Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Bankaların 3167 S.K. Md 10 Gereği Ödeme Yükümlülükleri , Uygulama Sorunları

Yazan : Ufuk Kara [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
3167.S.K. kapsamında bankaların kanuni ödeme yükümlülükleri ve uygulama sorunları üzerine kısa bir değerlendirme yapılmıştır. 5491 sayılı yeni çek kanunu ile beraber " ibrazdan sonra kanuni sorumluluk miktarını talep imkanı" ortadan kaldırıldığından , yeni kanuna göre düzenlenecek çek defterlerinden keşide edilecek çekler bakımından makalemizin bir değeri kalmamıştır ; ancak , eski kanuna göre düzenlenmiş çek defterlerinden keşide edilen ve hala piyasada dolaşan çekler için 5491 sayılı yeni çek kanununun geçici 1. maddesinin 3 fıkrası gereği makalemizde belirtilen uygulamalar halen geçerlidir.
Yazarın Notu
İlk defa Türk Hukuk Sitesinde yayınlanmaktadır.

BANKALARIN 3167 S.K. MD 10 GEREĞİ ÖDEME YÜKÜMLÜLÜKLERİ , UYGULAMA SORUNLARI

1 - ) YASAL DAYANAK
3167 S.K. md 10

“Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus,hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.
Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya Fiatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.”

2 - ) YASAL DAYANAĞIN İRDELENMESİ VE İLGİLİ ( SORUNLU ) KAVRAMLAR

A - ) MUHATAP BANKA

3167 s.k. md 4 / f.1 gereği muhatap banka “ ÇEK HESABI AÇILAN VE ÇEK BEDELİNİ ÖDEMESİ GEREKEN BANKA “ dır. Ancak 3167 s.k. md 4 / f.2 gereği “ çek bedelinin ödenmesi bakımından ;

- ÇEK HESABI AÇILAN BANKANIN HERHANGİ BİR ŞUBESİ ( Hamilin vergi kimlik numarasını tespit ettikten sonra )

- FARKLI BİR BANKANIN HERHANGİ BİR ŞUBESİ ( Karşılığı olup olmadığını sorduktan sonra )

de muhatap banka gibi işlem yapmakla yükümlüdür.

B - ) YÜKÜMLÜLÜK

Hukuken , dışsal bir zorunluluğu ifade eder. Yükümlülüğün olduğu yerde kaçınmak mümkün değildir. Istılahi olarak dışsal bir etken tarafından muhatap üzerine yüklenen zorunluluk olarak tanımlanabilir. Osmanlıca karşılığı “ mükellfiyet “ olup doğduktan sonra ( Yükümlülük mevzuattan kaynaklanabileceği gibi iradi olarak da doğabilir. ) teklifsiz olarak yapılması gereken anlamına gelir.

C - ) GAYRİ NAKDİ KREDİ SÖZLEŞMESİ

C1 - ) KAVRAMA İLİŞKİN BİRKAÇ TANIM

1- ) Bir işin yapılmasını, bir malın teslimini veya bir borcun ödenmesini taahhüt eden kimselerin bu taahhütlerini kararlaştırılan koşullara uygun olarak yerine getireceklerini veya borçlandıkları paraları vadelerinde ödeyeceklerini temin etmek üzere, bankaca karşı tarafa hitaben taahhütte bulunulması, garanti verilmesi tarzında kullandırılan krediler gayrinakdi kredi olarak tanımlanmaktadır. Bu tür kredilerde ödünç para verilmesi, yani bankadan nakit çıkışı söz konusu olmayıp, bir garanti verilmesi (borcun ödenmemesi halinde ödeme taahhüdü) durumu vardır. Gayrinakdi kredilere faiz yürütülemez, bankalarca sadece komisyon alınır. Gayrinakdi kredilerin tazmin olması (nakde dönüşmesi) halinde firmalardan, ödeninceye kadar temerrüt faizi alınır. (1:http://www.tbb.org.tr/turkce/temel_bankacilik/Ticari%20Krediler.doc )

2- ) Bankalar bir tüzel ya da gerçek kişi lehine garanti ve kefalet vererek de kredilendirme yapabilir. Buna da gayrinakdi kredi denir. ( 2 : Vikipedi, özgür ansiklopedi )

3- ) “Bankalar Kanunu, gayri nakdi kredileri tanımlamamış, banka tarafından verilen teminat mektupları, kefaletler, aval, ciro, kabul ve benzeri işlemleri gayri nakdi kredi olarak değerlendirmiştir.

