Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Elektronik Delillerin Kabul Edilebilirliği - Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar Ve Yargıtay Kararları Işığında Elektronik Delillerin Değerlendirilmesi

Yazan : Av.Ayşe Dimdik [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
Elektronik delilin toplanması ve muhafaza edilmesi aşaması adli bilişim sürecinin başlangıç aşaması olup delil bütünlüğünün sağlanması bakımından çok önemli bir safhasıdır. Zira bu aşamada elektronik delilin zarar görmesi veya yok olması oldukça muhtemeldir. Nitekim bilgisayarın basit bir şekilde hareket ettirilmesi bile kimi zaman dosya, veri, zaman mührü (damgası) gibi elektronik nitelikteki delilin değişmesine neden olabilmektedir. Bu durum ise elektronik delilin toplanması aşamasında bazı kurallara riayet etme zorunluluğunu doğurmaktadır.

ELEKTRONİK DELİLLERİN KABUL EDİLEBİLİRLİĞİ -
UYGULAMADA KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA ELEKTRONİK DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Av. AYŞE DİMDİK

Elektronik delilin toplanması ve muhafaza edilmesi aşaması adli bilişim sürecinin başlangıç aşaması olup delil bütünlüğünün sağlanması bakımından çok önemli bir safhasıdır. Zira bu aşamada elektronik delilin zarar görmesi veya yok olması oldukça muhtemeldir. Nitekim bilgisayarın basit bir şekilde hareket ettirilmesi bile kimi zaman dosya, veri, zaman mührü (damgası) gibi elektronik nitelikteki delilin değişmesine neden olabilmektedir. Bu durum ise elektronik delilin toplanması aşamasında bazı kurallara riayet etme zorunluluğunu doğurmaktadır.
Elektronik delil elde etme aşaması elektronik delile yönelik olay yeri çalışması ile başlar ve elektronik delil elde edilmesi muhtemel bilişim cihazlarına usulüne uygun müdahale edilmesi ile devam eder. Bu bakımdan olay yerinde yapılan işlemlerde yapılan hatalar delillerin gerçekliği ve güvenilirliğine gölge düşürebilir ve tüm süreci sekteye uğratabilir
Olay yerini inceleyen ilk müdahale ekibi öncelikle delil elde etmede kullanılacak cihazları hazır etmeli, kendi güvenliğinden emin olmalı, olay yerinin güvenliğini sağlamalı, daha sonra da olay yerindeki elektronik nitelikte olan veya olmayan tüm delillerin sağlamlığını ve bütünlüğünü koruma altına almalıdır. Bu bakımdan elektronik delilin elde edilmesi için işi iyi bilen bir adli bilişim uzmanının delil elde etme işlemini sürdürmesi gerekmektedir.
Olay yerinde bulunan bilişim sistemlerinden açık durumdaki bilişim sistemlerine ise dokunulmamalı, ekranda açık olan herhangi bir pencere ya da yapılan bir işlem varsa bu durum tutanağa bağlanmalı, sonrasında ise cihazın türüne göre kontrol edilerek gücü kesilmek suretiyle kapatılmalıdır. Ayrıca, bilişim teknolojileri ile ilgili bir olay yeri müdahalesi öncesinde muhtemel olay yerine uzaktan erişim ile delillerin karartılması ihtimaline karşı elektromanyetik koruma sağlayacak donanım ve yazılımlar bulundurulmalıdır.
II. ELEKTRONİK DELİL TOPLANMASI AŞAMASINDA YAPILMASI GEREKLİ İŞLEMLER
A. Canlı Analiz

