Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale 2014 Mit Kanunu Değişikliklerinde Bulunan Hukuka Aykırılıklar

Yazan : Emre Subaşı [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Uzantıları şimdiden görülmeye başlanan 2014 Mit kanunu değişikliklerinde bulunan hukuka aykırılıklar, özet olarak kaleme alınmıştır. Söz konusu değişikliklerin sadece hukukçuları değil, tüm vatandaşları yakından ilgilendirdiği kanaatindeyim.

GENEL OLARAK
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 1983 tarihinden bu yana yürürlükte olan Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun çağın gerisinde kaldığı ve değişikliklere ihtiyaç duyduğu hususunda çoğu yazar ve düşünür hemfikirdir. Fakat ilgili yasa değişikliği, MİT’in yetkilerini ‘demokratik olduğu iddia edilen’ bir devlette kabul edilmesi güç derecede artırmakta, akıllarda ciddi soru işaretleri bırakmaktadır. Burada hemen hatırlatmak gerekir ki; söz konusu değişiklik teklifi 30 Mart yerel seçimlerinden önce de meclisin önüne gelmiş, muhalefet kürsülerindeki yoğun itirazlar sonucunda yerel seçim sonrasına bırakılmıştı. Bu bağlamda 30 Mart yerel seçim sonuçları, hali hazırda zaten siyasileşmiş Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, tamamen siyasi hale gelmesine zemin hazırlayacak teklife ‘halkın güvenoyu’ niteliğinde kabul edilmiş, seçim sonrası apar topar meclisten geçirilmiştir. Bir çok konuda anayasaya açık aykırılık teşkil eden bu değişikliklerin anayasa mahkemesi denetimi sonucunda bazı maddelerinin iptal edilmesi kuvvetle muhtemeldir. Aşağıda adı geçen yasa değişikliklerinin (sadece en önemli olanlarının) konu başlıklarına göre nesnel biçimde yorumlanılmasına çalışılacaktır.

a)MİT’e Verilen Yeni Yetkiler Bakımından
Göze en çok çarpan yeni yetkilerden biri MİT’in her türlü kurum, kuruluş ve kişiden; bilgi, belge, veri isteyebilmesi ve ilgili kurum ve kuruluşların da bu isteği geri çevirememesidir. İlgili hususun ‘Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun’da üstüne basılarak ifade edilmesi yetmemiş, Md.3/C bendinde de soruşturma veya kovuşturma aşamasında mahkemelerden de istenebileceği belirtilmiş ve uygulanabilirliğini güvence altına almak için bu kanuna diğer kanunlara nazaran üstünlük tanındığı belirtilmiştir.Oysa temel ilkelerden biri olan soruşturmanın gizliliği ilkesi, hakkında soruşturma yapılanın, soruşturmadan haberdar olmaması ve delilleri karartmaması amacıyla uygulanmakta olup, yargılamanın sağlığı açısından hayati öneme sahiptir. Bu ilkenin göz ardı edilerek, soruşturma aşamasını MİT’in ulaşabileceği kaynakların arasına sokmak, özellikle MİT’in güvenilirliği konusunda iyiden iyiye şüphe duyulan bu dönemde, hukuk için oldukça dramatik sonuçlar doğurabilir.Yine bu madde ile; avukat ve müvekkili arasında sır olarak kalması gereken bilgiler MİT tarafından avukattan talep edilebilecek, avukat ise avukatlık kanunu dahilinde sır saklama yükümlülüğünü öne sürerek bilgileri vermekten kaçınamayacaktır. Öte yandan; şirketler, bankalar gibi özel kurumların da bu kapsamda bulunması sebebiyle ticari sır kavramının göz ardı edildiği açıktır. Bu sebeple ilgili değişikliğin yabancı yatırımcıyı korkutabileceği ve uzun vadede ekonomiyi olumsuz etkileyeceği değerlendirilmektedir.
İlgili kanunun 6. Maddesi /J bendine eklenen hüküm ise kişiye özel kanun çıkarıldığının canlı ispatı niteliğindedir. Bunun nedeni genel nitelik taşıması gereken, kanun sıfatını taşıyan bir metnin, lise seviyesinde eğitim gören bir gencin bile açıkca farkedebileceği şekilde imralıya atıfta bulunacak şekilde kaleme alınmasıdır. Madde içinde terör örgütleriyle ve mahkumlarla görüşebilme yetkisi birarada ele alınmıştır. Eleştirilen nokta, kanun kapsamına alınan yeni yetkiler değil, kanuna yazılma amacı ve şeklidir. Aksine güçlü devlet mekanizmasını muhafaza etmek isteyen her istihbarat kurumu, terör örgütleriyle irtibat halinde olmalı -ki hali hazırda MİT’in de yasal dayanak olmadan dahi irtibat halinde olduğu bilinmektedir- ve ceza infaz kurumlarındaki mahkum veya tutuklularla görüşebilmelidir.
Bunların yanısıra MİT’e önleyici istihbarat elde etme amacıyla, her hangi bir mahkeme ya da hakimden izin almaksızın ankesörlü telefonla yapılan iletişimin denetlenebilmesi yetkisinin verilmesi kötüye kullanım açısından oldukça riskli bir düzenlemedir. Bu ihtimal göz ardı edildiğinde, gerektiğinde ankesörlü telefonla yapılacak olan dinlemelere yasal zemin hazırlanması, suç ve suçluların önüne geçebilme açısından önemli rol oynayabilir. Ayrıca teşkilatta görevlendirilecek kişilerin güvenilirliğini test etmek için yalan makinası dahil modern teknikleri kullanabilme yetkisinin verilmesi de MİT’in çağa ayak uydurabilmesi açısından olumlu gelişmelerdir.

