Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Cumhuriyet Savcılarının Görev Ve Yetkileri

Yazan : Murat Yücel [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
Savcılık kurumunun tanımı, tarihi, teşkilatı, Türkiye'deki durumu ve Cumhuriyet Savcılarının CMK - CMUK ve diğer kanunlarda sayılmış belli başlı görev yetkilerine kısa bir bakış.
Yazarın Notu
Bu makalenin bilimsel bir iddiası yoktur. SÜHF Ceza ve Ceza Usul ABD 2005 yılı araştırma ödevi olarak sunulmuştur.

CUMHURİYET SAVCILARININ GÖREV VE YETKİLERİ
I – SAVCILIK KURUMU
A – Tanımı


B - Ülkemizdeki Gelişimi


C - Teşkilatı
II – SAVCILARIN GÖREV VE YETKİLERİ

A – SAVCILARIN YARGISAL GÖREV VE YETKİLERİ

1 – CEZA YARGILAMASINA İLİŞKİN GÖREV VE YETKİLERİ
a – 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na göre

aa – Araştırma ve Soruşturma Yapmak

bb – Kamu Davasını Açmak ve Yürütmek

cc – Kanun Yollarına Başvurmak

dd – Cezaları İnfaz Etmek
b – 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile değişen hususlar
2 – MEDENİ YARGILAMAYA İLİŞKİN GÖREV VE YETKİLER
a – Bazı Hukuk davalarını Açmak ve Yürütmek

aa - 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre

bb - 2908 Sayılı Dernekler Kanunu Hükümlerine Göre

cc - 1587 Sayılı Nüfus Kanunu Hükümlerine Göre
B – CUMHURİYET SAVCILARININ İDARİ GÖREV VE YETKİLERİ
1 - 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu Hükümlerine Göre

