KORUMA TEDBİRİ OLARAK KONUT VE İŞYERİNDE ARAMA
ARAMA
Ceza muhakemesinde yargılamanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi veya ileride verilecek hükmün sadece kağıt üzerinde kalmayıp yerine getirilebilmesi için hükümden önce başvurulan ve bazı temel hak ve özgürlüklere müdahale etmeyi gerektiren hukuki çarelere koruma tedbirleri denir. Bu tedbirlerden arama ise, şüpheli kişi veya delillerinin ya da müsadere edilecek eşyanın ele geçirilmesi amacıyla ev veya diğer yerlerde araştırma yapılması demektir.1
Ceza yargılaması hukukunda amaç maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasıdır. Ancak bu maddi gerçek her ne pahasına olursa olsun bulunması gereken bir amaç değildir. Günümüzde gelinen aşamada, maddi gerçek, insan haklarına saygılı bir biçimde araştırılmalıdır. Arama koruma tedbiri, kişi hak ve özgürlüğünü kısıtladığından, yasanın usul ve esaslarına uygun biçimde yapılmalıdır. Aksi takdirde, hukuki, cezai ve idari yaptırımları bulunduğu gibi, elde edilen delillerin, hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılamayacağı kuralı karşısında yargılamada kullanılamaması neticesini de doğurmaktadır.
Anayasanın 20 ve 21 nci maddelerinde özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı düzenlenmiştir. Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya bir kaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.(any. md. 21) şeklinde ki düzenleme yer almaktadır.
ARAMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Arama bir koruma tedbiridir. Kişi hak ve özgürlüklerine yapmış olduğu müdahaleler sebebiyle geçici nitelikte ve hüküm vermenin bir aracı niteliğinde olup başvurulan tedbirle ulaşılmak istenen amacın orantılı olması icap etmektedir. Orantılı olmasından maksat, araçla amacın, yöntemle hedefin dengeli olmasıdır.2
Arama adli ve önleme araması olarak ikiye ayrılmaktadır. Adli arama, suçun işlenmesinden sonra yapılan arama iken önleme araması, suç işlenmesinden önce, kamu düzeni, genel güvenlik, genel sağlık gibi nedenlerle yapılan arama faaliyetidir. Amaç, hükümet emirlerine, kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere ve kamu düzenine aykırı hareketlerin işlenmeden önce önüne geçmektir. Konut ve işyerinde arama CMK’nın 116 ve 119 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
KONUT VE İŞYERİNDE YAPILAN ARAMA
Ceza muhakemesi kanununda, yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerlerin aranabileceği (CMK m.116), Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vakti arama yapılamayacağı(CMK m.118) kural olarak belirtilmiş devamında ise bu kurala istisna getirilmiştir.
Konutta ve iş yerinde yapılacak olan aramaya ilişkin hükümlerin incelenmesine geçmeden önce, konut ve işyerinin ne anlama geldiğini kapsam ve sınırlarını belirlemek gerekecektir. Bu terimlerin anlamının tespitinde ise mümkün olduğu kadar geniş bir kapsamı içine alacak şekilde tanımlamaya gidilmesi kişi hak ve özgürlükleri bakımından daha uygun olacaktır. Konut dokunulmazlığının anayasa ile de koruma altına alınmış olduğu düşünüldüğünde konuta yapılacak müdahalelerde korunan hukuksal değer bakımından konuta verilecek anlamın kapsamlı olmasının gerekliliği ortaya çıkacaktır.
