Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Borçlunun 3. Kişilerdeki Hak Ve Alacaklarının Haczi

Yazan : Burcu Bozkurt

BORÇLUNUN 3. KİŞİLERDEKİ HAK VE ALACAKLARININ HACZİ (İ.İ.K. m.89)

I.Giriş
Bu çalışmanın konusu, İİK’ nın takip borçlusunun üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacaklarının haczinde izlenecek yolu düzenleyen 89. maddesinin incelenmesidir.
Türk Hukukunda bizzat ihkak-ı hak yasaklanmıştır. Dolayısıyla alacaklının haklarını elde etmesinin aracı münhasıran devlet tarafından gerçekleştirilen cebri icradır. Borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleşmesiyle, alacaklı lehine haciz isteme hakkı doğar. Bu safhadan itibaren alacaklı icra dairesi aracılığıyla borçlunun mallarına el koyma ve daha sonra bunların satışından elde edilecek gelir ile alacağını tahsil etme imkanına sahip olur. İşte bu safhada borçlunun elinde bulunan mallar alacaklının alacağını karşılamaya yetmez veya bu malların haczi menfaatine uygun düşmezse alacaklı, borçlunun 3. şahıslarda bulunan mal hak ve alacaklarını haczettirme yoluna gidebilir. Nitekim İİK 85/1 maddesinde “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallarıyla taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.” denmek suretiyle bu husus açıkça ifade edilmiştir.
Borçlunun 3. kişilerdeki mal hak ve alacaklarının haczinde izlenecek prosedür İcra İflas Kanunu’nun 9 fıkradan oluşan 89. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde mehaz İsviçre “Borç İçin Takip ve İflas Hakkında Federal Kanunu”nun 99. maddesi1ne tekabül etmekle beraber -uygulamadan doğan ihtiyaçlarla- tarihsel süreç içinde mehazdakinden çok daha uzun ve kapsamlı bir hal almıştır.
4 Eylül 1929 tarihinde yürürlüğe giren 1424 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda bugünkü İİK m. 89’un karşılığı olan 78. madde; “Hamiline ait yahut cirosu kabil bir senede müstenit olmayan alacak veya sair bir talep hakkı haczedilirse, icra memuru borçlu olan üçüncü şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini bildirir.” şeklinde idi.
Bu düzenleme mehaz LP m.99’un aynıdır.2 Söz konusu düzenlemede borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları haczedildikten sonra haczin üçüncü şahsa bildirilmesi, salt bir muhafaza tedbiri niteliği taşımaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 19.06.1932 tarih ve 2128 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, 1424 sayılı kanun ilga edilmiş; madde metni eklemeler yapılarak değiştirilmiş, sonraki tarihli kanun değişiklikleri ile üçüncü şahsa yapılacak bildirimlerin sayısı artırılmış(son olarak 3) ve madde içeriği “amacını aştığı” tartışmalarına yol açacak şekilde ilerleme kaydetmiştir.
İİK m. 85/6 uyarınca “Haczi koyan memur borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir.” Kanun koyucu bu şekilde alacaklı ve borçlu arasındaki çıkar dengesinin korunmasını sağlamayı amaçlamıştır. İİK m. 89 prosedüründe takip alacaklısı ve borçlusuna ek olarak sürece dahil olan üçüncü kişilerin menfaatlerinin de korunması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Alacaklının sadece takip borçlusundan değil, aynı zamanda takip borçlusuna borçlu olan üçüncü şahıstan da alacağını elde edebilme imkanı İİK m.89’un geniş olarak düzenlenmesi sonucunu doğuran etkenlerden biridir.3
İİK m. 89’da söz konusu olan haciz genel haciz teorisine göre farklılık gösterir. Şöyle ki; icra memuru ödeme emrinin kesinleşmesinden sonra, alacaklının isteği üzerine 89. maddeye göre örneğin, borçlunun bankada bulunduğu takip alacaklısınca iddia edilen alacağına haciz koymaktadır. Halbuki genel haciz teorisine göre haciz konusunun belirli olması ve haczedilen şeye icra dairesinin el koyabilme imkanına sahip olması gerekmektedir. İİK m.89 prosedüründe ise bu imkan her zaman, hiç olmazsa haciz kararı verildiği safhada yoktur.4



II. Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki -Kıymetli Evraka Bağlı Olmayan-
Hak ve Alacakları5
Alacaklı, ödeme emri kesinleştikten sonra icra dairesi nezdinde takibe devam edilmesi iradesini açıklar ve böylece haciz yoluyla takibe girişilir.6 Alacaklı borçlunun elinde bulunan malları haczettirmek suretiyle alacağını tahsil edebileceği gibi onun 3. kişi nezdindeki mal hak ve alacaklarını haczettirme yoluna da gidebilir.
Üçüncü kişilerde bulunan borçluya ait mal, hak ve alacaklar iki gruba ayrılabilir:
i) Para, banknot, hamiline ait senet, poliçe, cirosu kâbil diğer senetler, altın, gümüş ve diğer kıymetli şeyler.
ii) Kıymetli evraka bağlı olmayan alacak, diğer “talep hakları” ve yukarıda belirtilen kıymetli şeyler dışındaki “taşınır mallar”.7
İİK m.89’daki “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı” ifadesi ikinci gruptaki kavramları karşılamaktadır.
Borçlunun üçüncü şahıslardan olan alacağının farklı şekillerde ortaya çıkabilmesi mümkündür. Borçlunun bir bankada bulunan mevduatı8, üçüncü şahsa ödünç vermiş olduğu para, maaşlar, hayat sigortasından doğan hak ve alacaklar, kira alacağı, satmış olduğu malın bedeli, mülkiyeti muhafaza kaydıyla devredilen malın satıcısının alıcıdan olan ve henüz ödenmemiş bulunan alacağı örnek olarak sayılabilir.9
Borçlunun üçüncü kişideki alacağı kendi elinde bulunan kıymetli evraka dayanmakta ise, bu kıymetli evrak taşınırlar gibi haczedilir.(İİK 88/1)
Yargıtay, çeşitli içtihatlarında, bonoların, çeklerin, hâmiline yazılı olan ya da cirosu mümkün senetlerin, kısacası “kambiyo senetleri”nin ve anonim şirket hisse senetlerinin, 89. maddeye göre üçüncü kişi senet borçlusuna (hisse senedini çıkarmış olan şirkete) ‘haciz ihbarnamesi’ gönderilerek haciz edilemeyeceğini, ‘senetlerin fiilen haczedilip, muhafaza altına alınması suretiyle -yani; İİK. M. 88’e göre- haciz edilebileceğini belirtmiştir.10 Bu kural kamu düzeniyle ilgili emredici bir kural olduğundan buna aykırı olarak yapılan işlem süresiz şikayete neden olur.11 Alacak kıymetli evraka bağlı değilse, haczi 89. maddedeki prosedüre göre gerçekleşecektir. Yine borçlunun mülkiyetinde olup da vedia, ariyet, vekalet, rehin gibi herhangi bir nedenle üçüncü şahıs elinde bulunan kıymetli evraklar da -borçlunun üçüncü kişilerde bulunan taşınır mallarından olmaları sebebiyle- İİK m.89’a göre haczedilecektir.(Örn: Bankaya rehnedilen veya tahsil için verilen bono)
* Borçlunun 3. kişideki alacakları kavramına maaş ve ücret alacakları da girmekle beraber, İİK’da maaş veya ücretlerin haczi için ayrı ve daha basit bir usul öngörülmüştür. 355. maddede maaş ve ücretlerin haczi usulü ayrıca düzenlenmiş ve burada belirtilen gereklerin yerine getirilmemesinin müeyyidesi ve sonuçları da 356 ve 357. maddelerde belirtilmiştir.12 Takip borçlusunun maaş veya ücret alacağının haczi için İİK m. 89’un uygulanmasına gerek ve imkan yoktur.
