Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, Esas: 2014/24460, Karar: 2014/26824 İçtihat

Üyemizin Özeti
6101 sayılı Kanun'un 10.maddesi ile 1.7.2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılan 6570 sayılı Kanun m.1'de Kanun’un kapsamına girecek taşınmazlar için belediye sınırları içerisinde olma ile belediye sınırları dışında kalmakla birlikte iskele, liman ve istasyonlarda bulunma şartı aranmakta iken; 6098 sayılı Kanun m.339'da kiralananın bulunduğu yer açısından bir ayrıma gidilmemiş ve tüm konut ve çatılı işyeri kiraları Türk Borçlar Kanunu’nun kapsamına alınmıştır.

Somut olayda taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu olan yer akaryakıt satış ve servis istasyonu hizmet üniteleri bulunan arsa nitelikli arazi parçası ile bu arazi parçası üzerinde mevcut akaryakıt satış ve servis istasyonudur, sözleşmenin başlangıç tarihinin 01.07.2002, bitiş tarihinin 01.07.2012 olduğu görülmektedir.

Şikayetçi, ilamsız tahliye takibine konu edilen taşınmazın TBK 339 ve devamı maddelerinde düzenlenen konut ve çatılı iş yeri kirası niteliğinde olup tahliye taahhüdü olmadan başlatılan takibin iptalini talep ettiğine göre, mahkemece yapılacak iş, mahallinde keşif yapılarak kira sözleşmesi tarihi itibariyle kiralanan taşınmazın çatılı iş yeri kirası niteliğinde olup olmadığını tespit ederek sonucuna göre karar vermektir.
(Karar Tarihi : 11.11.2014)
"Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 18/06/2014 tarih, 2014/15413-17812 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değilse de;

Alacaklı tarafından yazılı kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesi talebiyle ilamsız icra takibine başlanıldığı, borçluya örnek 14 numaralı tahliye emri tebliğ edildiği, borçlunun kiralanan yerin 6570 Sayılı Kanun'a tabi olduğunu, İİK 272 ve devamı maddelerine göre tahliye emri gönderilemeyeceğini ileri sürerek takibin ve ödeme emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

6570 sayılı Kanun'un uygulama alanını düzenleyen 1. maddesinde, Kanun'un kapsamına girecek taşınmazlar için belediye sınırları içerisinde olma ile belediye sınırları dışında kalmakla birlikte iskele, liman ve istasyonlarda bulunma şartı aranmaktaydı. 6570 sayılı Kanun, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 10. maddesi ile 01.07.2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. 6098 sayılı Kanunun 339. maddesinde, 6570 sayılı Kanun'un 1. maddesinden farklı olarak, kiralananın bulunduğu yer açısından bir ayrıma gidilmemiş ve tüm konut ve çatılı işyeri kiraları Türk Borçlar Kanunu'nun kapsamına alınmıştır.

818 sayılı Borçlar Kanunu'nda yer verilmeyen, ancak 6570 sayılı Kanun'un 7. maddesinde düzenlenen tahliye sebepleri ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile birlikte yeniden gündeme gelerek, konut ve çatılı işyeri kiralarında kira sözleşmesinin sona erme sebepleri olarak düzenlenmiştir.

Kiralanan taşınmazın niteliğine ilişkin olarak 6570 sayılı Kanun'un 1. maddesinde aranan musakkaf olma (çatılı, üstü örtülü ve duvarları bulunan) şartı da, 6098 sayılı Kanun'da konut ve çatılı işyeri olarak değiştirilmiştir. Ancak gerek konut kavramına gerekse çatılı işyeri kavramına ilişkin kanun maddesinde ve madde gerekçesinde herhangi bir açıklama getirilmemiştir.

6098 sayılı Kanunda işyerleri için açıkça "çatılı işyeri kirası" kavramı kullanıldığından, musakkaf olma şartının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda da arandığı sonucuna varılacaktır.

İİK'nun 272-275. madde hükümleri konut ve çatılı iş yeri dışındaki kiralarda, taşınmazların tahliyesi için tam uygulanır. Konut ve çatılı iş yeri kiralarında ise kiracı belirli süreli işlemlerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı koşullarda bir yıl için uzatılmış sayılır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1. fıkrası hükmüne göre kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Bunun için anılan kanunun 339. vd. maddeleri uyarınca borçludan tahliye taahhüdü almış olması gerekir. Buna göre de kiraya veren yazılı tahliye taahhüdü olmadan yalnız kira sözleşmesine dayanarak İİK'nun 272-279. madde hükümlerine göre kira süresinin bitmesi nedenine dayalı olarak ilamsız tahliye takibi yapamaz. Yaparsa icra dairesinin takip talebini reddetmesi gerekir. İcra dairesi kiracıya tahliye emri gönderir ise kiracı takibin iptali için süresiz şikayet yoluna gidebileceği gibi tahliye emrine karşı icra dairesinde itiraz da edebilir (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuk. El Kitabı, Ankara 2013 s. 870).

Somut olayda taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu olan yerin İ____, ____ Mahallesi, Y____ üzerinde kain tapuda pafta 69/1, ada 819, parsel 744 sayılı tahtında kayıtlı 2.719 metrekareden ibaret, üzerinde ____ Petrol Sanayi Pazarlama ve Ticaret A.Ş. akaryakıt satış ve servis istasyonu hizmet üniteleri bulunan arsa nitelikli arazi parçası ile bu arazi parçası üzerinde mevcut akaryakıt satış ve servis istasyonu olduğu, sözleşmenin başlangıç tarihinin 01.07.2002, bitiş tarihinin ise 01.07.2012 olup 10 yıllık süreye tabi olduğu görülmektedir.

Şikayetçinin ilamsız tahliye takibine konu edilen taşınmazın TBK'nun 339. ve devamı maddelerinde düzenlenen konut ve çatılı iş yeri kirası niteliğinde olduğu ve dolayısıyla tahliye taahhüdü olmadan başlatılan takibin iptalini talep ettiğine göre, mahkemece yapılacak iş, mahallinde keşif yapılarak kira sözleşmesi tarihi itibariyle kiralanan taşınmazın çatılı iş yeri kirası niteliğinde olup olmadığını tespit ederek sonucuna göre karar vermektir. Mahkemenin takibin iptaline ilişkin kararının belirtilen araştırma yapılmadan karar vermesi nedeniyle bozulması gerekirken, Dairemizce istemin borca itiraz olduğu ve şikayet yoluyla takibin iptalinin istenemeyeceği gerekçesiyle bozulması yanılgıya dayalı olup borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 18.06.2014 tarih ve 2014/15413 Esas - 17812 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 339 :Konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler, bunlarla birlikte kullanımı kiracıya bırakılan eşya hakkında da uygulanır. Ancak bu hükümler, niteliği gereği geçici kullanıma özgülenmiş taşınmazların altı ay ve daha kısa süreyle kiralanmalarında uygulanmaz.

Kamu kurum ve kuruluşlarının, hangi usul ve esaslar içinde olursa olsun yaptıkları bütün kira sözleşmelerine de bu hükümler uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-04-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02548099 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.