KONUT
MK.’ın 19. Maddesi “bir kimsenin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir” diyerek tanımladığı ikametgâh ile CMK da ki konut birbirinden farklıdır. CMK anlamında konutu açıklarken sürekli kalma niyeti aranmayıp bir kişinin geçici dahi olsa sığındığı her çeşit yer olarak anlamak gerekir. Doktrinde bir yerin konut olarak nitelendirilebilmesi için çeşitli kriterler ileri sürülmüştür. Bu kriterleri şu şekilde sıralanmış olup;
* Gece istirahatına tahsis edilip edilmemesi
* Devamlı olarak bu mahalde kalınıp kalınmaması
* Yerin tahsis amacı
* Mahallin konut olarak kullanıldığının belirlenmiş olması
* Söz konusu mahalde fiilen oturulması
* Konutun bir bina olmasının şart olmaması
* Mahallin kullanılmasının meşru sebebe dayanması 3
Şeklinde kriterler belirtildikten sonra YENİSEY barınma, yatıp-kalkma ve istirahata ayrılan yerler olarak, DÖNMEZER bir kimsenin özel hayatında yaşadığı ve oturduğu her yer olarak ÖZTÜRK ise bir kimsenin fiilen bulunduğu yere mesken(konut) diyerek mümkün olduğunca en geniş anlamı vermeye çalışmışlardır.4
Yine müştemilatı(konut eklentisi) da konut kapsamında değerlendirmek gerekecektir. Ancak bunun için konut ile müştemilat arasında bağlantı olması veya müşterek olarak inşa edilmiş olması gerekir. Bir yerin müştemilat olarak kabul edilmesi için mutlaka oranın konuta bitişik veya onun yakınında bulunmasına bağlı değildir. Girilmesi veya girildikten sonra çıkılmaması konutta oturanların huzur ve sükûnunun5 bozulmasına sebep olacak yerler konuta bitişik veya yakın olmasa dahi müştemilattan sayılır. Umuma açık olan yerler ise konuta bitişik veya çok yakın olsa dahi eklenti olarak kabul edilmez. Neticede bir yeri eklenti kabul edebilmemiz için konuta bağlı olması fakat konuta bitişik veya çok yakın olması şart olmayıp, dış dünyadan belirli işaretlerle ayrılan ve rıza hilafına girildiğinde konuttakilerin huzur ve sükûnunun bozulduğu yerler olması yeterlidir.
İŞYERİ
İşyeri bir kimsenin mutad olarak içerisinde sanatını icra ettiği yer olarak tanımlanabilir. Buna eklentileri de dahidir. Bir yerin iş yeri olarak kabul edilebilmesi için orada yapılan faaliyetin süreklilik arz etmesi gerekirken kişinin geçimini sağlamak için kazanç elde etmesi şart değildir. Tamamıyla taşıma aracı olarak kullanılan kamyon işyeri sayılmaz iken bununla birlikte yiyecek içecek satmak amacıyla kullanılıyorsa işyeri olarak sayılır.6
Bir yerin iş yeri olarak kabul edilebilmesi için orada mutlaka işçi çalışıyor olması gerekmez. Aksini düşünmek ise kanunun sağlamış olduğu koruma alanını daraltmak olacaktır. TCK da yer alan suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak şekilde geniş yorumlanamaz hükmü koruma tedbirleri içinde geçerlidir. Bu maddenin amacı suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince temel hak ve hürriyetlere getirilen sınırlamaları asgari seviyede tutmak ve koruma alanını genişletmek olduğu için koruma tedbirlerinin de uygulandığı alanları geniş yorumlamak koruma alanını genişleteceği için aralarında herhangi bir tezat oluşmayacaktır.
DİĞER YERLER
Diğer yerler terimi konut veya işyeri ve bunların eklentileri içerisine girmeyen, kural olarak özel mülkiyete tabi olan yerler olarak adlandırabiliriz. Diğer yerlerden maksat ancak bir taşınmaz olabilir. Bu yerlerin başkalarının istek dışı girişlerine engel olacak tedbirlerin alınmış olduğu yerler olması gerekir. Yani o yerin özel mülkiyete ait olduğuna ilişkin tahsis iradesinin varlığı gerekir.
İnfaz kurumları ile bu kurumlarda yer alan odalar da diğer yer sayılır. Ancak buralarda yapılacak aramalar CMK hükümlerine göre değil, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde yapılır. Bu kanunun 36. Maddesi; “kurumlarda, odalarda ve eklentilerinde hükümlülerin üst ve eşyasında habersiz olarak her zaman arama yapılabilir. Her ay mutlaka bir kez arama yapılır” şeklindedir.
Bu birlikte tutuklu ya da hükümlü olanların özel hayatlarının daha az garanti altında olduğunun kabul edilmesinin sonucudur.