2 - 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu Hükümlerine Göre

3 - 1518 Sayılı Noterlik Kanunu Hükümlerine Göre

4 - Diğer Bazı Düzenlemelere Göre

KAYNAKÇA
KISALTMALAR CETVELİ

I. SAVCILIK KURUMU
A – Tanımı
Savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve
soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yürütme erki içinde yer alan bir devlet memuru olarak tanımlanabilir.[1]
B – Ülkemizde Savcılığın Gelişimi
Osmanlı Devleti’nde şer’i mahkemeler zamanında savcılık kurumu bulunmuyordu. Savcılık kurumu hukuk sistemimize Tanzimat Dönemi kanunlaştırma hareketleri ile birlikte girmiştir. Tanzimat Dönemi’nde her ne kadar ilk kanunlaştırma hareketleri ceza hukuku alanında olmuşsa da 1840 ve 1858 tarihli ceza kanunnamelerinin çıkarıldığı dönemde de Osmanlı adliye teşkilatında savcılık kurumu henüz yoktur.
Ancak 1864 tarihinde Vilayet Nizamnamesi ile başlayan düzenleme süreci 1870 tarihli Dersaadet ve Mülhakat-ı İdare-i Zabıta ve Mülkiye ve Mehakim-i Nizamiyesine Dair Nizamname ile ilk kez “müdde-i umumi” terimi kullanılmıştır. Savcılık 1876 tarihli Kanun-i Esasi ile birlikte anayasal bir zemine kavuşmuş ve nihayet 1879 tarihinde çıkarılan Mehakim-i Nizamiyye’nin Teşkilat-ı Kanun-ı Muvakkatı ile de ülke genelindeki mahkemelerde savcılık teşkilatları kurulmaya başlanmış ve aynı yıl çıkarılan Usul-i Muhakemat-ı Cezaiye Kanun-ı Muvakkatı ile de savcılık kurumu görev ve yetkileriyle birlikte düzenlenmiştir.[2]
Cumhuriyetle birlikte yürürlüğe giren 1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile de savcılık kurumu gerçek hüviyetine bürünmüştür. Savcıların görev ve yetkileri ise çok çeşitli kanunlarda dağınık bir şekilde düzenlenmiştir.
Ülkemizde savcılık teşkilatı kurulurken Fransız savcılık sistemi benimsenmiştir. Fransa’daki “Procureur de la république” terimi dilimize “Cumhuriyet Savcısı”[3] olarak alınmıştır.[4] Bu sisteme göre savcı devleti temsil eder ve yasalara bağlılığın da bir simgesidir. Devleti temsil ettiği için de suç ve suçlulukla mücadelede yetkilerini devlet adına kullanır. Cumhuriyet Savcısı, sadece sanığın aleyhindeki delilleri toplamakla yetinemez, sanığın lehine de delil toplamak görevleri arasındadır. Ayrıca savcı kamu davası açtıktan sonra sanığın suçsuz olduğu kanaatine varırsa sanığın beraatını dahi talep edebilir. Dolayısıyla savcılık kurumunun amacı, sadece sanığa suç isnat etmek için gereken delilleri toplayıp salt iddia faaliyetinde bulunmak olarak anlaşılmamalıdır. Savcılıkta amaç yargılama sonucu adil bir karar verilmesine yardımcı olmaktır.
C – Teşkilatı
Savcılık kurumu, yürütme içinde yer aldığı için savcılıkta idari bir görevdir. Savcılar da hukuki statü bakımında devletin bir ajanı konumundadırlar
.
Her asliye ceza mahkemesinin yargı çevresinde bir Cumhuriyet Başsavcısı ve yeteri kadar da Cumhuriyet Savcısı bulunur. Ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesinin bir dairesi olduğundan ayrıca bir savcılık teşkilatı kurulmamıştır. Dolayısıyla ağır ceza mahkemesi yanında bulunan savcılık aynı zamanda ağır ceza mahkemesinin de savcılığı olmaktadır. Sulh ceza mahkemelerinin savcılık teşkilatı da o yer asliye ceza mahkemesi yanında bulunan savcılık teşkilatıdır.
Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 1 Nisan 2005’te yürürlüğe girmesiyle ilk derece mahkemeleri teşkilatı yeniden yapılandırılmış olacaktır.[5] Bu kanunla birlikte aynı zamanda ilk derece cumhuriyet başsavcılığı teşkilatı yeniden düzenlenmiştir. ( m 16 ila 22 ) Mahkeme bulunan her il merkezi veya ilçede o il veya ilçenin adı ile anılan bir Cumhuriyet Başsavcılığı kurulacaktır. Yani her ilçede asliye mahkemesi yargı çevresinde görevli ve yetkili olacak bir savcılık teşkilatı kurulması uygulaması son bulacaktır. Artık iş yükü yoğunluğu dikkate alınarak hangi ilçelerde ceza mahkemesi kurulacağı Adalet Bakanlığı’nca belirlenecektir.
İl ve ilçe Cumhuriyet Başsavcı vekilleri atanması yetkisi, gerekli görülen yerlerle sınırlı olarak ve Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine, HSYK’ye verilmiştir. ( m 16 / 2)
Ağır ceza mahkemesin Cumhuriyet Başsavcısının, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresinde görevli Cumhuriyet Başsavcıları, Cumhuriyet Başsavcı vekilleri, Cumhuriyet Savcıları ile bağlı birimler, asliye ceza mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısının ise o yer yargı çevresinde görevli Cumhuriyet savcıları üzerinde denetim ve gözetim yetkileri olacağı hükme bağlanmıştır.
Bölge adliye mahkemeleri kurularak yargılama sistemimiz iki derecelilikten üç dereceli bir hale getirilmiştir. Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulacaktır (m.25).
Her bölge adliye mahkemesinde bir Cumhuriyet başsavcılığı bulunacaktır ve başsavcılık, Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısından oluşacaktır. En kıdemli Cumhuriyet savcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili olarak görev yapacaktır.
Yargıtay’ın yanında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bulunur. Yargıtay’ın savcılık teşkilatı, Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet Başsavcı Vekilli, Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı ve Cumhuriyet başsavcı yardımcılarından oluşur. Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalarda da savcılık görevini Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcı vekili yapar.
Danıştay’da savcılık görevini Başkanunsözcüsü ve diğer savcılar yapar. Askeri mahkemelerde ise savcılık görevi askeri savcılar eliyle yürütülür.
Cumhuriyet başsavcısı ile Cumhuriyet savcıları arasında bir hiyerarşi bağı olması dolayısıyla Cumhuriyet Başsavcısı’nın diğer Cumhuriyet savcıları üzerinde bir gözetim (nezaret) ve denetim yetkisi vardır.Bu hiyerarşi ilişkisi iç ilişkide geçerlidir. Dış ilişkide ise savcılık bir bütündür. Savcılıktaki bu birlik bir hiyerarşinin varlığıyla işlevsellik kazanmış ve bütün savcıların Adalet Bakanı’na bağlanmasıyla bu hiyerarşi bir teşkilat hüviyetine bürünmüştür.
Başsavcı savcılık makamını temsil eder ve diğer savcılara emir verebilir. Cumhuriyet Başsavcıları, bu yetkisini savcılığı yönetmek, denetlemek, Cumhuriyet savcılarına dava açma konusunda emir vermek ve ikame yetkisini kullanıp bir davayı bir Cumhuriyet savcısından alıp diğer bir Cumhuriyet savcısına vermek veyahut da davaya kendisi devam etmek suretiyle kullanabilir.
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcıları birinci sınıfa ayrılmış ve Yargıtay üyeliğine seçilme hakkını yitirmemiş; bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcıları hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az sekiz yıl görev yapmış ve üstün başarısı ile bölge adliye mahkemesinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca atanacaktır.
Bunlar, dört yıldan önce başka bir yere veya göreve atanamayacaklar, ancak meşru mazeretleri durumunda muvafakatleri alınarak veya haklarında yapılacak soruşturma sonunda görev yeri veya görevlerinin değiştirilmesine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca karar verilebilecektir.
Savcılık adli görev ifa eden bir organ olarak kabul edilir. Belirli bir bölgedeki mahkeme teşkilatlarında görevli savcılar tek bir savcılıktır. Savcıların aynı mahkemede şahıs olarak değişmiş olsalar bile aynı savcılığı temsil etmelerine savcılığın bölünmezliği ilkesi denilmektedir.[6]
Savcıların atanması konusunda literatürde “savcının devlet tarafından atanması” ve “savcının halk tarafından atanması” olmak üzere iki sistem vardır. Bizim hukuk sistemimiz açısından geçerli olan savcıların devlet tarafından atanmasıdır. Savcıların mesleğe alınmaları, atanmaları ve her türlü özlük işleri ile ilgilenmek üzere Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kurulmuştur.[7]
Savcılar sadece idari görevleri bakımından Adalet Bakanı’na bağlıdırlar. İdari görevleri dışında kural olarak bağımsız hareket ederler. Anayasa’nın hakimler için tanımış olduğu hakimlik teminatı savcılar için de geçerlidir. ( 1982 A.Y. 139) Savcıların da hakimler gibi birtakım teminatları varsa da, onlar gibi bağımsız değildirler. Ancak cumhuriyet savcıları görevlerini yaparken mahkemelerden bağımsız hareket ederler. Mahkemeler savcılara emir veremeyeceği gibi, savcılarla hakimler arasında da herhangi bir hiyerarşi bağı yoktur.
Adalet bakanı kamu davası açması için Cumhuriyet Savcısına emir verebilir. Ancak bu durum hiçbir zaman açılması gereken bir kamu davasının açılmaması veya belirli bir zaman diliminde açılmaması gibi olamaz. Adalet Bakanı’nın emir vermesinin amacı kamu davasının açılması için gerekli şartlar oluştuğu halde kamu davasını açmayan Cumhuriyet Savcısını harekete geçirmektir. Yoksa Adalet Bakanı, idari bakımdan kendisine bağlı olan savcıları partisinin siyasi bir temsilcisi haline getirmemelidir.[8] Adalet Bakanı’nın savcıya dava açması konusunda emir vermesi halinde savcı kamu davasını açmak mecburiyetindedir.(CMUK.148) Fakat savcı davayı açtıktan sonra ileri süreceği iddia konusunda serbesttir. Sanığın mahkumiyetini isteyebileceği gibi beraatını da talep edebilir.
Valilerde kamu davası açılması için kendi görev alanları içindeki savcılara emir verebilir. Savcılar mucip bir sebep ileri sürerek dava açmaktan kaçınabilirlerse de valiler Adalet Bakanı’ndan dava açılması konusunda bir talepte bulunabilir.Adalet Bakanı bu talebi haklı görürse dava açılmasını Cumhuriyet savcısına emredebilir. (CMUK.148/4)
Cumhuriyet Savcıları, idari, mali ve denetime ilişkin görevlerini yerine getirirken ise Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı genelgeleri ve müfettişlerin tavsiyelerini dikkate almak durumundadır.
II.CUMHURİYET SAVCILARININ GÖREV VE YETKİLERİ
Cumhuriyet Savcıları bir yargılama sujesi olduklarından bazı görev(ödev)lere sahip oldukları gibi birtakım yetkileri de haizdirler.
Savcıların görev yetkileri, yargılama sujesi olarak hukuki ilişkilerde aktif veya pasif olmalarına göre belirlenebilir. Pasif görünüş göreve, aktif görünüş ise yetkiye işaret eder.
Dolayısıyla Cumhuriyet Savcısı, ceza yargılamasında pasif suje olduğunda görevli, aktif suje olduğu durumlarda ise yetkilidir.[9]
Savcının pasif suje olduğu ilişkilerde zorunlu ve ihtiyari bazı görevleri vardır. Savcının zorunlu görevlerinin başında kamu davasını açmak ve yürütmek gelir. Savcı bu görevlerini yaparken hangi mahkemenin savcılık teşkilatında görevli ise , o yerde yetkilidir.
Savcı bakımından yetki genel ve özel olarak ele alınabilir. Özel anlamda savcının yetkisi denildiğinde ceza yargılamasına ilişkin bazı işlemler akla gelir. Örnek olarak savcının ifade alması, keşif ve otopsi yapmasını verebiliriz. Genel anlamda yetki ise bir adli organ olarak savcılığın faaliyet alanına işaret eder.[10]
