![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Bilgi [HMK. 439]
![]() Maddenin birinci fıkrasında, hakem kararına karşı ancak yetkili mahkemede iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır. İkinci fıkrada, tahkimin amacı, niteliği, tarihsel gelişimi gereği ve tahkimde sürati temin etmek için, hakem kararlarının iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Şu husus ifade edilmelidir ki, hakem veya hakem kurulunun, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı meselesi bir iptal sebebi değildir. Tahkim, sözleşmesel bir kurumdur. Yukarıda belirtilen riskin var oldu... ![]() (Şerh No: 10505 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 16:49)
Bilgi [HMK. 438]
![]() Maddede, tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması esası benimsenmiştir. Ancak, tahkimin amacı ve niteliği göz önüne alınarak taraflara aksini kararlaştırabilme imkânı tanınmıştır. ![]() (Şerh No: 10504 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 16:48)
Dava, tedbir nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Boşanma davası reddedilirse o davada hükmedilen tedbir nafakası da sona erer. Ancak, ayrıca açılan davada tedbir nafakasına karar verilmişse bu nafaka hükmen kaldırılmadığı ve ayrı yaşamakta haklılık devam ettiği sürece devam eder. Somut olayda da davacı, boşanma davasından ayrı olarak tedbir nafakası talep etmiştir. Buna rağmen yerel mahkemece, redle sonuçlanan boşanma davasının kesinleşmesi üzerine tedbir nafakasının hükümsüz kaldığı v...
![]() (Şerh No: 10453 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 20-02-2011 16:46)
Bilgi [HMK. 437]
![]() Birinci fıkra gereğince, hakem kararlarındaki hesap, yazı ve benzeri maddî hatanın düzeltilmesi veya karara ilişkin bir konu veya kararın bir bölümünün, kararın verilmesinden sonra kısa bir süre içerisinde ve iptal davası açılmadan, taraflardan herhangi birinin başvurusu ile tavzihi imkânı, usul ekonomisi ve tahkimde sürati temin için mümkün hâle getirilmiştir. İkinci fıkraya göre, kararın hakem tarafından düzeltilmesi kısa bir süre içinde olmalı ve karşı tarafın da görüşü alınmalıdır. Üçü... ![]() (Şerh No: 10503 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:56)
Bilgi [HMK. 436]
![]() Maddede, bu Kısım hükümlerine göre verilen hakem kararlarında hangi hususların bulunması gerektiği düzenlenmiştir. Tahkim yargılaması sonucunda verilen hakem kararı, icra edilebilir bir karar olduğundan, bu kararın şeklî unsurları birinci fıkrada açıkça belirtilmiştir. Tahkim yargılaması esnasında, yetki, sorumluluk ve tazminatın miktarı gibi konularda, aksi kararlaştırılmadıkça kısmî karar verme ihtiyacı doğabilir. Bu ihtiyacı karşılamak için ikinci fıkra hükmü getirilmiştir. Üçüncü fıkra... ![]() (Şerh No: 10502 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:56)
Bilgi [HMK. 435]
![]() Maddede, tahkim yargılamasını sona erdiren hâller, ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. ![]() (Şerh No: 10501 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 434]
![]() Uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümü, tarafların sulh olmasına engel değildir. Bu hâlde, tahkim yargılaması son bulacaktır. Sulh sözleşmesi, hakem veya hakemlerin uygun bulması hâlinde, hakem kararı şeklinde tespit ve icra edilebilir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 438 inci maddesinin görüşülmesi esnasında aşağıdaki gerekçelerle önerge verilmiştir. “ Tasarıdaki mevcut ikinci cümleden, tarafların sulh olmalarının hiçbir şart olmaksızın hakem tarafından uygun bulunması gerektiğ... ![]() (Şerh No: 10500 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 433]
![]() Birinci fıkrada, hakemler, kurul hâlinde çalışıyorlar ise nasıl karar verecekleri düzenlenmiştir. İkinci fıkrada ise tahkim yargılamasını hızlandırmak ve kolaylaştırmak için, tahkim yargılaması ile ilgili belirlenmiş konularda diğer üyelerin de yetkilendirmeleri ile hakem kurulu başkanının tek başına karar verebileceği kabul edilmiştir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 437 nci maddesinin görüşülmesi esnasında verilen önerge ile, hakemin hakkaniyet ve nesafet kurallarına göre... ![]() (Şerh No: 10499 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 432]
![]() Hakem veya hakem kurulunun, yargı gücüne doğrudan sahip olmamaları ve tahkimin sözleşmesel niteliği gereği, tahkim sözleşmesinin tarafı olmayan kişilere karşı herhangi bir yetkileri olmaması sebebiyle, sözleşmenin tarafı olan ancak hakem veya hakemlerle işbirliği yapmak istemeyen bir tarafın veya tahkim sözleşmesinin tarafı olmayan bir kişinin elindeki delillerin toplanması için, ancak mahkemeden yardım istemesi mümkündür. Bu maddeye göre, bu hakkın kötüye kullanımının önlenmesi için, mahkemeden... ![]() (Şerh No: 10498 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 431]
![]() Birinci fıkrada, hakem veya hakem kuruluna, belirlenen konular hakkında bir ya da birden çok bilirkişi atanması, tarafların bilirkişiye gerekli açıklamaları yapmaları, ilgili belge ve bilgileri vermeleri, dava ile ilgili keşif yapılması konusunda takdir hakkı verilmiştir. İkinci fıkra ise bilirkişilere sorulan konuların tam olarak açıklığa kavuşturulabilmesi amacı ile getirilen bir düzenlemedir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 435 inci maddesinde, maddenin başlığında geçen ... ![]() (Şerh No: 10497 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 430]
![]() Maddede, taraflardan birinin yargılamaya katılmaması hâlinin sonuçları, bentler hâlinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. ![]() (Şerh No: 10496 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 429]
![]() Birinci fıkra gereğince, taraflar aksini kararlaştırmamış ve taraflardan biri talep etmemiş ise hakem veya hakem kurulu, duruşma yapılıp yapılmaması konusunda takdir yetkisine sahiptir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkını kullanma imkânı sağlayabilmek açısından, keşif tarihi, bilirkişi incelemesi veya diğer delillerin incelenmesi için yapılacak toplantı ve oturumların tarihi bildirilmedir. Ayrıca, tarafların duruşmaya gelmemesi hâlinde bunun sonuçları da uygun bir süre önceden taraflara bildi... ![]() (Şerh No: 10495 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 428]
![]() Maddenin birinci fıkrasında, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava ve cevap dilekçesinin hakem veya hakem kurulu tarafından belirtilen süre içinde verileceği düzenlenmiştir. İkinci fıkrada, dava ve cevap dilekçesinde bulunması gerekli hususlar belirtilmiş ve tahkimin bir an önce bitirilebilmesi için delillerin dilekçelere eklenilmesi ile ileride sunulacak delillerin gösterilmesi tavsiye edilmiştir. Üçüncü fıkrada ise aksi kararlaştırabilmekle birlikte, tahkim yargılaması sırasında tara... ![]() (Şerh No: 10494 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 427]
