Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

İİK. MADDE 67

     
 
2004 S.lı İcra ve İflas Kanunu MADDE 67
6 - İTİRAZIN HÜKÜMDEN DÜŞÜRÜLMESİ :
A) İTİRAZIN İPTALİ :
(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/37 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”

 29  İçtihat    1  Değişiklik Önerisi    (Madde son güncelleme Av.Nevra Öksüz, 05-07-2012 ) [Bu madde güncel değil mi?]
 
     
[Bu Maddeye Yeni Şerh Ekleyin]
Bu Maddeye İçtihat Girin

İİK. MADDE 67 İçtihatları

Somut olayda; Kuşadaşı 1. İcra Müdürlüğünün 2012/5914 sayılı dosyası ile usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunmaktadır. İtiraz dilekçesinin tebliği için "masraf yatırılmadığından" itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle açılan itirazın iptali davasının "süresinde olduğu kabul edilerek" işin esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 17029 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 23-07-2020)

Eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali isteminde, takip konusu alacağın dayanağını oluşturan fatura davalının ticari defterlerinde kayıtlı ise, bu haliyle alacak miktarı davalı tarafından bilindiğinden likit ( muayyen ) olduğunun kabulü ile davacı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 16881 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 31-01-2019)

Davaya konu icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlanmış olduğundan ve mahkemece itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağından, icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra giderleri hakkında sonuç doğuracak şekilde itiraz konusunda yerel mahkemenin bir karar vermesi gereklidir. Bu nedenle de alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı...
(Şerh No: 16532 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2016)

Davacı vekili, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmamış, 24.10.2011 tarihli dilekçesinde bu yönde bir talepte bulunmuştur. Davalının, davacı tarafın icra inkar tazminatı yönünden iddiasını genişletmesine karşı açık muvafakatı bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddi gerekir.
(Şerh No: 16229 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 07-05-2015)

Davalının ilk kredi sözleşmesinde ve ikinci limit arttırım sözleşemsinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası vardır. Dava ve takibe konu alacağın dayanağı olan 27.12.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi önceki sözleşmelerden bağımsızdır. Bu sözleşmede ve gerekse ödeme planında imzası bulunmayan davalının kefil olarak takip konusu alacaktan sorumluluğundan söz edilemez. Mahkemece bu yön gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
(Şerh No: 15493 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 22-04-2014)

Mahkemece talep edilen kredi alacağının hangi sözleşme veya sözleşmelerden kaynaklandığı araştırılarak, şayet davalının imzasını taşımayan sözleşmelerden doğmuş ise davalının kefalet sorumluluğunun olmayacağı, aksi durumda yani kullandırılan kredinin davalının imzasının bulunduğu sözleşmelerle ilgisi var ise davalının sorumluluğunun doğacağı ve davalının sorumluluğunun kendi limiti ve temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sınırlı olacağı dikkate alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmes...
(Şerh No: 15492 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 22-04-2014)

İtirazın iptali davası açılmadan önce borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağından, ödenen miktar göz önüne alınmaksızın bu kısım için de icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Alacağın varlığının dava tarihi itibariyle belirlenip icra inkar tazminatına hükmedilmesi dava ekonomisi ve yararlar dengesine de uygundur.
(Şerh No: 15051 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2013)

Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde durak...
(Şerh No: 15050 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2013)

İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından yapılan 20.000 USD'lik kısmi ödemenin düşülmek suretiyle dava tarihine göre belirlenecek bakiye alacak tutarı üzerinden karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
(Şerh No: 14940 - Ekleyen: Av.M.Mustafa ÖZKUL - Tarih : 02-08-2013)

6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takiplerine eski Kanunda yer alan %40 inkar tazminatı uygulanmalıdır. Yeni kanundaki %20 inkar tazminatı ancak bu tarihten sonraki takiplere uygulanabilir.
(Şerh No: 14791 - Ekleyen: Sinan ÖZTÜRK - Tarih : 03-07-2013)