Gayri nakdi kredi, bankanın para ödemeyip, olumsuz bir durumun (riskin) gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak zararın sorumluluğunu yüklendiği, ödemeyi, korkulan olayın gerçekleşmesi halinde yaptığı kredi türüdür. Banka, müşterisinin müstakbel sözleşenine, müşterisinin edimini yerine getirmemesi halinde ortaya çıkacak zararı tazmin edeceğine dair bir beyanda bulunursa, müstakbel sözleşenin, müşterisine gerekli vadeyi tanımasını sağlayabilir. Böyle bir durumda müşteri belli bir süre için satın alma gücü kazanacağından bu durum müşteri açısından bir kredi teşkil eder. Müşteri, vadesinde edimini ifa ederse banka herhangi bir ödemede bulunmayacaktır. İşte bankanın para ödemeden müşterisine alım gücü yarattığı bu tür krediler Bankalar Kanunu açısından gayri nakdi kredi olarak değerlendirilir.

Bankalar Kanununun gayri nakdi kredi olarak (örnekleme şeklinde) saydığı işlemlerin ortak özelliği üçüncü kişiye karşı bankanın garanti vermesidir. Bu nedenle uygulamada bu tip işlemlere banka garantileri de denilmektedir.

Gayri nakdi kredilerin (banka garantilerinin) en yaygın şekli, garanti sözleşmesi kapsamına giren işlemlerdir. Bu işlemler teminat mektubu, kefalet, aval, kabul veya ciro şeklinde olabilir. Bankalar Kanunu bu işlemleri 10. maddesinde gayri nakdi kredi olarak saymıştır ve bu sayma sınırlı sayıda değildir. Mahiyeti itibariyle garanti sözleşmesinin özelliklerini gösteren her türlü işlem gayri nakdi kredi kapsamında değerlendirilecektir.

Gayri nakdi kredilerin diğer bir özelliği üçlü bir ilişki içermeleridir. Müşteri, bankaya başvurarak, müstakbel sözleşeninin çekindiği bir riskin gerçekleşmesi halinde ortaya çıkacak zararın tazmin edileceği şeklinde bir garanti vermesini ister. Banka da bir komisyon karşılığında müşterinin istediği garantiyi verirse bu durumda ortaya üçlü bir ilişki çıkacaktır. Bu ilişkiler: müşteri ile sözleşeni arasındaki ilişki (temel ilişki), banka ile müşteri arasındaki ilişki (karşılık ilişkisi) ve banka ille temel ilişkideki müşterinin karşı âkidi olan kişi arasındaki ilişki (teminat ilişkisi).”
( 3 : Av. Erhan BULUT , KREDİ SÖZLEŞMELERİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRLERİ , Mevzuat Degisi,Yıl 5 , Sayı 49 , OCAK 2002 , http://www.mevzuatdergisi.com/2002/01a/01.htm

Yukardaki tanımlardan da anlaşılacağı üzere , gayri nakdi kredi bir tür garantidir. Normalde bankanın sözleşmek suretiyle tanıdığı bu garanti 3167 s.k. md 10 gereği ödenecek miktarlarda “ KANUNİ BİR MECBURİYET “ halini almıştır.Yeni Çek Kanunu tasarının gerekçesinde de bu yükümlülük “ garanti “ olarak nitelenmiş , bu kanuni ve mecburi garantinin nedenini de bankaların tacir olarak basiretli ve özenli davranmayarak ; yeterince araştırma yapmayarak dağıttıkları çek karnelerine ve çek hamillerinin bu durumdan zarar görmelerine bağlamıştır. ( Bu hususta Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çeker , Çek ve Yeni Kanun Tasarısı , "Çek Ve Yeni Kanun Tasarısı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Yrd.Doç.Dr.Mustafa Çeker'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. )


