Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 2019/3428 Esas 2020/426 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Somut olayda; Kuşadaşı 1. İcra Müdürlüğünün 2012/5914 sayılı dosyası ile usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunmaktadır. İtiraz dilekçesinin tebliği için "masraf yatırılmadığından" itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle açılan itirazın iptali davasının "süresinde olduğu kabul edilerek" işin esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(Karar Tarihi : 27.01.2020)
Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince kanun yararına bozma talep edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
 
Karar: Davacı vekili; davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, davalının kooperatife olan borcu ödemediğini, hakkında Kuşadası 1. İcra Müdürlüğünün 2012/5914 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
 
Davalı; borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
 
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın ilk olarak davalı hakkında Kuşadası 1. İcra Müdürlüğü 2012/5914 Esas sayılı dosyasından İcra takibi başlattığı, takip tarihinin 25.12.2012 olduğu, ödeme emrinin davalı borçluya 08.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 11.01.2013 tarihinde borca itiraz edildiği ve aynı tarihte takibin durdurulduğu, davacı tarafça bu kez de itirazın iptali davası açıldığı, takip dosyasında en son işlemin 11.01.2013 tarihli olduğu, dosyanın takip edilmemesi sebebiyle işlemden kalkmış durumda bulunduğu, itirazın iptali davasının görülebilmesinin şartlarından bir tanesinin geçerli bir icra takibinin mevcudiyeti olduğu, bu haliyle derdest ve geçerli bir icra takibinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi II. Hukuk Dairesinin 12.03.2018 tarihli 2018/588 Esas, 2018/303 Karar sayılı ilamı ile reddedilen miktar hüküm tarihi itibariyle istinaf sınırı altında kaldığından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Kararın 12/03/2018 tarihinde kesinleştiği şerh edilmiştir.
 
Davacı kooperatif vekili, 13.07.2018 tarihli dilekçesi ile Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğüne başvurup, kanun yararına temyiz talep etmiştir. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 22.10.2019 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından mahkeme kararının kanun yararına temyiz edilmesi talep edilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.12.2019 tarihli dilekçesi ile mahkeme kararının HMK'nın 363/1. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep olunmuştur.
 
Dava, kooperatif alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
 
İcra takibinin takipsiz bırakılması hususu kanunumuzda düzenlenmiştir. Buna göre İcra Müdürlüğünün işlemden kaldırma kararı hukuki sonuç doğurmayacaktır. Somut olayda; Kuşadaşı 1. İcra Müdürlüğünün 2012/5914 sayılı dosyası ile usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunmaktadır. İtiraz dilekçesinin tebliği için masraf yatırılmadığından itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle açılan itirazın iptali davasının süresinde olduğu kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün kanun yararına bozulması gerekmiştir.
 
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımın kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile HMK'nın 363/1, 2 maddeleri gereğince hükmün sonucuna etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, aynı maddenin son fıkrası uyarınca, gereği yapılmak üzere kararın örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.01.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 67 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/37 md.)

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.

(Ek fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.11) "Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”




 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 23-07-2020

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02226305 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.