Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yatırım Fonları

Yazan : Yamaç Güneyli [Yazarla İletişim]

YATIRIM FONLARI

İÇİNDEKİLER
KAYNAKÇA.......................................... .................................................. .. I
KISALTMALAR....................................... ................................................. II
GİRİŞ............................................. ................................................ 1
BİRİNCİ BÖLÜM
GENEL OLARAK YATIRIM FONLARI
A. Yatırım Fonu Kavramı........................................... .................... 2
B. Yatırım Fonunun Unsurları......................................... .............. 3
C. Portföy Oluşumu........................................... .............................. 4
1. Portföy Kavramı........................................... .......................... 4
2. Portföy Çeşitlendirmesi................................... ........................... 5
D. Yatırım Fonlarının Yatırım Ortaklıklarından Farkları ve Türleri.................. 5
1. Yatırım Fonları ile Yatırım Ortaklıkları Arasındaki Farklar......................... 5
2. Yatırım Fonlarının Türleri........................................... ...................... 6
a. Katılım Belgelerinin Değişebilirliğine Göre Yatırım Fonları................. 6
b. Portföy Niteliğine Göre Yatırım Fonları........................................... ..... 6
aa. Hisse Senedi Fonları........................................... .......................... 7
bb. Tahvil Fonları........................................... ............................ 7
cc. Para Piyasası Fonları........................................... .......................... 7
c. Kar Dağıtımına Göre Yatırım Fonları........................................... ....... 8
d. Yatırım Hedeflerine Göre Yatırım Fonları........................................... 8
e. Türk Hukukunda Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliğinde Yapılan Ayrım........ 9

İKİNCİ BÖLÜM
YATIRIM FONLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE KURULUŞU
A.Yatırım Fonunun Hukuki Niteliği.......................................... ..... 12
1. İnançlı Mülkiyet Sistemi........................................... ................................ 12
a. Devir İşlemi............................................ .............................. 13
b. İnanç Sözleşmesi........................................ ........................... 14
c. Yatırım Fonlarında Kurucunun Malik Olması..................................... 14
2. Fon İçtüzüğü.......................................... .................................... 14
a. Genel Olarak............................................ ............................. 14
b. Fon İçtüzüğünün Tescili ve Değiştirilmesi.................................... ...... 16
3. Kolektif Yatırım Sözleşmesi........................................ .................. 16
B. Yaırım Fonu Kurulması......................................... ........................ 17
1. Kurucunun Nitelikleri....................................... ............................. 17
2. Fon Kurma Limiti ve Asgari Tutarı............................................ .... 18
3. Fonun Kuruluşu.......................................... ................................ 18
SONUÇ............................................. .................................................. ..................... 20


GİRİŞ
Elinde bir miktar parası olan tasarruf sahibi, parasıyla yatırım yaparak sürekli ve emin bir gelir sağlamak ister. Ancak ilk düşüneceği husus, yatırımının verimli ve emniyetli olması ve piyasanın olası tehlikelerinden kendisini koruyabilmesidir. Fakat, küçük tasarrufçu, çoğu zaman bunları bir arada nasıl sağlayacağını bilemez. Çünkü, bu konuda gerekli bilgi ve tecrübesi yoktur. Bu sebeple, bilgili ve tecrübeli bir kişinin aracılığına ihtiyaç duyar. O halde, küçük tasarrufçuların elindeki bu paraları bir araya toplayıp onlarla verimli bir alana yatırım yapabilecek veya girişimcilerle tasarruf sahipleri arasında aracılık yapabilecek olanlara ihtiyaç vardır.
Bu tür kişi veya kurumlar, bir taraftan toplanan sermaye üzerinde diledikleri surette tasarruf etme hak ve imkanına sahip olmalılar, diğer taraftan da, sermaye sahibinin hak ve menfaatlerini gereği kadar koruyabilmelidirler. İşte bu tür faaliyetler “yatırım fonu” kavramının özünü teşkil eder.
Bankacılık sektörünün başını çektiği Türk finans sektörü oligopol bir piyasa yapısında faaliyetlerini sürdürmektedir. Banka ve aracı kurumların başlıca aktörleri olduğu Türk finans sektörünün bir alt sektörü olan Türk yatırım fonu sektörünün de ana sektöre paralel olarak bu yapı içinde faaliyet gösterdiği ileri sürülmektedir.
Bu çalışmanın başlıca amacı yatırım fonu kurumunun genel çerçevesini çizdikten sonra yapılan düzenlemeler ışığında Türk yatırım fonu sektöründeki işlemlerin hukuki niteliğini ortaya koymaktır.
Çalışmamız giriş kısmını izleyen 2 bölümden ve sonuç kısmından oluşmaktadır.
Birinci bölümde genel olarak yatırım fonu tanımı, özellikleri ve türleri hakkında bilgi verilerek yatırım fonu kavramının sınırları çizilmeye çalışılacaktır.
İkinci bölümde ise, yatırım fonlarının hukuki yapısı ve fonun kuruluşu üzerinde durularak Türk yatırım fonu sektöründe bu yapıların yeri aranacaktır.
Sonuç bölümünde ise, 2007 yılındaTürkiye’de yatırım fonu piyasasındaki gelişmeler ele alınmış ve Yeni SPKn Tasarısı’nda yatırım fonuna ilişkin bazı değişikliklere yer verilmiştir.