b)MİT Görevlilerinin Soruşturulması ve Kovuşturulması Bakımından
Yeni değişiklikle beraber artık cumhuriyet savcılarının MİT görevlisi hakkında herhangi bir suç sebebiyle soruşturma yapması gerektiği taktirde, ilgili kişi hakkında takibat yapabilmek için MİT’ten (işin göreve ilişkin olup olmadığı hususunda bir bakıma) izin almak zorundadırlar. Avrupa ve ABD ile kıyaslandığında MİT’in hali hazırda etkin bir denetim altında olmadığı açıktır. Durum bu iken, adı geçen değişiklik, zaten ağır aksak işleyen yargı denetimini de devre dışı bırakacaktır. En tehlikeli değişiklik olarak göze batan söz konusu madde kapsamında, suç sınırlaması yapılmamış, istisna dahi getirilmemiştir. Böylelikle bir MİT görevlisi göreviyle çok alakasız bir suçu işlerken, suçüstü halinde yakalansa dahi; soruşturulabilmesi MİT müsteşarının iki dudağının arasına bırakılmış, hukuk devleti kavramı ağır bir yara almıştır. Pek tabi bu düzenleme, aynı zamanda devletin kendi bünyesindeki savcı ve hakimlerine güvenmediğinin de çok açık bir göstergesidir. Öte yandan, MİT personelinin işlediği iddia olunan bir suç için, yine MİT’ten izin alınması trajikomik bir durumdur. Bu amaçla mutlaka soruşturmanın izne bağlanılması şart ise; MİT’in iş ve işlemlerinden haberdar hakimler, askerler ve mit görevlilerinden oluşan bağımsız bir kurul oluşturulup, ilgili kişi hakkındaki soruşturma izni verme yetkisinin bu kurula bırakılmasının daha adil bir çözüm olabileceği kanısındayız.
Yine buna paralel olarak; değişiklik yapılması hakkındaki kanun ek madde-1 ile birlikte yasaya eklenen diğer bir hüküm de; ‘MİT’e yardımcı olanlara’ ilişkin bir çeşit dokunulmazlık getirilmesidir.Bu kişiler hakkında cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma başlatılmak istendiğinde; (MİT görevlileri gibi) teşkilata yazı yazılacak ve MİT tarafından verilmesi muhtemel, ‘göreve ilişkindir’ cevabı karşısında hiçbir işlem yapılamayacaktır.Şüphesiz izin alınma şartı getiren her iki değişikliğin de kötüye kullanımı müsait olmakla beraber, MİT’ten bir bakıma yargı makamı(!) olması beklenmektedir. Çünkü yasada yer alan ‘görev, faaliyet ve yardımları sebebiyle sorumlu tutulamaz’ cümlesi, yasada kullanıldığı haliyle sınırsız düşünüldüğünde oldukça tehlikeli olabilecek, muğlak bir ifadedir ve dolayısıyla uygulamada altının doldurulması gerekecektir.
Değişiklik yapılmasına dair kanunla beraber 26. Maddeye eklenen ihbar ve şikayetin geçerli kabul edilebilmesine ilişkin getirilen ağır şartların ise mantık dahilinde açıklanması güçtür. Şikayeti ya da ihbarı yapan şahıstan bir nevi cumhuriyet savcısı gibi delil toplaması, dayanakları göstermesi ve kimliğini çok açık bir şekilde belli etmesi beklenmekte; aksi halde cumhuriyet savcılarınca işleme konulmayacağı hükmü getirilmektedir. Amaçlananın ise, MİT mensuplarının olabildiğince adli denetimden uzak tutulması ve suç bilgisine kimin nasıl ulaştığının devlet tarafından bilinmesi olduğu açıktır.