* Türk hukukunda takip borçlusunun üçüncü şahıstan olan alacağı mevcut bir alacak niteliğinde olabileceği gibi, gelecekte doğması muhtemel bir alacak şeklinde de karşımıza çıkabilir.13 İki kişi arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ileride doğması muhtemel olan alacaklara müstakbel alacaklar denir.14 Müstakbel alacakların haczedilebilmesi için alacağın doğumuna temel teşkil edecek bir hukuki ilişkinin mevcut olması ve bu ilişkiye göre, doğacak olan alacağın niteliğinin tespit edilebilmesi yeterli olup ayrıca alacağın miktarının belli olmasına gerek yoktur. Ancak sadece ümit ve ihtimale dayanan alacakları teknik olarak müstakbel alacak olarak nitelendirmek mümkün değildir.15 Müstakbel alacak kavramına, şarta bağlı alacaklar, maaş, ücret, ikramiye, kira alacakları ve teminat mektubundan muhatap lehine doğması mümkün olan alacaklar örnek gösterilebilir.16
* İİK m. 82’ye göre, Devlet malları haczedilemez. Bu nedenle bu alacaklara İİK m 89.uygulanmaz.17 Ancak Yargıtay’ın muhtelif kararları uyarınca18 icra müdürü alacaklı tarafından haczi istenen alacağın haczedilemez olduğunu ileri sürerek haciz ihbarnamesi göndermekten kaçınamayacağı gibi; kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. kişi de borçlunun kendisinden olan alacağının haczinin kabil olmadığı gerekçesiyle bu alacak üzerine haciz koymaktan kaçınamayacaktır.
* Borçlunun üçüncü kişideki “talep hakkı”, bir şeyin edasına ilişkin talep hakkıdır. Örneğin iki tarafa borç yükleyen akitlerden doğan alacaklar İİK m.89’a göre haczedilebilir. Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışta satıcının alacaklısı, satıcının henüz ödenmemiş bulunan semen alacağı için 89. maddeye göre alıcı 3. kişiye haciz ihbarnamesi göndertebilir.19
III. Üçüncü Kişideki Alacağın Haczi ve Haczin Bildirilmesi

A. Birinci Haciz İhbarnamesi
İcra müdürü alacaklının talebi ile borçlunun 3. kişideki bir alacağını (mesela bir bankadaki parasını)haczedip, bunu haciz tutanağına geçirir ve borçluya bildirir.(İİK m.103) Böylece borçlunun 3. kişideki alacağı haczedilmiş olur.20 İİK m.89’da haciz ihbarnamesinin tebliği aracılığıyla 3. kişiye yapılması öngörülen bildirim, doktrinde de ağırlıklı olarak kabul gördüğü üzere haczin tamamlanmasına etki eden bir husus olmayıp takip alacaklısının alacağını güvence altına almaya yönelik bir muhafaza tedbiridir.
Üçüncü şahsa haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılmasını talep etme yetkisi münhasıran alacaklıya aittir. Takip borçlusunun böyle bir hakkı bulunmadığı gibi, eğer borçlunun alacağa yetmeyen mahcuz malları yediemine tevdi edilmişse onun da bu hakkından söz edilemez.21
Takip borçlusunun borçlusu konumundaki 3. şahsa, nezdindeki alacağın haczedilmiş olduğunun bildirilmesini sağlayan, İİK m.89/1’de ifade bulan “birinci haciz ihbarnamesi”dir. 3. şahsa bu bildirimin yapılması haczin mevcudiyetine yahut geçerliliğine etki etmemekle beraber büyük önem taşımaktadır. Zira böyle bir bildirim yapılmadığı taktirde 3. kişi kendisinde bulunan alacağı borçluya ödeyebilir veya malı borçluya teslim edebilir. Haczin kendisine bildirilmesi halinde ise 3. şahıs takip borçlusuna ödeme yapsa dahi, icra dairesine -alacaklıya ödenmek üzere- tekrardan ödeme yapmak zorunda kalacaktır. Demek ki mevcut haczin takip borçlusuna borçlu olan 3. şahıs hakkında hüküm ifade edebilmesi, haczin ona ihbar edilmiş olmasına bağlıdır.
Birinci haciz ihbarnamesiyle 3. kişiye; bundan böyle borçluya olan borcunu yalnız icra dairesine ödeyebileceği, borçluya yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı, aksi halde borcu icra dairesine tekrar ödemek zorunda kalacağı; borcu olmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borcun ödenmiş veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmesi gerektiği, aksi halde borcun zimmetinde ve malın yedinde sayılacağı ihtar olunur.22
Birinci haciz ihbarnamesinde bulunması gereken unsurlar İİK m.89 ve İİK Yön. m.42’de düzenlenmektedir. Birinci haciz ihbarnamesi, ihbarnameyi gönderen icra dairesinin adını ve dosya numarasını23, üçüncü kişinin adını, soyadını ve adresini; alacaklının, borçlunun, varsa vekillerinin adını, soyadını ve adreslerini; faiz ve giderleriyle birlikte asıl takipteki alacak tutarını , üçüncü şahsa karşı gerçekleşen haczin neye ilişkin olduğunu ve bu haczin hangi miktar için yapıldığını gösteren bilgileri içerir.
Üçüncü kişinin bir tüzel kişi olması halinde, unvanı ve adresi ihbarnamede yer almalıdır. Bir tüzel kişilik veya kuruma gönderilen haciz ihbarnamesi tüzel kişinin veya kurumun genel müdürlük ve tüm şubelerinde bulunan alacakları kapsar biçimde düzenlenmiş olsa bile24 İİK m.89/7 uyarınca merkez ve şubelerden hangisine tebliğ edilmiş ise, beyanda bulunma yükümlülüğü de yalnız o merkez veya şubeye aittir.
Bankalar açısından, haczedilen mevduat bankanın hangi şubesinde bulunuyorsa ihbarnameye o şubenin adı ve adresi yazılmalıdır. Doktrinde bir görüşe göre25 Banka genel müdürlüğü doğrudan doğruya para işlemleri ile uğraşmadığı (yani mevduat kabule etmediği) için, banka genel müdürlüğüne haciz ihbarnamesi gönderilemez. İİK m.89, VII’deki “merkez” terimini bankanın merkez şubesi şeklinde anlamak gerekir.