C2 - ) GAYRİNAKDİ KREDİ SÖZLEŞMELERİNE UYGULANACAK HÜKÜMLER VE ÖZELLİKLE ZAMANAŞIMI MEVZUU

Gayrinakdi kredi sözleşmesi , sözleşme olması hasebiyle Borçlar Kanunu ‘ na , Ticari bir sözleşme olması hasebiyle de Ticaret Kanunu ‘ na ve Bankaların yürüttüğü bir işlem olması nedeniyle de Bankalar Kanunu ‘ na tabidir. Bu genel ilkeye birçok diğer hususta başvurulduğu gibi burada da başvurulmasının nedeni hukukumuzda münhasıran “ Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi “ nin münhasıran düzenlenmemiş , atipik sözleşmeler olmasıdır. Bu gerçek karşısında bu sözleşmeden doğan külfet ve mükellefiyetlerin BK md 125 gereği 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ortaya çıkmaktadır. ( Ayrıntılı bilgi için , Ramazan BULUT , BANKACILIK UYGULAMASI YÖNÜNDEN KREDİ AÇMA SÖZLEŞMESİ ; Adnan Harman , Banka Sözleşmelerinin Tanım Ve Tasnifi , "Banka Sözleşmelerinin Tanım Ve Tasnifi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Adnan Harman'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.” )


D - ) HAMİL

Kelime anlamı olarak sözlüklerde “sahip, elinde bulunduran , taşıyan , yüklü , yüklenmiş , uhdesinde bulunduran , haiz , malik , sahib , götüren “ vb. anlamlarla eşleştirilmiştir.
Kambiyo hukuku anlamında hamil ise gerçek anlamına paralel olarak kambiyo senedini elinde bulunduran anlamına gelir. Eğer hukuka uygun , düzgün bir ciro zinciri içinde senet elde bulunduruluyorsa , senedi elinde bulunduran yetkili-meşru hamil sayılır.Bu bakımdan keşideci haricindeki cirantalar ve en son elinde bulunduran ve çek bakımından ciro ederek çeki bankaya ibraz eden ciranta da çeki ( senedi ) elinde bulundurduğu dönem itibariyle yetkili – meşru hamil durumundadır. Kambiyo senedinin vadesinden sonra da cirosu mümkün olduğundan , çekler için bankaya ibrazdan , poliçe ve bonolar için de protestodan sonra devralan da yetkili meşru hamil sayılır. Aynı şekilde , çekin karşılıksız çıkmasından sonra veya senedin ödenmemesinden ( protestodan ) sonra her cirantanın kendi cirosunu çizerek kendinden öncekilere senedi götürmesi halinde ( ki bu durum ticari güvenin ve işleyişin bir sonucudur .) de senedi düzgün ciro zinciriyle elinde bulunduran yetkili – meşru hamil konumunda olacaktır. Zira Ticaret Kanunu , hem vadeden ve protestodan sonra ciroya ( TTK md 705 / f.1 ) hem de ciroların çizilerek hükümsüz bırakılmasına ve yazılmamış sayılmasına imkan tanımaktadır.( TTK md 598 / f.1 / b.2 )

3 - ) KANUNEN ÖDENMESİ GEREKEN MİKTAR

3167 S.K. md 10 f.2

“Sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya Fiatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.”

Bu miktar , çekin karşılıksız olduğunun banka tarafından tespit edildiği tarihteki , yani karşılıksız şerhinin vurulduğu tarihteki sorumluluk miktarı olup , 2009 yılı içinde yazılan her çek yaprağı için bu miktar 470 , 00 TL ‘ dir. Bu nedenle banka çeke karşılıksız kaşesi vurulduğu andaki sorumluluk miktarını ödeyecektir. Aksine bir değerlendirme belirsiz ( TCMB tarafından belirlenecek miktar çek anlaşması yapılırken belli olmadığından ) bir meblağı taahhüt anlamına gelir ki, kanunen sorumlu olan Bankaları yani çek sözleşmesinin diğer tarafını belirsiz taahhütler altında ve zor durumda durumda bırakacaktır.