BİRİNCİ BÖLÜM
GENEL OLARAK YATIRIM FONLARI
A. Yatırım Fonu Kavramı
Yatırım fonları, halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paraları yatırımcı adına inançlı mülkiyet ve riskin dağıtılması ilkeleri doğrultusunda, portföy yönetimi yaparak değerlendiren finansal kurumlardır. Yatırım fonları, temelinde benzer finansal amaç ve hedefleri benimseyen kişiler için onlar adına yatırım yapan oluşumlar özelliği taşımaktadır. Çünkü, menkul kıymetler borsasında tasarruf sahibinin parasını en iyi gelir getiren menkul kıymetlerden birine yatırması ve gerektiğinde başkası ile değiştirmesi ihtisas gerektiren bir konudur. Ayrıca, bireysel birikimler genelde yeterli büyüklüğe ulaşamadıkları için oluşturulan portföyler de risklidir. Bu riskler hem anapara hem de portföy getirisi açısından söz konusudur. İşte tasarrufların bir arada toplanarak yönetilmesi gerekliliği sonucunda kolektif yatırım kuruluşları denen yatırımcı grubu ortaya çıkmıştır. Ülkemizde bu gruplardan, tüzel kişiliğe sahip olanlar yatırım ortaklıkları, olmayanlar ise yatırım fonlarıdır1.
Yatırım fonları, emanet kurumundan yararlanılarak kurulan ve çeşitli menkul kıymetlerden oluşan bir potföyü yed-i emin sıfatıyla işleten kollektif yatırım kuruluşu türüdür. Tüzel kişiliği olmayan bu fonlar, tasarruf sahiplerinin, birikimlerini katılma belgesi satın alarak, inandıkları fon kurucularının yönetimine devretmelerine dayanan inançlı mülkiyet esasına göre kurulurlar. Kurucu, bir sözleşme türü olan fon iç tüzüğü çerçevesinde, fonu işletmektedir.
Hukukumuzda, yatırım fonları, Sermaye Piyasası Kanunu’nun “Sermaye Piyasası Faaliyetleri ve Sermaye Piyasası Kurumları” başlıklı Beşinci Bölümü’nde yer alan 37. ve 38. maddelerinde tanımlanmıştır. Yatırım fonlarına ilişkin ilk düzenleme ise, 12.12.1986 tarih ve 19310 sayılı Resmi gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Seri:VII. No:1 sayılı “Menkul Kıymetler Yatırım Fonu Katılma Belgelerinin İhracına ve Halka Arzına Dair Esaslar Tebliği”dir. Bu düzenleme çerçevesinde ilk yatırım fonu 1987 yılında kurulmuştur. 1996 yılı sonlarında, yatırım fonlarına ilişkin düzenlemeler gözden geçirilmiş ve 19.12.1996 tarih ve 22852 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Seri:VII, No:10 sayılı “Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği” aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Tebliğin 4. maddesindeki düzenlemeye göre:
“Yatırım Fonları; kanun hükümleri uyarınca halktan katılma belgeleri karşılığında toplanan paralarla, belge sahipleri hesabına, riskin dağıtılması ilkesi ve inançlı mülkiyet esasına göre, aşağıda belirtilen varlıklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulan mal varlığıdır:
a. Özelleştirme kapsamına alınanlar dahil Türkiye’de kurulan ortaklıklara ait hisse senetleri, özel ve kamu borçlanma senetleri,
b. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı Karar hükümleri çerçevesinde alım satımı yapılabilen, yabancı özel ve kamu borçlanma senetleri ve hisse senetleri,
c. Ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere dayalı olarak ihraç edilmiş ve borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçları,
d. Kurul’ca uygun görülen diğer sermaye piyasası araçları, repo, ters repo, future, opsiyon ve forward sözleşmeleri,
e. Nakit değerlendirmek üzere yapılan İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş. nezdindeki borsa para piyasası işlemleri.”
Yatırım fonuyla birlikte portföyün de ne olduğunun ortaya konmasında yarar vardır. Portföy geniş anlamıyla bir kişinin ya da kuruluşun sahip olduğu varlıkların tümünü ifade eder. Sermaye piyasası düzenlemeleri çerçevesinde, portföyün tanımı ise, sermaye piyasası araçları ve kıymetli madenlerden oluşan varlık grubudur2.
B. Yatırım Fonunun Unsurları
Ülkemizde, yatırım fonlarında Kurucu, Portföy Yönetim Şirketi, Saklayıcı (Yedd-i Emin) ve Tasarruf sahiplerinden oluşan dörtlü bir ilişki söz konusudur. Kurucu, yatırım fonu kurarak katılımı sağlayan, katılım belgelerini halka arz eden ve fon ile ilgili her türlü işlemlerden üçüncü kişilere, kamu kurum ve kuruluşlarına karşı sorumlu olan kuruluştur. Portföy yönetim şirketi, yatırım fonunun portföyünü yönetmek için kurucu tarafından atanan bağımsız yetkili bir kuruluştur. Bu kuruluşun, fon ile ilgili yaptığı faaliyetlerinin kanundaki fonun amaç ve ilkelerine uygunluğundan, Kurucu sorumludur. Saklayıcı, fonun portföydeki varlıklarını elinde bulundurmanın yanında portföy yöneticisinin emri altında portföydeki menkul kıymet hareketlerini yürütür ve bu menkul kıymetlerin faiz ve temettü gelirlerini tahsil ederek tasarruf sahiplerine aktarır. Tasarruf sahipleri ise katılım belgeleri satın almak koşulyla fona katılımı gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişilerdir3.