Alacağın belirlenmesi bakımından, İİK Yön. m.42’de “haczin neye ilişkin olduğu” ve “haczin hangi miktar için yapıldığı” ifadeleri yer almaktadır. Bu ihbarnamede yer alan «haczin neye ilişkin olduğu» sözcükleri ile; «borçlunun üçüncü kişide bulunduğu ileri sürülen alacağının miktarı» kastedilmiş değildir.26Haczedilen ve 3. kişide bulunan alacağın neye ilişkin olduğu (örneğin borçlunun bankada bulunan mevduatı) ve bunun ne kadarının haczedildiği birinci haciz ihbarnamesinde açıklanmalıdır. Yargıtay’a göre haciz ihbarnamesinde takip konusu alacağın miktarının gösterilmesi yeterli olacaktır. Zira haciz ihbarnamesinin 3. şahıslara tebliği sırasında 3. şahıs nezdindeki alacağın belli ve muayyen olması gerektiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Uygulamada özellikle takip borçlusunun bankalarda bulunan mevduatının haczi bakımından, alacaklının ihbarnamenin gönderilmesinden önce borçlunun bankadaki mevduatının miktarını şahsen öğrenebilmesi mümkün değildir. Bankalar müşterilerinin hesap bilgilerini “banka sırrı kavramı” dolayısıyla ifşa etmeyeceklerdir. Bu nedenle haciz ihbarnamesinde sadece asıl takip konusu alacağın miktarının bildirilmesi yeterli görülmelidir.
Şayet ihbarnamede alacaklının borçludan veya borçlunun üçüncü şahıstan olan alacağının miktarına ilişkin hiçbir ifade yer almıyor ise ortada üçüncü şahsın itiraz edebileceği somut bir işlem olmamasından dolayı borcun zimmette sayılması sonucunun ortaya çıktığını söylemek mümkün değildir.27
İhbarnamede alacak miktarı tam olarak belirtilmemekle beraber “borçlunun sizde bulunan alacağı” şeklinde bir ifade yer alıyor ise bu durumda 3. kişi sadece kendisinde bulunan miktarla sorumlu olacaktır.
* Birinci haciz ihbarnamesinde 3. kişiye ayrıca İİK m. 89’un 2,3 ve 4. fıkraları da aynen bildirilir. Böylece takip borçlusuna borçlu olduğu ileri sürülen 3. kişi ihbarnameye itiraz hakkının bulunduğunu, bunu hangi gerekçelerle hangi yasal süre içinde nereye yapabileceğini, itiraz etmezse devam eden süreçte ne gibi yaptırımlarla karşılaşacağını ya da yasal haklarının neler olduğunu öğrenmiş olacaktır.
* 3. şahsa tebliğ edilen haciz ihbarnamesi kanuni şartları ihtiva etmese
dahi eğer 3. şahısta takip borçlusuna ait bir para mevcutsa –süresinde
itiraz edilmemesi durumunda- alacak haczedilmiş olur.28
* Kanuni şartları içermeyen haciz ihbarnamesine dayanarak gerçekleştirilen işlemlere karşı İİK m.16 uyarınca şikayet yoluna başvurulması mümkündür. Örneğin üçüncü şahıs kanuni unsurları ihtiva etmeyen birinci ve/veya ikinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edememiş ve bunun üzerine kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilmişse üçüncü şahsın hem menfi tespit davası açması ve hem de şikayet yoluna başvurması isabetli olur. Çünkü sadece şikayet yoluna başvurulması-icra mahkemesinden bu yönde bir karar alınmadıkça- takibi durdurmaz. Bu nedenle ihbarnamedeki unsurlar eksik bile olsa üçüncü şahsın süresinde itiraz etmesi daha ihtiyatlı bir davranış olacaktır.29
* İİK m.89/1 haciz ihbarı tebligatının usulsüz olması halinde bu
husustaki şikayet süreye tabi bulunmamaktadır.30
- Yetkili İcra Dairesi -
Birinci haciz ihbarnamesini göndermeye yetkili olan icra dairesi takibin yapıldığı yer icra dairesidir.31 Üçüncü şahsın takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu ilçe sınırları dışında oturması ihtimalinde tebligatın istinabe yoluyla yapılacağı yönündeki görüşleri32 kabul etmek mümkün değildir. Zira istinabenin prosedürü hızlandırmaya yönelik bir kurum olduğu düşünüldüğünde bu kurumun İİK m.89’un amacına hizmet edemeyeceği, prosedürü hızlandırmaktan ziyade gereksiz yere uzatacağı açıktır.
Üçüncü şahısta bulunan mal yahut alacakların haczi bakımından ise takibi yapan icra dairesinin yetki çevresi sınır oluşturacaktır. Yani bunların haczi istinabe yoluyla; takibin yapıldığı icra dairesince, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazılarak yapılacaktır.33
B. Birinci Haciz İhbarnamesine Karşı Üçüncü Şahsın Tutumu ve Bunların Sonuçları
Kendisine birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilen üçüncü kişi, ya borcu açıkça kabul eder, ya itiraz eder ya da hiçbir şey yapmaksızın itiraz süresini geçirir.
1.Üçüncü Şahsın Borçlu Olduğunu Bildirmesi
Üçüncü şahıs birinci haciz ihbarnamesine karşı 7 günlük süre içerisinde itiraz ederse kendisine ikinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesi zorunludur. Üçüncü şahıs itiraz etmez ve borcu kısmen ya da tamamen kabul ettiğini icra dairesine bildirirse artık kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmeyecektir. Çünkü fer’i takip34 üçüncü şahsa yönelik olarak kesinleşmiştir.35 Bu durumda üçüncü şahıs takip borçlusunun kendisinden olan alacağını icra dairesine ödemelidir. Aksi halde üçüncü şahsın hacze konu alacağı karşılamaya yetecek miktarda malı icra dairesince paraya çevrilerek takip alacaklısının alacağı tahsil edilir.


2. Üçüncü Kişinin Birinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmemesi
a. Borcun Üçüncü Kişinin Zimmetinde Sayılması
Üçüncü kişi kendisine gönderilen birinci haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde itiraz etmezse; ihbarname ile istenen borç/mal üçüncü kişinin zimmetinde/yedinde sayılır. Yani üçüncü kişi takip borçlusuna haciz ihbarnamesinde gösterilen parayı borçlu olduğunu veya takip borçlusuna ait malın kendi elinde bulunduğunu kabul etmiş sayılır. Üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul etmiş sayılmasına ilişkin bu karine,kesin bir karine değildir.36Zira üçüncü kişinin ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edebilme imkanı mevcuttur.

b. İkinci Haciz İhbarnamesi
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemiş olan 3. kişiye icra dairesi
ikinci haciz ihbarnamesi gönderecektir. (İİK m.89/3 c.2).
