Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Madencinin Hukuk Zaferi : Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklik

Yazan : Aynur Aydın Coşkun [Yazarla İletişim]

Madencinin "Hukuk" Zaferi...
Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklik Üzerine....

Doç. Dr. Aynur Aydın COŞKUN
İ.Ü. Orman Fakültesi
Çevre ve Orman Hukuku Anabilim Dalı
34473 Bahçeköy İstanbul
0 212 226 17 99
0 212 226 11 00/25394
aynur90@istanbul.edu..tr


Ülkemizde Anayasanın emredici hükmü gereğince ormanlar, mülkiyet türlerine bağlı olmaksızın Devletin denetim ve gözetimindedirler. Kamu hukuku kurallarının egemen olduğu yönetim anlayışında, Devlet mülkiyeti ve işletmeciliği esastır ancak usul ve esasları yasal düzenlemelerle belirlenen çerçevede, şahısların ormanlardan yararlanmasına izin veren istisnai hükümler de mevcuttur. Ana kurala aykırılık teşkil eden her konuda yaşandığı gibi, ormanlardan yararlanma usullerinin hemen hepsi üzerinde kamuoyuna da yansıyan tartışmalar yaşanmaktadır. Orman alanlarının turizme tahsisi, ağaçlandırma faaliyetlerine konu olması, madencilik faaliyetlerine izin verilmesi hemen akla gelen tartışmalı konulardır. Koruma-kullanma dengesinin çoğunlukla ormanlar aleyhine bozulduğu günümüzde, bu tür tartışmaların artarak süreceğini tahmin etmek de zor değildir.

Nitekim, orman alanlarında madencilik faaliyetleri yapılması konusunda yaşanan ve yargı kararlarına da konu olan sorun, 10 Ağustos 2009 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında ilginç bir boyut kazanarak şimdilik sonlanmıştır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yazısı üzerine, Bakanlar Kurulu'nca alınan karar1 üzerine yapılan Yönetmelik2 değişikliği ile yaşanan ihtilaf bir süreliğine, madencilik faaliyetleri için izin bekleyenler açısından "aşılmış" gözükmektedir. Ancak, uzun ve karmaşık bir süreç sonunda yapılan geçici düzenlemenin hukuki boyutu, çözüm olmaktan öte tam bir karmaşa doğuracak niteliktedir.

Sorunun Gelişimi

Orman alanlarında madencilik faaliyetlerine izin verilmesi konusu, yeni bir uygulama değildir. Orman alanlarında madencilik faaliyetleri için verilecek izinler konusunda 3213 sayılı Maden Kanunu3 ilk şeklinde Maden Faaliyetine Tabi Yerler başlığı altında, "Orman, ağaçlandırma alanlarında, askeri yasak bölgelerde ve sit alanları yakınlarında madencilik faaliyetlerinde bulunulması ilgili Kanun hükümlerine göre izne tabidir" hükmü yer almaktadır.

Maden Kanunu'nun atıf yaptığı ilgili Kanun, 6831 sayılı Orman Kanunu'dur. Bu Kanun'un 16. maddesinin ilk şekline göre "devlet ormanlarının sınırları içinde, mevzuu hükümlere göre maden ocakları araştırma veya işletme ruhsatnamesi ve imtiyazı verilebilmesi için Ziraat Bakanlığının onayını almak şarttır".

2004 yılında Maden Kanunu hükümlerinde önemli bir değişiklik yapılıncaya kadar geçen 50 yıllık dönemde söz konusu madencilik faaliyetleri, yukarıda belirtilen kanun hükümleri çerçevesinde sürdürülmüştür.

2004 yılında Maden Kanunu'nda yapılan değişiklikle4 "Orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, kara avcılığı alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı, tarım, mera, sit alanları, su havzaları.... alanlarda madencilik faaliyetlerinin çevresel etki değerlendirmesi, ... hangi esaslara göre yürütüleceği ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir" (madde 7/1) hükmü getirilmiştir. Maden Kanununda yapılan değişikliğe bağlı olarak, Orman Kanunu'nun aynı konuyu düzenleyen 16. maddesi de değiştirilmiş ve "Devlet ormanları hudutları içerisinde maden aranması ve işletilmesi, Maden Kanununun 7 nci maddesinde belirtilen şartlara uyularak, ruhsat grubu gözetilmeksizin yapılacaktır" şekline dönüştürülmüştür. Bu şekilde orman alanları dahilinde madencilik faaliyetleri konusunda uygulanacak Kanun, Maden Kanunu haline gelmiştir.