ARAMANIN AMACI
Adli arama; sanığın yakalanması, soruşturma için ispat vasıtası yani delil olabilecek nesnelerin ve müsadereye tabi eşyanın ele geçirilmesi amacıyla sanık, suç ortağı ve yataklık eden kimselerle, bunlar dışındaki diğer kimselerin üzerinde, evinde ve diğer mahallerde yapılan bir araştırma işlemidir. Bu tanımdan hareket edildiğinde adli aramanın amaçları da belirlenmiş olur. Bu tanımda iki amaç göze çarpmaktadır. Bunlar yakalama ve el koymadır.7
Arama suç delillerinin elde edilmesi veya yakalama amacıyla yapılır. Dolayısıyla arama saklı olan şeylerin bulunmasına yönelik olup açıkta olan şeyler bakımından arama söz konusu olmaz. Bu bakımdan üzerindeki silah görünen bir kimsenin bu silahının alınması arama olmadığı gibi yakalanan kişinin iç kısımlarına bakmaksızın sıvazlama yöntemiyle silah vb. şeylerin bulunup bulunmadığının kontrolü de arama değildir.8 Arama yakalama veya el koymaya aracılık ettiği için bu koruma tedbirleri açısından bir ön basamak olup araç niteliğindedir.
Ceza muhakemesinde amaç maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Maddi gerçeğe ise hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerin değerlendirilmesiyle ulaşılabilir. Bunun için ise hakimin elinde delil bulunmalıdır. Deliller ise ispat ameliyesinde hukuk düzeninin kabul ettiği vasıtalardır.9
Arama delillerin toplanmasına ve böylece failin suçu işleyip işlemediğinin ispatlanmasına hizmet eder. Koruma tedbirlerinin araç olma özelliği aramada bu şekilde kendini göstermektedir
Yine arama sonucunda suça ilişkin ispat araçlarından olan veya müsadereye tabi olan eşyanın adliyenin eli altına alınmasına el koyma denirken eğer zilyedin rızası varsa o zaman bu el koyma olmayıp muhafaza altına alma olur.
ARAMANIN ŞARTLARI
aa) şüpheli ve sanık açısından
Şüpheli veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait yerler şüpheli veya sanığın yakalanıp ele geçirilmesi ve suç delillerinin elde edilmesi amacıyla aranabilir. Bu aramanın iki şartı vardır:
1) Aramanın konusu olan kişinin aramaya sebep olan suçu işlediğine dair somut olaya dayanan şüphe bulunmalı. 2) şüpheli veya sanığın veya delilin aranacak yerde olduğu konusunda makul şüphe bulunması gerekir. 10
Burada aranan makul şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan şüphedir. Makul şüphe, aramanın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte olanların davranış tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüphe ettiği eşyanın niteliği gibi sebepler göz önünde tutularak belirlenir. Makul şüphede, ihbar veya şikâyeti destekleyen emarelerin var olması gerekir. Belirtilen konularda şüphenin somut olgulara dayanması şarttır. Arama sonunda belirli bir şeyin bulunacağını veya belirli bir kişinin yakalanacağını öngörmeyi gerektiren somut olgular mevcut bulunmalıdır(Arama Y. M.6)
bb) şüpheli olmayan kişiler bakımından
Suç şüphesi altında bulunmayan kişide aynı şekilde, şüphelinin veya sanığın yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi için aranabilir. Bu halde arama yapılması aranılan kişinin veya suç delillerinin belirtilen yerlerde bulunduğunu gösteren olayların varlığına bağlıdır.(CMK m. 117/1,2)
Üçüncü kişilerin aramaya katlanma yükümlülüğü, şüpheli ve sanığa göre daha az olup kanun daha sıkı şarta bağlamıştır. Bu açıdan diğer kişiler bakımından arama, makul şüphenin varlığının yanında, aranılan kişinin veya suç delillerinin belirtilen yerde bulunduğun kabul edilmesine olanak sağlayan olayların varlığı koşuluna bağlanmıştır.11
Bu sınırlama şüphelinin veya sanığın bulunduğu yerler ile izlendiği sırada girdiği yerler hakkında geçerli değildir. Bu sebeple şüphelinin veya suç delillerinin o yerlerde bulunduğuna dair olayların varlığı aranmaz
ARAMA KARARI VEYA EMRİ
Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler.
