Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [TCK. 234] TCK. 234/3 (5560/10 md) Gerekçesi. (AYM 2007/85 E. 2009/42 K. 5.3.2009 T. sayılı kararından alıntıdır.)
22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 339 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre, Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz. Bu hükümle, yaşı ne olursa olsun, çocuğa ana ve babasının bilgisi veya rızası dışında evi terk etmeme hususunda bir yükümlülük yüklenmiştir. Bu hükmü, ana ve babasının bilgisi ve rızası dışında evi terk eden çocuğu yanında bulunduran kişiye çocuğun ana ve babasını veya yetkili makamları durumdan ha...
(Şerh No: 16038 - Ekleyen: Av.Burak GÜNEŞ - Tarih : 12-04-2015 16:57)

Dava, mirasçılar tarafından ikame edilen vekalet akdinin kötüye kullanılması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Muris, karısına 26.6.1987'de vekalet vermiş, vekil 29.6.1987'de 700.000 TL bedel ile diğer davalıya satış vaadinde bulunmuş, mirasçılardan N____'nin murisin vekalet verdiği sırada ehliyetsiz olduğundan bahisle satış vaadi sözleşmesinin iptalini istediği dava reddedilerek kesinleşmiş; vaad alacaklısının cebri tescil istemli açtığı ...
(Şerh No: 16167 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-04-2015 12:40)

YENİDEN YAPILANDIRMAYI KABUL EDEN BANKANIN TÜKETİCİNİN ELİ ÜRÜNÜ OLARAK TEMİN ETTİĞİ "yapılacak faiz indirimi neticesinde komisyon ödemesinin kabul edildiğine dair" ALEYHE KAYITLAR DA GEÇERLİ DEĞİLDİR.
(Şerh No: 16166 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 10-04-2015 14:59)

Davacıların eşi ve annesi olan davacı, davalının gerçekleştirmiş olduğu sezaryen ameliyatı sırasında gazlı bez unutulması sebebiyle 2. kez ameliyat edildiğini belirterek ve davalı doktoru hasım göstererek eldeki tazminat davasını açmıştır. Davacıların bu iddiası, içerikçe davalı doktorun görevi sırasında ve yetkisini kullanırken işlediği bir kusura ve bu kusurun niteliği itibariyle de kamu görevlisinin ihmaline dayanmaktadır. Hal böyle olunca, davalının görevi dışında kalan kişisel kusurun...
(Şerh No: 16165 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-04-2015 17:14)

 Bilgi  [DMK. 207] 6637 S.K. m.23/a Öncesi 657 S.K m. 207
Devlet memurlarından çocuğu dünyaya gelenlere 2500 gösterge rakamının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktarda doğum yardımı ödeneği verilir. Ana ve babanın her ikisi de Devlet memuru iseler ödenek yalnız babaya verilir. Eşlerden birine iş akdi veya toplu sözleşme gereği yapılan doğum yardımı ödeneği daha yüksek ise, memur olan eşe ayrıca doğum yardımı ödeneği ödenmez, daha düşük ise yalnız aradaki fark ödenir. Mahkemelerce verilen ayrılık süresi içinde doğan çocuklar i...
(Şerh No: 16164 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-04-2015 13:06)

 Bilgi  [SigortaK 22] 6637 S.K. m.10 Öncesi madde 22/18
Sigorta eksperleri, kendilerine teklif edilen işi herhangi bir sebep göstermeksizin reddedebilir; ancak, mücbir nedenler ve umulmayan haller hariç olmak üzere en geç üç iş günü içinde işi kabul edip etmediğini, işi teklif edene yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bildirimde bulunmayan sigorta eksperi, işi kabul etmiş sayılır.
(Şerh No: 16163 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-04-2015 12:54)

Dava; davacının, davalı Üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesinde gerçekleştirilen implant uygulaması sonucu kalıcı şekilde dişte estetik kusur ve yoğun miktarda diş eti kaybı oluştuğu gerekçesiyle hizmet kusuru iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır. Davacının, 2.9.2010 tarihinde implant uygulamasını yapan doktora karşı adli yargıda ikame ettiği dava 17.05.2012 tarihinde pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş, bunun üzerine temyize konu dava 18.07.2012 tarihinde açılmış...
(Şerh No: 16162 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-04-2015 11:53)

Davacılar murisi, davalı idare memuru tarafından görevi sırasında ateşli silahla yaralanmasına bağlı olarak 12.08.2000 tarihinde vefat etmiştir. Olay nedeniyle yapılan yargılama sonucunda kamu görevlisi failin, adam öldürmek suçundan mahkum edilmesine dair karar 10.12.2002 tarihinde kesinleşmiş ve şerhli karar örneği de davacıya 17.12.2003 tarihinde verilmiştir. Davacılar 24.12.2003 tarihinde davalı idare kaydına giren dilekçe ile başvuruda bulunmuş, idarece verilen cevap 06.02.2004 tarihinde te...
(Şerh No: 16161 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-04-2015 11:53)

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4; TBK. md. 50, 51, 52, 58)dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 16160 - Ekleyen: Av.Özlem AY BİLGİN - Tarih : 06-04-2015 12:22)

Davacının bu tür davranışları işverenin güvenini sarsıcı davranışlar olduğundan davacı iş sözleşmesinin işverence feshi yerine istifa ederek iş sözleşmesini sona erdirmiştir. Davacı istifa iradesinin fesada uğratıldığını istifa belgesinin baskı ile alındığını ispat edememiştir.
(Şerh No: 16159 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 30-03-2015 21:39)

Tahliye isteme hakkı alacak hakkından ayrı olarak temlik edilemez. Buna karşılık sadece alacağın temliki mümkündür. Somut olayda; temerrüt sebebiyle tahliye davası alacağa bağlı olarak açılan bir dava olup, satımdan sonra alacak yeni malike temlik edilmemiş, bilakis eski malik kiralayanlar tarafından tahsil edilmiştir. Davanın açılmasından sonra kiralananın satılmasıyla önceki malik ve kiralayanların kiralayan sıfatı kalmadığından tahliye davasının reddi gerekir.
(Şerh No: 16158 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-03-2015 10:31)

-ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ MEDENİ HAKLARI KULLANMAYA ENGEL MADDELER İÇEREMEZ.- Protokolde yer alan velayetin kaldırılması ve kişisel ilişkinin genişletilmesi davası açılamayacağına ilişkin medeni hakları kullanmaktan feragate ilişkin taahhütler, medeni hakları kullanma ehliyetinden önceden vazgeçme niteliğinde olup, Medeni Kanununun 23. maddesine ve çocukların yüksek yararlarına açıkça aykırıdır. Bu hükümler olmaksızın ortak irade ile boşanmanın gerçekleşmeyeceği açıkça belli olduğuna göre,...
(Şerh No: 16157 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-03-2015 15:52)

