Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Esas: 2013/9596, Karar: 2013/12516 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava; davacının, davalı güzellik salonunda yaptırdığı lazer epilasyon sonucunda sırt, omuz, şakak ve alt karın bölgelerinde kalıcı yanık izleri ve lekeler oluştuğu iddiasıyla, uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini ile ödediği bedelin istirdadı talebidir.

Somut olayda, taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

P.S: 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerinin de tüketici işlemi olduğu belirtilmiş ve aynı Kanun'un 73.maddesinde de "tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli" olduğu düzenlenmiştir.
(Karar Tarihi : 11.09.2013)
"Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

KARAR : Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davalı güzellik salonunda lazer epilasyon yaptırdığını, diğer davalı Ç____ K____'nın lazer epilasyon işlemini uygulayan şirket çalışanı olduğunu, ancak işlem sonucunda müvekkilinin sırt, omuz, şakak ve alt karın bölgelerinde kalıcı yanık izleri ve lekeler oluştuğunu iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararların tazminini ve ödemek zorunda kaldığı bedelin istirdadını talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davacının vücudunda oluşan yara izlerinin, davalı güzellik salonunda uygulanan işlem neticesinde olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunmasına dair yasa kapsamında kaldığı, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, HMK 115. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, eser sözleşmesinden dolayı oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesinde tüketici, "bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır.

Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı Yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun Kanunun amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna sözleşmesinden doğan ilişkileri de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay HGK'nun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında bu husus belirtilmiştir. (HGK 17.2.2010 tarih, 2010/15-68-85)

Somut olayda, taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davada Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olması sebebiyle yerel mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 11.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 355 :İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeğe taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-03-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01823401 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.