Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Birlikte Çalışan İşçinin Tebliğden İmtina Etmesi

Yazan : Gökmen Keskinsoy [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Tebligat Kanunu m.20 kapsamındaki 15 günlük ek sürenin Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı nedeni ile kullanım olasılığı kalmamıştır.

BİRLİKTE ÇALIŞAN İŞÇİNİN TEBLİĞDEN İMTİNA ETMESİ
Adaletin sağlanması için tarafların kendileri hakkında yapılacak işlemlerden haberdar olmaları gerekmektedir.Bu nedenle tebligat hakkın korunmasının zorunlu şartıdır.Bu hakkın korunması için 7201 sayılı Tebligat Kanunu tıpkı İcra İflas Kanunu gibi sıkı şekil şartları ile usuli işlemi düzenlemiştir.Bu sıkı şekil şartları nedeni ile bazen dava ya da alacaklının bazen de davalı veya borçlunun mağdur olduğunu pratikte görüyoruz.

İşyerine ya da işyeri olarak kullanılan eve yapılan tebligatlarda tebligat birlikte çalışanlara yapılmaktadır.Bu durumda tebligatın yapıldığı gün işçiye tebliğ evrakının verildiği gündür.Ancak birlikte çalışan işçi tebliğ evrakını almaktan imtina ederse durum farklıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.02.2005 tarih ve 2005/12-21 E. 2005/4 K. Sayılı kararı ile belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası başlığı ile düzenlenen Tebligat Kanunu m.17 kapsamında yapılacak tebligatta birlikte çalışan işçinin “tebliğden imtina etmesi halinde” muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi başlığı ile düzenlenen Tebligat Kanunu m.20 göndermesi ile tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlığı ile düzenlenen Tebligat Kanunu m.21 kapsamındaki hükümler uygulanmalıdır denmektedir.

Tebligat Kanunu m.20 işyerinde birlikte çalışanın imtina etmesi hali için “Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır.” demektedir.Karar da bu minvaldedir. Bu durumda m.21 gereğince “İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”

Ancak 20. maddenin devamında “Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerle yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarnamenin kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır." hükmü vardır.

Hukuk Genel Kurul kararı gereğince değerlendirme yapıldığında m.20 de son cümle yani “ihbarnamenin kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.” hükmünün uygulama alanı kalmamaktadır.Kanun koyucu bu durumda abesle iştigal etmiş olur ki bu da hukuki yorum kuralları açısından doğru bir yaklaşım değildir.

Genel Kurul kararı tüm Adli Mahkemeleri bağlayıcı niteliktedir.Ancak bu karar uygulandığında m.20 kapsamındaki “ihbarnamenin kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra” hükmü uygulanamayacaktır.

Yargıtay 6.H.D’nin bu karar hemen önce verdiği 24.01.2005 tarih ve 2004/9852 E. 2005/113 K sayılı kararında birlikte çalışan işçinin imtinası sözkonusu olmadığına, tebliğat işçi tarafından alındığına göre tebliğ süresine 15 gün eklemek mümkün değildir denmektedir.Buradan 6.H.D’nin HGK kararı gibi düşünmediği anlaşılmaktadır.

Yargıtay 12.H.D’nin 25.03.2004 tarih ve 2004/1897 E. 2004/7104 sayılı kararında ise HGK aksine görüş daha açık belirtilmiştir.

Her ne kadar Daire kararları aksi doğrultuda ise de güncel ve bağlayıcı Hukuk Genel Kurul kararı gereğince artık tebligat hukukunda “15 ek günlük süre” hesaplaması yapılamayacaktır.

Ayrıca yukarıda anlatılanlar her ne kadar 7201 sayılı kanun m.17’deki birlikte çalışılan kanuni tanımla aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemleri örnek olarak verse de m.14’de askeri şahıslara yapılacak tebligatlarda kıta kumandanı ve müessese amiri gibi enyakın üste,m.16’daki aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine, m.18’deki otel, hastane, fabrika ve mektep gibi yerlerde o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri, m19’daki mevkuf ve mahkumlara bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru da kapsamaktadır.