C. Portföy Oluşumu
1. Portföy Kavramı
Menkul Kıymet yatırımlarının sağladığı kazançlara getiri, bu kazançların beklenen düzeyden farklı olması olasılığına da risk denir. Yüksek düzeyde getiri isteyen bir yatırımcı, yüksek riski göze alarak getiri ve risk arasında doğru orantı kurmalıdır. Mevcut yatırım araçları arasında en iyi bileşimi sağlayarak, en yüksek getiri elde edebilmek amacıyla oluşturulan finansal varlıkların tümüne portföy denir. Portföy oluşturmakla, değerlendirilebilir fonları değişik menkul kıymetlere tahsis ederek çeşitlendirerek riski azaltmak amaçlanır4.
Portföy yönetimi, yatırımcı tarafından sağlanacak belli bir tutarın, piyasaya ilişkin bilgiler ışığında yatırımcının tercih ve kısıtlarının belirlenerek yatırım stratejilerinin hazırlandığı, bu girdilerle varlık dağılımının yapıldığı, sürekli portföyün izlenerek güncelleştirildiği bir süreçtir. Portföy yönetimi beş aşamada gerçekleşir. İlk aşamada her yatırımcıya göre değişen yatırım amaçları belirlenmelidir5. Yatırımın amacına ulaşmasını sağlayacak politika belirlenmesinde, yasal sınırlamalar ve aracıların faaliyetlerinden yaralanacak kişilerin beklentileri önemli etkenlerdir. Portföy stratejisi belirlenirken, portföy yöneticisi aldığı yatırım kararları çerçevesinde, portföy yapısının sürekli olarak değiştiği aktif strateji veya tahmin girdilerinin az tutulduğu pasif stratejiyi benimseyebilir. Bu stratejiye göre portföye konulacak varlıklar belirlenirken, portföy yöneticisi optimal ya da etkin portföyü6 oluşturmaya çalışacaktır. Son olarak performans ölçüm ve değerlemesi aşamasında uygulanan politikaların ne ölçüde başarılı olduğu ve yapılması gereken değişiklikler konuları tartışılacaktır.

2. Portföy Çeşitlendirmesi
Portföy yönetim şirketi, yatırımcıların değişik tercihlerine cevap vermek için karma stratejiler kullanarak farklı menkul kıymetlere yatırım yaparak portföylerini oluştururlar. Yapılan araştırmalarda yatırım portföylerinin ortalama %90 oranında çeşitlendirildiği sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, portföyün bu oranda çeşitlendirilebilmesi için 48 menkul kıymete ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır7. Bu şekilde çeşitlendirilen portföy, bazı varlıklardan doğan kayıpların diğer varlıklardan elde edilen kazançlarla telafi edilmesini sağlayarak riskin azaltılmasına imkan sağlamaktadır. Küçük yatırımcıların kendi başlarına böyle çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturması çok zor ve pahalıdır. Fon yöneticileri profesyonelce bu hizmeti sağlarlar.