Davacı alacaklının icra takibi tarihi itibariyle muaccel bir alacağı bulunmadığından, bu evrede icra takibine girişmekte haklı olduğu söylenemez ise de, davacı harcını yatırmak suretiyle varlığını iddia ettiği alacağın tahsilini sağlamak amacıyla bu davayı açtığına göre, Anayasa’nın 141/son maddesinde belirtilen usul ekonomisi de gözönüne alınarak davaya alacak davası olarak devam etmek gerekirken bu hususun gözardı edilerek direnme kararı verilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme ...
(Şerh No: 14043 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 20-10-2012)

Likit olmayan alacağa icra inkar tazminatı hükmedilemez. Sigorta şirketine hasarın ihbar edildiği tarih temerrüt tarihidir, faiz buradan başlar.
(Şerh No: 12756 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 09-01-2012)

Malın teslim edildiği hususunda ispat külfeti davacıya aittir. Malın teslim edilmediğini ileri süren davalının; irsaliyeli faturalar üzerindeki imzanın kendisine ya da çalışanlarına ait olup olmadığı araştırılmalıdır.
(Şerh No: 12312 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 22-10-2011)

Alacaklının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için icra takibine haksız ve kötü niyetle girişmiş olması gerekir.Eldeki dava uyuşmazlık,arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yorumundan kaynaklandığından davacının kötü niyetli olarak kabulübe olanak yoktur.
(Şerh No: 12066 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 12-08-2011)

İtirazın iptali davalarında haklılık durumu, takip tarihi itibariyle belirlenir. Asıl alacağa işlemiş faiz ile diğer fer'i alacaklar katılarak yapılan icra takibine itirazın iptali ile ilgili olarak; geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemeyeceğine ilişkin BK m.104/son hükmü dikkate alınarak karar verilmelidir.
(Şerh No: 10768 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 09-03-2011)

Davacının mal teslimini kanıtlayamaması davacının takibinde kötüniyetli olduğunu göstermeyeceğinden davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 9820 - Ekleyen: Av.Murat BÖLÜKBAŞ - Tarih : 26-01-2011)

Davacı banka, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Banka kredi sözleşmesinden doğan alacak likit (belirlenebilir, bilinebilir) niteliktedir. Bu nedenle İcra ve İflas Kanunu`nun 67. maddesi uyarınca hükmedilen miktar üzerinden davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(Şerh No: 9447 - Ekleyen: Av.Barış TİRYAKİ - Tarih : 07-01-2011)

Taraflar arasında sulh anlaşması yapılmış olması halinde ve bunun ifa edilmiş ve edilmekte olduğunun tespiti halinde; mahkemece, bu sulh anlaşmasına göre ve inkar tazminatı talebinden vazgeçildiğinin kabulü ile karar verilmesi gerekir.
(Şerh No: 8015 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-10-2010)

Davaya cevap süresi geçtikten sonra borçlu davalının, kötü niyet tazminatı talep etmiş olması halinde; HUMK m.185'teki -davanın, karşı tarafın iznine bağlı olarak tevsi edilebileceği- kuralının uygulanması gerekir ve davacı muvafakat etmezse, davalı borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilemez.
(Şerh No: 8014 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-10-2010)

HUMK m.185'teki -davanın, karşı tarafın iznine bağlı olarak tevsi edilebileceği- kuralının, takip hukukuna ilişkin icra inkar tazminatları yönünden uygulama yeri bulunmamaktadır.
(Şerh No: 8013 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-10-2010)

İtirazın iptali davası, alacağın tahsiline yönelik bir tahsil (eda) davası niteliğinde değildir. Aynı davada alacağın tahsili ile itirazın iptali birlikte istenmiş olması halinde mahkemece, davacıya, isteminin alacağa mı, itirazın iptali ile takibin devamına mı ilişkin olduğu hususu açıklattırılmalıdır.
(Şerh No: 7665 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-09-2010)

İİK m.67 ye mesnetle ikame olunan itirazın iptali davası, dava türü itibariyle, alacağın tahsiline ilişkin eda davası niteliğinde değildir. Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olduğundan istemden fazlasına veya başkasına hükmedemez.
(Şerh No: 7666 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-09-2010)

