Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yabancılar Hukukunda Çalışma İzni Ve Taşınmaz Edimi

Yazan : Nerime Şenay Küçük [Yazarla İletişim]
Avukat, Dokuz Eylül Üniversitesi Ekonomi Hukuk Yüksek lisans Öğrencisi

Makale Özeti
Yabancıların Türkiye'de çalışmasına ve taşınmaz edimine ilişkin düzenlemelerin Türk hukuku bakımından incelenmesi.

TÜRK HUKUKU ÇERÇEVESİNDE YABANCILARIN
ÇALIŞMA İZNİ VE TAŞINMAZ EDİMİ

Av.Nerime Şenay Küçük


I. GENEL OLARAK:

Çalışma hürriyeti, bir şahsın iş yapma, ekonomik faaliyete girişme ve seçtiği meslek ve sanatını icra etme konusunda sahip olduğu özgürlük olarak tanımlanmaktadır.[1] T.C. Anayasası’nın 48.maddesinde düzenlenen ve herkese tanınan kamusal nitelikte bir haktır.[2]

Yabancıların taşınmaz edinme hakkı, özel hukuktan doğan bir haktır. Yabancılar, ilk çağlardan beri birçok dünya ülkelerinde bu hakkını kullanırken birtakım sınırlamalara tabi tutulmaktadır. Türk hukukunda da, bu hakkın kapsamı birçok değişikliğe uğramıştır.

Öte yandan, Anayasa’nın 16.maddesinde; tüm temel hak ve hürriyetler, yabancılar için milletlerarası hukuka uygun olmak koşuluyla kanunla sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir. İncelememizde de bu iki temel hakkın uygulanması için yabancılar için çeşitli kanunlarda öngörülen şartları açıklayacağız.

II. YABANCILARIN ÇALIŞMA HAKKI:

A. GENEL OLARAK:

Yabancıların çalışma hakkının şartları ve tamamlanması gereken usûli işlemler, Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’da ve bu kanunun uygulamasını gösteren yönetmelikte açıkça düzenlenmiştir. Nitekim bu kanun ve yönetmelik, Türkiye’de çalışan yabancıların denetlenmesi, kaçak yabancı işçi çalıştırılmasının önlenmesi, bürokratik işlemlerin azaltılması amacıyla düzenlenmiştir.[3]

Ayrıca, yabancılar çalışmaya başlamadan önce mutlaka çalışma iznini, çalışma vizesini ve ikamet tezkeresini almak zorundadırlar. Bu usûli işlemler yapılırken, kanunda yabancıların icra etmelerine izin verilen meslek, sanat ve faaliyetler ile ülkenin ekonomik şartları gözetilerek kamu güvenliği, kamu sağlığı, kamu düzeni ve kamu yararı esaslarına göre bir değerlendirmenin yapılması gereklidir. (YİSHK m.15, YİSHK m. 7/a, Pasaport Kanunu m. 8/son)
  • YABANCILARIN ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ USULİ İŞLEMLER:

Yabancıların Türkiye’de çalışması için tamamlaması gereken usuli işlemler üçe ayrılmaktadır:
  • Çalışma izninin alınması,
  • Çalışma vizesinin alınması,
  • İkamet tezkeresinin alınması.

Bu işlemleri sırasıyla detaylı olarak inceleyeceğiz.

1. Çalışma İzni:

Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun’da çalışma izinlerinin nasıl ve ne şekilde verileceğini düzenlemektedir. Ayrıca, kanun özellik arz eden yabancıları kapsamı dışında tutmuş, bazılarına da çalışma izni muafiyeti tanımıştır. Bu nedenle, çalışma iznini genel esaslar, özellik arz eden yabancılar ve muaf tutulan yabancılar bakımından ayrı ayrı incelenecektir.

aa. Çalışma İznine İlişkin Genel Esaslar:

aaa. Genel olarak:

YÇİHK’nun 2.maddesinde bu kanunun kapsamı düzenlenmiştir.[4] Bu kapsama dahil edilen yabancıların Türkiye’de çalışabilmesi için kural olarak mutlaka izin almaları gerekir. Ancak, ülke menfaatlerinin gerekli kıldığı hallerde veya mücbir nedenlere bağlı olarak, çalışmaya başlamadan önce ilgili makama bilgi vermek, çalışma süresi bir ayı geçmemek ve Bakanlık onayı alınmak suretiyle çalışma izni işe başladıktan sonra da verilebilmektedir. (Kanun m.4)

Bu izin başvuruları, yurt içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yapılmaktadır. 2 Ağustos 2010 tarihinden itibaren başvurular yalnızca internet üzerinden yapılmaktadır. [5] Gerekli evraklar ise bizzat veya posta yoluyla Bakanlığa ulaştırılacaktır. Bir yabancının veya işvereninin yurtiçinden başvuru yapabilmesi için, yabancının öğrenim amacı dışında bir nedenle en az altı ay süreli ikamet izni almış ve bu sürenin sona ermemiş olması gerekir. Bu nedenle, turistik vize veya çalışma vizesi dışında vizelerle veya iki ülke arasındaki vize muafiyeti programı ve diğer vize kolaylıklarından yararlanarak Türkiye’ye gelmiş bir yabancının yurtiçinden çalışma izni için başvurması mümkün değildir. [6]

Öte yandan, bir istisnayı belirtmek gerekir ki; insan ticaretine konu olan veya olabilecek alanlarda çalışacak yabancılar için altı ay süreyle ikamet etmiş olması dikkate alınmamakta ve her defasında dış temsilciliklerimizden çalışma vizesi almaları koşulu aranır.

Şayet başvuru, yurtdışından yapılacaksa, yabancının bulunduğu ülkedeki Türk temsilciliklerine yapılmaktadır. Temsilcilikler, kendi değerlendirmeleri ile birlikte başvuruyu ilgili Bakanlığa gönderirler.Çalışma izin belgesini alan yabancıların, bu belgeyi aldıkları tarihten itibaren en geç doksan gün içinde ülkeye giriş vizesi talebinde bulunmaları, ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içinde İçişleri Bakanlığına ikamet tezkeresi almak için başvurmaları zorunludur. Zira çalışma vizesi ve ikamet tezkeresi alınmadığı takdirde çalışma izninin geçerliliği yoktur.( Kanun m. 12/f.1)

Usulüne uygun başvurular, en geç otuz gün içerisinde sonuçlandırılır.(Kanun m.12/f. 6) Öngörülen otuz günlük süre, tüm belgelerin Bakanlığa eksiksiz intikalinden itibaren başlar. Çalışma izni başvurusu incelenirken yabancının ikamet ve çalışma izninin süresi ile hizmet akdinin ve işin süresine göre belirli bir işyeri ya da işletmede ve belirli bir meslekte, yalnız bu işe münhasır kalmak kaydıyla iş piyasasındaki durum, çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel, coğrafi ve ekonomik konjonktür değişiklikleri dikkate alır. Öte yandan, Türkiye İş Kurumu tarafından periyodik olarak dört haftalık sürelerde, il bazında "yabancıların istihdamının uygun görülmediği iş ve meslekler" konulu rapor da Bakanlığın çalışma izin hakkındaki vereceği kararda gözönünde tutulacak önemli kıstaslardan biridir. Ayrıca, Bakanlık, ülke içinden istihdam yerine yabancı istihdamını haklı kılacak gerekçeleri değerlendirirken, işin özel niteliğini gösterir bilgiler ile yabancının eğitim durumu, çalışacağı işyerinin ulusal ekonomiye katkısı ve bu niteliklere uygun ücret düzeyi ile istihdam durumunu da dikkate alır. (Yönetmelik m.13/f.2-3-4)