İlgili Karar:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/12-21
K. 2005/4
T. 2.2.2005
• ŞİKAYET SÜRESİ VE BAŞLANGICI ( Ödeme Emrine Çek Suretlerinin Eklenmemiş Olması - Müstahdemin Tebligatı Almaktan İmtina Etmesi/Tebligat Kanunu 21'e Göre Yapılan Tebligatta Şikayet Süresinin Kapıya Yapıştırma Tarihinden Başlayacağı )
• ÇEK SURETLERİNİN ÖDEME EMRİNE EKLENMEMİŞ OLMASI ( Şikayet Süresi ve Başlangıcı - Müstahdemin Tebligatı Almaktan İmtina Etmesi/Muhtara Tebligatta Şikayet Süresinin 2 Nolu Örneğin Kapıya Yapıştırıldığı Tarihten Başlayacağı )
• MUHTARA TEBLİGATI ( Tebligatı Almaktan İmtina Nedeniyle/2 Nolu Örneğin Kapıya Yapıştırıldığı Tarihte Tebliğ Edilmiş Sayılacağı Başlaması - Çek Suretlerinin Ödeme Emrine Eklenmemiş Olması Nedeniyle Şikayette Şikayet Süresi ve Başlangıcı )
• ÖDEME EMRİNE TAKİP DAYANAĞI ÇEKLERİN FOTOKOPİSİNİN EKLENMEMİŞ OLMASI NEDENİYLE ŞİKAYET ( Şikayet Süresi ve Başlangıcı - Muhtara Tebligat Durumunda 2 Nolu Tebligat Parçasının Kapıya Yapıştırıldığı Tarihte Tebligatın Yapılmış Sayılacağı )
• TEBLİĞ TARİHİ ( Muhtara Tebligatta 2 Nolu Tebligat Parçasının Kapıya Yapıştırıldığı Tarih - Takip Dayanağı Çeklerin Fotokopisinin Ödeme Emrine Eklenmemiş Olması/Şikayet Süresi ve Başlangıcı )
7201/m.17,20,21
2004/m.167/2
ÖZET :Şikayetçi/borçlu, gönderilen 163 örnek ödeme emrinde takip konusu çek suretlerinin gönderilmediğini, bu hususun İİK. 167/2. maddesine aykırı olduğunu ifadeyle, itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla icra takibinin tedbiren durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini istemiştir. Somut olayda, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasında aynen "birlikte çalıştığı daimi işçisi Erol Altınışık imzadan imtina ettiğinden evrak mahalle muhtarı Hasan Hüseyin Baytuğ'a tebliğ edildi. 2 nolu ihbar kağıdı kapıya yapıştırıldı. Keyfiyet işçisi Erol Altınışık'a bildirildi." açıklaması yer almaktadır. Tebligat 7201 sayılı Kanunun 20. maddesine göre değil, 21. maddesine göre yapıldığına ve bu maddede de tebliğ tarihi "İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih" olarak düzenlendiğine göre, ödeme emri borçluya 11.12.2003 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yasal süre geçtikten sonra 26.12.2003 tarihinde yapılan şikayet süresinde değildir. Şikayetin süre yönünden reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10. İcra Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 06.01.2004 gün ve 2004/10-6 sayılı kararın incelenmesi Karşı taraf/alacaklı banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 08.04.2004 gün ve 4172-8591 sayılı ilamı ile;
( ...Borçluya gönderilen 163 örnek ödeme emri adı geçene 11.12.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu nedenle borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde ödeme emrinin 19.12.2003 tarihinde tebliğ edildiğine ilişkin beyanı, dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Bu durumda adı geçenin İİK.nun 167/2. maddesini dayanak göstererek 26.12.2003 tarihinde yaptığı şikayet yasal 7 günlük süreden sonradır. O halde istemin süreden reddi yerine işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İstek, icra müdürlüğünün işlemini şikayete ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikayetin yasal sürede yapılıp yapılmadığı, noktasındadır.
Ancak, öncelikle ödeme emrinin tebliğ şekli itibariyle borçlunun tebliğ tarihinin ne olduğu belirlenmelidir.
Davacı isteminin özeti:
Şikayetçi/borçlu 26.12.2003 tarihli şikayet dilekçesinde: İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2003/9624 esas sayılı dosyası ile gönderilen ödeme emrinin müvekkiline 19.12.2003 tarihinde tebliğ edildiğini, gönderilen 163 örnek ödeme emrinde takip konusu çek suretlerinin gönderilmediğini, bu hususun İİK.167/2. maddesine aykırı olduğunu, ifadeyle, itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla icra takibinin tedbiren durdurulmasını, ödeme emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılmıştır.
Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkeme: "Alacaklı tarafından borçlu aleyhine 5 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapıldığı, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ zarfında takibe dayanak çek suretlerinin de ödeme emrine ek olarak gönderildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi, takip dosyasında da takibe dayanak çek suretlerinin borçluya gönderildiği hususunda bir kayıt bulunmadığı görülmüştür. İİK.nun 58. Maddesi 5.Fıkrasına göre takibe dayanak çek asılları icra dairesine verilmiş ise de, borçluya bu çek suretlerinin bir örneğinin gönderilmediği anlaşılmaktadır. Bu durum İİK.nun 167/2 Maddesine aykırılık oluşturduğundan takibe dayanak çek suretlerinin de ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmesini teminen "ödeme emrinin iptaline" karar vermek gerekmiştir." Gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin İptaline, karar vermiştir.
Temyiz evresi, bozma ve direnme kararlarının özeti:
Karşı taraf/alacaklı banka vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Daire; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçelerle şikayetin yasal sürede yapılmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar vermiş; Bozma ilamı ve ayrıca duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş; şikayetçi/borçlu vekili : önceki kararda direnilmesini, karşı taraf/alacaklı :bozmaya uyulmasını istemiştir.
Mahkeme; önceki kararında yer alan gerekçelerini tekrar yanında "Ödeme emri tebliği TK.nun 20. maddesine göre yapılmıştır. Tebliğ evrakı daimi işçisi Erol Altınışık tarafından alınmamış ve imzadan da kaçınmıştır. Bu durumda ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı 11.12.2003 tarihinden 15 gün sonra tebliğin yapılmış sayılması gerekir. Şikayet 26.12.2003 tarihinde yapıldığına göre süresindedir. Tüm bu nedenlerle Yargıtay Özel Dairesi'nin şikayetin süresinde yapılmadığına ilişkin değerlendirmesi mahkememizce yerinde görülmediğinden önceki kararımızda direnilmesine karar vermek gerekmiştir. " Gerekçesiyle, önceki kararında direnerek, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin İptaline, karar vermiştir.
Direnme kararını, karşı taraf/alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Maddi olay:
İzmir 14. İcra Müdürlüğü'nün 2003/9624 sayılı dosyasında: Alacaklı Türkiye Garanti Bankası, 22.08.2003 tarihli takip talebiyle, borçlu/şikayetçi aleyhine Kambiyo senetleri üzerinden haciz yoluyla takibe girişerek toplam 66.714.610.750 TL alacağın tahsilini istemiştir. Takip dayanağı çek asıllarının kasada olduğu icra müdürlüğünce zapta geçirilmiştir.
İlkin; Ödeme emri ve çeklerin fotokopileri 25.08.2003 tarihinde borçlunun adresinde daimi işçisi Erol Altınışık'a tebliğ edilmiştir. Borçlu 01.09.2003 tarihinde mal beyanında bulunmuş; aynı tarihte İcra Tetkik Merciine müracaatla tebliğ edilen çeklerin ödeme emrinde yazılı olanlarla aynı olmadığını, takip talebiyle ödeme emrinin de farklı olduğunu ifadeyle, ödeme emrinin iptalini istemiştir. İzmir 9.İcra Mahkemesinin 28.10.2003 gün ve 2003/671-806 sayılı kararı ile; takip talebi ile ödeme emrinin birbirine uygun düzenlenmesi gerektiği, 48 örnek takip talebi ile ödeme emri birbirine uygun olmadığından, ödeme emrinin iptaline karar vermiştir.
Alacaklı vekili ödeme emrinin yeniden borçluya tebliğini talep etmiş ve İcra Müdürlüğünce 08.12.2003 tarihli ödeme emri tebliği düzenlenerek borçluya gönderilmiştir.
08.12.2003 tarihli ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının ön yüzünde sadece 163 ödeme emrinin ekli olduğu yazılı olup; arka yüzünde ise "birlikte çalıştığı daimi işçisi Erol Altınışık imzadan imtina ettiğinden evrak mahalle muhtarı Hasan Hüseyin Baytuğ'a tebliğ edildi. 2 nolu ihbar kağıdı kapıya yapıştırıldı. Keyfiyet işçisi Erol Altınışık'a bildirildi. 11.12.2003" açıklaması yer almaktadır.
Borçlu vekili 25.12.2003 tarihli dilekçesiyle mal beyanında bulunmuş ve ödeme emrini 19.12.2003 tarihinde öğrendiğini dilekçesinde bildirmiştir.