Yetki, madde, görev ve yer bakımından ayrı ayrı ele alınabilir. Madde bakımından yetki denildiğinde savcılığın bir adli organ olarak kullanabileceği yetkinin tamamı anlaşılır. Hukuk sistemimizde madde bakımından yetki konusunda savcılar arasında bir farklılık yoktur. Görev bakımından yetki denildiğinde ise ilk derece, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay’ın savcılık teşkilatları arasındaki fark anlaşılır. Yer bakımından yetki sebebiyle her savcılık teşkilatının faaliyet alanı, ülkenin belirli bir parçasına tekabül etmektedir. Savcıların yer bakımından yetkileri yanında bulundukları mahkemenin yetkisi ile belirlenir. Belirli bir ağır ceza mahkemesinin yer bakımından yetkili olduğu işlerde, o mahkemenin yanında durumunda olan savcılık da yetkilidir. Buna karşılık araştırma işlemleri bakımından yetkili olup olmamak söz konusu değildir. Hangi savcılığın görev alanına girdiği belli olmayan suçlarda kendisini yetkili gören savcı derhal olaya el koyabilir.
Cumhuriyet savcılarının görev ve yetkilerini yargısal ve idari görevler olarak ayırmak mümkündür.
A – CUMHURİYET SAVCILARININ YARGISAL GÖREV VE YETKİLERİ
Bu başlık altında Cumhuriyet Savcıları’nın yargısal görevleri CMUK hükümlerine göre anlatılacak, 5271 sayılı CMK’nın getirdiği düzenlemeler diğer bir başlık altında incelenecektir.
Cumhuriyet savcılarının yargıya ilişkin görevlerini Ceza Yargılaması’na ilişkin görevler ile Ceza Yargılaması’na ilişkin olmayan ( medeni yargıya ilişkin )görevler olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür.
1- Ceza Yargılaması’na ilişkin görev ve yetkileri
a- 1412 sayılı CMUK Hükümlerine Göre
Suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte Cumhuriyet Savcısı’nın, suç haberinin ciddi olup olmadığını araştırmak, ciddi bir suç haberi olduğu kanaatine vardığında gerekli tedbirleri alıp diğer şartlarında oluşmasıyla birlikte kamu davasını açmak ve yürütmek başlıca görevleri arasındadır.
Savcının kanuni görevlerini yerine getirmemesi cezai sorumluluğunu gerektirir. (TCK.230)
aa- Araştırma ve Soruşturma Yapmak
Suç haberinin alınması üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanılmasını ifade eden ilkeye “araştırma mecburiyeti ilkesi” denilmektedir.[11]
İhbar ve şikayet üzerine suç işlendiğini haber alan Cumhuriyet savcısı, kamu davasını açmaya gerek olup olmadığını belirleyebilmek amacıyla araştırma ve soruşturma faaliyetine başlar. (CMUK 153) Gecikilmesi durumunda zarar umulan hallerde, Cumhuriyet savcısı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür; bu tedbirler arama, elkoyma, toplatma ve yakalama gibi olabilir. Savcılar, coğrafi bakımından yetkili bulundukları sınırlar (il veya ilçe sınırları) içinde işlenen suçlarda soruşturma yapmak ve dava açmakla yetkili ve görevlidirler. Cumhuriyet savcıları, yargı sınırları dışında işlenen suçlarda soruşturma yapamaz ve dava açamazlar.
Cumhuriyet Savcısı bu görevini yerine getirirken her türlü delili göz önünde bulundurmalı, yalnızca sanığın aleyhine olabilecek delilleri toplamakla yetinmemelidir. ( CMUK 153/2)
Cumhuriyet Savcısı’nın araştırma yapma görevine Cumhuriyet Savcısı’nın “hazırlık soruşturması yapması” da denir. Cumhuriyet savcısı hazırlık soruşturması yaparken gerekli bilgiyi bütün memurlara bu konuda emir vermek suretiyle elde edebilir. Hazırlık soruşturmasında savcının emriyle kolluk da delil toplar.Sulh hakiminin soruşturma işlemlerini yapmak ve bu arada delil toplamak yetkisine sahip olduğu durumlarda, bunun dışında kalan ( örneğin kamu davasını açmak gibi ) görevleri yapmak savcının yükümlülüğüdür. ( CMUK m 160)
Hazırlık soruşturması; suç haberinin soruşturmayı yapmakla yetkili olan makama ulaşması ve başlangıç şüphesinin oluşmasıyla başlatılır.[12] Yetkili makamlar suçu şu şekilde öğrenebilirler:
  • Hazırlık soruşturması yapmakla görevli makamlar suçu bizzat (resmen) öğrenebilirler.
  • Suçtan doğrudan bir zarara görmeyen herhangi bir kişinin veya kamu makamlarının (vali, kaymakam, emniyet amiri gibi) suç işlendiğini ihbar etmesi ile,
  • Suçtan zarara gören kişiler ile, onlar adına veli, vasileri veya vekillerinin şikayeti üzerine,
  • Takibi (kovuşturulması) şikayete tabi suçlar[13] da suçtan zarar görenin görevli mahkemeye şahsi dava açmasıyla,
  • Kovuşturulması Adalet Bakanı’nın talebine bağlı suçlar ile (TCK 3,4,6,7) kamu makamlarının başvurusuna bağlı suçlarda Adalet Bakanı veya kamu makamının talebi ile suç işlendiğini öğrenebilirler.
Esas olarak hazırlık soruşturmasını yapmak görevi Cumhuriyet Savcısınındır.Ancak Cumhuriyet Savcıları soruşturmayı bizzat kendileri yapmak yerine yardımcıları sıfatıyla kolluk makam ve memurlarına (polis ve jandarmaya) da yaptırabilir. Cumhuriyet Savcıları kolluk makamlarının başlayıp sürdürmekte olduğu soruşturmaya da her an müdahale edebilir ve kaldığı yerden soruşturmaya devam edebilir.
Hazırlık soruşturmasını belli başlı özellikleri ise gizli ve yazılı olması, farklı yerlerde ve farklı kişiler tarafından yapılan işlemlerin sonradan birleştirilebilmesi ve acele işlerden olduğundan soruşturmanın geciktirilmeden tamamlanması mecburiyetidir.
Ceza muhakemesinin amacına ulaşabilmesi için yargılamanın ilk aşaması olan hazırlık soruşturmasının en iyi şekilde yapılması gerekmektedir. Hazırlık soruşturmasına gereken dikkat ve özenin gösterilmesinin ceza yargılaması bakımından umulmadık faydaları vardır.[14]
Suçun ihbarı, olayın resmen öğrenilmesi veya şikayet yoluyla suç haberi kendisine ulaşan Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başlayıp suç haberinin doğru olup olmadığını araştırır. Suç haberinin doğru olduğunun anlaşılmasıyla birlikte yapılacak en önemli iş delillerin karartılmadan bir an evvel toplamasıdır. Olay yerinde yapılan keşfin, otopsinin yetersiz olması, taksirli suçlar bakımından sanığın kusurlu olup olmadığının olay yerinde tespit edilmemesi yargılamanın gecikmesine neden olduğu gibi delillerin kararması ( ortadan kalkması) ile somut gerçeği bulmayı amaçlayan ceza yargılaması faaliyetinin amacına ulaşmasına engel olacaktır.[15]
CMUK’da 1985 yılında 3206 sayılı kanunla yapılan bazı değişikliklerle ilk soruşturma aşaması kaldırılmıştır.[16]
Delil toplama işlemi sırasında, bazen temel hak ve hürriyetlere müdahale söz konusu olabilir. Söz konusu bu müdahalelerin ( elkoyma, arama vb. gibi) oranlılık ilkesi çerçevesinde olması gerekir.[17]Hazırlık soruşturması esnasında sanığın karşılaşabileceği kötü muameleye maruz kalma, ifadesinin suçla bağlantılı olabilecek şekilde tahrif edilmesi gibi risklere karşı korunması da ayrıca önemli bir konudur. Bu risklerin önüne geçebilmek ve hazırlık soruşturması süresince neler olup bittiğinin şüpheye yer bırakmayacak bir biçimde aydınlatılabilmesi için de sanığa birtakım haklar verilmesi gerektiği belirtilmektedir.[18]
Hukuka aykırı yollardan delil toplanması, örneğin sanığa işkence edilerek suçun ikrar ettirilmesi veya şartlarının yerine getirilmeden arama yapılması suç teşkil eder. (TCK 243, 194) Gecikilmesinde sakınca bulunan durumlarda savcı keşif yapabilir. ( CMUK 78) Ayrıca bu gibi durumlarda Cumhuriyet Savcıları otopsi ve ölü muayenesinde de yetkili sayılmışlardır. (CMUK 79)
Hazırlık soruşturmasının tüm işlemleri çocuk ve gençler için de uygulanır. ÇMK’ya göre, küçük ve genç için hazırlık soruşturması bizzat Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet savcılarınca yürütülmelidir.[19] Cumhuriyet savcısı diğer bazı suçlara ilişkin hazırlık soruşturmasını da bizzat kendisi yapmak durumundadır.[20] Sanığın sorgusu, tanık ve bilirkişilerin dinlenilmesi veya bir keşif ve muayene esnasında Cumhuriyet Savcısını yanında bir zabıt katibi bulunmalıdır. (CMUK 161)
Hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması gereken işlemler ise kısaca şöyle sayılabilir:
  • Sanık, mağdur ve tanıkların celbedimesi ve dinlenilmesi
  • Muayenesi gereken sanıkların muayenelerinin yaptırılması
  • Nüfus kayıtları ile ilgili bilgilerin çıkartılması
  • Adli sicilden varsa sabıka kayıtlarının alınması
  • Şuçla ilgili eşyalarının emanete alınması
  • Gerekirse tutuklu sanığın salıverilmesi (CMUK 126)
  • Suçluların iadesi ile ilgili olarak gerekli işlemlerin yapılması
  • Gıyabi tutukluların yakalanmasını temin etmek
  • Defnedilen ölünün muayenesi ve otopsi yapılması
  • Gecikilmesinde sakınca olan durumlarda keşif ve otopsi yapılması, bilirkişi tayin edilmesi, arama ve yakalamaya karar verilmesi
Cumhuriyet savcısının hazırlık soruşturmasında hakimden yapılmasını talep edebileceği işlemler ise,
  • Gecikilmesi sakıncalı olmayan durumlarda, keşif ve otopsi yapılması, bilirkişi tayin edilmesi, yakalama ve arama kararı verilmesi
  • Sanığın tutuklanması ve sorgusunun yapılması
  • Müsadere kararı verilmesi
  • Sanığın gözaltına alınması
  • Muhbir ve müfteriye masraflarının yükletilmesi
Cumhuriyet savcısı soruşturma sonunda sanığın suçluluğunu ortaya koyabilecek herhangi bir delil bulamamış ve sanık hakkında kuvvetli bir şüphe oluşmamış ise takipsizlik ( kovuşturmaya yer olmadığı ) kararı verecektir. Sanık hakkında kamu davası açabilmek için kuvvetli bir isnada ihtiyaç vardır. Suç işlendiğine dair bu isnadın yapılabilmesi için yeterli delil varsa kamu davası açılacak, yoksa takipsizlik kararı veyahut da suçu işleyenin kimliği belirli değil ise, failin bulunabilmesi için soruşturma evrakının daimi aramaya alınması kararı verilecektir. Cumhuriyet savcısı önüne gelen soruşturma evrakı ile ilgili olarak mutlaka bir karar vermekle yükümlüdür.
Cumhuriyet savcısı yaptığı soruşturma sonunda yeterli delil bulursa sanık hakkında kamu davasını açmak mecburiyetindedir.
bb - Kamu davası açmak ve Yürütmek
Hazırlık soruşturması sonunda toplanan delillerin Cumhuriyet Savcısı tarafından takdir edilip suç şüphelerinin ciddi olduğu kanaati oluşursa kamu davası açılacaktır. Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden bu ilkeye kovuşturma mecburiyeti ilkesi denilmektedir. ( CMUK 163)
Hazırlık soruşturması sonuçlandığında failin işlediği fiilin suç teşkil ettiğinin tespiti ile hakkında kamu davası açıldığı takdirde şüpheli sanık statüsüne girecekti. Ancak hazırlık soruşturması sırasında şüpheli hakkında yeterli delil bulunması halinde de tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen şüpheli şahıs da sanık statüsüne girmektedir. Genel af, ölüm, zamanaşımı veya sanık hakkında beraat kararı verilmesi ile kovuşturma sona ereceğinden sanıklık sıfatı da son bulacaktı.[21] Sanığın belirli bir suçundan dolayı cezalandırılması ve ikinci bir suçundan dolayı alacağı cezanın bu cezaya herhangi bir etkisinin olmayacağı anlaşıldığı takdirde Cumhuriyet Savcısı sanık hakkında bu suçtan dolayı kamu davası açmayacaktır. ( CMUK 149)