Bakanlık, başvuruları değerlendirme esnasında, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının mesleki yeterlilik dahil görüşlerini 15 gün içerisinde bildirmek zorundadırlar. Ancak, ilgili kurumlar 15 günü geçmeyecek şekilde ek süre alabilirler. Nitekim, Bakanlığa süresinde bildirilmeyen görüşler olumlu kabul edilir. ( Yönetmelik m.10)

Bu kanun ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde; Türkiye’de kabul edilen temel prensip şudur: Bir yabancının istihdam edileceği iş için aynı nitelikte ülke içinden başvuranlar var ise, onlara öncelik tanınır ve yabancıların çalışma taleplerinin reddolunur. Ayrıca, Türk vatandaşları yerine ülke içinden başvuranlar teriminin kullanılması ile; T.C. vatandaşları, Türkiye’de ikamet eden Türk soylu yabancılar ile Türkiye’de yasal ikamet ve çalışma iznine sahip olan ve Türk iş piyasasına dahil edilmiş yabancılar anlatılmak istenmiştir. [7]

Çalışma izninin uzatılması, Yönetmelik m.8’de öngörülen usul ve süreye tabidir.[8]

Çalışma izninin sınırlandırılması ve reddi halleri Kanunun 14.maddesinde[9] ve Yönetmeliğin 20.maddesinde [10]düzenlenmiştir.
bb. Çalışma İzni Çeşitleri:

Yabancıların Türkiye’de çalışmalarına ilişkin izinler dört gruba ayrılmıştır:

bba. Süreli Çalışma İzni:

Bu husus, kanunun 5.maddesinde düzenlenmiştir. İş piyasasındaki durum ve ekonomik konjenktür değişiklikleri nazara alınarak belirli bir işyeri ve meslekte çalışmak üzere 1 yıl için verilir. Bu süre, aynı işyeri ve aynı meslekte çalışma şartı ile 3 yıla kadar uzatılabilir. Bu sürenin hitamında, farklı bir işyerinde, aynı meslekte çalışmak üzere çalışma iznini 6 yıl uzatabilir. Aynı meslek kavramını şu örnekle açıklayalım: Örneğin, Bir Alman öğretmenin, Alman okulunda, Almanca dersi yerine tarih dersi vermeye başlaması aynı meslek olarak değerlendirilir.[11] Yabancının kendisi ile birlikte en az beş yıl kanuni ve kesintisiz ikamet etmiş olmaları kaydıyla eş ve çocuklara da süreli çalışma izni verilebilir. Beş yıllık süre hesaplanmasında, öğrenimde geçen süreler de dahil edilir. Yabancının toplam 6 ayı geçmemek şartı ile Türkiye dışında bulunması çalışma süresini kesmez. Ancak, Türkiye dışında bulunduğu süreler çalışma süresinden sayılmaz.

bbb. Süresiz Çalışma İzni:

Kanunun 6.maddesinde düzenlenmiştir. Türkiye’de en az 8 yıl kanuni ve kesintisiz ikamet eden ve 6 yıl kanuni çalışması olan yabancıya süresiz çalışma izni verilir. Nitekim bu izin, ekonomik nedenlerle belirli bir süre için tarım, sanayi ve hizmet sektörler, belirli bir işyeri, meslek, mülki veya coğrafi alanla sınırlandırılamaz. (Yönetmelik m.20/f.2)

bbc. Bağımsız Çalışma İzni:

Kanunun 7.maddesinde düzenlenmiştir. İznin verilmesi için yabancının Türkiye’de kanuni ve kesintisiz olarak en az 5 yıl ikamet etmiş olma şartı öngörülmüştür. Bu şartın yanında, bağımsız çalışmalarının, ekonomik kalkınma açısından katma değer yaratması ve istihdam üzerinde olumlu etki yapması aranır. (Yönetmelik m.36/f. 1)

Bağımsız çalışması uygun bulunması halinde, yabancıya “Bağımsız Çalışma İzni Müracaat Belgesi” verilir. Bu belge verildiği tarihten itibaren üç ay süreyle geçerlidir. Yabancıya, işyerini kurmasının ardından, ticaret sicil kaydını Bakanlığa ibraz etmesi halinde bağımsız çalışma izni verilebilir.

bbd. İstisnai Çalışma İzinleri:

Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe; ulusal mevzuata aykırı davranmamak ve mesleki hizmetlere ilişkin mevzuata uymak kaydıyla, ilgili statüleri Kanunun 8.maddesinde belirtilen yabancılara, çalışma izinleri istisnai olarak verilebilir. [12]

cc. Doğrudan Yabancı Yatırımlarda Çalışan Yabancıların Yerine Getirmesi Gereken Usuli Hükümler:

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu çerçevesinde faaliyet gösteren şirket, şube ve irtibat büroları kapsamında çalışan yabancılara verilecek çalışma izinleri hakkında farklı bir usul öngörülmüştür. Buna ilişkin kurallar, “Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarında Yabancı Uyruklu Personel İstihdamı Hakkında Yönetmelik ”kapsamında düzenlenmiştir. Bu yönetmelik, özellik arzeden doğrudan yabancı yatırımlarda ve irtibat bürolarında istihdam edilecek yabancı uyruklu kilit personele uygulanır.

Özellik arz eden yatırım ve kilit personel kavramı, bu yönetmeliğin 4.maddesinde tanımlanmıştır. [13]

Özellik arz eden doğrudan yabancı yatırımlarda mesleki eğitim alanı dışında bir görevde istihdam edilecek yabancı uyruklu kilit personel için, ilgili mercilerden mesleki yeterlilik konusunda görüş alınmadığı gibi kilit personel, Uygulama Yönetmeliğinde öngörülen mesleki yeterlilik istem ve yeterlilik prosedürleri ile lisans istem ve prosedürlerine de tabi tutulmamaktadır. (Yönetmelik m.14) Ayrıca kilit personel için, yabancının başvuruda bulunduğu iş için ülke içinde, dört haftalık süre içerisinde o işi yapacak aynı niteliğe sahip kişinin bulunmaması gerektiğine ilişkin sınırlama hükmü aranmaz.

Çalışma izin belgesi alan kilit personel de genel kural uyarınca; bu belgeyi aldıktan itibaren en geç 90 gün içerisinde Türkiye'nin dış temsilciliklerine çalışma vizesi talebinde bulunmaları ve ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içinde İçişleri Bakanlığına ikamet tezkeresi almak için başvurmaları zorunludur. Türkiye'de öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri hariç, herhangi bir sebebe istinaden en az altı ay süreli ikamet izni almış olup da bu izin süresi içerisinde çalışma izni verilmiş kilit personel için, Türkiye'nin dış temsilciliklerinden çalışma vizesi alması koşulu aranmaz.( Yönetmelik m.9)

bb. Özellik Arz Eden Yabancılar:

Kanun, bazı statüdeki yabancıları kapsam dışında tutmuştur.

aaa. 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29 uncu maddesinin ikinci cümlesi:

403 sayılı kanun 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’yla mülga edilmiştir. Bu nedenle 403 sayılı kanunun 29.maddesi,5901 sayılı kanunun 28.maddesine tekamül etmektedir. [14] Bu madde kapsamındaki kişiler, yabancılar için geçerli olan sınırlamalara tabi olmaksızın Türkiye’de çalışabileceklerdir. Türk vatandaşı olma koşulu aranmamasının ötesinde, çalışma izni, çalışma vizesi, ikamet izni talep edilmeyecektir.

bbb. 5680 sayılı Basın Kanununun 13 üncü maddesi ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin kapsamına giren yabancılar:

5680 sayılı Kanun, 5187 sayılı kanun ile 2004 yılında mülga edilmiştir. Bu hükümler çerçevesinde, yabancıların çalışma izinleriyle ilgili yükümlülükler gazete ve dergilerin yabancı muhabir ve yazarları ile yabancı basın yayın organları mensuplarına uygulanmayacaktır.

ccc. Diğer Bakanlık ve Kamu Kuruluşlarınca Çalıştırılacak Yabancılar:

Kanun,Çalışma Bakanlığı’ndan izin alınması hususunda, Bakanlık ve kamu kuruluşlarında istihdam edilen personeli kapsamı dışında tutmuştur. Böylece, ilgili kamu kurum ve kuruluşları kanunla verilen yetkiye dayanarak çalışma izni verebilecek ve yabancı personel çalıştırabilecektir. Örneğin, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Yüksek Öğretim Kurulu yabancılara çalışma izni verebilmektedir.[15]

Kanunla yetki verilen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşme veya ihale usulleriyle mal ve hizmet alımı, bir işin yaptırılması veya bir tesisin işletilmesi işlerinde çalıştırılacak kilit personel niteliğindeki yabancılar ise, Çalışma Bakanlığı’ndan alınacak istisnai çalışma izinleri ile istihdam edileceklerdir.

