Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Teknik Bilirkişi Raporu Örneği

Yazan : O. Tiryakioğlu [Yazarla İletişim]
Çevre Mühendisi

Makale Özeti
Bu yazıda öncelikle teknik branşta dikkate alınan konuları içeren ve çevre mevzuatını da değerlendiren bir bilirkişi rapor formatının verilmesi, ardından ilgili tüm düşünürlerden gelecek öneri yoğunluğuna göre bu tarz raporlardaki biçimsel ve içeriğe ait yeniliklerin tartışılmasını amaçlanmaktadır. Bu açıdan teknik bilirkişi raporu; ortak zeminde oluşturulması gereken bir içeriğe ve yorumlanması gereken çıktılara sahip olmalıdır. Aşağıda, çoğu konuya ortak değinen bir format yer almaktadır.

TEKNİK BİLİRKİŞİ RAPORU ÖRNEĞİ

Giriş

Bu yazıda öncelikle teknik branşta dikkate alınan konuları içeren ve çevre mevzuatını da değerlendiren bir bilirkişi rapor formatının verilmesi, ardından ilgili tüm düşünürlerden gelecek öneri yoğunluğuna göre bu tarz raporlardaki biçimsel ve içeriğe ait yeniliklerin tartışılması amaçlanmaktadır.

Bilirkişi raporları, teknik açıdan bakıldığında hukukçularla ortak değerlendirilen bir dava dosyasının, çevre hukuku açısından doğru yaklaşımla değerlendirilmesini kapsayan ve en doğru hükmün verilmesine aracı olan bir süreç olarak, daha çok kovuşturma aşamasında başvurulan uzmanlık metinleridir.

Bilindiği üzere teknik bir mevzuata aykırılık; gerekli teknik araştırmayı yapmadan, uzman olmayan heyetlerin ulaşabilecekleri bir hüküm değildir. Bir tesisin çevre ile ilişkileri; söz konusu tesisin altyapı projeleri ve kentleşme planlarına uygunluğunu temin eden mevzuat süreci dikkate alınmadan değerlendirilirse; altyapının teknik incelemesinin yeterince yapılamayacağı, yapılan inşaat çalışmalarının doğru yorumlanamayacağı, yasal izin süreçlerinin gözlem yoluyla teyit edilemeyeceği açıktır.

Bu açıdan teknik bilirkişi raporu; ortak zeminde oluşturulması gereken bir içeriğe ve yorumlanması gereken çıktılara sahip olmalıdır. Aşağıda, çoğu konuya ortak değinen bir format yer almaktadır.

----------------------------------------------------
T.C.
………………
……………… MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

BİLİRKİŞİ RAPORU


DOSYA NO : ………….
DAVACI : K.H
SANIK : …………………….
SUÇ: : Çevreyi Kasten Kirletmek.

BİLİRKİŞİDEN
İSTENENLER:
:

Yukarıda dosya numarasına kaiden davası yürütülen ………… hafriyat inşaatından kaynaklanan kazı artığı malzemeleri kamuya ait bir alana bırakmakla, (5237 sayılı TCK 181/1. Maddesi uyarınca) çevreyi kasten kirletmek iddialarına ilişkin olarak; yasal gereklilikleri yapıp yapmadığı, ilgili sahanın imar planındaki kullanım amacından farklı işlemlerin oluşup oluşmadığı (kasten yapıp yapmadığı) açısından incelenmesi; izinsiz döküm yapılmış ise hafriyat malzemesinin “… teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten” verildiğinde çevreyi kirletip kirletmediğinin, tespiti hususunda ayrıntılı bir rapor hazırlanmasıdır.

BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ :

Dosya üzerinde gerekli inceleme yapılmış olup; ………… l tahkikâtına ait denetleme tutanakları, sanık ifadeleri ve keşif tutanağı incelenmiştir. ……. tarihinde yapılan Keşif sırasında, söz konusu otelin mevcut çevre düzeni, inşaatın durumu, suç mahalli olarak gösterilen dolgu alanı, yol güzergâhları tetkik edilmiş, ilgililerden alınan ek belgeler dosyasına konulmuş, muhtarın görüşü alınmış ve hâlihazır durum görüntüleri temin edilmiştir.

……….., inşaatını henüz tamamlamış olup, işletmeye açılmıştır. ………’in çevre düzenlemesinin devam ettiği, belirtilen yeşil alana yapılan dolgu üzerinde bir asfalt kaplamalı yol bulunduğu, civarda herhangi bir barınak, prefabrik konut yer almadığı gözlenmiştir. Mevcut dış peyzaj, sunulan belgelerle birlikte tetkik edilerek, teknik ve yasal zeminde gereken değerlendirmeler yapılmıştır.

