Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Konkordato

Yazan : Erdoğan Bal [Yazarla İletişim]
avukat

Makale Özeti
konkordato
Yazarın Notu
iş bu makale Türk hukuk sitesinde Avukat (istanbul barosu 27680) ERDOĞAN BAL tarafından derlenmiş olup yazardan yazılı izin almadan hiçbir şekilde yayınlanamaz veya bir kısmı kullanılamaz

Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen;


Av. Hediye ÖZEN’E

Av. Füsun Mıstak KOCAMAN’A

Av. Onur TAKTAK’








Teknik yardımlarını esirgemeyen;

Gamze KARACAM’








Teşekkürlerimizi bir borç biliriz.











Benim bu günlere gelmemde emeği gecen anne ve babama…




İçindekiler

I-GİRİŞ

II- GENEL BİLGİLER

A – TANIM

B- ÇEŞİTLERİNE GÖRE TANIMLAR

1- Tenzilat Konkordato
2-Vade Konkordatosu
3-Resmi Konkordato
4- Özel (hususi) Konkordato
5- Aktifin Terki Suretiyle Konkordato
6-Yapıldığı Zamana Göre
a-İflas İçi Konkordato
b-İflas Dışı Konkordato

C- KONKORDATONUN GENEL CEBRİ İCRADAKİ YERİ

1- Hacizle Karşılaştırılması
2- Rehinle Karşılaştırılması
3- İflasla Karşılaştırılması
a- Konkordatonun İflasla İlişkileri
b- Konkordatonun İflastan Farklı İlişkileri

D-KONKORDATONUN ORGANİK TEŞKİLATI
1- İcra Tetkik Mercii
2- Konkordato Komiseri
3-Konkordato Alacakları Toplantısı
4-Asliye Ticaret Mahkemesi
5-Yargıtay

III- İFLAS DIŞI KONKORDATO

1- Konkordato Teklifi
2- Konkordato Mühleti
a- Konkordato Mühleti Verilebilmesi İçin Gereken Şartlar
b- Konkordato Teklifinin İncelenmesi
c- Konkordato Mühleti
d- Konkordato Mühletinin Sonuçları
e- Konkordato Mühletinin Kaldırılması

3-Konkordato Komiseri
a- Tayini ve Hukuki Durumu
b- Konkordato Komiserinin Görevleri

4- Alacaklılar Toplantısı
5- Konkordatonun Kabulü İçin Gerekli Çoğunluk
6- Teminat Koşulu
7- Konkordatonun Mahkemece İncelenmesi ve Tasdiki
a- Konkordato Dosyasının Ticaret Mahkemesine Verilmesi
b- Ticaret Mahkemesi Konkordatoyu İncelemesi
c- Konkordatonun Tasdiki İçin Gereken Şartlar
d- Ticaret Mahkemesi Konkordato Hakkında Verilebileceği Kararlar
e- Ticaret Mahkemesi Konkordato Hakkındaki Kararlarına Karşı Kanun Yolları
8- Konkordatonun Hükümleri
a- Konkordatonun Bütün Alacaklılar İçin Mecburi Olması
b- Konkordatonun Takiplere Etkisi
c- Konkordatonun Müşterek Borçlu ve Kefillere Etkisi
d- Konkordatonun Davalara Etkisi
e- Konkordatoya Tabi Borçlarda Zamanaşımı
f- Konkordatonun Feshi

IV- İFLAS İÇİ KONKORDATO

a- İflastan Önceki Dönemde Yapılan Konkordato Teklifi
b- İflas İçinde (iflastan sonraki dönemde ) Yapılan Konkordato Teklifi

V- AKTİFİN TERKİ SURETİYLE KONKORDATO

VI- ADLİYE DIŞI KONKORDATO

VII- KONKORDATO SUÇLARI VE CEZAİ YAPTIRIMLAR

1- Konkordato İle Taahhüt Edilen Borcun Ödenmemesi
2- Alacaklıların Konkordato Dışında Özel Yarar Sağlanması
3- Alacaklıları Zarara Uğratmak Amacıyla Borçlunun Aktifini Eksiltmesi
4- Ödeme Güçsüzlüğüne Kendi Eylemleriyle Neden Olmak ve Durumun Kötülüğünü Bilerek Daha da Ağırlaşmasına Yol Açmak
5- İflas ve Konkordatoda Özel Çıkar Sağlama
6- Konkordatoda Görev Alan Kimseleri Yanılgıya Düşürmek
7- Bilançoda Yazılı Malları Teslim Etmemek

VIII-KAYNAKÇA














I- GİRİŞ

Konkordato, ekonomik durumun bozulması nedeniyle, borçlarını ödemeyecek duruma düşen dürüst borçluların yararlanabilecekleri hukuki bir araçtır. İcra ve iflas hukuki kapsamına giren bu kurum, tarihi gelişme süreci içinde duyulan sosyal ekonomik içerikli ihtiyaçların karşılanması amacıyla yasa koyucular tarafından düzenlenmiştir.

Konkordato kökeninde ekonomik olguların yer aldığı kuşkusuzdur. Gerçekten de, önceden öngörülmesi mümkün olmayan nedenlerle ekonomik durumları bozulan ve iflas tehlikesiyle karşılaşan tacirler, ekonomik varlıklarını ve ticari itibarını koruyabilmek için, hukuksal bir durum olan konkordatoya başvurmak zorunda kalabilirler. Bu sayede işletmelerini yeniden yapılandırarak, konkordatoya tabi borçlarını, elde edebilecekleri zaman süreci içinde icra ve iflas takiplerinden korunmak suretiyle ödeyebilme imkânına kavuşabilirler. Aksi takdirde işletmeleri parçalanacağı gibi, ticari itibarları sarsılacak ve kamu hakları yönünden, iflasın ağır sonuçlarıyla karşılaşabileceklerdir.

Buna karşılık, maruz kaldığı ekonomik nedeniyle, borçlarını vadelerinde ödeyemeyecek duruma düşen borçlu, konkordato teşebbüsünde başarılı olduğu takdirde, zaman faktöründen de yaralanarak borçlarını indirimli yâda faizsiz olarak ödemek suretiyle, ekonomik felaketten kendisini koruyabilme imkânına kavuşacaktır. Böylece sosyal ve ekonomik bir facia olan iflas veya hacizlerle işletmenin parçalanması önlenmiş, sınaî tesislerin işlerliği ve istihdam potansiyeli korunmuş olacaktır. Bu durum, alacaklıların zararına olmadığı gibi, ulusal ekonomi bakımından da yaralı bir tedbir niteliği taşımaktadır.

Ülkemizde ve dünyada ekonomik koşulların kötü gitmesi nedeniyle son yıllarda konkordato isteklerinin artması, bu kuruma hukuki ve ticari yaşamında güncellik kazandırmıştır. Gerçekten toplumumuzda yaşanan ekonomik istikrarsızlık, sınaî ve ticari kurumların öz sermayelerinin yetersizliği ve bu nedenle, kredi desteğine dayalı olarak faaliyet göstermeleri, faizleri ve özellikle kur farklarını ödemeyecek duruma düşmeleri, giderek yükselen enflasyon toplumundaki satın aşma gücünün olumsuz etkilenmesi, v. b. gibi olgular, konkordato tekliflerinin artışında etken rol oynayan faktörlerdir.

Ülkemiz, endüstri toplumu yaratmak yolundaki teşebbüsleri sağlam bir zemine oturtamamış olması yüzünden işletmecilerin teşebbüs ve yatırımlarından bekledikleri sonucu almamaları, zorunlu olarak, krediye dayalı sermaye sitemi içinde çoğu kez, kredinin geriye döndürülememe sonucunu doğurmaktadır.

Doğal olaylara, bu şema içinde uygulanan ekonomik politikalar ve bu bağlamda, bankaların kredi kullandırma konusunda rasyonel olmayan yöntemleri uygulamaları da, kredilerin geri dönmeyişinde önemli bir role sahip bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, iflas ve haciz takiplerine maruz kalan firmalar konkordato teklif edecek, bu hukuksal kurumun koruyucu şemsiyesine altına girmeyi isteyeceklerdir.

Bu durum birde alacaklılar açısından incelersek; alacaklılar borçlunun konkordato teklifine çoğu zaman sıcak bakmamakta, borçlunun, borçlarını zamanında ödemediğinden şikâyetçi olmaktadır. Oysa borçlu borcunu ödeyecek durumda olsa zaten konkordato teklif etmeyecektir. Konkordato teklif eden borçlu zaten borçlarını ödeyememekte birde alacaklı tarafından iflas veya hacizle sıkıştırılmaktadır. Oysa borçluya kanun koyucu tarafından tanınan konkordato teklifinden yararlanılsa borçlu hem borçlarını taahhüt ettiği zaman içinde ödeyecek hem de iş imkânı sunduğu onlarca, yüzlerce, binlerce işçisine iş olanağı sağlanmaya devam edecektir. Ayrıca borçlunun iflası halinde veya iflasının istenmesi halinde birkaç alacaklı alacağını alacak diğerleri alacağını alamayacaktır. Bu durumda alacaklılar için daha çok pay geçmesi halinde zaten konkordato teklifi kabul edilmeyecektir. Böylece bir durumda da konkordato hakkı tanınmaz. Bu şartlar göz önüne alındığında her iki tarafında yararına olduğu ortadadır. İSTANBUL 12.Şubat. 2009













































II-GENEL BİLGİLER

A-TANIM

Konkordato, herhangi bir dürüst borçlunun ödeme teklifinin konkordatoya tabi alacaklarının belirli bir çoğunluğu tarafından kabulü ve mahkemenin onayı ile gerçekleşen ve borçlunun, borçlarının bir kısmından kurtulmasını veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan, iflasa nazaran yumuşatılmış, alacaklıların eşit olarak tatminine yarayan kolektif bir cebri icra kurumudur.

Bu tanımın unsurlarını incelersek;

· Konkordato, dürüst borçlulara yasanın sağladığı özel bir ayrıcalık, önemli bir hukuki atıftır.
· Tacir olsun ya da olmasın tüm borçlular – yasal koşulları varsa- konkordato isteme hakkına sahiptir.
· Borçlunun ödeme teklifi, ayrıcalıklı olmayan alacaklıların belli bir çoğunluğu tarafından –ki bu çoğunluk alacak ve alacaklı sayısının 2/3 dür. Kabul edilmiş olmalıdır.
· Konkordatoya tabi alacaklıların çoğunluğu tarafından kabul edilen konkordatonun hüküm ifade edebilmesi için, ticaret mahkemesince onanması gerekmektedir.
· Ticaret mahkemesince onaylanan konkordato, ödeme şekil ve şartlarında borçlu yararına değişiklik meydana getirir. Çünkü borçlu mahkemece kabul konkordato şartlarına göre ödemede bulunur eğer geriye borcu kalırsa ondan kurtulur.
· Konkordato yumuşatılmış, kolektif bir cebri icra kurumudur. Bu niteliği itibariyle, konkordatonun, yine kolektif bir tasfiye kurumu olan iflasa nazaran, borçlu ve alacaklılar yönünden tercihe değer özelliklere sahip olduğuna kuşku yoktur.

B- ÇEŞİTLERİ

1-Tenzilat konkordatosu

Dürüst bir borçlunun, alacaklıların çoğunluğu ile yaptığı ve ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eden öyle bir cebri anlaşmadır ki, bununla imtiyazsız alacaklılar borçluya karşı alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat ederler ve borçlu, borçlarının konkordatonun kabul edilen kısmını ödemekle, borçlarının tamamından kurtulur.

2- Vade konkordatosu

Borçlu ile alacaklıların çoğunluğu arasında yapılan bir konkordato ile borçluya vade tanınır veya borçlular takside bağlanırsa buna vade konkordatosu denir. Şöyle ki bazen borçlu, o anda mallarını satarak, vadesi gelmiş borçlarının hepsini birden ödeyecek durumda olmayabilir. Fakat borçluya bir vade tanınırsa, borçlu, bu vadenin sonunda borçlarını tam ödeyecek duruma gelir.


3-Resmi konkordatosu

Kanunun düzenlediği ve benimde inleyeceğim konkordatodur.

4- Özel (hususi) konkordato

Tenzilat veya vade konkordatosu şeklinde yapılabilen bu özel konkordato, alacaklılar ile borçlu arasındaki bir anlaşma olup, tamamen bu sözleşmenin tarafları olan alacaklılar ile borçlunun iradesine dayanır; bu nedenle tamamen borçlular hukuku kurallarına tabidir. Bu konkordatoyu imzalamayan tarafları bağlamaz. Buna ayrıca resmi organların hiçbir iştiraki de olmaz.

5- Aktifin terki suretiyle konkordato

Borçlu aktifin tümü ya da belli bir bölümü alacaklılara geçirilmek suretiyle tüm borçlularından ve iflasın ağır sonuçlarından kurtulmayı amaçlar. Aktifin alacaklılara bırakılması yolu ile gerçekleşen bu konkordato örneğini de, borçlu, malları üzerinde tasarruf etme yetkisine sahip değildir. Zira o malvarlığını iflasın sonuçlarından kurtarmak için alacaklıların tasarrufuna ve tasfiyesine terk etmektedir. bu bakımdan aktifin terki suretiyle konkordato, konkordatodan daha çok, iflasa karşı borçlunun almış olduğu ikame bir tedbir niteliğine sahiptir.