Elektronik delil toplamak amacıyla olay yerine gelen ekipler, öncelikle üzerinde inceleme yapılacak olan bilgisayarların düzgün bir şekilde kapatılması ve muhafazasından sorumludurlar. Bundan sonra ise söz konusu bilgisayarlar üzerinde bulunan ve diğer veri depolama ünitelerinin imaj alma işlemlerine başlanır. Bununla birlikte üzerinde inceleme yapılacak bilgisayarların kapatılması veya yeniden başlatılması, sistem üzerinde bulunan uçucu verilerin kaybedilmesine neden olmaktadır. Canlı analiz yöntemi, sıradan elektronik delil elde etme işleminin ötesinde teknik uzmanlık gerektiren bir yöntemdir. Özellikle, zararlı kodların dağıtımı, siber saldırılar, kredi kartları ve internet aracılığıyla işlenen dolandırıcılık suçlarının işlenmesinde kullanılan bilgisayarlar üzerinde yapılacak incelemelerde söz konusu bilgisayarlar kapatılmadan uçucu verilerin elde edilmesi ve kayda alınması gerekmektedir. Elektronik delillerin toplanması sırasında uçucu verilerin elde edilmesi amacıyla kullanılan bu yöntem, herhangi bir siber saldırıya maruz kalınması halinde, sistem yöneticileri tarafından verileri kurtarmak amacıyla da kullanılmaktadır.
Ağ trafiği bilgilerinin elde edilmesine yönelik işlemler de canlı analiz işlemini gerekli kılan başka bir durumdur. Ağ trafiği bilgileri toplanırken, sistem canlı halde bulundurulduğundan sistemin anlık resminin çekilmesi suretiyle o anda sistemde bulunan veriler ele geçirilerek analize tabi tutulmaktadır.
B. İmaj Alma (Birebir Kopyalama)
Elektronik verinin elde edilmesi sürecine ilişkin olarak soruşturma veya kovuşturmaya konu suçun aydınlatılmasına fayda sağlayacak elektronik verinin orijinalinin elde edilemeyerek sadece normal kopyasının elde edildiği bir durumda, bu kopya üzerinden yeni bir kopya çıkartılarak bilirkişi incelemesi yapılması usule uygun kabul edilmeyecektir.
Bilişim sistemlerinde kopyalama işlemi genellikle üç seviyede gerçekleştirilir. Bunlar, dosya seviyesi, bölüm seviyesi ve disk seviyesi kopyalamalarıdır. Dosya seviyesinde ve bölüm seviyesinde yapılan kopyalamalar, herhangi bir dosyayı normal bir kullanıcı olarak kopyalamaktadır. Bu durumda, diskte bulunan silinmiş veya kısmen silinmiş dosyalar kurtarılamayacaktır. Ancak disk seviyesinde yapılan kopyalama ile orijinal diskin birebir kopyası alınabilmektedir. Adli bilişimde kullanılan kopyalama yöntemi de disk seviyesinde yapılan birebir kopyalamadır. Bu kopyalama türünde orijinal disk ile kopya disk her anlamda birbirine denktir.Adli bilişimde yapılan birebir kopyalama işlemine adli imaj (forensic image) denilmektedir. Birebir kopyalama, veri depolama birimi üzerindeki tüm verilerin kopyasının alınmasını ihtiva etmektedir. Alınan birebir kopya, mevcut verileri, silinmiş verileri, gizli bölümleri, veri depolama birimindeki diğer verileri de kapsamaktadır.
Disk imajının oluşturulması, elektronik delilin adli analiz sürecinin başlangıç noktasıdır. Elektronik delilin analizinin söz konusu delil üzerinde doğrudan gerçekleştirilmesi, üzerinde suç şüphesi bulunan veri depolama biriminin zarar görmesine veya inceleme yapan kişi tarafından verilerin değişmesine neden olabilmektedir. imaj üzerinde yapılacak çalışmada hata yapılsa bile orijinal veriler yeni bir imajın üretilmesinde kullanılabilir. Bu nedenle elektronik delil üzerinde analiz işleminin yapılması adli inceleme kuralları açısından doğru değildir ve bu açıdan da orijinal diskin imajının (birebir kopya) alınması bir zorunluluktur.