Konutta işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama hakim kararıyla gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabilir. Ancak kamuya açık alanlarda ise hakim kararıyla, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile arama yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emriyle yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.(CMK m.119)
Burada arama emrinin gerek kolluk gerek savcılık açısından “yazılı” olmasının şart koşulması amaca uygun olmayıp çoğu zaman görevlileri geçmiş saat ve tarihli evrak düzenlemeye zorlayan, gecikmesinde sakınca bulunan hal ve suçüstü kavramı ile bağdaşmayan bu düzenleme yerine, savcının veya kolluk amirinin verdiği emrin azami 24 saatlik bir süre dahilinde hakim kontrolüne tabi tutulması daha yerinde olurdu.12
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 7/4.maddesinde öngörülen Cumhuriyet Savcısının aramaya ilişkin yazılı emrinin 24 saat içinde görevli hakimin onayına sunulması hususuna ise haklı olarak yer verilmemiştir. Zira hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet savcısına inisiyatif tanınmıştır.13
Suç işlenen yerlerde, sebep ve sonuç ilişkisini ortaya koyacak delillerin aranması, bulunması ve el konulması için geliştirilmiş bilimsel ve teknik araştırma işlemlerinin, herkesin girip çıkabileceği kamuya açık alanlarda yapılması için bir emir veya karar gerekmez. Ancak, konut işyeri ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda olay yerinin incelenmesi arama kurallarına tabidir. (Arama Y. M.9)
Arama yönetmeliği m. 8’de hangi hallerde arama kararı veya emri gerekmeyeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş ancak “yakalanması amacıyla konutunda, işyerinde, yerleşim yerinde, bunların eklentilerinde ve aracında yapılacak aramada” ibaresi Danıştay 10.Dairesinin 13/03/2007 tarihli ve 2005/6392 E.,2007/948 K. sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.
Arama ve el koyma için gecikmesinde sakınca bulunan hallerde dahi kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emrinin aranması hukuk devletinde asla kabul edilemeyecek sonuçların doğmasına yol açacaktır.14 şeklinde eleştiriler yapılmıştır.
ARAMANIN YAPILACAĞI ZAMAN
Arama işlemi kural olarak gündüz yapılır. Konutta ve işyerinde veya diğer kapalı alanlarda gece vakti arama yapılamaz.(CMK m 118/1)
Türk Ceza Kanunu’nda gecenin tanımı yapılmış olup, gece vakti güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat öncesine kadar devam eden süredir. (TCK m. 6/1-e) Ancak gündüz başlayan arama işlemine gece de devam edilebilir. Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan haller ile yakalanmış veya gözaltına alınmış olup da firar eden şüpheli tutuklu veya hükümlünün yakalanması amacıyla gece vakti de arama yapılabilir.
Yapılan aramada aranacak yerlerin sahibi, eşyanın zilyedi bunlar bulunamazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri veya kendisiyle oturanlardan biri veya komşusu hazır bulundurulur. Kişinin avukatının aramada hazır bulunmasına engel olunamaz. Bu ceza usul hukukunda ki silahların eşitliği prensibinin bir gereğidir.15(CMK 120) Ancak avukat orda değilse, arama işlemine başlamak için gelmesi beklenmez.16
KONUTTA, İŞYERİNDE VE DİĞER KAPALI ALANLARDA Kİ ARAMA DA USUL
Aramanın gerçekleştirileceği yerde, öncelikle kişilerin kaçmasını ve saldırmasını engelleyecek şekilde gerekli güvenlik tedbirleri alınır.
Daha sonra kolluk görevlileri, kolluk görevlisi olduğunu ispatlayan kimliğini gösterir. Aranılacak kişiye hakları bildirilir. Normal şartlar altında arama sebebinin bildirilmemiş olması hukuka aykırılık oluşturur. Kişinin isnadı öğrenme hakkı (İHAS 6) vardır.17 Arama işlemleri yapılırken durumun gerektirdiği ölçüde zor kullanılabilir. (PVSK ek m. 6) (Arama Y. M 28)
Aramayı, kararı veren hakim ve savcı da bizzat kendisi yapabilir. Ancak zor kullanma yetkisi bizzat kolluğa verilmiş olduğu için hakim ve savcı bu yetkiyi kullanamaz.18 Kolluk bu yetkisini kullanırken orantılılık kuralını ihlal etmeden aşamalı bir şekilde zor kullanmalıdır.
