Kısmi bölünmenin bir türü olan yavru ortaklık kurma ise, bir ortaklık malvarlığının bir veya birden fazla kısmının başka ortaklıklara devredilmesi, buna karşılık bölünen ortaklığın, devralan ortaklıkların paylarını iktisap etmesidir. Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu s.141, Yasaman, Şirketlerinin Birleşme ve Bölünmeleri, s.706.



[60] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Doğrusöz Bumin, Kısmi Bölünme ve Sermaye Azaltımı , Dünya, 04.11.2002



[61] RG. 16.09.2003 S.25231



[62] Kısmi bölünme halinde sermaye azaltımı ilgili tebliğin 2.maddesi ile düzenlenmiştir.

Madde 2 – Sermaye Azaltılması

Kısmi bölünme yoluyla ayni sermaye teşkiline yönelik olarak 4684 sayılı Kanunla getirilen hüküm gereğince, ayni sermaye karşılığı elde edilen hisseler ayni sermaye koyan şirketin ortaklarına da intikal ettirilebilecektir. Bir başka ifadeyle, ayni sermaye karşılığı iktisap edilen hisseler, ayni sermaye koyan şirkette kalabileceği gibi, bu şirketin ortaklarına da verilebilecektir. Ayni sermaye konulması karşılığında alınan hisselerin ayni sermaye koyan şirkette kalması yerine, bu şirketin ortaklarına intikal ettirilmesi halinde, şirketin esas sermayesinde azaltma ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu durumda, kısmi bölünmede bölünen mal varlığı parçaları mevcut veya yeni kurulacak şirketlere kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak konulur. Bölünen şirketin bu payları kendi pay sahiplerine verebilmesi için sermayesini azaltması gerekir. Bu azaltma, pay sahiplerine verilecek payların değeri kadardır.

Kısmi bölünme dolayısıyla yapılacak sermaye azaltılmasında Türk Ticaret Kanununun 396 ncı maddesi hükümleri uygulanacaktır.

Sermaye azaltımı ile eş zamanlı olarak ve isteğe bağlı şekilde nakit olarak veya şirket bilançosunda yer alan hesapların müsait olması ve üçüncü şahısların haklarını zedelememesi şartıyla, öncelikle şirketin üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği sermaye ve kar yedeklerinden karşılanması suretiyle yapılması da mümkündür.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 30 uncu maddesi gereğince, bu Kanunun 38 inci maddesine göre yapılacak kısmi bölünmelerde Türk Ticaret Kanununun ayni sermaye karşılığında çıkartılan hisselere ilişkin devir yasağı uygulanmaz.”



[63] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Egemen Ali, Referans, Anonim Şirketlerde Vergisiz Kar Dağıtımı Nasıl Yapılır, Referans, 17.06.2005.



[64] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759-760; Arslan, s.278; Çevik, 943; Türk, s.159 vd.



[65] Türk, s.159.



[66] RG. 01.02.2002 S.24658.



[67] Sermaye azaltımının şekli ve sonucu:

Madde 10- Sermaye azaltımı, sermaye azaltımı oranına tekabül edecek miktarda hisselerin birleştirilmesi suretiyle yapılır. Değişim oranına göre eski pay senetleri yeni paylarla değiştirilir. Değiştirme işlemi, olağanüstü genel kurul toplantısı tarihinden itibaren bir ay içinde tamamlanır.



[68] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Arslan, s.278; Çevik, 942; Türk, s.159.



[69] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Türk, s.159.



[70] Arslan, s.278; Türk, s.159.



[71] Aynı yönde bkz. Türk, s.159-160; Tekinalp’e göre ise bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında sadece payların itibari değerinin düşürülmesi yöntemi uygulanabilir. Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.767. Bilanço açığını kapatmak için yapılan sermaye azaltımında diğer yöntemlerinde uygulanabileceğine ilişkin örnekler için bkz. Türk, s.162 vd.



[72] 09.12.2004 tarih ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile TK.m.399/I değiştirilmiş ve hisse senetlerinin itibari değeri için alt sınır olan 500.-TL, 1.-YKR olarak değiştirilmiştir. RG.15.12.2004 S.25671



[73] 09.12.2004 tarih ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile TK.m.399/III değiştirilmiş ve “şirketin müşkülleşmiş olan malî vaziyetinin ıslahı için hisse senetlerinin itibarî kıymeti en az 1.-YKR’ye kadar indirilebilir.” kuralı getirilmiştir. RG.15.12.2004 S.25671. TK.m.399/III değiştirilmeden önce ise şirketin müşkülleşmiş mali vaziyetinin ıslahı için hisse senetlerinin itibari değeri 500.-TL’nin altına düşürülebiliyordu. Payların itibari değerinin 500.-TL altına hatta 0’a düşürülmesi ve bu durumda oy hakkının kullanılması hakkında bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.768; Türk, s.160-161.