Maden Kanunu ve Orman Kanunu hükümlerinde yapılan değişiklikler doğrultusunda, belirtilen alanlarda madencilik faaliyetlerinin hangi esaslara göre yürütüleceği konusunda somut uygulama kurallarını belirlemek açısından Bakanlar Kurulu tarafından "Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği 5(MFİY)" ve Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından da "Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik"6 (OAVİHY) yürürlüğe girmiştir

Ayrım yapmaksızın tüm doğal kaynakları madencilik faaliyetlerine açan bu düzenlemenin yürürlüğe girmesi, tartışmaların başlamasına neden olmuş ve bu sürecin sonunda konu, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştır. İptal gerekçesi, Maden Kanunu'nda yapılan değişikliğin, "madencilik kesiminin sorunlarına çözüm getirmek bir yana doğal ve kültürel zenginlikler ve çevre değerlerine karşı ağır bir saldırı niteliği taşıdığı, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde, madencilik toplumsal, doğal ve kültürel çevreyi giderek daha sıkı korumaya yönelik önlemlerle yapılmakta iken, Türkiye'deki durumun dünyadaki bu gelişmelere bütünü ile ters düzenlemeler içerdiği ve uygulanması halinde giderilmesi güç ya da olanaksız zarar ve durumlar doğacağı" savlarına dayandırılmıştır.

Anayasa Mahkemesi, maddeyi iptal istemi doğrultusunda incelemiş ve oybirliğiyle iptaline karar vermiş7 ve bu kararını aşağıdaki gerekçelere dayandırmıştır:

* Maden Kanunu'nun iptali istenilen düzenlemesinde belirtilen yerlerde yapılacak madencilik faaliyetlerinin hangi esaslara göre yürütüleceği Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmeliğe bırakılmaktadır. Anayasa'nın 168. maddesi uyarınca, tabiî servet ve kaynaklarla ilgili gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken usul ve esasların yasayla düzenlenmesi zorunludur. Bununla birlikte, kıyılarla sahil şeritlerinden yararlanma imkân ve şartları ile tarih, kültür ve tabiat varlıkları ve diğerlerinden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamaların da Anayasa'ya uygun olmak koşuluyla yasayla düzenlenmesi, Anayasanın 43. ve 63. maddelerinin gereğidir. Buna göre, belirtilen yerlerdeki madencilik faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin esasların yasada düzenlenmesi gerekirken, iptali istenen kural ile bu hususlara ilişkin düzenlemenin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmeliğe bırakılması Anayasanın 43., 63. ve 168. maddelerine aykırıdır.

* Anayasa'nın 43., 63., ve 168. maddelerine aykırılık oluşturan kural, kuşkusuz, aynı zamanda Anayasa'nın 2. maddesinde ifadesini bulan "Hukuk Devleti" ilkesine de aykırıdır.

* İptali istenen Maden Kanunu'nun 7/1 maddesi, Anayasa'nın 2., 43., 63. ve 168. maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden 169.madde8 yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir. Ayrıca, bu fıkranın uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazetede yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına da karar verilmiştir.

Bunun ardından, Maden Kanunu'nun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 7. maddesinin uygulamasını gösteren Madencilik Yönetmeliği'nin çok sayıda maddesinin iptali istemiyle9 Danıştay'a başvuruda bulunulmuştur. Başvuru gerekçesi, "Yönetmeliğin hukuki dayanağı kalmadığı ve hukuksal dayanağını yitiren Yönetmeliğin uygulanamayacağı, Yönetmelikte belirtilen alanlar ile çevrenin korunmasına dair uluslar arası sözleşmelerde belirlenen alanların ortak olduğu ve bu nedenle Yönetmeliğin uygulanmasının Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılık oluşturacağı" şeklindedir.

Danıştay 8. Dairesi, iptal istemi doğrultusunda Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile, Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinin yasal dayanağının kalmadığını, bu Yönetmeliğin uygulanması halinde, Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerin ihlali suretiyle çevre üzerinde geri dönüşü mümkün olmayan tahribata yol açması ihtimalini gözönünde bulundurarak, maddelerin yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir10. Danıştay vermiş olduğu iptal kararında, Anayasa'nın çevre hakkını düzenleyen 56. maddesine, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlama görevini Devlete yükleyen 63. maddesine ve ormanların korunmasını amaçlayan 169. maddesine de atıf yapmıştır.