YERLEŞİM YERİ ADRESİ - MERKEZİ ADRES KAYIT SİSTEMİ ADRESİ Aksi kanıtlanıncaya kadar merkezi adres kayıt sisteminde kayıtlı olan yerleşim yerine ilişkin beyana geçerlilik tanınmalıdır. Davalı, davacının yerleşim yeriyle ilgili kayıttaki bilginin aksini gösteren bir delil getirememiş, karinenin aksini ispatlayamamıştır. Davacının yerleşim yeriyle ilgili beyanını kötü niyetli olarak sicile tescil ettirdiğine ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda dava davacının yerleşim yerinde ikame e...
(Şerh No: 16156 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-03-2015 14:02)

FSEK m.25/1 anlamında bir yayıncı kuruluş olmayan ve sadece kablo TV işletmecisi olan davalı, iletimine aracılık ettiği yayın kuruluşlarının gerçekleştirdiği TV yayınlarının içeriğinin oluşturulmasına katkısının olmaması, söz konusu yayınların içeriğini değiştirme olanağının bulunmaması ve özellikle yayında eser ve/veya bağlantılı hak sahiplerinin haklarının ihlal edilip edilmediğini önceden bilebilecek durumda olmaması nedeniyle, kendisine bir ihtarnamenin tebliği ve buna rağmen ihlale devamı o...
(Şerh No: 16154 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-03-2015 13:58)

 Bilgi  [İİK. 331] İcra İflas Kanunundaa düzenlenen cezaların uygulanması ve İİK m 331
İİk m 331, borçluların kasten mal kaçırmalarına yönelik hareketlerinin cezalandırılmasının amaçlandığı bir ceza hükmüdür. Her ne kadar çeşitli tartışmalar yaşansa da davanın şikayet yoluyla (Savcılık kanalıyla) değil, icra takibinin yapıldığı yer İcra Ceza Mahkemesinde açılacağı Yargıtay'ın içtihatlarıyla yerleşmiştir (Bu görüşe esas olarak; İİK m 346/3.m hükmü temel alınmaktadır). Davacının kasıt unsurunu kanıtlaması gerekmekte olup; özel nitelikte "alacaklıları zarara uğratma kastı" nın...
(Şerh No: 16153 - Ekleyen: Av.Ozan Meriç ÇELİK - Tarih : 15-03-2015 14:33)

İlamda adı yazılı vekilin takip yapması için takip dosyasına vekaletname ibrazı gerekmez.
(Şerh No: 16152 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-03-2015 17:44)

İcra Müdürü, İlamın kesinleşip kesinleşmediğini kendiliğinden gözetemez. İcra emrini borçluya göndermek zorundadır.
(Şerh No: 16151 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-03-2015 17:02)

Anılan yasa ve yönetmenliklerle getirilen kurullara göre aylık ücret karşılığı ders sayısını aşan fazla çalışmalar ek ders ücreti ile karşılandığından okullardaki yönetici ve öğretmenlerin günlük çalışma saatleri ileri sürülerek fazla mesai alacağı talep edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
(Şerh No: 16150 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 13-03-2015 11:28)

Görevsizlik kararı verilebilmesi için, öncelikle dava dilekçesinin davalıya tebliği şarttır. Taraf teşkili sağlanmadan davada görevsizlik kararı verilemez.
(Şerh No: 16149 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-03-2015 17:27)

Dava; davacının, davalı güzellik salonunda yaptırdığı lazer epilasyon sonucunda sırt, omuz, şakak ve alt karın bölgelerinde kalıcı yanık izleri ve lekeler oluştuğu iddiasıyla, uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini ile ödediği bedelin istirdadı talebidir. Somut olayda, taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. P.S: 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddes...
(Şerh No: 16148 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-03-2015 16:35)

Mahsup, itiraz niteliğinde olup taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürebileceği gibi mahkemece de re'sen dikkate alınmak zorundadır. Bu itibarla öncelikle davalı yüklenicinin mahsup itirazı nazara alınarak bakiye iş bedelinin ödenip ödenmediği araştırılmalı, ödenmediği saptandığı takdirde bedeli ödenmeyen bir iş için eksik ve kusurlu iş bedeli istenemeyeceği gözetilerek mahkemece saptanan eksik ve kusurlu işler bedelinden fazla işler bedeline ilaveten ödenmeyen bakiye iş bedeli de indi...
(Şerh No: 16147 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 06-03-2015 12:58)

Mahkemece, uzun zamandır devam eden geçimsizliğin akabinde ve davalı tanığının beyanına göre darp edilmiş bir vaziyette davalı baba evine döndüğü, sonrasında davacının ailesinden ve ailenin müdahalelerinden uzak bir ikametgah belirlenmesi yönündeki iradesini defalarca dile getirdiği, bu nedenle Mahkemede terk ihtaratının samimi olduğu yönünde vicdani kanaat oluşmadığı, müşterek ikametgahta davacının ailesinin maddi ve manevi baskılarına imkan vermeyecek koşulları taşımaktan uzak olduğu, davayı i...
(Şerh No: 16146 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 04-03-2015 16:12)

Koca terke dayalı boşanma davası açmıştır. Davacı-davalı (kadın) ihtara rağmen dönmemekte haklı olduğunu ispatlayamamıştır. Kocanın ihtar isteğinin samimi olmadığını gösteren bir delil de bulunmamaktadır. Kadın ise, ihtar tebliği üzerine 166/1'e dayanarak boşanma davası açmıştır. "İhtar süresi içinde" kadının dava açmasını haklı kılan başka sebep ve olgular bulunmadıkça, bu davanın açılmış olması, kadını ayrı yaşamakta haklı kılmaz. O halde, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yer alan ...
(Şerh No: 16145 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 04-03-2015 16:02)

 Bilgi  [TK. 1165] Gerekçesi
Birinci fıkra, Alm. TK.’nın 591 inci paragrafından iktibas edilmiş olan 6762 sayılı Kanunun 1049 uncu maddesinin birinci fıkrasından, dili güncelleştirilerek ve “yükleten” eklenerek alınmıştır. İkinci fıkra, 6762 sayılı Kanunun 1049 uncu maddesine Adliye Encümeni tarafından eklenmişti; verilen gerekçe, yeni düzenleme açısından da yerinde görüldüğünden, hükmün korunması yoluna gidilmiştir.
(Şerh No: 16144 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:01)

 Bilgi  [TK. 1164] Gerekçesi
Alm. TK.’nın 589 uncu paragrafından iktibas edilmiş olan 6762 sayılı Kanunun 1047 nci maddesinden, dili güncelleştirilerek ve ikinci fıkrada yapılan atfın yerine doğrudan uygulanacak kurallar bildirilerek alınmıştır.
(Şerh No: 16143 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:01)

 Bilgi  [TK. 1163] (Kanun Gerekçesinden) 1163 ilâ 1165 inci Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar
6762 sayılı Kanunun kırkambar sözleşmesine ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılmasını gerektirecek sorunlar tespit etmek mümkün olmamıştır. Bu yüzden, Tasarıya alınan hükümlerde, bu maddeler neredeyse aynen korunmuştur. Yalnız, 6762 sayılı Kanunun 1048 inci maddesi, çağdaş deniz işletmeciliği çerçevesinde bu hükme gerek kalmadığı için, kanundan çıkartılmıştır.
(Şerh No: 16142 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:00)