[74] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Eriş, s.2379; Çevik, 943; Domaniç, s.1047; İmregün, s.345; Türk, s.160.



[75] Türk, s.160.



[76] Pulaşlı, s.907; Eriş, 2379; Domaniç, s.1041; İmregün, s.343; Türk, s.160.



[77] Aynı yönde bkz. Türk, s.160.



[78] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Arslan, s.278; Çevik, 943; Türk, s.162. Bu yöntem için mübadele usulü ifadesi de kullanılmaktadır. Bkz. Çevik, s.943.



[79] Türk, s.162.



[80] Türk, s.162.



[81] Aynı yönde bkz. Türk, s.162.



[82] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760.



[83] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Arslan, s.278.



[84] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Arslan, s.278; Türk, s.162.



[85] Bu yöntem için payların ortaklıkça devralınması yöntemi, amortizasyon, payların itfası veya payların imhası gibi ifadelerde kullanılmaktadır. Bkz. Çevik, s.943; Arslan, s.278; Türk, s.163; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760.



[86] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Arslan, s.278; Çevik, s.943; Türk, s.163.



[87] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Arslan, s.278; Türk, s.165; Çevik ise ortaklar arasındaki eşitliğin bozulmasından veya pay sahiplerinin muvafakatinden hiç söz etmemiş sadece bu yöntemle yapılan sermaye azaltımının pay sahipleri arasındaki eşit işlem ilkesine aykırı olmaması gerektiğini belirtmiştir. Bkz. Çevik, s.943.



[88] Aynı yönde bkz. Arslan, s.278; Türk, s.166; Tekinalp ise ilk esas sözleşme ile kararlaştırılmış olsa bile bazı payların yok edilemeyeceği görüşündedir. Esas sözleşmede yer alan hükme dayanılarak bazı payların yok edilmesinin TK.m.405/I ile bağdaşmadığı yönünde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.761. Ancak yine Tekinalp, 1972 tarihli bir makalesinde ilk (kuruluş) esas sözleşmesinde yer alması şartıyla pay sahiplerinin muvafakatine gerek olmaksızın bazı payların yok edilerek sermaye azaltımı yapılabileceği görüşünü savunmuştur. Bkz. Tekinalp Ünal, Anonim Ortaklıklarda Esas Sermayenin Azaltılması Yöntemleri ve Pay Sahiplerinin Hakları, İktisat ve Maliye 1972/11, s.431. Kanaatimizce ilk (kuruluş) esas sözleşmesinde yer alması şartıyla pay sahiplerinin muvafakatine gerek olmaksızın bazı payların yok edilerek sermaye azaltımı yapılabileceği kabul edilmelidir. Sonradan yapılan bir değişikle bazı payların yok edilerek sermaye azaltımı yapılabileceğine ilişkin bir hükmün esas sözleşmeye konması ise MK.m.2 ve müktesep haklara aykırı olacaktır. Aynı yönde bkz. Tekinalp, Esas Sermayenin Azaltılması, s.431; Türk, s.166 dn.107.



[89] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760; Türk, s.165; Çevik, s.943.



[90] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.761.



[91] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.760.



[92] Sermayenin kısmen iadesi amacıyla yapılan sermaye azaltımının ihtiyari olduğu hakkında bkz. II.A.



[93] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Pulaşlı, s.906; Eriş, s.2378 dn. 2.



[94] Ayrıntılı bilgi için bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.233; Arslan, s.145.



[95] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.762; Pulaşlı, s.907; İmregün, s.343; Eriş, s.2378.



[96] Sermaye azaltımının hukuk niteliği hakkında bkz. I.D



[97] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.763; Arslan, s.279; Pulaşlı, s.909; Eriş, s.2378; Domaniç, s.1047.



[98] İmregün, s.344.



[99] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.763.



[100] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.763; Pulaşlı, s.909; Çevik, s.945; Domaniç, s.1047; İmregün, s.344.



[101] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.785.