6- Yapıldığı zamana göre

a) İflas içi konkordato

Burada borçlu iflas etmiş olup, iflastan için konkordato teklif etmektedir. konkordato kabul ve tasdik edilirse, borçlu hakkındaki iflas bütün sonuçlarıyla kaldırılır.

b) İflas dışı konkordato

İflasa tabi olsun veya olmasın, herhangi bir borçlunun yapmış olduğu konkordatodur. Burada borçlu, iflasa tabi ise, henüz iflas etmeden önce, konkordato teklif eder, konkordato kabul ve tasdik edilirse, iflas etmekten kurtulur. Buna bu nedenden ötürü iflası önleyici konkordato da denir.

C- KONKORDATONUN GENEL CEBRİ İCRADAKİ YERİ

Konkordato iflasa oranla hafifletilmiş bir kolektif cebri icra hukuku kurumudur. Bu nedenle konkordato, borçlunun malvarlığı ve bütün alacakları yönünden genel ve evrensel bir nitelik taşır. Bu yönüyle konkordato, diğer bir kolektif tasfiye usulü olan iflasa çok benzer. Ne var ki, konkordato klasik cebri icra tarzı olan haciz ve iflasa göre, borçlunun çok daha lehine olan bir cebri icra usulüdür. Bundan dolayı, konkordatonun iflasa göre yumuşatılmış bir kolektif tasfiye şekli yolundaki görüş doktrinde hâkim olmuştur.

1. Hacizle karşılaştırması

Haciz yoluyla yapılan icra takiplerinde, herhangi bir alacaklının yaptığı takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun borca yeter değerdeki aktifine devletin icra organları aracılığıyla el konulmasıdır. Alacaklı takip konusu borç ödenmediği taktirde borçlunun haczedilen borca yeter miktardaki mallarını paraya çevrilmesi yolu ile alacağı elde imkânına kavuşmaktadır. Bu nedenle iflas ve konkordatoya hakim olan kolektif ve evrensellik niteliği bireysel icra takibi yolu olan haciz müessesinde söz konusu değildir. Gerçekten iflas ve konkordato borçlunun bütün malvarlığını kapsamakta ve alacaklıların eşit bir biçimde tatmine yönelmektedir. Diğer yandan borçlunun malları borçluların tümünü karşılamaya yetmeye bilir. Bu durumda daha önce davranarak borçlunun mallarına haciz koyduran alacaklılar alacaklarını tahsil edebilecekler diğer alacaklılar ise bu olanaktan yoksun kalacaktır. Bu sonuç alacaklılar arasında eşitliği bozduğundan adalet duygusunu zedeleyecek bir nitelik taşımaktadır. Bundan dolayı iflas ve konkordato tüm alacaklıların –ayrıcalık olanlar hariç- eşit bir şekilde tatmin edilmelerini öngördüğümden haciz yolu ile takibe göre daha adaletli bir cebri icra sistemi karakter ve özelliğine sahip olmaktadır.

Her ne kadar hacizde hacze iştirak müessesinden yararlanarak ilk haczi koyduran alacaklının haczine diğer alacaklıların katılmaları da sağlanmış ise de hacze katılma imkânı belli alacaklılara çok önemli koşullar altında tanınması tüm alacaklıların haciz yolu ile yapılan takipler sonucunda tatmin edilmelerine etmemektedir.

Ayrıca konkordato adken borçlu takiplerinden kurtularak malvarlığının başında kalmak suretiyle işletmesini yeni bir yapıya kavuşturup ticari faaliyetlerini sürdürebilme imkânı elde eder.

2. Rehinle karşılaştırma

Gerek cüzi gerek kolektif icra sisteminde alacağı rehinle sağlayan alacaklı rüçhanlı hukuki statüye sahip olmaktadır. Bu temel prensibin temel sonucu olarak konkordato rehinli alacakları ve rehin hakkı sahibinin haklarını hiçbir şekilde etkilemez. Bu nedenle rehinli alacaklar gerek mühlet içinde gerekse konkordatonun onanmasından sonra alacaklıların tamamı içinde rehinin paraya çevrilmesi prosedürüne göre borçlu aleyhine icra takibi yapılabilir. Ancak rehin konusu mal veya hakkın değeri alacağı karşılamadığı takdirde rehinle karşılanmayan alacakların – adi alacak olmaları nedeniyle – konkordatoya dayalı icranın temelini oluşturan ödeme projesinin öngördüğü sistem içerisinde ödemeleri gerekir. Zira rehin hakkı rehin paraya çevrilen değeri ile sınırlıdır. Bu değer alacağın tümünü karşılamadığı takdirde rehin açığına tekabül eden alacak kesimi konkordato hükümlerine tabidir.

Rehinin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip rehinli malın paraya çevrilmesine ilişkin münferit bir cebri icra şeklidir. Bu nedenle rehin sahibinin rehin bedelinden tatmin edilmesini hedef tutan sınırlı bir aynı haktır. Buna karşılık konkordato kolektif cebri icra müessesi taşıdığından konkordatoya tabi tüm borçluların eşit koşullar altında ödeme projesi çerçevesinde tasfiye edilmesi amacına yöneliktir.

3. İflasla karşılaştırma
a- Konkordatonun iflasla ilişkileri


· Kolektif niteliği

Konkordato ile iflas masasının en yakın ilişkisi her iki kurumun da kolektif icra hukuku müessesi özelliği taşımasında kendini gösterir. Gerek iflas gerekse konkordato borçlunun bütün malları alacaklıların tümünün – ayrıcalıklı alacaklar dışında- eşit bir biçimde karşılanmasına tahsis edilir. Münferit icra yolu olan hacizde bu durum söz konusu değildir.




· İflas tasfiyesi sırasında konkordato istenebilir

Borçlu iflastan sonra da alacaklılarıyla da konkordato yapabilir. ( İİK. m. 309) Ancak müflis konkordato önerisi ikinci alacaklılar toplantısından önce görüşülemez. Bununla birlikte alacaklılar toplantısı kararıyla iflasın tatilini öngörebilir.(İİK.m.224/2)

· İflas takibinden sonra konkordato istenebilir.

İflas yolu ile takipte ödeme emrine muhatap olan borçlu konkordato mühleti alarak iflas kararı verilmesini öngörebilir. Bunun için iflas yolu ile takipteki ödeme emrinin alınmasından itibaren başlayan 7 (yedi) günlük süre (İİK.m.155) yasanın öngördüğü asgari süre olup borçlu iflas kararının verilmesinden önceki süreç içinde konkordato öneli almayı başardığı takdirde iflas kararı verilemez(İİK.m.289/1).

· Konkordato talebinin reddi iflas nedenini oluşturur.

Borçluya tetkik mercii tarafından verilen mühlet kaldırıldığına da konkordatonun onanmasına ilişkin işlem reddedildiği taktirde bu kararın kesinleşip ilanından başlayarak 7 ( yedi) gün içinde borçlunun iflası herhangi bir alacaklı tarafından ticaret mahkemesine başvurularak gerçekleştirilebilir.(İİK. m. 301/1)

· Konkordatonun reddi ile birlikte ihtiyati haciz kararı verilmesi zorunluluğu

Borçlunun konkordatonun verilmesine ilişkin istemi ticaret mahkemesince reddedildiği taktirde açılacak iflas davasının ön tedbiri olarak borçlunun bütün mallarına mahkemece ihtiyati haciz konulmasına ve bu ihtiyati haczin alacaklılardan birinin isteği üzerine uygulamasına karar verilir. (İİK.m.301/2) İİK.m.301 uyarınca açılacak iflas davası bu ihtiyati haczi tanımlayan işlem niteliğindedir.

· Konkordatoda yetkili mahkeme

Borçlu tacir ise yetkili tetkik mercii iflas davasının açılacağı ticaret mahkemesinin yargı çevresi içindeki tetkik mercii hakimliğidir. (İİK.m.285) konkordatonun onaylanıp onaylanmayacağına karar vermeye yetkili olan mahkemedir.

· Bilançodaki aktifleri gösterme zorunluluğu

Konkordato mühlet istemi, reddedildiği mühlet kaldırıldığı veya onama istemi reddedildiği takdirde borçlu bilançosunda belirttiği malları aleyhine yapılan icra takibinde göstermek ve ortaya çıkarmak zorundadır. (İİK.m.162,285)

b- Konkordatonun iflastan farklı özellikleri

Esas itibarıyla borçlu yararına olan ayırıcı özellikler genellikle alacaklıların da lehinedir.

· Konkordatoda borçlu malvarlığının başında olup ticari faaliyetlerini sürdürebilme olanağına sahiptir. Ancak mühlet içinde ve konkordatonun kesinleşerek ilan edilmesine kadar süren dönemde tasarruf yetkisi sadece belirli tasarrufi işlemler bakımından sınırlandırılmıştır.(İİK.m.290)

Belirtilen bu geçici istisnai sınırlamalar dışında borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisi tamdır. Bu olanaktan yararlanan borçlu ayrıcalıklı alacaklara ilişkin icra takipleri dışındaki diğer bütün takiplerden korunarak, ticari faaliyet ve fonksiyonlarını sürdürebilme mümkün ise kredi sağlayabilme şansını ede edebilir. Hatta borçlu onama kararının ilanından sonra dilediği malları uygun bulduğu zaman ve ortamda rayiç değerleri ile paraya çevirmek suretiyle veya ticari faaliyetlerinin sonunda sağlayabileceği kazançla ödeme projesinde taahhüt ettiği borçları zaman içinde ödeyerek ekonomik varlığını ve ticari itibarını koruyabilme imkânına kavuşabilir. Bu imkânda konkordato iyi niyetli olması halinde borçluya kanun koyucu tarafında tanınan onu ekonomik bir felaketten korumaya yönelik mükemmel bir hukuki atıf müessesidir.

Oysaki iflasın açılması halinde borçlunun haczi kabil malları üzerindeki tasarruf yeteneği tümüyle ortadan kalkar. Müflisin hacze konu teşkil eden tüm malları bir masa teşkil eder. Bu masa alacaklıların belirli çoğunluğunun gösterdiği adaylar arasında tetkik merciine seçilen iflas idare memurları tarafından yönlendirilir. İflas idaresi tarafından masanın aktifine dâhil olan mallar paraya çevrilmek suretiyle tüm ayrıcalıksız alacaklar eşit bir biçimde tatmin edilerek borçlunun malvarlığı tasfiye edilir. Bu nedenle iflas borçlu için iktisadi çöküş manasına gelir.

· İflas takviye prosedürü sonucunda alacağın tümünün ödenmesi suretiyle tatmin edilmeyen alacaklılar iflasın kapatılmasından sonra yeni mal elde etmeleri halinde takip edilebilir.(İİK.m.251/1) Oysa konkordato ödeme koşullarını yerine getiren borçlu tüm borçlularından kesin olarak kurtulmaktadır.

· İflasına karar verilen borçlu birtakım kam haklarından yoksun kalır. Buna karşılık konkordatoda borçlu hakkında iflasa özgü olan bu ağır müeyyidelerin uygulanması söz konusu değildir.

· İflas herhangi bir alacaklı tarafından istenebilir ise de konkordatoyu sadece borçlu tetkik merciinden talep edilebilir. Alacaklıların borçluyu konkordato istemeye zorlamaya hakkı yoktur.

· 3494 sayılı yasa ile değişik İİK iflas masasına kaydedilen alacaklılara iflasın açıldığı tarihten itibaren yasal faiz uygulaması öngörülmüştür. (İİK.m.196/1) Oysaki konkordato faizsiz olarak kabul edilmiş ise konkordatoda borçlunun faize ilişkin sorumluluğu yoktur.


D-KONKORTADANUN ORGANİK TEŞKİLATI

1. İcra Tetkik Mercii Hâkimliği

İflas dışı konkordatoda konkordato mühlet talebi yetkili icra tetkik mercii hâkimliğine sunulmakla konkordato büyük önem taşıyan mühlet kararı icra tetkik mercii hâkimliğince oluşturulmaktadır.

Ayrıca mühlet kararına itirazlar mühletin kaldırılması çekişmeli alacakların konkordato nisabına dâhil olup olmadığına karar verilmesi ve konkordato komiserliğince yapılan işlemlere karşı ilgililerin ileri sürecekleri şikâyetlerin incelenip karara bağlanması tetkik merciinin görev ve yetki alanı içine girmektedir. Bu bakımdan icra tetkik mercii konkordato da önemli ve belirleyici fonksiyona sahip olan adli bir makamdır. Özellikler çekişmeli alacaklar konkordato mühleti kaldırılması konularında icra tetkik merciinin vereceği kararlar konkordatonun yazgısını etkileyebilecek önem ve fonksiyona sahip bulunmaktadır.

İflas içi konkordatoda tetkik merciinin görevi iflas dişi konkordatoya nazaran daha dar ve sınırlıdır. Gerçekten iflas dışı konkordatoda konkordato mühleti ve komiser tayini söz konusu olmayıp komiserlik görevi iflas idaresi tarafından yerine getirilmektedir.

