Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Avukatın Disiplin Kovuşturması Usulü

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
TBB Disiplin Kurulu kararlarında Disiplin Kovuşturmasına ilişkin yol gösterici kısımlar ele alınarak konuya ışık tutulmuştur
Yazarın Notu
Şanlıurfa Barosu Dergisinin 11.sayısında yayınlanmıştır.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ DİSİPLİN KURULU KARARLARINDA
DİSİPLİN KOVUŞTURMASI USULÜ

Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müd.V.


Avukatlar hakkında uygulanacak olan disiplin işlem ve cezaları Avukatlık yasasının 134-162.maddelerinde düzenlenmiştir.
134.madde de “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlara ….” disiplin cezası verileceği belirtilmiştir.

“Meslek kuralları” mesleğin düzen ve geleneklerini korumak yerleştirmek ve yasaların avukatlara yüklediği görevlerin onurlu bir şekilde yerine getirmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Avukatlık mesleğini yapanlar avukatlık yasası ve yönetmeliği ile birlikte meslek kurallarını da iyi bilmek ve özümsemekle yükümlüdür. Meslek kurallarının bir bölümü avukatlık yasasında gösterilmiştir. Bir bölüm meslek kuralları ise yasanın 117.maddesinin 7 nolu bendi uyarınca Türkiye Barolar Birliğinin 8-9 Ocak 1971 tarihli IV.Genel Kurul toplantısında kabul edilmiş ve TBB Bülteninin 26.1.1971 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe girmiştir Türkiye Barolar Birliğinin ve baroların meslek kurallarını tüm avukatlara ayrı ayrı tebliğ etmesi gibi görevleri ve yükümlülükleri yoktur. Türkiye Barolar birliği genel kurulu tutanaklarına geçen tüm barolara bildirilen ve muhtelif şekillerde kitap halinde de yayınlanan bu kuralları avukatlar(1) bilmek zorundadır.. Avukatlık yasasında bu kuralların “uyulması zorunlu” kurallar olduğu açıkça belirtildiğinden meslek kurallarına uygun davranmayan avukatlara disiplin cezası uygulanır.(25.1.1999 T. E.1998/109 K.1999/15 - 21.10.2000 T. E.2000/130 K.2000/160 )”2

“Avukatlık Yasası ve Meslek Kuralları,Türk avukatlarının Türkiye sınırları dışındaki eylem ve davranışları içinde geçerlidir.(27.10.2001 T.E.2001/92 K.2001/168)”

“Şikayetçinin şikayetinden vazgeçmiş olması baro disiplin kurulunu bağlamaz ve disiplin kovuşturmasını etkilemez.Şikayetçinin şikayetinden vazgeçmiş olması disiplin cezası vermesine engel değildir. Çünkü disiplin kovuşturmasının amacı tarafları tatmin amacına yönelik değildir. Amaç avukatlık yasasının 158.maddesinde açıklandığı gibi avukatlık onurunu ve itibarını meslek düzen ve geleneklerini korumak ve mesleğin adalete uygun olarak yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu ilkenin gereği olarak avukat hakkında açılan disiplin kovuşturmasında sırf şikayetçinin isteği üzerine vazgeçilemez. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında baro yönetim ve disiplin kurulları şikayetçinin isteklerinden bağımsız olarak hareket etmek; olayı avukatlık yasası ve TBB meslek kuralları yönünden değerlendirmek zorundadır. (9.5.2003 T. E.2003/30 K.2003/137)3 (21.06.2003 T. E. 2003/84 K.2003/201 - 11.7.2003 T. E.2003/112 K.2003/225)4 (16.07.2004 T. E.2004/148 K.2004/241)”5