BİLİRKİŞİ DEĞERLENDİRMESİ :

A- Mevcut Durumun İrdelenmesi:

Davaya konu …………’in kazı artığı malzeme döktüğü belirtilen saha, …….. Ada ……. numaralı parselin kuzey yönünde bulunan ……. metre genişliğindeki imar yolu amaçlı kullanılan alan olup, hâlihazırdaki durumu imara uygundur.

RESİM-1: ………………. Giriş Güzergâhı

.... inşaatının yapılması sırasındaki hafriyatın, söz konusu sahaya dökülmesi işlemleri; mevcut (onaylı) imar plan kriterlerine uygun yapılmalıdır. İnşaat adımları, belirli izin süreçlerinin uygulanmasını gerektiren işlemlerle sınırlandırılarak gerçekleştirilmek durumundadır.

Dava dosyasındaki …….. tarih ve ………… sayılı …………. İmar ve İnşaat Dairesi Başkanlığı yazısına göre; …………. tarihinde ........, söz konusu yol için resmî başvurusunu yaparak, yol düzenlemeleri için gereken teknik bilgileri (yol kırmızı kotu) temin etmiştir. Yazı eklerinde, arazinin ham topoğrafyasının çukur olduğu, imar yoluna karşılık gelen kısmın da dolgu yapılarak düzenleneceği ifade edilmektedir.
Dava dosyasındaki ……………. sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman Genel Müdürlüğü - ………. Orman Bölge Müdürlüğü) yazısına göre; ………… tarihinde ........’in söz konusu yol için resmî başvurusuna karşılık; imar yolu yapımında Orman Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca sakınca görülmediği İdaresince belirtilmiştir.
Bu bağlamda aynı yazı ekinde bulunan “Kesin İzin Taahhüt Senedi”nin 7. maddesinde; inşaat sırasında oluşan atıkların ve şantiyenin, inşaat sonrasında kaldırılması şartı konulmuş olup, bu madde yoluyla; .............’in inşaatının yapımı sırasında civar sahanın inşaat için kullanılabileceği, şantiyenin kurulabileceği, inşaatın hitâmında ise tüm üstyapının ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. İnşaat sırasındaki izinler (çevre ve yapı ruhsatlandırmaları), inşaat ve civar sahanın mülkiyetine bağlı olarak Muhtarlığın, Belediyesinin ve Çevre ve Orman İl Müdürlüğünün yürüttüğü süreçler olarak değerlendirilmektedir.
Dava dosyasında yer alan bir tespit olarak; ........... inşaatı sırasında geçici olarak yapılan ve barınak, malzeme depoları olarak kullanılan imar yolu civarı bölge; hâlihazırdaki duruma göre tesviye edilmiş, dolgu malzemesi ve herhangi bir üstyapı barındırmayan saha olarak gözlenmiş olup, İzin Senedi şartının gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

RESİM-2: .... Yan Cephe Görünümü + Çevre Düzenleme İnşaatı

Dava dosyasındaki ……….. tarihli Muhtarlık yazısı ile; söz konusu imar yoluna dolgu yapılmasına ilişkin izin hafriyat yapan firmaya verilmiştir. “Olay yeri tespit tutanağı” tarihi ………… olup, anılan tarihte yapılmakta olan döküm için resmî bilgilendirme yapıldığı görülmekle, bu işlemin imar yolu için planlanan işlemlerin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava dosyasındaki …………tarihli İmar ve İnşaat Dairesi Başkanlığı yazısına göre; Muhtarlığın talebine karşılık, ……… tarih ve ………. sayılı İl Özel İdaresi Tarım ve Altyapı Hizmetleri Dairesi Başkanlığı olumlu görüşü ayrıca bildirilmektedir.
........’in ÇED izninin verildiği hususu; ………. tarih ve …….. sayılı “ÇED Gerekli Değildir” belgesi ile ……….. Valiliği (Çevre İl Müdürlüğü) yazısından görülmektedir. Buna göre çevresel etkiler, ilgili kurum tarafından izlenecek ve ilgili yönetmelik maddeleri yürütülecektir.
........................... tarafından inşaat artığı olarak nakledilen malzeme, imar planında “yol” olarak belirtilen yere dökülüp, “yol dolgusu” olarak kullanılacağından; bu bölge, hem “alıcı ortam” niteliğinde değildir ve hem de çoğu kez imar planlarının yol uygulamalarında yerel idarelerce tercih edildiği üzere, kullanım amacına uygun bir bertaraf şeklidir. Çevresel kirlilik; bir ortamın, kullanılma amacını değiştiren, özümleyebileceğinden daha fazla girdinin veya faaliyet çıktılarının (emisyonların) olmasıyla ortaya çıkabilir. Söz konusu saha, yol sahasının gerektirdiği kadar malzemenin ortama bırakıldığını göstermektedir.

