Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 3.HD. 2001/4745 E.- 2001/5082 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
İtirazın iptali davasına verilecek cevap layihasında,her ne kadar borçlu ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleriyle bağlı değil ise de, itiraz dilekçesinde borçla ilgili kabule yönelik beyanları kendisi için bağlayıcıdır. Bir başka ifadeyle ödeme emrine itirazda, borcun esasına yönelik ikrarlar, itirazın iptali davasında dahi bağlayıcıdır.
(Karar Tarihi : 01.01.2001)
Dava dilekçesinde 174.426.250 lira asıl alacak ve ferileri için takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, icra, inkar tazminatına hükmedilmesi ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalıya sattığı mallar karşılığının ödenmemesi nedeni ile tahsili için yapılan icra takibine borçlu (davalı)nın itirazının iptali ile, %40'dan az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, davacı şirketten bahsedilen emtiaları teslim almadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, "davacı taraf yemin teklifinde bulunduklarını bildirmişler ve davalı asil herhangi bir mal teslimi almadığına ilişkin yemini usulen icra etmiş olduğundan yemin nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir" gerekçesiyle dava red edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmektedir.

Kural olarak borçlu, itirazın iptali davasında vereceği cevap layihasında, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Ancak, borçlunun itiraz dilekçesinde borçla ilgili kabule yönelik beyanları kendisi için bağlayıcıdır.

Borçlu vekili icra dosyasındaki itirazında "Takibe konu borç müvekkil tarafından ödenmiş bulunduğundan böyle bir borcu yoktur. Borca itiraz ediyoruz" diyerek borcun esasını kabul etmiş, ancak ödediğini savunmuştur. Borçlunun bu ikrarı kendisini bağlar. Artık açılan itirazın iptali davasında borçlu bulunmadığını savunamaz.

Kanun hilafını emretmedikçe iki tarafın her biri müddeasını ispata mecburdur (MK.mad.6).

Olayımızda, ispat yükü borç ilişkisini (icra dosyasında) kabul etmekle birlikte ödediğini iddia eden davalı tarafa düşmektedir. Davacının ödenmediğini ispat etmesi söz konusu değildir. Davacı ispat yükü kendisine ait olmadığı halde davalıya yemin teklifinde bulunmuştur. Bu yemin teklifi usulsüzdür. Bu nedenle davacıyı bağlamaz.

Mahkemece, ispat külfetinin ters çevrilerek (davacıya yüklenerek) yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yapılacak iş; davalının ödeme savunmasını ispata yarar delillerini toplamak ve oluşacak sonuç dairesinde karar vermekten ibarettir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 67 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/37 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”




 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 15-07-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02831006 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.