4- ) 3167 S.K. UYGULAMASI VE UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR

A- ) KANUNİ SORUMLULUK MİKTARININ TEMİNİ İÇİN BAŞVURU USULÜ

3167 s.k. md 10 gereği bankalar karşılıksız çıkan her çek yaprağı için sorumluluk miktarını ödemekle yükümlüdür. Bu hüküm incelendiğinde başvurunun 2 şekilde olabileceği sonucu çıkmaktadır :

- Çekin tahsil için bankaya ibrazı anında Banka bu parayı kanunen ödemekle yükümlüdür. Bundan kaçınmaz . Ödeme için yapılan bu ibraz aynı zamanda karşılıksız çıkması halinde kanuni sorumluluk miktarının ödenmesi talebini de içerir , aksi düşünülse bile kanuni bir yükümlülük olduğundan Banka talep olmadan da bu parayı ödemekle yükümlüdür.

- Çek ticari bir ödeme aracıdır. Ticari hükümlere tabidir. Olağan ticari akış içinde senet ve çekler Ticari Güveni temin bakımından öncelikle icra vs. yollardan tahsil yerine , senedin alındığı kişiye iadesi suretiyle temin edilmeye çalışılır. Bu bakımdan çoğu hamil bankaya çeki ibraz etse de kanuni sorumluluk miktarını istememekte , çoğu da böyle bir uygulama olduğunu bilmemektedir. Hal böyle olunca çek , ciro silsilesi içinde ödeneceği noktaya kadar geri gitmektedir. Bu geriye dönüş halinde ciro sahipleri bankaya ibrazdan sonra da hamil durumuna geçmektedirler. Bu söylenilenlerin tamamı beraber değerlendirilince de ibrazdan sonra geriye dönüş zincirinde ödeme yaparak veyahut sair surette senedi elde bulunduran ( hamil ) kişiler daha önce alınmamış kanuni sorumluluk miktarını doğallayın isteyebilmelidirler. İşte ikinci başvuru da çekin bankaya ibrazından sonra , kanuni sorumluluk miktarını istememiş ancak feragat de etmemiş son ciranta ( hamil ) ile geriye dönüş yolunda daha önce feragat edilmemiş olması şartıyla çeki elinde bulunduranların yapacağı başvurudur.

BAŞVURU DİLEKÇESİ

Başvuru , ispat açısından yazılı yapılmalıdır. Sözlü yapılmasına da engel yoktur , ancak bu durumda banka da sözlü cevap vermeyi yeğleyecektir. Örnek başvuru dilekçesi aşağıdadır.


………… BANK A.Ş.
PERPA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ’NE




KONU : Bankanızın ekteki çek için kanunen ödemekle yükümlü olduğu 435,00 YTL nin ödenmesi talebidir.


Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanunun 10. maddesi uyarınca her muhatap banka , süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için 470 , 00 TL kanunen hamile ödeme yapmakla yükümlüdür. Ekte sunulan ve süresinde ibraz edildiği çek arkasındaki şerhten anlaşılan çek için söz konusu miktar ibraz anında müvekkile ödenmemiş olup , 3167 S.K. md 4 , 10 ve BK md 125 gereğince bu miktarın ödenmesini talep müvekkilin haklarını temin bakımından zorunlu hale gelmiştir.

İşbu izah olunan nedenlerle ekte sunulan çek için bankanızın , 3167 s.k. md 4 gereği alacaklı lehine gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olup genel zamanaşımı süresine tabi bulunan 470,00 TL ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesini ve ekte sunulan çekin arkalı önlü bir suretinin bankanızca onaylanarak yapılacak hukuki başvurularda kullanılmak üzere tarafımıza verilmesini ; talebimizin reddi halinde red sebebinin bu işleme karşı yapılacak hukuki başvurularda kullanılmak üzere dilekçemiz altına dercedilmesini özel yetki içeren vekaletimiz nedeniyle talep ederiz.



Av. U.K.
Yetkili Hamil Vekili





ÇEK BİLGİLERİ :

Keşideci ve Hesap Sahibi :
Yetkili Hamil :
Hesap No :
Keşide Yeri ve Tarihi :
İbraz Tarihi ve Yeri :
Çek No :
Tutarı :
VKN :

SAVCILIK BİLGİLERİ :

Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı 200.../....... Sor.