“Avukatlık yasasının 135.maddesinde ise verilebilecek cezalar uyarma,kınama para cezası, işten çıkarma ve meslekten çıkarma olarak belirlenmiştir.Yasanın 136/1 maddesinde, bu yasanın avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında “en az kınama cezası” verileceği belirtilmiş ise de, yasa koyucu Disiplin cezaları başlıklı 135.maddenin (1) nolu bendinde “uyarma cezasına” da disiplin cezalarının en hafifi olarak yer vermiş ilk bakışta çelişkili gibi görünen bu durum karşısında, yasa koyucunun yaptığı düzenlemede en az kınama cezası verilmesini prensip olarak gösterdiği ancak cezaya neden olan eylemin oluşturduğu koşullar ve hafifletici nedenlerde göz önünde bulundurularak Baro Disiplin Kurullarının ve TBB Disiplin Kurulunun, Avukatlık Yasasında bir disiplin cezası olarak gösterilen “uyarma” cezası da verilebileceği ve bu hususun ilgili kurulun takdirine bırakıldığı kabul edilmelidir. Aksi düşünce yasanın 135/1.maddesini yok hükmünde saymak anlamına gelebilir. Sonuç olarak Baro Disiplin kurulu aynı yasanın 158.maddesinde yer alan ilkelere göre takdir yetkisini kullanarak “uyarma” cezası verebilir.(22.10.2004 T. E.2004/216 K.2004/327 - 10.4.2004 T. E. 2004/20 K. 2004/113 - 19.04.2003 T. E.2003/20 K.2003/124)”6

“Baro disiplin kurulu şikayetlerinin disiplin sicilinde uyarma cezası bulunduğundan bir üst ceza olan kınama cezası vermiştir. Oysa bu uyarma cezası kovuşturma konusu eylemin işlediği tarihten sonra kesinleştiğinden tekerrürüne esas teşkil etmez.(11.11.2004 T. E. 2004/269 K.2004/366)“7

“Baro Disiplin Kurulları, avukatın eylem ve davranışının disiplin cezasını gerektirir nitelikte olup olmadığını serbestçe takdir yetkisine sahip olmakla beraber uygulayacakları disiplin cezası açısından kanunun 136.maddesindeki sırayı ve koşulları göz önüne almak zorundadır.Meslekten çıkarma cezası verilebilecek durumlar sözü edilen 136.maddenin bir ve üçüncü fıkralarında belirtilmiş olduğundan, bu haller dışında Disiplin Kurullarının meslekten cezası verme yetkileri bulunmamaktadır.(Danıştay 8.D. 27.10.1983 T. E.1982/2090 K. 1983/2056)”8

“Avukatlık yasasının 153/1.maddesi hükmüne göre hakkında meslekten çıkarma cezasını gerektirebilecek bir işten dolayı kovuşturma yapılmakta olan avukat disiplin kurulu kararı ile tedbir mahiyetinde işten yasaklanabilir. Kamu davalarının devam etmesi yargı kararlarının kesinleşmemiş olması tedbir mahiyetinde işten yasaklama kararı verilmemesine engel oluşturmaz.(12.6.2004 T. E.2004/165 K.2004/232)”9

“Baro disiplin kurulunun tedbiren işten yasaklama kararı verebilmesi için şikayet edilen avukat hakkında ceza kovuşturması yapılması gerekir.Adalet Bakanlığının kovuşturma için izin vermiş olması yeterli olmayıp, iddianame tanzim edilmeden avukat hakkında tedbiren işten yasaklama kararı verilemez.(7.4.2005 T. E.2005/100 K.2005/148)10(21.10.2000 T. E.2000/175 K.2000/162)”11

“Baro Yönetim kurulu ihbar, şikayet(12) veya cumhuriyet savcısının isteği ile yada resen Disiplin kovuşturmasının açılmasına karar verebilir.(md.141) ”Bu karara birlik nezninde itiraz edilemez.(12.6.2004 T. E.2004/165 K. 2004/232)”13

“Baro Yönetim Kurulunun şikayete konu olayla ilgili olarak kesinleşmiş disiplin kovuşturmasına yer olmadığına dair kararı varken,yeni bir delil bulunmadan aynı olayla ilgili olarak disiplin kovuşturması açılması kararı verilemez.”(21.03.2003 T. E.2002/343 K.2003/82)”