[102] Buradaki esas sermayeden kasıt sermaye azaltımı sonucu ortaya çıkan yeni esas sermaye miktarıdır.



[103] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.763; Arslanlı, C.I, s.122; Domaniç, s.1947-1048.



[104] Arslanlı, C.I, s.120-121; Pulaşlı, s.910; Domaniç, s.1048; İmregün, s.344.



[105] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.763; Türk, s.157.



[106] TK.m.460’daki değerlendirme ilkeleri kullanıldığında da değer artışları hesaba katılmalıdır. Ancak bu klasik anlamda satış değerinden diğer bir deyişle tasfiye değerinden farklıdır. Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.763; Türk, s.157.



[107] Türk, s.157 dn 58.



[108] Bilirkişi raporunun olumlu olmasından kasıt, sermaye azaltılması yapılması halinde şirketin aktiflerinin alacaklıların tüm haklarını karşılayacak miktarda olduğunun raporda belirtilmiş olmasıdır.



[109] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764; Arslan, s.279; Pulaşlı, s.910; Eriş, s.2378; Çevik, s.945; Domaniç, s.1048. İzin için yapılan başvuruda Sanayi ve Ticaret Bakanlığına verilecek belgeler şunlardır; 1. Sermayenin azaltılmasına ilişkin YK tarafından alınan kararın bir örneği, 2. Esas sözleşmenin değişen sermaye maddesinin eski ve yeni hali karşılıklı yazılmak suretiyle düzenlenen pullu ve imzalı üç nüsha değişiklik tasarısı, 3. Mahkemece seçilen bilirkişilerin sermaye azaltımı hakkında verdikleri olumlu raporun örneği.



[110] 11.06.2003 tarih ve 4884 sayılı kanunun 2. maddesi ile TK.m.273 değiştirilmiş ve anonim şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerindeki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni kaldırılmış hangi şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinin izne tabi olacağının Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çıkaracağı bir tebliğle düzenleneceği belirtilmiştir. Bu hükme dayanarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çıkardığı 2003/3 sayılı Tebliğin 5. maddesi ile, bankalar, özel finans kuruluşları, sigorta şirketleri, faktoring şirketleri, holdingler, döviz büfesi işleten şirketler, Sermaye Piyasası Kanununa tabi ve halka açık şirketler ile serbest bölge kurucusu ve işleticisi şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olduğu düzenlenmiştir.



[111] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764; Pulaşlı, s.910.



[112] Pulaşlı, s.910; İmregün, s.344; Çevik, s.946.



[113] Sermaye azaltımında uygulanabilecek yöntemler hakkında bkz. III



[114] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764; Pulaşlı, s.911; Çevik, s.946; İmregün, s.345; Çevik, s.2378-2379.



[115] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764; Pulaşlı, s.910.



[116] Eriş, s.2379; Türk, s.158; Domaniç, s.1048.



[117] Aynı yönde bkz. Eriş, s.2379; Çevik, s.946; Domaniç, s.1048. Aksi yönde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764.



[118] TK.m.391’e göre bir esas sözleşme değişikliği olan esas sermaye arttırımında imtiyazlı pay sahiplerinin hakları ihlal edilmiş olmasa bile GK’un sermaye artırımı kararının uygulanabilmesi için imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunun bu kararı onaylaması gerekir. Sermaye azaltımında ise bu şekilde mutlak bir kural yoktur.



[119] İmregün’e göre taraflar tacir ise gönderilen davet mektubunun TK.m.20/III’ teki şekil şartlarına uygun olması gerekir. Yani davet mektubu , noter yoluyla, telgrafla veya iadeli taahhütlü mektupla gönderilmelidir. Bkz. İmregün, s.345. Ancak kanaatimizce alacaklılar tacir olsa bile gönderilen davet mektubunun TK.20/III’ teki şekil şartlarına uygun olarak gönderilmesine gerek yoktur. Çünkü TK.m.20/III’ teki şekil şartları tacirler arasında, her ikisinin de ticari işletmesiyle ilgili olan ve diğer tarafı temerrüde düşürmek, sözleşmeyi feshetmek veya sözleşmeden rücu amacıyla yapılan işlemlerde geçerlidir. Alacaklılara gönderilen davet mektuplarının ise bu türden bir sonuç doğurma amaçları yoktur. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Karahan, s.98.



[120] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764; Pulaşlı, s.911; Domaniç, s.1048; Çevik, s.948; Eriş, s.2382.



[121] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764.