 Bilgi  [TK. 1163] Gerekçesi
Alm. TK.’nın 588 inci paragrafından iktibas edilmiş olan 6762 sayılı Kanunun 1046 ncı maddesinden, dili güncelleştirilerek alınmıştır. Birinci ve üçüncü fıkrada yapılan değişiklikler, Tasarının diğer hükümleriyle (1152 nci maddenin birinci fıkrası, 1159 uncu maddenin birinci cümlesi) uyum sağlanması amacıyla yapılmıştır.
(Şerh No: 16141 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:00)

 Bilgi  [TK. 1162] Gerekçesi
Taşıyanın, aynı yolculuk için birden çok navlun sözleşmesi yapmış olduğu (yani Tasarının 1138 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “geminin bir kısmının ya da belli bir yerinin tahsis” edildiği) hallerde, yükleme ve sürastarya süreleri ile fesih haklarına ilişkin kuralların nasıl uygulanacağı, Alm. TK.’nın 587 nci paragrafından iktibas edilmiş olan 6762 sayılı Kanunun 1045 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükmün sadeleştirilmesi ve Tasarıda kabul edilmiş olan yeni hükümlerle u...
(Şerh No: 16140 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:00)

 Bilgi  [TK. 1161] Gerekçesi
Tek bir navlun sözleşmesine istinaden eşyanın birden çok yükletenden teslim alınması halleriyle uygulamada, özellikle tanker taşımalarında karşılaşılmaktadır. Bu hallerde, yükleme ve sürastarya süreleri ile fesih haklarına ilişkin kuralların nasıl uygulanacağı sorunu hakkında, 6762 sayılı Kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu boşluğu doldurmak amacıyla 1161 inci madde sevk edilmiştir. Taşıyanın tek bir sözleşme uyarınca tek bir taşıma borcu bulunduğundan, birden çok yükletenin tayin edilmesi...
(Şerh No: 16139 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:00)

 Bilgi  [TK. 1160] Gerekçesi
Madde, yükleme ve sürastarya sürelerinin bitiminde, yüklemenin henüz tamamlanmadığı halleri düzenlemektedir. 6762 sayılı Kanunda çeşitli hükümlere dağılmış ve eksik ele alınmış olan ihtimallerin tümünün, Tasarının bu maddesinde çözüme kavuşturulması amaçlanmıştır. Birinci fıkrada ele alınan varsayımda süreler dolmuştur ama taşıtan, taşıyana açık bir talimat vererek geminin bekletilmesini talep etmiştir. Taşıyan böyle bir talimata uyup uymamakta serbesttir; eğer beklemeye devam ederse birinci fık...
(Şerh No: 16138 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 15:00)

 Bilgi  [TK. 1159] (Kanun Gerekçesinden) 1159 ilâ 1160 ıncı Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar
Yüklemenin, Borçlar Kanununun 96 ncı maddesi anlamında “hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi” halleri, 6762 sayılı Kanunda (1020, 1033, 1037, 1038, 1039 ve 1043 üncü maddelerde) dağınık bir biçimde düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu hükümlerin uygulanması birçok zorluğun ve tereddütlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu dağınıklığı gidermek için, hukuken ve fiilen gündeme gelebilecek ihtimaller biraraya toplanmış ve Tasarının 1159 ilâ 1160 ıncı maddelerinde düzenlenmiştir. Maddelerin ilki, yüklem...
(Şerh No: 16137 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:59)

 Bilgi  [TK. 1159] Gerekçesi
Uygulamada, taşıyanlar için büyük önem taşıyan bir sorun, hazırlık ihbarında bulunulduktan sonra yükleme yerinin tayin edilmemesi veya yüklemenin başlamaması nedeniyle geminin bazen haftalarca demiryerinde beklemek zorunda kalmasıdır. Bu hallerde, yüklemenin yapılıp yapılmayacağı hususunda bile tereddütler ortaya çıkabilir. Onun için böyle hallerde, her iki taraf bakımından açık bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç vardır. Tasarının 1159 uncu maddesi ile bu ihtiyacın, Borçlar Kanununun 94 üncü madd...
(Şerh No: 16136 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:59)

 Bilgi  [TK. 1158] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1040 ilâ 1045 inci maddeleri, Alm. TK.’nın 580 ilâ 587 nci paragrafında yer alan “pişmanlık navlunu”na ilişkin düzenlemesinden iktibas edilmiştir. Tespit edilebildiği kadarıyla bu düzenlemenin, Alman-Türk mevzuatı dışında başka bir ülkede uygulama alanı kalmamıştır. Gerçekten de, XIX. yüzyılın ortalarında taraf menfaatlerini dengelediği düşünülen bu düzenleme, günümüzün deniz ticareti uygulamasına tümüyle yabancıdır. Taşıtanın sözleşmeyi feshi sonucunda maktu tazminat veya dö...
(Şerh No: 16135 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:59)

 Bilgi  [TK. 1157] Gerekçesi
Uygulamada “dispatch money” olarak anılan para hakkında Alm. TK.’da ve 6762 sayılı Kanunda hüküm bulunmamaktadır. Yargıya intikal eden uyuşmazlıklar dikkate alınarak, bu alanda düzenleme yapılması gerekli görülmüştür. Bu tür ödemelere ilişkin anlaşmalar, birinci dünya savaşı sonrasında, resmi merciler tarafından tespit edilen navlun tarifelerini dolanmak için ortaya çıkmıştır. Taraflar, tümünün kullanılmayacağı baştan belli olan uzunlukta yükleme süreleri kararlaştırıp, taşıyanın, kullanılmayan ...
(Şerh No: 16134 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:58)

 Bilgi  [TK. 1156] Gerekçesi
Almanya’da, 1930’lu yıllardaki reform çalışmaları sırasında, yükleme süresinin hesabında yalnızca “iş günleri”nin esas alınması teklif edilmiştir. Ancak bu öneri kabul görmemiş ve Alm. TK.’nın 573 üncü paragrafının birinci fıkrasında yer alan “aralıksız hesap” ilkesi muhafaza edilmiştir. 6762 sayılı Kanuna ilişkin Hükûmet Tasarısı, Adliye Encümeni tarafından gözden geçirilirken, Almanya’da teklif edilmiş olan “iş günü” kuralı 1036 ncı maddenin birinci fıkrasına alınmıştır. Oysa bu düzenleme, den...
(Şerh No: 16133 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:58)

 Bilgi  [TK. 1155] Gerekçesi
Birinci fıkra, mehaz Alm. TK.’nın 567 nci paragrafının dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden iktibas edilmiş olan 6762 sayılı Kanunun 1030 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesinden bir değişiklik yapılarak alınmıştır. Sürastarya süresi için taşıyana yapılacak ödemenin hukukî niteliği tartışmalara yol açmıştır. İngiliz hukukunda bu ödemenin “tazminat” niteliğinde olduğu kabul edilirken, mehaz Alman ve yürürlükteki Türk hukukunda (6762 sayılı Kanunun 1030 uncu maddesinin üçüncü fıkra...
(Şerh No: 16132 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:58)