İkinci haciz ihbarnamesine, ilk önce, birinci haciz ihbarnamesindeki gibi, üçüncü kişinin adı ve adresi, alacaklının ve borçlunun kimlikleri ve adresleri, haczedilen paranın miktarı, daha sonra birinci haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliğ edildiği tarih yazılır.37
Bu ihbarnamede üçüncü kişiye, kendisine gönderilen birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemiş olması nedeniyle takip borçlusuna ait malın yedinde veya borçluya olan borcun zimmetinde sayıldığı hususu bildirilir.
İkinci haciz ihbarnamesinde üçüncü şahsa ayrıca ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde (birinci haciz ihbarnamesine itiraz sebepleri ile) itirazda bulunması gerektiği bildirilir. İtirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi hususu ihtar edilir. İİK’nın 89. maddesinin 2,3,4 ve 5. fıkraları hükümleri ikinci haciz ihbarnamesinde üçüncü kişiye bildirilir. (İİK Yön. m. 43)
Birinci haciz ihbarnamesi gibi ikinci haciz ihbarnamesinin de takibin yapıldığı yer icra dairesince gönderilmesi gerekir ve istinabeye ihtiyaç bulunmamaktadır.38
3. Üçüncü Kişinin Birinci Veya İkinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmesi
a. İtiraz Süresi
İİK 89/2 uyarınca üçüncü kişi haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Yedi günlük sürenin hesabında ihbarnamenin tebellüğ edildiği gün dikkate alınmaz. Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabın usulsüz tebliği öğrenmiş olduğu tarih tebliğ tarihi sayılacaktır. Üçüncü şahıs itirazını ihbarnameyi tebliğe çıkaran icra dairesine ya da oraya gönderilmek üzere başka bir icra dairesine yapabilir. İtirazın posta ile gönderilmesi halinde, postada geçecek süre, yedi güne eklenmez.39 Bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararı mevcuttur. Buna göre; üçüncü kişinin itirazının süresi içinde yapılıp yapılmadığını anlamak için; itirazın postaneye verildiği tarih değil, icra dairesine geldiği tarih esas alınmalıdır.40
Yedi günlük itiraz süresi hak düşürücü olduğundan icra dairesi süreye uyulup uyulmadığı hususunu re’sen incelemelidir.
b.Gecikmiş İtiraz:
İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilen süreler hakkında HUMK’da düzenlenen “eski hale iade” kurumu uygulanamayacağından; üçüncü şahsın haciz ihbarnamesine kendi kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle yasal sürede itiraz edememesi halinde
borcun zimmetinde sayılmasını engellemek için İİK 89/5 c.1 uyarınca gecikmiş itirazda bulunma imkanı getirilmiştir.41
Üçüncü kişinin gecikmiş itiraz başvurusunu alan icra mahkemesi, ilk önce gecikme sebebinin niteliğine ve olayın özelliklerine göre takibin durdurulmasının gerekip gerekmediğine (İİK m.65/3,c.1); yani ikinci veya üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmesinin geçici olarak durdurulup durdurulmayacağına karar verir. İcra mahkemesi, ikinci veya üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmesinin geçici olarak durdurulmasına karar verirse; bu kararını, icra dairesine bildirmelidir.42
Takip alacaklısı icra mahkemesinin gecikmiş itirazın kabulüne karar verdiği aynı celsede, İcra ve İflâs Kanunu m. 89/IV’ e göre; üçüncü kişinin cevabının doğru olmadığını, üçüncü kişinin cezalandırılmasını ve tazminata mahkûm edilmesini icra mahkemesinden sözlü olarak isteyebilir.43 İcra mahkemesi, üçüncü kişinin itirazını reddederse; üçüncü kişi, birinci veya ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş sayılır ve üçüncü kişiye ikinci veya üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilir.44
c. İtirazın Şekli
Üçüncü kişi tarafından itirazın yazılı veya sözlü olarak yapılabilmesi mümkündür. Sözlü olarak yapılan itirazın tutanağa geçirilmesi gerekir.
Üçüncü şahıs haciz ihbarnamesinde gösterilen miktardan daha az bir miktarı takip borçlusuna borçlu olduğunu iddia etmekte ise, bunu açık bir şekilde-süresi içinde- icra dairesine bildirmelidir.45 Bu durumda üçüncü şahıs bakımından itiraz edilmeyen kısma ilişkin borç kesinleşmiş olacaktır. İtiraz edilen kısım için üçüncü şahsa ikinci haciz ihbarnamesi gönderilemeyecektir. İtiraz edilen bölüm için takip alacaklısının üçüncü şahıs aleyhine İİK m.89/4 uyarınca ceza ve tazminat davası açabilmesi mümkündür.46
d. İtiraz Sebepleri
İİK m. 89/3’te yer alan itiraz sebepleri tahdidi değildir. Bu husus maddede üçüncü şahıs;
* Takip borçlusuna borçlu olmadığı veya ona ait bir malın elinde bulunmadığı
* Takip borçlusuna borçlu olduğunu kabul ederek; haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden önce borcun ödenmiş veya malın tüketilmiş olduğu veya malın kusuru olmaksızın telef olduğu
* Malın borçluya ait olmadığı
* Malın kendisine rehnedilmiş olduğu
* Alacağı borçluya veya onun emrettiği bir yere vermiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur. şeklinde ifade edilmiştir.
Üçüncü şahsın takip borçlusu ile alacaklıyı ilgilendiren hususları itiraz olarak ileri sürmesi mümkün değildir. Örneğin üçüncü şahıs takip borçlusunun takip alacaklısına borçlu olmadığını iddia edemez. 47Çünkü bu ancak takip borçlusu tarafından ileri sürülebilecek bir iddiadır.