Maden Kanunu'nun 7/1. maddesinin ve ilgili Yönetmeliğin konuya ilişkin maddelerinin iptal edilmesi sonucunda, orman alanlarında madencilik faaliyetlerine izin verilmesinin dayanağı olarak "Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik" kalan tek hukuksal düzenleme haline dönüşmüştür. Bu Yönetmeliğe göre, bir üst hukuk normu olan Madencilik Yönetmeliği hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmiş olması nedeniyle bu noktada daha karmaşık bir durum ortaya çıkmıştır.

Mevcut karmaşayı çözümlemek için "Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik"in uygulanıp uygulanamayacağı konusunda Orman Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin görüşüne başvurulmuştur. Müşavirlik bu konuyla ilgili olarak cevabi yazısında11 "...Danıştay 8. Dairesinde Görülmekte Olan 2005/4198 Esas Sayılı Davada, Üst Hukuk Normu Niteliği Taşıyan Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği'nin Bazı Maddelerinin Yürütmesinin Durdurulması, 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 16. Maddesine Göre Düzenlenen 'Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmeliğin Madencilikle İlgili Hükümlerini Etkilemektedir..." 12 görüşünü bildirmiştir. Bu süreçte, İdare bir Genelge 13 ile "...Daha önce izin alan kişi ve kuruluşların devir, temlik, iptal ve altyapı tesisi talepleri hariç, madencilik faaliyetleri ile ilgili taleplerin durdurulduğunu" duyurmuş ve orman alanlarında madencilik faaliyeti için başvuruda bulunan yatırımcıların talepleri askıya alınmıştır. Bu durdurma sonucu, orman alanlarında madencilik faaliyetleri yapmak üzere başvuruda bulunan, yatırım yapan ve bir şekilde sürece dahil olmayı bekleyen kişi ve birlikler, mağduriyet iddiaları ile Bakanlıklar düzeyinde çeşitli girişimlerde bulunmaya başlamıştır.

Kamuoyuna yansıdığı şekliyle, Ege Maden İhracatçıları Birliği'nin önderliğinde yapılan bu girişimler, Bakanlar Kurulu'nun devreye girmesi ile madenciler açısından olumlu sonuçlanmış ve pek çok maddesi iptal edilen Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği'ne geçici bir madde eklenmesi ile14 darboğaz aşılmaya çalışılmıştır. Bu maddeye göre; "Orman sayılan alanlarda madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar orman, muhafaza ormanı ve ağaçlandırma alanlarında madenlerin aranması ve işletilmesi ile ilgili faaliyetlerde alınması gereken izinlerde Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanacaktır".

Yönetmelik değişikliği yürürlüğe girer girmez kamuoyunda tartışmalar tekrar alevlenmiş hatta konu yabancı sermayeli madencilik firmalarının Hükümete baskı yapmış olduğu iddiaları eşliğinde soru önergesiyle Meclis gündemine de taşınmıştır.

Sonuç

Gelişen ve farklılaşan toplumsal talepler, ekonomik ve ekolojik dengeler karşısında mevcut hukuksal düzenlemelerin değişime uğraması kaçınılmazdır. Aksi halde, hukukun kendisinden beklenen toplumsal düzeni sağlama işlevini yerine getirmesi güçtür. Yönetmelikler, soyut üst hukuk normlarının ilgili İdare tarafından somutlaştırıldığı, uygulamaya ışık tutan ve sıklıkla değişime uğrayan hukuk kaynaklarıdır. Hiyerarşik normlar bütünü olan hukuk düzeninde, yönetmelikler yürürlüklerini üst normlardan alırlar ve bu normlara aykırı olmamaları kuraldır. Bu iç denetim, her zaman tam anlamıyla gerçekleşmediği için yürürlüğü İdarenin takdir yetkisinde bulunan Yönetmeliklerin, sıklıkla üst normlara aykırılığı iddia olunmakta ve konu yargı sürecine taşınmaktadır. Bu süre içinde de hak kayıpları, hatalı uygulamalar ve öngörülemeyen tahripler yaşanabilmektedir. Söz konusu olan çevre ve doğal kaynaklara yönelik bir düzenleme olduğunda da, bu tahripler ve kayıplar geri dönülemez boyutlara ulaşabilmektedir. Burada da benzer bir durum yaşanmaktadır.