B - ) UYGULAMADA KARŞILAŞILAN BAŞLICA SORUNLAR

BA - ) ÖZEL YETKİ MESELESİ

Kanuni sorumluluk tutarının temini için yapılan başvurularda ( burada çekin bankaya ibrazından sonraki bir tarihte , çeki bankaya ibraz edenden farklı bir hamil tarafından yapılan başvurular kastedilmektedir. ) söz konusu miktarın “ Genel Dava Vekaletnamesi “ ile talep , tahsil ve ahzu kabzının mümkün olmadığı yazılı olarak bildirilmiştir.

BK md 388 ( VEKALETİN KAPSAMI )

“ Vekalet Sözleşmesinin kapsamı , sözleşme ile açıkça belirlenmemiş ise ilgili olduğu işin özelliğine göre belirlenir.
Vekalet , vekilin kabul ettiği ( üstlendiği , benimsediği ) işin yapılması için gereken hukuki tasarrufları yapma yetkisine sahiptir.
Özel yetkisi bulunmadan vekil , dava açamaz , sulh olamaz , tahkim edemez , kambiyo taahhüdünde bulunamaz , bağışlayamaz , bir taşınmazı devredemez veya bir hak ile kısıtlayamaz. “

HUMK md 63 “ Açıkça yetki verilmedikçe vekil sulh olamaz , diğer tarafı ibra edemez , tahkim yapamaz , davadan hiçbir şekilde feragat edemez , karşı tarafın davasını ve teklif olunan yemini kabul edemez , hükmolunan şeyi kabz ve haczi kaldıramaz……”

Yargıtay ve diğer bazı hukuki düzenlemeler de bazı hükümleri ile bazı hususlarda vekaletnamede özel yetki bulunması gerektiğini belirtmiştir. Bunlardan bazıları ise aşağıda başlık halinde zikredilmiştir ( Bu konuda bkz. Doç. Dr. Ömer Ulukapı – Yrd. Doç. Dr. Recep Akcan , Kaynaklı , İçtihatlı ve Notlu HUMK ve İlgili Mevzuat , Gözden Geçirilmiş 2. Baskı , Mimoza Yayınları , 2003 – KONYA , Sy. 123 ila 126 ( Humk md 63 Yargı Kararları kısmı ; Aynı yönde bkz. Prof. Dr. Fahrettin ARAL , Borçlar Hukuku , Özel Borç İlişkileri , Genişletilmiş 5. Baskı , Yetkin Yayınları , 2003 Ankara , Sy.416 ):

- Evlat edinmeye izin talebi ,
- Hakimlere karşı açılacak tazminat davası ,
- Müvekkilin iflasını istemek ,
- İflası kabul yetkisi ,
- Bir başkasını yetkilendirme ,
- Anayasa Mahkemesinde dava açılması vs.

Kanun koyucu , vekilin ( avukatın ) üstlendiği işi yapmak için ( kanunda açıkça belirtilenler hariç )
gereken tüm hukuki tasarrufları yapmaya yetkili olduğunu açıkça belirtmektedir. ( Aynı yönde bkz. Prof. Dr. Fahrettin ARAL , Borçlar Hukuku , Özel Borç İlişkileri , Genişletilmiş 5. Baskı , Yetkin Yayınları , 2003 Ankara , Sy.410 ) Tahsil amacıyla vekile gelen çeklerin yine kısmen tahsil amacıyla vekil tarafından bankaya ibrazı ise kanunun lafzına da ruhuna da uygun bir işlem olup ve genel vekalet kapsamı ile yapılabilecek durumdadır. Aksi hal , senet üzerindeki “ tahsil içindir. - Kabz içindir. – Vekaleten “ şeklindeki ( basit ve resmiyeti bulunmayan ) kayıtlarla yapılan tahsil ( tevkil ) cirosu ( TTK md 593 ) ile devralanın bankadan çek tutarını ve kanuni sorumluluk miktarını talep yetkisini de açıklayamayacaktır. ( Aynı yönde bkz. Av. Ali ERTUNÇ , KARŞILIKSIZ ÇEK YAPRAĞI BAŞINA BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ , İSTANBUL BAROSU DERGİSİ , C:82 , SAYI : 2008 / 5 , SY 2385 – 2386 ; YHGK 2001 / 11 - 662 E. , 2001 / 697 K. ve 10.10.2001 tarihli kararı )

İyi kanunlar , kötü uygulayıcıların elinde kötü ; kötü kanunlar da iyi kullanıcıların elinde iyi uygulanabilirler. Her şeyin insan için olduğu temelinden hareketle de aynı sonuca ulaşmak mümkündür. Kanunun amacı uygulama ve sonuçta hukuki bir hakkı temin ise müspet uygulama için uygulayıcıların da kendisini zorlaması ve amaçsal yorum yapmaları zaruridir. Bu basit ve bilinir temel hukuk kaidesi bile olaya ışık tutmaya yeterken uygulayıcıların yaptığı işi sürüncemede bırakmaktan başka bir şey değildir.

Diğer taraftan , bankaya ibrazdan sonra herhangi bir hamil adına bankaya başvuran vekil ( avukat ) da nihayetinde çeki cirolamaktadır . Yani kendisi de tahsil aşamasında ciro zincirine katılmaktadır. Bu gerçek bile özel yetki bahsini ortadan kaldırarak olayı tümden çözebilecek düzeydedir.( Bu noktada vadeden sonra cironun caiz olduğu unutulmamalıdır .TTK md 602 ,705)


BB - ) HAMİL – CİRANTA MESELESİ

Kanuni sorumluluk tutarının temini için yapılan başvurularda ( burada çekin bankaya ibrazından sonraki bir tarihte , çeki bankaya ibraz edenden farklı bir hamil tarafından yapılan başvurular kastedilmektedir. ) söz konusu miktarın sadece bankaya ibraz edilen hamil tarafından istenebileceği , çek arkasındaki ciro silsilesinde cirosu olan cirantalarca istenemeyeceği yazılı olarak bildirilmiştir.

Yukarıda da izah olunduğu üzere hamil “ elinde bulunduran , taşıyan “ anlamına gelmekte olup , kambiyo senetleri açısından senedi elinde bulunduran hamil sayılır. Burada muhatap bankaların sorgulaması gereken husus ise hamilin son ciranta ( bankanın tabiriyle hamil budur ) veya ciro zincirindeki keşideci dışındaki diğer cirantaların yetkili – meşru – kanuni hamil olup olmadığı hususudur.

“ TTK md 567 : ALACAKLININ HAKKINI NASIL İSPAT EDECEĞİ
( KURAL OLARAK )

Borçlu , ancak senedin hamili bulunan ve senette adı yazılı olan veya onun hukuki halefi olduğunu ispat eden şahıslara ödemeye mecburdur.
Bu cihet ispat edilmediği halde ödemede bulunan borçlu , senedin hakiki sahibi olduğunu ispat eden 3. şahsa karşı borcundan kurtulmuş olmaz. “

Kanunun da deyimiyle talep hakkının hukukiliğini ispat eden ciranta da senedi elinde bulundurduğu dönem itibariyle yetkili hamildir. Bu kısımda bankaların inat etmesinin nedenlerinden biri de ciro zincirinde çek geriye doğru gelirken ciroların çizilmemesinden kaynaklanmaktadır. Aslında cirolar çizilerek geriye doğru gelinse en azından bazı bankalar meşru hamil sıfatını ibraz eden cirantaya tanıyacaklardır. ( Burada ceza hukuku açısından da bir çıkmaz vardır zira ibraz halinde bankanın aldığı fotokopi ile sonradan ibraz eden ciranta elindeki çoğu cirosu çizilmiş senet farklılık arzedecek ve kanunların uyuşmamasından kaynaklanan bir “ resmi evrakta tahrifat “ suçu oluşacaktır. Cezai müeyyide gerektirmese bile durum görünürde böyle bir çıkmazdadır. )

Diğer taraftan ciro zinciri içindeki cirantaların talep hakkını kuvvetlendiren diğer husus da bu cirantalardan çeki elinde bulunduranların “ Karşılıksız çek keşide etme suçundan “ şikayette bulunuyor ve savcılıklarca da bu şikayetlerin yasal kabul ediliyor olmasıdır. Burada bankaya ibrazdan sonra yapılan bir işlem olan Savcılık şikayetini yapmakta yetkili olanın , bankadan kanuni sorumluluk tutarını isteyemeyeceği yönündeki tutum “ evleviyet “ kuralıyla da bağdaşmayacaktır.