C. Hash (Veri Bütünlük) Değeri
Bu bağlamda elektronik delille ilgili üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan birisi de elektronik delilin bütünlüğüdür. Zira elektronik delillerin bütünlüğü, elde edilen, üzerinde çalışılan ve çalışma sonrasında hakkında kanaat bildirilen elektronik verinin herhangi bir şekilde değişikliğe uğrayıp uğramadığı hususuyla ilgilidir. Olay yerinden elde edilen bir verinin orijinal hali ile üzerinde çalışılan verinin birebir aynı olması gerekmektedir.
Bir veri veya veri depolama biriminin ilk sektörden başlayarak son sektöre kadar tümünün belirli bir algoritmik fonksiyondan geçmesi sonucunda bir hash değeri oluşmaktadır. Son sektörün de aynı işleme tabi tutulması sonucunda ortaya çıkan değere ise o veriye ait hash değeri denilmektedir. Bu değer benzersiz (unique) nitelikte olduğu için veri depolama birimi üzerindeki bir karakterin değişmesi hash değerinin de değişmesine neden olur. Bu bakımdan elektronik delil veya elektronik delilden alınan imaj üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığını kontrol etmek amacıyla hash değeri hesaplatılır ve böylece üzerinde çalışılan verilerin orijinali ile aynı olup olmadığının doğruluğu kontrol edilmiş olur. Günümüzde en sık kullanılan hash algoritmaları MD5 ve SHA'dır.
Hash hesaplaması sonucu çıkan hash değeri ile ilk hesaplanan hash değerinin birbirleri ile aynı olmaları durumunda elektronik delilin veya elektronik delilden alınan kopyanın herhangi bir değişikliğe uğramadığı sonucuna varılır. Bu bağlamda, hash değeri, elektronik verinin bir nevi mührü konumundadır.
Nitekim uygulamada karşılaşılan en büyük ihmallerden biri de hash değerinin takibinin ve kontrolünün yapılmamasıdır. Bazen delillerin elde edilmesi ve imaj alma işlemleri sırasında kolluk birimleri tarafından elde edilen ve rapora işlenen hash değerinin, bilirkişi raporunda yer alan hash değerinden farklı olduğu durumlarla karşılaşılmaktadır. Bu durum, bilirkişinin incelemiş olduğu imajın gerçeğinden farklı olduğu ve imaj üzerinden elde edilen bulguların adli bilişim açısından delil değeri taşımadığı tartışmalarına yol açmaktadır. Zira herhangi bir nedenle imaj üzerinde meydana gelebilecek değişiklik hash değerinin değişmesine ve o zamana kadar yapılan tüm inceleme işlemlerinin geçersiz kabul edilmesine neden olabilecektir.

D. Zaman Damgası (Time Stamping)
Yukarıda da değinildiği üzere elektronik delilin bütünlüğünün korunması için birebir kopyalama işlemi sırasında elektronik verilerin hash değerinin alınmasının yanı sıra bu durumun zaman damgası kullanılarak muhafaza altına alınması da büyük önem arz etmektedir.
Zaman damgası, bir elektronik verinin üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği, alındığı, kaydedildiği zamanın tespit edilmesini sağlayan elektronik bir veridir. Zaman damgasının bu niteliği sayesinde elde edilen elektronik delilin üretim, erişim veya değiştirilme zamanları üzerinde oynama yapılması veya değiştirilmesi engellenmiş ve delillerin doğruluğu ispatlanmış olmaktadır.
Zaman damgasına ilişkin olarak zamansal hatanın en yaygın kaynağı sistem saatindeki kaymalardır. Eğer bir yönlendiricinin saati birkaç saat öndeyse, bu uyumsuzluk diğer sistemlerdeki kayıtlarla olayları ilişkilendirmekte sıkıntıya neden olabilir ve sonraki süreçte yapılacak analizlere zarar verebilir. Ayrıca, elektronik delilin toplandığı sistem saatindeki hatalar analiz ve raporlama aşamalarında oluşması muhtemel tutarsızlıklara sebebiyet verebilir. Örneğin, çoğu sistem günlüğü sunucuları ağ üzerindeki uzak sistemlerden alınan günlük kayıtları için bir zaman damgası oluşturmaktadır. Bu nedenle, sistem günlüğü mesajını gönderen bilgisayar saati doğru olsa bile sunucudaki saat kayması hataya neden olabilecektir
Microsoft gibi bazı web sunucuları GMT (Greenwich Mean Time) zaman damgasına göre günlük kayıtlarını oluşturmaktadır. Bununla birlikte dünya genelindeki bilgisayar sistemleri ise genellikle kendi günlük kayıtlarında yerel saat dilimini kullanırlar. Bu bakımdan zaman dilimi farklılıklarını düzeltmede yaşanacak bir başarısızlık karışıklığın daha da büyümesine sebebiyet verebilir.