“Baroların Avukatlar hakkında disiplin kovuşturması açılması konusunda takdir hakkının bulunduğu ve bu konuda verilecek kararın bir idari karar olduğu açıktır. Ancak, kovuşturma izninin verilmesi ya da verilmemesinin hukuki sonuçları farklıdır. İzin verilmesi durumunda, ilgili hakkında kovuşturma yapılabilmekte, disiplin kovuşturmasına başlanmakta ve sonucuna göre disiplin cezası takdir edilebilmekle, bu işleme karşı da yargı yoluna baş vurulabilmektedir. İznin verilmemesi durumunda ise, ilgili hakkında disiplin kovuşturması yapılmamakta ve disiplin cezasına konu bir eyleme ceza verilmesi yolu tümüyle kapanmaktadır.Bu nedenle izin verilmemesine ilişkin idari kararın yargı denetimi dışında tutulması düşünülemez. Söz konusu idari kararın, idarenin takdir yetkisi içinde disiplin kovuşturması açılmasını engelleyici niteliği ile hukuksal sonuç doğurduğundan, idari yargı denetimine tabi, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, ilgili hakkında disiplin kovuşturması izni verilmemesine ilişkin idari işleme karşı açılan davada, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.(Danıştay 8. D. 27.04.2004 T.E. 2003/5582 K.2004/1968)”

“Avukatlık yasasının 93/2 maddesi “yönetim kurulu …..üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verir.” Hükmünü içerdiğinden dokuz üyeden oluşan yönetim kurulunun vereceği disiplin kovuşturmasının açılması veya açılmamasına dair kararın üye tam sayısının salt çoğunluğu olan beş üyenin oyu ile verilmiş olması gerekir.Bu şartı taşımayan yönetim kurulu kararı yok hükmünde olacağından yönetim kurulu kararı da dahil daha sonra yapılmış tüm işlemler geçersiz sayılacaktır.(12.9.2003 T. E.2003/154 K.2003/267)14(5.3.1994 T. E.1994/21 K.1994/27)”15

“Yönetim kurulu kararı alınmadan açılan disiplin kovuşturmasındaki bu usulü eksikliğin sonradan alınacak bir yönetim kurulu kararı ile giderilmesi mümkün değildir.(30.6.2000 T. E.2000/63 K.2000/97)”16

Ancak “Avukatlık yasasının 141.maddesine göre disiplin kovuşturması yönetim kurulu tarafından verilen bir kararla açılır. Yönetim kurulu disiplin kovuşturmasının şikayetli avukatın hangi eylemleri nedeniyle açıldığını gerekçeli olarak belirtir.”
Baro disiplin kurulu yönetim kurulunun kararında belirlendiği eylemlerle sınırlı olarak disiplin kovuşturmasını yürütmek ve neticelendirmekle yükümlüdür. Disiplin kovuşturması sırasında ortaya çıkan eylemler hakkında ancak baro yönetim kuruluna ihbarda bulunabilir. Baro disiplin kurulu yönetim kurulunca şikayetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasında dayanak gösterilen eylemlerin dışına çıkarak kovuşturma esnasında saptadığı başka bir eylem nedeniyle ceza veremez. (10.4.2004 T. E.2004/15 K.2004/109)17 (23.1.2004 T. E.2003/351 K.2004/14 K - 20.4.2004 T. E.2001/25 K.2001/76)18 “Disiplin kurulu sevk maddesi dışında soruşturma ve tanımlama yapamaz.(15.11.2002 T. E.2002/199 K. 2002/334)”19

“Baro disiplin kurulu başkanı, avukat soruşturma aşamasında muhakkik üye sıfatıyla rapor düzenlediği gibi disiplin kovuşturması açılmasına ilişkin yönetim kurulu kararına da katılıp bu kararı imzalamış olduğundan kendisi (CUMK madde 21 ve 22 m.göre) aynı işte disiplin kurulu başkanı olarak baro disiplin kurulunun kararına iştirak etmesi mümkün değildir. Bu durumda avukatlık yasasının 139.maddesine göre- bu işe mahsus olmak üzere- istinkaf etmesi yerine yedek üyenin çağırılması ve yedek üye bulunmadığı takdirde seçilme yeterliliği bulunan avukatlar arasında ad çekme yoluyla eksikliğin giderilmesi gerekir.” (7.4.2005 T. E.2005/46 K. 2005/132 )”20

“Disiplin Kurulu üyesinin reddi konusundaki talep kurul tarafından red edilmesi halinde bu karar sonuç doğuran bir nihai karar olmadığından bu ara karara karşı TBB nezdinde itiraz edilemez.(30.10.1993 T. E.1992/99 K.1993/3)”21