[122] Aynı yönde bkz. Çevik, s.947; Domaniç, s.1048-1049.



[123] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Pulaşlı, s.911.



[124] Pulaşlı, s.911; Domaniç, s.1049.



[125] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Domaniç, s.1049.



[126] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764; Pulaşlı, s.911; Domaniç, s.1049-1050.



[127] Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilanla tüm üçüncü kişiler durumdan haberdar edilmiş olur. Böylece üçüncü kişiler ilandan sonra iyiniyet iddiasında diğer bir deyişle durumu bilmedikleri iddiasında bulunamazlar.



[128] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.764-765; Pulaşlı, s.911; Domaniç, s.1049-1050.



[129] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Pulaşlı, s.911; Domaniç, s.1048-1049.



[130] Ticaret şirketlerinde basit yargılama usulünün uygulanması hakkında bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.107; Basit yargılama usulü hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Kuru Baki/Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder, Medeni Usul Hukuku, Ankara, 2000, s.886-888.



[131] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Pulaşlı, s.911.



[132] Pulaşlı, s.912; Türk, s.166; İmregün, s.346.



[133] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765, Pulaşlı, s.912; Çevik, s.946-947; Eriş, s. 2382.



[134] Arslanlı, C.I, s.125; Domaniç, s.1051; İmregün, s.346.



[135] Aynı yönde bkz. Pulaşlı, s.912.



[136] “Davacı İ.Kredili inşaat ve Turistik Tesisler İmar Anonim Şirketi, Türk Ticaret Kanununun tanıdığı yetkiye ve 396 ile 397’ nci maddelere isnatla şirket sermayesinin azaltılmasına karar vermiş bulunmaktadır. Anılan kararın mahkemece tasdiki lüzumuna dair kanunda bir sarahat mevcut değildir. Ancak ilgili şirketin tescile müteallik talebi sicil memuru tarafından kabul edilmemesi halinde, sözü geçen Kanunun 36’ncı maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren sekiz gün içinde sicilin bağlı bulunduğu mahkemeye, davacı şirket itiraz edebileceği cihetle, konunun bu suretle mahkemeye intikal edip etmediği araştırılmak ve ayrıca tescile mani hallerin neden ibaret olduğu da tahkik edilmek gerekir. Şayet, bu amaçla bir müracaatın yapılmadığı anlaşılması halinde, mahkemenin konuya el koymasını icap ettiren durumun hukuki dayanak ve sebepleri karar yerinde gösterilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır.” TD. T.03.031971 E.1971/73 K.1971/1631 (ABD.1972/6, s.1076).



[137] Sermaye azaltımı kararının ticaret siciline tescilden sonra uygulanmasının daha uygun olduğu görüşünü savunan yazarların eserlerini yazdıkları yıllarda henüz mahkeme onayı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izninin kaldırılmamış olduğu dikkate alınırsa bu tür bir görüşü savunmaları oldukça doğaldır. Çünkü o yıllarda sermaye azaltımı işlemi birçok inceleme mercii tarafından incelenmektedir.



[138] Pulaşlı, s.912; Eriş, s.2379.



[139] Sermaye azaltımının tescilden önce uygulanması gerektiği yönünde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Pulaşlı, s.912; Çevik, s.947-948; Türk, s.166; Eriş, s.2382.



[140] Sermaye azaltımında uygulanabilecek çeşitli yöntemler hakkında bkz. III.



[141] Pulaşlı, s.911; Domaniç, s.1051-1052.



[142] Çevik, s.947; Domaniç, s.1051-1052.



[143] Çevik, s.948; Domaniç, s.1052; Eriş, s.2382.



[144] Pay senetlerinin iptal işlemi, pay senetlerini kaybeden pay sahiplerinin mahkemeye başvurarak bunları iptal ettirmeleri usulünü düzenleyen TK.m.573’e göre yapılmaz. Diğer bir deyişle burada kıymetli evrakın ziyaı ve iptali prosedürü uygulanmaz. Pay senetleri YK tarafından iptal edilir. Aynı yönde bkz. Domaniç, s.1052. İptal edilen pay senetleri hükümsüzdür.



[145] Çevik, s.948; Domaniç, s.1052-1053.



[146] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.768; Türk, s.162; Çevik, s.943.



[147] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. III. B.1.