BC - ) TALEP SÜRESİ

Kanuni sorumluluk tutarının temini için yapılan başvurularda ( burada çekin bankaya ibrazından sonraki bir tarihte , çeki bankaya ibraz edenden farklı bir hamil tarafından yapılan başvurular kastedilmektedir. ) söz konusu miktarın sadece ;
- bankaya ibraz anında veya ibraz süresi içinde ,
- çekin zamanaşımı süresi olan 6 ay içinde veya
- Bankaların kendi iç işleyişlerini düzenleyen belgelerde yazan ? sürelerde vs.

belirtilmiştir.

Yukarıda da belirtildiği üzere , kanuni sorumluluk miktarı ve ödeme mecburiyeti TTK ‘ daki kambiyo ilişkisinden değil , 3167 S.K. md 10 ‘ da belirtilen gayri nakdi kredi sözleşmesinden ( yani garantiden ) kaynaklanmaktadır. ( Aynı yönde bkz. Av. Ali ERTUNÇ , KARŞILIKSIZ ÇEK YAPRAĞI BAŞINA BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ , İSTANBUL BAROSU DERGİSİ , C:82 , SAYI : 2008 / 5 , SY 2377 – 2387 )Binaenaleyh , ödeme mecburiyetini kambiyo hukukuna dayanan 6 aylık zamanaşımı süresiyle veya ibraz süresi ( anı ) ile kısıtlamaya mahal yoktur. Takasa ibraz müessesi bile bu miktarı takasta talep mümkün olmadığından kısıtlamaya engel mahiyettedir.Kanunların lafzı da buna imkan vermemektedir. Türk Hukukunda açıkça zamanaşımı düzenlenmeyen bu duruma bankaların münferit ve farklı düzenlemeleri ve ilke kararları ile sonuç vermek de hukuka sığmaz. Yukarıda da değinildiği gibi ve hukukumuzun genel kaidesi olarak özel düzenleme bulunmayan hallerde genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Kanuni asgari tutarları talep zamanaşımı da bu bakımdan 10 yıl kabul edilmelidir ve mahkemelerin ve Yargıtay’ ın da kararları ekseriyetle bu yöndedir. Daha eski tarihli kararlarında aksi husus da işaret edilmiş ve bazı yerel mahkemelerin gerekçeden yoksun kararlarında aksi belirtilmiş olsa da bu tamamen konuya HAKİM olamamaktan kaynaklanmaktadır. Bu hususta hem hakimlerin hem de bankaların elini güçlendiren ise temyiz sınırıdır. Neyse ki çoğu yerel mahkeme ve yeni kararlarında Yargıtay hukuka yakışmayan bu uygulamalara teveccüh etmemektedir. ( Bu hususta yargı kararları için bkz. Av. Ali ERTUNÇ , KARŞILIKSIZ ÇEK YAPRAĞI BAŞINA BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ , İSTANBUL BAROSU DERGİSİ , C:82 , SAYI : 2008 / 5 , SY 2377 – 2387 ; Meşe İçtihat ve Mevzuat Bankası TİDAP CD si )

Burada bankalara da biraz hak vermek lazım geliyor ; Zira , " 6 Ay " lık şikayet süresi içinde bankadan asgarisi tutarı alınmayan çekler , bankalar için de sıkıntı oluşturuyor. Şikayet süresi geçtiğinden , banka , savcılığın ekonomik suçlar bürosuna başvuru yapamıyor ve hakları haleldar oluyor. En azından bankalar , bunu böyle algılıyor . Zira , karşılığı çıkmayan çekler için , YETKİLİ HAMİL , savcılığı da % 99 başvuruyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi , bankalar , hayatın içindeki hukuktan fazla anlamıyorlar ( tüm personeliyle beraber ). Mesele sadece konuya vakıf olamama meselesi . Burada , şikayet süresi dolduktan sonra , bankadan asgari tutar talep eden yetkili hamil ve vekillerinin ,dilekçelerine savcılık numarasını da yazmaları yeterli olacaktır. Böylece , şikayet süresi geçse de banka , yetkili hamilin yaptığı savcılık şikayeti neticesinde dava açılınca , davaya - suçtan zarar gören sıfatıyla - katılabilecektir.