![]() Tahkime gidilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de tahkimdeki sürattir. Maddede, hakemlere ve taraflar ile onların vekillerine, tahkimi sonlandırmak için bir yıllık süre verilmiştir. Tahkimin bu süre içerisinde bitirilmesi için taraflar hakemlere yardımcı olmalıdır. Elbette, tahkimin anılan sürede bitirilme imkânı olmaz ise bir yıllık süre taraf anlaşması ya da mahkeme kararı ile uzatılabilir. Tahkim süresinin sınırlı olarak belirtilmesi, zaman zaman tahkimin bir tarafınca kötüye kullanıl... ![]() (Şerh No: 10493 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 426]
![]() Birinci fıkrada, tahkim davasının açıldığı veya açılmış sayılacağı tarihin belirlenmesinde taraf serbestisi kabul edilmiştir. Bu fıkra ayrıca, taraf anlaşmasının bulunmadığı haller için yedek hukuk kuralları içermektedir. Eğer taraflar aksini kararlaştırmamışlar ise bu yedek hukuk kurallarına uyulması gereklidir. İkinci fıkrada ise ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî haciz kararlarının geçicilik niteliğine uygun olarak, uyuşmazlığın esasının çözülmesine ilişkin adımların belirlenen süre içinde atıl... ![]() (Şerh No: 10492 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 425]
![]() Toprak ilkesinin kabul edilmiş olmasının bir sonucu olarak, tahkim yeri belirlenmiş olmalıdır. Tahkim yeri, aynı zamanda kural olarak, tahkime müdahale ve yardım edecek mahkemenin belirlenmesi açısından da önemlidir. Zira bu mahkeme tahkim yeri mahkemesidir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 429 uncu maddesinin ikinci fıkrasına hakemlere, mahkemelerin yargılama yöntemleri ile paralellik sağlama amacıyla “Duruşma, keşif gibi benzeri işlemleri de yapabilir.” hükmü eklenmiş ve madd... ![]() (Şerh No: 10491 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 424]
![]() Tahkimde yargılama usulünün belirlenmesinde taraf serbestisi ilkesinin kabul edilmiş olduğu bir kez daha ve açıkça belirtilmiştir. Taraf serbestisi ilkesi bu Kısımdaki emredici kurallar ile sınırlanmıştır. Taraf serbestisinin kullanılmadığı hâller için ise bu Kısım hükümleri yedek hukuk kuralı olarak uygulanacak, ancak yine de oluşacak boşluklar, tahkimde sürati ve pratikliği temin bakımından, hakem veya hakem kurulu tarafından doldurulacaktır. ![]() (Şerh No: 10490 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 423]
![]() Tahkimde tarafların eşit hak ve yetkiye sahip olmaları ve taraflara hukukî dinlenilme hakkını kullanma imkânının verilmesi, tahkim usulüne ilişkin genel ilkelerdir ve gözetilmeleri gerekir. ![]() (Şerh No: 10489 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:55)
Bilgi [HMK. 422]
![]() Hakemin kendi yetkisi konusunda karar vermesi ve tahkim şartının esas sözleşmeden ayrı sayılması; yani tahkim şartının bağımsızlığı, tahkim kurumunun başarıya ulaşması için kabul edilmiş ilkelerdir. Amaç tahkim şartının geçersizliğini ileri sürerek tahkimi bertaraf etmenin önüne geçmektir. Bu durum, maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. İkinci fıkra ile, tahkime sürat kazandırmak ve usul ekonomisi bakımından tahkimin ilerleyen aşamalarında yetki itirazı ile karşılaşılması önlenilmek ist... ![]() (Şerh No: 10488 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 421]
![]() Maddenin birinci fıkrası, tahkimde taraf serbestisi ilkesi gereği kabul edilmiştir. Taraflar yeni hakem seçimi konusunda bir anlaşmaya varamazlar ise bu Kısımda öngörülen yedek hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır. Tahkim yargılaması hakem veya hakemlerin seçilmesi ile fiilen başlayacağından, ikinci fıkrada, tahkim süresinin hesabında hakem değiştirilmesi için geçen sürenin sayılmaması esası getirilmiştir. Üçüncü fıkradaki durumda, yeniden hakem atanmasının olanaksız hâle gelmesi ve t... ![]() (Şerh No: 10487 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 420]
![]() Maddenin birinci fıkrasında, bir hakemin hukukî veya fiilî sebeplerle görevini hiç ya da zamanında yerine getirmesi imkânı olmadığı durumlarda, doğal olarak o hakeme sorumlu tutulmaksızın çekilme hakkı tanınmıştır. Yine, bahsedilen durumlarda taraflara da anlaşarak o hakemin hakemlik görevini sona erdirip, tahkimi tekrar işler hâle getirme imkânı tanınmıştır. İkinci fıkrada, hakemin yetkisinin sona ermesi konusunda tarafların anlaşamaması ihtimaline karşı, son söz mahkemeye bırakılmıştır. Tah... ![]() (Şerh No: 10486 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 419]
![]() Maddede, hakem veya hakem kurulunun sorumluluğu görevi kabul edip, görevi yerine getirmemiş olması hâli ile sınırlandırılmış, böylelikle görevin, sorumluluk davası tehdidi olmaksızın yapılması sağlanmıştır. ![]() (Şerh No: 10485 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 418]
![]() Maddenin birinci fıkrasıyla, hakemin reddi usulünde taraf serbestisi prensibi kabul edilmiştir. İkinci fıkrada, hakeme, ret talebini öğrendikten sonra çekilme hakkı tanındığı gibi, diğer tarafa da bu talebi kabul hakkı tanınmıştır. Ancak hakemin çekilmemesi veya diğer tarafın reddi kabul etmemesi hâlinde ret talebi konusunda karar verme yetkisi hakem kuruluna bırakılmıştır. Üçüncü fıkra gereğince, ret talebi, bu müessesenin tahkimi geciktirmek suretiyle kötüye kullanılmaması için, gerekçe... ![]() (Şerh No: 10484 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 417]
![]() Maddenin birinci fıkrasında, hakemin reddi sebepleri belirtilmiş; tahkim yargılamasının özelliği gözetilerek, hakemlik önerilen kimsenin, tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmesini haklı gösterecek durum ve şartları varsa, görevi kabul etmeden önce bunları açıklama yükümlülüğüne yer verilmiştir. İkinci fıkrada, hakemin, taraf serbestisi gereği, tarafların belirlediği niteliklere sahip olması ile tarafsızlığı ve bağımsızlığı teminat altına alınmıştır. Belirtilen ret sebepleri, taraflarca... ![]() (Şerh No: 10483 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 416]
![]() Maddede, hakemlerin atanmasında tarafların serbest olduğu kabul edilmiş, tarafların hakemlerin seçimi usulünü belirlemelerine karşın, hakem seçiminin yapılamaması durumunda, taraflardan birinin istemi üzerine hakem veya hakem kurulunun seçiminin mahkeme tarafından yapılabileceği belirtilmiş ve bu seçimde esas alınacak hususlara yer verilmiştir. Tahkimde hakemlerin atanması büyük önem taşıdığı için atanma usulü açıkça belirlenmiştir. Mahkeme tarafından seçim yapılacak ise mahkeme, varsa seçime il... ![]() (Şerh No: 10482 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 415]
![]() Taraflara hakemlerini belirleme serbestisi, bu sayının tek olması kaydıyla, tanınmıştır. Bu serbesti kullanılmaz ise her bir tarafa kendi hakemini seçme hakkı tanınmış ve üç hakem atanacağı belirtilmiştir. ![]() (Şerh No: 10481 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 414]