“Disiplin kovuşturmasının açılması üzerine disiplin kurulu “Avukatlık yasasının 144. madde sinin 1.fıkrasına göre şikayet edilen avukata bildirimde bulunarak yazılı savunmasının istenilmesi ve incelemenin duruşmalı olarak yapılmasını istiyorsa bunu yazılı olarak bildirmesi hususunun kendisine duyurulması gerekir.” (20.7.2000 T. E.2000/73 K.2000/106-12.01.2003 T. E.2002/261 K.2003/4)22Ancak bir ara “Baro disiplin kurulunun şikayetli avukata incelemenin duruşmalı olarak yapılmasını istemek hakkının bulunduğunu” hatırlatmasında yasaya aykırı yön ve herhangi bir sakınca görülmemekle birlikte her avukatın öncelikle kendi mesleki statüsünü yeni yetki, görev hak ve sorumluluklarını belirleyen avukatlık yasasını bilmek ve özümsemekle yükümlü olduğu düşünüldüğünde bu tür bir hatırlatmanın yapılmasına gerek olmadığı kabul edilebilir,şeklinde görüşünü belirtmiştir.(11.7.2003 T. E.2003/139 K. 2003/234) Yeni tarihli kararlarında ise ““Baro Disiplin kurulunca avukata bildirimde bulunulması incelemenin duruşmalı olarak istenip istenmediğinin sorulması bu husustaki yanıtını ve isteğini bildirmesi için en az 10 günlük bir süre tanıması ve duruşma istediği takdirde incelemenin duruşmalı olarak yapılması zorunludur.” (25.6.2005 T. E.2005/129 K.2005/206 )23 ( 3.12.2004 T. E.2004/294 K. 2004/386) 24görüşüne yer vermiştir.

“Avukatlık yasasının 161.maddesi gereği şikayetli avukat gösterdiği tanıklar için gerekli giderleri ödemek zorundadır. Avans ve tamamlanması istenen gider ilgilisi tarafından ödenmedikçe işlem yapılmayabilir, bu giderlerin baro yönetimi tarafından karşılanacağına ilişkin yasal bir zorunluluk avukatlık yasasının 161.maddesinde yoktur.(30.4.2004 T. E. 2004/59 K. 2004/158)”25

“Şikayetli avukatın incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiş ise avukatlık yasasının 144.maddesi emredici nitelikte olduğundan baro disiplin kurulu duruşma talebini red edemez. Duruşma talebinin reddi savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Oysa eylemin niteliği ne olursa olsun disiplin kovuşturması sürecinde şikayet edilen avukata kendisini serbestçe savunabilme olanağı sağlanmalıdır. (19.2.2000 T. E.2000/5 K.2000/57)26 (17.1.1998 T. E.1997/138 K.1998/13)27(25.06.2005 T. 2005/131 E. 2005/208 K.)”28

“Avukatlık yasasında duruşmaya çağrı yazısının tebliği ile duruşma tarihi arasında ne kadar süre olması gerektiği hakkında açıklık olmamakla birlikte bu hususta yasanın 137.maddesi hükmünün kıyasen uygulanması ve en az 10 günlük bir sürenin tanınması hakkaniyete uygun ve makul bir çözüm olarak kabul edilmelidir.(9.5.2003 T. E.2003/42 K.2003/147)”29

“Avukatlık yasasının 140/2 maddesi hükmüne göre disiplin işlem ve kararına konu teşkil edecek bir eylemde bulunulmuş avukat hakkında aynı eylemden dolayı ceza mahkemesine dava açılmış ise avukat hakkındaki disiplin kovuşturması ceza davasının sonuna kadar bekletilir.(30) Yasanın bu emredici hükmüne göre ceza davasının kesin sonucu beklenmeden disiplin kurulu karar veremez.Bu husus resen göz önünde tutulması gereken bir husustur.(10.4.2004 T. E.2004/29 K.2004/121- 26.1.1991 T. E.1990/87 K.1991/1) 31(08.07.2005 T. E.2005/112 K.2005/228 )32 “Ceza davasının sonucunun beklenmesi kuralı şikayetli avukatlar için zorunlu olup,şikayet edenler için zorunlu değildir.(5.9.2005 T. E.2005/197 K.2005/288 )”33