 Bilgi  [TK. 1154] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1030 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının birinci ve ikinci cümlesi, 1031 inci maddenin ikinci fıkrası ve 1032 nci maddesi hükümleri, mehaz Alm. TK.’nın 567 nci paragrafının üçüncü fıkrası, 568 inci paragrafının ikinci ve üçüncü fıkraları ve 569 uncu paragrafı ile karşılaştırılmak ve uygulamanın ihtiyaçları gözönünde tutularak sadeleştirilmek suretiyle Tasarının 1154 üncü maddesine alınmıştır. Özellikle, Almanya’da 1930’lu yıllarda teklif edilen ama mehaz Kanuna alınmayan “yükle...
(Şerh No: 16131 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:57)

 Bilgi  [TK. 1153] Gerekçesi
Yükleme süresinin başlangıcı ile ilgili olarak, mehaz Alm. TK.’nın 567 nci paragrafının ikinci fıkrasından alınmış olan 6762 sayılı Kanunun 1030 uncu maddesinin ikinci fıkrasında konulmuş olan kural esas itibarıyla korunmuş, ancak uygulamada ortaya çıkan tereddütleri gidermek amacıyla, ihbarı izleyen günün tatil günü olup olmamasının önem taşımadığı ve ihbarı izleyen ilk takvim günü sürenin başlayacağı açıklanmıştır. Özellikle İngiliz mahkeme kararlarında çok tartışılmış olan bir sorun, birinci ...
(Şerh No: 16130 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:57)

 Bilgi  [TK. 1152] (Kanun Gerekçesinden) 1152 ilâ 1162 nci Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar
Yükleme ve boşaltma sürelerine ilişkin düzenlemeler, mehaz Almanya’da, 1861 tarihli Alman Umumî Ticaret Kanunnâmesi’yle ilk kez federal bir düzenlemeye kavuşturulmuştur. Bu Kanunnâme’nin ilgili hükümleri, bir kaç önemsiz düzeltme ile 1897 tarihli yeni Alm. TK.’ya aynen geçmiştir. Bu hükümler, önce 13/05/1929 tarihli ve 1440 sayılı Ticaret Kanununun (2. Kitap-Deniz Ticareti) 1101 ve devamındaki maddelerine tercüme edilerek iktibas edilmişti. Öte yandan 1930’lu yıllarda Almanya’da, deniz hukukunun...
(Şerh No: 16129 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:57)

 Bilgi  [TK. 1152] Gerekçesi
Madde ile, Alm. TK.’nın 567 nci paragrafının birinci fıkrasından alınmış olan 6762 sayılı Kanunun 1030 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan hüküm, tümüyle yeniden düzenlenmiştir. Eğer yüklemenin başlayacağı gün taraflarca önceden kesin olarak kararlaştırılmışsa, hazırlık ihbarında bulunulmasına gerek olmayacaktır; kararlaştırılan günde hem gemi kararlaştırılan yerde bulunacak, hem de yükleten, yüklemeye hazır olacaktır, yani kesin vadeli bir işlemden söz edilmesi gerekecektir. Buna karşı...
(Şerh No: 16128 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:57)

 Bilgi  [TK. 1151] Gerekçesi
Bu maddenin birinci fıkrası, 6762 sayılı Kanunun 1029 inci maddesinden, mehaz Alm. TK.’nın 566 ncı paragrafının birinci fıkrası ile karşılaştırılmak ve sonraki fıkralarla uyumlaştırılmak suretiyle alınmıştır. Maddenin ikinci ilâ beşinci fıkraları 1978 tarihli Hamburg Kurallarının 9 uncu maddesinden aynen alınmıştır. 1924-1968 Brüksel-Visby Sözleşmesinde ve 6762 sayılı Kanunda, eşyanın güvertede taşınmasına ilişkin yasağın ihlali halinde uygulanacak müeyyideler açıkça belirlenmemiştir. 1978 tarih...
(Şerh No: 16127 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:57)

 Bilgi  [TK. 1150] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1028 inci maddesinden, mehaz Alm. TK.’nın 565 inci paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek alınmıştır. İkinci fıkrada “aktarma” düzenlendiği için, maddenin başlığına bu yönde bir ilave yapılmıştır.
(Şerh No: 16126 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:56)

 Bilgi  [TK. 1149] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1027 nci maddesinden, mehaz 1924 tarihli Brüksel Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve Alm. TK.’nın 564c paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek alınmıştır.
(Şerh No: 16125 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:56)

 Bilgi  [TK. 1148] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1026 ncı maddesinden, mehaz 1924 tarihli Brüksel Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve Alm. TK.’nın 564b paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek alınmıştır. Tasarının 932 nci maddesinin dördüncü fıkrası için bildirilen gerekçeyle denizde can ve mal koruma mevzuatına genel bir atıf ile yetinilmiştir.
(Şerh No: 16124 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:56)

 Bilgi  [TK. 1147] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1025 inci maddesinden, mehaz 1924 tarihli Brüksel Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve Alm. TK.’nın 564a paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek alınmıştır.
(Şerh No: 16123 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:56)

 Bilgi  [TK. 1146] Gerekçesi
Alm. TK.’nın 564 üncü paragrafının ikinci ilâ beşinci fıkralarından alınmış olan 6762 sayılı Kanunun 1024 üncü maddesinin ikinci ilâ beşinci fıkralarına tekabül etmektedir (aynı maddenin birinci fıkrası Tasarının 1145 inci maddesi ile birleştirilmiştir). Tasarının 1145 inci maddesinde bildirim yükümlülüğünün ihlali bakımından öngörülen garanti sorumluluğunun, yüklenmesi caiz olmayan eşya bakımından da kabulü uygun görülmüş ve birinci fıkranın birinci cümlesi bu doğrultuda düzenlenmiştir. Geri ka...
(Şerh No: 16122 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:56)

 Bilgi  [TK. 1145] Gerekçesi
Alm. TK.’nın 563 üncü paragrafı ve 564 üncü paragrafının birinci fıkrasından alınmış olan 6762 sayılı Kanunun 1023 üncü maddesiyle 1024 üncü maddesinin birinci fıkrası birleştirilerek yeniden düzenlenmiştir. Yükletenin beyanları hakkında garanti sorumluluğunu kabul eden 6762 sayılı Kanununun 1023 üncü maddesinin, 1924 tarihli Brüksel Sözleşmesinin 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasından, buna karşılık kusur sorumluluğunu öngören 1024 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1861 tarihli Alman Umumi Tica...
(Şerh No: 16121 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:55)