UYGULAMA ÇÖZÜMLERİ

Uygulamada yukarıda BAZILARI verilen red sebepleri ile ödenmeyen tutarlara karşı bankalara ilamsız icra takibi yapıldığı , itiraz halinde ise ekseriyetle sulh hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılması istenerek çözüme ulaşıldığı malumdur. Hakikaten de bu sorun ancak uygulaması çoğaltılarak çözülebilir. Burada elinde aynı muhatap bankaya ve alacaklıya ait temyiz sınırı aşar miktarda asgari tutarı temin edebilecek sayıda çeki bulunan meslektaşlara ise İÇTİHAT ÇIKARTMA vazifesi düşmektedir. ( Bu hususta bkz. Av. Ali ERTUNÇ , KARŞILIKSIZ ÇEK YAPRAĞI BAŞINA BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ , İSTANBUL BAROSU DERGİSİ , C:82 , SAYI : 2008 / 5 , SY 2386 )

Bankaların ödememe nedenleri arasında maddi külfet , iş yoğunluğu , hukuka tahakküm vs. sayılabilir. Zira yazılan çeklere ait hesaplar boş olduğundan pasif konuma getirilmekte ve çeklerin muhatap şubeleri ile neredeyse gün alan yazışmalar yapılmaktadır. Diğer yandan bankalar , maddi olarak da buradan nasiplenmektedir. Aynı banka kartları için alınan ( eskiden yıllık idi ) 6 aylık hizmet bedellerinde olduğu gibi Milyonlarla ifade edilen bu tutarlar bankanın kasasından çıkacaktır. Bankalar ise ödememe ve nihayetinde mecbur kalırsa vekalet ücreti ve mahkeme masrafları ile ödeme yolunu seçmektedirler. Zira birkaç kişiye yapılan bu surette ödeme milyonlarla ifade edilen bu sonsuzdan bir şey eksiltmeyecektir. Bu yolda bankaların red cevaplarından bıkan , bu sebeple uğraşmak istemeyen , hatta böyle bir hak olduğundan haberi dahi olmayanlar talepte bulunmayacak ve tutar halen milyonlarla ifade edilebilir düzeyde kalacaktır. Bankacılık sektörü dikkate alınınca bu bedelin milyarlara vardığı ise şaşırtıcı bir gerçektir.

Yeni Çek Kanunu Tasarısında bu sorun bakımından bankalar lehine uygulamalarını güçlendirmek açısından açıkça olmasa da bazı imkanlar tanındığı hususunu da dikkate arzederim. ( Bu hususta Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çeker , Çek ve Yeni Kanun Tasarısı , "Çek Ve Yeni Kanun Tasarısı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Yrd.Doç.Dr.Mustafa Çeker'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. )

Neticede , son bir uygulamayla sabit görüşümüzü de söylemek gerekiyor. Çek muhatabı bankanın farklı bir şubesine yapılan başvurular genel de ret cevabıyla karşılaşıyor. Zira , müşteri bankaca pasif duruma alınmış ve hesap da pasifize edilmiş oluyor. Hal böyle olunca , bu farklı şube , muhatap banka şubesiyle yazışıyor da yazışıyor , müşteri aranıyor - bulunamıyor , hesap pasiften aktife alınıyor , ödeme yapılınca tekrar kapatılıyor , banka da müracaat hakları için işleme girişmek durumunda kalıyor ve iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor.Bu cihetten , muhatap banka şubesine başvurarak asgari tutarları talep etmek hem mesaiden hem de sinir stresten tasarruf sağlayacak ve talepler nispeten daha olumlu olacaktır.

Saygılarımla.

Av. Ufuk KARA
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Bankaların 3167 S.K. Md 10 Gereği Ödeme Yükümlülükleri , Uygulama Sorunları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Ufuk Kara'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
21-12-2008 - 13:32
(5623 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 5 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
15357
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 2 gün 10 saat 30 dakika 14 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,73 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 25278, Kelime Sayısı : 3617, Boyut : 24,69 Kb.
* 3 kez yazdırıldı.
* 1 kez arkadaşa gönderildi.
* 3 kez indirildi.
* 5 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 944
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,13819599 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.