“Eylemin ceza hukuku yönünden “suç” olarak kabul edilmesi disiplin hukuku yönünden de mutlak olarak “disiplin suçu” oluşturmasını gerektirmez. Baro disiplin kurulları avukatlık yasasının 158.maddesine göre delilleri bu madde de ön görülen ilkelerin ışığında serbestçe takdir ederler ne var ki ceza mahkemesi kararıyla saptanan olguların gerçeğe uygunluğu tartışılamayacağının disiplin kurulunca dikkate alınması gerekir. (21.3.1998 T. E.1998/4 K.1998/38 - 10.5.1997 T. E.1997/45 K.1997/60) 34( 14.12.1991 T. E.1996/135 K. 1996/149) 35Diğer bir anlatımla disiplin kurulları suçun kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla belirlenen niteliğini bazı yorum ve gerekçelerle farklı biçimde değerlendiremezler.(5.2.1994 T. E. 1994/6 K. 1994/7)”36

“Avukatlık yasasının 140/3.maddesi hükmüne göre, eylemin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması sebebiyle beraat hali müstesna olmak üzere, o eylem ceza kanunu hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin kovuşturmasını gerektirir mahiyette olduğu takdirde, beraat kararı disiplin kovuşturmasına engel oluşturmaz. Bu durumda ceza yasasında bağımsız olarak, ancak ceza dosyası içindeki kanıtlardan da yararlanmak suretiyle disiplin kovuşturmasını sonuçlandırmak ve gereken kararı vermek Baro Disiplin Kurulunun görevidir.(15.11.2002 T. E.2002/198 K.2002/333)37 (7.4.2005 T.20005/36 E. K.2005/122 )”38

“Kovuşturma konusu eylem hakkında ceza mahkemesinde beraat kararı verilmiş ise eylemin suç teşkil ettiği kabul edilmeyeceğinden 159/2.fıkrasına göre eylem tarihinden itibaren dört buçuk yıl geçmiş ise zamanaşımı nedeniyle disiplin cezası verilemez.(7.4.2005 T. E. 2005/38 K.2005/124)”39
“Baro disiplin kurulu kararının gerekçesinde eylemin zaman aşımına uğradığını kabul etmiş ve “disiplin cezası tayinine yer olmadığına” karar vermiştir. Oysa baro disiplin kurulu disiplin kovuşturmasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına şeklinde karar vermesi gerekirdi.(22.10.2004 T. E.2004/235 K.2004/340)”40

“Avukatlık yasasının 138/2.maddesine göre avukatın avukatlık görevini bırakması,avukatlığı sırasındaki eylem ve davranışlardan dolayı disiplin kovuşturması yapılmasına engel değildir. Hakkında kovuşturma yapılan avukat,avukatlığı bıraksa bile ceza verilir.(12.01.2003 T. E.2002/261 K.2003/4)”

“Baro levhasına kabul ve yazılmadan önceki eylem ve davranışlar,meslekten çıkarma cezasını gerektirecek nitelikte olmadıkça,disiplin kovuşturmasına konu olamaz.(Av.K. m.138/1)(21.02.2003 T. E.2002/225 K.2003/22)”

“Disiplin kurulu kararına karşı cumhuriyet savcısı ve ilgililer tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde TBB disiplin kuruluna itiraz edebilirler. (md. 157/1) “itiraz hakkı olan” ilgililer şikayetçi şikayet edilen avukat ve resen açılan kovuşturmalarda baro yönetim kurullarıdır. (15.6.1996 T. E.1996/66 K.1996/88) bu nedenle disiplin soruşturması şikayet üzerine açılmış ise ilgili sıfatı taşımayan baro yönetim kurulu karara itiraz edemez.(3.7.1999 T. E.1999/61 K.1999/95)”