 Bilgi  [TK. 1144] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1022 nci maddesinden, mehaz Alm. TK.’nın 562 nci paragrafıyla karşılaştırılarak alınmıştır. Bu maddenin 1861 tarihli Alman Umumi Ticaret Kanunnamesinden gelmekte olduğu ve o tarihler itibarıyla “ferden tayin”in ayrıntılı tarif edilmesine ihtiyaç bulunduğu saptanmıştır. Buna karşılık, yürürlükteki Türk Medenî Kanununun hükümleri çerçevesinde buna gerek kalmadığı tespit edilmiştir. Bu sebeple, madde tek fıkra haline getirilmiş ve ikinci fıkra sadeleştirilerek ikinci cümle olara...
(Şerh No: 16120 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:55)

 Bilgi  [TK. 1143] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1021 nci maddesinden, mehaz Alm. TK.’nın 561 inci paragrafıyla karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek alınmıştır.
(Şerh No: 16119 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:55)

 Bilgi  [TK. 1142] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1020 nci maddesine tekabül eden bu madde, Tasarının 1152 ilâ 1162 nci maddelerine ilişkin gerekçeler de esas alınarak yeniden düzenlenmiştir. İngiliz mahkemelerinin içtihatlarında yerleşmiş ve Alman-Türk borçlar hukuku ile deniz ticareti hukuku bakımından da isabetli olan çözüme göre, yükleme limanı ve yeri hususunda bir ayırım yapılması gerekmektedir. Eğer sözleşmede, geminin yükleme yapacağı rıhtım veya başkaca bir yanaşma yeri belirlenmişse, ifaya hazırlık açısından, gemin...
(Şerh No: 16118 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:54)

 Bilgi  [TK. 1138] (Kanun Gerekçesinden) 1138 ilâ 1271 inci Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar
6762 sayılı Kanunun Dördüncü Kitabının Dördüncü Faslının 1016 ilâ 1178 inci maddeleri arasında “Deniz Ticaret Mukaveleleri” düzenlenmiştir. 6762 sayılı Kanun, dört kısımda dört sözleşme türünü ele almaktadır: eşya taşıma (navlun) mukaveleleri (1016 ilâ 1118 inci maddeler), yolcu taşıma mukavelesi (1119 ilâ 1132 nci maddeler), denizaşırı satış mukaveleleri (1133 ilâ 1158 inci maddeler) ve deniz ödüncü mukavelesi (1159 ilâ 1178 inci maddeler). Deniz ödüncünün gemi rehninin modern şekilleri ile ika...
(Şerh No: 16117 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:54)

 Bilgi  [TK. 1141] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1019 uncu maddesinden, mehaz Alm. TK.’nın 557 nci paragrafı ve 1924 tarihli Brüksel Sözleşmesinin 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 4 üncü maddesinin birinci fıkrası ile karşılaştırılarak alınmıştır. “Yüke elverişlilik” kavramının Tasarının 932 nci maddesinde tanımlandığı dikkate alınarak; 1019 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki tanım madde metninden çıkarılmıştır. Her ne kadar 1924 tarihli Brüksel Sözleşmesinde 6762 sayılı Kanunun 1019 ve 1061 inci maddelerine tekabül e...
(Şerh No: 16116 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:54)

 Bilgi  [TK. 1140] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1018 inci maddesinden Alm. TK.’nın 558 inci paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek Tasarıya alınmıştır.
(Şerh No: 16115 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:54)

 Bilgi  [TK. 1139] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1017 nci maddesinden Alm. TK.’nın 557 nci paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek Tasarıya alınmıştır.
(Şerh No: 16114 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:53)

 Bilgi  [TK. 1138] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 1016 ncı maddesinden Alm. TK.’nın 556 ncı paragrafı ile karşılaştırılarak ve dili güncelleştirilerek Tasarıya alınmıştır. “Geminin bir cüz’ü” ibaresi yerine, geminin bir ambarı veya başka taşıma bölümünü anlatmak üzere Türk Medenî Kanunu hükümlerine paralel olarak “kısım” sözcüğünün kullanılması tercih olunmuştur. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Üçüncü Bölüm başlığında yer alan (Denizde Eşya Taşıma) ibareleri 1138 inci madde metniyle ifade edildiğinden Bölüm...
(Şerh No: 16113 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:53)

 Bilgi  [TK. 1137] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanununun 9 uncu maddesinden alınmış olan bu maddede, tahsis olunanın sorumluluğu düzenlenmiş, ardından da mehazda bulunmayan iade yükümlülüğü ile ihlalinin sonuçları Tasarının 1128 ve 1129 uncu maddeleri doğrultusunda kaleme alınmıştır.
(Şerh No: 16112 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:53)

 Bilgi  [TK. 1136] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmünde Kararnamesinin 23 ve 24 üncü maddelerinden alınmış olan bu maddede, çartererin tahsis ücreti ödeme borcuyla bu ücretin hangi süre için ve ne şekilde ödeneceği hususları düzenlenmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında, uygulamada kullanılan sözleşmelere uygun olarak, tahsis edenin güvenceleri düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, tahsis eden üç tür güvenceden yararlanacaktır: (a) öncelikle, doğrudan tahsis olunana ait taşınır ve kıymetli evrak üzerinde 4721 sayılı Ka...
(Şerh No: 16111 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:53)

 Bilgi  [TK. 1135] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmündeki Kararnamesinin 21 inci maddesinden alınmış olan bu maddede çartererin geminin ticarî işletilmesinden doğan masraflara katlanma borcu düzenlenmiştir.
(Şerh No: 16110 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:53)

 Bilgi  [TK. 1134] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmünde Kararnamesinin 20, 21 ve 22 nci maddelerinden alınmış olan bu maddede tahsis edenin geminin ticarî yönetimini çarterere bırakma borcu düzenlenmektedir.
(Şerh No: 16109 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:52)

 Bilgi  [TK. 1133] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanununun 7 nci maddesiyle Fransız Kanun Hükmündeki Kararnamesinin 19 uncu maddelerinden alınan bu hükümde tahsis edenin üstlendiği teknik yönetim borcunun kapsamı düzenlenmektedir.
(Şerh No: 16108 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:52)

 Bilgi  [TK. 1132] Gerekçesi
Madde, taraflara birbirlerinden sözleşmenin şartlarını içeren bir belge isteme yetkisi vermektedir. Böyle bir belgenin düzenlenmesi geçerlilik değil, ispat şartı olarak öngörülmüştür.
(Şerh No: 16107 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:52)

 Bilgi  [TK. 1131] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanununun 5 inci maddesinden alınan bu hükümde zaman çarteri sözleşmesi, onu benzer sözleşmelerden ayırt eden unsurlar vurgulanmak suretiyle tanımlanmıştır. Bu sözleşmede gemi kira sözleşmesinden farklı olarak çarterere belli bir süre için geminin zilyetliği değil; ticarî idaresi bırakılmakta, geminin teknik idaresi ise tahsis edence üstlenilmektedir. Buna göre daha ziyade geminin menfaatine yapılacak işlerin tahsis eden tarafından, daha ziyade geminin tahsis edildiği veya k...
(Şerh No: 16106 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:52)