Üçüncü şahsın haciz ihbarnamesine itiraz olarak ileri sürebileceği hususlardan biri de takas iddiasıdır. Ancak, üçüncü şahsın da takip borçlusundan alacaklı olması şartına bağlı olarak dermeyan edilebilecek olan takas itirazının, alacaklıya karşı ileri sürülebilmesi için üçüncü şahsın takip borçlusundan olan alacağının haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden önce doğmuş olması gerekir. Bu ihtimalde takas itirazının ileri sürülmesi teorik olarak mümkün olmakla beraber takas imkanının başkasına zarar verici mahiyette kullanılmasını kanun himaye etmez. Takip alacaklısı, üçüncü şahsın kötü niyetle, sırf kendisinin takip borçlusundan olan alacağını tahsil etmesini engellemek amacıyla, takas itirazında bulunduğunu düşünüyorsa, bu iddiasını İİK m.120/2 48 yoluyla genel mahkemede ileri sürebilmelidir.49
Üçüncü şahıs İİK m. 89/2 uyarınca malın kendisine rehnedilmiş olduğu itirazında da bulunabilir. Böyle bir iddia karşısında durumun İİK md.9950’da düzenlenen istihkak prosedürüne göre mi yoksa İİK. m. 89’a göre mi çözümleneceği doktrinde tartışmalıdır. Bu maddelere göre açılacak davalar bakımından her iki maddede de haczedilen malın üçüncü bir kişide bulunması hali söz konusudur. Özellikle m.89’da yer alan “üçüncü şahıs malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu… gibi bir iddiada ise” şeklindeki ibare nedeniyle her iki hükmün uygulama alanları arasında kesin bir sınır çizmek imkansız hale gelmiştir.51
ÜSTÜNDAĞ’ a göre üçüncü şahsın bu iddiası karşısında alacaklının iki olanağa sahip olduğu kabul edilebilir. Takip alacaklısı ya İİK m. 89/4’ten yararlanarak üçüncü şahsın beyanının aksini ispat etme yoluna giderek ceza ve tazminat davası açacak ya da İİK m. 99 gereği istihkak davası açacaktır.52
POSTACIOĞLU’ na göre üçüncü kişi birinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazda malın kendisinde olduğunu bildirmekle beraber bu malın kendisine ait olduğunu veya kendisine rehnedilmiş olduğunu ileri sürmüşse esasında istihkak iddiasında bulunmuş demektir. Bu durumda onun hak sahibi olup olmadığı m.99’a göre çözümlenmelidir. Yani birinci haciz ihbarnamesine karşı böyle bir itirazda bulunulması halinde alacaklı bu cevabın doğru olmadığını her zaman ispat ederek hakkını alamayacaktır. Aksine bu durumda icra müdürü alacaklıya icra mahkemesinde istihkak davası açması için süre verecek ve süresinde istihkak davası açmayan alacaklı artık İİK m.89/4’teki imkandan yararlanamayacaktır.53
Birinci haciz ihbarnamesini alan 3. kişi malın kendisine ait olduğunu iddia ederse bir istihkak iddiasında bulunmuş demektir. Dolayısıyla böyle bir durumda m.99 hükmü uygulanarak icra müdürünün istihkak davası açması için alacaklıya süre vermesi gerekir. Artık 89.m. hükmünün uygulanması yoluna gidilememelidir. Haczin m.89’a göre yapılmış olması burada bir farklılık yaratmaz. Zira değişen şey sadece haczin yapılış biçimidir.54
Üçüncü şahsın malın kendisine rehnedilmiş olduğunu iddia etmesi durumunda ise böyle bir savunma İİK. m.89/2’de yer alan itiraz nedenlerinden biri olduğundan fer’i takibi durdurucu bir etki yaratır. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında iddianın aksini ispat imkanı getirilmiştir. Üçüncü şahsın rehin iddiası karşısında İİK m. 99’un uygulanması söz konusu olmamalıdır. Zira 3. şahsın rehin iddiası malın fiili haczi esnasında ortaya çıkmış değildir.55
İİK m.89’da belirtilen itiraz sebepleri genel olarak maddi hukuka ilişkindir. Üçüncü şahsın itirazının konusunu oluşturan şekli nedenler daha çok şikayet prosedürü içinde değerlendirilmektedir.
Üçüncü şahsın birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmesi üzerine artık kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilemeyecektir. İtiraz ile üçüncü şahıs bakımından borcun zimmetinde veya malın yedinde sayılması tehlikesi ortadan kaldırılmış olur.
e. Üçüncü Şahsın Haciz İhbarnamesine İtiraz Etmesi Üzerine Alacaklının İzleyebileceği Yol (İİK m. 89/4)56
Üçüncü kişi, birinci veya ikinci haciz ihbarnamesine, tebliğden itibaren yedi gün içinde itiraz ederse; haciz ihbarnamesi ile kendisinden istenen parayı ödemekten veya malı teslim etmekten kurtulur. Takip alacaklısı, üçüncü kişinin verdiği cevabın doğru olmadığı kanısında ise; yani üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olduğunu düşünüyorsa; üçüncü şahsın iddiasının aksini ispat etmek için takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesine başvurarak ceza57 ve tazminat davası açabilir.58
İİK m.89/4'e göre icra mahkemesinde ceza ve hukuk davalarını (birlikte) açmak yetkisi takip alacaklısına aittir; yani davacı alacaklıdır.59 Davalı ise; kendisine gönderilen birinci veya ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz eden üçüncü kişidir.
Takip borçlusu mal beyanında bulunmamış veya bulunmuş olup da üçüncü kişideki alacağını mal beyanında bildirmemiş ise, alacaklı, borçluya karşı açacağı ceza davasını bu dava ile birlikte açabilir ve böylece takip borçlusunu da davalı olarak gösterebilir.60
Takip alacaklısının bu davayı nispi harç ödeyerek açması gerekir.61 Üçüncü şahsın İİK m.89/5’e göre açabileceği menfi tespit davası62 ise maktu harca tabidir. Nispi harç ödemek zorunda olan alacaklının mahkeme veznesine yatırması gereken miktar ile üçüncü şahsın ödemesi gereken miktar arasında çok büyük farklılık meydana gelmesi kaçınılmazdır. İİK m. 89 uygulamasında 3. şahısların genellikle bankalar olduğu düşünülürse alacaklıların mali açıdan daha güçlü olan bankalar karşısında zayıf durumda bırakıldıkları görülebilecektir.63
Takip alacaklısı ceza ve hukuk davalarını birlikte açar. Bu davada görevli mahkeme icra mahkemesidir. Asliye veya sulh hukuk mahkemeleri bu dava için görevli değildir. İcra hakimi davanın niteliğine göre hem hukuk hem de ceza hakimi sıfatını haizdir; fakat mahkeme sıfatını tayinde öncelikle cezalandırma isteğinin göz önünde tutulması gerekir. Bu nedenle icra hakiminin davaya icra-ceza hakimi sıfatıyla bakması gerekir.64
Dava açma süresi bakımından, İİK m.347’de şikayet hakkının “fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl” geçmekle düşeceği belirtilmiştir. Yani alacaklı, üçüncü şahsın birinci ya da ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmiş olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde ve her halde itiraz tarihinden itibaren 1 yıl içinde ceza davası açabilecektir.
Bir yıl içinde icra mahkemesinde ceza ve tazminat davası veya yalnız tazminat davası açmamış olan alacaklı, bir yıl geçtikten sonra üçüncü şahsa karşı ancak İİK m.120/2'ye göre alacak davası açabilir.
Ceza ve tazminat davaları birlikte açıldığında, ceza davasının kanuni süresinin geçmiş olması halinde bunun tazminat davasına nasıl etki edeceği yönünde doktrinde farklı görüşler mevcuttur.
Bir görüşe göre65 tazminat talebi ancak ceza davası ile birlikte ileri sürülebileceğinden ceza davasının düşmesine karar verilecek hallerde tazminat talebinin de düşmesi gerekecektir.