Şüphesiz, salt muhafazacılık yaklaşımı ile madencilik sektörünün tüm taleplerinin reddedilmesi mümkün değildir. Zira, "Madencilik sektörünün çalışma yerini seçme şansı yoktur15". Madencilik faaliyetlerinden elde edilen gelirin, ülke öz kaynaklarının değerlendirilmesi ve ülke kalkınması açısından son derece önemli olduğunu yadsımak da mümkün değildir. Devlete güven ilkesi doğrultusunda, mevzu hukuk kurallarına göre, izin başvurularını ve/veya yüksek maliyetli yatırımlarını gerçekleştiren maden firmalarının aylardır belirsizlik içinde karar beklemeleri de hakkaniyete uygun değildir. Ancak, hukuk temel normlarına aykırı usullerle çözüm aramak ve geçici düzenlemelere gitmek işleri daha içinden çıkılmaz hale getirmekten öteye gitmeyecektir. Burada da, söz konusu Yönetmelik düzenlemesi çeşitli açılardan hukuka aykırı bir düzenlemedir.

* Maden Kanunu'nun orman alanlarında madencilik faaliyetlerini düzenleyen 7/1. maddesi çok haklı gerekçelerle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Dolayısıyla, Maden Kanunu'nda ve ona bağlı bir düzenleme öngören Orman Kanunu'nda Yönetmeliğin dayanağını oluşturacak bir Kanun hükmü kalmamıştır. Madencilik konusundaki faaliyetlerin düzenlenmesinin bir kanun hükmü ile olması gerektiği, Anayasa 168. maddenin emredici hükmüdür. Bu nedenle, meşru dayanağı olmayan bir konuda Yönetmelik düzenlemesine gidilmesi Anayasa'ya aykırılık teşkil etmektedir.

* Danıştay kararında, Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinin, Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik karşısında üst hukuk normu olduğu açıktır. Bu nedenle, Madencilik Yönetmeliği'nin ilgili maddelerinin yürütülmesinin durdurulması karşısında söz konusu Yönetmeliğe bir madde eklenerek Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmeliğinin uygulanacağının belirtilmesi, normlar hiyerarşisine aykırılıktır.

* Hem Anayasa Mahkemesi hem de Danıştay kararında salt hukuk kuralları çerçevesinde inceleme yapılmamış; konu çevresel değerlerin göreceği zarar açısından da irdelenmiştir. Bu zararın telafisi mümkün olmayan boyutta olabileceği vurgulanmıştır. Bu nedenle yapılan düzenlemenin sadece, hukuki açıdan değil, korunması gereken çevre değerleri açısından da yaratacağı tahribat açıktır.

Sorunları çözebilmek adına, hukuka aykırı düzenlemeler yapmak, beraberinde son derece büyük sakıncalar doğuracaktır. Üstelik, düzenleme konusu varlık, kamu malı olan ve salt varlığı ile üstün kamu yararı yaratan bir doğal kaynak olduğunda bu aykırılıkların yaratacağı sonuçlar telafi edilemez boyutta olacaktır. Son Yönetmelik düzenlemesinde de belirtildiği üzere, yakın zamanda orman alanlarındaki madencilik faaliyetleri için kalıcı bir düzenleme yapılacaktır. Bu düzenlemenin Yasa düzeyinde gerçekleştirilmesi de Anayasanın amir hükmüdür. Dolayısıyla, Maden Kanunu'nda yapılacak bir değişiklik hükmü için Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ve gerekçesinin dikkate alınması zorunludur. Zira, Anayasanın 153. maddesinin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları ile yönetim makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu kural gereğince, yasama organı yapacağı düzenlemelerle daha önce aynı konuda verilen Anayasa Mahkemesi kararlarını gözönünde bulundurmak, bu kararları etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak, Anayasa' ya aykırı bulunarak iptal edilen kuralları tekrar yasalaştırmamak yükümlülüğündedir. Yasama organı düzenlemelerde bulunurken, iptal edilen yasalara ilişkin kararların sonuçları ile birlikte gerekçelerini de gözönünde bulundurmak zorundadır. İptal edilen yasalarla, sözcükleri ayrı da olsa aynı doğrultu, içerik ya da nitelikte yeni yasa çıkarılması, Anayasa' nın 153. maddesine aykırılık oluşturacaktır.16

