Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Bölge Adliye Mahkemeleri Ve İstinaf

Yazan : Cüneyd Altıparmak [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Bölge Adliye Mahkemelerine ilişkin mevzuat açısından istinaf kurumuna değinilmiştir.
Yazarın Notu
Daha Önce Yayımlanmamıştır.THS İçin Hazırlanmıştır.

Bölge Adliye Mahkemeleri İle İstinaf Kurumunun


Uygulanmasına İlişkin Düzenlemelerin Esasları


Cüneyd ALTIPARMAK
Giriş
İstinaf ilk derece mahkemeleri tarafından nihai bir hüküm ile neticelendiren, davanın ikinci derecede, yüksek mahkemede yeniden görülmesi için müracaat edilen kanun yoludur. İstinafın başlıca iki uygulama şekli vardır. Bunlar ilkin; tam istinaf ve sınırlı istinaftır. Tam İstinaf;ikinci derece yargılama bütünüyle yeni bir usul takip edilir, istinaf mahkemesi hâkimi ilk derece mahkemesinden bağımsız olarak yargılamaya yeniden yön verir. Bunun sonucunda taraflara ilk derece mahkemesi önünde toplanan dava malzemesini tamamlama ve yenileme imkânı verilmiş olmaktadır. Tam istinafta, istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını hukuki ve usuli açıdan denetlemekle kalmaz, esas bakımından da inceler. Bu şekilde, hukuki uyuşmazlık da yeniden incelenmiş olmaktadır. Zaten tam istinaf ile amaçlanan yeni dava malzemesi ile yeni bir sonuca varmaktır. Sınırlı İstinafise ilk derece mahkemesince verilen kararın ondan daha nitelikli bir mahkeme tarafından kontrolünden ibarettir. Buna göre, istinaf derecesi, ilk derece mahkemesinin tespitleri ile bağlı tutulmakta ve kararını ilk derece mahkemesince toplanan dava malzemesine dayandırmaktadır. Sınırlı istinafın konusu ise ilk derece mahkemesinin dava malzemesine yönelik değerlendirme yapmak ve nihayet hukuki normlara ve kanuna uygunluğunun denetlenmektir. Bu tür bir istinaf modelinde dava malzemesinin temini aşaması, ikinci derece yargılamada tekrarlanmaz.
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunu (aymk, 26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı yasa) ile Türk Mahkemeleri yeniden düzenlenmiştir. Bu kanunla isminden de anlaşılacağı gibi getirilmek istenen müessese istinaftır. Bu görevi yerine getirmesi için de Bölge Adliye Mahkemeleri ihdas edilmiştir. Bu mahkemeler aracılığı ile “istinaf” kurumu yeniden işletilmeye başlayacaktır. Bu düzenleme, beraberinde yeni uygulamaları da beraberinde getirecektir. Bu yazıdaki amacımız getirilen yeni düzenlemeler ile istinaf kurumunun ana hatlarını belirlemek olacaktır.


I- Bölge Adliye Mahkemeleri ve İstinaf
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren; mahkemelerimiz ilk ve ikinci derece mahkemeleri olarak ikiye ayrılacaktır. İlk derece mahkemeleri hukuk ve ceza mahkemeleri (aymk m.2), ikinci derece mahkemeleri ise, bölge adliye mahkemeleridir (aymk m.3). Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur. Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine, değiştirilmesine veya bu mahkemelerin kaldırılmasına Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir (aymk m.25). Bölge adliye mahkemeleri, başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, bölge adliye mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur (aymk m.26). Her bölge adliye mahkemesinde bir başkan bulunur. Başkanlık, başkan ile yazı işleri müdürlüğünden oluşur (aymk m.27)[1].
Bölge adliye mahkemeleri, hukuk ve ceza dairelerinden müteşekkildir. Her bölge adliye mahkemesinde en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunur. Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur (aymk m.29). Her bölge adliye mahkemesinde bir Cumhuriyet Başsavcılığı bulunur. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısından oluşur. (aymk m.30) Bölge adliye mahkemelerinin görevleri temelde şu şekilde sıralanabilir: 1)Adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak, 2)Adlî yargı ilk derece mahkemesi olarak yargı çevresi içerisindeki adlî yargı ilk derece mahkemesi hâkimleri aleyhinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre açılacak tazminat davalarına bakmak, (aymk m.33), 3)Gerek CMK, gerek HMUK’ da ve özel kanunla verilen görevleri yerine getirmek. Kanun Bölge Adliye Mahkemelerini, Dairelere bölmüştür. Bunlar başlıca; Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleridir.
· Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin görevleri kanunda açıkça belirtilmiştir. Buna göre; 1) Adlî yargı ilk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamak, 2)Adlî yargı ilk derece mahkemesi olarak; yargı çevresi içerisindeki adlî yargı ilk derece mahkemesi hâkimleri aleyhine HMUK’a göre açılan tazminat davalarına bakmak, 3) Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, 4) Yargı çevresindeki yetkili adlî yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak

· Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerinin görevleri ise, başlıca, şunlardır: 1) Adlî yargı ilk derece ceza mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak, 2) Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek, 3) Yargı çevresindeki adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukukî veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir adlî yargı ilk derece ceza mahkemesine nakli hakkında karar vermek, kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak (aymk m. 37)
II- Ceza ve Hukuk Yargılamasında İstinaf
Ceza Yargılaması Açısından:Ceza Yargılamasında yasa yolları olağan ve olağanüstü yasa yolları olarak ikiye ayrılır. Bunlar olağan kanun yolları ve olağan üstü yasa yollarıdır. Olağan yasa yolları; itiraz, temyiz olağan kanun yolları arasındadır. İstinaf, kurulacak bölge adliye mahkemeleri ile yeniden getirildi (CMK m.260 vd.). Olağanüstü yasa yolları ise;Kanun yararına bozma (CMK m. 309–310), Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi (CMK m.308),Yargılamanın Yenilenmesi (CMK m.311) dir. Usule ilişkin bir konu olan istinaf müessesi Ceza Muhakemesi Kanunda düzenleme alına alınmıştır. Buna göre; a) İstinaf yargılaması “Bölge Adliye Mahkemelerinde” görülecektir, b) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf mümkündür (CMK m.272), c) Onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ölüm cezaları içeren hükümlerde otomatik istinaf uygulanır(CMK m.272), d) Hükme esas teşkil eden veya başka kanun yolu öngörülmemiş kararlar için hükümle birlikte istinafa başvurulabilir[2](CMK m.272), e) İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır[3](CMK m.273/1), f) Asliye ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki sulh ceza mahkemelerinin; ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye ve sulh ceza mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet Başsavcılığına geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler (CMK m.273/3), g) Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilirler (CMK m.273/5), h)İstinaf istemi, kanunî sürenin geçmesinden sonra veya aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacak bir hükme karşı yapılmışsa ya da istinaf yoluna başvuranın buna hakkı yoksa, hükmü veren mahkeme bir kararla dilekçeyi reddeder. İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı veya ilgililer, ret kararının kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bölge adliye mahkemesinden bu hususta bir karar vermesini isteyebilirler. Bu takdirde dosya bölge adliye mahkemesine gönderilir. Ancak, bu nedenle hükmün infazı ertelenemez (CMK m.276), ı) Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma alanı Ceza Muhakemeleri Kanunda açıkça belirtilmiştir. Buna göre, Bölge adliye mahkemesi, Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğ namesini, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
* İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine,
* İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddede belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
* Gerekli tedbirleri aldıktan sonra ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, karar verebilecektir (CMK m.280), j) Bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemez; bunlara karşı herhangi bir kanun yoluna gidilemez. İtiraz ve temyize ilişkin hükümler saklıdır (CMK m. 284)
Hukuk Yargılaması Açısından: Hukuk Yargılaması ile ilgili düzenleme hepimizin de bildiği gibi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunudur. Buna göre kanun yolları HMUK m. 427. maddesi ve müteakip maddelerde gösterilmiştir. Buna göre başlıca; temyiz (HMUK m.427 vd), karar düzeltme (HMUK m.440–442) ve yargılamanın iadesidir (HMUK m.445–454).
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun (5236s.k., K.Tarihi: 26/09/2004) ile istinaf yolu da hükme karşı gidilebilecek kanun yolları arasında yerini aldı. 5236 sayılı yasa HMUK’un birçok maddesini ya olduğu gibi değiştirdi, ya da yeni hükümler ekledi. Buna göre;

1- Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtay’a başvurulur. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay’ca belirlenir. Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay’ca verilen merci tayini kararları ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar. (5236 s.k. m.1)
2- Hâkimin reddi istemi ilk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir (5236 s.k. m.4,5,6,7,8)
3- Aynı mahkemede görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararları hakkında istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna; ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına; bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenmesi, Yargıtay da bozma sebebi teşkil etmez. (5236 s.k.m.9)
4- Kapalı yapılan duruşmalar hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümleri (Bkz: CMK m.182 vd.) uygulanacak ve mahkeme duruşmanın kapatılmasının sebebini açık duruşmada açıklayacaktır. (5236 s.k. m.10)
5- İlk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerine yapılacak eski hâle getirme istemleri, hadiseler hakkındaki usule, Yargıtay’da ileri sürülecek eski hâle getirme istemleri, temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir. (5236 s.k. m.11)
6- İlk derece mahkemelerinden verilen nihaî kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Miktar veya değeri bin lirayı geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda bin liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü bin lirayı geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihaî kararlarına karşı bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir. (5236 s.k. m.15)
7- İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. İstinaf dilekçesinde; başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı ve adresleri, varsa yasal temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı, kararın başvurana tebliğ edildiği tarih, kararın özeti, başvuru sebepleri ve gerekçesi, istem sonucu, başvuranın veya varsa yasal temsilci yahut vekilinin imzası bulunur. İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir. (5236 s.k. m.15)
8- İstinaf yoluna başvuru süresi on beş gün, 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kurumları hakkında otuz gündür. Bu süre, ilâmın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır. (5236 s.k. m.15)
9- İstinaf dilekçesi, yasal süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar. (5236 s.k. m.15)
10- İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı onbeş gün içinde cevap verebilir. İstinaf yoluna başvuran, bu isteminden feragat eder veya istemi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın istemi de reddedilir. (5236 s.k. m.15)
11- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği, kararın kesin olduğu, başvurunun süresi içinde yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilmediği, başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir. Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır. (5236 s.k. m.15)
12- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşılık dava açılamaz, davaya katılma isteminde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 45 inci maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince re'sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bölge adliye mahkemeleri için yetki sözleşmesi yapılamaz. İlk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği hâlde incelenmeden reddedilen veya mücbir bir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince incelenebilir. (5236 s.k. m.15)
13- Bölge İdare Mahkemelerini vereceği kararlarda; kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve tutanak kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları, tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde katılanların kimlikleri ile varsa yasal temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, ilk derece mahkemesi kararının özeti, ileri sürülen istinaf sebepleri, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen olaylarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep, hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi, kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile tutanak kâtibinin imzaları, hüküm sonucu kısmında ise gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istem sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç veya tanınan hakların, tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir. (5236 s.k. m.15)
14- Bölge Adliye Mahkemelerinin vereceği kararların bir kısmı kesindir. Kanun yolu kapalıdır. Temyiz edilemez. Bunlar a)Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup gayrimenkulün aynına ilişkin olan davalar hariç olmak üzere, miktar veya değeri beş bin lirayı geçmeyen davalara ilişkin kararlar. b) Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar. c)Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar. d)Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar. e)İrs ve soy bağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar. f)Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukukî veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar[4] (5236 s.k. m.15).
Sonuç
Getirilen yeni düzenlemeler ile Yargı Mekanizması yeni bir çehre kazanmıştır. Bu kanuni düzenlemeler ile varılmak istenen sonuç, ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında bir kurum oluşturarak Yargıtay’ın iş yükünü azaltmak ve tam anlamıyla adil sonuçlara ulaşmaktır. Yargıtay’ın iş yükünü azaltmak, ilk derece mahkemelerindeki küçük çaptaki uyuşmazlıkların çözümünü Yargıtay’a bırakmamaktır. Böylece Yargıtay’ın ‘İçtihat Kurumu’ olma durumu pekişecektir. Nitekim bugün birçok ülkede ‘istinaf’ kurumu vardır. Böyle bir müessesini kurulması Adil Yargılamanın gereklerinden sayılabilir. İstinaf kanun yolu hukuk devletinin gereğidir. İstinafın kabulü ile yargılama biraz daha uzun sürebilir, bu, yargılamanın makul sürede tamamlanması açısından bir sorun yaratmaz. Ancak bunun yanında, Avukatlık mesleği içinde değişiklik yaparak zorunlu avukatlık kurumunun getirilmesi gerekir. Her derece mahkemesinde görev görecek avukatlar konusunda sınırlamaların yapılması ve İstinaf Mahkemelerinin geniş bir inceleme alanı içerisinde yer alması sağlanmalıdır.






[1] Bölge adliye mahkemesi başkanının bulunmadığı hâllerde kurulun başkanlığını daire başkanlarından kıdemli olanı yerine getirir. Daire başkanının mazereti hâlinde, o dairenin kıdemli üyesi kurula katılır. (AYMK m.28)

[2] CMK m.272/3 aşağıdaki gibidir:
“ Ancak;
a) Sonuç olarak belirlenen ikibin lira dahil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine,
b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine,
c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere,
Karşı istinaf yoluna başvurulamaz.”

[3] Başvuru yapmak isteyen, tutuklu ise; CMK m. 263 hükümleri uygulanacaktır. Madde metni aşağıdaki gibidir.
Tutuklunun kanun yollarına başvurması
MADDE 263. - (1) Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabilir.
(2) Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir.
(3) Kurum müdürüne başvuru hâlinde ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapılarak, tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt kâtibi başvuruyu ilgili deftere kaydeder.
(4) Zabıt kâtibi veya kurum müdürü tarafından ikinci fıkra hükmüne göre işlem yapıldığı zaman kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler kesilmiş sayılır.


[4] Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, beş milyar liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl istemin kabul edilmeyen bölümü beş milyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir (5236 s. Kanun m.15).
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Bölge Adliye Mahkemeleri Ve İstinaf" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cüneyd Altıparmak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
24-08-2007 - 10:40
(6104 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 11 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 10 okuyucu (91%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (9%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
16232
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 13 saat 51 dakika 21 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,66 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 26622, Kelime Sayısı : 2813, Boyut : 26,00 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 6 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 659
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,07715607 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.