2. Konkordato komiseri

Konkordato komiseri konkordatonun hazırlanması ve borçlunun denetlenmesinde önemli bir görev ve fonksiyonu yerine getirmektedir. İflas dışı konkordatoda tetkik mercii mühlet kararıyla birlikte konkordato komiseri tayin edilmektedir. Borçlunun denetlenmesi ve konkordato şartlarının oluşup oluşmayacağı yönünden gerekli işlemlerin yapılarak konkordato dosyasının mühlet sona ermeden ticaret mahkemesine sunma görevi komisere aittir. Borçlunun komiser tarafından denetlenmesine ilişkin işlemler ise konkordatonun onanmasına ilişkin kararın kesinleşerek ilanına kadar sürmektedir( İİK.m.300). Konkordato komiserinin yaptığı görevle sınırlı olarak bir adli organ olduğundan şüphe yoktur. Komiserin konkordato işlemleri süreci içinde çok önemli bir fonksiyonu bulunmaktadır. Komiserin borçlunun aykırı davranışları bulunduğunun saptanması halinde tetkik merciinden konkordatonun kaldırılmasını istemeye dahi yetkisi vardır(İİK.m.290). Ayrıca konkordato koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden konkordato komiserinin alacaklılar toplantısına ve ticaret mahkemesine sunacağı gerekçeli rapor konkordatonun onanıp onanmayacağı bakımından önemli bir doküman niteliği taşımaktadır. Çünkü konkordato işlemlerini oluşturan bilgi malzemelerini toplayan ve borçluyu denetleyen komiserdir. Bu nedenle komiser onama aşamasında ticaret mahkemesince dinlenmekte kendisiden gözlem ve izlenimleri hakkında bilgi alınmakta ve bunlar değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Ticaret mahkemesi gerek gördüğü takdirde konkordato komiserinden ek rapor da alabilmektedir. İflas dışı konkordato komiserinin görevini iflas masası temsil eden ve tasfiyeyi yürüten iflas idaresi yerine getirir (İİK. m. 309)

3. Konkordatoda Alacaklılar Toplantısı

Komiser alacak kayıtlarının yapılması için ülke genelinde tirajı büyük beş büyük gazetenin birisinde vereceği ilanla alacaklıların konkordato projesini görüşmesi için toplantıya davet eder (İİK. m. 292). Toplantı gününün konkordato koşullarının oluşup oluşmayacağını belirlemeye yönelik işlemlerin sonuçlandırılabileceği takvim gözetilerek saptanması gerekir. Zira toplantının amacı alacaklıların borçlunun mali durumu hakkında yeterince aydınlatılmalarını ve alacaklıların konkordato teklifinin kabulüne değer bir nitelik taşıyıp taşımadığı konusunda doğru bir kanıya varmalarını sağlamaya yöneliktir. Alacaklıların konkordatonun kabulü veya reddi konusunda kendilerinden beklenen kararı verilmeleri de toplantıdan önce yasal materyalin komiser tarafından elde edilerek işlenmesine ve değerlendirilmesine bağlı bulunmaktadır. Komiser konkordatoya ilişkin veriler hakkında alacaklıları yeterince aydınlatan raporu toplantının açılışından hemen sonra alacaklılara sunmak zorundadır (İİK.m.294). Bu raporda komiser konkordatoya yapılan kayıtların hukuki dayanakları hakkında alacaklılara bilgi vermekle yükümlüdür (İİK.m.293).

Alacaklılar toplantısında alacaklıların konkordatoya muvafakat edip etmeyecekleri yönünde irade beyanları zorunlu değildir. Alacaklılar toplantıya katılıp katılmama konusundaki kararlarını toplantıdan başlayarak on günlük katılma süresi içinde de bildirebilirler (İİK. m. 296). Doktrinde ağırlıklı görüş ve son Yargıtay’a kararları uyarınca katılma oylarının onama durumuna kadar bilindirilmesi mümkündür.

Konkordato toplantısının yapılması için asgari bir katılma oranı öngörülmemiştir. İflas içi konkordato da konkordato teklifi en erken ikinci alacaklılar toplantısında görüşülebilir (İİK.m.309).

4. Asliye Ticaret Mahkemesi

Komiser tarafından hazırlanan dosya içeriğini de değerlendirerek konkordatonun onanıp onanmayacağına karar vermeye yetkili makam Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.

Gerçektende ancak ticaret mahkemesinin konkordatoyu onaylaması durumunda konkordato onu kabul etmeyen ve azınlıkta kalan rüçhan ve imtiyaz sahibi alacaklılar için bağlayıcı ve zorlayıcı hale gelir (İİK. m. 303). Ticaret Mahkemesi konkordatonun onanmasına ilişkin koşullar bakımından tetkik mercii hâkimliğinin çekişmeli alacaklılar ile alacaklı sıfatını belirlenmesi hakkında oluşturacağı kararın prosedürün disiplini bakımından konkordato hukuku bazında kesinlik taşıdığını vurgulamakta yarar vardır.

5. Yargıtay

Konkordatonun ticaret mahkemesinde onanmasına ya da onama talebinin reddine ilişkin kararlar temyiz ve karar düzeltme işlemleri üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince denetlenmektedir.

III- İFLAS DIŞI KONKORDATO

Bu konkordato iminden de anlaşılacağı gibi iflas dışı konkordatodur. Yani burada borçlu iflas etmemiştir. Borçlu iflasa tabi ise iflas dışı konkordato yaparak iflas etmesini önlemek istemektedir. Borçlu iflasa tabi değilse iflas etmesi mümkün değildir. Fakat iflasa tabi olmayan kişilerde konkordato teklif edebilir ve borçlarından kurtularak yeni bir işe başlamak isteyebilir.

Borçlunun alacaklılarının da iflas dışı konkordatoyu kabul etmekte menfaati olabilir. Çünkü borçlu iflas ederse iflas tasfiyesinin uzun sürmesi tasfiye giderinin çokluğu ve iflasta borçlunun mallarının gerçek değeri ile satılmaması gibi nedenlerle alacaklıların iflasta alacaklarını daha az alma ihtimali vardır. Bu nedenle konkordato teklif eden dürüst ve samimi ise alacaklılar bu konkordato teklifini kabul etmeyi menfaatlerine daha uygun bulacaktır.

1. Konkordato Teklifi

Konkordato hükümlerinden yaralanmak isteyen herhangi bir borçlu yetkili icra merciine bir dilekçeyle başvurur. Borçlu bu dilekçede konkordato teklifini bildirir. Borçlu bu dilekçesine ayrıntılı bir bilanço ekler. Bundan başka borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise, defterlerin durumunu bildiren bir cetveli de konkordato talebi dilekçesine eklemek zorundadır.

Konkordato talebi İİK.m.166/2’sinegöre usulen ilan olunur. İlandan itibaren 10 (on) gün içinde alacaklılar itiraz ederek konkordato mühleti vermesini gerektiren bir halin bulunmadığını ileri sürerek tetkik merciinden konkordato talebinin reddini isteyebilir. Bu nedenle konkordato talebi üzerine merciinin ilk yapacağı iş mad.166/2 ye göre ilan yapmak olmalıdır.

2. Konkordato Mühleti

Borçlunun konkordato talebini alan mercii bu teklifi inceler ve teklifin kanunun aradığı şartları taşıdığı kanısına varırsa borçluya iki aylık bir konkordato mühleti verir.

a)Konkordato Mühleti Verilmesi İçin Gereken Şartlar

· Borçlu Dürüst Olmalı: Borçlu işlerinde işlerin de dürüst ve teklifinde samimi olmalıdır. Borçlu alacaklılarına zarar verici hareketlerde bulunmamış olmalıdır.
ÖRNEKLER: _konkordato teklifi alabilmek için gerçeğe aykırı hesap ve bilanço göstermemelidir._Borçlunun bilançoda belirttiği aktif unsurların fiilen mevcut olmaması. _ Borçlunun alacaklı çoğunluğunu sağlamak için yapay ve hayali alacaklar üreterek pasifini kabartmaması._ Borçlunun israf kumar ve bunun gibi zararlı davranışlarda bulunmuş olması._ Borçlunun bazı alacaklarını diğerleri aleyhine kayırması vs…

· Asgari Ödeme Teklifi: Mevcut malları ve alacakları borçlarının en az %50!sini ödemeye yetişmeyen borçlu konkordato isteyemez. Buna göre borçlu %50!i ödemeyi teklif etmelidir. Bu teklif ettiği miktar kural olarak derhal ödeyeceği bildirir ancak bunu taksitler halinde ödemeyi de teklif edebilir.

· Teklif Olunan Para Borçlunun Mevcudu İle Orantılı Olmalıdır: Yukarıda da belirttiğim gibi borçlu en az %50’sini teklif etmeli fakat borçlunun mevcudu daha fazla ödemeyi yapabilecek durumda ise o teklifi etmelidir.

b) Konkordato teklifinin incelenmesi

Tetkik mercii borçlunun konkordato teklifini basit yargılama usulüne uygun olarak inceler. Konkordato şartlarının oluşup oluşmadığını kendiliğinden inceler. Tetkik mercii borçluyu dinler alacaklıları da dinlemesi uygun olur. Konkordato şartlarının oluşup oluşmadığını inceler bunlar için bilirkişiye de başvurabilir.

Burada iki şekilde karar verilebilir. Ya şartlar oluşmadığından talebin reddine ya da şartlar oluştuğundan talebin kabulüne karar verir.

c) Konkordato Mühleti

Tetkik mercii talebi kabule uygun görürse borçluya iki aylık bir konkordato mühleti verir. Bu mühletle birlikte bir de komiseri tayin edilir. Bu sürenin verilme amacı borçluya karşı icra ve iflas takibinin yapılmasını yasaklamak, dürüst borçluya bu süre içinde alacaklılarıyla birlikte konkordato yapabilme imkânı sağlama ve konkordatoyu mahkemede ilan edilmesine imkân sağlamaktır.

Eğer bu amaçların sağlanması için iki aylık süre yetmezse konkordatoyu yapma imkânı varsa konkordato komiserinin teklifi üzerine bir defaya mahsus olmak üzere bu süre en fazla iki ay daha fazla uzatılabilir.

Borçlu konkordato mühleti verildiği tarihten itibaren beş gün içinde giderleri verip uygulamaya koydurmaya mecburdur, aksi halde konkordato mühleti kendiliğinden kalkar.

Tetkik mercii borçluya konkordato mühleti verdiğini ülkede tirajı yüksek beş gazeteden birinde ilan ettir ve icra daireleri ile tapu dairelerine bildirir. Tacir ise ticaret sicil memurluğuna da haber verilir. Deniz ticareti ile meşgulse gemi sicil memurluğuna bildirilir.

Alacaklılar, borçluya konkordato mühleti verilemesini temyiz edemezler. Ama bu karara karşı tetkik merciine yedi gün içinde dilekçeyle itiraz edebilirler (İİK.m.288/2). Mühlete ihtiraz kurumun amacı, mühlet kararında herhangi bir eksiklik, yasaya aykırılık ve usulsüzlük bulunduğu takdirde, kararın bir kez daha alacaklıların ileri sürdükleri itiraz nedenleri ile de denetlenmesini sağlamak.

İtirazın biçim ve içeriği: Mühlet kararına yöneltilen itirazların, kararın ilanından itibaren yedi gün içinde kararı veren tetkik mercii hakimliğine bir dilekçe ile sunulması gerekir (İİK. m. 288 ). Dilekçenin bir örneği borçluya tetkik merciine belirlenecek duruşma günü ile birlikte tebliği zorunludur.

İtirazın incelenme usulü: Tetkik mercii ileri sürülen itirazları tek bir dosyadan toplayarak duruşma yapmak suretiyle basit yargılama usulüne göre inceler.

Bu itirazlar İİK.m.288/3 itirazın, mühletin işlemesinin durdurmayacağını öngörmektedir. Bu nedenle, komiserlik nezrinde yürütülmesi gereken prosedürün uygulanması için, konkordato komiserine tevdi edilmesine engel teşkil etmez. Mühletin hükümleri, itiraz prosedürünün uygulandığı dönemde devam edeceğinden, konkordato komiseri İİK kendisine yüklediği görevleri, konkordatonun gerekti surat kavramı içinde yerine getirmek zorundadır. Hatta itirazın tetkik merciine yerinde görülerek kabul edilmesi sonucunda, konkordato mühletinin kaldırılmasına karar verilse bile, bu kararın kesinleşmesine kadar komiserin borçluyu denetleme ve konkordato dosyasının oluşturarak Ticaret Mahkemesine sunma ödevini yerine getirmesi zorunludur.

Mühlet kararını kaldırılmasından sonra borçlunun hakları: Tetkik Merciinin mühleti kaldırılması hakkında oluşturduğu kararlara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurması mümkündür (İİK.m.363/12). Temyiz süresi on gün olup, kararın tefhiminden itibaren başlar (İİK.m.290/3, İİK. m. 299).

Ø Mühletin kaldırılmasına karar verilmesinin mühletin cereyanı önlemeyeceği

Ø Mühletin kaldırılmasına ilişkin tetkik mercii kararı, temyiz nedeniyle Yargıtay da incelendiği sırada, konkordato komiseri konkordatonun oluşmasına ilişkin işlemlerin sonuçlandıramadığı taktirde, komiserliğin istemi üzerine ek mühlet verilip verilmeyeceği sorunu tartışmalıdır.

Mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın ilanı: Konkordato mühletinin kaldırılmasına ilişkin tetkik mercii kararlarının kesinleşmesi halinde, ilan edilmeleri gerekmektedir. Ayrıca mühlet kararının bildirildiği ünitelere mühletin kaldırıldığının da haber verilmesi gerekmektedir.




d) Konkordato mühletinin sonuçları

· Borçluya karşı takip yapma yasağı: Konkordato mühleti verilemesinden sonra borçluya karşı icra ve iflas takibi yapılamaz yapılmakta olanlarda bu sürenin sonuna kadar durur. Bu yasağa aykırı olarak yapılanlar ise geçersizdir. Bu durumun kendiliğinden gözetilmesi gerekir.

İstisnalar:

Ø Konkordato mühleti içinde rehinin paraya cevrilmesi yolu ile takip yapılabilir ve daha başlamış olanlar devam edilir

Ø İİK.m.206/1’e göre birinci sırada yazılı olacaklar için borçluya karşı konkordato mühletinden önce başlamış oldukları haciz yolu ile takipler mühlet kararıyla durmaz ve bu alacaklar için konkordato mühleti sırasında borçluya karşı haciz yolu yeni takipler yapılabilir (İİK.m.289/2). Bu takipler içindir. Bu nedenle konkordato içinde dava açabilecek ve açılanlara devam edebilmek mümkündür.

· Borçlunun tasarruf yetkisini kısıtlama: Bu o mühlet içinde borçlu konkordato komiserinin denetimi altındadır. Borçlunun burada bütün tasarruf yetkisi kısıtlanmış değildir. Kural olarak malları üzerinde tasarruf yetkisi vardır. Yalnız bu komiserin denetimi altındadır.

Yalnız bazı tasarrufları komiserin izni ile bile yapamaz. Bununla borçlunun tasarruf yetkileri önemli ölçüde kısıtlanmıştır. Bunlar: _mallarını rehin etmek ve ipotek vermek(m.23) _gayrimenkulleri satmak, devretmek, ayni hak tesis etmek _ kefil olmak _ ivazsız tasarruflarda bulunmak. Borçlunun bu tasarruflarda bulunması mutlak olarak yasak olup bu yasağa aykırı olarak yapılan işlemlerde geçersizdir.

e) Konkordato mühletinin kaldırılması

Borçlu konkordato mühleti içinde dürüst olmalıdır. Eğer borçlu konkordato mühleti içinde dürüst olmayan hareketler içinde bulunursa kendisine verilen konkordato mühleti kaldırılır.

Şartları:
· Borçlu yasak tasarruflardan birini yapması

· Borçlu komiserin ihtarına aykırı harekette bulunması

· Borçlunun iyiniyetinden şüphe edilir hareketlerde bulunulması

Bunlarda birini tespit eden komiser durumu tetkik merciine bu raporla bildirir ve tetkik merciinde konkordato mühletinin kaldırılmasını ister (İİK.m.290/2). Tetkik mercii de basit yargılama usulüne göre karar verir.

Mühletin kaldırılması kararının ve bunun ilanından sonra yedi gün içinde alacaklılardan her biri iflasa tabi borçlunun (doğrudan doğruya) iflasını isteyebilir.



3. Konkordato komiseri

a) Tayini ve hukuki durumu

Konkordato komiserinin atanması: Tetkik merciinin mühlet kararı ile birlikte Türk vatandaşlarından bir komiser atanmasına karar vereceğini kanunumuz öngörmüştür (İİK.m. 287/2) Komiser tayin edilecek kimsenin konkordato hakkında gerekli bilgi ve tecrübeye sahip ve Türk vatandaşı olması gerekir (İİK.m. 287/1). Komiser tarafsız olmalı.İcra ve iflas müdürü komiser tayin edilebilir.

Komiser göreve başlayabilmesi için atama kararı tarihten itibari beş gün içinde gideri yatırmak koşuluyla göreve başlayabilir.

Komiser yalnız o konkordato işine münhasır olmak üzere resmi bir icra organıdır.İcra iflas müdürü hakkındaki bazı hükümler onlar hakkında da uygulanır.
Komiser gördüğü hizmet karşılığında bir ücret alır. Bu ücret tetkik mercii tarafından belirlenir.

Konkordato komiserinin azli: komiser tetkik mercii tarafından görevini iyi bir biçimde yerine getirmediği takdirde azledilebilir.Alacaklı ve borçluda görevini objektif bir biçimde gereği gibi yapmayan komiserin azlini tetkik merciinden şikâyet prosedürüne göre isteyebilir.

Komiserin görevinden çekilmesi: görevinden istifa edebilir. Bu nedenle, görevinden çekilen komiser, yeni komiser atanıncaya kadar görevini layıkıyla yerine getirmek zorundadır. Bu gereğe uymayan komiser bundan doğan zarardan sorumludur (İİK.m.41 v.d.).

İİK.m.10’un kapsamına girecek şekilde borçlunun yakını olacak şekilde, borçlunun yakını olan kimselerin komiser seçilmeleri eğer seçilmiş iseler görevden çekilmeleri gerekir. Bu madde kapsamına giren kişilerin komiserlik sıfatıyla yaptıkları işlemler iptale tabidir. Ancak nispi butlanla sakat olan bu işlemlerin iptali ilgililerin şikâyet yoluna başvurmaları gerekir.

b) Konkordato komiserinin görevleri

Komiserin görevlerini iki büyük grup altında toplamak mümkündür. Bunlar;

1- Borçluya karşı takip yapmaları veya takiplere devam etmeleri yasak olan alacaklıları menfaatlerini korumak için borçluyu ve özellikle borçlunun yaptığı tasarrufları denetlemek. Bu görevi konkordato hakkındaki ticaret mahkemesi kararının kesinleşip ilan edilmesine kadar sürür.

2- Konkordatoyu hazırlayıp ticaret mahkemesine sunmak. Bunlardan da;

· Borçlunun tasarruflarını denetlemek

· Defter tutmak : Tayini üzerine hemen işe başlar ve borçlunun mevcudunun (malvarlığın ) bir defterini tutar. Komiser borçlunun malvarlığının kıymetini takdir eder veya bilirkişiye takdir ettirir ve bu kıymeti deftere yazar. Borçlunun başka yerde malları varsa, defter tutulması o yer icra dairesi vasıtasıyla yaptırılabilir. (İİK.m. 291). Bu defter tutulmasının amacı borçlunun yapmış olduğu konkordato teklifi ile mevcudunun oranın olup olmadığının tespitidir.

· İlanın yapılması: Komiser, bu ilan ile alacaklıları, alacaklılarını bildirmeye ve toplantıya davet eder. Bu ilan ile birlikte alacaklıların, alacaklarını yirmi gün içinde bildirmeleri gerektiği, bildiremeyenlerin konkordato görüşmesine (İİK.m. 294) kabul edilemeyecekleri açık bir şekilde yazılır (İİK.m. 292/1). Bu ilan ile aynı zamanda alacaklılar konkordato teklifini görüşmek için toplantıya davet edilir. (İİK.m. 292/2).

· Alacaklıları davet etmek:Borçlunun alacaklıları, alacaklarını, ilandan itibaren yirmi gün içinde komisere bildiriler(İİK.m. 191/1). Yirmi gün içinde alacağını belirtmemiş olanlar konkordatonun, onaylanmasında nazara alınmazlar (İİK.m. 297/1)

· Alacaklıların incelenmesi: Komiser kendisine bildirilen alacaklar hakkında inceleme yapar. Burada komiser kendisine bildirilen alacakları, kabul veya ret etme yetkisi yoktur, bu yetki borçluya ve tetkik merciine aittir. Şöyle ki;

Komiser, kendisine bildirilen alacaklılar hakkında borçluya açıklamada bulunmaya davet edilir. (İİK.m. 293). Borçlunun cevabı iki şekilde olur. Bu da ya alacağın kabulü ya da reddi şeklinde olur. Alacağın kabulünde, bu alacaklar, konkordato çoğunluğunun hesabında nazara alınır (İİK.m. 297/1). Alacağın reddin de ise bu alacaklara, çekişmeli alacak denir. Bu çekişmeli alacakların konkordato çoğunluğunun hesaplanmasında nazara alınıp alınmamamsında, alınacaksa ne oranda dikkate alınacağına icra tetkik mercii karar verir.

Borçlunun her alacak hakkında ki cevabını alan komiser, alacakların doğru olup olmadığı hakkında, borçlunun defteri ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak bu incelemeler sonucu, alacaklılar toplanmasına vereceği raporda (İİK.m. 294/1) bildirir (İİK.m.293,c.2)

· Alacaklılar toplantısına başkanlık etmek ve rapor vermek

· Toplantı sonunda konkordato tutanağını hazırlamak

· Bu tutanakla mütalaasını icra kanalıyla ticaret mahkemesine vermek

4. Alacaklılar Toplantısı

İlan: Alacaklılar yapılan ilanda (İİK.m. 292) bildirilen yer, gün ve saate toplanarak,borçlunun konkordato teklifini görüşürler. Bu toplantıya, alacaklı olduğu bildirilen herkes katılabilir. Yalnız, alacaklı olduğunu yirmi gün içinde bildirmemiş olanlar, ayrıntılı bilançoda gösterilmiş değil iseler konkordato tutanağı imza etmezler. Borçlu, gereken bilgiyi vermek üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur (İİK.m. 294/2). İlanda bulunması gereken hususları teker teker incelerek;

İlanın içeriği:

· İlanın yapıldığı günden başlayarak yirmi gün içinde alacaklı kayıtların yapılaması zorunluluğu


· Yirmi günlük kayıt süresi içerisinde komiserliğe kayıt yaptırmayanların alacaklıları borçlunun ayrıntılı bilançosunda yazılı olmadığı taktirde konkordato görüşmelerine katılamayacakları ve oy kullanma haklarına sahip olamayacakları

· Alacak kayıtları için yapılacak başvuruların yeri ve kayıt için saptanan gün ve saatler,
· Kaydedilecek alacakların dayandığı hukuki nedenin açıklanması ve alacağı kanıtlayan belgelerin sunulması zorunluluğu

· Alacaklılar toplantısının yapılacağı yer, gün ve saat

· Alacaklılar toplantısından on gün öncesinden itibaren her alacaklının dosyaya sunulan belgeleri inceleyip, örnek alma hakkına sahip olduğu

İlanın fonksiyonu: Bir olumlu bir olumsuz fonksiyonu vardır.

Olumsuz fonksiyonları: Alacaklıları borçlunun ayrıntılı bilançosunda bildirilmemiş olan alacaklıların ilandan itibaren yirmi günlük süre içinde kayıt yaptırmadıkları takdirde alacaklıların konkordato nisabına ve oylamasına dahil edilmemeleri sonucunu doğurmasıdır. Ancak, çeşitli nedenlerle belirttiğim gibi konkordatoya kayıt yaptırmayan alacaklı, maddi hukuk acısından alacaklı hakkından yoksun kılmaz, sadece konkordato prosedüründe görüşmelere katılma, oy kullanma ve güvence elde etme hakkını yitirir.

Olumlu fonksiyonu ise: Alacaklıların konkordato prosedürüne katılmalarının ve bu prosedür çerçevesinde yapılacak işlemlerden bilgi edinmelerinin sağlanmasına yöneliktir.

Sürenin hesaplanması ve kayıt dayanakları: Alacaklıların kayıt yaptırmaları için öngörülen yirmi günlük sürenin ilan günü göz önüne tutulmaz.

Alacaklıların belge ibraz etmek zorunda olmalarındaki amaç, diğer alacaklıların, komiserin ve ticaret mahkemesinin kaydedilen alacağın gerçek bir alacak mı yoksa farazi bir alacaklı mı olduğunu anlamaya yöneliktir.

Komiserin süre aşamasında görevleri:

· Görevine başlar başlamaz borçlunun ticari faaliyetini sürdürüp sürdürmeyeceğine karar verilerek borçluya bildirmesi

· Borçlunun aktif ve özellikle konkordatoya tabi aktifini doğru olarak belirleyerek değerini rayiç kritere göre tespit etmek

· Konkordato komiserinin kaydedilecek alacaklılar için bir defter tutulması ve defterin önceden hazırlanması gerekir. Kanunda defter tutulması konusunda bir hüküm yoktur. Ama komiser her yaptığı işlem için tutanak tutmak zorunda olduğundan uygulamada defter tutulmaktadır. Bu deftere kayıtlar sözlü olarak yapılabileceği gibi dilekçeyle de yapılabilir. Kayıt süresi yirmi gündür. Bu süre ilanı takip eden günden başlar, yirminci günün çalışma saati sonunda sona erer. Son gün tatile gelirse ilk iş gününün mesai saati bitiminde sona erer.
· Borçlunun kaydedilen alacaklılar hakkında beyanında alınması gerekir. Çünkü borçlunun, konkordatoya kaydedilen bir alacağı kabul etmesi halinde, bu alacak otomatikman konkordato nisabına, konkordatonun pasifine ve sonuç itibariyle, konkordato oylamasına dahil olmamaktadır. Diğer bir anlatımla borçlunun kabul ettiği alacaklar konkordato komiseri nisabına ve oylamaya sokma yetkisi yoktur. Oysa bu durum iflasta çok farklıdır. İflas idare memuru borçlunun kabul ettiği bir alacağı sıra cetveline dahil edebileceği gibi, borçlunun kabul etmediği bir alacağı da sıra cetveline sokabilir.

· Konkordato komiserinin alacaklılar toplantısından önce nisabına girecek alacaklıların kesin listesinin düzenlenmesi ve oy kullanabilecek alacaklıların belirlenmesi gerekir.

