Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İş Kazaları Ve İş Kazalarından Kaynaklı Maddi Ve Manevi Tazminat Davaları

Yazan : Av. Ahmet Faruk Ümüt [Yazarla İletişim]
Avukat

Yazarın Notu
Bu çalışma www.umut.av.tr adlı internet sitesinde yayınlanmıştır.

İŞ KAZALARI ve İŞ KAZALARINDAN KAYNAKLI MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI

İş Sağlığı ve Güvenliği


Çalışma hayatının önemli yapı taşlarından biri olan iş sağlığı ve güvenliği ile iş kazaları kavramları son yıllarda üzerinde önemle durulan bir konudur.

WHO ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) karma komisyonuna göre;

“İş sağlığı her meslekteki işçilerin fiziksel, ruhsal ve sosyal iyiliklerini en üst düzeyde koruma ve geliştirmeyi; işçilerin çalışma koşullarından ötürü sağlıklarını kaybetmelerinin önlenmesini; işçilerin işyerindeki sağlığa zararlı faktörlerden kaynaklanan risklerden korunmasını; işçinin fiziksel ve psikolojik donanımına uygun işte çalışmasının sağlanmasını ve özetle işin insana uyarlanmasını ve her bir insanın işine adapte edilmesini amaçlar” (WHO, 2005).

İş güvenliği ise; bir işin yapılması anında çalışan bireylerin karşılaştığı tehlikelerin ortadan kaldırılmasını veya en aza indirilmesi hususunda teknik önlemleri içeren bir kavramdır.

İşverenlerin İş Sağlığı ve Güvenliği Konusundaki Yükümlülükleri


6331 sayılı İş sağlığı ve Güvenliği Kanununun 4. maddesine göre işverenlerin uymakla yükümlü olduğu genel sorumluluklar şu şekildedir;

A) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;

 Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
 İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
 Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
 Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
 Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.

B) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.

C) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.

D) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz. Yine kanun çerçevesinde işverenlerin çalışanların sağlık ve güvenliğini göz önünde bulundurarak alması gereken tedbirler bulunmaktadır.

İlgili kanun ve yönetmeliklere bakıldığından bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
İşyerinde iş organizasyonunu tehlike ve riskler göz önüne alarak belirlenmeli.
Çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamak için risk değerlendirmesi yapmakla yükümlüdür. Çalışanlara ilk yardım ve acil durum planı oluşturma ile yangınla mücadele yükümlülüğünü yerine getirmeli.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak.
Sağlık gözetimi yapmak. Bu kapsamda; İşe girişte sağlık durumlarının yapacakları işe uygun olduğunu belirten sağlık raporu alınır ve yapılan işin niteliğine göre, işin devamı süresince sağlık muayeneleri düzenli aralıklarla yapılır.
Çalışanları bilgilendirme yükümlülüğü
Çalışanların eğitimini sağlama yükümlülüğü
Çalışanların görüşünü alma ve katılımını sağlama yükümlülüğü yer almaktadır.

İŞ KAZASI NEDİR?


İş kazası, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13. maddesinde; Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda veyahut işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya bir süre sonra bedenen ya da ruhen zarara, özüre uğratan olayların tümüne verilen isimdir.

BİR OLAYIN İŞ KAZASI SAYILABİLMESİ İÇİN HANGİ UNSURLARI TAŞIMASI GEREKMEKTEDİR?


Bir olayın iş kazası olup olmadığının değerlendirilebilmesi için öncelikle iş kazası geçiren kişinin, ilgili işyerinde sigortalı olarak çalışması, mutlaka bir olay/kaza ile karşılaşmış olması, meydana gelen olay/kaza nedeniyle bedenen veya ruhen zarar görmesi, engelli hale gelmesi hallerinin bir arada bulunması gerekmektedir.

İŞ KAZASINDA BİLDİRİM YÜKÜMLÜLÜĞÜ


İş kazası bildirimi, yaşanılan olayın ilgili kurumlara iletilmesi olarak özetlenebilir. Bir çalışanın bir iş kazası geçirmesi durumunda iş kazası bildirimi yapma sorumluluğu çalışan 5510 sayılı kanunun 4/1-a maddesi kapsamında hizmet akdi kapsamında bir işverene bağlı çalışıyor ise bildirim söz konusu işverence yapılmalıdır. Kendi nam ve hesabına çalışan kimseler ise iş kazası bildirimini kendileri yapmalıdırlar.

İş kazası bildirimi yazılı şekilde veya elektronik ortamda yapılabilir. Elektronik ortamda yapılacak bildirimler yalnızca 4A sigortalılar yani iş sözleşmesi kapsamında bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalılar açısından mümkündür.

