Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Hacizli Taşınmazın Satışından Vazgeçmek

Yazan : Seda Sallı [Yazarla İletişim]

Hacizli Taşınmazın Satışından Vazgeçmek
Madde 110 “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilir. Haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczinin kalktığının tespit edilmesi hâlinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve işlem ilgili icra dairesine bildirilir. Birinci fıkra gereğince haczin kalkmasına sebebiyet veren alacaklı o mala yönelik olarak, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olur”. Bu hükümden anlaşılmalıdır ki satış istenmesine rağmen daha sonra geri alınmasının mümkündür. Ancak satış talebinin geri alınması durumunda kalan süre içinde mi yeniden satışın isteneceği, yoksa yeni bir sürenin mi başlayacağı konusunda Yargıtay yeni kararlarında bir satış süresinin işlemeyeceğini kabul etmektedir .
Alacaklının “satışın durdurulmasını” istemesi, satış talebini geri almak anlamına alınmalıdır. Satış talebini geri alan alacaklı, anacak, haciz tarihinden itibaren kalan satış isteme süresi içinde yeniden satış isteyebilir. İİK md. 110/I deki “talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse” deyiminin bu şekilde anlaşılması gerekir .
İİK’nın 106. ve 110. maddeleri hükümleri (benzer şekilde haciz isteme süresi m. 78
ile) kanunun alacaklıya tanıdığı bazı hakları sınırlama gayesi gütmektedir. Bu cümleden
olarak, yasa koyucu haczedilen malın satış isteme süresini ve geri alınan satış
istemini "yenileme" süresini sınırlamış, sürenin geçirilmesini de "haczin düşmesi" yaptırımına
bağlamış bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, yasa koyucunun bir taraftan haczin hüküm süresini kısıtlamaya çalışırken, diğer taraftan bu gayesini çürütecek bir yöntemle alacaklının dilediği şekilde (satış isteyip geri almak suretiyle) bu süreyi hükümden düşürmeyi alacaklının iradesine terk etmiş olduğunu, söylemek mümkün değildir. Bu nedenle satış istemini geri alma işlemi, haciz tarihinden itibaren başlayan satış isteme süresini hiçbir şekilde etkilemez .

Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre “…alacaklının talebi üzerine verilen haciz kararı süresinde satış yapılmazsa düşer…” . “… Taşınmazların hacizden itibaren iki yıl içinde satışının istenmesi gerekir…” . “… Alacaklının satış talebi, avansın yatırıldığı tarihtir…” . Kanun maddesi, doktrin ve anılan kararlar doğrultusunda Yerleşik Yargıtay uygulaması dikkate alındığında satış talebi sayılan işlemler ve sayılmayan işlemlerin ayrımına varılması gerekmektedir. Bu durumda yine yerleşik Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında taşınmazın çap ve imar durumunun celbi ve kıymet takdiri yapılması gibi işlemler satış talebi niteliğinden sayılmamaktadır .
Satış talebinde bulunan alacaklının talebinden vazgeçmesi kural olarak mümkündür ancak kanunda satış talebinin geri alınmasının ne zamana kadar yapılacağına dair bir hüküm bulunmamakla birlikte md. 111 kapsamında yer alan taksit sözleşmesi yapılması halinde alacaklının satış talebini geri aldığı görülmektedir. Ancak kanundaki yasa boşluğu ve uygulamadaki haksız ve iyi niyetli olmayan borçluyu taciz etme amaçlı olarak alacaklının dilediği zaman satış talebini geri alması dilediği zaman da satış talebinde bulunmasının muhtemel olması sebebiyle İcra ve İflas Hukuku’nun temel ilkelerinden olan menfaatler dengesi ilkesi göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ilkeden hareketle geçerli bir sebebi olmadığı halde (borçlu ile protokol, taksit sözleşmesi yapılması vb.) satış talebinin geri alınması Harçlar Kanunu md. 23’de yer alan feragat harcının ödenmesi gerekir.
Madde 23 “Her ne sebep ve suretle olursa olsun, icra takibinden vazgeçildiğinin zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısı alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır”. Bir diğer ifade ile takibin bulunduğu aşamaya göre, icra müdürlüğünce tahsil edilmiş olsa idi, ne oranda harç tahakkuk ettirilecekse, feragat harcında, bu oranın yarısı feragat harcı olarak icra müdürlüğünce tahsil edilir. Satış talebi olup da satış yapılmaz ise vazgeçme harcı % 3,6 olarak ödenecektir.
Hacizden sonra taksitle ödeme
Madde 111 – “Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeği taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur.
Şu kadar ki borçlunun kâfi miktar malı haczedilmiş bulunması ve her taksitin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır”.