Ayrıca Kanunun 19.maddesi gereği, çalışma iznini veren/uzatan/iptal eden bakanlık veya kamu kurum ve kuruluşlar işlem tarihinden itibaren; yabancıyı çalıştıran bakanlık ile kamu kurum ve kuruluşlar yabancıyı çalıştırmaya başladıkları tarihten itibaren otuz gün içerisinde yabancı ile ilgili tüm bilgileri Bakanlığa bildirmekle yükümlüdür.

cc. Çalışma İzninden Muaf Tutulan Yabancılar:

Kanunun m.2/ f.3’te; yabancıların, karşılıklılık ilkesi, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği hukuku esasları dikkate alınarak çalışma izninden muaf tutulabileceği düzenlenmiştir. Bu hüküm ile, Çalışma Bakanlığına, sosyal ekonomik koşulları ve uluslar arası ilişkileri göz önünde bulundurarak yabancıları çalışma izninden muaf tutma yetkisi tanınmıştır. [16]

Ayrıca Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 55.maddesinde muaf tutulan yabancıların kapsamı ayrıntılı olarak belirtilmiştir.[17] Yabancılara tanınan muafiyet uzatılamaz. Şayet daha uzun süre kalması gerekiyorsa, Bakanlıktan çalışma izni alması gerekmektedir. Çalışma izninden muaf olan yabancıların talebi halinde Bakanlık tarafından çalışma izni muafiyet belgesi verilir. ( Yönetmelik m.55/f.3)

Yönetmeliğin m.55/f.4 gereği, bu kapsamdaki yabancılar, ülkeye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç otuz gün içerisinde ve her halükarda faaliyetlerine başlamadan önce geliş amaçlarını, ne kadar süre ile ve nerede kalacaklarına ilişkin bilgileri, bulundukları yerin emniyet makamlarına bildirerek ikamet tezkeresi almak zorundadırlar. Bu bildirimi bizzat kendileri yapmalarına gerek yoktur. [18]Muafiyet hükümlerinden yararlanacak yabancılara ilişkin sosyal güvenlikle ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmesi zorunludur. Bu madde kapsamında ikamet tezkeresi düzenlenen yabancıların kimlik bilgileri ile çalışacakları işyerlerinin unvan ve Sosyal Güvenlik Kurumu işyeri sicil numaraları emniyet makamları tarafından her ay Bakanlığa bildirilir.

2. Çalışma Vizesi:

Çalışma vizesi, yasal dayanağını Avrupa Konseyi Üyesi Devletler Arasında Kişilerin Seyahatine İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nden ve Pasaport Kanunu’nun 4.maddesindeki hükümden almaktadır. Ayrıca, YÇİHK ve ilgili yönetmelikte de çalışma vizesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

aa. Genel Olarak:

Daha önce bahsettiğimiz üzere; çalışma izni ancak çalışma vizesi ve ikamet tezkeresinin alınması halinde geçerli sayılmaktadır.

Uygulamada, vize etiketlerinin “amaç” bölümüne yabancıya hangi nedenle vizenin verildiğini göstermektedir. Yurtdışındaki ilgili Türk Konsolosluklar tarafından yabancının Türkiye’ye çalışma amaçlı geldiğine dair şerh düşülür. Müracaat, ilgili Türk dış temsilciliğine yapılır ve çalışma vizesi verilirken İçişleri Bakanlığının ve ilgili kurumların görüşleri alınır.

bb. Çalışma Vizesinin İstisnaları:

Bu istisnai hallerde; ilgili Emniyet makamları çalışma izinlerine dayanarak ikamet tezkerelerini resen düzenlemektedir.

Ø Türkiye'de öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri hariç, herhangi bir sebebe istinaden en az altı ay süreli ikamet izni almış olup da bu izin süresi içerisinde çalışma izni verilmiş yabancılardan, Türkiye'nin dış temsilcilikleri kanalı ile çalışma vizesi alması koşulu aranmaz.

Ø Süresi sona ermiş bir çalışma izninin uzatılması için, sürenin bitiminden itibaren en geç on beş gün içinde uzatma başvurusunda bulunulması gerekir. Süresi içerisinde başvuruda bulunanlardan çalışma vizesi istenmez.

Ø Kanun kapsamı dışında tutulan ve kanunlarla verilen yetkiye dayanılarak, bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşlarınca bizzat istihdam edilen yabancılardan çalışma vizesi istenmeyecektir.

Ø İltica ve sığınma başvurusunda bulunarak, ikamete bağlananlar ile mülteci ve sığınmacı statüsü kazanarak ikamet tezkeresi alanlardan çalışma vizesi istenmez.

3.İkamet Tezkeresi:

aaa. Genel Olarak:

Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un m.3/f.2’de; iş tutmak maksadıyla Türkiye'ye gelen yabancılar geldikleri tarihten itibaren bir ay zarfında ve her halde çalışmaya başlamazdan evvel ikamet tezkeresi almış bulunmalıdırlar. Çalışma izinleri, emniyet makamlarınca verilecek çalışma amaçlı ikamet tezkeresi ile bir anlam taşımaktadır.

Çalışma amaçlı ikamet tezkeresinin verilebilmesi için, yabancının geçerli bir çalışma vizesi alarak başvuru yapmış olması, yasal süreler içerisinde Türkiye’de bulunuyor olması, belirtilen işyerinde çalışacağının anlaşılması ve ilgilinin başvurusunun kabul edilmesinde adli, idari ve siyasi açıdan sakınca bulunmaması gerekmektedir. (İçişler Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, 155 sayılı Genelge)

Mesleki hizmetler kapsamında yurt dışından yapılan başvurularda çalışma izni alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının Türkiye'ye giriş yaptıkları tarihten itibaren en geç bir ay içerisinde, ilgili meslek odasına üyelikleri zorunludur. Nitekim meslek hizmetlerle ilgili çalışma iznine bağlı ikamet izni verilmesinde, ilgili meslek odasına üyelik dikkate alınır. (Uygulama Yönetmeliği m.62/f.3)

Ayrıca, ikamet tezkeresi verilirken iş kanunları gereği sadece Türk vatandaşlarına tahsis edilmiş meslekler göz önünde tutulması gerekmektedir.

Kanun’un 15.maddesi gereği, ikametine izin verilen Türkiye'de serbest olarak veya memur, müstahdem ve işçi sıfatıyla çalışacak yabancılar, işe başladıklarından itibaren en çok 15 gün içerisinde ikamet ettikleri yerin polis veya jandarma karakoluna bizzat veya başkası aracılığıyla haber vermeye ve ikamet tezkerelerine kaydettirmeğe mecburdurlar. Aynı şekilde Kanunun 16.maddesi uyarınca, yabancı çalıştıran işveren de çalıştırdığı yabancının adını ve soyadını, tabiiyetini, mesleğini, taşıdığı ikamet tezkeresinin tarih ve sayısını, ikametgâh adresini ve gördüğü işle aldığı maaş ve ücret miktarını gösterir imzalı bir beyannameyi yabancının işe başlamasını takip eden en çok 15 gün içinde en yakın polis veya jandarma karakoluna vermeye mecburdurlar.

