Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Etkili Bir İç Hukuk Yoluna Başvurma Hakkı

Yazan : Mehmet Çolak [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
AİHS 13.madde ve devletlerin kişilere etkili bir iç hukuk yolu sunma yükümlülüğü

ETKİLİ BİR İÇ HUKUK YOLUNA BAŞVURMA HAKKI


İNSAN HAKLARI AVRUPA SÖZLEŞMESİ
MADDE 13: Etkili Başvuru Hakkı
Bu sözleşme'de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir.


I. SUNUM

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) bireyler açısından getirdiği en önemli kurum, devletlerin sözleşmeye aykırı davranmaları halinde bireylere tanıdığı “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Bireysel Başvuru” hakkıdır. Bireysel başvuru, Sözleşme'deki haklardan birinin ihlalinden ötürü mağdur olan kişilerin başvurabilecekleri uluslararası hak arama yoludur. Bu hak ancak iç hukuk yollarının tüketilmesi halinde kullanılabilir. Bunun anlamı, Sözleşme'deki bir hakkın ihlali nedeniyle Sözleşmeci Devletin uluslararası bir yargı yeri tarafından yargılanmadan önce, ihlalin iç hukukta giderilmesi için kendisine bir fırsat verilmesidir. Dolayısıyla devlet, ihlali iç hukuk yollarıyla ortadan kaldıramaz ya da mağdurun zararını tazmin etmezse uluslar arası düzeyde sorumlu olacaktır. İşte taraf devletler 13. madde ile vatandaşlarına “etkili bir iç hukuk yoluna başvurma imkanı tanıma” yükümlülüğü altına girmiştir.

Etkili başvuru hakkı, yalnızca AİHS’de düzenlenmemiştir. 82 Anayasası’nın 40. maddesinde düzenlenmiş olan başvuru hakkı, “etkililik” kavramını içermese de, başvurunun etkili olması hukuk devletinin gereğidir.

Etkili bir iç hukuk yolunun nasıl olacağı AİHM’in birçok kararında (özellikle Türkiye ile olanlarında) dile getirilmiş ve Türkiye birçok kez 13. maddenin ihlali gerekçesiyle mahkum olmuştur. Davaların önemli bir bölümünün etkili bir başvurma hakkı tanınmaması gerekçesiyle açılması, bu incelemenin önemini vurgular niteliktedir. Bu yazıda, AİHS 13. maddenin devletlere yüklediği pozitif yükümlülük, etkili bir başvuru imkanının nasıl olması gerektiği ve bu ödevin ihlali halinde devletin sorumluluğu konusu işlenecektir.



II. ETKİLİ BAŞVURU HAKKI

Hakları ihlal edilenlerin bu iddialarını dinletecek ve durumu düzeltecek ulusal mercilere başvurabilmeleri demektir. Etkili başvuruda bulunma hakkının anlatılabilmesi için öncelikle bazı kavramların açıklanması gerekir:


A.Yetkili Makam

Sözleşme’nin 13. maddesi ve buradan esinlenerek getirilen Anayasa’nın 40. maddesi, temel hakları ihlal edilenlerin bu iddialarını dinletecek ve durumu düzeltecek ulusal mercilerin varlığını öngörmektedir. Anayasamızın 40. maddesine göre “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.” Burada sözü edilen makamların mutlaka yargı organları olması gerekmez. İhlal iddiasının götürüleceği merci, ihlali düzeltici ve uygulanma yeteneği olan bir karar alma yetkisine sahip bulunmalıdır . Başvuru hakkının idarî ve yargısal olmak üzere iki kullanım biçimi vardır:

1. İdari Başvuru

Hukukumuzda idarî başvuruya ilişkin genel ve özel nitelikli düzenlemeler bulunmaktadır. AY md. 74 gereğince, vatandaşlar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. İYUK md. 10’a göre ise, ilgililer haklarında idarî davaya konu olabilecek bir işlem veya eylem için idarî makamlara başvurma hakkına sahiptirler.

2. Yargısal Başvuru

Anayasamızın 36. maddesine göre “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davalı ve davacı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Maddeden açıkça anlaşılacağı üzere bireylerin hak ihlalleri gerekçesiyle bir yargı yoluna başvurma hakları vardır.


B. Etkililik

Etkili başvuru hakkının kullanılması, Devlet’e sorumluların bulunmasını ve cezalandırılmasını ve şikayetçinin soruşturma sürecine etkin olarak katılmasını sağlayacak titiz ve etkili bir soruşturma yürütme yükümlülüğü getirmektedir. Dolayısıyla devletin ödevi yalnızca başvuru imkanı tanımak değil, bu başvurunun etkili olmasını da sağlamaktır.