RESİM-3: ........................... ile Ana Yol Bağlantısı + Dolgu Üzerine Yol İnşaatı

B-İlgili Çevre Mevzuatı:

a) İlgili Çevre Mevzuatının Tanımı:
Dava dosyasında yer alan İddianame kapsamında çevresel mevzuata aykırılık; aşağıda belirtilen iki farklı kanun kapsamında ilişkilendirilmiştir.

a.1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu:
12.10.2004 günlü ve 25611 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Çevreye Karşı Suçlar” üst başlığı altında çevrenin korunmasını amaçlayan 181. Maddesi: “Çevrenin Kasten Kirletilmesi”ni kapsamaktadır.

Madde 181: Çevrenin Kasten Kirletilmesi:
(1) İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.
(4) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi hâlinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

a.2) 2872 sayılı Çevre Kanunu:
Dava dosyasında yer alan iddianâmeye göre 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8. Maddesine atfen bir değerlendirme yapılmalıdır.
11.08.1983 günlü ve 18132 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun Cezai hükümleri kapsamında; “İdari nitelikteki cezalar” tanımlanmış olup, Madde 20 – (Değişik: 26/4/2006 – 5491/14 md.) (r) bendinde;
“Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.” hükmü yer almaktadır.
Aynı madde kapsamında; “Bu maddenin uygulamasında Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunların, fiilin suç oluşturması haline ilişkin hükümleri saklıdır.” ifadesi yer almaktadır.
Diğer kanunlarda yazılı cezalar için Madde 27 ile “Bu Kanunda yazılı fiiller hakkında verilecek idari nitelikteki cezalar, bu fiiller için diğer kanunlarda yazılı cezaların uygulanmasına engel olmaz.” hükmü yer almakta olup, “2872 Sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ (2010/1)” kapsamında ise; 2872 sayılı Kanunun 5491 sayılı Kanun ile değişik 20nci maddesinin ilgili bendindeki ceza miktarları düzenlenmiştir.

Madde 8: Kirletme yasağı:
“Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.“
“Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.“

C- Bilgi ve Belgelerin Teknik Açıdan İrdelenmesi (Delil Tekniği):

Bir tesisin çevre ile ilişkileri; söz konusu tesisin altyapı projeleri ve kentleşme planlarına uygunluğunu temin eden mevzuat süreci dikkate alınmadan değerlendirilirse; altyapının teknik incelemesinin yeterince yapılamayacağı, yapılan inşaat çalışmalarının doğru yorumlanamayacağı, yasal izin süreçlerinin gözlem yoluyla teyit edilemeyeceği açıktır. Proje ve çevreye uygunluk kararları görülmeksizin yapılan değerlendirmeler, planlanan çalışmaların anlaşılmasını engeller ve altyapının gözlemsel karşıtlıklarla ilişkilendirilerek, varsayımlara dayalı çıkarımlara veya yargılara neden olabilir. Altyapı çalışmalarına ilişkin olay yeri inceleme heyetinin ve bilirkişinin öngörüleri de, bu tür (maddî olmayan) delillere dayalı olmak durumunda kalır.
Diğer taraftan teknik süreçler gerektiren altyapıların, daima uzmanlık dallarının katıldığı işler yoluyla tanımlanması, değerlendirilmesi ve yapılan işlemlerin fayda/maliyetine karar verilmesi; malî, idarî, çevresel açıdan doğru/yanlış olduğuna hükmedilmesi ancak mümkündür. Genelde işin sürecinde temin edilmiş olan ve diğer resmî kurumlarca teyit edilmiş bulunan belgelerin de “delil” olarak değerlendirilmesi, yapılan tahkikâtların da sadece gözlem yoluyla yapılan ve tutulan zabıtlara göre (daha çok tek taraflı olmak üzere, karşıt görüşü temsil eder biçimde) yönlendirilmesinden kaçınılması gerektiği açıktır. Soruşturma süreci, olay yeri (anlık) tespitleriyle kısıtlandığında; daha çok etkilenen tarafın iddialarının tahkikât dosyasına girmesine; şüphelinin (diğer tarafın) faaliyetini destekleyici delil niteliğindeki belgelerin gözden kaçmasına neden olabilir.
Eksik inceleme ve soruşturma ile olayın mahiyetine uygun bulunmayan gerekçe, yanlış niteleme ve delil takdirinde hataya düşülmesi suretiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararları verilebildiği gibi; tam tersine, aynı gerekçelerle “olay yeri tespit tutanağı” kapsamında belirtilen deliller yoluyla anılan suçun işlendiği (kanaâti / intibaı / zannı) anlaşılmakla, şüphelinin doğrudan mahkemeye yönlendirilmesi ve cezalandırılmasına yönelik kararlar da üretilmektedir. Özellikle teknik uzmanlık gerektiren işlerde, eğer olay yeri tespit heyetinde herhangi bir teknik uzman bulunmamakta ise, yürütülmekte olan soruşturmayı sadece kolluk görevlileri ile sınırlı tutmaksızın, sürdürülmesi ve sonuçlandırılması da, doğru kararın zamanında verilmesinde elzem olabilir.