[148] Tescil talebinde bulunma yetkisi YK’ya aittir. “Anonim ortaklığın sermayesinin artırılmasına karar verilmiş ve bu karar iptal ile kesinleşmiştir. Bunun sonucunda, ortaklığın sermayesi 100 milyon TL’ den 40 milyon TL’ ye indirilmiştir. Sermayenin azaltılması işleminin tescili, Ticaret Sicili Tüzüğünün 40’ ıncı maddesi uyarınca, ancak yetkili organ olan yönetim kurulunca istenebilir.” 11.HD.07.02.1994- E.1994/3419 K.1994/788 (Eriş, s.2380).



[149] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Pulaşlı, s.909; Çevik, s.949; Türk, s.166; “TTK’ nın 396 ve 397’nci maddelerinde aranan unsurlar gerçekleşmek sureti ile şirket sermayesinin en az 3/4’ ne malik olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve bunların 2/3’ nin vereceği oylarla şirket sermayesinin azaltılması mümkündür. Yasa bu hakkı, şirket genel kuruluna tanımış bulunmaktadır. Şirketin kullanmadığı sermayesinin pay sahiplerine doğrudan doğruya iade edilmesi mümkün olmamakla beraber, sermayenin indirilmesi yolu ile aradaki farkın pay sahiplerine ödenmesi mümkündür. Ancak sermaye indirimine ilişkin karar ve statü değişikliği, TTK’ nın 396 ve 397’ nci maddelerinde yazılı şartlara riayet edilmiş olduğunu gösteren vesikalar ibraz edilmedikçe, esas sermayenin azaltılmasına dair karar ve sermayenin gerçekten azaltılmış olması keyfiyeti ticaret siciline tescil edilemeyeceği açıklandığına nazaran, kanunun öngördüğü bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği usulen araştırılmak ve hasıl olacak neticeye göre bir kararverilmek lazım gelirken, olayla ilgisi olmayan 405’ nci maddeden söz edilerek 8’ nci madde hakkındaki isteğin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” TD. T.03.031971 E.1971/73 K.1971/1631 (ABD.1972/6, s.1076).



[150] Çevik, s.949; İmregün, s.346-347; Türk, s.166.



[151] Sermaye azaltımının tescil edileceği yer şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicil dairesidir.



[152] İlan, Ticaret Sicil Memurluğu tarafından Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile yapılır.



[153] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765,766; Pulaşlı, s.907; Çevik, s.948; Türk, s.146.



[154] Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. II.B.



[155] Bkz. ve karş. TK.m.397 ve TK.m.398.



[156] Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759; Eriş, s.2378 dn.2; Türk, s.150; Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımı hakkında kullanılan açıklayıcı sermaye azaltımı ifadesi için bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.759.



[157] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Türk, s.152; Domaniç, s.1042.



[158] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Arslanlı, C.I, s.119; Türk, s.152.



[159] Aynı yönde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765; Domaniç, s.1042.



[160] TK.m.272’ e göre bir anonim şirket sermayesi 50.000 YTL’ nin altında olamayacağı için çoğu zaman bilanço açığından daha az bir miktarda sermaye azaltımı yapmak bir zorunluluk olabilir.



[161] Bu konuda farklı usul önerileri için bkz. Türk, s.153 vd; Çevik, s.950 vd; Domaniç, s.1046; İmregün, s.347 vd.



[162] Bu konuda bkz. IV.A.2.a.



[163] Bkz. IV.A.2.b.



[164] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.765,766; Pulaşlı, s.907; Çevik, s.948; Türk, s.146.



[165] Bkz. Domaniç, s.1046.



[166] Aynı yönde bkz. Türk, s.154.



[167] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.766; Türk, s.154.



[168] Aynı yönde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.766; Türk, s.154; Arslanlı, C.I, s.120-121; Çevik, s.950; İmregün, s.347; Pulaşlı, s.908.



[169] 11.06.2003 tarih ve 4884 sayılı kanunun 2. maddesi ile TK.m.273 değiştirilmiş ve anonim şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerindeki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni kaldırılmış hangi şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinin izne tabi olacağının Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çıkaracağı bir tebliğle düzenleneceği belirtilmiştir. Bu hükme dayanarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çıkardığı 2003/3 sayılı Tebliğin 5. maddesi ile, bankalar, özel finans kuruluşları, sigorta şirketleri, faktoring şirketleri, holdingler, döviz büfesi işleten şirketler, Sermaye Piyasası Kanununa tabi ve halka açık şirketler ile serbest bölge kurucusu ve işleticisi şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olduğu düzenlenmiştir.



