TAŞINIR SATIŞINDA ZAPTTAN SORUMLULUK
Büşra ÇAKMAK
Öğrenci
GİRİŞ
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesinin 1. fıkrasında “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” ifadesiyle satış sözleşmesi tanımlanmıştır. Satış sözleşmesi uyarınca satıcı, alıcıya satılanın mülkiyeti devretmek ve bu bağlamda zilyetliğini de devretmek borcu altındadır (TBK m. 210). Bu bağlamda satıcının zapttan sorumluluğu mülkiyeti geçirme borcunun sonucu ve yaptırımıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Zaptın Sorumluluğu’ kenar başlıklı 214. maddesinde “Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” denilerek satıcının zapttan sorumluluğu düzenlenmiştir.
Öğretide satıcının bu sorumluluğu ile ilgili olarak “zapttan sorumluluk, satılan malın bir üçüncü kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmasından veya iddia olunan bu hak sebebiyle alıcının mülkiyet hakkını gereği gibi kullanmamasından dolayı satıcı için söz konusu olan sorumluluktur” şeklinde bir tanım yapılmaktadır.
1. SORUMLULUĞUN HUKUKİ NİTELİĞİ
1.1. Taşınır Satışında Zapttan Sorumluluk
Zapt, “zor kullanarak ele geçirme/ tutma, hâkim olma” anlamlarına gelmekteyken hukuki açıdan üstün hakka dayalı bir eylemi karşılamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun taşınmaz satışının düzenlendiği bölümünde, bu satışa ilişkin zapt sorumluluğu hakkında bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak TBK m. 246’daki “Taşınır satışına ilişkin kurallar, kıyas yoluyla taşınmaz satışında da uygulanır” şeklindeki hüküm uyarınca, taşınır satışı kısmında düzenlenmiş olan satıcının zapttan sorumluluğuna ilişkin hükümlerin, taşınmaz satışında da kıyasen uygulamasına olanak tanınmıştır.
1.2 Niteliği
Taşınır satışında satıcının zapttan sorumluluğu, mevzuattaki düzenlemeleri neticesinde birkaç niteliğini de doğurmaktadır. Öncelikle, satıcının bu borcu, satış sözleşmesinin kanuni bir hükmü olması dolayısıyla kanuni bir borçtur, ancak satıcının zapttan sorumluluğunu düzenleyen hükümler emredici nitelikte değildir, taraflar aralarında anlaşarak zapttan sorumluluğun kapsamını genişletebilirler.
Zapta karşı tekeffül borcu, satıcının satılan üzerindeki mülkiyet hakkını geçirme veya satılan hakkı devir borcunun bir sonucudur. Şartların varlığı dâhilinde satıcının mülkiyeti devretme borcunun kısmen ya da tamamen yerine getirilmemesi durumunda zapta ilişkin hükümler uygulama alanı bulmaktadır.
Bu sorumluluğun doğmasında satıcının kusuru aranmadığından, zapttan sorumluluk bir kusursuz sorumluluk halidir, satıcının kusuruna dayanmayan bir sorumluluktur.
2. SORUMLULUĞUN DOĞMASI İÇİN GEREKEN HUSUSLAR
Satıcının zapt sorumluluğunun doğabilmesi için, geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmalıdır, satıcının zapttan sorumlu olmayacağına dair bir anlaşma bulunmamalıdır, edimin zilyetliği alıcıya geçmiş olmalıdır, üçüncü kişinin edim üzerinde öncelikli bir hakkı bulunmalıdır, üçüncü kişinin bu hakkının o sırada bulunması gerekir, üçüncü kişinin öncelikli hakkının varlığını alıcı bilmemelidir, alıcı bu hususu sözleşmenin karşı tarafı olan satıcıya bildirmelidir. Bahsedilen konular, aşağıda incelenecektir.
2.1 Geçerli Bir Sözleşme
Satıcının zapttan sorumluluğuna gidilebilmesinin mantıksal olarak ilk koşulu hüküm ifade eden bir satış sözleşmesinin varlığıdır. Sözleşmenin herhangi bir sebeple kesin hükümsüz olduğu veya herhangi bir sebeple iptal edildiği ya da borçlu temerrüdü hükümlerince sözleşmeden dönüldüğü hallerde zapttan sorumluluk söz konusu olmaz.