“TBB Disiplin kurulu yasal süre içinde yapılan itirazlarda disiplin davalarını usul ve esas yönünden inceleme yetkisine sahiptir. Baro disiplin kurulu kararları tebligat yasasına uygun olarak tebliğ edilip 30 günlük itiraz süre geçirildikten karar kesinleştikten sonra cumhuriyet savcısı ve ilgililerin yaptığı itirazlarda TBB disiplin kurulu zaman aşımı da dahil olmak üzere işin esasına girmeksizin süre yönünden itiraz dilekçesinin reddine karar vermek zorundadır.(11.7.2003 T. E.2003/137 K.2003/232)”41
“Avukatlık Yasasında adli tatil ile ilgili bir madde bulunmadığından HUMK da yer alan adli tatil ile ilgili maddelerin uygulanması söz konusu olamaz.(21.02.2003 T. E.2002/265 K.2003/25)”
“Avukatlık yasasının 157.maddesinin 7.fıkrası hükmüne göre TBB disiplin kurulunun uyarma,kınama ve para cezalarına ilişkin kararları kesindir. Sözü edilen cezaların kesin olduğunun belirtilmesi adalet bakanlığının onayına tabi olmadığı anlamındadır. Bu kararlara karşı birlik nezdinde yargılamanın iadesi veya karar düzeltme yoluna gidilemez.(1.5.2004 T. E.2004/99 K. 2004/169 - 11.7.2003 T. E.2003/139 K.2004/14)(23.01.2004 T.E.2003/13 K.2004/30)42 “TBB disiplin kurulunca verilen kararlara karşı baro disiplin kurullarının direnme kararı vermeleri mümkün değildir.(31.3.2001 T. E.2000/227 K.2001/51)43 (16.12.2000 T. E.2000/200 K.2000/211)”44

Ayrıca “TBB disiplin kurulu kararının baro disiplin kurulunca yeniden değerlendirilmesi mümkün olmayıp ancak idari yargı nezninde yargı konusu edilmesi mümkündür. Bu nedenle usulüne uygun olarak TBB disiplin kurulu kararından tayin edilmiş ve kesinleşmiş bir ceza varken baro disiplin kurulunun yeniden değerlendirme ile tayin ettiği ceza yok hükmündedir.(19.3.2004 T. E.2003/407 K.2004/80) 45(12.09.2003 T. E.2003/153 K.2003/266 )”46

“Baro disiplin kurulunca verilen para cezasına karşı Türkiye Barolar Birliği disiplin kuruluna itiraz edilerek karar buradan geçip kesinleştikten sonra, idari yargı yoluna başvurulabilir. Burada düzenlenen itiraz yolunun dava açılmadan önce kesinlikle kullanılması gereken bir başvuru yolu olduğu, bu başvurudan önce yargı yoluna gidilemeyeceği Danıştay İçtihatlarında kabul edilmiştir.(Danıştay 8.D. 19.2.1997 T. E. 1995/1883 K. 1997/579)47(TBB Disiplin kurulu,11.10.1997 T. E. 1997/102 K. 1997/108 )”

“İdare mahkemesinde iptal davası açılmış olması verilen cezanın sicilden silinmesini gerektirmez. Silme işlemi ancak idari yargılama sonunda iptal kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde mümkündür ve gereklidir.(12.9.2003 T. E.2003/153 K.2003/266)”48

“Avukatlık yasasının 160.maddesi uyarınca kesinleşen disiplin cezasından sonraki 5 yıl içinde disiplin suçu işlenmesi ve müracaat halinde baro disiplin kurulunca disiplin cezasının sicilden silinmesine karar verilebilir. 5 yıllık süre içinde disiplin cezası alınması halinde önceki disiplin cezalarının silinmesi talep edilemez.(1.5.2004T. E. 2004/99 K.2004/169)”49

“ Avukat olan davacının, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararının, ... Barosuna bildirilmesi üzerine ... Barosunca, davacının baro levhasından silinmesine ve ruhsatnamesinin geri alınmasına gerek olmadığına karar verilmiş, bu karara ... Cumhuriyet Savcılığınca yapılan itiraz Türkiye Barolar Birliğince kabul edilerek, ruhsatnamenin geri alınmasının yasal zorunluluk olduğundan yeniden karar verilmesi istenmiş, bu karar da Adalet Bakanlığınca onaylandıktan sonra, ... Barosunca baro levhasından silinmesine, ruhsatnamesinin geri alınmasına ilişkin karar alınmıştır.