Sonuç olarak, ormanlar korunması gereken, varlıkları ile yaşamsal değer yaratan kamusal emanetlerdir. Bu alanların ormancılık faaliyetleri dışında başka bir amaca tahsis edilmesi, üzerinde hassasiyetle durulması ve belli kriterler doğrultusunda iyi irdelenmek suretiyle karar verilmesi gereken bir konudur. Bu nedenle, madencilik faaliyetleri için orman alanlarında izin verilmesi konusunda düzenleme yaparken, başta Anayasa ve taraf olunan uluslar arası sözleşmeler olmak üzere, hukuk kurallarına uyulması ve "üstün kamu yararı ve zorunluluk" kriterlerinin mutlaka dikkate alınması zorunludur. Üstün kamu yararı kavramı ele alınırken, ormanların sadece odun hammaddesi üreten bir varlık olmadığı, bunun yanı sıra çok çeşitli fonksiyonları olan bir kamu malı olduğu gerçeği gözardı edilmemelidir. Zira, küresel iklim değişikliği sorununun ulusal ve uluslar arası boyutta tartışıldığı süreçte ormanlar, karbon depolama fonksiyonu ile çözümün tam da odağındadır. Nitekim, Türkiye, geçtiğimiz günlerde Kyoto Sözleşmesine17 taraf olmak suretiyle "sera gazlarının yutaklarının, ilgili uluslararası çevre anlaşmalarındaki taahhütlerinin dikkate alınarak korunması ve geliştirilmesi; sürdürülebilir orman yönetimi uygulamaları ile ağaçlandırma ve yeniden ormanlaştırmanın teşvik edilmesi" konusunda uluslar arası bir sorumluluk altına girmiştir. Bu nedenle, madencilik faaliyetlerinden sağlanacak kazanımların yarattığı kamu yararı ile ormanların salt varlığından doğan kamu yararı arasında bir üstünlük mukayesesi yapılacaksa! ormanların tüm fonksiyonlarının değerlendirilmesi zorunludur 04.09.2009.
1 Karar sayısı: 2009/15307
2 19 Ağustos 2009 Tarihli ve 27324 Sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
3 15.6.1985 tarih ve 18785 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
4 Maden Kanununda Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun, 5 Haziran 2004 tarih ve 25483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
5 21 Haziran 2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6 22 Mart 2007 tarih ve 26470 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir
7 15.1.2009 günlü, E. 2004/70, K. 2009/7 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı
8 Dava dilekçesinde, Maden Kanunu'nun 7/1 maddesinin ayrıca, 6., 7., 11., 45., 56., 90. maddelerine de aykırılığı ileri sürülmüştür.
9 Dava dilekçesinde, Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinin 4., 5/3., 6/1., 7., 8., 9/4,5., 17., 18., 19., 20/2,3,4.,21., 22., 23., 25/4., 26., 28., 29., 31., 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39., 40., 41., 42., 44., 45., 47., 48., 49., 50., 51., 52., 53., 54., 55., 56., 57., 58., 59., 60., 61., 64., 65., 66., 67., 69., 70., 71., 77/3,5., 78/1., 80., 81., 85., 86., 87., 88., 89., 90. ve Geçici 1 inci Maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istenmiştir.
10Danıştay 8. Daire E. 2008/6285,T. 10.2.2009. 2577 sayılı Yasanın 27/2 maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmiş olması nedeniyle dava konusu Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinin 4., 5/3., 6/1., 7., 8., 9/4,5., 17., 18., 19., 20/2,3,4.,21., 22., 23., 25/4., 26., 28., 29., 31., 33., 34., 35., 36., 37., 38., 39., 40., 41., 42., 44., 45., 47., 48., 49., 50., 51., 52., 53., 54., 55., 56., 57., 58., 59., 60., 61., 64., 65., 66., 67., 69., 70., 71., 77/3,5., 78/1., 80., 81., 85., 86., 87., 88., 89., 90. ve Geçici 1 inci Maddelerinin yürütülmesinin durdurulmasına, 10.02.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
11 OGM Hukuk Müşavirliği 4 Haziran 2009 Gün Ve 1125 Sayılı Yazı
12 Müşavirlik görüşünü çok net açıklamamakla birlikte, burada ifade edilen "etkilemektedir" kelimesini, iptal edilen Madencilik Yönetmeliği hükümlerinin, Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmeliğin madencilikle ilgili hükümlerini uygulanamaz hale getirdiği şeklinde yorumlamak gereklidir.
13 24.07.2009 Tarih Ve 2927 Sayılı Genelge
14Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 19 Ağustos 2009 - Sayı: 27324
15Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı'nın açıklamasından..
16 AYM Esas Sayısı 1996/51, Karar Sayısı : 1998/17, Karar Günü : 13.5.1998
17 13 Mayıs 2009 tarih ve 27227 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.



1
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Madencinin Hukuk Zaferi : Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Aynur Aydın Coşkun'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
07-09-2009 - 21:46
(5348 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 6 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
7338
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 21 dakika 34 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,37 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 19737, Kelime Sayısı : 2361, Boyut : 19,27 Kb.
* 5 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1093
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04050207 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.