![]() Maddenin birinci fıkrasına göre, aksi kararlaştırılmamışsa taraflar, ihtiyatî tedbir veya delil tespiti için esas olarak hakem heyetine başvurabilirler. Tahkim yolu ile uyuşmazlıklarını çözmek için sözleşme yapan tarafların, tahkim yargılaması esnasında bir ihtiyatî tedbirin alınması veya delil tespiti için öncelikle hakem veya hakem kuruluna başvurulması ve tarafların haklarını nihaî olarak korumak için karar verebilecek hakemlerin, geçici hukukî koruma sağlayan tedbir ve tespite hükmetme yetki... ![]() (Şerh No: 10480 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 15:54)
Bilgi [HMK. 413]
![]() Maddenin birinci fıkrasıyla, tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkla ilgili dava mahkemede açılmışsa, tahkim ilk itirazında bulunulabileceği; bu durumda, tahkim sözleşmesi geçersiz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkemenin tahkim itirazını kabul ile davayı usulden reddedeceği düzenlenmiştir. İkinci fıkrada ise tahkim ilk itirazının yapılmasının, tahkim yargılamasına başlamaya veya tahkim yargılamasının devamına engel olmadığı belirtilmiştir. ![]() (Şerh No: 10479 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 412]
![]() Maddenin birinci fıkrasında, doğmuş ya da ileride doğacak uyuşmazlıkların hakem veya hakemler tarafından çözümü için tahkime gidilebileceği, yine tarafların bir hukukî ilişkiden doğacak uyuşmazlıkların tamamının ya da sadece bir kısmının tahkim yolu ile çözümünü kararlaştırabilecekleri belirtilmiş olup, son durumda uyuşmazlıklardan diğer kısmı için genellikle mahkemeye gidilmektedir. Bu durum tahkim sözleşmesinin geçerliliğini etkilemez. Tahkim sözleşmesi genellikle bir başka sözleşmenin bir ... ![]() (Şerh No: 10478 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 411]
![]() Tahkim yargılamasının niteliği ve yargılama kurallarının, tahkim sözleşmesinin taraflarınca kararlaştırılabildiği göz önünde bulundurularak, mahkemelerin tahkim yargılamasına müdahalesi, bu Kısımda sayılan hâller ile sınırlı tutulmuştur. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 415 inci maddesinin başlığı ve metninde geçen “müdahalesi” ibaresi açıklık sağlanması amacıyla “yardımı” olarak değiştirilmiş ve madde teselsül nedeniyle 417 nci madde olarak kabul edilmiştir..." ![]() (Şerh No: 10477 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 410]
![]() Bu Kısımda, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, tahkimin niteliği, gerektirdiği sürat ve uzmanlık göz önünde bulundurularak tahkim yeri bölge adliye mahkemesi olarak kabul edilmiştir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 414 üncü maddesinin görüşülmesi sırasında aşağıdaki gerekçelerle önerge verilmiştir. “Tahkim hükümlerine göre, tahkim yeri taraflarca belirlenmemiş ise hakem ya da hakem kurulu tarafından belirlenmektedir. Ancak, tahkim yer... ![]() (Şerh No: 10476 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 409]
![]() Maddede, tahkime uygulanacak emredici mahiyette olmayan kurallara veya tahkim sözleşmesinin herhangi bir hükmüne, tahkim yargılaması esnasında uyulmaz ise ilgili tarafa bu aykırılığa itiraz etme hakkı tanınmıştır. Ancak bu itiraz makul bir süre, yani onbeş gün ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) içinde yapılmaz ise ilgili taraf itiraz hakkından feragat etmiş sayılır. Aksi durum iyiniyet ilkesine aykırı olur. ![]() (Şerh No: 10475 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 408]
![]() Tarafların iradelerine tâbi olmayan uyuşmazlıklarla, taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklara ilişkin uyuşmazlıklarda bu Kısım hükümleri uygulanmayacaktır. Tahkime elverişliliğe ilişkin bu kural, hukukumuza 1086 sayılı Kanunun 518 inci maddesi ile girmiştir. Ayrıca bu maddeye, Milletlerarası Tahkim Kanununun 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemeye paralel bir biçimde taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklara ilişkin uyuşmazlıkların da tahkime elverişli olmadığı hususu eklenmişt... ![]() (Şerh No: 10474 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 407]
![]() Bu Kısmın amacı, millî tahkime ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Dolayısıyla, Milletlerarası Tahkim Kanununun tanımladığı anlamda yabancılık unsuru taşımayan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği hâllerde bu Kısım hükümleri uygulanacaktır. Bu madde ile millî tahkim açısından, açıkça toprak ilkesi kabul edilmiştir. ![]() (Şerh No: 10473 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 406]
![]() Bu maddede diğer geçici hukukî korumalar tek tek belirtilmek yerine, ihtiyatî tedbir ve delil tespiti dışında da geçici hukukî korumalar olabileceğine işaret edilmiştir. Birinci fıkra, 1086 sayılı Kanunda daha ayrıntılı düzenlenmiş olan, ancak aslında geçici hukukî koruma mahiyetinde bulunan, defter tutulması veya mühürleme işlemi yapılması konusundaki düzenlemeye tekabül etmektedir. Esasen bu hüküm olmasa dahi defter tutma ve mühürleme işlemi yapılabilir. Ancak, uygulamada bir tereddüt yarat... ![]() (Şerh No: 10472 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 405]
![]() 1086 sayılı Kanunun 374 üncü maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddede, delil tespitine ilişkin dosyanın asıl dava dosyasının eki sayılacağı ve onunla birleştirileceği; sadece delil tespitini isteyen tarafın değil, asıl davanın taraflarından her birinin, iddia veya savunmasını ispat için bu tutanak ve raporlara dayanabileceği düzenlenmektedir. ![]() (Şerh No: 10471 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 404]
![]() Delil tespitine karar verilmesi hâlinde bu kararın nasıl icra edileceği, ilgili delile ilişkin hükümlere yollama yapılmak suretiyle düzenlenmektedir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 408 inci maddesinin başlığında geçen “Delil tespitinin icra edilmesi” ibaresi, madde içeriği ile uyumlu olması amacıyla daha açık bir ifade olan “Delil tespiti kararında uygulanacak hükümler” olarak değiştirilmiş ve madde teselsül nedeniyle 410 uncu madde olarak kabul edilmiştir..." ![]() (Şerh No: 10470 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:49)
Bilgi [HMK. 403]
![]() 1086 sayılı Kanunun 372 nci maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddede, talep sahibinin haklarının korunması bakımından zorunluluk bulunan hâllerde, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabileceği öngörülmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkının sağlanması bakımından, bu hâlde de, tespitin yapılmasından sonra, tespit dilekçesinin, kararın, tutanağın ve varsa bilirkişi raporunun bir örneğinin mahkemece kendiliğinden diğer tarafa tebliğ olunacağı ve karşı tarafın işbu... ![]() (Şerh No: 10469 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 402]