2.2. Sorumsuzluğa İlişkin Anlaşma Bulunmaması
Yukarıda bahsedildiği üzere zapta ilişkin düzenlemeler emredici nitelikte olmadığından aksi kararlaştırılabilmektedir. Bu neticede satıcının zapttan sorumlu olmayacağına ilişkin bir anlaşma düzenlenebilir. Bu anlaşmanın varlığı halinde satıcının zapttan sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.
Bu anlaşmanın hükümsüz olduğu durumda satıcının zapttan sorumluluğu gündeme gelecektir. Satıcı, üçüncü kişinin hakkını gizlemişse, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlandıran anlaşmalar kesin olarak hükümsüzdür (TBK m. 214/III).
2.3 Satılan Mal Alıcıya Teslim Edilmiş Olmalı
Satıcının zapttan sorumluluğunun doğması için aranan şartlardan biri olan teslim şartı TBK m. 214 hükmünde yer alan “satılanın alıcının elinden alınırsa” ifadesi bu koşula örtülü olarak anlaşılmaktadır. Satılanı teslim aldıktan sonra üçüncü kişinin hakkının tanınması sonucunda satılan mal alıcının hâkimiyetinden çıkmadıkça yani zilyedinde bulundukça zapttan sorumluluk söz konusu olmayacaktır.
2.4 Üçüncü Kişi Üstün Hakka Sahip Olmalı
Üçüncü kişinin satış sözleşmesinin edimi olan mal üzerinde öne sürdüğü hakkın zaptı sağlayacak nitelikte olması gerekir , üçüncü kişinin satıma konu mal üzerindeki herhangi bir hakkı zapt sorumluluğunu ortaya çıkarmayacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 214. maddesindeki “Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” ifadesinden anlaşılacağı üzere üstün hakkın en geç satış sözleşmesinin kurulduğu anda var olması gereklidir.
2.5 Üçüncü Kişinin Hakkının Varlığı Alıcı Tarafından Bilinmemeli
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 214. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “Alıcı, elinden alınma tehlikesini sözleşmenin kurulduğu sırada biliyor idiyse satıcı, ayrıca üstlenmiş olmadıkça bundan dolayı sorumlu olmaz.”. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere alıcının, üçüncü kişinin üstün nitelikli hakkını bilmesi halinde satıcı zapttan sorumlu olmayacaktır. Alıcının bu husustaki bilgisi hakkında, bilme yükümlülüğü veya ihmal sonucu bilmeme yeterli olmayıp, alıcının fiilen bilmesi şarttır.
2.6 Alıcı, Üçüncü Kişinin Davasını Satıcıya Bildirmeli
Söz konusu yükümlülük, yalnızca üçüncü kişinin ilgili edim üzerinde üstün hakkının bulunması durumunda doğmamaktadır. Bu yükümlülüğün doğması için üçüncü kişinin, satılan mal üzerindeki üstün hakkını kullanmak üzere dava açmış olması gerekir. Üçüncü kişinin bahsedilen davayı açması halinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 215. maddesinin 1. fıkrası “Satılanın elinden alınması tehlikesi ile karşılaşan alıcı, kendisine karşı açılan davayı satıcıya bildirdiği zaman satıcı, durumun gereğine göre ve yargılama usulü uyarınca ya alıcının yanında davaya katılmak ya da alıcı yerine geçerek üçüncü kişiye karşı davayı takip etmek ve savunmak zorundadır.” şeklindeki ifadesiyle bu durumda ne yapılması gerektiğini düzenlemiştir.
Bildirimin yapılması şekle bağlı değildir, bildirim mahkeme veya noter aracılığıyla yapılabileceği gibi başka bir yolla da yapılabilir. Ancak yapılan bildirimin ispatı, sorumluluk açısından önemlidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 215. maddesinin 2. fıkrasındaki “Bildirme, davaya katılmaya ve savunmaya elverişli bir zamanda yapılmışsa, alıcının aleyhinde verilen hüküm, onun ağır kusuru yüzünden verildiği ispat edilmedikçe, satıcı için de sonuç doğurur.” şeklindeki düzenleme ile alıcının başka bir hususu ispatlamaya gerek kalmaksızın satıcının sorumluluğuna başvurması mümkündür. Hükmün devamında bulunan 3. fıkrasındaki “Dava, kendisine yüklenilemeyen sebeplerden dolayı satıcıya bildirilmemişse satıcı, zamanında bildirilmiş olsaydı daha elverişli bir hüküm elde edilebileceğini ispatladığı ölçüde sorumluluktan kurtulur.” düzenlemeye göre satıcı, dava kendisine ihbar edilseydi ne derece elverişli bir sonuç sağlayacak olduğunu kanıtladığı oranda sorumluluktan kurtulabilecektir.