 Bilgi  [TK. 1131] (Kanun Gerekçesinden) 1131 ilâ 1137 nci Maddelere İlişkin Genel Açıklamalar
Deniz ticareti uygulamasında gemi kira sözleşmeleri ile navlun sözleşmelerinin yanında sıkça zaman çarteri sözleşmesi de kullanılmaktadır. 6762 sayılı Kanunda bu sözleşmelere ilişkin kapsamlı bir düzenleme bulunmamaktadır. Uygulamada taraflar böyle bir sözleşme ile borç altına girmek istediklerinde çoğunlukla tip sözleşmelere başvurmaktadırlar. Bu sözleşmelerde hüküm bulunmayan hallerde hangi genel hükümlerin uygulanabileceği tereddütlere sebep olmuştur. Bu sebeple milletlerarası uygulamanın ışı...
(Şerh No: 16105 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:51)

 Bilgi  [TK. 1130] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunun 890 ıncı maddesinden alınmıştır. Ancak 890 ıncı madde hükmünden farklı olarak sicile kayıtlı olan ve olmayan gemiler arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın her iki nevi gemilere de Borçlar Kanununun adî kira sözleşmelerine ilişkin hükümlerinin nitelikleri elverdiği ölçüde uygulanacağı belirtilmiştir.
(Şerh No: 16104 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:51)

 Bilgi  [TK. 1129] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmünde Kararnamesinin 30 uncu maddesinden alınan bu hükümde, geminin iadesinde geciken kiracının kiralayana ödemek zorunda kalacağı asgarî tazminat miktarı belirlenmiştir. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Tasarının 1128 inci maddesi, 1129 uncu maddenin ikinci fıkrası olarak düzenlendiğinden, aşağıdaki gerekçelerle "VII - Kira ödeme borcu ve teminatı" başlıklı yeni bir hüküm düzenlenerek 1128 inci madde olarak Komisyonumuzca kabul edilmiştir: Tasarıda, kiracının k...
(Şerh No: 16103 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:51)

 Bilgi  [TK. 1128] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmünde Kararnamesinin 29 uncu maddesinden alınmıştır. Adalet Komiyonu Raporu'ndan: Komisyonumuzca, Tasarının 1128 inci maddesinde düzenlenen hüküm ile 1129 uncu maddede düzenlenen hüküm arasındaki sıkı bağ dikkate alınarak, 1128 inci maddede düzenlenen hüküm, 1129 uncu maddenin birinci fıkrası olarak düzenlenmiş; buna göre madde içinde fıkra teselsülü yapılmıştır. Bu düzenleme doğrultusunda maddenin "Geminin iadesinde gecikme" olan kenar başlığı "Geminin iadesi" ...
(Şerh No: 16102 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:51)

 Bilgi  [TK. 1127] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmündeki Kararnamesinin 28 inci maddesinden alınmış olup, birinci cümlesinde genel olarak gemi adamlarının istihdamından doğan bütün borç ve yükümlülüklerin kiracıya ait olduğu, ikinci cümlesinde ise geminin gemi adamları ile birlikte kiracının emrine verilmiş olması hâlinde kiralayanın da kiracı ile birlikte ve müteselsilen sorumluluk altına gireceği hükme bağlanmıştır. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1127 nci maddesinde yer alan "kirala...
(Şerh No: 16101 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:51)

 Bilgi  [TK. 1126] Gerekçesi
Bu maddede, son gelişmelere uygun olarak kiralanan geminin kiracı tarafından denizcilik ve malî mesuliyet rizikolarına karşı, kiralayan veya kimin olacaksa onun hesabına sigorta ettirilmesi gereği hükme bağlanmaktadır. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1126 ncı maddesinde yer alan "kiralayan" ibareleri 877 nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak cümlenin yapısına göre "kiraya veren" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir. Yapılan değişiklik Komisyonumuzca da ka...
(Şerh No: 16100 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:50)

 Bilgi  [TK. 1125] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmünde Kararnamesinin 27 nci maddesinden alınmış olup, kiracının gemiyi kullanma hakkının kapsamını düzenlemektedir. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1125 inci maddesinde yer alan "kiralayan" ibareleri 877 nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak cümlenin yapısına göre "kiraya veren" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir. Yapılan değişiklik Komisyonumuzca da kabul edilmiştir.
(Şerh No: 16099 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:50)

 Bilgi  [TK. 1124] Gerekçesi:
1966 tarihli Fransız Kanun Hükmündeki Kararnamesinin 26 ve 28 inci maddelerinden alınmıştır. Böylece uygulamada “off hire klozu” olarak sözleşmelere eklenmesine sıkça rastlanan bir kayıt Tasarıda düzenlenmiştir. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1124 üncü maddesinde yer alan "kiralayan" ibareleri 877 nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak cümlenin yapısına göre "kiraya veren" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir. Yapılan değişiklik Komisyonumuzca da kabul ed...
(Şerh No: 16098 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:50)

 Bilgi  [TK. 1123] Gerekçesi
31/12/1966 tarihli Gemi Kirası ve Denizde Taşıma Sözleşmesi hakkındaki Fransız Kanun Hükmünde Kararnamesinin 25 inci maddesinden alınmıştır. Kiralayanın gemiyi teslim borcunun ifası suretini düzenlemektedir. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1123 üncü maddesinde yer alan "kiralayan" ibareleri 877 nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak cümlenin yapısına göre "kiraya veren" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir. Yapılan değişiklik Komisyonumuzca da kabul edilmi...
(Şerh No: 16097 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:50)

 Bilgi  [TK. 1122] Gerekçesi
1966 tarihli Fransız Kanununun 11 inci maddesinden alınmıştır. Geminin kullanılmasından doğan bütün borçların kiracıya ait olduğu, dolayısıyla gemi sahibinin bu sıfatla kiracının borçlarını ifa etmek zorunda kalması halinde kiracıya rücu edebileceği açıklığa kavuşturulmuştur. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1122 nci maddesinde yer alan "kiralayan" ibareleri 877 nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak cümlenin yapısına göre "kiraya veren" şeklinde değiştirilerek...
(Şerh No: 16096 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:49)

 Bilgi  [TK. 1121] Gerekçesi
Tasarıda Borçlar Kanununun 255 inci maddesinde yer alan sözleşmenin sicile şerhine cevaz verilmek suretiyle, gemi kira sözleşmesinden doğan kiracılık hakkının kuvvetlendirilmesi imkânı sağlanmıştır. Buna karşılık, Hollanda Deniz Ticareti Kanununun 530 uncu maddesindeki yollama dolayısıyla 375 inci maddesinde benimsenmiş olan kiracının şerhe bağlı olmaksızın yeni malike karşı korunması Türk Hukuku bakımından isabetli görülmediğinden Tasarıya alınmamıştır.
(Şerh No: 16095 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:49)