Kamu davasını açmak Cumhuriyet savcısının bir yetkisidir. CMUK.148/2’de Kamu davasını açmak yetkisi sadece Cumhuriyet savcılarına tanınmış ve her ne kadar bu konuda savcılar lehine bir tekel oluşturulmuş olsa da, muhtelif kanunlarla bu kurala istisnalar getirilmiştir. Bu istisnalara bir örnek olarak Başbakan ve bakanlar haklarında TBMM üye tam sayısının en az onda birinin vereceği önergeyle soruşturma açılabilmesi verilebilir. Ayrıca kara para suçları yönünden savcının suç haberinin ulaşmasıyla kendiliğinden araştırma yapma yetkisi ve mecburiyeti sınırlandırılmıştır.[22]
Kamu davasının açılabilmesi için bazı şartların oluşması gerektiğini daha önce belirtmiştik. Bu şartları kısaca sayacak olursak;
  • Fiilin belirli olması
  • Failin belirli olması
  • Ceza takibini gerektirecek yeterli delil bulunması
  • Dava şartlarının gerçeklemiş olmasıdır.
Böylece somut olayda fiil ve failin belirlenmiş, yeterli suç şüphesi oluşmuş ve dava şartları da gerçekleşmişse savcı dava açmaktan kaçınamaz. Kamu davası açmaya mecburdur. Eğer savcı dava açmak mecburiyetinde olmamış olsa idi o zaman burada da kovuşturma mecburiyeti ilkesi değil maslahata uygunluk ilkesi söz konusu olacaktı. Ceza yargılaması hukukumuzda maslahata uygunluk ilkesi kabul edilmemiştir.[23]
Son soruşturmaya başlanılması ancak kamu davasının açılması ile mümkündür. (CMUK 147) Yukarda bahsolunan şartlar gerçekleştiğinde Cumhuriyet savcısı bir iddianame hazırlayarak kamu davası açacak ve böylece son soruşturma aşamasına geçilmiş olacaktır.
Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılmasına karar verildiği takdirde düzenlenen iddianamede sanığın açık kimliği; adı, soyadı,doğum yeri ve tarihi, ana ve baba adı, nüfusa kayıtlı olduğu yer, oturduğu yer, medeni hali, işi ve eğitim durumu belirtilmelidir. Sanığa isnat olunan fiil de ayrıca ayrıntılı bir şekilde belirtilir.
Hazırlık soruşturması sırasında fiilin şahsi dava yoluyla kovuşturulması gereken suçlardan olduğu anlaşılırsa, suçun işleniş şekli, mağdurun kişiliği ve suçun işlendiği yer gibi birtakım hususları dikkate alan Cumhuriyet savcısı tarafından kamu davasının açılıp açılmamasına karar verilecektir.[24]
Cumhuriyet Savcısı kamu davasını açtıktan sonra geri alamaz ve iddianameyi değiştiremez. Ancak bazı yazım hataları ve esasa ilişkin olmayan maddi hataların düzeltilmesi mümkündür.
Cumhuriyet Savcısı sulh ceza mahkemelerindeki duruşmalarda hazır bulunmaz. Ancak savcı bu mahkemelerin verdiği kararlardan temyizi kabil olanları tefhim tarihinden itibaren temyiz edebilir. Asliye ve ağır ceza mahkemelerinde ise savcı bizzat bulunur.25 Kendisine tanınan yetkileri usulüne uygun olmak kaydıyla kullanır. Cumhuriyet Savcısının duruşmada talep edebileceği belli başlı hususlar ise şunlardır:
  • Kendi gösterdiği tanıkları dinlemek ve isticvap etmek ( CMUK 232 )
  • Sanıklara soru sormak
  • Tanıkların verdiği çelişkili beyanların giderilmesini, keşif yapılmasını, yetersiz bilirkişi raporlarının başka bilirkişilere gönderilmesini sağlamak
  • Duruşmaların kanuni esaslara açık veya gizli göre yapılmasını, delillerin ikamesi sırasında sanık veya varsa müdahil birlikte istemde bulunursa herhangi bir delilden vazgeçilmesini sağlamak ( CMUK 238)
  • Sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespitini veya gözetim altına alınmasını talep etmek
  • Sanığın tutuklanması veya serbest bırakılmasını, suç vasfının değişmesi halinde sanığa ek savunma hakkı verilmesini, sanığın duruşma esnasında ortaya çıkan bir suçundan dolayı onayı alınarak davanın birlikte görülmesini talep etmek
  • Davanın mahkemenin görevine girmediği(görevsizlik iddiası) veya iddianame okunmadan önce yetkisi dışında olduğu( yetkisizlik iddiası) kanaatinde ise bu iddiaları ileri sürmek[26]
Nihayet Cumhuriyet savcısı, somut olayın niteliğine göre maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için sanığın lehinde veya aleyhinde yapılması gerekli olan her türlü iddiayı ileri sürmeye veya müdahil ile varsa vekillerinin taleplerine karşı cevap vermeye yetkili ve aynı zamanda görevlidir. Bu taleplerin reddi halinde itirazı kabil olanlara acele itiraz edebileceği gibi temyizi kabil olanları da esas hükümle birlikte temyiz edebilir.
Delilerin ikamesi ve tartışılması bittikten sonra söz önce davacıya sonra Cumhuriyet Savcısına verilir. Cumhuriyet savcısına söz verildiğinde savcının incelemenin genişletilme-sine ilişkin başka bir talebi yoksa, mahkeme başkanı tarafından esas hakkındaki mütalaası istenir. Cumhuriyet savcısı mütalaasında sanığın beraatını veya mahkumiyetini, duruşmanın tatilini, davanın düşmesini, ceza tertibine yer olmadığı kararı verilmesini, davanın reddini ( CMUK 253) veya davaların birleştirilmesini, davanın ertelenmesini, cezanın ortadan kaldırılması veya ıskatını, görevsizlik kararı verilmesini talep edebilir.[27]
Cumhuriyet savcısın mahkeme tarafında verilen görevsizlik kararlarına karşı acele itiraz yoluna başvurma yetkisi vardır. ( CMUK 263/3 )
Medeni yargılama hukukunda davasını ispat etmek davacıya ait iken ceza yargılaması hukukunda ispat külfetinden bahsedilemez. Çünkü Cumhuriyet savcısı,sanık,müdafii ve yargıç her türlü delilden yararlanarak maddi gerçeği bulmaya çalışırlar. Bundan dolayı Cumhuriyet savcısı, sanık ve varsa müdahil birlikte talep ederlerse mahkeme herhangi bir delilden vazgeçebilir.
cc -Kanun yollarına başvurmak
Cumhuriyet savcısı, kanuna aykırı olduğunu kanaatine vardığı kararların tekrar incelenmesi için itiraz veya temyiz yoluna başvurabilir. ( CMUK 219 ) Savcı kanun elverdiği durumlarda olağanüstü kanun yollarına da başvurabilir.
Savcı kanun yoluna başvurarak sanığın hakkını da koruyabilir. Cumhuriyet savcısı, kanuna aykırı olduğunu kanaatine vardığı kararların tekrar incelenmesi için itiraz veya temyiz yoluna başvurabilir. ( CMUK 219 ) Yaptığı görevin mahiyeti gereği sadece sanığın aleyhine değil lehine olacak şekilde de kanun yollarına başvurmak savcının en önemli görevlerindendir.
dd - Cezaları İnfaz Etmek
Mahkemelerce verilen mahkumiyet kararları kesinleşince bu husus hakim tarafından kararın altına şerh olarak yazılır ve karar bir hafta içerisinde infazı için Cumhuriyet Savcısına verilir.
Mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının infazı görevi Cumhuriyet Savcısına aittir. Mahkumiyet kararlarının infazı edilebilmesi için hükümlüleri bulmak ve bunların cezasının eksiksiz olarak infaz edilmesi için gerekli olan iş ve işlemleri yapmak hep Cumhuriyet Savcısının görevleri arasındadır.
b – 5271 sayılı CMK hükümlerine göre
Yeni Ceza Muhakemeleri Kanunu savcının görevi konusunu birinci kısmın ikinci bölümünde “Soruşturma İşlemleri” alt başlığında düzenlemiştir. “Bir suçun işlendiğini haber alan Cumhuriyet Savcısı kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar” denilmek suretiyle kovuşturma mecburiyeti ilkesi ifade edilmiştir. Savcının görevleri soruşturma ve kovuşturma yapmak olarak düzenlenmiştir. Soruşturma aşaması suç haberinin alınmasıyla başlayacak iddianamenin kabulüyle bitecektir.
Kovuşturma aşaması ise iddianamenin kabulüyle başlayacak; hüküm kesinleşinceye kadar sürecektir.Hazırlık soruşturmasının gizliliği açıkça hükme bağlanmıştır.(CMK 157)Bunun nedeni, bir taraftan sanığın "lekelenmeme hakkı” diğer taraftan da, delillerin güvence altına alınması gereğidir.
CMK’daki yenilikler soruşturmada savcıları ön plana çıkarmaktadır. Yakalama, gözaltına alma, belge inceleme, olay yerinden delil toplanması, sorgulama gibi hazırlık soruşturması işlemlerinde öncelikle savcının yazılı emri, incelemesi, bizzat olay yerine gelerek takip etmesi gerekecektir. Savcıların yeni yasada verdikleri kararların 24 saat içinde mahkeme başkanı tarafından onaylanmaması halinde yapılan tüm işlemler yasal olarak kullanılamayacaktır.. CMK ile birlikte soruşturmada en önemli değişimin ‘delilden sanığa’ ulaşma metodunda yapıldığı belirtiliyor. Ancak bu durum bazı sakıncaları da beraberinde getirecektir. Delil araştırmasında bulunan kolluk birimleri, delil toplamanın her aşamasında mahkeme kararı ile hareket etmek mecburiyetinde kalacaklardır. Mahkemelerin dosya yükü göz önünde bulundurulursa bu maddenin pratikte gecikmeye, soruşturmanın yavaş yürümesine neden olacağı da maalesef bir gerçektir.
CMK savcının maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlilerini kullanır. CMK’ da yıllardır düzenlenmesi gerekliliği konusunda doktrindeki yoğun talepler dikkate alınarak bir “adli kolluk” müessesi düzenlenmişse de istenilen reformun tam olarak gerçekleştirilemediği de ileri sürülmektedir.[28]
Cumhuriyet savcısı gerektiğinde diğer kolluk birimlerinden de adli kolluk görevini ifa etmesini talep edebilecektir. Bu durum adli kolluğun uzmanlaşmasının önüne geçeceğinden sakıncalıdır. Çünkü ceza yargılamasının adil ve çabuk bir şekilde sonuçlandırılması ancak adli kolluk mensuplarının delil toplama ve değerlendirme konularında uzmanlaşmaları ile mümkündür.
CMK şüpheli veya sanık kavramlarını yeniden tanımlamıştır. Buna göre şüpheli “soruşturma aşamasında suç şüphesi altında bulunan kişiyi, sanık ise kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi” ifade etmektedir. Buna göre, hakkında soruşturma yapılan kişiye şüpheli; kovuşturma yapılan kişiye de sanık denilecektir. Kovuşturma evresi iddianamenin kabulü ile başladığına göre, şüpheli bu andan itibaren sanık statüsünü alacak; hüküm kesinleşinceye kadar bu sıfatı taşıyacaktır. Hükmün kesinleşmesi ile sanık hükümlü olacaktır. ( CMK 2 )
Cumhuriyet savcıları veya emrindeki adli kolluk ayrıca şüphelinin haklarını korumakla görevlendirilmiştir. Cumhuriyet başsavcılarının o yerin adli kolluk görevlileri hakkında her yılın sonunda değerlendirme raporları düzenleyerek o yer mülki amirliğine göndereceği düzenlenerek adli kolluk üzerinde etkinlik sağlanmaya çalışılmışsa da Vali ve kaymakamların sicil raporu tanzim ederken bu raporları göz önünde bulundurma zorunluluğu olmayışı ve raporların atamaya yetkili amirin incelemek durumunda olduğu gizli sicil dosyalarına koyulması öngörülmediği için bu maddenin uygulamada çok etkili olması düşünülemez.[29]( CMK 166 )
CMK şüpheli veya sanığın öncelikle savcı karşısına çıkarılacağını, savcının şüpheli veya sanığın ifadesinin alınmasına izin vermesi halinde ancak o zaman gözaltı sürecinin başlayacağını hükme bağlamıştır. Artık gözaltı süresi yakalama anından itibaren 24 saati geçemeyecektir. Ek gözetim için cumhuriyet savcısı her defasında bir günü geçmemek şartı ile yazılı olarak 3 güne kadar gözaltı süresini uzatabilecektir. Cumhuriyet başsavcıları veya görevlendirdiği bir cumhuriyet savcısı, gözaltına alınan kişilerin bulundurulacağı nezarethaneleri, varsa ifade alma odalarını, bu kişilerin durumlarını, gözaltına alınma neden ve sürelerini, gözaltına alınma ile ilgili tüm kayıt ve işlemleri denetlemekle görevlidirler. Elde edilen sonuçları “ Nezarethaneye Alınanlar Defteri”ne kaydedeceklerdir. ( CMK 92 )