İşveren, ilgili kanun uyarınca 3 iş günü içerisinde iş kazası bildirimi yapmak durumundadır. 3 günlük sürenin hesaplanması kazanın gerçekleştiği günün ertesi günü itibarıyla başlar. Burada önemli olan 3 günlük sürenin “iş günü” olmasıdır. Buna göre pazar günleri ve resmi tatiller 3 günlük süre hesap edilirken dikkate alınmaz. Bu sorumluluğu yerine getirmeyenlere Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından idari para cezası uygulanır. Bildirim yapıldığı ve işverenin kusurlu bulunduğu durumlarda da yine işverenin cezai bir sorumlulukla karşılaşması çok olasıdır.

Bir kazaya uğrayan sigortalının SGK tarafından sunulan yardım hizmetlerinden yararlanabilmesi için bu bildirimin yapılması zorunludur. SGK, iş kazası bildirimi yapılmamış olduğu takdirde bir vefat durumu da söz konusu olsa yardımda bulunamaz.

İŞ KAZASI KAYNAKLI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI


İş kazası nedeniyle bir işçinin yaralanması ya da ölümü halinde kendisi veya yakınları tarafından Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereği dava açma hakkı bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunumuza göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” İş kazası sonucu bedensel, cismani zarar veyahut manevi anlamda ruhen zarar gören kişi işveren ya da taşeron şirketlere karşı tazminat davası açma hakkına sahiptir.

İŞ KAZASI SONUCU AÇILAN MADDİ TAZMİNAT DAVASI


Bedensel Zararlarda Maddi Tazminat Davaları:

Yaralanmalı iş kazalarında işçi kusurlu işverenden;
Geçici işgöremezlik nedeniyle uğradığı kayıpları,
Çalışamadığı süre nedeniyle uğradığı zararları,
Kalıcı sakatlık ve bedensel zararlar için çalışma gücünde meydana gelen azalma sebebiyle oluşan zararların giderilmesini doktordan alınan maluliyet raporu oranında,
Tedavi giderlerini,
talep edebilir.

Ölüm Halinde Maddi Tazminat Davaları:

Ölümlü iş kazalarında işçinin, mirasçıları, yakınları, bakmakla yükümlü olduğu kişiler kusurlu işverenden;
Cenaze giderleri,
Tedavi giderleri,
Destekten yoksun kalma tazminatı,
talep edebilir.

Destekten yoksun kalma tazminatı, yalnızca ölen kişinin ailesi tarafından değil ölen işçinin hayattayken destek verdiği ve ölüm sonrası bu durumun ortadan kalkmasıyla destekten yoksun kalan kişiler açısından da talep edilebilmektedir.

Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken işçinin ekonomik durumu, maaşı, iş kazasındaki kusur oranı, destek görenlerin ekonomik durumları ve yaşam standartları gibi unsurlar göz önünde bulundurulmaktadır.

İŞ KAZASI SONUCU AÇILAN MANEVİ TAZMİNAT DAVASI


6098 sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun “manevi tazminat” başlıklı 56. maddesine göre;

“MADDE 56- Manevi Tazminat

(1)Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
(2)Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 12.11.2019 tarihinde verdiği 2016/1528 Esas, 2019/1169 Karar sayılı ilamıyla hükmedilecek manevi tazminatın neye göre belirleneceğine ilişkin;

“Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesinde hâkimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hâkimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.”


demektedir.

Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere somut durumun özellikleri, olayın tarihi, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik durumu, işçinin yaşı, ekonomik durumu, tarafların kusur oranları, meydana gelen olayın büyüklüğü gibi kriterler manevi tazminatın belirlenmesinde göz önünde bulundurulacaktır.

İŞ KAZASINDAN KAYNAKLI AÇILACAK DAVALARDA GÖREV, YETKİ VE ZAMANAŞIMI


İş kazası sonucu açılacak davalarda görevli mahkeme İş Mahkemeleri olup, işverenin ikametgahının bulunduğu yer ve iş kazasının gerçekleştiği işyerinin bulunduğu yer mahkemeleri bu davalara bakmakla yetkilidir.

İş kazası sonucu açılacak davalarda Türk Borçlar Kanununun 146. maddesine göre; iş kazasının gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.

Av. Ahmet Faruk Ümüt
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İş Kazaları Ve İş Kazalarından Kaynaklı Maddi Ve Manevi Tazminat Davaları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Ahmet Faruk Ümüt'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
24-06-2024 - 04:11
(312 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
516
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 17 saat 42 dakika 23 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,65 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 11091, Kelime Sayısı : 1340, Boyut : 10,83 Kb.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2206
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03858304 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.