POSTACIOĞLU’na göre buradaki hukuki sorumluluğun niteliği haksız fiil mahiyetindedir. Kanun bu fikri desteklemek adına icra mahkemesinin tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halledeceği hükmünü getirmiştir.66 Dolayısıyla ceza davası bakımından dava açma süresi geçmiş olsa dahi -BK m.60’daki 1yıllık süre uygulanarak- tazminat davasının itirazın yapılmasından itibaren 1 yıl içinde açılabileceği ileri sürülebilir.67
Kural olarak icra mahkemesinin takip hukuku ile ilgili kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Ancak Yargıtay’ın68 da çeşitli kararlarında belirttiği üzere İİK m.89/4 uyarınca genel hükümlere göre görülecek olan tazminat davasında verilen karar davanın tarafları bakımından maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.
-İspat Yükü-
Bu davada ispat yükü alacaklıya aittir. İcra mahkemesinin cezaya hükmedebilmesi için tazminatla ilgili talep ispat edilmiş olmalıdır.69 Üçüncü şahsın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle alacaklıyı zarara uğratması bir haksız fiil oluşturduğundan tazminata hükmedilebilmesi kusurun varlığına bağlıdır. Davacı alacaklı, üçüncü kişinin itirazının (beyanının) doğru olmadığını; yani takip borçlusunun üçüncü kişiden alacaklı olduğunu her türlü delille ispat edebilir.70Mahkemenin her türlü delili toplayarak alacağın varlığını incelemeye girişebileceğini ve bu çerçevede alacaklının iddiasını ispat etmek için itirazın kaldırılması prosedüründe aranan İİK m. 68’deki belgelere dayanmasının gerekli olmadığını kabul etmek gerekir.71
İİK m. 89/4 uyarınca açılan davada alacaklı üçüncü şahsın beyanının aksini ispatlayabilirse mahkeme gerçeğe aykırı beyanda bulunan üçüncü şahsı İİK 338/1 uyarınca 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına mahkum edebilir. Mahkeme ayrıca talep edilmişse tazminata da hükmedecektir. Burada tazminat kavramının kapsamına haciz ihbarnamesiyle üçüncü şahıstan istenen miktar(davada 3.şahsın takip borçlusuna borçlu olduğu tespit edilen miktar) ve takip alacaklısının alacağını geç elde etmesi nedeniyle uğradığı zarar miktarı girecektir.
4. Birinci veya İkinci Haciz İhbarnamesine İtiraz Edilmemesi Üzerine Üçüncü Haciz İhbarnamesi Gönderilmesi
Üçüncü kişi, kendisine gönderilen ikinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmezse, borcun zimmetinde sayılması kesinleşir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir.
Menfi tespit davasının açılmasının gerektiği on beş günlük süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemenin, davanın süresi içinde açılıp açılmadığını kendiliğinden (re’sen) araştırması gerekir.72

a. Üçüncü Şahsın Menfi Tespit Davası Açması
Birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde itiraz etmemiş bu nedenle ihbarnamelerde belirtilen borç zimmetinde kesinleşmiş bulunan üçüncü şahıs, üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren onbeş gün içinde -yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmemesi ya da zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödememesi halinde- bir menfi tespit davası açabilme imkanına sahiptir.
Menfi tespit davasının davacısı takip borçlusuna borcu olduğu iddia edilen üçüncü şahıstır. Üçüncü şahıs bir banka ise dava banka genel müdürlüğü adına açılmalıdır. Davalı ise takip borçlusunun alacaklısıdır. Söz konusu davada takip borçlusunun da hasım gösterilmesi mümkündür. Dava sadece takip alacaklısına karşı ikame edilip kaybedilse dahi üçüncü şahıs parayı ödedikten sonra takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşmeye dayanarak dava açabilir.Takip borçlusu kendisine sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan davada kesin hüküm itirazında bulunamaz.73
Menfi tespit davasının konusunu üçüncü şahsın, borçlunun kendi zimmetinde hiç veya haczedilen miktarda alacağı, malı veya hakkı bulunmadığına dair iddiası oluşturur.İspat yükü davacı üçüncü şahıstadır.
Anılan dava takibin yapıldığı veya üçüncü şahsın yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir.(İİK 89/3) Bu yetki kuralı kesin değildir. Dolayısıyla davanın takip alacaklısının ikametgahı mahkemesinde açılmasına engel yoktur.(Özel yetki genel yetkiyi bertaraf etmez.)
Menfi tespit davası muhakkak genel mahkemelerde açılmalıdır. İcra mahkemesi, İcra ve İflâs Kanunu m. 89/ 3 uyarınca açılacak menfi tespit davasında görevli değildir; yani İcra ve İflâs Kanunu m. 89/ 3’teki menfi tespit davası için özel görevli bir mahkeme mevcut değildir. Dolayısıyla; menfi tespit davasında genel görevli mahkeme; dava konusu alacağın miktar veya değerine göre, ya asliye hukuk mahkemesi ya da sulh hukuk mahkemesidir.74 İİK m. 89 uyarınca açılacak menfi tespit davasında görevli mahkeme; üçüncü kişinin zimmetinde sayılan borç miktarına göre, borcu kısmen kabul etmişse, itiraz ettiği miktara göre belirlenecektir.75
Üçüncü kişi üçüncü ihbarnamenin tebliğinden itibaren onbeş gün içinde borcun olmadığına dair bir menfi tespit davası açtığına ilişkin belgeyi yirmi gün içinde icra dairesine verirse, dava sonuna kadar ödeme yapmak zorunda kalmaz, hakkında başlatılmış olan takipler menfi tespit davasında verilecek hüküm kesinleşinceye kadar durur ve bu süre içinde İİK m. 106’daki satış isteme süreleri işlemez.76Üçüncü şahsın menfi tespit davasını onbeş gün içinde açması fakat dava açtığına ilişkin belgeyi icra dairesine kanunda öngörülen yirmi günlük süre geçtikten sonra sunması halinde Yargıtay’ın verdiği bir karara göre77 derdest dava açılmamış sayılamaz. Yani belgenin yirmi gün içerisinde icra dairesine sunulması kuralı katı yorumlanmamalı;makul bir süre olarak anlaşılmalıdır.Davanın süresinde açıldığını gösterir belgenin yirmi gün içerisinde icra dairesine verilmemesi halinde icra takibi durmayacak dolayısıyla üçüncü şahıs zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemekten kurtulamayacaktır.
Üçüncü şahıs menfi tespit davasını kaybederse dava konusu alacağın %40’ıından aşağı olmamak üzere re’sen tazminata mahkum edilir. İİK m.89 kapsamında açılan menfi tespit davaları maktu harca tabidir.Bu husus kanun koyucunun kötü niyetli alacaklılar ve takip borçluları karşısında iyi niyetli üçüncü şahısları korumayı ve savunma hakkını rahatça kullanabilmelerini sağlamayı amaçladığını göstermektedir.