İlgili valilikler, ikamet tezkeresinin süresini resen tespit ederken, çalışma izin süresini dikkate alırlar. İkamette kesinti olmadığı müddetçe, çalışma amaçlı ikamet tezkereleri ilgili valilikçe yine resen uzatılacaktır.

Süresiz çalışma iznine sahip yabancıların ikamet izin süreleri, valiliklerce, yabancının talebi üzerine, sözleşme süresi dikkate alınarak ve pasaport süresini aşmamak kaydı ile, her defasında 5 yıla kadar verilebilmektedir.

Aynı şekilde, bağımsız çalışma izni alan yabancının ikamet tezkeresi, yabancının talebi ve pasaport süresi dikkate alınarak, her defasında 5 yıla kadar verilebilmektedir.
  • YABANCILARA KISITLANAN MESLEK VE SANATLAR:

Yabancıların çalışma özgürlüğü, görülen lüzüm üzerine kanunlarla sınırlandırılabilir.
  • Kamu Güvenliği Nedeniyle Getirilen Kısıtlamalar:

Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu’nun m.9/c –1’de; yabancıların geçici dahi olsa izin almadan bölgede çalışamayacakları düzenlenmiştir.

Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un m.29/ (h) ve(ı) fıkralarında; özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda yabancı sermayenin payı ödenmiş sermayenin % 25’ini geçemeyeceği ve özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı kişi bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamayacağı kuralı öngörülmüştür.

815 sayılı Kabotaj Kanunu’nun 2.maddesi; nehirler ve göller ve Marmara havzasıyla boğazlarda, kara suları, kara sularına dahil bulunan körfez, liman koy gibi yerlerde vapur, romorkör istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, vs. deniz vasıtasıyla yük ve yolcu taşımak suretiyle yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yapabileceği belirtilmiştir. Aynı kanunun 3.maddesinde ise, kaptanlık, çarkçılık, katiplik, tayfalık ve amelelik, iskele ve rıhtım hammallığı ve bilümum deniz esnaflığını yalnızca Türk vatandaşları yapabileceği öngörülmüştür.

Turizm Teşvik Kanunu’nun 26.maddesi değişiklikten önce, yat liman işletmeciliğini, yabancı gerçek ve tüzel kişiler ancak Türk gerçek veya tüzelkişilerle ortak olmaları halinde yapabiliyorlardı. Ancak 2007 değişikliği ile, bu şart kaldırılmış ve yabancı/Türk ayrımı yapılmaksızın her gerçek ve tüzel kişi, Denizcilik Müsteşarlığından işletme izni ve Bakanlıktan belge almak koşulu ile deniz turizmi tesisleri yatırım ve işletmeciliği yapabilirler.

Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 31.maddesinde; Türkiye sınırları içerisinde, iki nokta arasında havayolu ile ticari amaçla yolcu, posta ve yük taşımaları Türk hava araçları ile yapılır. Aynı kanunun 49.maddesi de incelendiğinde[19] havayolunda ticaret yapmak sadece Türk vatandaşlarına özgülendiği düzenlenmiştir. Ancak karşılıklılık ilkesi ve uluslar arası antlaşmalar gereği, yabancı hava araçları, Türk hava sahasında uçabilmektedirler.

Maden Kanunu’nun m.6’da; maden haklarını T.C. vatandaşları ve madencilik yapabileceği statüsünde yazılı Türk kanunlarına göre kurulan tüzel kişiler ve bu hususta yetkisi bulunan kamu iktisadi teşebbüsleri ile müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri ile diğer kamu kurum, kuruluş ve idarelerine kullanabileceği belirtilmiştir.
Petrol Kanunu’nun m.6/f. 2’de; yabancı devletler mevzuatına göre sermaye şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzelkişilerine müsaade, arama ruhsatnamesi, işletme ruhsatnamesi verilebileceği öngörülmüştür. [20] Ancak aynı kanunun 12.maddesinde düzenlenen milli menfaatin korunması amaçlı hükümler saklıdır.

Elektrik Piyasası Kanunu’nun m.2/f.3’te ve Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun m.4/f.3’te; piyasada faaliyet gösterebilecek özel hukuk hükümlerine tâbi tüzel kişilerin, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre anonim şirket veya limited şirket olarak kurulması ve hisselerin tamamının nama yazılı olmasışartı getirilmiştir.
  • Kamu Sağlığı Nedeniyle Getirilen Kısıtlamalar:

Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 1.maddesi’nde; doktorluk mesleğini yapabilmek için Türk vatandaşı olmaları gerektiğini belirtmiştir. Ancak Sağlık Hizmetleri Temek Kanunu’nun m.7/f.1’de özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç duyulması veya ülke düzeyinde mesleki gelişmeyi sağlayacak olması halinde yabancı uyruklu elemanların da kadro karşılığı aranmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabileceği düzenlenmiştir.

Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 30.maddesinde dişçilik sanatının, 47.maddesinde ebelik, 63.maddesinde hasta bakıcılık işlerinin Türk vatandaşlarına hasredildiği düzenlenmiştir.

Hemşirelik Kanunu’nun 3.maddesine göre hemşire olarak, Eczacılık ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 2.maddesine göre eczacı olarak, Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasında, Veteriner Hekimliği Birliği ile Odalarının Teşekkül Tarzına ve Göreceği İşlere Dair Kanun’un 2.maddesine göre veteriner hekim olarak çalışmak için Türk vatandaşı olmak gerekmektedir.

Gözlükçülük Hakkında Kanun, 2004 yılında yürürlüğe giren Optisyenlik Hakkında Kanun ile mülga edilmiştir. Bu kanun ile, gözlükçülerin Türk vatandaşı olma koşulu kaldırılmıştır. Bu bağlamda, 2004 yılından itibaren yabancılar da gözlükçü olabilir ve optisyenlik müessesesi işletebilirler.

Yabancıların özel hastane açmalarına dair kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamakla birlikte, Hususi Hastaneler Kanunu’nun 9.maddesi gereği, sorumlu müdürün T.C. vatandaşı bir hekim olması gerekmektedir.

3. Kamu Düzeni Nedeniyle Getirilen Kısıtlamamalar:

Devlet Memurları Kanunu’nun 48.maddesinde devlet memuru olabilmek için T.C.
vatandaşlığı aranmaktadır. Ancak, aynı kanunun m.4/f.(B)-2’de sözleşmeli olarak yabancı personelin çalıştırılması mümkün kılınmaktadır.

Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 3.maddesine göre hakim ve savcıların, Avukatlar Kanunu’nun 3.maddesine göre avukatların, Noterlik Kanunu’nun 7.maddesine göre noterlerin
Türk vatandaşı olmaları gerekmektedir.

Basın Kanunu’nun m.5/f.(2)- f’ de; gazete ve dergilerde sorumlu müdürün karşılıklılık esasına göre yabancı olabileceği düzenlenmiştir.

4. Kamu Yararı Nedeniyle Getirilen Kısıtlamalar:

Menkul Kıymetler Borsalarının Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik’in 8., 11., 28. maddelerine göre; borsa komisyoncuları, borsa üyelerinin temsilcileri veya yardımcıları, borsa başkanlarının Türk vatandaşı olmaları gerekmektedir.

Aynı şekilde, Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret Sanayi ve Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Tüzüğü uyarınca, borsa komisyoncusu, borsa ajanı ve borsa simsarı olabilmek ve meslek komitelerine seçme ve seçilme hakkına sahip olabilmek için Türk vatandaşı olmak gerekmektedir.

Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nun 2007 değişikliğinden önce, sorumlu müdürü Türk vatandaşı olma şartı aranmakta iken, değişiklikten sonra bu şart kaldırılmıştır. Dolayısıyla, yabancılar da seyahat acentelerinin sorumlu müdürü olabilirler.

Gümrük Kanunu’nun m.227/f.1-a’ya göre; gümrük müşavir yardımcısı ancak Türk vatandaşları olabilmektedir.

Kooperatifler Kanunu’nun m.56/f.1-І.’ya göre; kooperatiflerde yönetim kurulu üyeliğini ancak Türk vatandaşları yapabilmektedir.

III. YABANCILARIN TAŞINMAZ EDİMİ:

A. GENEL OLARAK:

Yabancıların taşınmaz malları üzerindeki haklar, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren birtakım sınırlandırmalara tabi tutulmuştur. Nitekim bu sınırlandırmaları düzenleyen Tapu kanununun 35.maddesi bu süre içerisinde değişikliklere uğramış; ancak bu değişiklikler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir, aynı kanunun 36.maddesi ve yabancı gerçek veya tüzelkişilerin köylerde arazi ve emlak almalarını yasaklayan Köy Kanunu ise yürürlükten kaldırılmıştır.[21] Neticede, 5444 sayılı Kanun ile değişikliğe uğrayan Tapu Kanunu 35.madde yürürlüktedir. Biz ise, konuyu bugünkü mevzuat çerçevesinde, yabancı gerçek kişi ve yabancı tüzelkişi ayrımı yaparak inceleyeceğiz.

B. YABANCI GERÇEK KİŞİ BAKIMINDAN:

5444 sayılı kanun ile değişik Tapı Kanununun 35.maddesinde yabancıların taşınmaz edimi
hakkında iki temel esas düzenlenmiştir:

1. Karşılıklılık İlkesi
2. Kanuni Sınırlamalara Uyma

Bu ilkeleri sırasıyla detaylı olarak işleyeceğiz.

1. Karşılıklılık İlkesi:

Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki devlet arasında uygulanan ve her birinin ülkelerinde diğerinin vatandaşına aynı mahiyetteki hakları karşılıklı tanımlarını ifade eder.[22] Nitekim karşılıklılık ilkesine uyulmadan yabancılara ülkenin bütünü üzerinde taşınmaz edinme hakkı tanınması, ülkenin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye girmesine yol açar.

Karşılıklılık ilkesi, iki şartı içerir. Birincisi; hakkın mahiyet ve çeşidinde tam bir benzerlik olmasıdır. Diğer bir anlatınla, bir devlet, T.C. vatandaşlarına sınırlı ayni haktan yararlanma yetkisi vermişse, o devletin vatandaşları Türkiye’de mülkiyet hakkı elde edemeyecektir; ancak sınırlı ayni haklarını kullanabilecektir. [23] Diğer şart ise, söz konusu edilen haktan her iki devlet vatandaşının fiilen yararlanabiliyor olmasıdır.[24] Yani; hukuken tanınmış olan taşınmaz edinme hakkının ilgili devletin idari tatbikatında da fiilen uygulanıyor olmasıdır.

2. Kanuni Sınırlamalara Uyma:

Başta Tapu Kanunu’nun 35.maddesinde olmak üzere birçok kanunda, yabancıların taşınmaz edimi ve sınırlı ayni hak tesisi ile ilgili yasaklamalar ve sınırlamalar öngörülmüştür. Aşağıda kanun ve maddesi belirtilerek sınırlamalar ve yasaklamalar incelenecektir.

aa. Tapu Kanunu m.35’te Öngörülen Sınırlamalar:

Tapu Kanunu’nun m.35/f.1’de; yabancıların Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere taşınmaz edinebilecekleri düzenlenmiştir. Ayrıca bu taşınmazların, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içinde mesken veya işyeri amacıyla ayrılması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla; yabancılar hiçbir şekilde arsa edinemeyeceklerdir. Bu hükmün konuluş amacı; yabancıların tarım arazi iktisabına engel olmaktır. [25]

Aynı maddenin 7.fıkrasında; ilgili kamu kurum ve kuruluşların teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliğini gözeterek yabancı gerçek kişilerin taşınmaz ve sınırlı aynî hak edinemeyecekleri alanları belirleyeceği düzenlenmiştir.
Taşınmaz edimleri miktar yönünden de sınırlandırılmıştır. Şöyle ki; gerçek yabancı kişiler, ülke genelinde edinebilecekleri taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü 2,5 hektarı ( 25000 m² ) geçemez. 2008 yılında AYM’nin kararı ile, Bakanlar Kurulu’nun 30 hektara kadar arttırma yetkisi kaldırılmıştır. Bu bağlamda, herhalûkârda yabancılar 2,5 hektar’dan fazla taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyeceklerdir. Merkez ilçe ve ilçelerde taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte ayni hak edimi, uygulama imar planı ve mevzi imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüzde onunu geçemeyeceği öngörülmüştür. Bakanlar Kurulu, merkez ilçe ve ilçelerin altyapı, ekonomi, enerji, çevre, kültür, tarım ve güvenlik açısından önemlerini dikkate alarak, bu orandan fazla olmamak kaydıyla farklı oran belirlemeye yetkilidir.

Aynı maddenin son fıkrasında; taşınmazın veya sınırlı ayni hakların kanuna aykırı şekilde edinilmesi veya kanundaki amaca uygun kullanılmaması durumunda; Maliye Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmesi istenir. Aksi takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir.

bb. Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu:

Kanun’un 7.maddesinde, 1. derece kara askeri yasak bölgelere, T.C. vatandaşlarından başka kimse giremeyeceği ve oturamayacağı, yabancıların geçici olarak girmeleri ve oturmaları ancak Genelkurmay Başkanlığı’nın iznine bağlı olduğu düzenlenmiştir. Yine, bu bölgedeki eski eser ve doğal kaynakların milli kuruluşlar veya onların denetimi altındaki Türk vatandaşı veya yabancılarca araştırılması veya işletilmesi, Genelkurmay Başkanlığı’nın olumlu mütalaası ile ilgili kanun hükümlerine göre yürütülür.

Kanunun 9.maddesinde ise, 2.derece karar askeri yasak bölgelerde, yabancı kişilerin taşınmaz mal edinemeyecekleri gibi izin almadan giremeyecekleri, oturamayacakları, çalışamayacakları ve taşınmaz kiralayamayacakları öngörülmüştür.Görevli yabancı uyruklu sivil kişilere izinler garnizon komutanlığının görüşü alınarak valiliklerce verilir.

Kanunun 28.maddesinde; yabancıların askeri yasak bölgelere yakınlığı veya diğer stratejik nedenlerle tespit edilecek bölgelerde taşınmaz mal edinemeyeceklerine ve izin alınmadıkça kiralayamayacaklarına, Genelkurmay Başkanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilebilir

cc. Özel Öğrenim Kurumları Kanunu:

Kanunun 5.maddesinde, yabancı okulların ancak Bakanlar Kurulunun izni ile yeni arazi edinebilecekleri ve kapasitelerini en fazla beş misline kadar artırabileceklerini düzenlenmiştir. Ayrıca üzerinde kuruldukları araziler genişletilmemek şartı ve Bakanlığın izni ile mevcut arazi üzerindeki bina, öğrenci ve donanım kapasitelerini en çok bir mislini geçmemek üzere artırabilecekleri düzenlenmiştir. Bu belirtilenler dışında, yabancı okulların; binaları genişletilemez, şubeleri açılamaz, mevcut binalarının yerine kaim olmak üzere yeniden binalar inşa edilemez. Bu amaçla herhangi bir mülk edinilemez veya kiralanamaz.

dd. Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun:

Kanunun 1.maddesinde, bir devlette T.C.Vatandaşların mülkiyet hakları kısmen veya tamamen idari bir kararla veya istisnai kanunlarla kısıtlanırsa, Bakanlar Kurulu kararı ile karşı işlem tedbiri olarak, o devletin Türkiye’de yaşayan vatandaşların mülkiyet hakları tamamen veya kısmen kısıtlanabilir, menkul veya gayrimenkullerine el konabilir.