![]() 1086 sayılı Kanunun 371 inci maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddede, delil tespitine ilişkin usul daha açık olarak ortaya konmuştur. Bu arada tespitin yapılabilmesi ve karşı tarafa tebliğ için gerekli olan masrafların başlangıçta talep sahibinden avans olarak alınması prensibi getirilerek, bu konuda doğabilecek tereddütler giderilmiştir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 406 ncı maddesinin birinci fıkrasında geçen “hâl ve şartların” ibaresi, Türk Medenî Kanunu ile te... ![]() (Şerh No: 10468 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 401]
![]() 1086 sayılı Kanunun 370 inci maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddede, söz konusu eski düzenlemeden farklı olarak, delil tespitinde görev ve yetki konusuna tam bir açıklık getirilmekte ve bunun müeyyidesi de tespit edilmektedir. Henüz dava açılmamışsa, esas hakkında davaya bakacak mahkemeden tespit istenebileceği gibi üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak şeyin veya tanığın bulunduğu yerin sulh hâkiminden de tespit istenebilecektir. Dava açılmazdan önce delil tespi... ![]() (Şerh No: 10467 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 400]
![]() 1086 sayılı Kanunun 368 ve 369 uncu maddelerindeki düzenlemeler, delil tespitinin istenebileceği hâllere ilişkin olduğundan her iki madde hükmü burada tek bir madde içinde ve iki ayrı fıkra hâlinde karşılanmaktadır. Getirilen hükmün eski düzenlemeden özü itibarıyla bir farklılığı bulunmamaktadır. Böylece hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileride toplanmasının daha zor olacağı durumlarda, hukukî yararı korumak amacıyla, delilin önceden toplanması hükme bağlanmıştır. ![]() (Şerh No: 10466 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 399]
![]() Maddede, haksız ihtiyatî tedbir kararlarına karşı, aleyhine tedbir kararı verilen ya da uygulanan kimselerin tazminat hakkı düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, lehine tedbir kararı verilen kimse aleyhine tazminata karar verilebilmesi için, ya ihtiyatî tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğunun anlaşılması veya tedbirin gerekleri süresinde yerine getirilmediğinden kendiliğinden kalkması ya da tedbirin itiraz üzerine kaldırılmış olması gereklidir. Tazminat talebinde bulunacaklar ise tedbir k... ![]() (Şerh No: 10465 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 398]
![]() Bir mahkeme kararı olan ihtiyatî tedbirin etkinliğinin sağlanması için, tedbirin uygulanmasına engel olacak her türlü davranışın da önüne geçilmesi gerekir. Tedbir, içinde zor kullanma yetkisini barındıran bir mahkeme emridir. Bu emrin gereğinin sağlanması ve mahkeme kararlarına saygının korunması için yaptırımının olması gerekir. Bu düşüncelerle, maddede tedbire aykırı davranışların cezaî sonucu ayrıca düzenlenmiştir. Cezayı uygulayacak mahkeme yönünden tereddütleri ortadan kaldırmak için madde... ![]() (Şerh No: 10464 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 397]
![]() Maddede, geçici hukukî koruma olan ihtiyatî tedbir kararından sonra bu kararın hangi işlemlerle dava sonuna kadar korumaya dönüştürüleceği düzenlenmiştir. Tedbirin geçiciliği dikkate alındığında, hukukî durumun uzun süre askıda kalması ve tedbirin karşı taraf üzerinde baskı unsuru olarak kullanılması düşünülemez. Bu sebeple tedbirin, kısa sürede davaya dönüştürülmesi, asıl talebin yargı organına yöneltilmesi gerekir. Tedbir, dava açılırken ya da dava açıldıktan sonra talep edilmişse, talepte ... ![]() (Şerh No: 10463 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 396]
![]() Maddede tedbirin verildiği ana göre şartların değişmesi hâlinde tedbirin kaldırılması ya da değiştirilmesi düzenlenmiştir. İhtiyatî tedbir, karşı tarafı cezalandırmak ya da baskı altına almak için değil, hakkın korunması amacına hizmet etmektedir. Bu sebeple, tedbirin verildiği tarihten sonra, tedbirin verilmesini gerekli kılan şartlarda değişiklik olmuşsa, bu değişikliğe uygun olarak tedbirin de değiştirilmesi ya da kaldırılması gerekir. Aksi durumun kabulü tedbirin amacı ve tarafların menfaat ... ![]() (Şerh No: 10462 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 395]
![]() İhtiyatî tedbiri kaldırmanın veya değiştirmenin bir yolu itiraz, diğer yolu ise aleyhine tedbir kararı alınan kişinin teminat göstermesidir. Madde, teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenlemektedir. Aleyhine tedbir kararı verilen veya uygulanan kişi, teminat karşılığı tedbirin kaldırılmasını isteyebilecektir. Böylece sadece aleyhine tedbir kararı alınan karşı taraf değil, hakkında ihtiyatî tedbir kararı uygulanan üçüncü kişinin de bu imkândan yararlanması kabul edilme... ![]() (Şerh No: 10461 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 394]
![]() Bu maddede ihtiyatî tedbir kararına karşı itiraz ve bu itiraz üzerine başvurulacak kanun yolları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyatî tedbir kararına karşı diğer tarafın itiraz edebileceği belirtilmiştir. Zira karşı taraf dinlenmeden tedbire karar verilmişse onun hukukî dinlenilme hakkının sağlanması ve kendi haklarını koruyabilmesi bakımından verilen karara itiraz edebilmesi gerekir. Fıkrada ayrıca kural olarak itirazın icrayı durdurmayacağı, ancak ... ![]() (Şerh No: 10460 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 393]
![]() Bu maddede ihtiyatî tedbirin nasıl ve hangi sürede yerine getirileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Maddede tedbirin uygulanması ile ilgili tüm hususlar belirtilmeye çalışılmıştır. İhtiyatî tedbirin uygulanması bakımından 1086 sayılı Kanunda açık bir süre öngörülmemiştir. Oysa, ihtiyatî hacizde uygulama için bir süre kabul edilmiştir. Geçici hukukî koruma niteliğindeki ihtiyatî tedbirin çok uzun süre uygulanmadan ayakta kalması, kötüye kullanıma açık bir durum ortaya çıkarmakta ve bu hâl tedbir... ![]() (Şerh No: 10459 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 392]
![]() Bu maddede, ihtiyatî tedbir talep edenden, hangi şartlarda ve kapsamda teminat alınacağı düzenlenmiştir. Birinci fıkra uyarınca teminat, tedbir talep edenin haksız çıkması durumunda, karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacakları muhtemel zararlar için alınacaktır. Tedbir talep edenden kural olarak teminat alınması zorunludur. Nitekim ihtiyatî hacizde, İcra ve İflâs Kanununda da benzer bir düzenleme yer almaktadır. Fakat, tedbir talep edenin talebi, resmî bir belgeye ya da kesin bir delile d... ![]() (Şerh No: 10458 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 391]
![]() Bu maddede ihtiyatî tedbire nasıl karar verileceği ve kararın içeriğinde nelerin olması gerektiği belirtilmiştir. Yani, ihtiyatî tedbir kararının hem maddî içeriği hem şeklî durumu düzenlenmiştir. Mahkeme ihtiyatî tedbir kararı verirken, asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette bir karar vermemelidir. Aksi hâlde geçici hukukî koruma olan ihtiyatî tedbir, davanın yerine ikame edilmiş olur. Ancak, bu hüküm ihtiyatî tedbir türleri için de, eda veya düzenleme amaçlı tedbire karar verilmesine engel deği... ![]() (Şerh No: 10457 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:48)