Borçlu, mallarının haczedilmesinden sonra (fakat satış talebinden önce) borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve bu taahhüdü md 111/I ve II’ deki şartlara uygun olursa alacaklının muvafakatine gerek kalmadan, icra takibi kendiliğinden durur. Yani icra müdürü, borçlunun hacizli mallarını satamaz. Yargıtay kararları da bu yöndedir . Bu hukuki kurumdan yararlanılarak satış talebinden önce taksit sözleşmesi yapılarak taşınmazın satılıp paraya çevrilmesi aşamasına geçilmeden alacaklı alacağına kavuşma imkânına sahip olur.
Uygulamada icra dairelerinin taşınmaz satışından vazgeçen alacaklıdan tahsil harcı alındığı görülmekte ise de “…Alacaklı asil, icra dairesine yapmış olduğu başvuruda sadece hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş olup, takipten vazgeçtiğine ilişkin beyanı bulunmamaktadır. 492 Sayılı Harçlar Kanununun 23. maddesinde, takipten vazgeçilmesi halinde tahsil harcı alınacağı öngörülmüş olup, anılan maddenin olayda uygulama yeri bulunmadığından icra müdürlüğünce tahsil harcı alınması doğru değildir. Ayrıca; alacağını tahsil edemeyen alacaklının yeniden haciz istemesine engel bir hal de bulunmamaktadır…” şeklinde Yargıtay kararı mevcuttur. Ancak, başka bir görüşe göre ise ANAYASA MADDE 73:
“Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır” hükmünden hareketle alınan tahsil harcının yasal dayanağının olduğu yönündedir. Anılan kararlar ve kanun hükümleri dikkate alındığında haciz konulan taşınmazın satış isteminden vazgeçmek için tarafımızdan tahsil harcı alınması ihtimal dâhilinde olabilir.



T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4448
K. 2005/7040
T. 1.4.2005
• HACİZ İSTEME HAKKI ( Ödeme Emrinin Tebliğinden İtibaren Bir Yıllık Süre İçerisinde Haciz İstendiği İçin Düşmediği - İİK.nun 78 /Son Maddesi Gereğince Borçluya Yenileme Emrinin Tebliği Zorunlu Bulunmadığı )
• YENİLEME EMRİ TEBLİĞİ ( Ödeme Emrinin Tebliğinden İtibaren Bir Yıllık Süre İçerisinde Haciz İstendiği İçin Alacaklının Haciz İsteme Hakkı Düşmediğinden Borçluya Tebliği Zorunlu Olmadığı )
• HACİZ KARARININ DÜŞMESİ ( Süresinde Satış Yapılmaması Nedeniyle - Bu Durumda Borçlunun SSK'dan Aldığı Maaş Üzerine Haciz Konulması İçin Yenileme İsteğinin Diğer Tarafa Tebliğine Gerek Olmadığı )
• MAAŞ ÜZERİNE KONULAN HACİZ ( Süresinde Satışın Yapılmaması Nedeniyle Haciz Kararının Düşmesi - Bu Durumda Borçlunun SSK'dan Aldığı Maaş Üzerine Haciz Konulması İçin Yenileme İsteğinin Diğer Tarafa Tebliğine Gerek Olmadığı )
2004/m.78,106,110
818/m.125
ÖZET: Somut olayda, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde 27.01.2003 tarihinde haciz istendiği için alacaklının "haciz isteme hakkı" düşmemiş olup, İİK.nun 78 /son maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin tebliği zorunlu bulunmamaktadır. Alacaklının talebi üzerine verilen haciz kararı ise süresinde satış yapılmadığından İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereğince düşmüştür. Bu durumda borçlunun SSK'dan aldığı maaş üzerine haciz konulması için yenileme isteğinin diğer tarafa tebliğine gerek yoktur.
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: İİK.nun 78/2. maddesi gereğince haciz istemek hakkı, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene geçmekle düşer. Aynı maddenin 4 ve 5. fıkraları gereğince ise, ( haciz kanuni müddet içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmez ise dosya muameleden kaldırılır. Yeniden haciz istemek yenileme talebinin borçluya tebliğine bağlıdır. İlama dayalı olmayan takiplerde yenileme talebi üzerine, yeniden harç alınır. )
Somut olayda, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde 27.01.2003 tarihinde haciz istendiği için alacaklının "haciz isteme hakkı" düşmemiş olup, İİK.nun 78 /son maddesi gereğince borçluya yenileme emrinin tebliği zorunlu bulunmamaktadır. Alacaklının talebi üzerine verilen haciz kararı ise süresinde satış yapılmadığından İİK.nun 106 ve 110. Maddeleri gereğince düşmüştür. Bu durumda borçlunun SSK'dan aldığı maaş üzerine haciz konulması için yenileme isteğinin diğer tarafa tebliğine gerek yoktur. Ancak, anılan yasa hükümlerine rağmen gerek olmadığı halde yenileme dilekçesinin dahi tebliğ edildiği anlaşıldığından bu işlem sonuca etkili görülmemiştir. Ayrıca, dayanak belgenin niteliğine göre olayda Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı uygulanacağından mahkemenin aksine gerekçesinde de isabet görülmemiştir. Bu durumda, istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. Maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 01.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/9650
K. 2010/13083
T. 22.11.2010
• TAŞINMAZ HACZİNDEN SONRA SATIŞ İSTEME SÜRESİ ( Taşınmazların Haczinden İtibaren İki Yıl İçinde Satış İstenmesi Gereği/İkinci Satışta Alacaklı Çıkmazsa Satış Talebinin Düşeceği - Davalının Haczinin Düşüp Düşmediğinin Belirleneceği )
• İKİNCİ SATIŞTA ALACAKLI ÇIKMAMASI ( Taşınmazların Haczinden İtibaren İki Yıl İçinde Satış İstenmesi Gereği/İkinci Satışta Alacaklı Çıkmazsa Satış Talebinin Düşeceği - Davalının Haczinin Düşüp Düşmediğinin Mahkemece Belirleneceği )
• TAŞINMAZ SATIŞI ( Taşınmazların Haczinden İtibaren İki Yıl İçinde Satış İstenmesi Gereği/İkinci Satışta Alacaklı Çıkmazsa Satış Talebinin Düşeceği - Davalının Haczinin Düşüp Düşmediğinin Mahkemece Belirleneceği )
2004/m.106, 110, 129
ÖZET: Taşınmazların haczinden itibaren iki yıl içinde satış istenmesi gerekir; aksi takdirde haciz düşer. Bununla birlikte ikinci satışta alacaklı çıkmazsa, satış talebi düşer. Alacaklının satış düştükten sonra kalan sürede tekrar satış istemesi gerekir. Delillerin toplanması ve davalının haczinin düşüp düşmediğinin belirlenmesi gerekir.
DAVA: Davacı R... Varlık Yönetim A.Ş. vekili ile davalı T. İş Bankası vekili arasında görülen dava hakkında Denizli 2.İcra Mahkemesinden verilen 20.01.2009 gün ve 740-32 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 14.04.2010 gün ve 532-4363 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Mahkemece, davalının iki yıllık süre içinde satış istediği fakat bir kez satış istemekle haczin belirsiz bir zaman için uzayacağının kabul edilemeyeceği, satışın yapılamaması halinde alacaklının tekrar satış istemesi gerekeceği, kıymet takdirinin ise yeni bir haciz ya da satış talebi sayılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin bozma kararına karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemiyle yeniden yapılan inceleme sonucu;
İcra ve İflas Kanunu'nun 106’ncı maddesine göre taşınmazların haczinden itibaren iki yıl içinde satış istenmesi gerekir; aksi takdirde haciz düşer ( İİK. M.110 ). Somut olayda davalı yanın alacaklı olduğu takip dosyasından bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 29.06.2001 günü ihtiyati haciz konulmuş, bu haciz ödeme süresinin geçmesi ile 14.07.2001 günü kesin hacze dönüşmüş ve yasal iki yıllık süre dolmadan satış talep edilerek, masraf avansı da 24.06.2003 tarihinde yatırılmıştır ( İİK. M.59 ). Bu bakımdan mahkemenin yasal süre içinde satış istendiğine dair tespitinde bir hata bulunmadığından, davalının haczinin ayakta olduğunun kabulü gerekir.
İcra ve İflas Kanunu'nun 129. maddesinin son cümlesine göre “ikinci satışta alacaklı çıkmazsa, satış talebi düşer”. Bu hükümden anlaşılması gereken satışın düşmesinden itibaren alacaklı, satış talebinde bulunduğu tarih itibariyle satış istemek için öngörülen süreden geriye kalan sürede satış isteyebileceğidir. Alacaklı satış düştükten sonra kalan sürede tekrar satış istemesi gerekir.
Dairemizin 06.10.2009 gün ve 2009/6640–8892 E. K. sayılı geri çevirme kararı ile ihale hakkında bilgi alınabilmesi amacıyla dosya mahalline geri çevrilmiş ise de, satışın yapıldığı Foça İcra Dairesi'nin 2001/191 Tal. Sayılı dosyanın bulunamadığı bildirilmiştir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Mahkemece yapılacak iş, taşınmazın daha evvel ihaleye çıkartılıp çıkartılmadığı ve İcra ve İflas Kanunu'nun 129. maddesi hükmü de gözetilerek delillerin toplanması ve davalının haczinin düşüp düşmediğinin belirlenmesinden ibaret olup, bu hususun gözden kaçırılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Hükmün bu gerekçeyle bozulması gerekirken ilamda yazılı gerekçeyle bozulduğu anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 14.04.2010 günlü 2010/532 Esas-2010/4363 Karar sayılı bozma kararının değiştirilerek yerel mahkeme kararının açıklanan gerekçeyle BOZULMASINA, 22.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/12447
K. 2013/20115
T. 30.5.2013
• TAŞINMAZ SATIŞININ HACİZDEN İTİBAREN İKİ SENE SONRA TALEP EDİLMESİ ( Haciz Tarihi İtibariyle Yürürlükte Bulunan Değişiklik Öncesi 2004 S.K. Md.106'da Satış İsteme Süresi 2 Yıl Olduğu/Alacaklının Satış Talebinin Avansın Yatırıldığı Tarih Olduğu - İhalenin Feshi Gerektiği )
• İHALENİN FESHİ TALEBİ ( Alacaklının Satış Talebinin Buna İlişkin Avansın Yatırıldığı Tarihte Yapılmış Sayılacağı/Haciz Tarihi İtibariyle Yürürlükte Bulunan Hükme Göre Gayrimenkullerde Satış İsteme Süresi 2 Sene Olduğu - Sürenin Geçirildiği/Geçerli Haciz Olmadığından Feshine Karar Verileceği )
• SATIŞ İSTEME SÜRESİNİN GEÇMESİ ( Geçerli Bir Haciz Olmaksızın Yapılan İhalenin Feshine Karar Verilmesi Gerektiği - İcra Müdürünün Süre Geçmesine Rağmen Satış Talebini Kabul Etmesi Bu Hususun Kamu Düzeninden Oluşu Nedeniyle Süresiz Şikayete Tabi Olduğu )
• SATIŞ TALEBİ ( Avansın Yatırıldığı Tarihte Yapılmış Sayılacağı/İcra Müdürünün Satış Talebinin Yasal Süreler İçinde Yapılıp Yapılmadığını Re'sen Gözeteceği - Satış Talebi Bu Sürelerden Sonra İse Talebi Reddetmesi Gerektiği/Süre Geçmesine Rağmen Talep Kabul Edilirse İşlemin Süresiz Şikayete Tabi Olduğu )
• HACZİN GEÇERSİZ OLMASI ( Haciz Tarihi İtibariyle Yürürlükte Bulunan Hükme Göre Gayrimenkullerde Satış İsteme Süresinin 2 Yıl Olduğu - Alacaklının Bu Süreden Sonra Satış İstediği/Geçerli Bir Haciz Olmadan Yapılan İhalenin Feshine Karar Verilmesi Gerektiği )
2004/m.106, 110
ÖZET : Alacaklının, haczedilen mal taşınır ise hacizden itibaren bir sene, taşınmaz ise hacizden itibaren iki sene içinde satılmasını isteyebileceği, yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı öngörülmüştür. İcra müdürü, satış talebinin, bu süreler içinde olup olmadığını re'sen gözetmeli, satış talebi, bu sürelerden sonra ise, talebi reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun değişiklik öncesi 106. maddesine göre gayrimenkullerde satış isteme süresi 2 yıldır. Alacaklının satış talebi, buna ilişkin avansın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 19.02.2013 tarih, 32732/4927 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi İrfan Sıvakcıgil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 6352 Sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki İİK'nun 106.maddesinde; alacaklının, haczedilen mal taşınır ise hacizden itibaren bir sene, taşınmaz ise hacizden itibaren iki sene içinde satılmasını isteyebileceği, 110. maddesinde ise yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı öngörülmüştür.
İcra müdürü, satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığını re'sen gözetmeli, satış talebi, bu sürelerden sonra ise, talebi reddetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesi, bu hususun kamu düzeninden oluşu nedeniyle süresiz şikayete tabidir. Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekir ( Baki Kuru, İcra El Kitabı,s.520 ).
Somut olayda, satışa konu gayrimenkullerin 08.05.2009 tarihli haciz yazısı ile haczedildikleri ve 03.08.2012 tarihli ihale ile satıldıkları görülmektedir. Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun değişiklik öncesi 106. maddesine göre gayrimenkullerde satış isteme süresi 2 yıldır. Alacaklının satış talebi, buna ilişkin avansın yatırıldığı 18.05.2011 tarihinde yapılmış sayılacağından; 08.05.2009 tarihinde konulan haciz, İİK'nun 110. maddesi gereğince kalkmış olduğundan mahkemece, geçerli bir haciz olmaksızın yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi isabetsiz olup kararın bu sebeple bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19.02.2013 tarih ve 2012/32732 E., 2013/4927 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Hacizli Taşınmazın Satışından Vazgeçmek" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Seda Sallı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-04-2016 - 13:42
(2939 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 2 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
23747
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 2 saat 35 dakika 53 saniye önce.
* Ortalama Günde 8,08 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 18506, Kelime Sayısı : 2350, Boyut : 18,07 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* 2 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1898
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04504800 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.