C. TÜZELKİŞİLİĞE SAHİP YABANCI TİCARET ŞİRKETLERİ BAKIMINDAN:

Önceki düzenlemelerde, yabancı tüzel kişilerin taşınmaz edimi yasaklanmıştır. Ancak 5444 sayılı kanunla değişik Tapu Kanununun m.35/f.‘de; kendi ülkelerindeki kanunlara göre kurulmuş ticaret şirketleri ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilecekleri düzenlenmiştir. Bu hükümden iki sonuç çıkmaktadır:

1.Ticaret şirketleri dışında başka bir tüzelkişi Türkiye’de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemez. Bu bağlamda, yabancı dernekler ile yabancı vakıflar kapsam dışı kaldığı açıktır.[26]
2.Yabancı ticaret şirketlerinin taşınmaz ve sınırlı ayni hak ediminde karşılıklılık ilkesine ve kanuni sınırlamalara tabi değildir. Ancak özel kanunda öngörülen bir hüküm varsa Türkiye’de mülkiyet ve sınırlı ayni hak edinebilirler.

Öte yandan; Tapu Kanunun m.35/f.7’de öngörülen haller sebebiyle taşınmaz ve sınırlı ayni hak kazanımı yabancı ticaret şirketler bakımından da sınırlandırılmıştır.[27] Aşağıda, yabancı ticaret şirketlerine taşınmaz edimi ve sınırlı ayni hak edimini öngören özel kanunları inceleyeceğiz.

aa. Turizmi Teşvik Kanunu:

Bu kanun ile, hazineye, kamu kuruluşlarına, gerçek kişilere veya tüzelkişilere ait olan ancak turizm işletmesi belgesine sahip olmayan taşınmazların yerli ve yatırımcı yatırımlara tahsis edilmek üzere kamulaştırılarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsisi sağlanmıştır. [28] Ayrıca, kamulaştırma kararı aleyhine sadece bedele ilişkin dava hakkını saklı tutarak yargı yolunu kapamıştır. Ancak bu düzenleme, mülkiyet hakkının özünü kısıtlayıcı nitelikte olması sebebiyle doktrinde eleştirilmektedir.[29]

Bakanlığın tasarrufuna geçen taşınmazların yatırımcılara tahsisi, kiralanması ve bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisine ilişkin esaslar ile süreler, bedeller, hakların sona ermesi ve diğer şartlar, saydamlık, güvenilirlik, eşit muamele, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı ilkeleri doğrultusunda Bakanlık, Maliye Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından müştereken tespit edilir. Tespit edilen şartlarla, Türk ve yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilere tahsis etmeye Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilidir.

bb. Petrol Kanunu:

Kural olarak; kanunun 87.maddesi gereği, petrol hakkı sahibi özel mülkiyete konu araziyi satın alabilirler. Ancak kanununun 12.maddesi gereği; yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısıyla idaresinde etkili olabilecekleri oran veya şekilde mali ilgi veya menfaatleri bulunan tüzelkişilerle yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların petrol işi için gerekli olan menkul ve gayrimenkul mal satın alamazlar, petrol kaynaklarına sahip olamazlar veya bunlar üzerinde hak veya menfaat tesis edemezler. Bu hükme, Bakanlar Kurulu kararı ile istisna getirilebilir.



cc. Endüstri Bölgeleri Kanunu:

Bu kanun kapsamında, koşulların sağlanması halinde endüstri bölgesi olarak ilan edilen arazi üzerinde yatırım yapmak isteyen yerli veya yabancı gerçek veya tüzelkişiler lehine irtifak hakkı tanınır.

D. ÖZELLİK ARZ EDEN HALLER:

aa. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu:

Bu kanun, Türkiye’de yabancı sermaye akışını teşvik etmek amacı taşımaktadır.[30] Yabancı yatırımcı tarafından, Türkiye’de Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca kurulan ve Türk Ticaret Sicili’ne kaydedilen tüzelkişiliğe sahip şirket “yabancı sermayeli şirket” olarak adlandırılır. Ancak, dikkat edilmelidir ki, bu özellikleri haiz şirket Türk şirket olarak kabul edilir. Yabancı sermayeli şirketin hissedarlarının tamamının veya bir kısmının yabancı olması bu durumu etkilememektedir. [31] Bu bağlamda, bu şirketler T.C. vatandaşlarının edimine açık bölgelerde taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı veya sair ayni haklardan faydalanabilecekler.

bb. Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28.maddesi:

Doğumla Türk vatandaşı olma hakkını kazanan, sonradan çıkma izniyle vatandaşlıktan ayrılanlar; milli güvenlik ve kamu düzenine ilişkin hükümleri göz önünde bulundurmak kaydı ile Türk vatandaşları gibi karşılıklılık ilkesine ve kanuni sınırlamalara tabi olmadan mülkiyet veya aynı haklardan yararlanabilecektir. [32]

IV. SONUÇ

Türkiye’de yabancıların çalışması ve taşınmaz edimleri hakkında yasal mevzuat yıllardır birçok değişikliğe uğramaktadır. Siyasi faktörler, uluslar arası gelişmeler, ekonomik gerekçeler, ülkeler arası iletişim, küreselleşme akımı gibi birçok neden vardır. Ancak açıktır ki; son yıllarda yabancılara getirilen birçok sınırlama yumuşatılmış veya kaldırılmıştır.

Kanaatimce, yabancıların ülkemizde çalışmalarını kolaylaştırmak ve onların istihdamı Türkiye açısından zenginlik yaratacaktır. Kültürel, dini, siyasi, sosyal görüş farklılıkları olan insanların bir arada yaşaması toplumdaki hoşgörüyü arttırır. Bu farklılıklar ile harmanlanan kişinin hem yaratıcılığı artar hem de hayata bakışı değişir. Rönesansın doğuşu da bu farklılıklardan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Ekonominin durumu, istihdam gücü ve yabancıların ülkemize yapabilecekleri katkılar göz önünde tutularak yabancıların çalışmalarına izin verilmesi globalleşen dünyada bir zorunluluktur.

Aynı şekilde, eşya hukukuna ilişkin haklarını kullanırken getirdikleri sermaye göz önünde bulundurulmalıdır. Ülkenin toprak bütünlüğü zedelenmeden, milli güvenlik sahaları ve stratejik alanlar dikkate alınarak, Türkiye’nin ekonomisine katkı yapacak gerçek veya ticaret şirketlerinin yatırımlar desteklenmelidir. Örneğin; Almanya’dan emekli olan ve emekli maaşı almakta olan bir almanın Türkiye’de yaşamaya karar verip ev almak istemesinde bir sakınca yoktur. Emekli maaşını Türkiye’de harcayarak ülke ekonomisini canlandırmaktadır.

KAYNAKÇA

· ARSLAN, Hakan; “ Türkiye’de Yabancıların Çalışma İzinleri Rejimi”, Çimento İşveren Dergisi, Eylül-Ekim 2008,s.4-23.

· ALP, Mustafa; “ Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun”, AUHF Dergisi, Cilt 53, Sayı 2, 2004, s.33-59.

· ÇELİKEL, Aysel; GELGEL, Günseli; Yabancılar Hukuku, Beta Yayınları, 13.Bası, İstanbul 2007.

· ÇİÇEKLİ, Bülent; Yabancılar Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara 2007.