 Bilgi  [TK. 1120] Gerekçesi
Madde, taraflara birbirlerinden sözleşmenin şartlarını içeren bir belge isteme yetkisi vermektedir. Böyle bir belgenin düzenlenmesi geçerlilik değil, ispat şartı olarak öngörülmüştür. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca, Tasarının 1120 nci maddesinde kanun yapım tekniğine uygun olarak ayraç içinde yazılan ibare metne eklenerek kabul edilmiştir. Yapılan değişlik Komisyonumuzca da kabul edilmiştir. Ayrıca Komisyonumuzca, maddenin birinci fıkrasında yer alan "gemi kira çarter partisi" ...
(Şerh No: 16094 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:49)

 Bilgi  [TK. 1119] Gerekçesi
6762 sayılı Kanunda bulunmayan yeni bir hükümdür. Maddenin birinci fıkrasında çıplak gemi kirası ikinci fıkrasında ise, geminin adamları ile birlikte kiralanması tarif edilmiştir. Bu madde 1966 tarihli Fransız Kanununun 10 uncu maddesinden 1991 tarihli Hollanda Deniz Ticareti Kanununun 510 uncu maddesinin birinci fıkrası göz önünde bulundurulmak suretiyle alınmış ve anlatım tarzı Borçlar Kanununun 248 inci maddesiyle uyumlu hâle getirilmiştir. Bu maddeye göre, gemi kiracısı, geminin fer’i zilyed...
(Şerh No: 16093 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 02-03-2015 14:49)

Davacı, davalı aleyhine Aydın 2. İcra Müdürlüğünde takip başlatmış, davalı borçlu yetkiye ve borca itiraz etmiş; davacı, itirazın iptali davasını Çine Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame etmiş; davalı, yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Çine mahkemeleri, yetkili icra müdürlüğünün Çine icra müdürlüğü olduğunu savunmuştur. Mahkemece, ilamsız icra takiplerinde yetkili icra müdürlüğü hususunda genel yetki kurallarına atıf yapıldığı, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu yetki itira...
(Şerh No: 16092 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 01-03-2015 12:36)

“Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur. Doktrinde, "Meşru müdafaa olarak değerlendirilebilecek, örneğin hakaret, tehdit veya şantaj suçlarına muhatap olan ve o an konuşmaları...
(Şerh No: 16080 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 28-02-2015 12:32)

Davacı, hamile olan kızını davalının görev yaptığı devlet hastanesine götürdüğünü, hastanın ambulansla başka bir hastaneye sevki konusunda davalı doktorla tartıştıklarını, bu esnada davalının kendisine açıkça hakaret ettiğini belirterek, kişilik haklarının ihlal edilmesi nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Kamu görevlilerinin hakaret etmeleri kişisel kusur oluşturur ve hiçbir biçimde görevle ilişkilendirilemez. Bu sava dayanan davaların, Anayasa m.129/5 kapsamında değerlendirilme...
(Şerh No: 16091 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2015 15:13)

Davacı, öğretim üyesi olan davalının, görev yaptığı binaya gelerek öğrencilerin gözleri önünde boğazını sıkarak öldürmeye teşebbüs ettiğini, aynı zamanda tehdit ettiğini belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Kamu görevlisi aleyhine adli yargı yerinde dava açılamayacağına göre davanın, husumet ( taraf sıfatı yokluğu ) nedeniyle reddine karar verilmelidir.
(Şerh No: 16090 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2015 15:13)

Davacı şirket, EPDK'nun tanzim ettiği "Dağıtıcı Lisansı" kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde şirketleri lehine 10 yıl 5 ay süreli intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurulu'nun 12.3.2009 tarihli genelgeyle haksız rekabet kapsamında değerlendirdiğinden anlaşmaları 5 yıl süreyle sınırladığı gerekçesiyle fazla süreye dair önceden yapılan ödemelerin iadesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacı tarafça sözleşmenin feshedilmed...
(Şerh No: 16089 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2015 13:18)

Davacı şirket, EPDK'nun tanzim ettiği "Dağıtıcı Lisansı" kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde şirketleri lehine 15 yıl 2 ay süreli intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurulu'nun 12.03.2009 tarihli genelgesi ile haksız rekabet kapsamında değerlendirdiğinden anlaşmaları 5 yıl süre ile sınırladığı; fazla süreye ilişkin önceden yapılan ödemelerin iadesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı tarafça sözleşmenin feshedilmediği,...
(Şerh No: 16088 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2015 13:18)

Dava; davalılar arsa sahibi kooperatif ile yüklenici şirket arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı yükleniciye bırakılacak bağımsız bölümlerden birinin, davalı yüklenici tarafından davacıya satılıp bedeli tahsil edilmesine rağmen tapu devrinin verilmemesi sebebiyle ikame edilen tapu iptal ve tescil; ikinci kademede bağımsız bölümün rayiç değerinin tahsili ve ıslahla talep edilen gecikme tazminatı istemidir. Davalı müteahhit henüz davalı arsa sahibine karşı yükümlül...
(Şerh No: 16087 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 22-02-2015 11:09)

Eser sözleşmelerinde yüklenici yaptığı işin uzmanı olup eser denilen sonucun gerçekleşmesini taahhüt eder. İş sahibinden talimat almaz. Ona karşı bağımsızdır. Yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı da işveren durumundadır. Dolayısıyla eser sözleşmesinde yüklenici, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre iş yerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlülüğü altındadır. İş sahibinin ise böyle bir yükümlülüğü yoktur. İş sahibi ancak hile veya ağır kusuru durumunda soru...
(Şerh No: 16085 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2015 12:39)

Davacı, evinin çatısı üzerinde temizlik yaparken, elindeki fırçanın, çatı üzerinden geçen enerji nakil hattı tellerine değmesi sebebiyle elektrik çarpmasından dolayı çatıdan aşağıya düşerek yaralandığını, yaralanmanın kalıcı etkiler bıraktığını ve kırılan bacakta kısalık meydana geldiğinden tedavi gerektiğini ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Enerji nakil hattı sahibi bulunan davalı tehlike arz eden bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakım ve eksiklerinden sorum...
(Şerh No: 16084 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2015 12:39)

Davacıların oğlu ve kardeşleri olan 14 yaşındaki S_____, okul bahçesindeki bayrak direğine tırmanıp okulun çatısına adım attığı an yere düşerek vefat etmiştir. Dava, davalı elektrik şirketi ile kaymakamlığa karşı ikame olunan maddi ve manevi tazminat istemidir. Adli Tıp Kurumu otopsi raporunda ölüm olayının yüksekten düşme sonucu beyin kanaması sebebiyle meydana geldiği, elektrik çarpmasına ait herhangi bir bulguya rastlanılmadığı belirtilmiş; mahkemece, ölüm olayı ve okul çatısındaki kaçak...
(Şerh No: 16083 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2015 12:39)

Davacıların murisi, davalıya ait evde, sıvacı ustası olarak evin sıvasını yaptığı sırada evin yanındaki yüksek gerilim hattında bulunan elektriğe kapılarak hayatını kaybetmiştir. Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemidir. Enerji nakil hattının sahibi ve bina maliki tehlike arzeden yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden dolayı TBK m.69'a istinaden müteselsilen sorumludurlar. Somut olayda davalıların kusursuz ve müteselsil sorumlu oldukları gözetilme...
(Şerh No: 16082 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 21-02-2015 12:39)