Cumhuriyet savcısının gözaltına alma hususunda karar vermesi, gözaltına alma tedbirinin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin suçu işlediğini düşündürebilecek emarelerin varlığına bağlıdır.
Soruşturmada ele geçen belge ve bilgileri inceleme yetkisinin Cumhuriyet savcısı ve ceza hakimlerine ait olduğu hükmü getirildi.[30] Yeni kanun, kolluğun kendiliğinden arama yapma yetkisini kaldırmıştır. Hakim kararı yada Cumhuriyet Savcısının yazılı emri ile arama yapılır.Suçüstü hali veya hakkında yakalama emri olması dışında (m117/3), tam yakalanacağı sırada bir eve girmesi durumunda kolluğun bu evde arama yapması için Cumhuriyet Savcısının yazılı emri gerekir. Cumhuriyet savcısı hakime baş vurma imkanı olan hallerde arama kararına kendisi karar veremez. Arama ve elkoyma işlemlerinin hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile kolluk tarafından yapılabileceği kabul edilmiş, kolluk amiri veya görevlilerine bu konuda doğrudan herhangi bir yetki verilmemiştir.(CMK 119/1, 127/3 ) CMK’daki arama kararıyla ilgili maddede de ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini belirten yetkililer, zaman kaybının önlenmesi için yazılı emirlerin polise ulaştırılması için ara formüller önermektedir.[31]
Adlî kontrol müessesesi getirilmiştir ( CMK 109 ilâ 115) Kanunda belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, üst sınırı üç yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilecektir.
Koruma tedbirleri kapsamında yeni kurumlar getirilmiştir.
  • Bazı suçlarla ilgili olarak taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma (m. 128),
  • Belli suçlar yönünden şirket yönetimi için kayyım tayini (m. 133),
  • Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma (m. 134),
  • İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması (m. 135),
  • Tesadüfen elde edilen deliller (m. 138),
  • Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi (m. 139),
  • Teknik araçlarla izleme (m.140),
Cumhuriyet savcılarının emrindeki kolluk görevlilerine yazılı emir vermesi gerekir. Ancak acele hallerde sözlü emir verilmesi hükme bağlanmıştır.
Suçüstü hali ve gecikilmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısına ulaşılamıyor veya olayın mahiyeti gereği cumhuriyet savcısının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hakimi bütün soruşturma işlemlerini yürütmeye yetkili kılınmıştır. ( CMK 163 ) Bu maddede sayılan durumlarda sulh ceza hakimi Cumhuriyet Savcısının yetkilerini kullanacaktır. Ancak bu halde dahi sulh ceza hakimi düzenlediği dosyayı Cumhuriyet savcılığını gönderecek ve son karar yine savcı tarafından verilecektir.[32]
Cumhuriyet Savcının kamu davası açması görev olarak düzenlenmiştir. ( CMK 170 ) Soruşturma evresinin sona ermesi kararından sonra Cumhuriyet savcısının bir iddianame ile kamu davasını açması kabul edilmiştir.Cumhuriyet savcısına iddianameyi daha ayrıntılı bir şekilde düzenleme yükümlülüğü getirilmekle birlikte; toplanan delil, iz, eser ve emareler, kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelik ve yeterlikte ise yani söz konusu esaslar şüpheyi "yeterli kuvvette şüphe" saydıracak düzeyde ise, kamu davası açılacaktır. Kamu davasının açılması yönünden yasallık sistemi benimsenmiş, yani yeterli kuvvette şüphe hâlinde Cumhuriyet savcısı kamu davasını açmaya mecbur kılınmıştır. Ceza hakimlerinin iddianamenin eksik kısımlarının tamamlanması için Cumhuriyet savcılarına iade edebilmesi, Cumhuriyet savcıları açısından iddianamenin düzenlenmesi konusunu daha da önemli hale getirmektedir. Artık cumhuriyet savcıları sadece delilleri göstererek dava açamayacak, delilleri suçun unsurlarını dikkate alarak ilişkilendirmeleri gerekmektedir. Mahkumiyet hükmü kurulabilmesine yetecek delillerin iddianamede gösterilmesi gerekmektedir.
CMK 171’inci madde ile kamu davasını açmada savcıya belli şartlar altında takdir yetkisi tanınmıştır. Bu şartlar etkin pişmanlık halleri ve şahsi cezasızlık hallerinin varlığıdır. Bu madde kovuşturma mecburiyeti ilkesinin bir istisnası durumundadır. Hangi durumların takdir yetkinsinin kapsamına girdiği konusu açıklıkla belirtilmiş değildir. Cezasızlık konusu olabilecek etkin pişmanlık hallerinin bu kapsamda değerlendirilebileceği tartışılmış olsa da maddenin bu kadar geniş yorumlanamayacağı da ifade edilmektedir.[33]
Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonunda kamu davası açmaya yetecek kadar kuvvetli şüphe oluşturacak delil bulamamışsa CMUK 164’te olduğu gibi kovuşturmaya yer olmadığı ( takipsizlik ) kararı verecektir. Ancak yeni CMK’ya göre bu kararda savcı, karar hakkında itirazın nereye, ne zaman içinde yapılabileceğini de göstermelidir. ( CMK 172 )
Bu maddenin 2. fıkrasıyla getirilen düzenlemenin bir an evvel yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Madde şöyle düzenlenmiştir : “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.”
Bu yeni düzenleme ile birlikte, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verdikten sonra yeni delil, iz, eser ve emare bulunmadıkça artık Adalet Bakanı da Cumhuriyet savcısından kamu davası açmasını isteyemeyecektir.
Cumhuriyet savcısı takdir yetkisini kullanıp da takipsizlik kararı vermişse bu karar aleyhine itiraz edilemeyecektir.
CMK ile ceza yargılaması hukukumuza “iddianamenin iadesi” kurumu girmiştir. ( CMK 170 ) Bu maddeye göre mahkeme iddianame ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren yedi gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, iddianamenin 170. maddede sayılan zorunlu unsurları içermediğini tespit ettiğinde eksik ve hatalı noktaları belirterek iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verebilecektir. Bu madde ile amaçlanan davanın bir duruşmada sonuçlanmasını sağlayacak alt yapının oluşturulmasını sağlamaktır. Davaların olgunlaşmadan, soruşturmada yeterli delil, iz ve emare bulunmadan açılması “şüpheden sanık yararlanır ilkesi” gereğince beraat kararı verilmesini gerektiriyordu. İddianamenin iadesi kurumunun benimsenerek soruşturma ve kovuşturma aşamaları arasına bir orta aşamanın dahil edilmesi ceza yargılaması sistemimiz açısından olumlu bir gelişme olmuştur. Böylece savcılara soruşturma aşamasını titizlikle ve ayrıntılı bir şekilde yapma yükümlülüğü de getirilmiştir.
CMK’ da kovuşturma aşamasına geçiş CMUK’da olduğu gibi kamu davasının açılmasıyla değil, iddianamenin kabulüyle olacaktır. İddianamenin kabulü kararı üzerine, mahkeme derhâl duruşma hazırlığına girişip yargılamanın bir duruşmada kesintisiz bir şekilde tamamlanabilmesi için gerekli işlemleri gerçekleştirecektir.
Silahların eşitliği ilkesi gereğince Cumhuriyet savcısı da, iddianamede gösterilen veya sanığın istemi üzerine davet edilen tanık ve bilirkişiler dışında gerek mahkeme başkanı veya hâkim kararıyla, gerek kendiliğinden başka kimseleri davet ettirecek ise bunların ad ve adreslerini sanığa yine makul süre içinde bildirmekle yükümlüdür. ( CMK 179/2 ) Tanık veya bilirkişilerin dinlenmesi için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısına, suçtan zarar görene, vekiline, sanığa ve müdafiine bildirilir. Düzenlenen tutanağın örneği hazır bulunan Cumhuriyet savcısına ve müdafie verilir. ( 181/2 )
CMK ile çapraz sorgu sistemi getirilmiştir. ( CMK 201)Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebileceklerdir. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilecektir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanınca karar verilecektir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilecektir.
Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunluluğu getirilmiştir ( CMK 332 )
1412 sayılı Kanunun ek 4. maddesinde, yalnızca ek 1. maddede sayılan suçların soruşturma ve kovuşturulması ile ilgili olarak yer verilen hükmün bir benzeri, bu sefer ceza muhakemesinin, bütün suçların soruşturma ve kovuşturmasında uygulanabilecek genel bir hükmü haline getirilmiştir.
Şahsî dava ve şahsî hak davası, ceza kararnamesi, yasaklanmış hakların geri verilmesi (memnu hakların iadesi), olağan kanun yollarından olan acele itiraz ve olağanüstü kanun yollarından olan karar düzeltme (tashih-i karar) yolu kaldırılmıştır.
İstinaf kanun yolu getirilmiştir (m. 272-285) İstinaf kanun yolu düzenlenirken, istinaf kanun yoluna başvurulabilecek ve başvurulamayacak hükümlerin yanında temyiz edilebilecek ve edilemeyecek hükümler de ayrıntılı bir şekil gösterilmiştir.
Asliye ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki sulh ceza mahkemelerinin; ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye ve sulh ceza mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet Başsavcılığına geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler.
Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilirler.
Asliye ceza mahkemelerinde görevli Cumhuriyet savcıları, bu mahkemenin yargı çevresine dahil olan sulh ceza mahkemelerinin; ağır ceza mahkemelerinin Cumhuriyet savcıları da, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresi içerisinde yer alan asliye ve sulh ceza mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın kendilerine geliş tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurabilirler.
Cumhuriyet savcısı veya taraf, istinaf isteminin reddi kararının kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde bölge adliye mahkemesinden bu konuda bir karar verilmesini isteyebilirler. Bu durumda dosya bölge adliye mahkemesine gönderilir. Ancak bu işlem hükmün infazının ertelenmesine neden olmaz. Bölge adliye mahkemesinin bu konuda vereceği karar kesin olup, bu karara karşı temyiz yoluna gidilemez.
CMK 278 İstinaf yoluna başvurulan dava dosyalarının bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi üzerine yapılacak işlemleri düzenlemektedir.
Dosyanın incelenmek veya duruşma yapılmak üzere bölge adliye mahkemesi ceza dairesine gönderilmeden önce, varsa tebligata, belge ve delillere ilişkin eksikliklerin giderilmesi, yazılı düşünceyi içeren bir tebliğnamenin de eklenmesi gerekli görülmüştür.
Maddenin son cümlesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları dikkate alınarak bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin taraflara tebliğ edilmesi öngörülmüştür.
2 – Medeni Yargılamaya ilişkin görev ve yetkileri
a – Bazı Hukuk Davalarını Açmak ve Yürütmek
aa - 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'na göre mutlak butlan ile geçersiz olan evlenmelerin gerçekleşmesi halinde durumdan haberdar olan Cumhuriyet Savcısı bu evlenmelerin geçersizliğinin mahkemece saptanması için Asliye Hukuk Mahkemesinde re’sen dava açar.[34]