E. Koruma Zinciri (Chain of Custody)
Koruma zinciri, bir delilin fiziki veya elektronik olarak toplanması, muhafaza edilmesi, başka bir yere aktarılması ve analiz edilmesini gösteren kronolojik belgelendirme sürecini ifade etmektedir. Koruma zinciri sayesinde delillerin doğrulanması sağlanmaktadır. Bu bakımdan elektronik verilerin ceza yargılamasında kullanılabilecek nitelikte “sağlam delil” olarak kabul edilebilmesi, bu verilerin ele geçirildiği ilk andan itibaren koruma zinciri (chain of custody) kıstaslarına uygun olarak temiz bir şekilde el değmeden korunarak incelemeyi yapacak uzmanın önüne götürülmesinin sağlanmasına bağlıdır. Delillendirme sürecinin en önemli unsurlarından birisi delillerin koruma zinciri ile toplanması ve belgelendirilmesidir. Bu bakımdan soruşturma aşamasında elektronik delili elde eden her kişi, bu delilin ilk elde edildiği hali ile mahkemede ileri sürüldüğü halinin aynı olup olmadığı hususunda ifadeye çağrılabilir.
Eğer bu sorulardan yalnızca biri bile cevapsız kalırsa koruma zinciri bozulmuş sayılır. Elektronik delil mahkemeye sunulduğunda, eğer koruma zincirindeki herhangi bir halka eksikse, mahkeme delilin suçla ilişkisini kabul etmeyebilir ve bu nedenle de tüm bir soruşturma sonuçsuz kalabilir.

III. ELEKTRONİK DELİLİN PAKETLENMESİ, TAŞINMASI VE MUHAFAZASI

Gizli ve görülmeyen delillere özel olarak dikkat edilmeli ve bunların muhafazası için gerekli işlemler yapılmalıdır. Manyetik araçlar, kâğıt veya plastik torbalar gibi anti statik ambalajlara sarılmalı, normal plastik torbalar gibi statik elektrik üreten materyaller kullanılmamalıdır. Disket, CD-ROM veya bantlar gibi bilgisayar araçlarının katlanmaması, bükülmemesi ve çizilmemesi gerekmektedir. Delilleri taşımak amacıyla kullanılan konteynerlerin ise doğru bir şekilde etiketlenmiş olması gerekir.
Elektronik delilin taşınması sırasında manyetik alanlardan uzak tutulması gerekir. Radyo vericileri, ısıtmalı koltuklar bu delillere zarar verebilirler. Nitekim cep telefonlarının faraday poşetlerinde taşınması, taşınma sırasında telefona gelebilecek aramalar ve kısa mesajların engellenmesini ve ayrıca telefonun hizmet aldığı son konum bilgisinin değişmemesini sağlamaktadır. Aksi halde telefona gelebilecek arama ve kısa mesajlar sonucunda kişilerin son arama listesi ve mesaj kutusu değişebilir ve hatta silinen mesajlar üzerine veri yazıldığı için tekrar elde edilmeleri engellenebilir. Ayrıca, şüphelinin en son hizmet aldığı konum bilgisi de taşıma esnasında değişerek delillerin orijinalliği bozulabilir.