· Aktifin ve pasifin denetlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırması. Böylece, sonuçta konkordatoya tabi borçlulara tahsisi gereken net aktifin tam olarak tespiti için yapılır.

Alacaklılar toplantısı: Toplantıya konkordato komiseri başkanlık eder. Komiser toplantıda borçlunun durumunu gösteri ayrıntılı bir rapor verir (İİK.m.293-294/1). Toplantının başında komiser raporu okunur. Bundan sonra borçlunun konkordato teklifinin görüşülmesine geçilir ve komiser, alacaklılar ve borçlu bu konuda ki görüşlerini açıklar.

Toplantı sonunda bir oylama yapılmaz yalnız bir tutanak düzenlenir.(İİK.m. 287/3-İİK.m. 8). Bu tutanak konkordatoyu kabul eden alacaklılar ve komiser tarafından derhal imzalanır(İİK.m.294/3.c.). Yalnız alacaklılar konkordato tutanağını hemen imza etmek zorunda değillerdir. Tutanağın düzenlenmesinden itibaren on gün içinde konkordatoyu kabul ettiklerini komisere bildiriler.

5. Konkordatonun Kabulü için gerekli çoğunluk

Konkordatonun kabulü için iki çeşit çoğunluk aranır.

a- Alacaklı kişi çoğunluğu: bildirilmiş alacakların en az 2/3 çoğunluğu tarafından kabul edilmiş olması gerekir.

b- Alacak (meblağ) Çoğunluğu: alacaklıların, bildirilmiş olan alacaklıları en az 2/3 üne sahip olmasına gerekir.

Bazı alacaklılar konkordatoya yazılmış oldukları halde, hem alacaklı hem de alacak çoğunluğunu teşkilinde hesaba katılmaz. Bunlar;

· İmtiyazlı alacaklar (İİK.m. 206)

· Borçlunun karısı veya kocası, anası babası ve çocukları (İİK.m.297/2)

· Rehinli alacaklılar (İİK.m. 297/3)

6. Teminat koşulu

Amacı ve niteliği: mahkemece kabul edilen konkordato onu kabul etmeyen alacaklıları da bağlamaktadır. Alacaklıların 2/3 ünün kabul ettiği ve beklide onların bile istemeyerek kabul ettiği konkordato onu kabul etmeyen diğer alacaklıları da bağlamakta onlar içinde zorlayıcı güce kavuşmaktadır. Ancak, kanun koyucu alacaklılara katlanmak külfetini yüklediği özverinin bir sınırı olup, borçlu, konkordato teklifinde taahhüt ettiği esaslar çerçevesinde borcunu ödemekle yükümlüdür. Kanun koyucu, alacaklıların katlanacakları özverinin sınırını daha yüksek boyuta çıkarılmasını uygun görmemiş ve borçlunun konkordatoya göre ödeyeceğin borçların sağlam güvenceye bağlanmasını konkordatonun onanmasının önemli bir şartı olarak öngörülmüştür.

Böylece, hem borçlunun yerine geçiremeyeceği ödeme tekliflerinde bulunmaması hem de taahhüt edilen borçların ödenmesinin güvence altına alınması amaçlanmıştır.

Teminatın kimin tarafından yatırılacağı: konkordato koşullarını yerine getirmesi bakımından verilecek güvencenin esas itibariyle borçlu tarafından sağlanacağı tabi ise de İİK.m. 298/3 öngördüğü güvence koşulunun 3. Kişi tarafından gerçekleştirilmesinde mümkündür. Bunu için, teminat verecek 3. Kişinin imzası resmen onaylanan beyan ve muvafakatine ihtiyaç olduğu kuşkusuzdur. Ancak, teminatı 3. Kişinin sağlaması durumunda, teminatı verecek kimsenin konkordato ilan etmemiş olması gerekir. Zira İİK.m. 290 buna engeldir.

Güvencenin cins ve miktarı: konkordatoda sağlanacak güvencenin geçerli ve yeterli miktarda olması gerekir. Yargıtay’ımıza göre, ancak banka teminat mektubu, devlet tahvili ve taşınmaz rehininin konkordato güvencesi olarak kabulü mümkündür. Zira menkul rehinin oluşabilmesi için temsil koşulunun Gerçekleşmesi zorunludur. Uygulamada konkordato güvencesi olarak genellikle borçlunun malları üzerinde, alacaklılar yararına ipotek tesis edilmektedir.

Teminat tesis edilecek miktarı, ödeme projesi uyarınca teminata tabi her bir alacaklıya ödenmesi gereken borç miktarı oluşturmaktadır. Ayrıcalıklı alacaklılara verilecek güvencenin miktarı ise alacaklıların tümü düzeyinde olacağı kuşkusuzdur.

Güvence sağlanacak alacaklılar ile borçlu arasında güvencenin türü ve niteliği konusunda anlaşma yapılaması mümkündür. Ancak bu anlaşma sadece ona taraf olanları bağlar.anlaşma yapmayanlara ise Yargıtay kararları doğrultusunda yeterli nitelikte teminat sağlanması gerekir.

Teminattan Feragat: konkordato gereği kendisine teminat verilmesi gereken alacaklıların açık bir irade beyanı ile teminat istenmekten vazgeçmeleri durumunda, bu alacaklılara teminat verilmez. Teminattan vazgeçmeyen alacaklılar yararına İİK.m. 298/3 üncü bendinin öngördüğü doğrultuda güvence verilmesi gerekir. Teminattan vazgeçme, alacaklılar toplantısı tutanağına geçirilen açık bir irade beyanı ile olabileceği gibi konkordato komiserliğine veya mahkemeye bu yolda dilekçe sunmak suretiyle de gerçekleştirilebilir.

Güvencenin kaldırılması:

Ø Konkordatonun reddi durumunda; güvencenin kuruluş nedeni ortadan kalktığı için teminatında iadesi gerekecektir.

Ø Konkordatonun tamamen feshi durumunda; konkordato tümüyle hükümsüz olacağından, teminatın nedeni de ortadan kalkar. Çünkü teminatın konkordatonun onanması halinde geçerli olacağı bir gerçektir.


Ø Çekişmeli alacaklı tarafından 302 mad. uyarınca dava açılmaması durumunda; Ticaret Mahkemesinde yasa gereği verilen 7 günlük süre içerisinde dava açmayan çekişmeli alacaklının, konkordato payını yitirmesi, doğal olarak payı garanti altına alan güvencenin de hukuki sebebinin ortadan kalması sonucunu doğurur (İİK.m.302:ticaret mahkemesi, konkordatonun tasdiki kararında alacaklıları itiraza uğramış olan alacaklılara, dava açmak için konkordatonun tasdiki kararının yüze karşı verilmesi halinde tefhim, aksi taktirde tebliğ tarihinden itibaren başlamak üzere yedi günlük bir müddet tayin eder. Bu müddet içerisinde dava açmayanların hakları düşer.)

Ø Mühlet isteminden teminat tesisinden sonra feragat edilmesi durumu: Komiserlikçe konkordato işlemlerinin sürdürüldüğü ancak konkordato dosyasının ticaret mahkemesine sunulmadığı aşamada, teminat tesisi edilmiş olup ta borçlu mühlet talebinde bu sırada tetkik merciine başvurmak suretiyle feragat edilmiş ise; bu faraziyede dosya ticaret mahkemesinde sunulmayacağından, teminatın iadesinin tetkik mercii hakimliğinden talep edilmesi gerekir.

Ø Konkordatonun tamamen ifası durumunda: teminatın amacı alacaklıların alacaklılarını garanti altına almak olduğunda alacaklılar, alacaklarını aldığı için teminatın iadesi gerekecektir.

7. Konkordatonun mahkemede incelenmesi ve tasdiki

a) Konkordato dosyasının ticaret mahkemesine verilmesi

Alacaklılar toplantısını takip eden on günlük katılma süresi (İİK.m. 294/3) bittikten sonra, komiser, konkordatoya ilişkin bütün belgeleri mahkemeye sunulmak üzere icra dairesine verilir. Ayrıca konkordato kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığı hakkında gerekçeli raporunu da konkordato dosyası ile birlikte icra dairesine sunar.

İcra dairesi konkordato dosyasını ve komiserin raporunu hemen ticaret mahkemesine verir.

b) Ticaret mahkemesinin konkordatoyu incelemesi.

Mahkemenin vereceği tensip kararı: Ticaret mahkemesi, kısa bir zamanda karar verir (İİK.m. 296/2.c1).Bunun için konkordato dosyasını alan mahkeme hemen bir duruşma günü tayin ederek bunu ilan eder.bu duruşma ilanına, itiraz etmek isteyen alacaklıların haklarını savunmak için duruşmada hazır buluna bileceklerine yazılır (İİK.m. 296/2.c.3). Mahkeme, komiser ve borçluyu ayrı bir davetiye ile duruşmaya çağrılmalıdır.

Konkordato onanıp onanmayacağı konusunda komiser tarafından verilen raporu alan mahkeme öncelikle yapılacak işlerin belirlenmesi amacıyla bir tensip tutanağı düzenler.

Bu tensip tutanağında bulunması gereken hususlar:

· Dosyanın esas deftere kaydı,

· Duruşma günü belirlenerek, duruşmada hazır bulunmaları bakımından konkordato komiserine ve borçluya davetiye çıkarılmasına

· Yargılamada basit yargılama usulünün uygulanacağının tespiti

· Duruşma günün ilan edilmesi ve ilanda konkordatonun onanmasına itiraz etmek isteyenlerin itiraz nedenlerini içeren dilekçelerini duruşmadan önce dosyaya koydurmaları gereği

· Borçlunun ticari defterlerini ibraz etmesi hususunun belirlenmesi

· Teminat işlemlerinin gerçekleştirilmesi

· Konkordato onama harcının borçlu tarafından yatırılması

· Her türlü giderin borçlu tarafından dosyaya yatırılması durumunda konkordato istemin reddine karar verileceği

Yargılama usulü: Mahkeme basit yargılama usulüne göre karar verir.Burada resen araştırma ilkesi mevcuttur. Eğer dosyada eksiklik varsa bunları duruşma gününe kadar tamamladır. Yani duruşmada karar verecek şekilde kendini hazırlamalıdır.

İlan ile bildirilen duruşmada, mahkeme gelen alacaklıların itirazını komiser ve borluyu dinledikten sonra konkordatonun tasdikine veya reddine karar verir.

c) Konkordatonun tasdiki için gereken şartlar.

Konkordatonun tasdiki için aranan şartlar kamu düzenine ilgilidir. Bu nedenle mahkeme bu tasdik şarlarının varlığını kendiliğinden araştırması gerekir.

Konkordatonun tasdiki için aranan şartlar:

· Borçlu dürüst olmalıdır.

· Borçlu borçlarının en az % 50 sini ödemeyi teklif etmelidir.

· Teklif edilen para borçlunun serveti ile orantılı olmalıdır. Konkordato mühletinden sonra yeni mal edinmişse, konkordato projesini buna göre değişmelidir.

· Konkordato 3/2 çoğunlukla kabul edilmelidir.

· Teminat gösterme şartı (İİK.m. 298/3):borçlu konkordatonun tasdik edilmesi halinde alacaklılarına ödeyeceği para için, şimdiden (yani tasdikten önce) yeterli teminat (ÖRNEK:menkul rehini,ipotek, banka teminat mektubu…..vs) vermelidir. Alacaklılar tamamı veya içlerinden bazıları, teminat verilmesinden açık bir beyan ile vazgeçebilir.
· Yargılama gider ve harçlarının depo edilmesi şartı (İİK.m.298/4): Borçlu konkordatonun tasdikini gerektiren yargılama giderleri ve ilam harçlarını (konkordato alacaklılara verilmesi kararlaştırılan para üzerinden binde altı harç alınır. Ki;buradaki ilam harcından maksat %06 dır.) konkordatonun tasdiki kararından önce, mahkeme veznesine depo edilmiş olmalıdır.

d) Ticaret mahkemesinin konkordato hakkında verebileceği kararlar

· Konkordato tasdiki kararı

Mahkeme konkordatonun tasdiki için aranan şartlarının hepsinin mevcut olduğu kanısına varırsa konkordato tasdikine karar verir.bu kararı veren mahkeme, kararında alacaklıları borçlu tarafından itiraza uğramış olan alacaklılara (İİK.m. 293;297/4)alacaklıları hakkında dava açmaları için yedi günlük süre verir. Bu yedi günlük süre, konkordatonun tasdiki kararının yüze karşı verilmesi halinde tefhim, aksi takdirde tebliğ tarihinden sonra başlar.bu yedi gün süre içinde, borçluya karşı alacak davası açamayanların hakları düşer (İİK.m. 302).

Onama kararı kesinleşince, tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ilan edilir ve mühlet kararının bildirildiği merciler, icra ve tapu dairelerine, ticaret ve sanayi odalarına,borsalara ve borçlunun sıfatına göre daha önce ihbar edilmiş ise, ticaret sicil memurluğuna ve gemi sicil memurluğuna bildirilir.