3. SATICININ SORUMLULUĞUNUN DEVAM ETTİĞİ HALLER
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 216. maddesi ile ilgili haller düzenlenmiştir. Hükümde yer alan “Satıcının zapttan sorumluluğu aşağıdaki hâllerde devam eder: 1. Alıcı, bir mahkeme kararı beklemeksizin üçüncü kişinin hakkını dürüstlük kurallarına uygun olarak tanımış ve satılanı ona vermişse. 2. Alıcı, üçüncü kişinin kendisine karşı dava açmasını beklemeden, satıcıyı satılan üzerindeki hak iddiasına ilişkin uyuşmazlığı dava yoluyla çözümlemesi, aksi takdirde tahkim yoluna başvuracağı konusunda gecikmeksizin uyarmış ve bundan sonuç alamadığı için tahkim yoluna başvurmuşsa.” ifadeleri ile bu hallerin ne olduğu açıklanmıştır.
TBK m. 216/II’ de satıcının sorumluluğunun alıcının satılanı üçüncü kişiye devretmekle yükümlü olduğunu ispat etmesi durumunda da devam edeceği düzenlenmiştir.
4. SORUMLULUĞUN KAPSAMI
Satıcının zapt sorumluluğunun kapsamı, satım sözleşmesinde edim olarak belirlenen malın tamamen zapt edilmesi ve kısmen zapt edilmesi hallerine göre farklılık göstermektedir.
4.1 Tam Zapt Halinde Alıcının Hakları
Tam zapt hali, TBK m 217/1’de “Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa” şeklinde açıklanmıştır. Bu bağlamda tam zapt hali, satılan malın, üstün hak sahibi bulunan üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınması, şeklinde tanımlanabilir. Tam zapt halinde taşınmaz satış sözleşmesi kendiliğinden (ipso uire) sona ermiş (münfesih) sayılır (TBK m. 217/I).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 217. maddesinin devamında, alıcının bu tam zapt halindeki hakları “1. Satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünlerin değeri indirilerek, ödemiş olduğu satış bedelinin faizi ile birlikte geri verilmesini. 2. Satılanı elinden alan üçüncü kişiden isteyemeyeceği giderleri. 3. Davayı satıcıya bildirmekle kaçınılabilecek olanlar dışında kalan bütün yargılama giderleri ile yargılama dışındaki giderleri. 4. Satılanın tamamen elinden alınması yüzünden doğrudan doğruya uğradığı diğer zararları.” olmak üzere sayılmıştır. Alıcının TBK m. 217/1’de sayılan talepleri, satıcının kusurlu olmasına bağlı olmayıp, satıcının kurtuluş kanıtı getirmesi mümkün değildir. Satıcı her durumda alıcının bu talepleriyle bağlıdır. Ancak bahsedilen hükmün 2. fıkrasında “Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının satılanın elinden alınması yüzünden uğramış olduğu diğer zararları da gidermekle yükümlüdür.” denilerek kusur ve ispat şartı aranmıştır. Hükümde satıcı aleyhine kusur karinesi getirildiğinden, kusursuzluğu ispat yükü satıcıya aittir.
4.2 Kısmi Zapt Halinde Alıcının Hakları
Kısmi zapt, lafzından da anlaşılacağı üzere söz konusu mal üzerinde tamamen bir zapt hali olmamakta, bazı hususları kısıtlamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 218. maddesinin 1. fıkrasında “Satılanın bir kısmı elinden alınmış veya satılan sınırlı ayni bir hakla yüklenmişse alıcı, sadece bu yüzden uğradığı zararın giderilmesini isteyebilir.” ifadesiyle hem kısmi zapt açıklanmış hem de kısmi zapt halinde, tam zaptta olduğu gibi satış sözleşmesinin hükümsüzlüğünün doğmayacağı ve yalnızca zararların giderilmesinin istenebileceği düzenlenmiştir. Kanun Koyucu TBK m. 218/II’de belirli koşulların varlığı halinde alıcıya, hâkimden sözleşmenin sona ermesine karar verilmesini isteme yetkisi tanınmıştır. Bahsedilen hüküm “Ancak alıcının, satılandaki bu durumu bilseydi onu satın almayacağı durum ve koşullardan anlaşılıyorsa, alıcı hâkimden sözleşmenin sona ermesine karar vermesini isteyebilir. Bu durumda alıcı, satılanın elinde kalmış olan kısmını o zamana kadar elde etmiş olduğu yararlarla birlikte, satıcıya geri vermekle yükümlüdür.” söylemleriyle satış sözleşmesinin hükümsüz olmamasına bir istisna getirmiştir. Hâkim burada alıcının sözleşmenin kurulması zamanındaki varsayılan iradesini araştıracaktır. Alıcı TBK m.218 hükmünün kendisine tanıdığı iki imkândan yalnızca birini kullanmaya yetkilidir. Aynı zamanda alıcının satış sözleşmesine son verilmesini isteyebilmesi için zapt tehlikesini bilmemesi gerekir.