Cumhuriyet Savcısı mutlak butlan sebeplerinden birinin mevcut olduğunu öğrendiği anda ve henüz evlenme sözleşmesi yapılmadan evlenme sözleşmesinin yapılmak istenmesine evlendirme memuru nezdinde itiraz edebilir. Evlendirme memuru itirazı yerinde görmezse Cumhuriyet Savcılığına bilgi vererek işlemleri yürütür. Bu durumda 10 gün içinde evlenmenin men'i davası açıldığı Cumhuriyet Savcılığınca evlendirme memuruna bildirilmezse evlenme sözleşmesi yapılır ve sonucu gerekçeli olarak Cumhuriyet Savcılığına bildirilir.
Türk Medeni Kanunu'na göre Cumhuriyet Savcısı ayrıca hukuk mahkemesinde Nesebin Reddi, Nesebin Düzeltilmesine İtiraz, Tanımaya İtiraz davalarını da açabilmektedir.
bb - 2908 Sayılı Dernekler Kanunu Hükümlerine Göre
2908 sayılı Dernekler Kanununa göre, Cumhuriyet Savcısı mahalli mülki amirin yazlı ihbarı üzerine derneğin feshi (kapatılması) için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açar. Bu davaların duruşmasında Cumhuriyet Savcısı da bulunur.
cc - 1587 Sayılı Nüfus Kanunu Hükümlerine Göre
1587 sayılı Nüfus Kanunu'na göre, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan yaş, ad, soyad ve diğer kayıt düzeltme davaları Cumhuriyet Savcısı ve nüfus memurunun katılımıyla görülür. Bu tür davalar ayrıca düzeltme talebinde bulunanlar ile resmi dairenin istemi üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından da açılabilir. (CMUK hükümlerine göre ceza mahkemesinde görülen yaş düzeltmeye ilişkin davalarda da nüfus memuru bulunur.)
B – CUMHURİYET SAVCILARININ İDARİ GÖREV VE YETKİLERİ
1 - 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu Hükümlerine Göre
Cumhuriyet Başsavcısı, kanun gereği Adalet Komisyonu üyesidir. Yokluğunda kendisine vekalet eden Cumhuriyet Savcısı Adalet Komisyonu toplantılarına katılır.
Cumhuriyet Savcısı, Adalet Bakanlığı'nın kendi teşkilatının harcamalarına tahsis edilen ödeneklerin ita amiridir. Yazı işleri veya idari işler müdürünün hazırladığı tahakkuk evrakının Cumhuriyet Başsavcısı tarafından imzalanması ile sarf ve ödeme yapılır.
Ağır Ceza Cumhuriyet Başsavcısı, merkez veya bağlı ilçedeki Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Savcılarına acil ve zorunlu hallerde üç güne kadar mazeret izni verebilir.
Cumhuriyet Başsavcısı, Başsavcılık biriminde çalışan yazı işleri müdürü, zabıt katibi ve diğer personelin Adalet Komisyonu tarafından verilen izinlerini kullanmaları sebebiyle görevlerinden ayrılmalarında sakınca olup olmadığını taktir eder.
Hakim ve Cumhuriyet Savcıların görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar sebebiyle inceleme ve soruşturma yapılması Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlıdır.
Hakim ve Cumhuriyet Savcıları hakkında inceleme ve soruşturma, Adalet Müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli Hakim veya Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.
Yapılan inceleme ve soruşturma sonucuna göre hakim ve savcılar hakkında kovuşturma yapılmasının gerekli görülmesi halinde dosya ilgilinin görev yaptığı yere en yakın Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet Savcısı beş gün içerisinde iddianame düzenleyerek son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına gerek olmadığına karar verilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine gönderir.
Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilenlerin yargılaması, yargı çevresi içinde bulundukları Ağır Ceza Mahkemesinde, Ağır Ceza Mahkemesi üyesi bulunanlar hakkında da Yargıtay'ın görevli dairesinde yapılır.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde hazırlık soruşturması, yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından genel hükümlere göre yapılır.
2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunu Hükümlerine Göre
Cumhuriyet Savcısı, avukatlık stajı yapmak üzere başvuran kişilerin stajyer listesine kabul edilip edilmemesi konusunda baro yönetim kurulu tarafından verilip kendisine tebliğ olunan karar aleyhine onbeş gün içersinde Türkiye Barolar Birliği'ne itiraz edebilir.
Cumhuriyet Savcısı disiplin suçu işlediğine inandığı avukat hakkında disiplin soruşturması başlatılmasını avukatın bağlı olduğu baro başkanlığından isteyebilir. Baro yönetim kurulu tarafından disiplin kovuşturmasına yer olmadığına ilişkin karara karşı Cumhuriyet Savcısı onbeş gün içinde Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kuruluna itiraz edebilir. Cumhuriyet Savcısı ayrıca baro disiplin kurulu tarafından verilen disiplin cezalarına karşı da otuz gün içinde Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kuruluna itiraz edebilir.
Avukatların görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma yapılması Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlıdır.
Soruşturma izni verilmesi halinde Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde iddianame düzenleyerek son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar vermesi için dosyayı en yakın yer Ağır Ceza Mahkemesine gönderir. Son soruşturmanın açılmasına karar verilirse yargılama, suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesinde yapılır.
Avukatların kişisel suçları ile ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde izin alınmasına gerek olmadan Cumhuriyet Savcısı tarafından genel hükümlere göre soruşturma yapılarak dava açılır.
3-1518 Sayılı Noterlik Kanunu Hükümlerine Göre
Cumhuriyet Savcısı, noterlik stajı yapmak üzere başvuran kişilerin stajyer listesine kabul edilip edilmemesi konusunda oda yönetim kurulu tarafından verilip kendisine tebliğ olunan karar aleyhine onbeş gün içersinde Türkiye Noterler Birliği'ne itiraz edebilir.
Noterlikler Cumhuriyet Savcısının devamlı denetimi altındadır. Cumhuriyet Savcısı, her yıl Mayıs ayı içerisinde yargı çevresinde bulunan noterliklerin işlemlerini kanuna uygunluk açısından denetler ve sonucuna göre rapor düzenler.
Cumhuriyet Savcısı, yargı çevresinde bulunan noterlere haklı mazeretlerinin bulunması halinde on günü geçmemek üzere mazeret izni verebilir.
Noterler hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davası açılabilmesi için Adalet Bakanlığı'nın iznine ihtiyaç vardır. Bakanlık tarafından izin verilirse dosya suçun işlendiği yere en yakın Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Bu durumda Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde iddianame düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar vermek üzere Ağır Ceza Mahkemesine gönderir. Hakkında son soruşturmanın açılmasına karar verilen noter hakkındaki yargılama suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesinde yapılır.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde izin alınmasına gerek olmayıp hazırlık soruşturması Cumhuriyet Savcısı tarafından genel hükümlere göre yapılır.
4-Diğer Bazı Düzenlemelere Göre
2709 sayılı TC Anayasasına göre seçimlerden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, TBMM'nin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
Hazırlık soruşturması sonucunda suç işlediği kanaatine varılan failin milletvekili olması halinde Cumhuriyet Savcısı ilgili milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması istemine ilişkin yazı ile TBMM Başkanlığı'na müracaat eder. Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması halinde Cumhuriyet Savcısı hazırlık soruşturmasını tamamlayarak kamu davası açar.
Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması dönem sonuna ertelenir ise Cumhuriyet Savcısı kamu davası açmak için ilgilinin milletvekilliğinin sona ermesini bekler. Bu süre zarfında zamanaşımı işlemez.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ile soruşturulmasına seçimden önce başlanmış olması halinde dokunulmazlığın kaldırılmasına gerek olmadan hazırlık soruşturması Cumhuriyet Savcısı tarafından tamamlanır ve kamu davası açılır.
Cumhuriyet Savcısı, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'a göre, memurların görevleriyle ilgili suçlarda soruşturma izni verilmesi konusunu yetkili makamdan sorar ve sonucuna göre işlem yapar.
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'na göre, bu kanunda belirtilen suçlar ile irtikap, rüşvet, ihtilas, zimmet, görev sırasında ve görevden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması suçlarında sanık olanlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtildiğinden bu suçlar hakkında Cumhuriyet Savcısı tarafından doğrudan doğruya ve bizzat soruşturma yapılır.
2547 sayılı kanuna göre Yüksek Öğrenim Kurulu Üyelerinin göreve ilişkin suçlarından dolayı Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davası açılabilmesi için yargılamanın gerekliliğine dair karar verilmesi gerekir. Ancak bu kişilerin göreve ilişkin olmayan kişisel suçlarından dolayı yargılamanın gerekliliği kararı verilmesine gerek olmadan Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davası açılabilir.
Vali ve kaymakamların görevleri dolayısıyla işledikleri suçlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Bu kişilerin şahsi suçlarında ise soruşturma Cumhuriyet Savcısı tarafından genel hükümlere göre yapılır.
Cumhuriyet Başsavcısı, cezaevlerinde görevli müdür, ikinci müdür, idare memuru gibi Bakanlık memurlarının izne ayrılış tarihlerinin müsait olup olmadığına karar verir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'na göre icra ve iflas daireleri Cumhuriyet Savcısının denetim ve gözetimi altındadır. Cumhuriyet Savcısı her yıl Ocak ayı içerisinde icra ve iflas dairelerini denetler.
Cumhuriyet Savcısı her zaman ve belirsiz zamanlarda icra müdürlerinin parasal hesaplarını da kontrol eder.
Cumhuriyet savcısı ayrıca yıl içerisinde belirsiz zamanlarda hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlerinin parasal işlemlerini de kontrol eder.
Cumhuriyet Savcılıkları ile Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'e göre Cumhuriyet Savcısı, Cumhuriyet Savcılığı biriminde çalışan yazı işleri müdürü, zabıt katibi ve diğer personel üzerinde denetim ve gözetim yetkisine sahiptir. Cumhuriyet Savcısı bu kişilerin işe devamlarını ve işlerini düzenli ve yanlışsız yapmalarını sağlamak için kontrol eder.
Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Savcılarının ve mahkemelerin Adalet Bakanlığı ve diğer adalet daireleri, mülki ve askeri makamlarla yapılan "idari nitelikteki" resmi yazışmalarında aracılık yapar. Bu nitelikteki yazışmalar Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla yapılır.
Bir mahkemenin diğer bir yer mahkemesine istinabe etmesi (talimat yazması) hali ile adli sicil bilgi işlem büroları, tapu müdürlükleri ve bankalar gibi resmi veya özel kuruluşlarla yaptığı "adli" nitelikteki yazışmaları Cumhuriyet Başsavcılığı aracı kılınmaksızın doğrudan yapılmaktadır.