Onama kararı üzerine ilan üzerine konkordato mühletinin hükümleri bütünü ile sona ereceğinden, konkordato komiserinin denetleme görevi de ilanla biter ve borçlu her türlü tasarruf kısıtlamasından kurtulmuş olarak, malvarlığı üzerinde serbestçe tasarruf etme olanağına kavuşur.
· Konkordato reddi kararı

RED sebepleri: Ticaret mahkemesi konkordatonun tasdiki için aranan şartlardan birinin veya birkaçının bulunmadığı kanısına varırsa konkordato tasdiki kararını RED eder. Ayrıca,dosyanın mühlet içinde komiserlikçe mahkemeye sunulması ve mühlet kararının beş gün içinde masrafları yatırarak uygulamaya konulmamış olduğunun onama yargılaması sırsında saptanması hallerinde de konkordatonun onanmayacağına kuşku yoktur.

Borçlunun mallarının ihtiyaten haczi ve ihtiyati haczi tamamlayan merasim ve doğrudan doğruya iflas davası: Mahkeme,konkordatonun reddine ilişkin kararıyla birlikte, borçlunun haczi kabil bütün mallarına – alacaklıların bu yönde hiçbir istemi olmasa dahi- ihtiyati haciz konulmasına teminat aranmaksızın karar verilir (İİK.m.301/2).

Mahkeme RED kararı bünyesinde resen oluşturacağı ihtiyati haciz kararını tamamlayan işlem, İİK.m.301. maddesine göre konkordatonun reddine ilişkin kararın kesinleşerek, ilanından itibaren yedi gün içinde açılması gereken doğrudan doğruya iflas davasıdır.

Alacaklılardan biri, konkordato reddi kararının kesinleştiğinin ilanından (İİK.m.300) itibaren yedi gün içinde ticaret mahkemesine başvurarak iflasa tabi borçlunun doğrudan doğruya iflasını (İİK.m.173/3)isterse mahkeme, borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verir (İİK.m.301/1).

İlan: ilanın, tirajı en yüksek beş gazeteden birinde yapılması ve konkordato mühletinin bildirildiği yerlere RED kararının da mahkemece bir yazı ile duyurulması zorunludur.

Harç ve teminat iadesi: Konkordato reddi kesinleşince borçlunun teminat ve yatırmış olduğu harcın kendisine iadesi gerekir. Ancak bunun için RED kesinleşmesi zorunludur.

Borçlunun yeniden konkordato ilan etmesi: Konkordatonun reddi, borçlunun yeniden konkordato mühleti istenmesine engel olmaz. Zira konkordato hakkında ticaret mahkemesinin vereceği karar kesin hüküm oluşturmaz. Ancak konkordato dürüstlük ilkesine aykırı davranışlar nedeniyle reddedilmiş ise, borçlunun tekrar mühlet istemesi caiz değildir. Bu nedenle, RED kararından sonraki mühlet istemini inceleyen tetkik mercii, ticaret mahkemesinden konkordatonun reddine ilişkin dosyayı getirerek, özellikle, iyi niyet koşulu bakımından yeniden konkordato isteminin kabulüne engel bir durum olup olmadığını incelemek zorundadır.

e) Ticaret Mahkemesinin konkordato hakkındaki kararına karşı kanun yolları

· Temyiz (İİK.m. 299): Konkordatonun onanmasına ilişkin kararını, konkordatoya itiraz hakkına sahip olan ve itirazında bulunmuş olanlar temyiz edebilir. Konkordato komiserinin kararı temyiz etme hakkı yoktur. Konkordatonun reddine ilişkin karar sadece borçlu temyiz edebilir. İtiraz eden her alacaklı tarafından ve konkordatonun reddi hakkındaki karar ise borçlu tarafından, kararın tefhim edildiği tarihten itibaren on gün içinde temyiz edilebilir (İİK.m. 299). Temyiz inceleme yeri, Yargıtay 19. Hukuk Dairesidir. Temyiz incelemesi HUMK genel hükümlerine göre olur.
· Karar düzeltme: Konkordatonun tasdiki ve reddine ilişkin Ticaret mahkemesi kararı hakkındaki Yargıtay 19. Hukuk Dairesinde karar düzeltme yoluna gidilebilir.

8. Konkordatonun Hükümleri

a) Konkordatonun bütün alacaklılar için mecburi olması

Kural olarak, tasdik edilen konkordato, konkordato mühleti verilmesinden önce doğmuş bütün alacaklılar için mecburidir (İİK.m.303) yani konkordato imtiyazsız alacaklılar için mecburidir. Tasdik edilmiş ve kesinleşmiş olan konkordato, konkordatoya RED oyu vermiş veya alacağın konkordatoya yazdırmamış olan alacaklılar için de mecburidir. Borçlu, bütün bu alacakları, konkordatoda kabul edilen oranda ve zamanda ödemek zorundadır. Aksi halde konkordato alacakları borçluya karşı icra ve iflas takibi yapabilirler. Bu durumun istisnaları da vardır. Bunlar;.
· Rehinli alacaklar: Rehin (İİK.m.23) kıymeti ile karşılaşan rehinli alacaklar için, tasdik edilen konkordato mecburi değildir. Yani rehinli alacaklılar, alacaklarını,rehin kıymetinden tam olarak alırlar
· Amme alacakları:Tasdik edilen konkordato, amme alacakları için mecburi değildir, yani konkordato borçlusu amme alacaklarını tam olarak öder (İİK.m. 303;6183s.K.m.101)
· İmtiyazlı alacaklar:Konkordatoya yazdırılmış olan imtiyazlı alacaklar (İİK.m. 206) için de, konkordato mecburi değildir.

b) Konkordatonun takiplere etkisi konkordato mühleti içinde kural olarak takip yapılamaz ve daha önce başlamış olan takiplerde durur (İİK.m. 289). İşte konkordato mühleti içinde duran bu takipler nedeniyle borçlunun mallarına haciz konulmuş ve hacizli mallar satılmamış idi ise bu hacizler konkordatonun kesinleşmesi ile düşer (İİK.m.304).
Kanımca İİK.m.304’de açıkça yazılı olduğu gibi konkordatonun tasdiki ile yalnız hacizler düşer; buna karşılık borçluya karşı başlamış olan takipler düşmez. Borçlu, konkordatoda kabul ettiği miktarı ödemez ise, alacaklılar bu takiplere devam edilmesini ( borçlunun mallarının haczedilmesini) isteyebilir.

c) Konkordatonun müşterek borçlulara ve kefillere etkisi

Alacaklı konkordatoya kabul oyu vermemiş ise, müşterek borçlu ve kefillere karşı, bütün haklarını muhafaza eder, yani konkordato yokmuş gibi onlardan alacağını alır (İİK.m. 295/1).
Bir alacaklı, konkordatoyu kabul etmiş olsa bile, eğer kendi haklarını müşterek borçluya veya kefile ödeme karşılığında temlik etmeyi teklif etmiş ve onlara alacaklılar toplantısının yer, gün, saatini en aşağı on gün önce haber vermiş ise, o müşterek borçluya veya kefile karşı haklarını tam olarak muhafaza eder (İİK.m.295/2)

Alacaklı müracaat hakkına zarar gelmeksizin, müşterek borçluya veya kefile, konkordato görüşmelerine katılma yetkisi verebilir ve onların kararlarını kabul taahhüdünde bulunabilir (İİK.m.295/3)

d) Konkordatonun davalara etkisi

İflastan farklı olarak, konkordatoda borçlu malvarlığının aktifi ve pasifi üzerinde özgürce tasarruf etme imkânını elinde bulundurduğundan konkordato mühletinden önce ya da sonra açılmış davalarda borçlu taraf olma sıfatını aynen muhafaza eder. Bu nedenle kişisel talep hakkına ilişkin davalar, konkordato dolayısıyla hiçbir ertelemeye ve duraksamaya uğramadan devam eder. Ne var ki konkordato onanarak kesinleştiği takdirde, ilamda belirlenen alacaklıların onaylanan konkordato projesinin öngördüğü esaslara göre ödemesi gerekir. Bu hususun kararda da belirtilmesine yarar vardır. Ayrıca faizsiz olarak teklif edilen konkordatolarda, katılma süresinin sonunda belirlediği çözüm doğrultusunda onama kararını verildiği tarihe kadar faizsiz işlemesi söz konusu olduğundan, bu hususunda infazda sorun çıkarmaması yönünde ilamda açıklanması gerekir.

Konkordatonun feshi durumunda, borcun konkordato koşullarına göre değil, bütün yan unsurları ile beraber tümüyle ödenmesi gerektiğinden, bu duruma uyan alternatif bir hesaplamanın da kararda gösterilmesi, kararın infazına ışık tutması bakımından yararlı bir önem niteliği taşır.

e) Konkordatoya tabi borçların zamanaşımı

Konkordatoya tabi borçların, mahkemece onanan konkordato projesinin öngördüğü koşullar doğrultusunda ödenmesi zorunludur. Borçlu konkordato teklifinde taahhüt ettiği borcu vadesinde veya taksit vadelerinde ödemeyerek temerrüde düştüğü takdirde, konkordato, ödeme şekil ve koşullarında değişiklik yarattığından, zamanaşımı da, konkordatodaki ödeme vadesinden itibaren genel hükümlere göre on yıldır (BK. 135/2).

f) Konkordatonun feshi

- Bir alacaklı için konkordatonun feshi

Davayı kimler açacağı: Borçlu, borçlarını konkordato şartlarına göre ödemek zorundadır. Aksi halde her alacaklı, alacağı için borçluya karşı icra ve iflas takibi yapma hakkına sahiptir. Davayı açma hakkına sahip olanlar ise; konkordato koşulları yerine getirilmediği takdirde alacaklıları yüzünden zarara uğrayanlardır. Yani davacı kendisine karşı konkordato şartları yerine getirilmeyen alacaklı, davalı ise konkordato borçlusudur.

Şartları ve davanın açılacağı mahkeme: Alacağı konkordatoda kabul edilen zamanda ödemeyen alacaklı, alacağına tam olarak kavuşturmak isterse, konkordatonun feshi davası açabilir (İİK.m. 307). Buna göre, kendisine karşı konkordato şartları yerine getirilmeyen, yani alacağı konkordatodaki zaman ve miktarda ödenmeyen alacaklı, konkordatonun kendisi hakkında feshi için, konkordatoyu tasdik etmiş olan Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bir fesih davası acar. Bu fesih davasının açılabilmesi için; konkordatoya tabi borçların ödenmemiş olması gerekir. Buradaki ödeme koşulu eğer konkordato vadeye bağlanmışsa borcun tümünün vadelerinin beklenmesi zorunlu değildir, ödeme projesindeki herhangi bir vadenin ödenmememsi halinde fesih davası açmak için haklı neden doğar. Böyle bir dava sonunda borcun ödenmesi halinde, borç konkordato hiç yapılmamış gibi tam olarak ödenir.

Davanın süresi: Dava süresi konkordatonun son fesih tarihinden itibaren on yıldır. On yıldan sonra dava zamanaşımına uğrar. Zamanaşımın başlangıcı ise konkordatoya göre vadesinde ödenmesi gereken borcun – ama ödenmeyen- vadesinden itibaren başlar.

Yargılama usulü: Ticaret mahkemesi, bu fesih davasını basit yargılama usulüne göre inceler.Mahkeme, yapacağı inceleme sonunda, davalı borçlunun davacı alacaklının alacağını konkordato şartlarına göre vadesinde ödemediğini tespit ederse, konkordatonun yalnız davacı bakımından feshine karar verilir.

Mahkemenin kararı ve kanun yolları: İİk’nın fesih sebebi gerektiren nedeni gerçekleştiği takdirde mahkeme konkordatonun feshine karar verir. Bu kararı temyiz etmek mümkündür. Temyiz süresi kararın tebliğinden itibaren on gündür. Fesih kararının ilan ve onama kararının ihbar edildiği yerlere bildirilmesi gerekmez.

Feshin sonuçları:

Ø Konkordato feshi kararı ile konkordato yalnız davacı alacaklı bakımından feshedilmiş olur ve alacaklı, alacağının tamamını borçludan isteyebilir; vermezse borçluya karşı alacağının tamamı için icra iflas takibi yapılabilir.

Ø Fesih davası sadece bu konuda karar alan alacaklı bakımından sonuç doğurur; diğer alacaklılara etkili olmaz.

Ø Konkordatonun herhangi bir alacaklı bakımından feshi, m.301’e göre maddi iflas nedenini oluşturmaz.

Ø Alacaklı fesih kararı aldığı takdirde, kararın kesinleşmesini beklemeksizin alacağın tümü için haciz yolu ile icra takibi yaptırabilir.

Ø Kefiller ve ortak borçlular, İİK.m. 307’ye göre fesih kararı verilen hallerde, alacaklının İİK.m. 295/2’ye uymamamsı nedeniyle elde ettikleri hakları, olduğu gibi muhafaza eder.
Ø İİK.m. 310/9’a göre konkordato koşullarını yerine getirmeden iflasına karar verilen borçlunun taksiratlı iflas sucunu işler.

Ø Konkordatonun m.307 uyarınca feshine karar verilmesiyle, alacaklı konkordato koşullarıyla bağlı olmaktan kurtulacağından, konkordato nedeniyle paraya dönüşen mal teslimine ilişkin mal teslimleri yeniden canlanır.