[170] Aynı yönde bkz.Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.766; Çevik, s.944; Pulaşlı, s.908; Domaniç, s.1046. Bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine gerek olmadığı yönünde bkz. İmregün, s.347.



[171] GK’un alacağı sermaye azaltımı kararı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. IV.A.2.d.



[172] Aynı yönde bkz. Türk, s.159-160; Eriş, s.2379; Tekinalp’e göre ise bilanço açığını kapatmak amacıyla yapılan sermaye azaltımında sadece pay sahipleri arasındaki eşitliği bozmayan payların itibari değerinin düşürülmesi yöntemi uygulanmalıdır. Bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.767



[173] Bkz. IV.A.2.f.



[174] Bkz. IV.A.2.g.



[175] TK.m.324/I’de “idare meclisi derhal toplanarak durumu umumi heyete bildirir” ifadesi kullanılarak, sermayenin yarısının kaybı halinde yönetim kurulunun derhal toplanacağı ve bunu daha sonra belli olmayan bir zamanda belki de ilk olağan toplantısında genel kurula bildireceği manasına gelebilecek yanlış bir hüküm öngörülmüştür. Kanaatimizce TK.m.324’teki derhal ifadesi yönetim kurulunun toplanma süresi için değil yönetim kurulunun durumu genel kurula bildirmesi için öngörülmüş bir süredir. Aynı yönde bkz. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.295-296.



[176] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.734; Pulaşlı, s.907, İmregün, s.343; Çevik, s.942, Ayrıntılı bilgi için bkz. Türk Ahmet, Anonim Ortaklıkta Sermaye Kaybı ve Borca Batıklığın Hukuki Sonuçları (TTK.m.324), Ankara 1999.



[177] Pulaşlı, s.907; İmregün, s.343; Türk, s.153; Çevik, s.941; Eriş, s.2379; 11. HD. T.15.09.1994 E.1994/2246 K.1994/6285 (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu s.734.



[178] Poroy/ Tekinalp/ Çamoğlu, s.766; Pulaşlı, s.913; Domaniç, s.1045-1046.



[179] Çeşitli sermaye azaltım türlerinde izlenecek usul hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. IV.A.2. ve IV.B.2.



[180] Poroy/ Tekinalp/ Çamoğlu, s.766; Arslan, s.279-280; Pulaşlı, s.913; İmregün, s.349; Domaniç, s.1045.



[181] Pulaşlı, s.913.



[182] İmregün, s.349.



[183] Poroy/ Tekinalp/Çamoğlu, s.766; Arslan, s.279; Pulaşlı, s.913; Domaniç, s.1045.



[184] 11.06.2003 tarih ve 4884 sayılı kanunun 2. maddesi ile TKM 273 değiştirilmiş ve anonim şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerindeki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni kaldırılmış hangi şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinin izne tabi olacağının Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çıkaracağı bir tebliğle düzenleneceği belirtilmiştir. Bu hükme dayanarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığının çıkardığı 2003/3 sayılı Tebliğin 5. maddesi ile, bankalar, özel finans kuruluşları, sigorta şirketleri, faktoring şirketleri, holdingler, döviz büfesi işleten şirketler, Sermaye Piyasası Kanununa tabi ve halka açık şirketler ile serbest bölge kurucusu ve işleticisi şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığının iznine tabi olduğu düzenlenmiştir.



[185] Tamamlanmasına karar verilen sermaye miktarının mevcut pay sahipleri tarafından karşılanması isteniyorsa tüm ortakların oy birliği gerekir. Çünkü böyle bir karar pay sahiplerinin taahhütlerinin artırılması niteliğindedir (TK.m.388/I). Aynı yönde bkz. Pulaşlı, s.913.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Anonim Şirketlerde Esas Sermaye Azaltımı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Yrd.Doç.Dr. Mücahit Ünal'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
01-11-2006 - 18:03
(6388 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 38 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 38 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
35500
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 2 saat 59 dakika 22 saniye önce.
* Ortalama Günde 5,56 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 90334, Kelime Sayısı : 11340, Boyut : 88,22 Kb.
* 15 kez yazdırıldı.
* 4 kez arkadaşa gönderildi.
* 19 kez indirildi.
* 7 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 391
Yorumlar : 1
bu kadar karmaşık ve güncel bir konu ancak bu kadar bu kadar sade anlatılır. yazara teşekkürler(...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,87015891 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.