Sanıktan başka kimseler hakkında yapılan aramalarda aramanın gayesi bildirilir. CMK 120/2).Bu düzenlemeden çıkan sonuç, şüpheli ve sanık ile ilgili yapılan aramalarda aramanın amacı hakkında bilgi verilmeyeceğidir. 19
Aramanın amacının bildirilmemesi veya eksik yahut yanlış bildirilmesi halinde arama hukuka aykırı olur. Nitekim, Amerikan Yüksek Mahkemesi, yeterli bilgi vermeme veya hile yoluna başvurarak kapının arkasından alçak sesle polis olduğunu bildirdikten sonra eve zorla girme durumlarının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir20
Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut işyeri ve diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur.(CMK m.119) Konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan özel işyerlerinde ve eklentilerinde önleme araması yapılamaz.(ARAMA Y.m 19)
Adli aramadan farklı olarak eski CMUK da kolluk amirlerinin önleme araması emri vermeleri kabul edilmemişti.(Eski Yönetmelik m 14) Kolluk amirlerine önleme araması emri verme yetkisinin tanınmamış olması hatalı olmuştur. Zira suç işlenmesinin önlenmesi, kolluğun başlıca görevlerinden birisi olunca belki de adli aramadan daha öncelikli olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amirlerinin önleme araması emri verme yetkisi bulunmalıydı. Uygulamadan kaynaklanan sorunlar denetim mekanizmaları ile giderilmeliydi21, şeklinde eleştiriler yapılmıştı.
Arama kararında veya arama emrinde aramanın nedenini oluşturan fiil, aranacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi veya aranacak eşya açıkça yazılı olmalıdır. Burada şüphelinin kişi olarak biliniyor olması şarttır. Kişi olarak bilinmek ise diğerlerinden ayrılabilir kriterlerin varlığının yeterli olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca burada ki kişi, gerçek kişi olup tüzel kişiler şüpheli ve sanık sıfatıyla aranamaz.22
ARAMA TEDBİRİNİN UYGULANMASINDA Kİ HUKUKA AYKIRILIKLAR
Ceza muhakemesi hukukunda şekli gerçekle yetinilmeyip maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılmaktadır. Ancak bir hukuk devletinde maddi gerçeğin ne pahasına olursa olsun ortaya çıkarılması kabul edilmemekte delil yasakları ile bu ilkeye sınırlama getirilmektedir. 23
Aramanın amacına veya usulüne aykırı davranılarak yapılan bir işlemin neticesinde elde edilen delil yargılamada kullanılamayacağı için kolluk arama faaliyetini icra ederken azami derecede özen göstermelidir. Aksi halde elde edilen delillerin yargılama aşamasında kullanılamaması sorunu ortaya çıkacaktır.
Hukuka aykırı elde edilen delillerin yargılamada kullanılıp kullanılamayacağı konusunda doktrinde 3 yaklaşım öne çıkmakta olup bunlar, mutlak kabul, mutlak değerlendirme yasağı ve esnek yaklaşım olarak sıralanmaktadır24
Burada hukuka aykırı delillerin kullanılmasının mümkün olup olmadığı CMK 217/2 de belirtilen, ‘‘yüklenen suç hukuka uygun bir şekilde elde edilen her türlü delille ispat edilebilir’’, hükmü dikkate alınarak açıklanmalıdır. Hukuka aykırılık işlenen fiilin vasfıdır. Bir fiil ya hukuka aykırıdır veya değildir. Bu sebeple hukuka az veya çok aykırılık diye bir nitelendirme yoluna gidilemez. Yine hukuka aykırılığı da mutlak ve nispi aykırılık şeklinde ayırmak yerinde bir yaklaşım değildir. Hukuk devletinde yargılama yapılırken kolluğun, hakimin ve savcının kurallara tam uyması şarttır. Mutlak ve nispi aykırılık ayrımı yoluna gidilerek bir delilin diğerine üstünlüğü yoluna gitmektense hukukun üstünlüğü yoluna gidilmesi gerekir.
Arama işlemi yapılırken makul şüphenin olmaması, arama kararının veya emrinin alınmaması, aramada ölçülülük ilkesine uyulmaması, kişilere haklarının anlatılmaması veya eksik anlatılması hukuka aykırılık oluşturacaktır. Yine şartlarına ve usulüne uyulmadan arama yapılması neticesinde TCK.116 ve 120. maddelerinde ki suçlarda oluşabilecektir. Haksız arama suçunun oluşabilmesi için aramayı yapan kişinin kamu görevlisi olması şarttır. Suç fail bakımından özgü suç niteliğindedir.