Ø Alacaklı konkordato fesih edilmiş olmasına rağmen, konkordato gereğince kazanmış olduğu hakları, özellikle teminatı muhafaza eder (İİK.m. 307/1)

· Konkordatonun tamamen feshi:

Davayı kimler açacağı: Borçlu, konkordatonun yapılması sırasında dürüst hareket etmemiş ve kötü niyetli bazı davranışlar ile konkordatoyu kabul ve tasdik ettirmiş olabilir. Böyle bir hileyi bilmeyen her konkordato alacaklısı, konkordatonun tasdiki kararını vermiş olan ticaret mahkemesine başvurarak, konkordatonun feshi için dava açabilir. Borçlunun bu kötü niyetli davranışı sonradan öğrenilince, alacaklılardan birinin talebi ile konkordato tamamen fesih edilebilir.
Dava şartları ve açılacağı mahkeme: Konkordatonun kötü niyete dayalı biçimde oluşturulması dolayısıyla feshedilmesi için hileye ilişkin olguların,konkordatonun onanmasından önce alacaklı tarafından bilinmemesi ve bu nedenle onama yargılaması sırasında bunların ileri sürülmemiş olması gerekmektedir. Tersi durumda dava açma olanağı yoktur. Konkordatoyu sakatlayan hilenin üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilmesi durumunda da feshi gerekir. Çünkü önemli olan konkordatonun kanunun öngördüğü koşullara uygun olarak hileden arınmış biçimde oluşmasıdır. Üçüncü kişinin hilesi konkordatonun onaylanmasına engel teşkil edecek nitelikte olmayıp, bu hile olmasa dahi konkordato onaylayacak nitelikte olup, borçlu bu hileyi bilmemekte ise, konkordatonun feshi söz konusu olmaz. Dava şartlarına birkaç örnek verirsek: borçlu bazı alacaklılar ile gizlice anlaşarak onlara konkordato ile teklif ettiği paradan daha fazla para vermiş veya vermeyi vaat etmiş (İİK.m. 306), uydurma alacaklılarla 2/3 çoğunluğu sağlamış veya bir kısım malını saklayarak, mevcudunu olduğundan az göstermiş ise konkordato kötü niyetle elde dilmiş bir konkordatodur; böyle bir konkordatonun tamamen feshi istenebilir (İİK.m.308).

Böyle bir hileyi bilmeye her konkordato alacaklısı, konkordatonun tasdiki kararını vermiş olan Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak, konkordato feshi için dava açabilir

Davanın süresi:. İİK.m. 308’in öngördüğü fesih davasında zamanaşımı, onama kararının kesinleşerek ilanından itibaren on yıldır.

Yargılama usulü: Ticaret mahkemesinde basit yargılama usulüne göre karar verilir.

Mahkemenin kararı ve kanun yolları:Mahkeme yapacağı inceleme sonucunda,davacı alacaklının bildirdiği hilenin olduğu kanısına varırsa, konkordatonun tamamen feshine karar verir. Bununla konkordato bütün alacaklılar için feshedilmiş olur. Her alacaklı, alacağın tamamı için borçluya karşı icra veya iflas takibi yapabilir.

Bundan başka, borçlu iflasa tabi ise, her alacaklı, konkordatonun tamamen feshi hakkındaki kararın kesinleştiğinin ilan edildiği (İİK.m.308/2 ; m. 300/1) tarihinden itibaren yedi gün içinde, borçluya karşı doğrudan doğruya iflas davası açabilir (İİK.m. 308/2 ;m.301/1;m.177/3).
Temyize Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bakar. Temyiz süresi on gündür. Kararın açıklandığı tarihten itibaren başlar. Karar düzeltme süresinde temyiz kararının taraflara tebliğinden itibaren on gün içinde açılması gerekir.

IV – İFLAS İÇİ KONKORDATO

Burada iflas etmiş olan borçlunun teklif edeceği konkordato incelenecektir. Burada borçlu, konkordato teklif etmekteki amaç iflastan kurtulmaktır, yani hakkındaki iflasın kaldırılmasını sağlamaktır (İİK.m. 182).

Talebe yetkili olanlar: Konkordato talebinin, müflis tarafından adi tasfiye prosedürünün uygulandığı durumlarda iflas idare memurluğuna, basit tasfiyede ise, iflas dairesine sunulması gerekir.

İstemin içeriği: Konkordato talebinin, ödeme projesini, iflasa yol açan olguları,aktif ve pasif, verilecek güvenceyi ve konkordatonun alacaklara iflas tasfiyesine göre daha verimli ve rasyonel sonuçlar sağlayabileceğini gösteren nedenleri vermesi gerekir.

İstemin sunulacağı zaman: Müflis konkordato teklifi, en erken ikinci alacaklılar toplantısında ele alınarak, alacaklılar tarafından görüşülebilir ise de bu istemin iflasın açılmasından başlayarak, masa mevcudunu oluşturan paranın kesin dağıtımının pay cetveli doğrultusunda yapılmasına kadar prosedürün herhangi bir aşamada ileri sürülmesine engel yoktur. Konkordato önerisi, birinci alacaklılar toplantısının yapılmasından önce ileri sürülmüş ise, birinci alacaklılar toplantısı, tasfiyenin tatil edilmesine karar verebilir. Ne var ki, tasfiyenin tatiline ilişkin karar, masa mevcudunun paraya çevrilmesine yönelik işlemler dışındaki tasfiye işlemlerinin yürütülmesine engel oluşturmaz. Konkordato isteminin reddedilen veya konkordato teklifinden vazgeçilmesinden sonra, ikinci kez konkordato isteminde bulunması mümkün değildir.

İflas içi konkordatoda konkordatonun ne zaman sunulacağı daha iyi tahlil etmek için şöyle bir ayrıma gidebiliriz;

a) İflastan önceki dönemde yapılan konkordato teklifi

Kendisine karşı henüz iflas takibine başlanmamış olan borçlunun konkordato teklif etmesi, tamamen iflas dışı konkordato hükümlerine tabidir.

Genel iflas yolunda, borçluya gönderilen ödeme emrine, borçlunun konkordato teklif edebileceği de yazılır (İİK.m. 155). Bunun üzerine (gerek yedi günlük itiraz ve ödeme süresi içinde, gerek iflas davası açıldıktan sonra iflas davasını ticaret mahkemesinde incelenmesi sırasında), borç konkordato teklif ederse (İİK.m. 285), bu konkordato teklifinin iflas takibi ve iflas davasın üzerinde hiçbir etkisi yoktur, yani iflas davası ve takibine devam edilir. Şöyle ki; iflas ödeme emrini alan borçlu, tetkik merciine konkordato teklif ederse (İİK.m. 285), tetkik mercii konkordato mühleti vermediği sürece alacaklı, iflas takibine devam edebilir. Yani borçlu, yedi gün içinde borcunu ödemezse alacaklı, iflas davası açabilir (İİK.m. 156/3). Ticaret mahkemesinde, tetkik mercii borçluya konkordato mühleti vermediği sürece iflas davasını inceleyip karara bağlayabilir. Ancak, borçlunun konkordato teklifinde bulunduğunu ticaret mahkemesine bildirmesi ve bunun tetkik merciinden alacağı bir yazı ile ispat etmesi halinde ticaret mahkemesi, borçluya konkordato mühleti vermesini ihmal dahilinde görürse, tetkik merciinin konkordato mühleti hakkındaki kararına kadar,borçlunun iflasına karar vermesini erteleyebilir. Ticaret Mahkemesi, iflas kararını ertelemez ve tetkik mercii kararından önce borçlunun iflasına karar verirse, o zaman, artık tetkik merciinin borçluya konkordato mühleti vermesine imkan yoktur.

Ticaret mahkemesi borçlunun iflasına karar vermeden önce, tetkik mercii borçluya konkordato mühleti verirse(İİK.m. 287), bununla iflas takibi ve davası durur (İİK.m. 289); yani ticaret mahkemesi iflas davasına devam edecek borçlunun iflasına karar vermez.

b) İflas içinde (iflastan sonraki dönemde) yapılan konkordato teklifi

Burada müflisin, iflas tasfiyesi sırasında teklif ettiği konkordatodur. Müflis iflas tasfiyesi sırasında ki konkordato teklifini iflas idaresine verir (İİK.m. 309/1).

Müflis buradaki konkordato teklifinde asgari % 50 taahhüdünde bulunmak (İİK.m. 258/4) zorunda değildir ((İİK.m. 309/3). Müflis eğer mevcudu ile orantılı is %40, %20 hatta %10, %15 ile bile konkordato teklif edebilir.

v Konkordato mühleti

İflas içindeki konkordatoda borçluya konkordato mühleti verilmez.Çünkü iflas ile borçlunun haczedilen bütün malları iflas masasına girmiş, borçlunun bu mallar üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanmış ve borçluya karşı takip yapma ve başlamış takiplere devam etme yasağı yürürlüğe girmiştir (İİK.m. 184-194)

v Konkordato komiseri

İflas dışı konkordatodaki komiserin en önemli görevleri olan, borçlunun tasarruflarını denetlemek, defter tutmak, alacakları ilan ile davet etmek ve alacakları incelemek iflasta esasen iflas idaresi tarafından yapılmaktadır. Komisere ait diğer görevlerde iflas idaresi tarafından yapılacağından burada ayrıca konkordato komiseri tayin etmeye gerek yoktur. Çünkü burada konkordato komiserinin işlerini iflas idaresi yapar. İflas idaresi henüz seçilmemişse müflis konkordato teklifini iflas idaresine verir. Basit tasfiyede de konkordato teklifini iflas idaresine verir.
İflas idaresi, müflisin konkordato teklifini, teklif hakkında gerekçeli raporu ile birlikte ikinci alacaklılar toplantısına sunar

v Alacaklılar toplantısı

İflas tasfiyesi sırasındaki konkordato teklifi, ikinci alacaklılar toplantısında incelenir (İİK.m. 237/3;m.309/1). Bu inceleme, kural olarak, iflas dışı konkordatodaki gibidir.
İkinci alacaklar toplantısının sonunda, müflisin konkordato teklifi hakkında bir oylama yapılmaz; ayrı bir konkordato tutanağı düzenlenir ve konkordatoyu kabul eden alacaklılar tutanağı hemen imza edebilir. Ancak, alacaklıların on gün içinde konkordatoya katılmaları mümkündür (İİK.m. 309/2; m. 294)

v Konkordatonun kabulü için çoğunluk

Buradaki çoğunluk iflas dışı konkordatodaki gibi alacak ve alacaklı çoğunluğunun 2/3 dür.

v Konkordatonun mahkemede incelenmesi ve tasdiki

a) On günlük katılma süresi bitince, iflas idaresi, iflas ve konkordato dosyasını ve gerekçeli raporu, icra dairesi kanalıyla iflasa karar vermiş olan ticaret mahkemesine sunar,

b) Bunun üzerine ticaret mahkemesi konkordatoyu inceler,

c) Konkordatonun tasdiki için gerekli şartlardan beş tanesi iflas dışı konkordatodaki gibidir. Yalnız burada %50 ödeme şartı yoktur.

d) Ticaret mahkemesi gerekli beş şartın varlığını tespit edince konkordatoyu tasdik eder.
e) Konkordato tasdik kararı kesinleşince, ticaret mahkemesi durumu, iflas idaresine bildirir (İİK.m. 309/4). İflas idaresi, bunun üzerine,iflasa karar vermiş olan ticaret mahkemesine başvurarak, iflasın kaldırılmasını ister (İİK.m. 309/5; m.182)

f) Ticaret mahkemesi tasdik talebini reddederse, kararını gene iflas idaresine bildirir (İİK.m. 309/4). Bunun üzerine, iflas idaresi, iflasın tasfiyesi işlemlerine devam eder.

g) Konkordatonun tasdiki ve reddi hakkındaki ticaret mahkemesi kararına karşı başvurulacak kanun yolları, iflas dışı konkordatodaki gibidir(İİK.m. 309’;m.299)

h) Buradaki konkordatonun tasdiki ve reddi hakkındaki mahkeme kararı ilan (İİK.m. 300) edilmez (İİK.m. 309/2).iflasın kaldırıldığı ilanı İİK.m. 300 deki ilanın yerini alır

v Konkordatonun hükümleri

Konkordatonun hükümleri, konkordato kararının kesinleşmesi ile değil, buna dayanarak iflasın kaldırılması (İİK.m. 309/5;m.182) ile yürürlüğe girer.

· İflas içi konkordato da kural olarak, bütün iflas alacakları için mecburidir;fakat rehinli alacaklar, amme alacakları ve imtiyazlı alacaklar için mecburi değildir.

Konkordatoya dayanarak hakkındaki iflas kaldırılan borçlu konkordatoya tabi borçlarını konkordato ile kabul edilen zaman ve oranda ödemek zorundadır.

· Konkordato takiplere etkisi hakkındaki İİK.m. 304 hükmü burada uygulamaya imkân ve lüzum yoktur. Çünkü iflastan önce borçluya karşı başlamış olan takipler İİK.m. 193 gereğince düşmüş durumdadır.

· Konkordatonun müşterek borçlulara ve kefillere etkisi, iflas dışı konkordato gibidir(İİK.m. 309/2; m. 306)

· Konkordato dışında yapılan vadelerin batıl olması da iflas dışı konkordato gibidir(İİK.m.309/2;m.306)




v Konkordatonun feshi

a) Bir alacaklı için konkordatonun feshi, iflas dışı konkordato gibidir (İİK.m. 309/2;m.308)

Kanımca burada konkordatonun tamamen feshedilmesi ile iflas hali kendiliğinden geri gelir ve borçlu hakkındaki iflas tasfiyesine devam edilir.

b) Konkordatonun tamamen feshi de, iflas dışı konkordatodaki gibidir(İİK.m. 309/2;m.308).

V- AKTİFİN TERKİ SURETİYLE KONKORDATO

Borçlunun varlığının tümü yada bir kesimi alacaklılara terk edilmesi sonucunda gerçekleşen özel bir konkordato çeşididir. Klasik konkordato türlerinin tanımında konkordato kurumun en önemli özelliklerinden birisi olarak açıklanan, borçlunun mallarına tasarruf etme yetkisi, aktifin terki biçiminde oluşan konkordato da söz konusu değildir. Tersine, bu konkordato çeşidin de borçlu borçlarına karşılık aktifin tümü ya da önemli bir kesimi alacaklılara bırakmaktadır.

Aktifin terki biçimin de bağıtlanan konkordatonun borçlu ve alacaklılar yönünden bazı yaralar vardır. Borçlu, bu sayede, iflasın ağır sonuçlarından kendini kurtarabilmekte ve manevi yönden de rahayatlaya bilmektedir. Özellikle, alacaklılar tasfiye sonunda elde etmedikleri bakiye alacaklarını takip etme hakkını saklı tutmuşlar ise, borçlu bu konkordato ile elde ettiği yarar daha da belirgin hale gelmektedir. Alacaklılarında aktifin terki suretiyle elde edilen konkordatodan, iflasa göre daha verimli sonuç elde etme imkânına sahip olmamaktadır. Zira bu konkordato türünde, aktiflerin rayiç değerlerine yakın fiyatlarla paraya çevrilmesini sağlayıcı kurallara yer vermiştir. Ancak bu yararlarına rağmen bazı zararlarında olması muhtemeldir. Örneğin borçlu bazı mallarını gizledikten sonra bu yola başvurabilirlerveya konkordatonun tüm alacaklılar bakımından feshi halinde sorunu çözmek daha da güçleşecektir. Türk hukukunda aktifin terki suretiyle konkordatonun yapılması konusunda tartışmalar vardır. Bu tartışma bu konunun İİK.’da bu konunun yer almamasından kaynaklanmaktadır. Yabancı hukuklarda ve özellikle de İSVİÇRE hukuku ve doktrinde geniş şekilde yer almaktadır.

VI- ADLİYE DIŞI KONKORDATO

Bu konkordato türü hakkında geniş açıklama yapılmasına gerek yoktur. Çünkü bu konkordato da borçlu ile alacaklı Borçlar Kanununun sözleşme serbestîsi ilkesi çerçevesinde sözleşme yapabilmektedir. Bu nedenle, adliye dışı konkordatoda, taraflar arasındaki sözleşme özgürlüğü ilkesine dayanır. Burada adli makamların onayına gerek yoktur. İİK’nda öngörülen konkordatonun kabulüne ilişkin koşulların oluşmasında söz konusu değildir. BK hükümlerine göre borçlunun her alacaklısı ile yapabileceği anlaşma sadece sözleşmeye taraf olanları bağlayıp, onlar hakkında hukuki sonuç meydana getirir. Bu anlaşma kendisi ile sözleşme yapmayanlar hakkında bağlayıcılığı yoktur. Bu konkordato hükümlerinin BK genel hükümlerinden olan ahlaka, adaba aykırılık, hile, hata, ikrah ve muvazaa hükümlerine aykırı olmaması gerekir. Yani bu konkordatoda BK hükümleri uygulanır.




VII- KONKORDATO SUÇLARI VE CEZAİ YAPTIRIMLAR

1. Konkordato ile taahhüt edilen borcun ödenmemesi

Borçlu konkordato ile taahhüt ettiği borcu ödeme projesinde öngörülen vadelerde ödemediği ve sonuçta iflas ettiği takdirde, İİK.m.330/9’da taksiratlı iflas sucunu işlemiş olur. İflas dairesi, bu sucun oluştuğu kanısına vardıkları takdirde, müflis hakkında cezai kovuşturma yapmak üzere CUMHURİYET SAVCILIĞINA duyuruda bulunmak zorundadır. Bu duyurunun savcılığa alacaklılar tarafından yapılması da mümkündür. Bu sucun oluşması için suç işleme kastının gerçekleşmesi gerekmez. Sadece, borçlunun mahkemece onaylanan konkordato projesinin öngördüğü ödemeleri, belirlenen zamanlarda yapmaması ve iflasın gerçekleşmesi, sucun meydana gelmesi için yeterlidir.

Söz konusu sucun işlenmesi halinde sanığa (borçluya), İİK.m. 310/9 yolu ile TCK.m.162 uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar ceza verilir.

Yargılama makamı sucun işlendiği yerdeki Asliye Ceza Mahkemesidir. (CMUK.m.8).

Bu sucun oluşması için, konkordatonun onanmasına ilişkin kararın kesinleşmesi, ödeme koşullarının yerine getirilmemesi ve borçlunun iflasının açılmış olması zorunludur.

2. Alacaklıların konkordato dışında özel yarar sağlaması

Konkordatonun en önemli özelliği, konkordatoya tabi borçlularda, alacaklıların eşit koşullar altında ödeme yapılmasıdır. Borçlu alacaklıların birine veya bazılarına 2/3 çoğunluğu oluşturmak için konkordato koşullarından daha fazla bir çıkar sağladığı takdirde, İİK.m.311/7 uyarınca hileli iflas sucunu işlemiş olur. Esasen bu eylem İİK.m. 306 tarafından yasaklanmış ve İİK.m. 308 uyarınca konkordatonun bütün alacaklılar tarafından feshini de zorunlu kılar.

Bu sucun oluşabilmesi için; borçlunun iflas etmiş olması ve alacaklılarından birine veya bazılarına konkordato dışında özel yarar sağlamış olduğunun belirlenmesi gerekir.

Konkordatonun iflastan önce veya daha sonra akdedilmiş olmasının sucun oluşumunda etkisi yoktur.

Kamu davasının görüleceği mahkeme sucun işlendiği yerdeki Ağır Ceza Mahkemesidir.

İflas dairesi, iflas idaresi veya alacaklılar, bu konuda CUMHURİYET SAVCILIĞINA suç duyurusunda bulunabilirler.

Bu suç nedeniyle, sanığa verilecek ceza TCK.m. 161 uyarınca 3 yıldan 8 yıla kadar ağır hapis cezasıdır. Özel çıkar sağlayan alacaklılarında bu suca iştirak etmiş sayılacağı kuşkusuzdur.





3. Alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla borçlunun aktifini azaltması

Mühlet talebinden önceki iki yıl içinde borçlu, alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla aktifini eksiltmiş, yok etmiş, değerini düşürmüş, gizlemiş, muvazaa yaparak başkasına devretmiş veya gerçek olmayan borçlar üreterek varlığını yapay olarak azaltmış ise, İİK.m. 331/2 uyarınca üç aydan üç yıla kadar mahkûm edilir.

Dava sucun işlendiği yerin Asliye Ceza Mahkemesinin de görülür.Bu sucun takibi şikâyete bağlıdır. Alacaklının CUMHURİYET SAVCISINA şikâyeti üzerine, borçlu hakkında kamu davası açılır ve uğranılan zararın niteliğine göre,TCK .m. 145 uygulamak gerekir. Bu hükme göre zarar ağır ise ceza yarıya kadar artırılır, zarar hafif ise cezanın yarısına kadar, pek hafif ise 1/3 oranında indirime gidilir. Şikâyet süresi İİK.m. 347 uyarınca üç ay olmayıp TCK.m. 73/1 gereği altı aydır.

4. Ödeme güçlüğüne kendi eylemleri ile neden olmak ve durumun kötülüğünü bilerek daha da ağırlaşmasına yol açmak

Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde, borçlu örf ve adetlerin onaylamayacağı biçiminde hafif davranmış, gereğinden çok gider yapmış, tehlike, talih oyunlarına yada basiretsizce spekülasyonlara girişerek veya ağır savsaklamalarda bulunarak ödeme güçlüğüne kendi eylem ve davranışlarıyla yol açmış, yada kötüleşen durumun daha da ağırlaştıran davranışlarda bulunursa, aciz belgesi alan yada alacağını tahsil edemediğini kanıtlayan alacaklının şikâyeti üzerine, 15 günden 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır (İİK.m. 332/1).

Bu sucun oluşabilmesi için alacaklının aciz belgesi almış yada alacağını elde edememiş bulunması ve söz konusu eylemlerin konkordato mühlet talebinden geriye doğru 2 yıl içinde işlenmiş olması gerekmektedir.

Şikâyetçi, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra tetkik mercii hakimliğice karara bağlanır.(İİK.m.348). şikâyet süresi İİK.m. 347 uyarınca suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren 3 aydır. Sanığın bu sucu işlediği belirlendiği takdirde, tayin edilecek ceza ise 15 günden 6 aya kadar hapis cezasıdır. Bu suçtan dolayı verilen cezanın ertelenmesi ve para cezasına dönüştürülmesi mümkün değildir (İİK.m. 352/a).

5. İflas ve konkordatoda özel çıkar sağlama

Alacaklının konkordatoya muvafakatini elde etmek için, ona özel çıkar sağlaması, bunun vaat edilmesi veya üçüncü kişilere vaat ettirmesi suç oluşturur.

Sucun oluşması için vaat dahi yeterlidir. Bu sucun alacaklı veya üçüncü kişiler tarafından işlenmesi bakımından bir fark yoktur. Görevli mahkeme, sucun işlendiği Asliye eza Mahkemesidir. Sanık (borçlu), savcılığa yapılacak suç duyurusu üzerine resen kovuşturulur.Yargı makamlarınca sucun işlendiğinin saptanması durumunda sanık 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suç teşkil eden fiilin işlenmesi İİK.m. 306’ya da aykırılık oluşturacağı gibi kon konkordatonun “kötü niyetli” bulunması nedeniyle, bütün alacaklılar bakımından feshi de zorunlu kılar (İİK.m.308). Özel çıkar sağlayan kimselerin de suça iştirak etmiş olmalarında kuşku yoktur. Alacaklı lehine sağlanan özel çıkar, daha önceki bir vaade dayandığı takdirde de bu suç oluşur.

6. Konkordato da görev alan kişileri yanılgıya düşürmek

Borçlu, konkordato mühleti alabilmek için yada konkordatoyu onaylatabilmek amacıyla gerçeğe aykırı hesap ve bilanço göstererek, mali gücü yönünden alacaklıları, kadar hafif hapis cezasına mahkûm edilir(İİK.m. 334).

Sucun takibi şikâyete bağlı olup, alacaklılardan birinin tetkik merciine yapacağı şikâyet üzerine, yargılama tetkik merciice yürütülür. Şikâyet süresi, sucun öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay olup, şikâyetin, eylemin işlendiği tarihten itibaren en geç 1 yıl içinde yapılması gerekir. Mahkûmiyet kararı borçlu tarafından temyiz edilerek kesinleştikten sonra, şikâyetten vazgeçildiği takdirde, hükmedilen cezanın yarısı düşer(İİK.m. 354/2).

Daha önce şikâyetten vazgeçilmesi durumunda ise, dava ortadan kalkar.

Bu suçtan dolayı verilen cezanın para cezasına dönüştürülmesi ve ertelenmesi mümkün değildir (İİK.m.354/2).

7. Bilançoda yazılı malları teslim etmemek

Borçlu mühlet isteminde bulunduğu sırada (İİK.m.285), tetkik mercii ayrıntılı bilançosunu sunmak zorundadır. Borçlunun bilançosunda gösterdiği aktif unsurları, konkordato mühletin verilmemesi, mühletin kaldırılması konkordatonun onanmasına yada feshi durumunda aynen yada değerleriyle alacaklılara göstermesi gerekir(İİK.m. 285/2;m.166/2).aksi takdirde İİK.m. 33/2 hükmü uyarınca, 10 günden 1 yıla kadar hafif cezasına mahkûm edilir. İİK.m. 347 bu durumda uygulanır.

Borçlu, bilançosunda gösterdiği malları teslim etme yükümlülüğü, mühlet verilmemesi halinde bilançoya tetkik merciine sunulduğu tarihten itibaren 1 yıl, konkordato mühleti kaldırılmış veya konkordato onanmamış ise, bu konudaki kararların kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıl, konkordato feshedilmiş ise, fesih kararının kesinleşmesinden itibaren 6 aylık süre içinde takibe uğraması halinde söz konusudur (İİK.m.285/2;m.166/2)































KAYNAKÇA

1- KURU, Baki: icra ve iflas hukuku ders kitabı,1997,s.h.540-562
2- ALTAY, Sümer: konkordato hukuku,1993
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Konkordato" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Erdoğan Bal'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
16-03-2009 - 17:11
(5523 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 7 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (71%) makaleyi yararlı bulurken, 2 okuyucu (29%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
39287
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 saat 20 dakika 45 saniye önce.
* Ortalama Günde 7,11 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 111643, Kelime Sayısı : 10091, Boyut : 109,03 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 10 kez indirildi.
* 9 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 995
Yorumlar : 1
Sayın yazar arkadaşımdan özür diliyorum ama konkordato hükümlerinde değişen bir çok madde yer almamış ve eski haliyle açıklanmış. Makale 5-6 yıl önce mi yazıldı acaba.(...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,20908594 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.