Bilgi [HMK. 390]
![]() Maddenin birinci fıkrasında, hiç ilgisi olmayan mahkemelerden ihtiyatî tedbir istenmesinin önüne geçmek için ve geçici hukukî korumaların da niteliğine uygun olarak, ihtiyatî tedbirin dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceği hususu düzenlenmiştir. Böylece, ihtiyatî tedbirde yetki ve görevle ilgili belirsiz ve kötüye kullanıma açık olan durum, belirli ve tereddüdü ortadan kaldıracak hâle getirilmişt... ![]() (Şerh No: 10456 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:47)
Bilgi [HMK. 389]
![]() 1086 sayılı Kanunun 101 inci maddesinde ihtiyatî tedbirin şartları tek tek sayılmıştır. Esasen bu sayım, ihtiyatî tedbirin şartlarından daha çok, her bir hak veya şey bakımından ihtiyatî tedbirin uygulamasını da kapsar bir düzenlemeyi içermektedir. Ayrıca 1086 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi genel bir düzenlemedir. Karışıklığa son vermek amacıyla, bu maddede ihtiyatî tedbirin şartları tek hükümde toplanmıştır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin ö... ![]() (Şerh No: 10455 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 14:47)
Temerrüt faizine tekrar temerrüt faizi yürütülmesi mümkün değildir. Ancak, kapital faizi olarak nitelendirilen faize tekrar faizi işletilebilir.
![]() (Şerh No: 10452 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 20-02-2011 13:27)
Bilgi [HMK. 388]
![]() Maddede yer alan düzenlemeyle, kanunlarda açıkça hüküm bulunmayan hâllerde çekişmesiz yargı kararlarının maddî anlamda kesin hüküm gücüne sahip olamayacağı hususu açıkça vurgulanmış ve bu suretle hâkimin gerekçesini göstermek suretiyle çekişmesiz yargı kararını iptal etme, değiştirme ve düzeltme yetkilerinin bulunduğuna işaret edilmiştir. ![]() (Şerh No: 10451 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)
Bilgi [HMK. 387]
![]() Maddede yer alan düzenlemeyle, çekişmesiz yargı kararlarının hangi yola başvuru suretiyle denetleneceği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu bağlamda karara karşı özel kanun düzenlemeleri saklı kalmak kaydıyla hukukî yararı bulunan ilgililerin kararın öğrenilmesinden itibaren onbeş günlük ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) süre içinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabileceği hususu açıkça ifade olunmuştur. ![]() (Şerh No: 10450 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)
Bilgi [HMK. 386]
![]() Maddede yer alan düzenlemeyle, çekişmesiz yargı işleri arasında yer alan mühürleme, deftere geçirme ve yemin tutanağı düzenleme gibi işlerin icrası sırasında dikkate alınması ve düzenlenecek belgeye yansıtılması sırasında gözetilecek olan hususların ayrıntıyı gerektirmesi sebebiyle bu detaylandırmanın Adalet Bakanlığınca çıkartılacak olan yönetmelikle düzenleneceği hususu hüküm altına alınmıştır. ![]() (Şerh No: 10449 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)
Bilgi [HMK. 385]
![]() Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemede, özel hüküm bulunmayan hâllerde basit yargılama usulüne ilişkin ilke ve kuralların çekişmesiz yargı işlerinde de niteliğine uygun düştüğü ölçüde işlerlik kazanacağı hususu hüküm altına alınmıştır. Çekişmesiz yargı işlerinde genel görevli yargı yerinin sulh hukuk mahkemeleri olduğu ve bu mahkemelerde de basit yargılama usulü uygulandığına göre, anılan işlerde özel hüküm bulunmayan hâllerde basit yargılama usulünün uygulanma kabiliyeti kazanması... ![]() (Şerh No: 10448 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)
Bilgi [HMK. 384]
![]() 1086 sayılı Kanunda mevcut olmayan, yeni bir yetki kuralına bu maddede yer verilmiştir. Çekişmesiz yargı işlerine ilişkin talepler için, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, talepte bulunan veya ilgililerin yerleşme niyeti olmaksızın oturduğu yer mahkemesi yetkili kılınmıştır. Çekişmesiz yargıda kesin yetkiye ilişkin bir durumun ortaya çıkması hâlinde, özel hükümlerin ayrıca dikkate alınması gerekecektir. Örneğin Tasarının “Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki” başlıklı 17 nci maddesin... ![]() (Şerh No: 10447 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)
Bilgi [HMK. 383]
![]() Bu hükümle, kanunlarda özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, çekişmesiz yargı işlerinde sulh hukuk mahkemelerinin genel görevli yargı yeri olduğu hususuna açıklık getirilmiştir. Özel kanun hükümleriyle başka bir mahkemeye veya mercie bırakılan veya bırakılacak çekişmesiz yargı işlerine görevlendirilen mahkeme veya mercilerin bakabilmesine imkân tanınmıştır. ![]() (Şerh No: 10446 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:10)
Bilgi [HMK. 382]
![]() Maddede çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Birinci fıkrada özellikle, hukukumuzda üzerinde mutabık kalınan çekişmesiz yargıya ilişkin temel ölçütler esas alınarak çekişmesiz yargı işlerinin genel olarak sınırları çizilmiştir. İkinci fıkrada açıkça çekişmesiz yargı işi olduğu belirtilmeyen işler birinci fıkrada belirtilen kriterlere uyduğu takdirde çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilecektir.... ![]() (Şerh No: 10445 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 381]
![]() 1086 sayılı Kanunun 449 uncu maddesini karşılamaktadır. Kural olarak fevkalade kanun yolu olan yargılamanın iadesi talebi, hükmün icrasını durdurmaz. Ancak, icranın durdurulmasına ihtiyaç duyulursa, talep üzerine ve teminat alınarak böyle bir karar verilebileceği, bunun yargılamanın iadesi talebini inceleyen mahkemece karara bağlanacağı, hüküm altına alınmıştır. Yargılamanın iadesi sebebi, bir mahkeme hükmüne dayanmakta ise teminat alınması hakkaniyete uygun görülmemiştir. ![]() (Şerh No: 10444 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 380]
![]() 1086 sayılı Kanunun 450 nci maddesini karşılamaktadır. Yargılamanın iadesini isteme şartları oluştuğu takdirde hâkimin yapacağı iş bu maddede açıklanmıştır. “Yargılamanın iadesi sebepleri” başlıklı 379 uncu maddenin (c) bendinde gösterildiği üzere, davacının açık veya zımnî muvafakati veya talimatı olmadan veya davacının vekili olmayan kimse tarafından dava açılmış olması hâlinde, davacının iradesiyle açılmış bir dava bulunmadığından, bu hâlin tespiti durumunda hüküm iptal edilecektir. Ba... ![]() (Şerh No: 10443 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 379]