Etkili başvurunun ne anlama geldiği AİHM’in birçok kararında dile getirilmiştir. Mahkeme’ye göre Sözleşme, hakları teorik veya hayali olarak değil ve fakat pratik ve etkili bir biçimde güvence altına almayı amaçlamıştır . Etkili başvuru olanağı “teorik ve hayali” değil, fiilen ve gerçekten mevcut bulunmalı, yani sonuç doğurabilir, işe yarar ve elverişli olmalıdır. Başvuru yolunun mutlak ve koşulsuz olmayıp, özellikle süre, mali güvence, başvuru usulü gibi, şekil şartlarına bağlanması mümkündür ve madde hükmüne aykırı düşmez .

Etkin bir soruşturma, olay faillerinin cezalandırılmasına imkan verecek şekilde yapılması demektir. Etkililik, ceza hukuku ve idare hukukunu ilgilendiren hususlarda hazırlık soruşturması ve mecburi idari soruşturmanın gereği gibi yerine getirilmemesi ya da hiç yapılmaması hallerinde önem kazanmaktadır.

1. Hazırlık Soruşturması

Ceza konularında hazırlık soruşturmasının hiç yapılmamış olması ya da gereği gibi (ciddi) yapılmamış olması hemen her Türkiye kararında yer almaktadır. AİHM’in konu ile ilgili kararlarında pek çok kez atıfta bulunduğu BM Minnesota Protokolü ile etkili bir soruşturmadan bahsedebilmek için gereken asgari koşullar tespit edilmiştir. Bunlar:

1. Mağdurun kimliğinin belirlenmesi,
2. İleride olması muhtemel bir yargılama için delil teşkil edebilecek tüm emarelerin bulunup özenle saklanması,
3. Görgü tanıklarının bulunup ifadelerinin alınması,
4. Ölüm olayının muhtemel sebeplerini, zamanını ve yerlerini tespit etmek ve benzer olaylarla ilişkisinin araştırılması,
5. Ölüm olayının doğal sebeplerle mi, kaza ile mi, intihar sonucu mu, yoksa cinayet mi olduğunun tam olarak belirlenmesi,
6. Olayın faillerinin yakalanıp en kısa sürede adli mercilere teslim edilmesidir.

1990 yılında hükümet kararıyla gerçekleştirilen zorunlu göç sırasında yaşanan hak ihlalleri konusunda etkili bir hak arama mekanizması işlememiş, Cumhuriyet Savcılıkları ve mahkemelere intikal eden sınırlı sayıdaki şikayet “takipsizlik” ya da “beraat” ile sonuçlanmış, bölgedeki mahkemeler sanıkları ve tanıkları sorguya çekmek ve olay yerinde keşif yapmak gibi en temel fonksiyonlarını yerine getirememişlerdir. 25 bölgede yer alan hak ihlalleri, 1993’ten itibaren bireysel başvuru yolu ile AİHM’e götürülmüş ve mahkeme yaptığı olgu saptama duruşmalarından sonra ağır ihlal kararları vermiştir.


2. İdari Soruşturma

Konunun idare hukukunu ilgilendiren yanı ise memur yargılamasında öngörülen mecburi idari soruşturmanın etkili, sonuç alınabilir, işi uzatma ya da özgürlükler aleyhine kullanma amacı taşımayan bir yol olmasıdır. Ne yazık ki AİHM’in kararları, Türkiye’deki uygulamanın tam aksi olduğu yönündedir .

İlgiliye hak sağlayan ya da ilgilinin menfaatlerini koruyan idari işlemlerin makul sürede uygulanmaları gerekir. İdari makamların bunu yapmakta gecikmeleri veya idari yargı kararının İdarece yerine getirilmemesi, ilgilinin dava açma ve doğru yargılanma haklarını zedeler. Bu durum etkili başvuru hakkını ihlal ederken, yargının bağımsızlığına da gölge düşürür.


C. İhlal İddiası

Etkin bir yargı yoluna başvurabilmek için savunulabilir bir şikayetin, yani, ihlal iddiasının var olması gerekir. Bir hak ve özgürlüğün gerçek anlamda ihlali olasılığı, şikayetin savunulabilir olması anlamına gelir. İhlal iddiası, hukuki veya fiili dayanaktan mahrum ise veya hakkın suistimali anlamına geliyorsa artık savunulabilir bir şikayetten bahsedilemez. Ayrıca başvuru yolunun etkinliği, lehte bir sonuç sağlanacağının kesin oluşuna da bağlı değildir.



III. ETKİLİ BAŞVURU HAKKININ İHLALİ VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE BAŞVURU

1. İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi Şartı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan temel haklarının çiğnenmesinden şikayetçi olan bireylerin başvurularını belirli koşullar altında değerlendiren bir uluslararası mahkemedir. Sözleşme’nin 35. maddesi gereğince, Mahkeme’ye ancak iç hukuk yolları tüketildikten ve nihai karar tarihinden itibaren altı ay içinde başvurulabilir. Dolayısıyla Mahkeme’ye başvurmadan önce ilgili devletin sunduğu ve şikayetin konusunu oluşturan duruma çözüm getirebilecek tüm hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekir. İç hukuk yolları tüketilirken, ulusal mevzuatın öngördüğü usule, ve özellikle de süreye ilişkin kurallara uygun hareket edilmelidir.