K A Y N A K Ç A

KİTAPLAR

BAKICI, Sedat; Olaydan kesin Hükme Kadar Ceza Yargılaması ve Ceza Kanunu Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara 2000.
BARDAK, Cengiz; Ceza Davalarında Soruşturma Duruşma ve Kanunyolları, Yetkin Yayınları, Ankara 1999.
BARDAK,Cengiz; Ceza Muhakemesinde Hazırlık Soruşturması,Yetkin Yayınları, Ankara 1998.
CİHAN, Erol – YENİSEY, Feridun; Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Basım Yayım, İstanbul 1998.
EREM, Faruk; Ceza Yargılaması Hukuku, 1986 Ankara.
GÜNAY, Erhan; Uygulamada Cumhuriyet Savcıları İle Ceza Hakimlerinin Görev ve Yetkileri, Adil Yayınevi, Ankara, 1997.
KEYMAN, Selahattin; Ceza Muhakemesinde Savcılık, Ankara 1970
KUNTER, Nurullah – YENİSEY, Feridun; Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Basım Yayım, İstanbul 1998.
ÖZTÜRK, Bahri; Ceza Muhakemesi Hukukunda Koğuşturma Mecburiyeti, Ankara 1991.
ÖZTÜRK, Bahri – ERDEM, Mustafa R. – ÖZBEK, Veli Özer; Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara 1999.
TOSUN, Öztekin; Türk Suç Muhakemesi Hukuku Dersleri, C.1,1984 İstanbul.
YURTCAN, Erdener; Ceza Yargılaması Hukuku, 1993 İstanbul.