Yukarıda aktarılan olayın gelişimi ve ilgili yasal kuralların birlikte değerlendirilmesinden; Vesayet makamı olarak görülen Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı kararlarına, bu olayda olduğu gibi açık ve tartışmaya yer olmayacak şekilde uyarak verdikleri kararlara karşı itiraz yolundan söz edebilmeye hukuken olanak yoktur. Tersi durumda, vesayet makamınca daha önce sonuca bağlanmış bir konunun yeniden görülmesi gündeme gelecek bu da kısır bir döngüye etken olacaktır.Bu durumda, davacının levhadan silinmesine ve ruhsatnamesinin geri alınmasına ilişkin Baro Yönetim Kurulu kararının kesinleşmediğinden bahisle, dava dilekçesinin Türkiye Barolar Birliğine gönderilmesine karar verilmeyerek işi esasına girilerek idare mahkemesince karar verilmesi gerekir.(Danıştay 8.D. 13.10.2003 T. 2003/1961 E. K.2003/3967)”50

“TBB disiplin kurulu avukatlık yasasının 157.maddesinin 6.fıkrasında yer alan, düzelterek onama yetkisi baro disiplin kurulunca verilen cezaların yasanın 136.maddesinde yer alan başka bir cezaya çevrilmesini kapsar yoksa itiraz üzerine TBB disiplin kurulu baro disiplin kurulu kararının gerekçelerini düzelterek onama yetkisi yoktur.” (3.7.1999 T. E.1999/51 K.1999/93)51(19.3.2004 T. E.2003/407 K.2004/80) 52“1136 sayılı Avukatlık yasasının 8.maddesinin açık hükmü karşısında Adalet Bakanlığının, Baro Yönetim Kurulu kararı ile Türkiye Barolar Birliğince verilen kararları gerekçe değiştirerek onama yetkisi bulunmamaktadır. Olayda Baro Yönetim Kurulu ile itirazı reddeden Türkiye Barolar Birliği kararlarını yalnızca anılan yasanın 5. maddesinin (c) fıkrasına dayandırmalarına karşın Adalet Bakanlığı aynı maddenin "b" fıkrası hükmüne dayanarak kararı onamıştır. Bakanlığın gerekçe değiştirerek onama yetkisi yoktur. (Danıştay 8.D .23.02.1987 T. E.1985/774 K. 1987/83)”53

TBB disiplin kurulu itirazları incelerken aleyhe bozma yasağı kuralını dikkate almaktadır.“Şikayetlinin kusurlu davranışı en az kınama cezasını gerektirdiği halde,aleyhe itiraz olmadığından daha ağır bir ceza tayini mümkün olmamıştır.(12.01.2003 T. E.2002/262 K.2003/5)”

“Disiplin kurulu kararında gerekçeler belirtilir.(54) Çünkü TBB disiplin kurulu ve idari yargı yoluna gidildiği takdirde de idare mahkemeleri ve Danıştay bir kararın hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde anlayabilirler. Gerekçesiz karar haklı dahi olsa kovuşturmanın ilgilileri yönünden doyurucu ve inandırıcı olamaz.(18.9.1999 T. E.1999/55 K. 1999/102)”55

DİPNOTLAR ;