Üçüncü şahıs davayı kazanırsa zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemekten ve dolayısıyla fer’i takipten kurtulur.Fakat bu ihtimalde İİKm.89/3’te ifade edilen %40 tazminatın üçüncü şahıs lehine hükmedilmesi söz konusu olamayacaktır.Çünkü menfi tespit davasının açılmasına ve bu yüzden takibin uzamasına takip alacaklısı değil üçüncü şahsın kendisi sebep olmuştur.78

b. Üçüncü Şahsın Menfi Tespit Davası Açmaması
Üçüncü şahıs kendisine gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra süresi içinde menfi tespit davası açmazsa borcun zimmetinde sayılması şeklindeki adi kanuni karine yerini borcun zimmette sayılmasının kesinleşmesi şeklindeki kesin kanuni karineye bırakır ki bunun aksi hiçbir şekilde ispat edilemez.79
Bu halde artık üçüncü şahsın zimmetindeki borcu icra dairesine ödemesi zorunludur. Eğer ödemede bulunmazsa icra dairesi tarafından haczedilen alacağı karşılamaya yetecek miktarda malı haczedilir. Takip alacaklısının alacağı da bunların paraya çevrilmesi suretiyle karşılanacaktır.
5.Üçüncü Şahsın Borçlu Olmadığı Halde Ödediği Parayı Geri Alabilmesi
Kendisine gönderilen birinci ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerine karşı itirazda bulunmaması veya açmış olduğu menfi tespit davasını kaybetmesi neticesinde nezdinde kesinleşen alacağı icra dairesine ödemek zorunda kalan üçüncü şahıs borçlu olmadığı halde ödemede bulunmuş olduğu iddiasında ise takip borçlusuna yahut alacaklıya karşı genel mahkemelerde dava açma hakkına sahiptir. Nitekim İİK m.89/5 c.2: “Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” şeklindedir.
I. Üçüncü kişi m.89 çerçevesinde haksız olarak ödediği bedelin istirdatını takip alacaklısından değil takip borçlusundan isteyebilir. 80 Bu iade davasının dayanağı sebepsiz zenginleşme hükümleri olacaktır.81 Zira üçüncü şahısla takip borçlusu arasında icra dairesine yapılmış olan ödemeye temel oluşturacak herhangi bir hukuki ilişki mevcut değildir.
II. Üçüncü kişinin takip alacaklısına başvurabilmesinin dayanağı haksız fiil hükümleri (BK 41 vd.) olacaktır.82 Eğer alacaklı kanunun -alacağına kavuşması için- tanıdığı hakkı kötüye kullanmış ve borçlu olmadığını bilerek kendisi yahut takip borçlusuyla anlaşarak üçüncü şahsın borçlu olmadığı bir parayı ödemesine sebep olmuş ve onu zarara sokmuşsa sorumluluğuna gidilmemesi düşünülemez. Burada haksız fiil anlamında zarar üçüncü şahsın borcu olmayan parayı icra dairesine ödemesiyle doğmuş olacaktır.
III. Takip alacaklısı ile borçlusunun anlaşarak asıl takibin kesinleşmesini sağlamaları ve ardından takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını bildikleri üçüncü şahsa karşı fer’i takip başlatmaları halinde üçüncü şahıs takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme yerine haksız fiil hükümlerine dayanarak alacaklıyla borçluyu aynı hukuki sebeple dava edebilecektir. Yine üçüncü şahıs aynı davada farklı sebeplere dayanarak takip alacaklısı ve borçlusunu dava edebilir. Bu durumda davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı oluşacaktır.83

Dipnotlar
1 İsv. İİK (LP) m.99:“Alacak üzerine veya ciro ile devredilemeyen ya da hamiline ait olmayan başka bir hakka haciz konulduğunda,icra memuru üçüncü şahsa,sadece icra diresine ödeme yaparak borcunu sona erdirebileceğini bildirir.”
2 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.4.
3 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.2.
4 ARSLAN, Borçlunun Üçüncü Kişilerde Bulunan Mal ve Alacaklarının Haczi, s.83
5 UYAR, Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki-Kıymetli Evraka Bağlı Olmayan Hak ve Alacaklarının Haczi,s.1.
6 YILDIRIM, DEREN-YILDIRIM, İcra Hukuku,s.99.
7 KULBAY KIVANÇ, Muhafaza Tedbiri Olarak Haciz İhbarnameleri,s.489
8 “Borçlunun 3. kişi bankadaki alacağı-mevduatı İİK.nun 106/2 maddesi gereğince menkul hükmündedir.Bu nedenle bankadaki mevduatın haczi menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir…mevduatın haczi için haciz yazısı dışında bankaya ayrıca İİK 89. gereğince haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın üçüncü kişi nezdinde alacak niteliğini de arz etmesi sebebiyle sözü edilen madde doğrultusunda haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle haczedilmesine de yasal bir engel bulunmamaktadır.” Yargıtay 12 HD. 16.02.2001 tarih, 1313E/2890K sayılı karar
9 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, dn.27, s.10
10 UYAR, Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki-Kıymetli Evraka Bağlı Olmayan- Hak ve Alacaklarının Haczi, s.2.
11 12. HD. 24.05.1978 T. 4666/4766
12 PEKCANITEZ,ATALAY,öZKAN,öZEKES, İcra ve İflas Hukuku,s.214.
13 POSTACIOĞLU, İcra Hukuku Esasları,s.298.
14 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.168., dn.695
15 ÜSTÜNDAĞ, İcra Hukukunun Esasları, s.196.
16 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.169.
17 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.13.
18 12. HD. 6.4.1995 T. 5213/5151, 21.9.2004 T. 15432/19777; 10.6.2004 T. 10752/14712; 7.5.2002 T. 8546/9594, 15.6.2004 T. 10617/7285; 6.5.2004 T. 7032/11456; 8.4.2004 T. 4088/8485; 6.1.2004 T. 22966/399
19 UYAR, Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki-Kıymetli Evraka Bağlı Olmayan- Hak ve Alacaklarının Haczi, s.5
20 KURU,ARSLAN,YILMAZ,İcra ve İflas Hukuku,s.255.
21 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.17 dn.66.
22 KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,s.408.
23 12 HD. 26.5.92 T.1991/13194 E-1992/7248 K sayılı karar
24 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.22
25 KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,s.407.
26 UYAR, Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki-Kıymetli Evraka Bağlı Olmayan- Hak ve Alacaklarının Haczi, s.7
27 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.23
28 “… Her ne kadar icra müdürlüğünün ilk yazısı 89/1 ihbarı unsurlarını taşımamakta ise de,belediyece borç kabul edildiğinden bu noksanlık… sonuca etkili görülmemiştir.” 12 HD. 03.05.1995,6528E/6960K
29 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.39 dn.164
30 12 HD. 05.04.2002 T. 2002/5499 E 2002/7143 K
31 Bkz. KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.408
32 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.33 dn.139
33 İİK 79/2 m:“ İcra dairesi talepten nihayet üç gün içinde haczi yapar. Haczolunacak mallar başka yerde ise haciz
yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan
icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir.”
34 “…fer’i takip açısından haciz ihbarnamesi,..asıl takipteki ödeme emri özelliği taşımaktadır.” YAVAŞ,
Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi,s.73
35 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.59
36 KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.411
37 KURU, İcra ve İflas Kanunun 89. Maddesinde Yapılan Değişiklikler,s.6
38 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.73 (12 HD. 27.11.1989 T. 5459E 14555K)
39 Uyar, Haciz, s. 241
40 HGK 6.7.1966, 1091E/221K
41 İİK m.89/5 c.1 metni “Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır.”şeklindedir.