MAKALELER

BIÇAK, Vahit; Avrupa Birliği ile İlişkilerin Hazırlık Soruşturmasına Etkisi, GÜHFD, 1997 s.1 sf.
HACIOĞLU, B. Caner; 1999 tarihli CMUK Tasarısında Muhakemenin Yürüyüşüne İlişkin Düzenlenen Ara
Soruşturma Devresi ( Orta Aşama ) Üzerine Bir İnceleme, AÜEHFD 2002 s.1-4 sf.147 vd.
KARABEYOĞLU, Ünal Hamdi “Ceza Muhakemesi Kanunu”,
http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.htm 03.03.2005
KAYNAK, Ali Osman; Hazırlık Soruşturmasında Cumhuriyet Savcısının Takdir Yetkisi, ABD 1998 s.2 sf.52 vd.
ÜNVER, Yener; Yargı Bağımsızlığı Açısından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, İÜHFM 1991 s.1 sf.153 vd.
ÖZDEMİR, Kenan – BALO, Yusuf Solmaz; Bölge Adliye Mahkemeleri, ABD 2004 s.2 sf.1vd.
ÖZKORKUT ÜNAL, Nevin; Savcılık, Avukatlık ve Noterlik Kurumlarının Osmanlı Devleti’ne Girişi, AÜHFD 2003 s.4 sf.147 vd.
ZAFER, Hamide; Küçük / Genç Ceza Muhakemesinde Hazırlık Soruşturmasının Özellikleri, MAÜHFD Prof.Dr. Ayferi GÖZE’ye Armağan, 2004 s.1-2 sf.291 vd.


KISALTMALAR CETVELİ


a.g.e Adı Geçen Eser
a.g.m Adı Geçen Makale
A.Y. 1982 Anayasası
ABD Ankara Barosu Dergisi
AÜEHFD Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk
Fakültesi Dergisi
AÜHFD Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
bkz. Bakınız
C. Cilt
CD Ceza Dairesi
CGK Ceza Genel Kurulu
CMK 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
CMUK 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
ÇMK 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu,
Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
GÜHFD Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
JGYK 2803 sayılı Jandarma Görev ve Yetkileri Kanunu
İÜHFM İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
m. Madde
MAÜHFD Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
PVSK 2259 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu
SK 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu
s. Sayı
sf. Sayfa
TBMM
Türkiye Büyük Millet Meclisi
TCK 765 sayılı Türk Ceza Kanunu
Yar. Yargıtay


[1] ÖZTÜRK, Bahri - ERDEM, Mustafa R. – ÖZBEK, Veli Özer Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku Ankara, 2004 sf. 259 vd.
[2] ÜNAL ÖZKORKUT, Nevin “ Savcılık, Avukatlık ve Noterlik Kurumlarının Osmanlı Devleti’ne Girişi” AÜHFD C.52 S.4 2003 sf.147 vd.
[3] Kanunlarımızdaki “Cumhuriyet Savcısı” terimi 1990 tarih ve 3611 sayılı kanunla Hakimler ve Savcılar Kanununda yapılan bir değişikle “Cumhuriyet Başsavcısı” ve “Cumhuriyet Savcı yardımcısı” da “ Cumhuriyet Savcısı olarak değiştirildi ve uygulamada anlamsız duraksamalara yol açan bu şekli ayrım da ortadan kaldırıldı.
[4] EREM, Faruk Ceza Yargılaması Hukuku, Ankara 1986 sf. 148 vd.
[5] Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulması ile ilgili daha detaylı bilgi için bkz. BALO, Yusuf Solmaz – ÖZDEMİR, Kenan “Bölge Adliye Mahkemeleri” ABD 2004 s.2 sf.1 vd.
[6] EREM, a.g.e sf. 152 vd.
[7] HSYK ve 1982 Anayasası’nın getirdiği düzenlemeler için bkz. ÜNVER, Yener “Yargı Bağımsızlığı” İÜHFM 1991 s.1 sf. 182 vd.
[8] EREM,a.g.e sf.148 vd.
[9] KEYMAN, Selahattin Ceza Muhakemesinde Savcılık, Ankara 1970 sf.142 vd.
[10] KEYMAN, a.g.e sf. 144 vd.
[11] ÖZTÜRK, Bahri; Ceza Muhakemesi Hukukunda Koğuşturma Mecburiyeti, Ankara 1991.
[12] ÖZTÜRK, Koğuşturma Mecburiyeti sf.23 vd.
[13] Örneğin, TCK. 166,198,308,421,422,423,440,441,478,480,483,508,50 9,511,520,521,524… 1163 sayılı Kanun 25, 3167 sayılı kanun 16 gibi.
[14] Bu faydaların neler olduğu konusunda bkz. KAYNAK, Ali Osman “Hazırlık soruşturmasında Cumhuriyet Savcısının Takdir Yetkisi” ABD 1998 S.2 sf.56 vd.

[15] BAKICI,Sedat Olaydan Kesin Hükme Kadar Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması, Ankara 2000, sf 113 vd.
[16] CMUK’da 1985 yılında 3206 sayılı kanunla yapılan bazı değişikliklerle ilk soruşturmanın kaldırılması uygulamada kuvvetli şüphe sebeplerinin elde edilmeden ve eksik soruşturmalara dayalı olarak hazırlanan iddianameler esas alınarak yürütülen bir son soruşturmanın eksikliklerinin duruşmada tamamlanmaya çalışılması uygulamasının duruşmaların uzamasına ve ceza adaletinin gecikmesine neden olduğu hk. Bkz. HACIOĞLU, B. Caner “1999 tarihli CMUK tasarısında muhakemenin yürüyüşüne ilişkin düzenlenen ara şoruşturma devresi (orta aşama) üzerine bir inceleme” AÜEHFD, 2002 C.6 S.1-4 sf.147 vd.

[17] ÖZTÜRK, Koğuşturma Mecburiyeti sf. 82 vd.
[18] Bu hakları neler olabileceği konusunda bkz. BIÇAK, Vahit “ Avrupa Birliği ile ilişkilerin hazırlık soruşturmasına etkisi” GÜHFD 1997 C.1 S.1
[19] ZAFER; Hamide “Küçük/ Genç Ceza Muhakemesinde Hazırlık Soruşturmasının Özellikleri”, MAÜHFD Prof. Dr. Ayferi GÖZE’ye Armağan, 2004 s.1-2 sf.291 vd.
[20] 1402 sayılı SK m. 18, 2259 sayılı PVSK ek 9/B, 2803 sayılı JGYK m. 15 gibi bazı kanunlar soruşturmanın kolluğa bırakılmadan bizzat savcılar tarafından yapılması gerektiğini hükme bağlamışlardır.
[21] Sanık ve şüpheli kavramlarının yeni tanımları için bkz.5271 sayılı CMK m.2
[22] 13.11.1996 tarih ve 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun, kara paranın aklanması suçunun işlenip işlenmediği konusunda ön inceleme yapma yetkisini kanunun 3. maddesi ile oluşturulan Mali Suçları Araştırma Kurulu’na vermiştir. Ayrıca bu durumun sakıncalı olduğu hakkında bkz. CİHAN, Erol – YENİSEY, Feridun Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul 1998. sf.126
[23] KAYNAK, Ali Osman a.g.m sf.59 vd.
[24] KAYNAK, Ali Osman a.g.m. sf.52 vd.
[25] Özellikle sanığın sorgusunun yapıldığı oturumlarda Cumhuriyet savcısının hazır bulunmaması hükmün bozulmasına sebep olur. ( Bkz. Yar. 10. CD 5.10.1993 -5219/9824 ve Yar. 8 CD. 3.3.1987 -1149/1716 sayılı kararlar)
[26] Cumhuriyet savcısın mahkeme tarafında verilen görevsizlik kararlarına karşı acele itiraz yoluna başvurma yetkisi vardır. ( CMUK 263/3 )
[27] Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı sanık ve müdafiden savunmaları sorulduktan sonra, müdafiinin savunmasına eklenecek bir hususun olup olmadığı sanıktan sorulmadan hüküm tesis edilmesi bozma nedenidir. ( Yar. CGK. 8.4.1991 – 4/83-113 sayılı kararı )
[28] Cumhuriyet Başsavcılığına doğrudan bağlı bir “Adli Zabıta” yerine özel bir kanunla birtakım adli görevler yüklenen bir “adli kolluk” oluşturulduğu hakkında bkz. KARABEYOĞLU, Ünal Hamdi Ceza Muhakemesi Kanunu, http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.htm 03.03.2005

[29] KARABEYOĞLU, Ünal Hamdi a.g.m.

[30] El koyma ve aramada elde edilen deliller savcı ve hakim tarafından incelenmesi şartının pratikte mümkün olmadığı ifade ediliyor.
[31] Emirlerin dizüstü bilgisayarlar aracılığıyla ulaştırılabileceği, imza konusunda da sanal imza kullanarak bu sorunun aşılabileceği ileri sürülmektedir.
[32] KARABEYOĞLU, Ünal Hamdi Ceza Muhakemesi Kanunu, http://www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.htm 03.03.2005

[33] KARABEYOĞLU, Ünal Hamdi a.g.m.
[34] 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun 4. maddesi hükmü gereğince Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabının birinci kısmından doğanları davalar kurulan Aile Mahkemelerinin görevinde sayıldığından burada geçen mahkemeyi Aile Mahkemesi olarak kabul etmek gerekir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Cumhuriyet Savcılarının Görev Ve Yetkileri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Murat Yücel'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
02-09-2007 - 17:17
(6042 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 20 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 18 okuyucu (90%) makaleyi yararlı bulurken, 2 okuyucu (10%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
339459
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 26 dakika 22 saniye önce.
* Ortalama Günde 56,17 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 67297, Kelime Sayısı : 8026, Boyut : 65,72 Kb.
* 26 kez yazdırıldı.
* 3 kez arkadaşa gönderildi.
* 51 kez indirildi.
* 12 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 663
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,46251702 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.