SONUÇ
Satış sözleşmesinde satıcının zapt sorumluluğu, taşınmaz satımına ilişkin ayrıca düzenleme bulunmadığından taşınır satışına ilişkin başlık altında incelenmiştir. Söz konusu inceleme neticesinde, zapt sorumluluğunun tanımı ve şartları ele alınmıştır, ayrı başlıklar altında araştırılmıştır. Alıcının bazı durumlardaki hakları da ele alınmış, zapt sorumluluğuna ve hukuki niteliklerine ayrı başlıklarda değinilmiştir.
Kaynakça
ARAL, Fahrettin/AYRANCI, Borçlar Hukuku-Özel Borç İlişkileri, (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Hazırlanmış), Genişletilmiş 9. Baskı, Ankara, 2012.
AYDOĞDU, Murat/ KAHVECİ, Nalan, Türk Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri (Sözleşmeler Hukuku), Gözden Geçirilmiş ve Yenilenmiş 2. Baskı, Ankara 2014.
Ayşe ACAR UMUT, Ünal Can ACAR, Türk Borçlar Kanunu’na Göre Satış Sözleşmelerinde Zapttan Sorumluluk, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:95, Sayı:6, 2021, 42-55.
BİLGE, Necip, Borçlar Hukuku, Özel Borç Münasebetleri, Ankara 1971.
ÇABRİ, Sezer “Taşınmaz Satışında Satıcının Zapttan Sorumluluğu”, Dergipark, Cilt: 22, Sayı:3, 2016, 585-613. (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/333867)
DEMİRSATAN, Barış, “Satıcının Zapttan Sorumluluğunun Maddi Koşulları”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 22, Sayı:1, 2020, 219-253. (https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2020/05/BARIS-DEMIRSATAN.pdf)
FEYZİOĞLU, Feyzi N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. II, İstanbul, 1977.
GÜMÜŞ, Mustafa Alper: Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C. I, İstanbul, 2013.
HATEMİ, Hüseyin/SEROZAN, Rona/ARPACI, Abdülkadir: Borçlar Hukuku Özel Bölüm, İstanbul, 1992.
HONSELL, Heinrich: Basler Kommentar- Obligationenrecht I Art. 1-529 OR, 4. Baskı, Basel, 2007.
İçtihat, (2023, Ekim), Yargıtay Kararları, Hukuktürk. https://www.hukukturk.com/yargitay-kararlari
NOMER, Haluk N./ENGİN, B. İlkay: Türk Borçlar Kanunu Şerhi Özel Borç İlişkileri Cilt I: Satış Sözleşmesi, Ankara, 2018.
NOMER, Haluk N.: Beklenen Haklar Üzerindeki Tasarrufların Hukuki Sonuçları, İstanbul, 2002.
NOMER, Haluk N.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 2020.
PEKMEZ, Cüneyt: “Satış Sözleşmesinde Zaptın Hukuki Sonuçları”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl: 6, S. 20 (Ocak 2015).
SCHÖNLE, Herbert/Higi, Peter: Zürcher Kommentar Band/Nr. V/2a Kommentar zum Schweizerischen Zivilgesetzbuch, Obligationenrecht, Kommentar zur 1. und 2. Abteilung (Art. 1-529 OR) Kauf und Schenkung, Zweite Lieferung, Art. 192-204 OR, Zürih, 2005.
TANDOĞAN, Haluk: Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt 1/I ve 1/2, İstanbul, 2008.
TUNÇOMAĞ, Kenan: Türk Borçlar Hukuku, 2. Cilt Özel Borç İlişkileri, İstanbul, 1977.
YAVUZ, Cevdet/ACAR, Faruk/ÖZEN, Burak, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Güncellenmiş ve Yenilenmiş 10. Baskı, İstanbul 2014.
ZEVKLİLER, Aydın/GÖKYAYLA, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, 14. Bası, Ankara 2014.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Taşınır Satışında Zapttan Sorumluluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Büşra Çakmak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|