![]() Bu madde 1086 sayılı Kanunun 450 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan kuralın, mefhumu muhalifinden istihraç edilmiş yeni bir hükümdür. Yargılamanın iadesi talebi üzerine hâkimin birinci safhada yapacağı işler düzenlenmektedir. Maddede, yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkemenin, tarafları davet edip dinlemesi, yargılamanın iadesi şartlarının oluşup olmadığını kendiliğinden incelemesi ve yargılamanın iadesi koşullarında bir eksiklik mevcut ise davayı, esasa girmeden reddetmesi ö... ![]() (Şerh No: 10442 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 378]
![]() Madde, 1086 sayılı Kanunun 448 ve 453 üncü maddelerini karşılamaktadır. Birinci fıkradaki düzenlemede gösterilen mahkemenin yetkisi ve iş bölümü kesin niteliktedir. Fıkrada sözü edilen kararı veren mahkemenin kapatılmış olması hâlinde, yargılamanın iadesi talebini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla o mahkemenin işlerini devralmış olan mahkeme inceleyecektir. “Yargılamanın iadesi sebepleri” kenar başlıklı 379 uncu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde gösterilen hâlde, ilk hükme ... ![]() (Şerh No: 10441 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 377]
![]() 1086 sayılı Kanunun 447 nci maddesini karşılamaktadır ve maddede yargılamanın iade sebeplerinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak yargılamanın iadesinin hangi süre içinde istenebileceği kurala bağlanmıştır. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 381 inci maddesinde, Tasarının 379 uncu maddesine yapılan atıflar, teselsül nedeniyle 381 inci madde olarak değiştirilmiş, ayrıca yargılamanın iadesi süresinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararının kesinleştiği tarih değil, tebl... ![]() (Şerh No: 10440 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 376]
![]() 1086 sayılı Kanunun 446 ncı maddesinde olduğu gibi davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin ilâmın iptalini isteme şartları açıklanmıştır. Böylece ilâmın taraflarının, üçüncü kişi aleyhine muvazaaları önlenmiş olmaktadır. ![]() (Şerh No: 10439 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 375]
![]() Madde, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesini karşılamaktadır. Birinci fıkrasının (a) bendinde, daha önce düzenlenmemiş olan, mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemesi, yeni bir yargılamanın yenilenmesi sebebi öngörülmüştür. (b) bendi, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendini karşılamaktadır. Sadece davaya bakmaktan yasaklı olan hâkimin karar vermiş olması yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak düzenlenmiş iken, bu bentte, ayrıca hakkında ret t... ![]() (Şerh No: 10438 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 374]
![]() Madde, 1086 sayılı Kanunun 445 inci maddesinin birinci fıkrasında olduğu gibi, hangi kararların yargılamanın iadesine konu teşkil edeceğini düzenlemiştir. ![]() (Şerh No: 10437 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 373]
![]() Bozmaya uyma veya direnme kararlarına ilişkin bu maddede iki olasılık düzenlenmiştir. Birinci olarak, bölge adliye mahkemesinin başvuruyu esastan reddi kararı üzerine, Yargıtayca karar kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi öngörülmüştür. Daha sonra ilk derece mahkemesinin Yargıtayın bozma kararı doğrultusunda karar vermesi hâlinde, sadece temyiz yoluna başvuru olanağı tanınmıştır. Burada özellik gösteren ve dikkat edilmesi gereken husus, ilk derece mahkemesinin Yargıtayın... ![]() (Şerh No: 10436 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 372]
![]() Maddede Yargıtay kararlarının tebliğine ilişkin usul düzenlenmiş olup, onama ve bozma kararlarının mahkeme yazı işleri müdürünce taraflara derhâl tebliğ edilmesi öngörülmüştür. Yargıtaya başvuru dilekçesi verilirken ödenmesi gerekli tebligat giderinin temyiz dilekçesi ile birlikte temyiz isteminde bulunandan peşin alınacağı, ödenmemesi hâlinde 348 inci (yasada 344 üncü) maddenin uygulanacağı hükmü getirilmiştir. ![]() (Şerh No: 10435 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 13:09)
Bilgi [HMK. 371]
![]() Maddede, Yargıtayın hangi sebeplerden dolayı temyiz olunan kararı bozacağı düzenlenmekte ve bozma kararının gerekçeli olacağı belirtilmektedir. Temyiz incelemesini, istinaf incelemesinden ayıran temel özellik, temyiz incelemesinin usûl hukuku veya maddî hukuk yönünden incelemeyi gerektirmesi, maddî vakıaların denetimi ile delil değerlendirmesine girmemesidir. Maddede bu hukukî denetimin hangi sebeplerle yapılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bugüne kadar istinaf yolunun olmamasından dolayı... ![]() (Şerh No: 10434 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 370]
![]() Maddeyle, temyiz incelemesi sonunda verilecek onama ararlarının da, Anayasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükme uygun olarak, gerekçeli olacaklarına işaret edilmekte; bunun yanında, uygulamada “düzelterek onama” olarak bilinen işlemin esas ve şartları düzenlenmektedir. Maddede ayrıca, düzeltme işleminin, tarafların kimliklerine ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıklarına ve bu arada kararın doğru bulunmayan gerekçesine de uygulanacağı hükme bağlanmaktad... ![]() (Şerh No: 10433 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 369]
![]() Maddede, temyiz incelemesinin kapsamı belirtilmekte, ayrıca bu incelemenin kural olarak dosya üzerinden yapılacağı vurgulandıktan sonra, hangi hâllerde duruşmalı olarak yapılabileceği hükme bağlanmaktadır. Diğer taraftan maddede, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması durumunda, tarafların duruşmaya nasıl çağrılacakları, duruşmanın yöntemi ile kararın nasıl verileceği konuları da düzenlenmektedir. ![]() (Şerh No: 10432 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 368]
![]() Maddede, davanın açılmasında ve istinaf yoluna başvuruda olduğu gibi, temyiz isteminde de kötü niyetle hareket eden tarafın Yargıtayca para cezasına mahkûm edileceği hususu belirtilmektedir. ![]() (Şerh No: 10431 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 367]
![]() Bu maddede, temyiz yoluna başvurunun kararın yerine getirilmesine (icrasına) etkisi düzenlenmiştir. Bir karara karşı temyiz yoluna başvurulmuş olması, kural olarak onun yerine getirilmesini (icraya konulmasını; İcra ve İflâs Kanunu madde 24 ve devamı) durdurmaz. Yani kural olarak, kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Öteden beri gerek usul ve gerekse icra ve iflâs hukukumuzda benimsenmiş olan bu ilke, maddenin ilk fıkrasının birinci cümlesinde açıkça ifade edilm... ![]() (Şerh No: 10430 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 366]
![]() İstinaf yoluna başvuruya ilişkin olan ve başvuru dilekçesinin verilmesi, harç ve giderlerin yatırılması, başvuru süresi, başvuru dilekçesinin reddi, başvuru dilekçesine cevap, katılma yolu ile başvuru, başvuru hakkında feragat ve ön inceleme başlığını taşıyan hükümler, temyiz yoluna başvuru hâlinde de uygulanır. Böylece, usul birliğini sağlamak ve gereksiz tekrardan kaçınmak amacıyla, Kanunun 347 ilâ 353 ve 356 ncı (yasada 343 ila 349 ve 352 nci) maddeleri hükümlerinin kıyas yoluyla temyiz yolun... ![]() (Şerh No: 10429 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 365]