26.12.2003 tarihinde de eldeki şikayet başvurusunu yapmıştır.
Gerekçe :
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun:
"Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi" başlıklı -19/3/2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunla değişik 20. maddesi;
"13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerle yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarnamenin kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır. "
Hükmünü içermektedir.
Maddede atıfta bulunulan "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı -19/3/2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunla değişik- 21. maddesinde ise ;
"Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar. "
Denilmektedir.
"Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası" başlıklı 17. maddesinde de;
"Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır. "
Hükmü yer almaktadır.
Somut olayda: ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasında aynen "birlikte çalıştığı daimi işçisi Erol Altınışık imzadan imtina ettiğinden evrak mahalle muhtarı Hasan Hüseyin Baytuğ'a tebliğ edildi. 2 nolu ihbar kağıdı kapıya yapıştırıldı. Keyfiyet işçisi Erol Altınışık'a bildirildi." açıklaması yer almaktadır.
11.12.2003 tarihinde yapılan tebliğ işlemindeki bu açıklama; adreste muhatabın bulunmaması nedeniyle tebligatın, 7201 sayılı Kanunun 17. maddesinde sayılan ve tebliğ sırasında adreste hazır bulunan daimi işçisine yapılmak istendiğini, ancak adı geçenin imzadan ve tebellüğden imtina nedeniyle aynı Kanunun 20. maddesinde yapılan atıfla yine aynı Kanunun 21. maddesine göre tamamlandığını göstermektedir.
Tebligat 7201 sayılı Kanunun 20. maddesine göre değil, açıklandığı şekilde 21. maddesine göre yapıldığına ve bu maddede de tebliğ tarihi "İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih" olarak düzenlendiğine göre, ödeme emri borçluya 11.12.2003 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yasal süre geçtikten sonra 26.12.2003 tarihinde yapılan şikayet süresinde değildir.
Şikayetin süre yönünden reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Karşı taraf/alacaklı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 02.02.2005 gününde, oybirliği ile karar verildi. (Kazancı İçtihat Programı)

İlgili Maddeler:
BELLİ BİR YERDE VEYA EVDE MESLEK VE SANAT İCRASI
MADDE 17- Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.3) "aynı konutta oturan kişilere" veya hizmetçilerinden birine yapılır.
MUHATABIN MUVAKKATEN BAŞKA YERE GİTMESİ
MADDE 20 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) 13,14,16,17 ve 18'inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.4) "adı ve soyadı" tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21'inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 4829 - 19.3.2003 / m.4) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.
TEBLİG İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNA
MADDE 21 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.5) "zabıta amir veya memurlarına" imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek fıkra: 4829 - 19.3.2003 / m.5) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Birlikte Çalışan İşçinin Tebliğden İmtina Etmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Gökmen Keskinsoy'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
21-09-2010 - 21:07
(4967 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 2 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
9273
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 3 saat 23 dakika 53 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,87 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 18369, Kelime Sayısı : 2276, Boyut : 17,94 Kb.
* 1 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1252
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06499791 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.