 Bilgi  [Av.K. 34] Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları
TBB’nin 8-9 Ocak 1971 tarihli IV. Genel Kurulu’nda kabul edilmiş ve 26 Ocak 1971 tarihli TBB Bülteni’nde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. I-) GENEL KURALLAR 1-) Türk avukatları, baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin bağımsızlığı gereğine inanmışlar ve bu konuda kendilerine gerek kişi, gerek kuruluş olarak düşen görevleri başarma kararına varmışlardır. 2-) Mesleki çalışmasında avukat, bağımsızlığını korur; bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır. 3-) Avukat, mesleki çal...
(Şerh No: 16081 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-02-2015 11:49)

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesi hükmünde, bir şeye malik olan kimsenin o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı, 718. maddesi hükmünde de, arazi üzerindeki mülkiyetin kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklanmıştır.
(Şerh No: 16078 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 20-02-2015 11:30)

Satılan mala garanti verilmiş olması garanti süresi içinde malın ayıplı olduğunun saptanması halinde 6762 sayılı TTK'nun 25/3 ( 6102 sayılı TTK'nun 23 ) maddesinde öngörülen ayıp ihbar sürelerini ortadan kaldırmaz.
(Şerh No: 16079 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2015 11:14)

Parada sahtecilik suçuna konu olayda; suç konusu sekiz adet sahte on milyon liradan üç adedi tedavüle konulmuş olup, parada sahtecilik eylemi sahte paranın tedavüle konulması şeklinde gerçekleştirilmiş olduğundan maddi zarar meydana gelmiştir. Sahte paraların üç adedini elinden çıkardığını söyleyen ve suç tarihi itibarıyla toplam 30 milyon lira maddi zarara neden olduğunu bilen sanığın, aşamalarda zararı karşılayacağına dair herhangi bir savunmada bulunmadığı gibi, zararı ödeme yönünde bir irade...
(Şerh No: 16076 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 18-02-2015 15:43)

Parada sahtecilik suçunda; suça konu sahte paralar, asıllarını tedavüle çıkaran T.C. Merkez Bankası Başkanlığının merkez veya taşra birimlerine gönderilerek, aldatma yeteneğine sahip olup olmadıkları ve sahteliklerinin kolayca anlaşılıp anlaşılamayacağı konusunda görüş alınmalıdır; Kriminal Polis Laboratuarının düzenlediği raporla yetinilerek eksik soruşturmayla hüküm kurulamaz.
(Şerh No: 16077 - Ekleyen: Av.Evren AKÇAY - Tarih : 18-02-2015 15:15)

Davacının, davalı bankadan isteyebileceği masrafların kapsamının yargılama safahatında belirlenecek olması göz önünde bulundurularak belirsiz alacak davası açılabileceğinin kabulü gerekir.
(Şerh No: 16075 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 17-02-2015 22:29)

İpotek/rehin takibinde alacaklının düşen ilk takibe devam etmesi mümkün olmayıp, yeniden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması gereklidir.
(Şerh No: 16074 - Ekleyen: Stj.Av.Fatih KABADAYI - Tarih : 17-02-2015 21:09)

Davacının, özel eğitim ve ilgiye ihtiyaç duyan çocuklara karşı sergilediği söz konusu uygunsuz hal ve hareketleri, haklı fesih sebebidir. Ancak, iş ilişkisinin fiilen sonlandırıldığı tarih ve dolayısıyla feshin hak düşürücü süre içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediği dosya kapsamı itibariyle net değildir. İşverence dosyaya, noterlik vasıtasıyla keşide edilen 24.02.2009 tarihli yazılı fesih bildirimi sunulmuş ise de, PTT Genel Müdürlüğü'nün cevabi yazısında fesih bildiriminin tebliğ edilemeyerek ...
(Şerh No: 16072 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 17-02-2015 21:03)

Tüm bu belgeler birlikte değerlendirildiğinde davacının istifa dilekçesi, davalının savunması ve işten ayrılma bildirgesi ile çelişmektedir. Davalı davacının iş sözleşmesini feshettiğini ikrar ettiği için davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalıdır.
(Şerh No: 16073 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 17-02-2015 15:07)

Hüküm verildikten sonra davadan feragat edilmesi ve/veya davanın kabul edilmesi halinde yerel mahkemenin davadan vazgeçme veya kabul hakkında bir karar verebilmesi konusunda 6100 sayılı HMK'da açık bir düzenleme yapılmamış, ancak HMK Yönetmeliği ile bir düzenleme getirilmiştir. HMK'da açık bir hüküm bulunmayan ve İçtihadı Birleştirme Kararı ile yöntemi belirlenmiş bir konuda, yönetmelik hükmüne dayalı olarak, hükümden sonra davanın ele alınması suretiyle ek karar tesis edilmesi doğru değildir.
(Şerh No: 16071 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-02-2015 10:06)

Davalı vekili bilirkişi raporuna yaptığı itirazın 2. bendinde ücrete ilişkin iradesini 2000 TL üzerine yoğunlaştırmıştır. Mahkemece söz konusu dilekçe yanlış yorumlanarak aylık ücret alacağı miktarının 4000 TL olarak kabulü isabetsizdir.
(Şerh No: 16070 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 15-02-2015 00:06)

Yerel mahkemece duruşmada tefhim edilen hüküm gerekçe taşımayıp sadece hüküm sonucunu (kısa kararı) içeriyorsa gerekçeli kararın her halükarda davanın taraflarına (taraflar kendilerini vekille temsil ettiriyorlar ise vekillerine) tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla, sadece hüküm sonucunun (kısa kararın) tefhim edildiği durumlarda, taraflar (ya da vekilleri) duruşmada hazır olsalar dahi gerekçeli kararın taraflara veya vekillerine tebliğ edilmesi gerekir.
(Şerh No: 16069 - Ekleyen: Av.Ali EKMEKÇİ - Tarih : 13-02-2015 20:53)

İpotek akit tablosunda yer alan tebligat hükmü, bu adreste ona usulüne uygun bir tebligatın gerekli bulunduğunu ifade eder. 7201 sayılı Kanun'un 34.maddesi gereğince noterler, aynı Kanun'un 35.maddesine göre işlem yapamaz iseler de, noterlerin ilanen tebligat yapmasını engelleyen bir hüküm yoktur.
(Şerh No: 16068 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-02-2015 11:07)

Somut olayda hesap özeti, kredi borçlusu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine ve ayrıca ipotek verene gönderildiğine ve borçlu tarafından adres değişikliği konusunda bir bildirim yapıldığı da ileri sürülmediğine göre, ihtarnamenin, ipotek veren ve aynı zamanda sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefilinin kredi sözleşmesindeki adresine ulaştığı tarih ve borçlu şirketin ticaret sicil adresine ulaştığı tarihin, hesap özetinin tebliğ tarihi olarak kabulü gerekir.
(Şerh No: 16067 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-02-2015 11:06)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,11731601 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.