Bununla birlikte Mahkeme’nin verdiği “tüm hukuk yollarının tüketilmesi” ile ilgili önemli bir kararında, cezai başvuru yolunu kullanan davacının, idare ve borçlar hukukuna ilişkin yolların tüketilmediği gerekçesiyle başvurusunun reddedilemeyeceğini belirtilmiştir.

Uyuşmazlık konusu olay hakkında hiçbir yargı yolunun bulunmaması halinde doğrudan mahkemeye başvurulabilir.


2. İç Hukuk Yollarının Tüketilmiş Sayılması

İç hukuk yollarının tüketilmiş olması davalı devletin uluslar arası yargı organı önünde hesap vermesinin en önemli koşuludur. Davalı devlet ancak kendi mahkemeleri önünde hakkın yerine getirilmediği iddiası üzerine uluslararası yargı organı önünde cevap verme durumundadır.

Buna karşılık “uluslararası hukukta genel olarak kabul edilen ilkelere göre” bazı özel durumlar davacının iç hukuk yollarını kullanmamış olmasını haklı kılabilir . Davacının, etkili ve uygun olmayan bir iç hukuk yolunu tüketmesi beklenemez. Dolayısıyla bu yolların tüketildiği varsayılır. Mahkemenin Türkiye ile verdiği bir kararda, Olağanüstü Hal Bölgesi kapsamında yaşanan hak ihlallerine ilişkin etkili ve yeterli bir iç hukuk yolu olmadığını, bunun bir idari pratik haline geldiğini kabul etmiş ve iç hukuk yolları tüketilmeden de Mahkemeye yapılmış başvuruları kabul edilebilir bulmuştur.

Mahkemenin aradığı iç hukuk yolunun tüketilmesi şartını şöyle formüle edebiliriz:

1. İç hukuk yollarının bulunması halinde, bu yollar tüketilmeden mahkemeye başvurulamaz.
2. İç hukuk yolunun bulunmaması halinde doğrudan mahkemeye başvurulabilir.
3. İç hukuk yollarının etkili ve uygun olmaması halinde de doğrudan mahkemeye başvurulabilir.






IV. DEĞERLENDİRME

Tüm bu anlatılanlar ışığında etkili bir başvuru hakkının hak arama özgürlüğünden adil yargılanmaya kadar bir çok hak ile yakından ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Gerek hukuki gerekse cezai alanda kişilerin, kendilerine yöneltilen suçlamalar karşısında açık, doğru ve dürüst bir yargılama hakkına sahip olmaları ne kadar önemliyse, etkin ve sonuç alınabilir bir iç hukuk yolunun bulunması da hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması açısından bir o kadar önemlidir. Devletlerin, bireylere hak ve özgürlük tanıyan antlaşmalara imza atmalarındaki amacın, ancak o hak ve özgürlükler etkili bir biçimde korunduğu zaman gerçekleşebileceği inancındayım. Bu nedenle mağdurları sindirmeye çalışarak yüksek tazminatlar ödemeye mahkum kalan bir devletin, üzerine düşen ödevleri yerine getirdiği takdirde daha kârlı çıkacağını düşünüyorum.




KAYNAKLAR

Seminer Metinleri

1-Ceza Yargılamasında Yasa Yollarından Temyiz - Av. Ayşegül Kaya

2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru – Av. Sezgin Tanrıkulu


Makale Ve Kitaplar

1- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihatları Işığında Etkili Başvuru Hakkı - Erhan ÇAKAN
2- İnsan Hakları Ve Yönetim Hukuku - Tekin Akıllıoğlu
3- Zorunlu İç Göç Sonrası Köye Dönüş, Ön Rapor - Prof. Dr. Füsun Üstel
4- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Dava Götürme Kılavuzu - Kerim Yıldız, Philip Leach
5- Anayasa Hukuku – Prof. Dr. Erdoğan Teziç
6- AİHS ve Türk Anayasal Sistemine Etkileri – Süheyl Batum
7- 2001 Anayasa Değişiklikleri Bağlamında Temel Hak ve Özgürlüklerin , Sınırlandırılması – Doç. Dr. H. Tahsin Fendoğlu
8- İnsan Hakları Hukuku Mevzuatı
9- AİHM Kararları
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Etkili Bir İç Hukuk Yoluna Başvurma Hakkı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mehmet Çolak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
19-03-2005 - 12:39
(6992 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 31 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 20 okuyucu (65%) makaleyi yararlı bulurken, 11 okuyucu (35%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
20869
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 23 saat 40 dakika 16 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,98 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 12097, Kelime Sayısı : 1488, Boyut : 11,81 Kb.
* 61 kez yazdırıldı.
* 62 kez indirildi.
* 18 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 186
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06488490 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.