![]() Maddeyle, temyiz dilekçesinin verilmesi düzenlenmiştir. Temyiz dilekçesi; kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi kararının Yargıtayca bozulması sonucu yeniden hüküm veren ilk derece mahkemesine, kararı temyiz eden kişinin bulunduğu yerdeki bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya kararı temyiz eden kişinin bulunduğu yerdeki ilk derece mahkemesine verilebilecektir. Temyiz dilekçesi kararı veren bölge adliye mahkemesi ya da ilk derece mah... ![]() (Şerh No: 10428 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 364]
![]() Bu maddede, temyiz dilekçesinde bulunması gereken hususlar dokuz bent hâlinde sayılmıştır. Temyiz dilekçesinde öncelikle tarafların varsa, kanunî temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri yazılacaktır. Bundan başka, temyiz edilen karar bölge adliye mahkemesi tarafından verilmişse, bölge adliye mahkemesinin hangi hukuk dairesinden verildiği ve kararın tarih ve sayısı belirtilecektir. Buna karşılık, başvurulan karar ilk derece mahkemesince verilen yeni karar veya direnme kararına karşı... ![]() (Şerh No: 10427 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 363]
![]() İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı oldukları ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Karar verilirken yürürlükteki hukukun yanlış uygulanması her an için söz konusu olabilir. Kanun yararına temyiz, yanlışlık tesp... ![]() (Şerh No: 10426 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 362]
![]() Maddede dava konusu olayın iki dereceli yargılamadan geçmiş bulunduğu göz önüne alınarak, bölge adliye mahkemesinin bazı kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği öngörülmüş ve böylece Yargıtayın iş yükünün hafifletilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda miktar sınırlaması onbin ("yirmi beş bin" olarak yasalaşmıştır) Türk Lirası olarak tespit edilmiştir. Öte yandan, genel olarak sulh hukuk mahkemesi kararları da temyiz edilemeyen kararlar olarak kabul edilmiştir. Keza çekişmesiz yargı işlerinde v... ![]() (Şerh No: 10425 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:31)
Bilgi [HMK. 361]
![]() Maddede bölge adliye mahkemesinin hukuk dairelerinin hangi kararlarına karşı temyiz yoluna gidilebileceğine ilişkin genel kural düzenlenmiş, bu genel kuralın istisnaları ise “temyiz edilemeyen kararlar” başlığı altında 366 ncı (yasada 362 nci) maddede belirtilmiştir. Maddede, halen mevcut duruma paralel olarak, davada haklı çıkmış olan tarafa da hukukî yararı bulunmak koşuluyla, temyiz yoluna başvurma olanağı tanınmıştır. Milletlerarası Tahkim Kanununda öngörülen düzenlemeye paralel olarak, h... ![]() (Şerh No: 10424 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 360]
![]() Bu Bölümde aksi belirtilmediği takdirde bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını inceledikten sonra duruşma yapılmasına karar verirse, bundan sonraki incelemesini, ilk derece mahkemesinde uygulanmış olan yargılama usulüne göre yapacaktır. Örneğin ilk derece mahkemesinde yazılı yargılama usulü uygulanmış ise bölge adliye mahkemesinde de yeniden yapılacak incelemede yazılı yargılama usulü uygulanacaktır. ![]() (Şerh No: 10423 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 359]
![]() Bölge adliye mahkemesi kararlarının içeriğine ilişkin bu maddede asliye hukuk mahkemeleri tarafından verilen kararların içeriğine ilişkin 301 inci (yasada 297 nci) madde ile paralellik sağlanmış, ancak istinaf yolunun özellikleri göz önüne alınarak bazı değişiklikler yapılmıştır. 4709 sayılı Kanunla Anayasanın 40 ıncı maddesinde yapılan değişiklik göz önünde bulundurularak, maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde kanun yoluna başvuru süresinin kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. ... ![]() (Şerh No: 10422 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 358]
![]() Bölge adliye mahkemesinde yapılacak duruşma için taraflara gönderilecek davetiyelerde nerede ve ne zaman hazır bulunmaları gerektiği, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yolluklarında yapılarak karar verileceği bildirilir. Bölge adliye mahkemesine başvuran tarafa gönderilecek davetiyede, yapılacak tahkikatla ilgili olarak belirlenen gideri duruşma gününe kadar yatırması istenir. Bu giderler, daha sonra yapılacak tebligatlar da düşünülerek yeteri kadar avans olarak alınmalıdır. Bun... ![]() (Şerh No: 10421 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 357]
![]() Bölge adliye mahkemesinde gerektiğinde tahkikat (soruşturma) yapılabilse de, ilk derece mahkemelerinden farklı olarak, karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 170 inci (yasada 166 ncı) maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz ve bölge adliye mahkemesi... ![]() (Şerh No: 10420 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 356]
![]() Bölge adliye mahkemesince, duruşma yapılmadan verilecek kararlara ilişkin 357 nci (yasada 353 üncü) maddede belirtilen hâller dışında, ilk derece mahkemesi kararının duruşmalı olarak inceleneceği esası getirilmiştir. Duruşma yapılmasına karar verilmesi hâlinde duruşma günü taraflara tebliğ edilerek tarafların duruşmaya katılmalarının sağlanacağı belirtilmektedir. ![]() (Şerh No: 10419 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 355]
![]() Bölge adliye mahkemesi, incelemesini istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapacaktır. Temyiz incelemesinden farklı olarak, bölge adliye mahkemesinde yapılacak incelemede tarafların ileri sürdüğü sebeplerle bağlı kalınmasının nedeni, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesinin kararının kanuna aykırılığını tespit etmesi hâlinde, çoğu zaman yeniden yargılama yaparak yeni bir karar verebilmesidir. Tercih edilen istinaf sisteminde, ilk derecedeki yargılama tümüyle tekrarlanma... ![]() (Şerh No: 10418 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 354]
![]() Maddede, “inceleme” sözcüğü ile kastedilen esasen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu anlamında tahkikattır. Ancak, burada ilk derecedeki tahkikattan farklı olarak, bölge adliye mahkemesi, hem denetim çerçevesinde hem de gerekirse yeniden dava konusu hakkında inceleme yapılacaktır. Maddeyle, bu anlamda incelenen konunun önemine ve kapsamına göre, incelemenin bizzat bölge adliye mahkemesi heyeti tarafından yapılmasına veya heyetçe görevlendirilecek bir üye tarafından yürütülmesine olanak sağlanmaktad... ![]() (Şerh No: 10417 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 353]