c)MİT Elemanlarının Tanıklığına Getirilen Sınırlamalar Bakımından
İstihbarat servisleri hakkında kanun sınırlarının daha esnek olması zorunluluğu dünyada da kabul edilen bir gerçektir. Fakat bu zorunluluk, kanuni denetimden uzak olunabileceği anlamına gelmemelidir. MİT mesuplarının MİT’in görev ve faaliyetlerine ilişkin iş ve işlemlere karşı tanıklık yapma yasağı, tam da bu noktada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına karşı büyük bir yargı engeli niteliğindedir. Doğası gereği MİT’in iş ve faaliyetleri büyük gizlilik içinde yürütülecek, bu esnada hukuka aykırılık olması halinde ise yargılama süresince MİT mesubu olanların beyanları kabul edilmeyecektir. Bu maddenin geniş yorumlanılması halinde uygulamada büyük sorunlar ve hukuksuzluklar ortaya çıkabilecektir. Cumhuriyet savcılarının soruşturmaya başlayabilmek için, MİT’ten ilgili suçun görev kapsamında olup olmadığını öğrenmesi gerektiğine yukarıda değinmiştik. Örneğin olası bir suç sonrası soruşturma durumda MİT’in: ‘görev dahilindedir’ cevabına karşılık olarak, görevi bizzat yapan veya yasadışı faaliyetin verilen görevle alakasız olduğunu bilen bir MİT mesubunun bu beyanı kabul edilmeyecek, bir bakıma cumhuriyet savcısının da eli kolu bağlanarak, verilen cevaba koşulsuz şartsız uymak mecburiyetinde kalınacaktır.

d)MİT Belgeleri Hakkında Getirilen Yayın Yasağı Bakımından
MİT ile ilgili belgelerin basına sızmasını engelleme çabalarından biri olarak karşımıza çıkan bu değişiklik, ilgili belgeleri herhangi bir platformda yayınlanması durumunda süreçte rol alan pergeldeki herkese ağır cezalar getirmektedir. Bu pergel o kadar geniş tutulmuştur ki; matbaa çalışanına kadar uzanmaktadır. Bu bağlamda değişiklik, cezanın bireyselliği ilkesini çiğnemekte olup, haber alma hakkı ve basının sansürlenmesi açısından da açık bir anayasaya aykırılık teşkil etmektedir.

İstihbarat Hukuku Yüksek Lisans
Av. Emre Subaşı
emresubasi11@gmail.com
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"2014 Mit Kanunu Değişikliklerinde Bulunan Hukuka Aykırılıklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Emre Subaşı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
07-09-2014 - 16:20
(3533 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
3818
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 10 dakika önce.
* Ortalama Günde 1,08 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 9376, Kelime Sayısı : 1324, Boyut : 9,16 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1795
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03574109 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.