IV. ELEKTRONİK DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGITAY UYGULAMALARI

İnternet ortamında suç işlemelerin yaygınlaşması, adeta meslek edinilmesi, konunun uluslararası bir sorun halini alması sonucunda; uygulayıcıların bilinçlenmesi ve uluslararası işbirliği kaçınılmaz hale gelmiştir. Artık dijital bir ortamda suç işlenebilmesi için Rusya'dan ABD'ye, Çin'den Türkiye'ye, Afrika'dan Avrupa'ya gitmeye gerek duyulmamaktadır.
Bilgisayar başında oturan bir hacker (siber korsan) kilometrelerce uzaktan bir başkasının bilgisayarına, akıllı telefonunun içeriklerine ulaşabilmekte, virüs göndermekte, yazılım programları geliştirebilmektedir. Rahatlıkla düşman ülke savunma sistemine, gizli bilgilerine saldırı yapabilmekte, verileri ele geçirebilmektedir.
Örneğin; tehdit, hakaret, şantaj, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, kredi kartı sahteciliği-dolandırıcılığı, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, yayılması, müstehcenlik, devlet sırlarının yayılması, suç örgütü propagandası gibi çok sayıda suçun internet ortamında, bilişim sistemleri kullanılarak işlenmesi mümkün olmaktadır.

Suç işlemeyi meslek edinmiş birçok kişi, siber korsanlar, dolandırıcılık-şantaj şebekeleri yakalanmayı ve delillere ulaşmayı engellemek amacıyla sanal ortamı tercih etmektedir. Terör örgütleri de propaganda ya da örgüt faaliyetleri maksatlı bu alanı kullanmaktadır.
Bahsedilen ortamda veriler (bilgiler) hızla arttığından depolama ihtiyacı doğmaktadır. Bu depolama alanları ise, işlenen suçlar açısından bir delil toplama platformudur.

Verilere yönelik suçlar; verilerin çalınması, ulaşılmaz kılınması, değiştirilmesi, bozulması, yok edilmesi şekillerinde olabilir. Mağdurun verileri elde edilip kötüye kullanılarak haksız yarar sağlama yoluyla da suç işlenebilir. Bu şekilde kötü niyetli kullanımlar için internet ortamında veri toplama işine "veri korsanlığı" denilmektedir..
Türk hukuk sisteminde İnternet ortamında işlenen suçlar yönünden, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi hakkında Kanun bulunmaktadır.
Türk ceza yargılaması hukukunda maddi gerçeğin ortaya çıkması bakımından delil serbestisi ilkesi benimsendiğinden, dijital deliller de aynı çerçevede ele alınmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanununun 217.maddesinde "Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir" hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla ispat aracı olarak herhangi bir delil sınırlaması yoktur
Türk hukuk sisteminde dijital deliller Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirtilmiştir.
maddelerinde düzenlenmektedir. CMK 134.maddede düzenlenen "Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma" işlemleri somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi bulunması ve başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması halinde hakim kararı ile mümkün görülmüştür. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet savcısı kararı ile de bu işlemin yapılması ve sonrasında hakim onayına sunulması mümkün kılınmıştır.
CMK/135.maddede düzenlenen "İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması" işlemleri de aynı gerekçelerle ve hakim kararı ile mümkün olacaktır. Ancak bu yönteme başvurulabilmesi açısından yasada sayılan "Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, kasten öldürme, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, nitelikli hırsızlık ve yağma, uyuşturucu madde imal ve ticareti, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar..... gibi) yasada sayılan önemli suçlar söz konusu olmalıdır.
CMK/140.maddede ise, aynı gerekçelerle şüpheli veya sanığın "kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin ve işyerinin teknik araçlarla izlenebilmesi, ses veya görüntü kaydı alınabilmesi" imkanı getirilmiştir. Bu yönteme de yasada sayılan aynı suçların soruşturulması sırasında ve hakim kararıyla başvurulabilecektir. Açıklanan dijital delil elde etme yöntemlerine -sonradan hakim onayına sunulmak kaydıyla- acil hallerde cumhuriyet savcısı kararı ile de başvurulabilecektir. Delillerin güvenilirliğine, kararlara esas alınabilirliğine zarar gelmemesi açısından, yasada ayrıntılı düzenleme yapılmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20.12.2018 (2018/16-419 E-2018/661 K) ve
26.09.2017 günlü kararlarında ayrıntılı olarak açıklanan dijital veriler, ceza yargılamasında delil
olarak kabul edilmiştir.


Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 gün, 2017/16-956 E-2017/370 K sayılı kararında, "sanıkların ByLock sistemini kullandıklarına ilişkin tespit, iddianamede unsurları gösterilen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun bir delili niteliğinde olduğundan, hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır." denilmekle, örgüt mensupları tarafından gizlilik maksatlı olarak bylock uygulama programının kullanılması hususunda usulünce yapılan tespitler, dijital delil olarak kabul edilmiştir.

16.Ceza Dairesinin 21/09/2017 tarihli kararında (2015/2056 E-2017/5023 K),
"sanığın evinde ve işyerinde yapılan aramalarda elde edildiği iddia olunan tüm dijital medyaların
-arama mahallinde imaj alınmadan, ilgilisine de bir kopyası verilmeden ve kanuna uygun
gerekçesi de tutanağa yazılmadan el konulması nedeniyle CMK'nın 134.maddesi hükmü ve
hukuka uygun yöntemlerle elde edildiklerinin kabul edilemeyeceği" belirtilmiş, delillerin hukuka uygun elde edilmesi gerektiği vurgulanmıştır


8.Ceza Dairesinin 29/11/2017 2016/10741 E-2017/13486 K sayılı kararında,

"sanığın bilgisayarına el konulduktan 4 gün sonra Ceza Muhakemesi Kanununun 134.maddesine göre bilgisayar kütüklerinde arama kararı verilmesi nedeniyle, bilgisayardan deliller hukuka aykırı elde edildiğinden hükme ve incelemeye esas alınamayacağına" karar verilmiştir.



8.Ceza Dairesinin 08.01.2020 gün, 2019/15788 E- 2020/226 K sayılı kararında " sanığın internet hattına tespit edilen tarihte başkalarının giriş yapıp yapmadığının ve kendisinin başkalarına ait hesaplara girişinin olup olmadığının belirlenmesi açısından ilgili internet sağlayıcısından bilgi istenmesi, katılana ait diğer hesaplardan suça konu hesaba para transferleri sırasında internet erişiminin sağlandığı IP numarasının tespiti" hususları eksiklik olarak belirtilmiştir.



16.Ceza Dairesinin 27/02/2018 günlü (2017/3067 E- 2018/504 K) kararında ve benzer birçok kararında, "elde edilen birden çok dijital delillerin incelemelerinin tamamlanması ve bir bütün halinde ele alınması, diğer delillerle birlikte ele alınması gerektiğine, suçun işlenip işlenmediğinin buna göre değerlendirilmesi gerektiğine" vurgu yapılmaktadır.

Aynı dairenin 03/06/2014 tarihli kararında ise (2013/17864 E-2014-19714 K), "SMS mesaj delili diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde hukuka uygun delil" olarak kabul edilmiştir.



