|
Üyemizin Notu:
Almanya’da, 1930’lu yıllardaki reform çalışmaları sırasında, yükleme süresinin hesabında yalnızca “iş günleri”nin esas alınması teklif edilmiştir. Ancak bu öneri kabul görmemiş ve Alm. TK.’nın 573 üncü paragrafının birinci fıkrasında yer alan “aralıksız hesap” ilkesi muhafaza edilmiştir. 6762 sayılı Kanuna ilişkin Hükûmet Tasarısı, Adliye Encümeni tarafından gözden geçirilirken, Almanya’da teklif edilmiş olan “iş günü” kuralı 1036 ncı maddenin birinci fıkrasına alınmıştır. Oysa bu düzenleme, denizcilik uygulamasına yabancıdır ve sorunlara yol açmıştır. Kural olarak süreler aralıksız hesaplanır; taraflar, sözleşmede kabul edecekleri hükümlerle, bu kuralı diledikleri gibi değiştirebilecektir. Bu sebeple, mehaz Alm. TK.’nın 573 üncü paragrafının birinci fıkrasında yer alan kural tercih edilmiş ve hem yükleme, hem de sürastarya sürelerinin aralıksız hesaplanacağı ilkesi birinci fıkrada kabul edilmiştir. Tasarının ikinci ilâ dördüncü fıkraları, 6762 sayılı Kanunun 1036 ncı maddesinin mütekabil fıkralarından dili güncelleştirilerek alınmıştır. Bu fıkralar ile getirilen düzenlemeler de, 1930’lu yıllarda Almanya’da teklif edilmiş ama kanunlaşmamıştı. 6762 sayılı Kanunun tasarısını inceleyen Adliye Encümeni, bu önerileri uygun bulup 1036 ncı maddenin ikinci ilâ dördüncü fıkralarına işlemiştir. Bu düzenleme, yüklemeye engel olan tesadüfî sebeplerin etkisi bakımından, sistematik çözümler getirdiğinden, muhafaza edilmesi uygun görülmüştür. Bu hükümler yalnızca “tesadüfi sebepler”i düzenlediğinden, tarafların, özellikle de taşıyanın kusurunun bulunduğu hallerde yine genel hükümler uygulanacaktır. Beşinci fıkra, bir başka tartışmalı meseleyi çözmektedir: Yüklemeye bir engel yüzünden ara verildikten sonra tekrar başlandığında, sürenin de aynı anda işlemeye başlayıp başlamayacağı tereddüt uyandırmaktaydı; bu sorun, açık bir kural ile çözülmüş ve yüklemeye yeniden başlandığı anda sürenin de kaldığı yerden işlemeye başlayacağı tasrih edilmiştir. Adalet Komisyonu Raporu'ndan: Alt Komisyonca Tasarının 1156 ncı maddesinde redaksiyon yapılmıştır. Yapılan değişiklikler Komisyonumuzca da kabul edilmiş; ayrıca, aşağıda belirtilen hususlar çerçevesinde değişiklikler yapılmış ve maddeye altıncı fıkra eklenmiştir: "Tasarının 1155 inci maddesine ilişkin gerekçede, sürastarya süresinin alacaklı temerrüdüne ilişkin bir süre olduğu isabetli olarak açıklanmış ve düzenlemeler bu ilkeye uygun olarak yapılmıştır. Ancak 1156 ncı maddede, yükleme limanında sürastarya süresinin nasıl hesaplanacağı belirlenirken, temel ilkeyle bağdaşmayan bir çözüm kabul edilmiş ve ikinci ilâ dördüncü fıkralarda "tesadüfi sebepler" dolayısıyla yükleme yapılamayan zaman kesitlerinin de sürastaryanın hesabında dikkate alınacağı kabul edilmiştir. Bu düzenleme, genel ilkeye aykırı bulunmuştur. Alacaklı temerrüdü doğduktan sonra "tesadüfi sebepler"e yalnızca taşıtanın (yükletenin) katlanması yerinde olacaktır. Bu sebeple maddenin ilk dört fıkrasından "sürastarya süresi" ile ilgili ibareler çıkarılmıştır. Eklenen yeni fıkra ile de sürastarya süresinin takvime göre aralıksız sayılacağı, yalnızca "taşıyanın kusuru sebebiyle yükleme yapılamayan hallerin" sürenin hesabında dikkate alınmayacağı açıklığa kavuşturulmuştur." |
|
Şerh Son Güncelleme: 02-03-2015
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |