Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Fsek Kapsamında Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar

Yazan : Eser Rüzgar [Yazarla İletişim]
Avukat, Galatarasay Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk A.B.D. Yüksek Lisans Öğrencisi

I. ESER SAHİNİN HAKLARINA KOMŞU HAKLAR KAVRAMI VE TERMİNOLOJİ SORUNU
Bir fikir ve sanat eserini meydana getiren eser sahipleri özel düzenlemeler ile korunmuşlardır. Ancak bu korumanın kapsamı yeterince geniş değildir. Eser sahibine benzer şekilde; eseri yorumlayan, yayınlayan, çoğaltarak dağıtımını yapan kişilerin de harcadığı emek, zaman ve paraya koşut olarak özel bir korumanın altında olması gerekir.1 Bu gereklilik, icra edilen ürünün sahibinin hususiyetini taşıması sebebiyle bir eser niteliğinde olması ve de icra edilmemiş veya tespit edilmemiş eserlerin geniş kitlelere ulaşmasının mümkün olmamasından kaynaklanmaktadır.2 Bunun yanında uluslar arası bir düzenleme ihtiyacı her toplumun ortak amaç ve yarar birliğinin olması, anılan grupların haklarının sistematik olarak ihlal ediliyor olmasından kaynaklanmaktadır.3 Kanun komşu hak sahiplerinin haklarının düzenlerken özellikle eğitim, araştırma ve bilgiye erişim ile ilgili geniş kamu yararını gözetmesi ve fikri ürünün ortaya çıkması için harcanan emek ile geniş kamu yararı arasında bir denge kurması gerekir.
FSEK m. 1/B, j ve k ile bağlantılı haklar ve komşu haklar ayrı ayrı tanımlanmıştır. FSEK m . 1 /B, k’ ya göre; icarcı sanatçı, fonogram yapımcısı ve radyo-televizyon kuruluşu komşu hak sahibi olarak gösterilmiştir. Bunu yanında FSEK m. 1/B, j’ ye göre ise; film yapımcıları bağlantılı hak sahibi olarak belirtilmiştir. Kanunun bu şekildeki sistematiğine çeşitli eleştiriler getirilmiştir. Uluslar arası anlaşmalar ile sağlanmaya çalışılan terminoloji birliği açısından yukarıda anılan kavramların tek bir çatı altında birleştirilmesi gerektiği belirtilmektedir.4
Uluslar arası anlaşmalarda tanımlanan gruplar arasında icracı sanatçı, fonogram yapımcısı ve yayın kuruluşları tanımlanmıştır. Sinema yapımcısına benzer şekilde tanımlanmış bir grup yoktur. 5 Ancak bu durum sinema yapımcıları için ayrı tanımlamanın yapılması açısından geçerli bir neden teşkil etmemektedir. Zira taraf olunan uluslar arası anlaşmalar korumanın asgari sınırını teşkil etmektedir.6 Sonuç olarak FSEK’de bağlantılı hak sahibi olarak anılan sinema yapımcılarının komşu hak sahibi olarak anılmasında kanaatimizce bir engel yoktur.
Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar Yönetmeliğinin 4. Maddesine göre komşu haklar: “Eser sahibinin haklarına zarar vermeden ve onun rızası ile bir eseri özgün biçimde icra eden veya icrasına katılan, bir icrayı ya da sesleri ilk defa tespit eden, yayınlayan gerçek ve tüzel kişilerin münhasıran sahip oldukları; icrayı tespit etme, çoğaltma, kiralama, telli?telsiz her türlü araçla yayınlama ve kamuya açık yerlerde temsil suretiyle bundan faydalanma hakları” olarak tanımlanmıştır. Bu hüküm dayanağını FSEK m. 1/B, j’ den almaktadır.

II. KOMŞU HAK SAHİPLERİ VE HAKLARI
FSEK, Roma Sözleşmesi , WIPO, TRIPS’ e uygun olarak komşu hak sahiplerini üç grup olarak belirlemiştir. Bunlar: icracı sanatçılar, fonogram yapımcıları ve radyo-televizyon kuruluşlarıdır. İngiliz ve Amerikan hukukunda ise bu sınıflar daha geniştir. Anılan hukuklarda yukarıdaki gruplara ek olarak “sui generis” hak sahipliği içinde veri tabanı yapımcılarına ve topografya yapımcılarına hak tanınmıştır. 7


A) İCRACI SANATÇILAR VE HAKLARI
1. Genel olarak
2007 yılında TBMM tarafından uygun bulunan WIPO İcralar Ve Fonogramlar Anlaşması’ na göre icracı sanatçılar: “edebiyat ya da sanat eserlerini veya folklorik ifadeleri herhangi bir şekilde yorumlayan, tanıtan, söyleyen, oynayan ya da icra eden aktörler, şarkıcılar, müzisyenler, dansçılar ve diğer kişiler” olarak tanımlanmışlardır. Roma sözleşmesi madde 3/a’ daki tanımın kapsamı burada genişletilmiştir. FSEK m. 80’ de icracı sanatçılar: “ eser sahibinin izni ile özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçılar” olarak tanımlanmıştır.8
Yukarıdaki uluslar arası ve ulusal mevzuat ışığında icracı sanatçı: Bir eseri, sanatsal faaliyet kapsamında özgün olarak icra eden gerçek kişi olarak tanımlanabilir. Sanatsal faaliyetin doğası gereği bu icranın topluma ( 3. Kişilere ) karşı yapıldığı kabul edilmelidir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi icra edilen şeyin eser niteliğinde olması gerekir. Ayrıca esere hususiyetini katması içinde gerçek bir kişi olması da kaçınılmazdır. 9 Bu hususiyet münferit bir icracı tarafından sağlanabileceği gibi bir grup tarafından da sağlanabilir.10
İcra edilen eser genellikle başka bir kişinin fikri mesaisinin ürünüdür. Ancak bazı hallerde eser sahibi de kendi eserini icra edebilir. Bunun yanında eserin icra ile aynı anda oluştuğu durumlarda mevcuttur. Buna örnek olarak doğaçlama bir tiyatro oyunu ya da âşık atışmaları verilebilir. İcracıların eser ile sıkı şekilde bağlı kalmaksızın yorumlamaları neticesinde ortaya çıkan icraların bağımsız bir eser sayılıp sayılmayacağı tartışma konusudur. Kanaatimizce belli bir seviyenin üzerinde oluşan özgünlük sonucu ortaya çıkan icra eser olarak değerlendirilmelidir.11


2. İcracı Sanatçının Hakları
a. Genel Olarak
WIPO anlaşmasının 1. Maddesinin 2. Fıkrası, Roma Sözleşmesinin 1. Maddesi, FSEK madde 80 ve Yönetmelik madde 2 uyarınca icra üzerinde icracının sahip olduğu haklar eser sahibinin haklarını haleldar edemez. Yukarıda anılan hükümlerden icra edenin haklarının icra üzerinde bağımsız mutlak bir hak oluşturduğu anlaşılmaktadır.
FSEK icracı sanatçıların mali ve manevi yetkilerini “hak” olarak adlandırmaktadır. Oysa İsviçre ve Alman hukukunda icracı sanatçıların bazı yetkileri hak olarak değil bir “yasaklama yetkisi” ya da “ücret talebi” olarak belirtilmiştir.12 Bu tür haklar sadece yararlananı etkileyen türde yetkilerdir. Yararlanan karşı yöneltilecek tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğacaktır. Yararlanan ( icrası yasaklanmak istenilen ya da ücret talep edilen ) sadece düzenleme hakkı sahibinin hukuki durumda meydana getirdiği değişikliğe uymakla yükümlüdür. Düzenleme hakları: yenilik doğuran haklar, yönetim hakları ve def’i hakları olmak üzere üçe ayrılırlar. 13
b. İcracı Sanatçının Alması Gereken İzin
FSEK m. 80/f. 1’deki: “Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle…” ve FSEK m. 80/A, 1’deki: “Bir eserin, sahibinin izni ile özgün biçimde yorumlayan…” ibarelerinden icracı sanatçının eser üzerinde hususiyetini aktarabilmesi için izin alması gerekliliği ortaya konulmuştur. İznin şekli FSEK m. 52 ve 80’ de belirtildiği gibi yazılı ve izin verilen her bir hususu ayrı ayrı göstermelidir. Eser sahibi FSEK m. 58 uyarınca verdiği bu izinden cayabilir. Bunun için uygun bir süre içinde hak ve yetkilerden yararlanılmaması ve eser sahibinin bu nedenle menfaatlerinin haleldar olması gerekir. İzinden caymak için FSEK m. 58/f. 2’ deki şekil şartlarına uyulması gerekir. İzin belli bir zaman yahut belli bir olayın gerçekleşmesi ile sınırlanabilir.
c. İcracı Sanatçının Manevi Hakları
Roma sözleşmesinde icracılara manevi hak verilmesi uygun bulunmamıştır.14 Ancak WIPO’ da bu durum giderilmiştir. FSEK m. 80/A, 1’ e göre: “İcracı sanatçılar, mali haklardan bağımsız olarak ve bu hakları devretmelerinden sonra dahi, tespit edilmiş icraları ile ilgili olarak uygulama şartlarının gerektirdiği durumlar hariç, icralarının sahibi olarak tanıtılmalarını ve icralarının kendi itibarlarını zedeleyebilecek şekilde tahrif edilmesi ve bozulmasının önlenmesini talep etme hakkına sahiptirler.”
Bu hükümden de anlaşılacağı üzere icracının manevi hakları mali haklardan tamamen bağımsızdır. Ulusal düzenleme WIPO m. 5’ deki manevi haklar düzenlemesi ile paralellik taşımaktadır. FSEK m. 80’ de manevi haklar aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:
a) İcra sahibi olarak tanıtılmayı talep hakkı
b) İcralarının itibarlarını zedeleyecek şekilde değiştirilmesini yasaklama hakkı
c) İcradan doğan hakların sanatçı kişiliğine zarar verecek şekilde kullanılmasını yasaklama yetkisi15
WIPO m. 5’de: “…icranın kullanım şekli bu ifadenin ortadan kaldırılmasını gerektirmedikçe, icracı sanatçı kendi eserlerinin icracısı olarak tanımlanma hakkını muhafaza eder ve icranın kendi itibarını halel getirecek şekilde tahrif edilmesine, bozulmasına ve herhangi bir şekilde değiştirilmesine muhalefet etme hakkını muhafaza eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Hâlihazır ulusal düzenleme birkaç noktada eksik kalmaktadır. Bunlardan ilki topluluk halinde icra edilen eserlerde manevi hakkı kimin kullanacağı, ikincisi ise bir girişimcinin varlığı halinde manevi hakka sahip olup olmadığıdır.16 Kanaatimizce bu durumun çözümü bu konudaki örf ve âdete göre belirlenmelidir. Her somut olay için ayrı ayrı değerlendirmede bulunulmalıdır. Söz gelimi kalabalık bir orkestrada şef, yine kalabalık dans gösterisinde baş dansçılar manevi hakkı elde etmelidirler. FSEK ve WIPO’ da öngörülen “icranın gerekli kıldığı hallerde ifadenin kaldırılması gerekmesi” durumu her somut olayda hâkim takdir edecektir.
Manevi hakların kullanım süresi FSEK m. 82/f. 8’de düzenlenmiştir. Buna göre icranın ilk tespit edildiği andan itibaren başlayarak 70 yıl devam eder. İcra tespit edilmemiş ise icranın aleniyet kazandığı an esas alınır. Aleniyet hususunda FSEK m. 7 uygulanır

d. İcracı Sanatçının Mali Hakları

WIPO m. 6-10 ve FSEK m. 80/A, 2-3-4-5-6-7’ de icracı sanatçının mali hakları düzenlenmiştir. Bu haklar (numerus clausus) sınırlı sayıdadır. Yukarıda anılan maddelerde sadece düzenlemelerin adı zikredilmiştir. Düzenlemelerin içeriği konusunda eser sahibinin mali haklarına ilişkin FSEK m. 22-25 kıyasen uygulanmalıdır. İcracı sanatçıların mali hakları aşağıdaki gibidir:

aa) Tespit edilmemiş uygulamaların tespiti ve radyo ve televizyon ile yayın hakkı ( FSEK m. 80/A, 2 / WIPO m. 6 ):
Tespit, seslerin veya ses temsillerinin veya ses ve görüntülerin anlaşılabilecek, çoğaltılabilecek veya iletilebilecek şekilde bir araca kaydedilmesidir.17 Eser sahibinin tespit gibi bir hakkı yoktur.18 Tespit hakkı eserin çoğaltılmasına ilişkin mali hak ile bağlantılı olarak eser sahibi tarafından kullanılabilir. Tespit yönünde icracı sanatçıya bağımsız bir hak tanınmış olmasının sebebi icracı sanatçının hususiyetini ancak tespit yolu ile somutlaştırmasından kaynaklanmaktadır. Kanunda tespit dışında tespitin çoğaltılmasına, satılmasına, dağıtılmasına, kiralanmasına ve ödünç verilmesine, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine ve temsiline izin verme veya yasaklama hususunda münhasıran hak sahibi olarak icracı sanatçıyı göstermiştir.

bb) Çoğaltma hakkı (FSEK m. 80/A, 3 / WIPO m. 7 ):
İcracılar, herhangi bir şekilde icralarının doğrudan veya dolaylı şekilde çoğaltılmasına izin verme konusunda mutlak bir hakka sahip kılınmışlardır. FSEK’ de belirtilen yurtiçi ibaresi yurtdışında piyasaya sunulmak ile eserin tükenmiş olmayacağını göstermesi bakımından önemlidir.

cc) Yayma hakkı (FSEK m. 80/A, 4 / WIPO m. 8 ):
İcracı sanatçı, tespit edilmiş icrasının veya çoğaltılmış nüshalarının telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtımına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda icrasına ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına sahiptir.19*Yukarıda altı çizili ifadeler ile internet üzerinden erişim anlatılmak istenmiştir. Böylece internetten yapılan yayın içinde icracının mutlak bir hakka sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Canlı yayınlarda hazırın icrayı daha iyi görmesi için kurulan yayın araçları, anılan hakkın ihlalini teşkil etmez.20 Yukarıdaki anlamıyla yayma, nüshaların makul sayıda topluma iletilmesi gibi aritmetik bir anlam taşır.

dd) Kiralama Hakkı ( TRIPS m. 14/ f. 4 / WIPO m. 9 ):
Bu hak FSEK’ de ayrıca düzenlenmemiştir. TRIPS’ in düzenlemesine koşut olarak 1996 yılında WIPO sözleşmesine alınmıştır. Buna göre: “Fonogram*yapımcıları,*fonogramlarının*asıl*ya*da kopyalarının, yapımcının verdiği yetki ile*ya*da bu yetkiye uygun şekilde dağıtılmasından sonra dahi, topluma ticari olarak kiralanması hususunda münhasıran izin verme hakkından faydalanacaklardır.”


ee) Kamuya İletim Hakkı (FSEK m. 80/A, 4 / WIPO m. 10 ):
İletişim teknolojisinde yaşanan gelişim hızına koşut olarak uluslar arası sözleşmeler telli yada telsiz araçlarla kamuya iletim ile gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda erişim sağlayarak ulaşabilecekleri iletim türlerini ayrı ayrı düzenlemiştir. Buna göre WIPO m. 10’ da: “Gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda erişim sağlayabilecekleri şekilde, icracılar*fonogramlarda*tespit edilmiş icralarının aslı*ya*da çoğaltılmış nüshalarını telli veya telsiz araçlarla (radyo-televizyon) topluma iletilmesine münhasıran izin verme hakkından faydalanacaklardır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ışığında kamuya iletim türlerini yayın ve yeniden yayın yoluyla kamuya iletim ve kamunun erişimine sunma şeklinde ikiye ayırabiliriz.21
Yukarıda sayılan hakların kullanımı kural olarak icracı sanatçıya aittir. Bunun yanında icra bir grup tarafından gerçekleştiriliyorsa orkestrada şef, tiyatroda yönetmenin izni yeterlidir. Kanunda sayılmayan grup icralarında da örf ve adet ve hakkaniyet kulları esas alınmalıdır. 22 Müteşebbis girişimi veya bir sözleşmeye dayanarak icranın gerçekleşmesi halinde, müteşebbisten de izin alınması gerekir.23
ff) Temsil Hakkı
FSEK m.24’te temsil hakkı; eserden doğrudan doğruya veya işaret, ses ya da resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanmak hakkı şeklinde tanımlanmıştır. Tekrardan kaçınmak amacı ile doğrudan ve dolaylı temsil ile ilgili açıklamalar konusunda fonogram yapımcılarının mali hakları bölümüne atıf yapmakla yetiniyoruz.
Doğrudan temsil icracı sanatçılar yönünden uygulama alanına sahip değildir. Zira icracı sanatçının arada hiçbir araç olmadan gerçekleştirdiği eserin yeni bir icrasıdır. Bu suretle icracı sanatçılar yönünden dolaylı temsil söz konusudur. İcracı sanatçının icrasının fiziksel bir otama kayıt edilip, umuma açık yerde çalınması dolaylı temsil sayılacaktır ve icracının iznini gerektirecektir.
Bu konuda dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus temsil hakkının ihlali ile hakkı ihlal edenin ödeyeceği bedelin yalnızca meslek birlikleri tarafından talep olunacağına ilişkin yasa hükmüdür. FSEK m.41/XII; “Mahallerde kullanılan ve/veya iletimi yapılan eser, icra, fonogram, yapım ve yayınlar üzerinde hak sahibi olan gerçek veya tüzel kişiler, bunların kullanımına ve/veya iletimine ilişkin ödemelerin yapılmasını ancak yetki verdikleri meslek birlikleri aracılığı ile talep edebilirler. Sinema eserleri bakımından bu fıkranın uygulanması zorunlu değildir.”
Bu madde ile iletimi yapanın yetkisi olmasına ve bedele hak kazanacağına dair açık hüküm olmasına rağmen hak talebinin meslek birlikleri aracılığı ile yapılması gerekiyor. Bu düzenlemenin Anayasanın 36. maddesine24 aykırı olduğu ileri sürülmüştür.25 Burada fikri hakları kullananların meslek birliklerine zorunlu olarak üye olmaları yönündeki yarar ile hak sahiplerinin dava hakkını herhangi bir aracı olmadan kullanamaması yönündeki zarar karşımıza çıkmaktadır. Kanaatimizce yasa koyucu burada icracıları meslek örgütlerine üye olmaya zorlama amacının dışında uluslar arası sözleşmelerde “tek sefer” istenilebilecek bu tazminatın paylaşımı hususunda icracı sanatçı, meslek birliği, eser sahibi… vs ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların önüne geçmek istemiştir. Yukarıda açıklanan amaçlar her ne kadar fikri hakları düzene sokmak için zaruri olsa da hak sahibinin hakkını kullanırken önüne engel çıkarmasına mazeret olamaz. İcracı sanatçının tek başına tazminat davasını ikame edebilmesi gerekir. Yukarıdaki amaçlar doğrultusunda ödemelerin meslek birliğine yapıldıktan sonra icracı sanatçının hakkı nispetinde ödeme alması ya da dava devam ederken hak sahiplerine davanın ihbarı veya asli müdahalesi düşünülebilir.

3. İcracı Sanatçının Mali Haklarının Devri
İcracı sanatçılar yukarıda açıklanan haklarını FSEK m. 80/A, 5 uyarınca bir yapımcıya devredebilirler. Kanunun bu hükmünün geniş anlamda yorumlanması gerektiği ve böylece sadece yapımcıya değil farklı kişilere de devrin mümkün olması gerektiği yönünde eleştiriler mevcuttur.26 Komşu haklara eser sahibine ilişkin hükümler kıyasen uygulanır. Bu nedenle FSEK m. 48/f. 1’ de belirtilen devre ilişkin hükümler icracı sanatçılara da uygulanmalıdır. Yine FSEK m. 52’ deki şekil şartları ve m. 49/f. 1’ deki devir alanın yapacağı devre ilişkin devren iktisap kuralları da kıyas yoluyla uygulanmalıdır.


B) FONOGRAM YAPIMCILARI VE HAKLARI
1. Genel Olarak
FSEK m. 4/c’ ye göre fonogram: “*Sinema eseri gibi görsel-işitsel eserler içindeki ses tespitleri hariç olmak üzere, bir icrada yer alan seslerin veya diğer seslerin veya ses temsillerinin tespit edildiği ses taşıyıcısı fiziki ortamı ” ifade etmek üzere kullanılmıştır. Fonogram yapımcısı kavramı uluslararası metinlerin tanımlar kısmında yer almasına rağmen kanunumuzda açıkça tanımlanmamıştır.27 Fonogram yapımcılığı kavramı Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar Yönetmeliği m. 4/c’ de tanımlanmıştır. Buna göre fonogram yapımcısı: “Sözlü ya da sözsüz tüm seslerin ilk tespitini yapan, bu durumun hukuksal sorumluluğunu üstlenen gerçek ya da tüzel kişiyi ” ifade eder.
Fonogram yapımcıları, aslında ne eser sahibi ne de icracı sanatçı gibi ortaya özgün fikri bir ürün ortaya koymamaktadır. Bu nedenle fonogram yapımcılarına ilişkin hakların fikri hak kapsamı içinde yer almasının doğru olmadığı ileri sürülmüştür.28 Buna karşılık fikri ürünlerin geniş bir toplum çevresine yayılabilmesi için fonogramların ve girişimcilerin meydana getirdiği ürünlerin fikri hak kapsamında korunmasının yerinde olacağı ileri sürülmüştür.29 Kanaatimizce de fonogramların fikri hak kapsamında koruma altına alınması isabetli olmuştur.
Fonogram yapımcısı FSEK’ de kendine tanınan hakları kullanabilmek için eser sahibinden ve/veya icracı sanatçıdan izin alması gerekir.

2. Fonogram Yapımcısının Hakları
a. Genel Olarak
Uluslararası mevzuatta fonogram yapımcılarına manevi haklar tanınmamıştır. Gerçekten de yeni bir eser meydana getirmeyen ve fikri mesai ortaya koymayan fonogram yapımcılarına manevi hak tanınmaması yerindedir. Zira manevi hakların amacı eser sahibinin eser üzerindeki hususiyetini korumaktır. Sonuç olarak fonogram yapımcılarına bir takım mali haklar tanınmıştır. Fonogram yapımcılarının eser sahibi ve icracı sanatçılardan alması gerekli izin ve mali hakların devri ile ilgili hususlar, icracı sanatçıların alması gereken izin ve mali haklarını devir ile aynı özellikleri taşımaktadır.30 Yargıtay, fonogramı yayınlayan kuruluşların gerekli izinleri almış olduğunun delili olarak, meslek birliklerinden alınmış olan yazılı belgeleri esas almaktadır.31

b. Fonogram Yapımcısının Mali Hakları
WIPO m. 11-14 ve FSEK m. 80/B’ de mali haklar düzenlenmiştir. Mali haklar sınırlı sayı ilkesine tabidir. Burada korunma konusu, bir takım işletmesel üretim süreci sonunda ortaya çıkan üründür.32

aa. Çoğaltma Hakkı ( FSEK m. 80/B, 1- WIPO m. 11, TRIPS m. 14/ f-2 )
FSEK m. 80/B’ ye göre : “(1) Eser sahibinin ve icracı sanatçının izni ile yapılan tespitin, doğrudan veya dolaylı olarak çoğaltılması… hususlarında izin verme veya yasaklama hakları münhasıran fonogram yapımcısına aittir.” Düzenlemesiyle uluslar arası metinlerle uyum sağlanmıştır. Burada çoğaltma hakkı fonogramın bütünü için dolaylı ve doğrudan çoğaltmayı kapsayacak biçimi ifade etmektedir.


bb. Yayma Hakkı ( FSEK m. 80/B, 2- WIPO m. 12 )
FSEK m. 80/B’ ye göre: “2) Fonogram yapımcısı, yurt içinde henüz satışa çıkmamış veya başka yollarla dağıtılmamış tespitlerinin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının satış yoluyla veya diğer yollarla dağıtılması hususunda izin verme ve yasaklama hakkına sahiptir.”
TRIPS’ in yalnızca doğrudan ve dolaylı çoğaltmaya ilişkin düzenlemede bulunması, yayma hakkını da çoğaltma hakkı içinde değerlendirdiğinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.33
WIPO m. 12/f-2 uyarınca, anlaşmaya taraf fonogram yapımcılarının fonogram üzerindeki haklarına ilişkin hak sahipliğini devretmesi, onun fonogram üzerindeki haklarının tükenmesine ilişkin düzenleme yetkisine halel getiremez. Örneğin, Türkiye’ deki bir fonogram yapımcısının Almanya’ da kullanılmak üzere yaptığı hak devri, Türkiye’ de fonogram üzerindeki haklarının tükenmesi ile ilgili hususlarda belirleme yetkisini ortadan kaldırmaz.

cc. Temsil Hakkı ( FSEK m. 80/B, 3 )
Temsil hakkı ile ilgili açıklamalarımıza geçmeden önce dolaylı ve doğrudan temsil kavramlarına değinmek faydalı olacaktır. Buna göre temsil doğrudan ve dolaylı temsil olarak ikiye ayrılmakta olup doğrudan temsilde; bir eser arada bir araç
olmaksızın çalınmakta, gösterilmekte veya oynamakta yani icra edilmektedir. Dolaylı temsilde ise; eser onu nakle ya da tekrara yarayan mekanik bir vasıta aracılığıyla temsil edilmektedir. Bu nedenle radyo-televizyon yayınlarının umuma açık bir yerde bulunan kimselere izlettirilmesi veya dinlettirilmesi “dolaylı temsil” kapsamında değerlendirilmelidir.34
Roma Anlaşması’nın 13/d hükmünde yayının halkın giriş için ücret ödeyerek girebileceği bir yerde temsili için yayın kuruluşundan izin alınması gerektiği düzenlenmiş, TRIPS Anlaşması’nın 14/III hükmünde ise, radyo televizyon kuruluşlarına yayınlarının temsil edilmesine izin verme veya bunu yasaklama hakkı tanınmıştır. Sınır Ötesi Uydu Yayıncılığı Konusunda Eser Sahibi Haklarına ve Komşu Haklara İlişkin Sorunlara Dair Avrupa Anlaşması m.5/I’ de de bu konuda Roma Anlaşması’na yollama yapılarak yayın kuruluşlarına temsil hakkı tanımıştır.

dd. Kamuya İletim Hakkı( FSEK m. 80/B, 3- WIPO m. 14 )
FSEK m. 80/B’ ye göre: “(3) Fonogram yapımcısı, icraların tespitlerinin telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda tespitlerine ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına sahiptir. Umuma iletim yoluyla tespitlerin dağıtım ve sunulması yapımcının yayma hakkını ihlal etmez.”
Bu düzenleme ile hem internet yolu ile hem de yayın yoluyla kamuya iletim düzenlenmiştir. Örnek olarak, yeni çıkan bir albümün internet yoluyla umuma sunulmasını fonogram yapımcısı yasaklayabilir. İleriki bölümlerde bu durum ayrıntılı olarak açıklanacaktır.35

C) RADYO-TELEVİZYON KURULUŞARI VE HAKLARI
1. Genel Olarak
Yayın kuruluşlarının korunması Roma Sözleşmesinin imzalanmadan önce başlamıştır. 22 Haziran 1960 tarihli Televizyon Yayınlarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi ile ilk defa yayın koruma altına alınmıştır. Yayınların korunmasına ilişkin bir anlaşmanın öncelikle bölgesel nitelikli olarak ortaya çıkmasının en büyük nedeni, yayıncılığın geliştiği bölgelerde bu işin önemli ölçüde parasal kaynak gerektiren bir girişim niteliğinde olmasındandır.
Radyo-Televizyon yayını kural olarak yer istasyonu-uydu-alıcı üçgeninde gerçekleşmektedir. Bu döngü sırasında gelişen teknolojik imkânlara koşut olarak, uydudan gönderilen sinyallerin onu kullanmaya yetkisi olmayan yayın kuruluşları tarafından yakalanmasını önlemek için şifreli sinyal gönderimi gündeme gelmiştir. Uluslar arası alanda yetkisiz sinyal kullanımına ilişkin çeşitli anlaşmalar yapılmıştır.36 İleride bu anlaşmalara değinilecektir.
Radyo-Televizyon kuruluşlarının yaptıkları yayınlar üzerinde mutlak hakları vardır. Bu yayın bazen eser niteliği taşır; ancak eser niteliğinde olmadığı durumlarda da bağlı hak kavramı içinde bir koruma altında bulunur. Yukarıda anılan yayın ayrık mevzuat ile de korumaya alınmıştır. 3984 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş Ve Yayınları Hakkında Kanun ve 2954 sayılı Türkiye Radyo Ve Televizyon Kurumu kanunu, özel ve kamusal yayın kuruluşlarının kuruluşu ve bunların birbiri ile olan ilişkilerini düzenlemektedir.
Komşu haklarda yararlanabilmek için, bir televizyon yayının varlığı yeterlidir. Yayınların FSEK anlamında eser niteliği taşıyıp taşımamsı önemli değildir. FSEK m. 84’ deki “işaret, resim ve ses” yan başlıklı düzenleme, kanunun haksız rekabet üst başlığı altındadır. Bu bakımdan şartların varlığı halinde TTK m. 56 kapsamında haksız rekabet hükümleri e yayınlar hakkında uygulama alanı bulur.37


2. Radyo-Televizyon Kuruluşlarının Hakları
aa. Tespit Hakkı (FSEK m 80/C, 1)
“Yayınlarının tespit edilmesine, diğer yayın kuruluşlarınca eş zamanlı iletimine, gecikmeli iletimine, yeniden iletimine, uydu veya kablo ile dağıtımına izin verme veya yasaklama”

bb. Çoğaltma Hakkı ve Yayma Hakkı (FSEK m 80/C, 2)
“Özel kullanımlar hariç olmak üzere, yayınlarının herhangi bir teknik veya yöntemle, doğrudan veya dolaylı bir şekilde çoğaltılmasına ve dağıtımına izin verme veya yasaklama”


cc. Temsil Hakkı (FSEK m 80/C, 3)
“Yayınlarının umuma açık mahallerde iletiminin sağlanmasına izin verme veya yasaklama”

dd. Kamuya İletim Hakkı (FSEK m 80/C, 4)
“Tespit edilmiş yayınlarının, gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda yayınlarına ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin verme”

ee. Şifrelenmiş Yayınların Umuma İletilmesine İzin Verme Yoluyla Kamuya İletim Hakkı (FSEK m 80/C, 5)
“Haberleşme uyduları üzerindeki veya kendilerine yöneltilmiş olan yayın sinyallerinin diğer bir yayın kuruluşu veya kablo operatörü veya diğer üçüncü kişiler tarafından umuma iletilmesi ve şifreli yayınlarının çözülmesine ilişkin izin verme veya yasaklama”

D) FİLM YAPIMCILARI VE HAKLARI
1. Genel Olarak
Film yapımcısı; sinema eserini sermayesi ve işletmesel örgütleme gücü ile şerit üzerine kaydeden kişidir.38 FSEK m. 8’ e göre sinema eserinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo ve diyalog yazarı eserin birlikte sahibidir. Film yapımcısı ise organizasyonu sağlayan kişi olarak ancak eser sahipleri ve icracılardan aldığı izin ile ortaya çıkardığı tespit ile ilgili hususlarda bir hakka sahiptir.
FSEK m. 18/3 uyarınca, *bir eserin yapımcısı veya yayımcısı, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabilir. Bu düzenlemeden anlaşıldığı üzere yalnızca mali hakkın kullanım hakkı yapımcıya geçmektedir. Buna karşın mali ve manevi haklar eser sahiplerinin olmaya devam etmektedir.

2. Film Yapımcılarının Hakları
aa. Çoğaltma Hakkı ( FSEK m. 80/2, 1)
“Eser sahibinin ve icracı sanatçının izni ile yapılan tespitin, doğrudan veya dolaylı olarak çoğaltılması, dağıtılması, satılması, kiralanması ve kamuya ödünç verilmesi hususlarında izin verme veya yasaklama hakları münhasıran film yapımcısına aittir. Yapımcılar tespitlerinin işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine izin verme hususunda münhasıran hak sahibidir.”

bb. Yayma Hakkı ( FSEK m. 80/2, 2)
“Film yapımcısı, yurt içinde henüz satışa çıkmamış veya başka yollarla dağıtılmamış film tespitlerinin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının satış yoluyla veya diğer yollarla dağıtılması hususunda izin verme ve yasaklama hakkına sahiptir.”

cc. Temsi ve Kamuya İletim Hakkı ( FSEK m. 80/2, 3)
“Film yapımcısı, film tespitlerinin telli veya telsiz araçlarla satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtılmasına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda tespitlerine ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin vermek veya yasaklamak hakkına sahiptir. Umuma iletim yoluyla tespitlerin dağıtım ve sunulması yapımcının yayma hakkını ihlal etmez.”

dd. Altyazı ve Dublaj Hakkı
Sinema eserlerinde eser sahipleri mali haklarını yapımcıya devretmişler ise, filme altyazı ve dublaj eklenmesine karşı çıkamazlar. Karşı çıkabilecekleri tel durum bunu sözleşme ile önceden aksinin kararlaştırılma durumudur.

E) WIPO ANLAŞMASINDA KOMŞU HAKLAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN ORTAK HÜKÜMLER VE KARŞILIK TÜRK MEVZUATI
WIPO Anlaşması 1996 yılında, bilgi ve iletişim teknolojisinde yaşanan gelişimin yarattığı ortama koşut olarak yetersiz kalan Roma Sözleşmesi hükümlerini, komşu hak sahipleri bakımından etkin bir koruma sağlamak üzere hazırlanmıştır.39
Anlaşama genel olarak çoğaltma hakkının dijital ortama geçirilmesi, dijital ortamda aktarım, istisnalar ve sınırlamalar ve teknolojik önlemler üzerinde durmaktadır.40
a. Topluma iletme ve Radyo-TV ile Yayın Konusunda Ücret Hakkı
(WIPO m. 15 - FSEK m. 80)
FSEK madde 80’ de fonogramlara tespit edilmiş icraların ve filmlerin, her ne suretle olursa olsun umuma iletilmesi halinde, bunları kullananlar, eser sahiplerinin yanısıra, icracı sanatçılara ve yapımcılara veya ilgili alan meslek birliklerine de bu kullanımlara ilişkin uygun bir bedeli ödemekle yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır. WIPO anlaşmasında komşu hak sahiplerinin isteyebilecekleri bu ücretin tek sefere mahsus ve hakkaniyetli olması yönünde bir sınırlama yapılmıştır. Ayrıca icracı sanatçı ve fonogram yapımcısı arasında bir anlaşmanın olmadığı hallerde hükmedilecek tek ücretin paylaştırılması gerektiği belirtilmiştir. Bu hüküm, komşu hak sahiplerinin münhasıran hak sahibi oluşunun bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.
WIPO ile düzenleme altına alınan kamuya iletim yollarından biri de internet üzerinde olandır. Tüm komşu haklar için ortak özellik göstermesi bakımından ve uygunsuz kullanımı açısından yine bir ücret talebini gündeme getirmesi bakımından internet yoluyla kamuya iletim WIPO m. 8 ile ayrıca düzenlenmiştir.
Bireylerin eserlere kendilerinin belitleyeceği zamanda ve yerde dijital ortam yoluyla ulaşılması eserin geçici belleğe yine geçici olarak kopyalaması ile mümkündür. Caching olarak ifade edilen bu işlemin yayma hakkını ihlal anlamına gelmediği bugün kabul edilmektedir. 41 Zira yayma hakkı genel anlamda fiziki kopyaların dağıtımını esas alır. Alman UrhG § 17/I’e göre de yayma eylemi, eserin işleme koyulması veya eser örneklerinin kamuya sunulmasıdır.42 Geçici kopyalamanın yayma veya çoğaltma hakkına aykırı bir uygulama yaratmaması için Eser Ve Komşu Haklar Direktifi ( Paragraf 33 ) istisnaları açık esaslara bağlamıştır. Buna göre; kopyaların bir teknolojik sürecin bütünsel bir parçası olması ya da gerekli parçası olmak ve iletimin sadece ya bir ağ içinde ve taraflar arasındaetkin biçimde yapılmasını sağlamak ya da eserin yasal bir şeklide kullanımını sağlamak amacını taşıması halinde kalıcı kopyalamalara cevaz verilmektedir. Ayrıca tüm bu işlemlerin ekonomik bir değer taşımaması da şarttır.43 Bu bağlamda esere erişimi engelleme hakkının ortaya çıkıp çıkmadığı da tartışma konusu olmuştur. Bugün ABD, AB ve Türk hukukunda doğrudan ağ üzerinde ortaya çıkan böylesi bir hakkın varlığı kabul edilmektedir. 44 Ağ üzerinde ortaya çıkan bu hakkın korunması için web sayfası sunulmasına aracılık eden web sağlayıcıları ile iş birliği yapılması gerektiği açıktır.
Yukarıda sözü edilen kamuya iletim ve yayma hakkının kimi zaman bileşimi olarak ifade görünen eserlere dijital ulaşım ile ilgili ilk önemli dava Napster’ a karşı açılan davadır. Burada mahkeme şarkı listelerinin şirket merkezinde bulunması nedeniyle şirketin sorumluluğu noktasında tereddüt etmemişlerdir.45 Bu davadan sonra Napster benzeri hizmet sunan sağlayıcılar bir merkez olmaksızın bütün bilgileri on-line biçimde sağlayan çeşitli yollar geliştirmişleridir.

b. Sınırlamalar Ve İstisnalar (WIPO m. 16 - FSEK m. 80)
Anlaşmaya ve FSEK’ e göre edebi ve sanat ederleri üzerindeki hakların sınırlanmasına ilişkin hükümler komşu haklara da uygulanabilir. Kanundan ve yönetmelikten kaynaklanan sınırlamalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. Kamu Düzeni, Eğitim-Öğretim, Bilimsel araştırma veya Haber Amacıyla Ve Kazanç Amacı Güdülmeksizin Kamuya Sunum (Yön. 24/g)46
2. Çoğaltma Hakkının Kişisel kullanım Amacıyla Sınırlandırılması (Yön.24/b)
3. Radyo-TV Kuruluşlarının Yaptığı Geçici Tespitler ( FSEK m. 80/2.7.3)
4. Eserlerin Kamu mercii Tarafından Kullanımı ( FSEK m. 30 )
5. Söz Ve Nutuklar ( FSEK m. 32 )
6. Eğitim Amacıyla Seçme Ve Toplama Fiki Ürünlerin Oluşturulması ( FSEK m. 34 )
7. Bilimsel ve Kültürel Amaçlı İktisaplar ( FSEK m. 35 )
8. Devletin Yararlanma Yetkisi ( FSEK m. 46 )
9. Aile çevresinde Gerçekleştirilen Özel Ve Ücretsiz İcralar ( yön. 24/c )
10. Tanıtım Ve Bilimsel Araştırma Amacı İle Yapılan Analizler Ve Kısa Tespitler ( Yön. M. 24/c )
11. Yayın Kuruluşlarının Haber Verme Amacıyla Kullanımı ( Yön. 24/e )
12. Bağlantılı Hak Sahiplerinin Şeref, İtibar Ve Kişilik Haklarını Zedeleyen Parodi Ve Karikatürler ( Yön. 24/f )

c. Koruma Süresi (WIPO m. 17 - FSEK m. 82)
WIPO anlaşması komşu haklara ilişkin koruma sürelerinin 50 yıldan daha az olamayacağını hükme bağlamaktadır. Koruma sürelerine alt sınır koyan anlaşama ulusal mevzuata takdir yetkisi bırakmıştır. Bu bağlamda FSEK m. 82’ de bu süre 70 yıl olarak belirlenmiştir. İcralarda ve sinema yapımlarında, icraların veya eserin tespitinden itibaren söz konusu süreler işlemeye başlar.

d. Teknolojik Tedbirlere İlişkin Yükümlülükler (WIPO m. 18 – FSEK m. 72-81)
WIPO anlaşması, sözleşmenin bütününde düzenlenen hakların haleldar olmasını engellemek için akit devletlerin, izin verilmeyen fillerin işlenmesini engelleyici önlemleri almasını genel bir sorumluluk olarak düzenlemiştir. Bu fiiller genel olarak teknolojik tedbirler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Zira gelişen teknoloji karşısında komşu hak ihlallerinin büyük bölümü internet üzerinden gerçekleşmektedir. Tüm bu açıklamaların ötesinde teknolojik koruma, dijital ortam üzeriden elde edilen hakların korunması için gereken her türlü önelmin yine dijital ortamda alması şeklinde özel bir anlamı da içinde barındırmaktadır.
İnternet üzerinden gerçekleşen saldırılara karşı koruma programlarının yaratılması dışında yayma hakkı bandrol mecburiyeti ile de korunmaya çalışılmaktadır. Nitekim FSEK m. 81’ e göre, *Musiki ve sinema eserlerinin çoğaltılmış nüshaları ile süreli olmayan yayınlara bandrol (denetim pulu) yapıştırılması zorunludur. Kolay kopyalanmaya karşıda talep üzerine denetim pulu yapıştırılabilir. Denetim pulu bakanlıkça çıkartılır ve denetimler meslek birliklerince yapılır.
Denetim pulu yükümlülüğüne aykırı hareket ederek ürünü ticari dolaşıma sunan kişi bir yıldan eş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar hapis cezasına çarptırılır. Bakanlık denetim için denetimin yapılacağı mülki idarede gerekli yerlere başvurarak denetim komisyonları oluşturabilir. Son olarak Bu kapsamda korunan fikri ürünlerin yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerde satışının yasak olduğunu belirtelim. Bu hükme aykırı davranış Kabahatler kanunun 38. Maddesinin birinci fıkrası gereğince cezalandırılır. Anılan hükme göre : “Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal eden veya buralarda mal satışa arz eden kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.”
Usulüne uygun olarak elde edilmiş denetim pullarının başka bir eser üzerinde kullanan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası uygulanır. Burada genel kast aranmıştır. Hileli davranışlar sonucu denetim pulu elde eden kişi hakkında ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
FSEK m. 71/f (1)’ e göre: “Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” Yukarıda anılan fiillerin denetim pulu yükümlülüğüne ayrılık taşıması halinde yalnızca madde 71 uyarınca ceza verilir ancak ceza üçte bir oranında arttırılır. Yani denetim pulu yükümlülüğüne aykırı olarak madde 71’ deki fiillerin işlenmesi suçun nitelikli halini oluşturmaktadır.
Yukarıda tarif edilen suçların bir tüzel kişi tarafından işlenmesi halinde ise TCK m. 20 gereği tüzel kişiliğe ait koruma tedbirlerine başvurulur.
FSEK m . 72 uyarınca da bilgisayar programlarının hukuka aykırı olarak çoğaltılmasını engellemek amacıyla oluşturulmuş programları etkisiz hale getirenler, bu yazılımları satanlar, satışa arz edenler, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduranlar hakkında da altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.


e. Hak Yönetim Bilgilerine İlişkin Yükümlülükler ( WIPO m. 19 )
Komşu hakları korumaya yönelik tedbirlerin konusu olarak hak yönetim bilgileri ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre hak yönetim bilgileri; herhangi bir hakkın sahibi ya da fonogram veya icra kullanıma ilişkin koşullar ve süreler hakkındaki bilgiler ve bu bilgileri temsil eden tüm sayı ya da kodları tanımlayan bilgi anlamına gelmektedir. Anlaşma yetkisiz olarak elektronik hak yönetim bilgilerinin değiştirilmesini yâda ortadan kaldırılmasını yasaklamıştır. Yukarıda anılan düzenleme FSEK ek m. 4 ile hükme bağlanmıştır. Buna göre : “Eser ve eser sahibi ile, eser üzerindeki haklardan herhangi birinin sahibi veya eserin kullanımına ilişkin süreler ve şartlar ile ilgili olarak eser nüshaları üzerinde bulunan veya eserin topluma sunulması sırasında görülen bilgiler ve bu bilgileri temsil eden sayılar veya kodlar yetkisiz olarak ortadan kaldırılamaz veya değiştirilemez. Bilgileri ve bu bilgileri temsil eden sayıları veya kodları yetkisiz olarak değiştirilen veya ortadan kaldırılan eserlerin asılları veya kopyaları dağıtılamaz, dağıtılmak üzere ithal edilemez, yayınlanamaz veya topluma iletilemez.
*** Yukarıdaki fıkra hükümleri fonogramlar ve fonogramlarda tespit edilmiş icralar bakımından da uygulanır.”
Bu yükümlülüğe aykırı davranmanın hukuki yaptırımına aşağıda ki bölümlerde değinilecektir.
III. KOMŞU HAK SAHİPLERİNİN YARARLANABİLECEKLERİ DAVA YOLLARI
Karşılaştırmalı hukukta bağlantılı hak sahiplerine de dava açma hakkı tanınmıştır. Kimi zaman bu dava açmaya hakkı olan kesim genişletilmiştir. 47FSEK m. 80’e göre: “Eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı haklara sahip olanlar da eser sahipleri gibi Tecavüzün Ref'i, Tecavüzün Men'i ve Tazminat Davası haklarından faydalanırlar”



A) Tespit Davası
Tespit davası FESK’ de açıkça düzenlenmemiştir. Anılan tespit davaları uygulamadan kaynaklanan ve hukuki yararın varlığı şartına bağlı davalardır. Ancak bu davalar HUMK temelli tespit davaların farklıdır. FSEK anlamında tespit davalarında eser üzerindeki manevi hakkın varlığının mahkeme tarafından tespiti istenebilir. Ancak HUMK temelli tespit davalarında hukuki ilişkinin nitelendirilmesi yanında iki taraf için kesin hüküm de teşkil eder. Oysa FSEK anlamında tespit davası nitelik itibariyle hasımsız açılır. Zamanaşımı işlemez, dolayısıyla hukuki yararın devam ettiği müddetçe dava açılabilir. Bu davada davacı icracı sanatçı olabilir. Zira komşu haklar içinde manevi hakka sahip tek grup icracı sanatçılarıdır.( FSEK m. 80/A,1, Yön. 10, FSEK m. 15/3 )

B) Tecavüzün Def’i Davası
Komşu haklara tecavüz bir fiili yapmak ya da yapmamak şeklinde olabilir. Genel hükümler kıyasen uygulanacağı için mali haklar için FSEK m. 68 ve manevi haklar için FSEK m. 67’ nin uygulanacağı söylenebilir. İcracı sanatçı mali haklarını ruhsat verse dahi bu davayı açabilir.48 İcracı sanatçının mali haklarını ruhsat şeklinde vermesinin hukuki niteliği tartışmalıdır. Öne sürülen bir görüşü esas alarak lisans sözleşmesi tespitinde bulunabiliriz. Şu halde haklarına tecavüz halinde ruhsat alanın doğrudan dava açması mümkün olmayıp, icracıya dava açmasını talep etmesi gerekecektir.49 Kanaatimizce ruhsat nitelendirmesi ile mali hakların devri lisans sözleşmesine yaklaşmaktadır. Aksi kararlaştırılmadan verilen lisansın hükmü ise basit lisanstır ve sahibine dava hakkı vermez. Yukarıda anılan durum da bu hal ile benzerlik göstermekte, ruhsat sahibi icracıdan dava açmasını istemektedir. Ancak uygulamada verilen ruhsat hakkının başka birine verilmeyeceği peşinen kararlaştırıldığı için tam yani inhisari ruhsat söz konusu olmaktadır. Yargıtay uygulaması da mali hakların bu şeklide devrini tasarruf işlemi ve inhisari lisans sözleşmesi olarak tanımlamakta sonuç olarak ise ruhsat sahibine dava hakkı tanımaktadır.50
FSEK m. 68’ e göre: “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
*** İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, izinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
*** İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir.
*** İkinci ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka hak sahiplerince uygulanabilmesi için eser sahibinin bu Kanunun 52 nci maddesine uygun yazılı çoğaltma izni aranır.
*** Hak sahiplerinden biri, ikinci ve üçüncü fıkralar uyarınca talepte bulunduklarında Ceza Muhakemesi Kanununun el koymaya ilişkin hükümleri delil elde etmek amacı dışında uygulanmaz.
*** Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir.”
Şifreli yayınların amacı dışında hukuka aykırı olarak kullanılması halinde de komşu haklara ihlal söz konusudur. Ancak Yargıtay, bu durumu haksız rekabet hükümleri çerçevesinde değerlendirmektedir. Oysaki FSEK m. 68 uyarınca komşu hak ihlali nedeniyle zarardan fazlasının tazminat olarak alınması mümkündür.51
İcracı sanatçının ölümü halinde, onun manevi haklarının varlığı nedeniyle FSEK m. 19/1 uygulanacaktır. Ölüm halinde de ruhsat alanın dava hakkı olmayacaktır.52 Bundan başka meslek birliklerinin de dava ehliyeti bulunmaktadır. Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri Tip Statüsü m. 10/a’ ya göre : “Üyelerin her türlü kurum ve kuruluşlarda haklarını idare etmek, izlemek, korumak, idari ve yargı yollarına başvurmak” meslek birliklerinin faaliyetleri arasında sayılmıştır.
Tecavüzün internet yolu ile işlenmesi halinde ise FSEK ek m. 4 devreye girmektedir. Amerikan hukukunda53 ortaya çıkan uyar-kaldır sistemi ulusal mevzuatımızda da benimsenmiştir.54 Buna göre : “Dijital iletim de dâhil olmak üzere işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla servis ve bilgi içerik sağlayıcılar tarafından eser sahipleri ile bağlantılı hak sahiplerinin bu Kanunda tanınmış haklarının ihlâli halinde, hak sahiplerinin başvuruları üzerine ihlâle konu eserler içerikten çıkarılır. Bunun için hakları haleldar olan gerçek veya tüzel kişi öncelikle bilgi içerik sağlayıcısına başvurarak üç gün içinde ihlâlin durdurulmasını ister. İhlâlin devamı halinde bu defa, Cumhuriyet savcısına yapılan başvuru üzerine, üç gün içinde servis sağlayıcıdan ihlâle devam eden bilgi içerik sağlayıcısına verilen hizmetin durdurulması istenir. İhlâlin durdurulması halinde bilgi içerik sağlayıcısına yeniden servis sağlanır. Servis sağlayıcılar, bilgi içerik sağlayıcılarının isimlerini gösterir listeyi her ayın ilk iş günü Bakanlığa bildirir. Servis sağlayıcılar ile bilgi içerik sağlayıcıları, Bakanlıkça istendiği takdirde her türlü bilgi ve belgeyi vermekle yükümlüdür. Bu maddede belirtilen hususların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.”
Burada servis sağlayıcıları ile içerik sağlayıcıları arasında bir ayrım yapılması gerekir. Kural olarak içerik sağlayıcıları yukarıdaki durumdan sorumlu olur. Ancak servis sağlayıcıların içeriğe müdahale edebileceği durumlarda sorumluluk servis sağlayıcılar ile içerik sağlayıcılar arasında paylaşılabilir. Amerikan hukukunun yanında Elektronik Ticarete İlişkin Avrupa Birliği Direktifi’ nin 12-15. Maddeleri de servis sağlayıcılarının bilgi içeriğine müdahale edebilme ihtimali karşısında servis sağlayıcıların sorumluluğunu öngörmektedir.55 Yarıgtay’ da geniş anlamda teknik bir yayını mümkün kılan hizmeti veren kuruluşun sorumlu tutulamayacağını hükme bağlamıştır.56 Anılan kararın web içinde uygulama alanı olduğu açıktır.
Bu davalarda zamanaşımı haksız fiile bağlı olarak zararın ve failin öğrenilmesinde itibaren bir yıl ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır. Davalı mütecaviz ve davacı tecavüze uğrayan komşu hak sahibidir. Kusuru ispat gerekmez ancak tazminat talebinde bunu ispat şarttır. Son olarak tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabileceğini belirtelim.

C) Tecavüzün Men’i Davası
FSEK m. 69 uyarınca : ” Mali veya manevi haklarında tecavüz tehlikesine maruz kalan eser sahibi muhtemel tecavüzün önlenmesini dava edebilir. Vaki olan tecavüzün devam veya tekrarı muhtemel görülen hallerde de aynı hüküm caridir.”
Hükümden de anlaşılacağı gibi tecavüz tehlikesi davanın açılması için gerekli ve yeterlidir. FSEK m 66’ a yapılan atıf uyarınca kusuru ispatı şart değildir ve tecavüz tehlikesi, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabilir. Hâkim tecavüzün def’inde olduğu gibi tecavüz tehlikesini bertaraf edici başkaca önlemlerde alabilir. Uygulamada bu davayı mali hakları iktisap eden kişiler ve meslek birlikleri de açabilir. 57
D) Gerçek Olmayan Vekâletsiz İş Görme İle Kar Devrinin İstenilmesi
FSEK m. 70’ e göre: “Birinci ve ikinci fıkralardaki hallerde, tecavüze uğrıyan kimse tazminattan başka temin edilen karın kendisine verilmesini de istiyebilir. Bu halde 68 inci madde uyarınca talep edilen bedel indirilir.”
BK m. 414 gerçek olmayan vekâletsiz iş görmeyi düzenler. Bir fiilin bu kapsama girebilmesi için; a) Fiilin arada geçerli bir hukuki ilişki olmaması, b) fiili işleyenin menfaatine bir işlem olması gerekmektedir. Doktrinde subjektif unsurunda şartlar arasında olması gerekliliği ileri sürülmüştür. Fiili işleyenin bu kullanımın bir istismar olup olmadığı hususunu bilmesi ya da bilmesi gerekmesi hal subjektif unsuru oluşturmaktadır. Kendi yararına vekâletsiz iş görmenin temelinde, hukuka aykırı bir eylem yatmaktadır. Bu nedenle akdi ilişkiden çok haksız fiil özelliği göstermektedir. Nitekim doktrinde gerçek olmayan vekâletsiz iş görmeye ilişkin zamanaşımı belirlenirken doğrudan haksız fiil zamanaşımının uygulanamayacağı, olsa olsa kıyasen uygulamanın mümkün olacağı belirtilmiştir. 58 Nitekim haksız fiildeki zarar şartı burada aranmamaktadır.
Davada, davacı bütün komşu hak sahipleri de olabilir. Bu gruba ruhsat ile mali hakları devralmış kişilerde dâhildir.59
E) CEZA DAVALARI
FSEK m.80’de bağlantılı hakları ihlal edenler hakkında ceza davası açılmasına da imkan tanınmıştır. 03/03/2004 Tarih 5101 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişik FSEK m.80/son hükmüne göre; “Bağlantılı hak sahiplerinin haklarını ihlal edenler hakkında; a) Bir icra, fonogram veya yapımın izinsiz çoğaltılmış nüshalarının bu Kanunun 81.maddesinin yedinci fıkrasında sayılan yerlerde satışı ile ilgili ihlallerde üç aydan iki yıla kadar hapis veya beşmilyar liradan ellimilyar liraya kadar adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden, b) Bu madde ile belirlenen diğer hakların ihlalinde iki yıldan dört yıla535 kadar hapis veya ellimilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar adli para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmolunur.”


IV. SONUÇ
Komşu haklar ile ilgili sorunların genel olarak 2 kaynağı bulunmaktadır. Bunlardan ilki eser sahibinin özgünlüğünü taşıyan eserlerin başka kişiler tarafından kullanılırken dahi eser sahibinin fikri ürünü ile ilişki halinde olması gerekliliği ve ikincisi ise hızlı teknolojik gelişmelerin yarattığı kullanım ve erişim kolaylıklarının hukuka aykırı uygulamalara zemin hazırlamasıdır. İnternet hızı ile ilgili sorunların aşılması neticesinde tüm bilgilere indirme gereksinimi olmadan ulaşılması ile yaymaya ilişkin bazı sorunların çözülebileceği düşünülse de kamuya arz ile ilgili hususlarda aynı sorunlar teknolojinin bizlere sunduğu imkanların hızla artmasına koşut olarak devam edecektir.



1 BEŞİROĞLU Akın, Düşünce Ürünleri Üzerine Haklar, 3. Bası, İstanbul 2004, s. 361, SULUK Cahit / ORHAN Ali, Uygulamalı Fikri Mülkiyet Hukuku Cilt II, İstanbul 2005, s.430, TEKİNALP Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2005, s. 232, STERLİNG j. A. L., World Copyright Law, Sweet and Maxwell, London 1998, s. 380, ARKAN AKBIYIK Azra, Mukayeseli Hukuk Uluslar arası Düzenlemeler Ve Türk Hukuku’nda Fikri Hukuk Alanında Eser Sahibinin Haklarına Bağlantılı Haklar, İstanbul 2005, s. 30
2 TEKİNALP Ünal, a.g.e. , s. 232

3 BEŞİROĞLU Akın, a.g.e. , s. 362

4 SULUK Cahit / ORHAN Ali, a.g.e. , s. 431

5 Roma Sözleşmesi m. 3’de icracı sanatçı, fonogram yapımcısnı tanımlamaktadır. WIPO m. 2’de ise; icracı sanatçılar, fonogram yapımcısı, radyo-televizyon yayınını tanmlamıştır. TRIPS m. 14’de de benzer şekilde; Fonogram (Ses Kayıtları) Prodüktörlerinin, İcracıların ve Yayın Kuruluşlarının Korunması kenar başlığı ile film yapımcılarına ilişkin herhangi bir düzenleme içermemektedir.

6 Roma Sözleşmesi m. 2/f.2, m. 22.

7 STERLİNG j. A. L, a.g.e , s. 379
8 Yönetmelik m. 4/b’ de aynı yönde düzenlemeyi içermektedir.

9 İsv. ESHK m. 33’ de icracı sanatçının gerçek kişi olması gerektiği belirtilmiştir.

10 TEKİNALP Ünal, a.g.e ., s. 234, BEŞİROĞLU Akın, a.g.e., s. 368

11 TEKİNALP Ünal,a.g.e. , s. 235
12 TEKİNALP Ünal, a.g.e, s. 236,

13 EREL Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt I, Ankara 1994, s. 70
14 BEŞİROĞLU Akın, a.g.e. , s. 370

15 Tasnif şekli için bkz. ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , VIII

16 TEKİNALP Ünal. a.g.e. , s.241
17 FSEK m. 1/B, e, WIPO m. 2/c

18 TEKİNALP Ünal, a.g.e. , s. 239, ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 75
19 FSEK m. 80/A, 4

20 FSEK m. 80/A, 4’ de son cümleden anlaşılmak üzere.

21 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 102

22 FSEK m. 80/ A, 6

23 FSEK m. 80/ A, 7

24 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

25 GÜNDEM Onur, a.g.e. , s. 34

26 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 227

27 Bkz: Roma Sözleşmesi m. 3/c, WIPO m. 2/d

28 BEŞİROĞLU Akın, a.g.e., s. 381

29 BEŞİROĞLU Akın, a.g.e., s. 382

30 Bkz: İcracı Sanatçının Alması Gereken İzin

31 , SULUK Cahit / ORHAN Ali, a.g.e, s. 446

32 TEKİNALP Ünal, a.g.e. , s. 242

33 BEŞİROĞLU Akın, a.g.e., s. 389-390

34 GÜNDEM Onur, Fikir Ve Sanat Eserleri Kanununda Eser Sahibinin Haklarına Bağlantılı Haklar, Bu Hakların Sınırlandırılması ve Korunması (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ulusal Tez Merkezi Ulaşım Adresi: http://tez2.yok.gov.tr/ ), s. 95


35 Bkz: Komşu Hak Sahibinin Başvurabileceği Hukuki Yollar
36 Uydu İle İletilen Program Taşıma Sinyallerinin Dağıtımına İlişkin Sözleşme, Sınırötesi Uydu Yayıncılığı Çerçevesinde Fikri Hakları Ve Komşu Haklardan Doğan Sorunlara İlişkin Avrupa Sözleşmesi
37 TOSUN Yalçın, Sinema Eserleri Ve Eser Sahibinin Hakları, İstanbul 2009, s. 149

38 TEKİNALP Ünal, a.g.e. , s. 244

39 BAYRAMOĞLU E. İbrahim, Fikir Ve Sanat Eserleri Hukukunda Teknolojik Koruma, İstanbul 2008, s. 155
40 BAYRAMOĞLU E. İbrahim,a.g.e., s. 156

41 BAYRAMOĞLU E. İbrahim,a.g.e., s. 164

42 MEMİŞ Tekin, Fikri Hukuk Bakımından İnternet Ortamında Müzik Sorunu, Ankara 2002, s. 110
43 MEMİŞ Tekin, a.g.e. , s. 148

44 BAYRAMOĞLU E. İbrahim,a.g.e., s. 159

45 BAYRAMOĞLU E. İbrahim,a.g.e., s. 163

46 Aynı yönde düzenleme için bkz: US Copyright Act / Chapter 109
47 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 270

48 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 280

49 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 280

50 , SULUK Cahit / ORHAN Ali, a.g.e. , s. 432-436

51 SULUK Cahit / ORHAN Ali, a.g.e. ,s. 459

52 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 281

53 US Copyright Act / Chapter 512

54 İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 16; Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz: ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 284-285

55 US Copyright Act / Chapter 512, ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 285

56 , SULUK Cahit / ORHAN Ali, a.g.e. ,s. 458

57 , SULUK Cahit / ORHAN Ali, a.g.e. , s.436-438

58 NOMER Haluk Nami, 506 Sayılı SSK m. 10’ a Göre İşveren Aleyhine Açılan Rücu Davaları Hangi Zaman Aşımına Tabidir? http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/kik984.pdf, dipnot 9’ da atıf yapılan yazarlar
59 ARKAN AKBIYIK Azra, a.g.e. , s. 297
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Fsek Kapsamında Eser Sahibinin Haklarına Komşu Haklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Eser Rüzgar'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-03-2011 - 02:11
(4795 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 19 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 19 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
13365
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 11 saat 59 dakika 39 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,79 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 53649, Kelime Sayısı : 7752, Boyut : 52,39 Kb.
* 9 kez yazdırıldı.
* 13 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1323
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03107810 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.