Haksız arama kişinin konutunda yapılmış olur ve konuta girmekte hukuka aykırı ise burada hem haksız arama hem de konut dokunulmazlığının ihlali suçları oluşacak ve cezaların içtiması yoluna gidilecektir. Yine savcı olmaksızın konutta yapılan aramada o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulunmazsa, yapılan arama her ne kadar geçerli bir arama kararına dayansa da, hukuka aykırı olacak ve 120’nci maddede düzenlenen suç oluşacaktır.25
Kamu görevlisi dışında kalanlar her ne kadar 120. Madde kapsamına dahil edilmemiş olsalar da, bu kişiler tarafından yapılan hukuka aykırı aramalar ve sonuçları yargılama bakımından kabul görmeyecek ve hukuka uygun delil niteliğini haiz bulunmayacaktır.26
Çünkü bir fiilin hukuka aykırı olması ile suç teşkil etmesi farklı şeylerdir. Hukuka aykırılık suçun unsurudur ve bu unsur olmadığı zaman suç oluşmaz. Ancak hukuka aykırılık olsa bile burada olduğu gibi suçun diğer unsurları (tipiklik, maddi ve manevi unsurlar) 27 yoksa hukuka aykırılık tek başına fiilin suç oluşturmasına yeterli olmayacaktır.
CMK’nın md.141/1-i bendine göre, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler. Her ne kadar yasada sadece arama kararı zikredilmiş ise de, C.Savcısı ve kolluk amirlerinin yazılı emirleri ile yapılan aramalar bakımından da tazminat istenmesi mümkündür.28
Devlet ödediği olduğu tazminattan dolayı, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan ve tazminat ödenmesine sebebiyet veren kamu görevlilerine rücu eder. Burada devlet rücu etmek zorunda olup, zira kanun rücu edebilir dememektedir.29
1 Centel- Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul 2005, s. 292
2 Centel- Zafer Ceza Muhakemesi Hukuku s. 246
3 Artuk-Gökcen-Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2005, s.242 vd.
4 Özbek, Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbiri Olarak Arama, Ankara 1999, s.107
5 Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 1993/4-208, K. 1993/352, T. 27.12.1993, http://www.kazanci.com/
6 Özbek-Kanbur-Bacaksız-Doğan, Ceza Muhakemesi Hukuku Bilgisi, Ankara 2007, s. 208
7 Kılıç Ergin, Türk Hukukunda Adli ve İdari Aramalar, http://acikarsiv.ankara.edu.tr/fulltext/585.pdf Yüksek Lisans Tezi, s. 10
8 Ünver- Hakeri, Sorularla Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara 2006, s. 133
9 Öztürk- Erdem, Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara 2006, s. 347
10 Centel- Zafer, s. 292
11 Özbek-Kanbur-Bacaksız-Doğan, s.205
12 Ünver-Hakeri, s.142
13 Gülşen, Yeni Ceza Muhakemesi Kanununda Arama, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/139.doc
14 Öztürk- Erdem, s.534
15 Ünver-Hakeri, s.147
16 Ünver-Hakeri, s.146
17 Kunter-Yenisey-Nuhoğlu Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul 2008, s. 1014
18Yenisey, Arama Hukukuna Giriş,İstanbul 2006, http://www.isbpmyo.edu.tr/yenisey_ahg.asp
19 Yenisey, s.14
20 Gülşen, Makale
21 Yıldız, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Adli ve Önleme Aramaları Semineri”nde sunulan bildiri metni
http://www.egm.gov.tr/egitim/dergi/eskisayi/36/web/ceza_muhakemeleri_usulu_kanunu/dr_ali_kemal_yildiz.htm
22 Özbek Kanbur-Bacaksız-Doğan, s.204
23 Öztürk-Erdem, s.179
24 Koca, ceza muhakemesinde hukuka aykırı delilleri değerlendirme yasağı
http://archiv.jura.uni-saarland.de/turkish/MKoca.html
25 Artuk-Gökçen-Yenidünya, Özel Hükümler s. 283
26 Şen, Yeni Türk Ceza Kanununu Yorumu C.I, İstanbul 2006, s. 498
27 Artuk-Gökçen-Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler Ankara 2007, s.377
29 Toroslu-Feyzioğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, Ankara 2006 s.255
---------------
------------------------------------------------------------
---------------
------------------------------------------------------------
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Koruma Tedbiri Olarak Konut Ve İşyerinde Arama" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mustafa Akman'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (https://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|