![]() Maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde, özellikle bazı önemli ve klâsik usul eksikliklerinin mevcudiyeti hâlinde bölge adliye mahkemesinin dosyayı duruşma yapmadan yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderme kararı verebileceği durumlar düzenlenmiştir. (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde, dava şartlarının genel olarak eksik bırakılması hâli de ilk derece mahkemesi hükmünün, esası incelemeden geri çevrilmesi için yeter görülmüş, 5236 sayılı Kanunla 1086 sayılı Kanuna 426/M madd... ![]() (Şerh No: 10416 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 352]
![]() Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine, dosya üzerinde yapılacak bir ön inceleme ile kolaylıkla tespit edilebilecek bazı temel hususların eksikliği hâlinde, davanın süratle sonuçlandırılması için, gerekli kararı derhal vermesine olanak tanınmak istenmiştir. Dosyanın incelenmesinin başka bir dairenin iş alanına girmesi, ilk derece mahkeme kararının kesin olması, istinaf yoluna başvurunun süresi içinde yapılmamış olması ve asgarî başvuru şartlarının yerine getirilmemesi, örneğin başvuru dilekçesin... ![]() (Şerh No: 10415 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 351]
![]() Maddede istinaf başvurusunun kötü niyetle yapılması durumunda bölge adliye mahkemesince 333 üncü (yasada 329 uncu) madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek kötü niyetle hareket eden tarafın bölge adliye mahkemesince para cezasına mahkûm edilmesi öngörülmüştür. ![]() (Şerh No: 10414 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 350]
![]() Madde esas itibarıyla bugüne kadar uygulanan sistemde temyiz yoluna başvurulmasının hükmün icrası üzerindeki etkisini, istinaf yolu bakımından ve aynı anlayışla düzenlemektedir. Buna göre, hukuk mahkemeleri kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulması, ilk derece mahkemesi kararının icra edilebilir niteliğini ortadan kaldırmamaktadır. Başka bir deyişle, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olması ilke olarak kararın icrasını durdurmayacaktır. Böylece, getirilen düzenle... ![]() (Şerh No: 10413 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 349]
![]() Maddede istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilmesi ve feragatın sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre, ilk derece mahkemesinde görülmüş olan davanın taraflarının istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edebilmeleri için ilâmın kendilerine tebliğ edilmiş olması koşulu öngörülmüştür. Böylece, bir hak doğmadan ondan feragat edilemeyeceği kabul edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrası ile feragat üzerine ilk derece mahkemesinin veya bölge adliye mahkemesinin başvuru dilekçesinin ya da başvurun... ![]() (Şerh No: 10412 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 348]
![]() İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile süresi içinde cevap vermekle yetinmeyip bu cevap dilekçesiyle kendine özgü nedenler ileri sürerek istinaf yoluna başvurabilir. Bu başvuru asıl başvuruya bağımlı bir istinaf yolu başvurusudur. Bu nedenle katılma yolu ile istinaf yoluna başvuru, asıl başvuran taraf başvurusundan feragat eder veya istemi esasa girilmeden önce reddedilirse, hüküm doğurmaz. Çünkü kural olarak asıl istem ... ![]() (Şerh No: 10411 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:30)
Bilgi [HMK. 347]
![]() İstinaf dilekçesinin kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunacağı, karşı tarafın da tebliğden başlayarak onbeş gün ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) içinde cevap dilekçesini vereceği, kararı veren mahkemenin dilekçeler verildikten veya bunun için belirlenen süreler geçtikten sonra dosyayı dizi listesine bağlı olarak ilgili bölge adliye mahkemesine göndereceğine ilişkin hükümler getirilmiştir. ![]() (Şerh No: 10410 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-02-2011 12:29)
Bilgi [HMK. 346]
![]() Maddede, istinaf dilekçesinin reddi ile bu ret kararına karış istinaf yoluna başvuru esasları düzenlenmiştir. Buna göre, istinaf yoluna başvurunun kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin olan bir karara ilişkin olması hâlinde istinaf dilekçesinin reddedilmesi ve bu ret kararının yatırılan giderlerden karşılanmak suretiyle ilgiliye tebliğ edilmesine ilişkin hüküm getirilmiştir. İkinci fıkrada, ret kararına karşı ilgiliye yedi gün ("bir hafta" olarak yasalaşmıştır) içinde istinaf y... ![]() (Şerh No: 10407 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)
Bilgi [HMK. 345]
![]() İstinaf yoluna başvuru süresi onbeş gün olarak kabul edilmiştir. İstinaf yoluna başvuru süresinin ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlayacağı belirtilmiş, istinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri de saklı tutulmuştur. 1086 sayılı Kanunda 4353 sayılı Kanuna tâbi kurumlar hakkında öngörülen fazla süre, mahkeme karşısında Devletle kişiler arasındaki eşitlik ilkesi dikkate alınarak kabul edilmemiştir. "Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının... ![]() (Şerh No: 10406 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)
Bilgi [HMK. 344]
![]() İstinaf yoluna başvuruda harç ve giderlerin yatırılmasına ilişkin esaslar bu maddede düzenlenmektedir. Buna göre, istinaf yoluna başvuruda bulunan, dilekçeyi verirken, tebliğ giderleri de dahil olmak üzere gerekli harç ve giderleri ödemek zorundadır. Bunların hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde kararı veren mahkemece yedi günlük kesin süre verilmesi, ödemenin bu süre içinde tamamlanmaması halinde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirilmesi esası beni... ![]() (Şerh No: 10405 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)
Bilgi [HMK. 343]
![]() Maddede, istinaf dilekçesinin verilmesine ilişkin usul düzenlenmiş olup, istinaf dilekçesinin, kararı veren mahkemeye ya da kararı veren mahkeme dışında başka bir yer mahkemesine de verilebileceği; verilen istinaf dilekçesinin o mahkeme bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunarak başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verileceği öngörülmüştür. İstinaf dilekçesinin kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmesi durumunda, istinaf dilekçesi, mahkeme tarafından bölge adliye mahke... ![]() (Şerh No: 10404 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)
Bilgi [HMK. 342]
![]() Maddede istinaf dilekçesinin içeriği düzenlenmiştir. İstinaf yoluna başvurma dilekçeyle yapılır. Dilekçe, başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı ve adreslerine ilişkin bilgilerle, varsa kanunî temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı, tebliğ tarihi, kararın özeti, başvuru sebepleri ve gerekçesi, talep sonucu ile başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzasını içerir. Ayrıca dilekçeye kar... ![]() (Şerh No: 10403 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-02-2011 15:35)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |