Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale 486 Sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanunun Uygulanması

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

Yazarın Notu
Mahalli İdareler Dergisi Yıl: 21 Sayı: 201 (2011), Sayfa: 25-26

486 sayılı UMURU BELEDİYEYE MÜTEALLİK AHKAMI CEZAİYE HAKKINDA KANUNUN UYGULANMASI

Avukat Mikdad Lamih ÇELİK

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı

•486 Sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanun Uygulanması - Mahalli İdareler Dergisi Mahalli İdareler Dergisi Yıl: 21 Sayı: 201 (2011), Sayfa: 25-26 da yayınlanmıştır.

Giriş

Küreselleşen dünyanın önemli olgulardan biri değişimdir. Dolayısıyla devletlerin çevrelerinde yaşanan hızlı değişime ayak uydurmaları ve gerekli değişim hızını yakalamaları, varlıklarını sürdürmeleri açısından bir zorunluluk haline gelmiştir. Reform, yönetimin niteliğinde, işlevlerinde ve rolünde yapılan köklü değişimi ifade etmektedir. Bu değişim, yönetimin sınırlı kaynaklarının hukukilik, iktisadilik, siyasete uygunluk, merkeziyet ve ademi merkeziyet ilkelerine göre etkin bir şekilde kullanabilir hale getirilmesi ile ilgilidir. Reform, devletin kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanmasıyla beraber, toplumun devlete olan güveninin sağlanması açısından da önemli bir zorunluluktur. Reform çalışmalarının temel amacı, kendini gelişen toplumsal ihtiyaçlar ve evrensel koşullar karşısında yenileyebilecek güçte ve yapıda bir kamu yönetimi sistemi yaratmaktır.
Türkiye’de yerel yönetimlerin yerel, ulusal, ekonomik, sosyal, kültürel hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak biçimde geliştirilmesi ve yeniden düzenlenmesi amacıyla gündeme getirilen reform çalışmaları, 80’li yıllarda küreselleşme dalgasının beraberinde getirdiği yeni kamu yönetimi anlayışı ile köklü bir değişimin aracı olmuştur. 80’lerden itibaren yapılan reform çalışmaları, yönetimin iyileştirilmesi, bürokrasinin azaltılması, kamu borçlarının azaltılması, milli tasarrufun arttırılması, demokrasinin yeniden tesis edilmesi ile birlikte sivil toplumun teşvik edilerek yönetime katılımın sağlanması, hükümetin yönetim kapasitesinin arttırılması, siyasi ve idari reformlar ile serbest pazar ilkelerinin hayata geçirilmesi, mali reform, özelleştirme ve yerelleşme konularını içermektedir. Bu çalışmalar ile toplum taleplerine duyarlı, katılımcı, saydam, hesap verebilen, halka yakın, küçük ancak etkin, verimli ve kaliteli bir yönetim düzeni oluşturulacağı ifade edilmektedir.

Dış dinamiklerin yarattığı baskılar sonucu 2003 yılında başlatılan “Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma” çalışmalarının, küreselleşme sürecinin ve bilgi çağının ortaya çıkardığı değişim ihtiyacını karşılama amacı taşıdığı ifade edilmektedir. Yeniden yapılanma çalışmaları ile merkezden yürütülen birçok hizmetin yerel yönetim kuruluşlarına devri yoluyla devletin merkeziyetçi yapısına son verilmesi amaçlanmaktadır.

Türkiye’de yerel yönetimler üzerinde merkezi idarenin
vesayet denetimi Anayasa’nın 127. maddesinde düzenlenmiştir.
2004 yılında başlatılan kamu yönetimi reformu sonrası
idari vesayetin azaltılması hususunda bazı küçük çaplı
değişiklikler yapılsa da, hala güçlü merkezi denetim hakimdir

Yerel yönetim reformu kapsamında belediye mevzuatı önemli ölçüde yenilenmesine rağmen halen 486 sayılı yasa gibi oldukça eski tarihli yasalar geçerliliğini korumaktadır. Yasanın dili oldukça eski olduğundan uygulayıcıların yasayı yorumlayıp uygulaması zor olmaktadır.Belediyelerce 486 sayılı yasa, asfalt tahrip bedeli,yol kırma ücreti,su ve kanalizasyona verilen tahribatların tahsil edilmesinde uygulanmaktadır.486 sayılı yasanın kapsamı ve uygulanmasına ilişkin esasları ortaya koyan Danıştay kararları ışığında konuya açıklık getirerek belediyelere yol göstermek amacıyla bu çalışma yapılmıştır.Ancak yasama organında bir çalışma yaparak yerel yönetim alanındaki mevzuatları güncelleştirmesi uygulama alanı kalmayan mevzuatları kaldırması ve yeni çıkan yasalardaki düzenlemelerle çelişen düzenlemeleri ayıklaması gerekir.Mevzuat hazırlamaktan mevzuat yönetimine geçilmesinin zamanı gelmiştir.

Kanun metni şöyledir;
MADDE 1 - 24 Teşrinievvel 1298 tarihli Ebniye Kanununun memnuiyeti mutazammın ahkâmı hilâfında vuku bulan inşaat ve tamirat ile umuma mahsus mahallerde ve yangın yerlerinde bilâ ruhsat yapılan barakalar ve her nevi inşaat belediyece derhal hedmolunur. Hedmiyattan husule gelen enkaz satılarak masarifi hedmiye istifa olunur. Hedim masrafı kâfi gelmediği takdirde üst tarafı rüsumu belediye gibi tahsil olunur.

MADDE 2 - Umumi ana lâğımlariyle su yollarını hasbezzarure açtıranlar belediyece tâyin edilen müddet zarfında hali sabıkına ircaa mecburdurlar. Müddeti mezkûre zarfında yapılmadığı takdirde belediyece bilkeşif yaptırılır. belediyece sarf olunan para alındıktan başka masarifi vâkıanın yüzde onu da ayrıca cezaen istifa olunur.

MADDE 3 - Umumi ana lağımlariyle suyollarını kasten tahrip edenlerden masarifi tamiriye tahsil ve bunun bir misli de cezaen başkaca istifa olunur.

MADDE 4 - Belediyece sıhhat ve selâmeti umumiye için mahzuru görülen hususi mecra ve lâğım, kuyu ve çukurların nihayet bir hafta zarfında izalei mahzuru sahibine tebliğ olunur. Tebligatı vâkıa alâkadaran tarafından nazarı itibara alınmadığı takdirde belediyece keşfi mucibince yaptırılarak mahzur izale ve sarfiyat tahsil olunduktan başka masarifi vâkıanın yüzde onu da cezaen istifa olunur . Cezanın miktarı elli lirayı tecavüz etmez. Fakrı halleri belediye meclisince sabit olanlardan dört taksitte bir sene müddetle rüsumu belediye gibi tahsil olunur.

Kanunun uygulanmasına bakıldığında;


486 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanunun 2. maddesinde, genel kanalizasyon ve su yollarını zorunluluk gereği açtıranların belediyece belirlenen süre içerisinde eski haline getirmeye zorunlu oldukları, anılan süre içinde bu işlem yapılmadığı takdirde belediyece keşfi yapılarak harcanan para alındıktan başka doğan giderlerin yüzde onunun da ayrıca ceza olarak tahsil olunacağı, aynı Kanunun 4. maddesinde ise, belediyece kamunun sağlık ve esenliği için sakıncalı görülen özel ark ve foseptik çukurlarının en geç bir hafta içinde bu sakıncayı gidermesi gerekene tebliğ olunacağı, tebligatın ilgilisi tarafından nazara alınmaması halinde belediyece keşif gereği yapılacak giderme ve harcamaların tahsilinden başka doğan giderlerin yüzde onunun da ceza olarak belediye rüsumu gibi tahsil olunacağının hükme bağlanmıştır.
Bu yasada düzenlenen hasar bedelinin bir vergi niteliğinde bulunmadığı, kamuya ait yerlerde hasar meydana getirenlerin gerekli onarımı yapmamaları halinde belediyece tahribatın giderilerek eski hale getirilmesi için yapılan masraf karşılığında alındığı anlaşılmaktadır.Kamu hizmeti tatbikatından doğan bir masraf niteliğinde olduğundan maddi durumunun saptanması, söz konusu masrafın gerçek miktarının tayin ve tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Eğer bu tür bir inceleme yaptırılarak hasarın gerçek miktarının tespiti mümkün değil ise belediye tarafından bu hasarın giderilmesi için yapılan işçilik sarfedilen malzeme ve kullanılan makina, ekipman için zorunlu masrafların olay tarihi itibariyle geçerli belgelerle belgelendirilmesi gerekmektedir. Belediye herhangi bir somut belge olmadan zarar miktarını istediği şekilde belirleyemez.

4.madde de bu bedellerin belediye rüsumu gibi tahsil olunacağı belirtildiğinden tahsil işlemi 6183 sayılı yasaya göre yapılacaktır.Oysa 6183 sayılı yasanın 1.maddesinde “haksız fiil”den kaynaklanan alacakların amme alacağı sayılmayacağı ve yasa kapsamı dışında olduğu belirtildiği halde 486 sayılı yasa ile haksız fiilden doğan bir alacak 6183 sayılı yasa kapsamına alınmıştır.Bu nedenle bu yasadan doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri Vergi Mahkemeleridir.

Ödeme güçlüğü çekenlerin bir yılda dört taksitle ödeyebileceği belirtilmiştir.Kanunda fakirliğin belediye meclisince belirleneceği belirtilmişse de 5393 sayılı Belediye Kanununa göre belediye meclisinin böyle bir görevi bulunmamaktadır.
Belediye tarafından tespit yapılarak, hasar gören yerin tamir edilmesi için yükümlüye tebligat yapılarak bir hafta süre verilmesi gerekir.Bu tebligat yapılmadan belediye doğrudan kendisi tamir edip karşı taraftan bedelini isteyemez.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"486 Sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanunun Uygulanması" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
18-10-2017 - 15:56
(2395 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 1 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
2432
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 1 saat 14 dakika 54 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,02 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 8127, Kelime Sayısı : 1058, Boyut : 7,94 Kb.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1990
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03374410 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.