Tüm dünya gibi Türkiye'de de bilişim alanında işlenen suçların sayısı hızla artmaktadır. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı bir araştırmaya göre son yıllarda özellikle kredi kartı dolandırıcılığı, bilgi hırsızlığı, çocuk pornografisi, sistemlere izinsiz erişim, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin ele geçirilmesi ve telif haklarının ihlali suçlarına sıklıkla rastlanmaktadır.
Türk hukuk sisteminde; bilişim sistemine girme, veri yerleştirme, verileri yok etme, gizleme, sistemlerin işleyişini engelleme ve bozma, bu yöntemlerle haksız yarar sağlama eylemleri doğrudan bilişim suçları kapsamında cezalandırılmayı gerektirecek şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca bankalarca bilişim sistemleri ile bağlantılı olarak hazırlanıp kullanıma sunulan banka veya kredi kartlarına yönelik haksız yarar sağlama, sahte üretme, bu şekilde üretilmiş sahte kartları kullanarak yarar sağlama gibi eylemler de bilişim suçları kapsamında düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilişim suçları yanında, yukarıda anlatıldığı üzere internet ortamında işlenebilen tüm suçlar yönünden de dijital veriler delil niteliği taşıyabilmektedir.
Ayrıca bilişim suçları genellikle, Türk Ceza Kanununda düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal (md 134), kişisel verilerin kaydedilmesi(md.135) verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme (md.136), hırsızlık (md.141 vd.) dolandırıcılık (md. 157-158), güveni kötüye kullanma (md.155) gibi suçlarla sıklıkla karıştırılmakta ya da bilişim suçları yanında gerçek içtima kuralları gereği anılan suçların da oluşabileceği göz önünde tutulmamaktadır.
Yargıtay uygulamaları yönünden bazı örnekleri saymakta yarar bulunmaktadır.

1-)"Bir kimsenin banka hesabından bir şekilde temin edilen şifre kullanılarak internet yolu ile kendisi ya da başkası hesabına para aktarılması" eylemi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.11.2009 gün, 2009/11-193 E-268 K sayılı kararı (ayrıca 25.11.2014 gün, 2013/13-448 E-2014/524 K) ile, TCK'nın 142/2-e madde ve bendinde yazılı "Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık" suçu kapsamında değerlendirilmiştir. Ceza daireleri uygulamaları bu şekilde yerleşmiş olup, tali norm mahiyetindeki TCK'nın 244/4.madde ve fıkrasının uygulanması söz konusu olmayacaktır.
2-)İnternet ortamında oynanan oyun karakterlerinin çalınması eylemi, Yargıtay 13.Ceza Dairesinin 10.10.2017 gün, 2016/2155 E-2017/10403 K sayılı kararı ile, ekonomik değeri olsa bile TCK'nın 244/4.madde ve fıkrasında yazılı suçu oluşturacağı kabul edilmiştir.
3-)TCK'nın 245/2 ve 3.maddelerinde düzenlenen suçlar yönünden Yargıtay uygulaması tereddütlere yol açmaktadır. TCK'nın 245/2.madde ve fıkrasında düzenlenen "başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi eğer 3.fıkrada yazılı "sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamış" ise hangi madde uyarınca cezalandırılacaktır.

4-)"Araçlara tanımlı taşıt tanıma sistemi kartını bir şekilde ele geçirerek kendi aracına yakıt alma" eylemini Yargıtay 15.Ceza Dairesi 17/09/2019 gün, 2017/17461 E-2019/8459 K sayılı kararında "Güveni Kötüye Kullanma" suçu olarak kabul ederken, 8.Ceza Dairesi 08.07.2019 gün, 2019/10316 E-9693 K sayılı kararında bilişim suçu oluştuğu gerekçesiyle eylemin TCK'nın 245/1.maddesinde yazılı suçu oluşturduğuna karar vermiştir.

KAYNAKÇA
Doğrudan-Dolaylı Bilişim suçları, Ahmet GÜL, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı, Seçkin Yayınevi, 2017-2.Baskı

Dijital Delil ve İletişimin Denetlenmesi, Prof.Dr.Çetin Arslan, Hacettepe Ün.Hukuk Fak. Haziran-2014 9.Türkiye Ceza Hukuku Günleri Sempozyum Sunumu.
Elektronik Delillerin Değerlendirilmesi ve Kabul Edilebilirliği , Yargıtay Cumh. Savcısı ,Ahmet GÜL
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Elektronik Delillerin Kabul Edilebilirliği - Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar Ve Yargıtay Kararları Işığında Elektronik Delillerin Değerlendirilmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Ayşe Dimdik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
29-12-2021 - 20:22
(857 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 2 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
2695
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 8 saat 18 dakika 36 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,14 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 23066, Kelime Sayısı : 2720, Boyut : 22,53 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2181
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05211210 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.