· FENDOĞLU, Hasan Tahsin; Yabancı Sermaye ve Yabancıya Mülk Satışı, Seçkin Yayınları, Ankara 2008.

· SARGIN, Fügen; Yabancı Gerçek Kişilerin Türkiye’de Taşınmaz Mal Edinmeleri ve Sınırlı Aynî Haklardan Yararlanmaları, Yetkin Yayınları, Ankara 1997.

[1] Çiçekli, Bülent; Yabancılar Hukuku, Seçkin yayınları, Ankara 2007, s. 107.

[2] Türk hukukunda baskın görüş kamusal hak olduğundan yanadır. Ancak ÖKÇÜN, çalışma hakkının siyasi bir hak olduğunu, BİRSEN ise özel haklar içerisinde ticari haklar başlığı altında incelenmesi gerektiğini savunmaktadır.

[3] Arslan, Hakan; “Türkiye’de Yabancıların Çalışma İzinleri Rejimi”, Çimento İşveren Dergisi, Eylül- Ekim 2008, s.6.

[4]YÇİHK Madde 2: 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29 uncu maddesinin ikinci cümlesi ile 5680 sayılı Basın Kanununun 13 üncü maddesi ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin kapsamına giren, Bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşlarınca kanunla verilen yetkiye dayanarak çalışma izni verilen veya istihdam edilen ve Karşılıklılık ilkesi, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği hukuku esasları dikkate alınarak çalışma izninden muaf tutulan yabancılar dışında,Türkiye'de bağımlı ve bağımsız olarak çalışan yabancıları, bir işveren yanında meslek eğitimi gören yabancıları ve yabancı çalıştıran gerçek ve tüzel kişileri kapsar.


[5] http://www.yabancicalismaizni.gov.tr/tr/index.html#

[6] Arslan, Hakan s. 13.

[7] Alp, Mustafa; “Yabancıların Çalışma İzinleri Hakında Kanun,AÜHF Dergisi, Cilt 53, Sayı 2, 2004, s. 40.

[8] Çalışma izninin uzatılması talebi, Yönetmeliğin 5 inci maddesinde açıklanan esaslara göre; başvuru formu ve Yönetmelik ekinde belirtilen belgelere, önceki çalışma izin belgesinin aslının da eklenmesi suretiyle, yabancı veya işvereni tarafından doğrudan Bakanlığa yapılır.
Süresi sona ermiş bir çalışma izninin uzatılması için, sürenin bitiminden itibaren en geç onbeş gün içinde uzatma başvurusunda bulunulması gerekir. Bu süreden sonra yapılan uzatma başvuruları, ilk defa başvuru yapan yabancılara uygulanan esaslara tabidir.
Çalışma izninin bittiği tarihten geriye doğru en fazla iki aylık sürede olmak kaydıyla, izin süresi sona ermeden de uzatma başvurusunda bulunulabilir.


[9] Çalışma izni veya çalışma izninin uzatılması istemi;
a) İş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler ve istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür değişikliklerinin çalışma izni verilmesine elverişli olmaması,
b) Başvurulan iş için ülke içinde, dört haftalık süre içerisinde o işi yapacak aynı niteliğe sahip kişinin bulunması,
c) Yabancının geçerli bir ikamet tezkeresinin bulunmaması,
d) Bir işyeri, işletme veya meslek için izin talebi reddedilen yabancının aynı işyeri, işletme veya aynı meslek için izin talebinin reddedildiği tarihten itibaren bir yıl geçmeden yeniden izin talebinde bulunması,
e) Yabancının çalışmasının milli güvenlik, kamu düzeni, genel asayiş, kamu yararı, genel ahlak ve genel sağlık için tehdit oluşturması,
Hallerinde reddedilir.


[10] Yönetmelik 20: Türkiye'nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmelerle sağlanan haklar saklı kalmak kaydıyla ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde çalışma izinleri, iş piyasasındaki durum ve çalışma hayatındaki gelişmeler, istihdama ilişkin sektörel ve ekonomik konjonktür koşullarının gerekli kıldığı hallerde, belirli bir süre için, tarım, sanayi veya hizmet sektörleri, belirli bir meslek, işkolu veya mülki ve coğrafi alan itibariyle sınırlandırılabilir.
Ancak Kanunun 6 ncı maddesinde öngörülen hüküm uyarınca süresiz çalışma izninin verilmesinde bu sınırlandırma yapılmaz.
Bakanlık, sınırlandırmayı gelişmelere ve taleplere bağlı olarak re'sen yapabilir.


[11] Alp, Mustafa, s. 39.

[12] a) Bir Türk vatandaşı ile evli olan ve eşiyle Türkiye'de evlilik birliği içinde yaşayan veya evlilik birliği en az üç yıl sürdükten sonra sona ermiş olmakla birlikte Türkiye'de yerleşmiş olan yabancılar ile bunların Türk vatandaşı eşinden olan çocuklarına,
b) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 19, 27 ve 28 inci maddeleri çerçevesinde Türk Vatandaşlığını kaybedenler ve bunların füruuna,
c) Türkiye'de doğan veya kendi milli kanununa, vatansız ise Türk mevzuatına göre rüşt yaşını doldurmadan Türkiye'ye gelen ve Türkiye'de meslek okulu, yüksek okul veya üniversiteden mezun olan yabancılara,
d) 2510 sayılı İskan Kanununa göre muhacir, mülteci veya göçebe olarak kabul edilen yabancılara,
e) Avrupa Birliği üyesi ülke vatandaşları ile bunların Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşı olmayan eş ve çocuklarına,
f) Yabancı devletlerin Türkiye'deki büyükelçilikleri ile konsolosluklarında ve uluslararası kuruluşların temsilciliklerinde görevli diplomat, idari ve teknik personelin hizmetinde çalışanlar ile karşılıklık ilkesi çerçevesinde olmak ve görev süresiyle sınırlı kalmak üzere Türkiye'de bulunan büyükelçilikler, konsolosluklar ve uluslararası kuruluşların temsilciliklerinde görevlendirilen diplomatların ve idari ve teknik personelin eş ve çocuklarına,
g) Bilimsel ve kültürel faaliyetler amacıyla bir ayı aşan ve sportif faaliyetler amacıyla dört ayı aşan süre ile geçici olarak Türkiye'ye gelecek yabancılara,
h) Kanunla yetki verilen bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşme veya ihale usulleriyle mal ve hizmet alımı, bir işin yaptırılması veya bir tesisin işletilmesi işlerinde çalıştırılacak kilit personel niteliğindeki yabancılara, bu Kanunda öngörülen sürelere tabi olmaksızın çalışma izni verilebilir.


[13] a) Yabancı ortakların toplam sermaye payının en az 400 milyar Türk Lirası olması kaydıyla, şirket veya şubenin son yıl cirosunun en az 30 trilyon Türk Lirası olması,
b) Yabancı ortakların toplam sermaye payının en az 400 milyar Türk Lirası olması kaydıyla, şirket veya şubenin son yıl ihracatının en az 1 milyon ABD Doları olması,
c) Yabancı ortakların toplam sermaye payının en az 400 milyar Türk Lirası olması kaydıyla, şirket veya şubede son yıl içinde Sosyal Sigortalar Kurumu'na kayıtlı en az 250 personelin istihdam edilmesi,
d) Şirket veya şubenin yatırımda bulunacak olması halinde, öngörülen asgari sabit yatırım tutarının en az 10 trilyon Türk Lirası olması,
e) Ana şirketin merkezinin bulunduğu ülke dışında en az bir ülkede daha doğrudan yabancı yatırımı bulunması.

Kilit Personel: Türkiye'de kurulu bulunan ve tüzel kişiliğe sahip bir şirketin, aşağıdaki şartlardan en az birini sağlayan personeli "Kilit Personel" sayılır;
a) 1) Şirketin üst yönetiminde ya da yürütme pozisyonunda çalışmak,
2) Şirketin tamamını veya bir bölümünü yönetmek,
3) Şirketin denetçilerinin, idari veya teknik personelinin işlerini denetlemek veya kontrol etmek,
4) Şirkete yeni personel almak ya da mevcut personelin işine son vermek veya bu konularda teklif yapmak,
alanlarından en az bir tanesinde görev alan veya bu konularda yetki sahibi; şirket ortağı, yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi, genel müdür, genel müdür yardımcısı, şirket müdürü, şirket müdür yardımcısı ve benzeri mevkilerde görev yapan kişi,
b) Şirketin hizmetleri, araştırma cihazları, teknikleri ya da yönetimi için temel sayılan bilgiye sahip kişi,
c) İrtibat bürolarında, yurt dışındaki ana şirket tarafından adına yetki belgesi düzenlenen en fazla bir kişi.


[14] 5901 sayılı kanun madde 28 - (1) Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve kendileri ile birlikte işlem gören çocukları; milli güvenliğe ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü, seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler.


[15] Çiçekli, Bülent, s. 126.

[16] Çiçekli, Bülent, s. 126.

[17] Yönetmelik madde 55 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 21.01.2010 RG NO: 27469)
(1) Özel kanunlarda belirlenen hükümler saklı kalmak ve yabancı ile işverenin diğer kanunlardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeleri kaydıyla;
a) Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerle çalışma izninden muaf tutulanların,
b) Daimi ikametgahları yurt dışında olup bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetler amacıyla bir aydan az, sportif faaliyetler amacıyla dört aydan az süre ile geçici olarak Türkiye’ye gelecek yabancıların,
c) Türkiye’ye ithal edilen makine ve teçhizatın montajı, bakım ve onarımı, kullanımına ilişkin eğitiminin verilmesi veya teçhizatı teslim almak veya Türkiye’de arızalanan araçların tamiri amacıyla; Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren üç ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla gelenlerin,
ç) Türkiye’den ihraç edilen ya da Türkiye’ye ithal edilen mal ve hizmetlerin kullanılmasına ilişkin eğitim amacıyla Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren üç ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla Türkiye’de bulunanların,
d) Belgeli turizm işletmelerinin sınırları dışında faaliyette bulunacak fuar ve sirklerde gösteri ve benzeri görevli olarak Türkiye’ye giriş tarihinden itibaren altı ayı geçmemek ve bu durumu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlamak koşuluyla bulunanların,
e) İki yılı geçmemek ve eğitim süresiyle sınırlı olmak üzere durumunu ibraz edeceği belgeler ile kanıtlayarak üniversiteler ile kamu kurum ve kuruluşlarına bilgi ve görgülerini artırmak üzere gelen yabancıların,
f) Sosyo-kültürel ve teknolojik alanlar ile eğitim konularında altı ayı aşmayan bir sürede Türkiye’ye önemli hizmet ve katkı sağlayabilecekleri ilgili mercilerce bildirilenlerin,
g) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığının (Ulusal Ajans) yürüttüğü programlar kapsamında gelecek yabancıların program süresince,
ğ) Kapsamı ve süresi konusunda Bakanlık, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının mutabakata vardığı uluslararası stajyer öğrenci programları çerçevesinde staj görecek yabancıların,
h) Görev süresi sekiz ayı geçmemek kaydıyla Türkiye’ye gelen tur operatörü temsilcisi yabancıların,
ı) Türkiye Futbol Federasyonunca veya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce talepleri uygun bulunan yabancı futbolcular ile diğer sporcu ve antrenörlerin sözleşmeleri süresince,
i) Gemiadamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Standartları Hakkında Uluslararası Sözleşme’nin I/10 Kuralına göre devletlerle yapılan ikili protokoller gereği, ilgili idareden “Uygunluk Onayı Belgesi” almış Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı ve kabotaj hattı dışında çalışan gemilerde görev yapan yabancı gemi adamlarının,
j) Türkiye Avrupa Birliği Mali İşbirliği Programları kapsamında yürütülen projelerde görevlendirilen yabancı uzmanların, görevleri süresince,
çalışma izni almalarına gerek bulunmamaktadır.

[18] Çelikel, Aysel - Gelgel, Günseli; Yabancılar Hukuku, Beta Yayınları, 13.baskı, İstanbul 2007,s. 139.

[19] Türk Sivil Havacılık Kanunu madde 49: Bir sivil hava aracı aşağıda belirtilen durumlarda da Türk sivil hava aracı sayılır.
Türk kanunları uyarınca kurulup da;
a) Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlar, dernekler, siyasi partiler, sendikalar veya vakıfların mülkiyetinde bulunan hava araçları, idari organını oluşturan kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması,
b) Türk Ticaret Siciline kaydedilmiş ticari şirketler, kooperatifler ve bunların birliklerinin mülkiyetinde bulunan hava araçları, şirketi idare ve temsil etmeye yetkili olanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olması ve şirket anasözleşmesine göre oy çoğunluğunun Türk ortaklarda bulunması.


[20] Petrol Kanunu m.12: Yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya dolayısiyle idaresinde müessir olabilecekleri mikyasta veya şekilde mali ilgileri veya menfaatleri bulunan hükmi şahıslarla yabancı bir devlet için veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahıslar;
a) Petrol hakkına sahip olamazlar ve petrol ameliyatı yapamazlar;
b) Petrol ameliyatına lüzumlu menkul ve gayrimenkul emvali satın alamazlar, bunlara sahip olamazlar veya bunlar üzerinde hak veya menfaat tesis edemezler;
c) Bir petrol ameliyatına müteferri veya onun bir kısmını teşkil eden tesisleri kuramaz veya işletemezler.
2. (DEĞİŞİK BENT: 05/04/1973 - 1702/4 md.) Bakanlar Kurulu karariyle bu hükme istisna tanınabilir. Bu karar aleyhine 1 inci fıkradaki şahıslar tarafından adli ve idari kaza mercilerine müracaat olunamaz.


[21] Köy Kanunu’nun 87.maddesi 2003 yılında kaldırılmıştır. Böylece, yabancıların köy sınırları içerisinde taşınmaz edimi artık mümkündür.

[22] Yargıtay 2.H.D. 1992/6595 E., 1992/7379 K. sayılı ve 30.06.1992 tarihli karar.

[23] Sargın, Fügen; Yabancı Gerçek Kişilerin Türkiye’de Taşınmaz Mal Edinmeleri ve Sınırlı Ayni Haklardan Yararlanmaları, Yetkin yayınları, Ankara 1997, s.61.

[24] Sargın, Fügen; s.61

[25] Fendoğlu, Hasan Tahsin; Yabancı Sermaye ve Yabancıya Mülk Satışı,Seçkin Yayınları, Ankara 2008, s. 105.

[26] Çiçekli, Bülent, s. 166.

[27] Bakınız s. 13.

[28] Çelikel, Aysel, s. 241.

[29] Çelikel, Aysel, s. 241

[30] Çelikel,Aysel, s. 239

[31] Fendoğlu, Hasan Tahsin, s. 109-110

[32] Çelikel, Aysel s.243; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 24.05.2000 tarihli 1365-0/555 sayılı cevap yazısı.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yabancılar Hukukunda Çalışma İzni Ve Taşınmaz Edimi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Nerime Şenay Küçük'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
12-10-2010 - 14:51
(4946 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 0 okuyucu (0%) makaleyi yararlı bulurken, 2 okuyucu (100%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
13266
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 14 saat 4 dakika 18 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,68 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 91219, Kelime Sayısı : 7944, Boyut : 89,08 Kb.
* 4 kez yazdırıldı.
* 1 kez arkadaşa gönderildi.
* 3 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1268
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,50532198 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.