1 “657 sayılı yasa kapsamında kamu görevlisi olan avukatlar, avukatlık yasasının ek-1 maddesinin son fıkrasına göre stajyer avukatlar ise aynı yasanın 23.maddesinin son tümcesine göre meslek kurallarına uymak zorundadırlar. (18.10.2002 T. E.2002/144 K.2002/285- 20.7.2000 T. E.2000/75 K.2000/108 TBB Dergisi sayı 2000/3 s. 924) “Sigortalı avukat,takip ettiği işlerde meslek kurallarına uymak zorundadır.Yanında sigortalı avukat çalıştıran avukat da,sigortalı avukatın eylemlerinden müştereken vemüteselsilen sorumludur.(12.01.2003 T. E.2002/262 K.2003/5)”
2 TBB Dergisi sayı 1999/2 s.572
3 TBB Dergisi sayı 2003/49
4 TBB Dergisi sayı 2004/50
5 Konya Barosu Dergisi sayı 1 s.25
6 TBB Dergisi sayı 2003/49
7 TBB Dergisi sayı 2005/57 s.451-452
8 Danıştay Dergisi, sayı 54-55
9 TBB Dergisi sayı 2004/55 s.450-451
10 TBB Dergisi sayı 2005/59 s.440
11 TBB Dergisi sayı 2001/1 s.269
12 “Söz konusu eylem, avukat mesleğinin onur,saygı ve güvenirliğine yönelik olması halinde kamu vicdanında açtığı tahribattan etkilenen herkes ihbar ve şikayette bulunabilir. Avukatlık yasasının 141.maddesi ile avukatlık yasası yönetmeliğinin 82.ve83.maddelerinde belirtilen” ilgilinin mutlaka eylemden doğrudan etkilenen (zarar gören) olması şart değildir. (20.3.1999 T. E.1999/172 K.1999/41 - 19.12.1998 T. E.1998/133 K.1998/162 TBB Dergisi sayı 1999/1 s.211)
13 TBB Dergisi sayı 2004/55
14 TBB Dergisi sayı 2004/51
15 TBB Dergisi sayı 1994/4 s. 540
16 TBB Dergisi sayı 2000/3 s.922
17 TBB Dergisi sayı 2004/55 s. 427
18 TBB Dergisi sayı 2001/1 s.1038
19 Ankara Barosu dergisi sayı 2003/1 s.72
20 TBB Dergisi sayı 2005/60 s.414 -415
21 TBB Dergisi sayı 1993/2 s.256
22 TBB Dergisi sayı 2000/3 s.926
23 TBB Dergisi sayı 2005/61 s.505-506
24 TBB Dergisi sayı 2005/58 s.471
25 TBB Dergisi sayı 2004/55 s.436
26 TBB Dergisi sayı 2000/2 s.655
27 TBB Dergisi sayı 1998/1 s.91
28 TBB Dergisi sayı 2005/61 s.504-505
29 TBB Dergisi sayı 4-2003
30 “4616 sayılı yasa “özel af” niteliği ağır basan kendine özgü bir düzenlemedir. Bu yasaya göre kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelendiği hallerde avukatlık yasanının 140/2 maddesinin uygulamasına gerek bulunmamaktadır. Bu durumda ceza yargısından bağımsız olarak fakat ceza mahkemesi dosyasındaki kanıtlardan da yararlanarak karar verilmelidir. (11.7.2003 T. E.2003/94 K.2003/207 - 10.4.2004 T. E.2004/53 K.2004/127)
31 TBB Dergisi sayı 1991/1 s.121
32 TBB Dergisi sayı 2005/61 s.491
33 TBB Dergisi sayı 2005/62 s.355
34 TBB Dergisi sayı 1997/1 s.105
35 TBB Dergisi sayı 1996/3 s.423
36 TBB Dergisi sayı 1994/3 s.444
37 Ankara Barosu Dergisi sayı 2003/3 s.119-120
38 TBB Dergisi sayı 2005/60 s.410
39 TBB Dergisi sayı ,2005/59 s.434
40 TBB Dergisi sayı 2005/57 s. 443
41 TBB Dergisi sayı 2004/50
42 Konya Barosu Dergisi sayı 1 s.26
43 TBB Dergisi sayı 2001/3 s.1036
44 TBB Dergisi sayı 2001/2 s.635
45 TBB Dergisi sayı 2004/53
46 TBB Dergisi sayı 2004/51
47 Danıştay Dergisi sayı 94
48TBB Dergisi sayı 2004/51
49 TBB Dergisi sayı 2004/55 s.439-440
50 Danıştay Kararları Dergisi sayı 3
51 TBB Dergisi sayı 1999/3 s.1008
52 TBB Dergisi sayı 2004/53
53 Danıştay Dergisi, sayı 68-69
54 “Disiplin kurulu kararında baro tarafından görevlendirilen katibin imzası karara katıldığını değil yazının kendisi tarafından yazıldığını ifade eder.” (19.4.2002 T. E.2003/18 K.2003/122)
55 TBB Dergisi sayı 2000/1 s.244

2
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Avukatın Disiplin Kovuşturması Usulü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
11-10-2006 - 11:09
(6409 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 7 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 7 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
16616
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 3 saat 9 dakika 57 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,59 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 26096, Kelime Sayısı : 3450, Boyut : 25,48 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 1 kez arkadaşa gönderildi.
* 17 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 381
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02971292 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.