a) Şüpheli İfadeleri:
Şüphelilerin ifadelerinde, herhangi bir ‘suç ikrârı’ yer almamaktadır. Mevcut hafriyat dökümünü gerçekleştiren taşeronların, “olay yeri inceleme tutanağı” tarihinden önceki tarihli izin belgelerinden haberdâr olmadığı, yasal süreçlerin ikmâl edildiğini bilmedikleri, inşaat şantiyesinde bulunanların şüpheli olarak değerlendirildikleri, inşaattaki kazı işinin tesviye ve döküm olarak birkaç aşamalı olarak gerçekleştirildiği, döküm sırasında yol saha koordinatlarının kırmızı kotlarla birlikte düzenlendiği, imara ve çevreye uygunluğun Otel’in diğer birimlerince daha önce yürütüldüğü anlaşılmakla; tespit gününde gözlenen fiilin suç oluşturmadığının fark edilmediği, savunmaların bu nedenle yetersiz kaldığı, karşı delillerle fiilin yasalara uygunluğuna dair bir gerekçelendirmenin yapılamadığı görülmektedir.

b) ………… Tarihli “Olay Yeri Tespit Tutanağı”:
Tutanak; inşaatın kazı sahasından çıkan hafriyatın, gözlemsel olarak tespit edildiği anlaşılan “yeşil alan”a döküm yapıldığı, herhangi bir belgeye veya izne dayalı olmaksızın (kasten) bırakıldığına ilişkin yorumlarla birlikte kirletme suçunun işlendiği iddiasını taşımaktadır. İmar sahasında yol olarak belirlenen alana “yeşil alan” nitelemesi yapılarak, yol ve refüj bölgesine dolgu malzemesi bırakılamayacağı yorumu yapılmıştır. Tespitin, /doğrudan/ gözlemsel olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.

d) Olay Yeri Basit Krokisi:
Dava dosyasındaki “Olay Yeri Tespit Tutanağı” ekinde yer alan basit kroki, gözlemsel verilere dayalı olarak çizilmiş bir kroki olup, imar planında belirtilen koordinatları içermemektedir. Bu nedenle gösterilen hafriyat yerlerinin, geçici olarak yol kırmızı kotu için tesviye malzemelerini barındırdığı anlaşılmakla, yığmaların ve figüre malzemelerin yol altı dolgusuna uygun olmadığına işaret etmediği görülmektedir. Kroki, söz konusu yolun orta refüj bölgesine, sınırlarına değinmemektedir. Yol yapım işlemleri; şantiyede gözlenen malzeme nakliyeleri ve izin süreçleri açısından altyapı tekniğine uygundur.

e) Fotoğraflar:
Kazı artığı malzeme, farklı zemin kotları üzerinde yığıntı veya figüre malzeme olarak gözükmekte olup, döküm alanı ve sınırlarının, yol dolgusu yapılması gereken sahanın koordinatları ile irtibatlandırılması mümkün değildir. Dava dosyasındaki fotoğraflar, sadece döküm olup olmadığını belgelemekte; inşaat sahasını ifade eden belirli röper noktalarının veya tanıtıcı levhâların aynı resim içinde bulunması hâlinde, kısıtlı bilgi verebilmektedir.