Davacı(BASKETBOLCU) ile davalı(kulüp) arasında yapılan sözleşme gereğince ödenmesi gereken transfer ücretinin ödenmediğinden bahisle girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davasında; Her ne kadar bu tip uyuşmazlıkların BASKETBOL FEDARASYONU hukuk kurulunca incelenerek yönetim kurulunda çözümleneceği belirtilmişse de, Basketbol federasyonu bünyesinde disiplin kurulu bulunduğu, disiplin kurulunun kulüp ile sporcu arasındaki mali ihtilafları çözmeye yetkili olmadığı, Federasyon olarak ku...
(Şerh No: 6745 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 12-09-2010)

Ortak gider ve aidat borçlarını ödemeyen kat maliki ile kiracısı aleyhine girişilen icra takibine davalıların itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında, dava konusu bağımsız bölüm mülkiyetinin bu arada başkasına devredilmesi ve takip dosyasında yeni malik hakkında takip talebinde bulunmadan doğrudan doğruya ödeme emri tebliğ ettirilmesi halinde; Yeni Malik ödeme emrinin iptali yerine icra takibine itiraz etmiş olsa dahi,58/2 uyarınca, takip talebinde, borçlunun adının, soyadının ve adre...
(Şerh No: 6738 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 08-09-2010)

Faturaya dayalı takibe yapılan itirazın iptali davasında; altı imzalanarak alıcıya verilmiş olan fatura "kapalı fatura" niteliğinde olup, bedelinin tahsil olunduğuna karinedir. Diğer yandamn BK.182/2. maddesinde, aksine sözleşme ve adet bulunmadığı takdirde satıcı ile alıcı borçlarını aynı zamanda ifa ile yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu durumda ispat külfeti Davalıya(Borçlu) değil, faturayı düzenleyen Davacıya(alacaklı)aittir.
(Şerh No: 6430 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 30-08-2010)

İtirazın iptali davasına verilecek cevap layihasında,her ne kadar borçlu ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleriyle bağlı değil ise de, itiraz dilekçesinde borçla ilgili kabule yönelik beyanları kendisi için bağlayıcıdır. Bir başka ifadeyle ödeme emrine itirazda, borcun esasına yönelik ikrarlar, itirazın iptali davasında dahi bağlayıcıdır.
(Şerh No: 6171 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 15-07-2010)

İcra mahkemesine başvuru yoluyla itirazın kaldırılması istemi yapıldığında artık iyiniyet-kötüniyete bakılmaksızın icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 4970 - Ekleyen: Av.Nurdan KARADAĞ - Tarih : 30-03-2010)

İİK md. 67/II gereği icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit bir alacaktan söz edilmelidir. Bir alacağın likit ve muayyen olarak nitelendirilebilmesi içinse borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekmektedir.
(Şerh No: 4785 - Ekleyen: Av.Ömer ÜNLÜ - Tarih : 17-03-2010)

İtirazın iptali davası, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir. Ancak bu hak düşürücü sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edilmesi gerekir.
(Şerh No: 1461 - Ekleyen: Av.Cengiz ALADAĞ - Tarih : 22-11-2009)

Bu Maddeye Not Girin

İİK. MADDE 67 Şerhler, Notlar, Yorumlar

Bu Maddeye Değişiklik Önerisi Girin

İİK. MADDE 67 Değişiklik Önerileri

Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden VEYA VAKİ İTİRAZA ITTILA TARİHİNDEN itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu süre vaki itiraz tarihinden itibaren 14 ayı geçemez.
(Şerh No: 5797 - Ekleyen: Av.İbrahim AFACAN - Tarih : 23-05-2010)

Bu Maddeye Çeviri Girin

İİK. MADDE 67 Yabancı Dil Çevirileri

Bu Maddeye Türkçeleştirme Önerisi Girin

İİK. MADDE 67 Türkçeleştirme Önerileri

[Bu Maddeye Yeni Şerh Ekleyin]
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03665090 saniyede 10 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.