42 KULBAY KIVANÇ, Muhafaza Tedbiri Olarak Haciz İhbarnameleri,s.517.
43 KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.424-425.
44 KULBAY KIVANÇ, Muhafaza Tedbiri Olarak Haciz İhbarnameleri,s.517.
45 KURU, İcra ve İflas Hukuku Cilt.I. s. 253.
46 KURU, İcra ve İflas Hukuku Cilt.I. s. 255.
47 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.80 dn.352
48 İİK m. 120 – “Hacze iştirak eden bütün alacaklılar muvafakat ederlerse borçlunun borsada ve piyasada fiyatı olmıyan alacakları, ödeme yerine geçmek üzere itibari kıymetleriyle kendilerine veya hesaplarına olarak içlerinden birine devredilir. Bu halde alacaklılar, alacakları nispetinde borçlunun haklarına halef olurlar.” m. 120/2 “Aynı suretle hacze iştirak edenlerin hepsi veya içlerinden birisi borçlunun üçüncü bir şahıstaki alacağının tahsilini veya böyle bir şahsa karşı haiz olduğu dava hakkının kullanılmasını, masraf kendilerine ait olmak ve fakat haklarına halel gelmemek şartiyle üzerlerine alabilirler.”
49 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.82
50 İİK m. 99:Haczedilen şey borçlunun elinde olmayıpta üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa icra memuru o şahıs aleyhine icra mahkemesine müracaat için alacaklıya yedi gün mühlet verir. Bu mühlet içinde merci hakimliğine dava ikame edilmezse üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır.
51 ARSLAN, Borçlunun Üçüncü Kişilerde Bulunan Mal ve Alacaklarının Haczi, s.109
52 ÜSTÜNDAĞ, İcra Hukukunun Esasları,s.227-228.
53 ASLAN, Hacizde İstihkak Davası, s.548
54 ASLAN, Hacizde İstihkak Davası, s.549
55 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.83
56 İİK m.89/4 “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği
cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre
cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi , tazminat hakkındaki
davayı genel hükümlere göre halleder.”
57 İİK m. 338/1: “Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti
üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
58 KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.419
59 KURU, İcra ve İflas Kanunun 89. Maddesinde Yapılan Değişiklikler, s.12
60 KURU, İcra ve İflas Kanunun 89. Maddesinde Yapılan Değişiklikler, s.13
61 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.98
62 İİK m.89/5 c.2 “Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda
kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.”
63 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.99
64 KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.419
65 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.100 dn. 440
66 POSTACIOĞLU, Borçlunun Üçüncü Şahsa Karşı Alacakları s.357.
67 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.100
68 15. HD. 03.02.1992 T. 5949E 345 K
69 PEKCANITEZ,ATALAY,öZKAN,öZEKES, İcra ve İflas Hukuku,s.217
70 POSTACIOĞLU,Borçlunun Üçüncü Şahsa Karşı Alacaklarının Haczi s.357 vd.
71 UYAR, Haciz s.312
72 KURU, Îcra ve İflas Kanunu El Kitabı, s. 417.
73 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.110. dn.482
74 KULBAY KIVANÇ, Muhafaza Tedbiri Olarak Haciz İhbarnameleri,s.507
75 UYAR, Haciz, s. 238-239
76 YILDIRIM, DEREN-YILDIRIM, İcra Hukuku,s.111
77 11 HD. 13.03.1984 T. 1450E/1426 K sayılı karar.
78 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.121
79 YAVAŞ, Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve Alacaklarının Haczi, s.126
80 YILDIRIM, DEREN-YILDIRIM, İcra Hukuku,s.111
81 9 HD. 7.4.1994 T. 2976 E 3351 K sayılı karar
82 KURU, Îcra ve İflas Kanunu El Kitabı, s. 413
83 KURU, Îcra ve İflas Kanunu El Kitabı, s. 413

KAYNAKÇA
ARSLAN,Ramazan : “Borçlunun Üçüncü Kişilerde Bulunan Mal ve
Alacaklarının Haczi”, Recai Seçkin’e Armağan,
Ankara 1974,s.81-114.
ASLAN, Kudret : Hacizde İstihkak Davası ,Ankara 2005
KULBAY KIVANÇ,Duygu : Muhafaza Tedbiri Olarak Haciz İhbarnameleri,
s.489-519, AÜHFD 2005
KURU, Baki : İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2006
KURU, Baki : İcra ve İflas Hukuku, C.I, 3. Bası,İstanbul 1988
KURU, Baki : “İcra ve İflas Kanunun 89. Maddesinde Yapılan
Değişiklikler”, Bankacılar Dergisi, S:47,2003 s.59-82
KURU, Baki / ARSLAN, Ramazan /
YILMAZ, Ejder : İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2006
PEKCANITEZ, Hakan / ATALAY, Oğuz /
SUNGURTEKİN ÖZKAN, Meral /
ÖZEKES, Muhammet : İcra ve İflas Hukuku, Ankara 2007
POSTACIOĞLU, İlhan E. : İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1982
POSTACIOĞLU, İlhan E. : “Borçlunun Üçüncü Şahsa Karşı Alacaklarının Haczi
ile İlgili Bazı Problemler”, BATİDER 1979-1980
C.10, S. 1-4, s.353-368 (Anılış: Borçlunun Üçüncü
Şahsa Karşı Alacaklarının Haczi)
UYAR, Talih : İcra Hukukunda Haciz, Manisa 1983
UYAR, Talih : Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki -Kıymetli Evraka Bağlı
Olmayan- Hak ve Alacaklarının Haczi (İİK. m. 89),
www.talihuyar.com/makaleler

YAVAŞ,Murat : Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Mal Hak ve
Alacaklarının Haczi(İİK m.89), İstanbul 2005
YILDIRIM, M. Kamil/
DEREN-YILDIRIM, Nevhis: İcra Hukuku,3. Bası, İstanbul 2005

Yargıtay Kararları için : Corpus Medya Yazılım
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Borçlunun 3. Kişilerdeki Hak Ve Alacaklarının Haczi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Burcu Bozkurt'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin]
» Makale Bilgileri
Tarih
05-02-2010 - 14:21
(5197 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 13 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 12 okuyucu (92%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (8%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
94196
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 saat 31 dakika 49 saniye önce.
* Ortalama Günde 18,13 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 48877, Kelime Sayısı : 6130, Boyut : 47,73 Kb.
* 7 kez yazdırıldı.
* 2 kez arkadaşa gönderildi.
* 8 kez indirildi.
* 5 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1164
Yorumlar : 1
Çok başarılı olmuş Sayın meslektaşım. İcra hukukunun haciz aşamasına 3.kişilerin dahil olması halini çok güzel işlemişsiniz. Yalnız tek eleştirim; makale çok karışık görünüyor. Başlıkları koyultarak v... (...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04895711 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.