f) İsnat Edilen Fiilin Teknik Mevzuata Aykırı Olup Olmadığı:
Bir kamu davası açabilmesi için ‘yeterli şüphe’ gerekir; bu ise elde edilen delillerin, şüpheliyi mahkûm ettireceğine dair (kesine yakın bir) kanaat uyandığı bir şüphe derecesidir. Suçlamayı destekleyen “şüphe”; olay yeri inceleme heyetinin tutanağında belirtildiği üzere; hafriyatın izinsiz (bilgilendirme yapılmaksızın / uygun görüş alınmaksızın) döküldüğü kuşkusunu uyandıran bir ilişkilendirmeye dayanmaktadır. Yani, dökme işleminin izin veya bilgilendirme yapılmaksızın gerçekleştiğinin gözlenmesi (suçüstü) yerine, sadece kazı artığının dökülmesi yoluyla, imar planının yolun (yeşil alan olan orta refüj bandının) yanlış kullanıldığı kanaatine dayalı bir denetim ekip görüşü yansıtılmıştır. Aslında bu tür bir işlem; özellikle uygun olmayan topoğrafyalarda ekonomik dolgu malzemesi kaynağı olarak kullanılan hafriyat işlemlerinde yatırım dairelerince nihaî atık olarak değerlendirilmektedir.
Gerek maddî gerçeğin ortaya çıkarılması, gerekse muhakemenin âdil olabilmesi için sadece şüpheli aleyhinde olan delillerin (gözlemsel verilerin) değil, aynı zamanda şüphelinin lehine olan delillerin (yazılı belgelerin) de toplanması gerekir. Bu bağlamda imar planından ve inşaat işlerinden sorumlu olan diğer dairelerin yetkili temsilcilerinin (denetim heyetine katılarak) görüşlerinin alınmasını ve belge sürecinin tespitini takiben yapılmış olan tahkikâtlarla, fiillerin suç oluşturup oluşturmadığı, faillerin de suçlu olup olmadığı hususu, kesin (yoruma dayalı olmayan) bir delillerle ortaya konulabilir. Teknik bir mevzuata aykırılık; gerekli teknik araştırmayı yapmadan, uzman olmayan heyetlerin ulaşabilecekleri bir hüküm değildir.


SONUÇLAR

I- Teknik bir mevzuata aykırılık; gerekli teknik araştırmayı yapmadan, uzman olmayan heyetlerin ulaşabilecekleri bir hüküm değildir.

II- Gözlenen katı atıkların genel karakteri, dikkat çekici derecedeki miktarı, aynı turistik tesislerde kalanların (müşterilerin) görebileceği konumda olması; işletilmekte olan söz konusu tesislerin kendilerine zarar verici bir eylemi gerçekleştirmeleri ihtimâlini (şüphesini) ortadan kaldırmaktadır.

III- TCK açısından; Madde 181/1 kapsamında belirtilen “teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten vermek” fiili işlenmemiştir. Çünkü, mevzuatın gerektirdiği izin süreçleri işletilerek; bir tesisten kaynaklanan “çıktı”, diğer bir tesis için “girdi” olarak kullanılmış olup, atıkların uygun geri dönüşümü sağlanmıştır. Söz konusu faaliyette, mevzuata uygun işlemler gerçekleştirilmiştir.

IV- Çevre Kanunu açısından; 8. Madde kapsamında belirtilen benzer “her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak” fiili de işlenmemiştir. Çünkü, yapılan tüm işlemler, yetkili kurumların uygun görüşleri ve direktifleri ile yürütülmüştür. Diğer taraftan herhangi bir kirleticinin, herhangi bir alıcı ortamı etkileme sonucu da doğmamıştır.

KANAAT:

Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;

1-Belirtilen fiil, teknik usullere aykırı olmadığından;
2-Çevreye zarar verecek şekilde herhangi bir faaliyet (fiil) bulunmadığından,
3-Atık veya artıklar; toprağa, suya veya havaya kirletici olarak verilmediğinden;

Dava dosyasında belirtilen gerekçelere dayalı olarak, ‘çevreyi kasten kirletme’ fiili gerçekleşmemiştir.

Görüş ve kanaatlerimi belirten iş bu bilirkişi raporu tarafımdan 3 (üç) nüsha olarak tanzim ve imza edilerek Yüce Mahkemenin takdirlerine arz olunur (…/…/…...).

BİLİRKİŞİ
………….…………….
Yazarın notu: Dileyen okuyucular yazarı ile iletişime geçerek bu makalenin WORD dosyasını edinebilir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Teknik Bilirkişi Raporu Örneği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı O. Tiryakioğlu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-05-2012 - 09:47
(4384 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 2 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
20668
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 11 saat 25 dakika 55 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,71 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 19787, Kelime Sayısı : 2372, Boyut : 19,32 Kb.
* 10 kez yazdırıldı.
* 11 kez indirildi.
* 7 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1470
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03691196 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.