D. Yatırım Fonlarının Yatırım Ortaklıklarından Farkları ve Türleri
1. Yatırım Fonları ile Yatırım Ortaklıkları Arasındaki Farklar
Kollektif yatırım kurumları tarafından yönetilen iki türlü fon’dan bahsetmek mümkündür. Bunlardan birincisi yatırım fonları (mutual funds veya open-ended funds) ve ikincisi ise yatırım ortaklıklarıdır (investment trust veya closed-ended funds).
Yatırım ortaklıklarında, sermaye, ihraç edilmiş olan hisse senetleriyle sınırlıdır ve sermayelerinden fazla hisse senedi ihraç edemezler. Artık fon kapalıdır. Bu yüzden Amerika’da bu tür fonlara kapalı uçlu tröst denir. Hisse senedini elinden çıkarmak isteyen hamil onu borsa veya bankada satmalıdır. Hisse senetleri borsaya kayıtlıdır. Genel olarak bu fonlar daha kolay yönetilir çünkü yatırımcılar, paylarını ortaklığa iade ederek nakde çeviremediklerinden dolayı fon için belli bir likidite bulundurma zorunluluğu yoktur.
Yatırım fonlarında ise, sermaye ihtiyaçlara uygun olarak değişebilir. Fon katılımcısı elindeki katılma belgesini borsaya satmak zorunda kalmadan, onun karşılığını bizzat ilgili fondan isteyebilir. Ayrıca, fon idaresi devamlı olarak yeni katılma belgesi ihraç edebilir. Bu yüzden, katılma belgesi miktarını arz-talep belirler. Fon katılımcısı fonun karşılığını fondan alabileceği gibi, fon idaresi de, yenilerini ihraç ederek muhtaç olduğu parayı tedarik edebilir8.

2. Yatırım Fonlarının Türleri
Menkul kıymetler yatırım fonlarını, değişik kriterleri esas alarak 4 ayrı biçimde gruplandırabiliriz.
a. Katılım Belgelerinin Değişebilirliğine Göre Yatırım Fonları
Bu tip yatırım fonları açık veya kapalı uçlu olarak kurulabilmektedir. Açık uçlu yatırım fonları, sermayesi sabit olmayan malvarlığı olarak tanımlanabilir. Talebin seviyesine göre belge sayısı arttırılabilen veya azaltılabilen bu fonlar istenildiği an paraya çevrilebilme özelliğinden dolayı küçük ve deneyimsiz yatırımcıların tercihidir. Yatırımcı istediği an katılma belgesi satın alarak bu fona katılabilir veya fona geri satabilir. Açık uçlu yatırım fonlarının fiyatları portföylerinin içerdiği menkul kıymetlerin piyasadaki değerlenmesi ve katılma belgesi sayısına bağlıdır. Kapalı uçlu fonlar ise ihraç ettikleri katılma belgelerini geri satın almayan ve sabit sermayeli olarak kurulan fonlardır. Katılım payı bellidir ve payların ihraççı tarafından geri satın alınıp itfa edilmesi söz konusu olmadığı için talep doğrultusunda belge sayısında arttırma veya azaltma yapılmamaktadır. Bu yüzden, katılma belgesi satmak isteyen yatırımcının, borsada ya da tezgah üstü piyasalarda alıcı bulması gerekmektedir9.
b. Portföyün Niteliğine Göre Yatırım Fonları
Portföy değerinin aylık ortalama bazda en az %25’ini Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırmış fonlar A tipi, diğerleri B tipi olarak adlandırılır ve vergisel farklılık anlamında Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi 6/a bendine göre10 portföy işletmeciliği kazançları üzerinden A tipi fonları %0, B tipi yatırım fonları %10 oranında gelir vergisine tabidirler11.
Bundan başka, fonları portföylerine aldıkları menkul kıymet türlerine göre ayırarak 3 grupta toplayabiliriz.
aa. Hisse Senedi Fonları
Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların, fon portföyünün en az %51’i devamlı olmak üzere, özelleştirme kapsamındakiler dahil, hisse senetlerine yatırmış oldukları fonlar “hisse senedi fonu” olarak isimlendirilir. Bunlar arasında en çok kullanılanlar; Tamamı hisse senedinden oluşan yatırım fonları, Melez fonlar, Özel fonlar ve Sektör fonlarıdır12.
bb. Tahvil Fonları
Tahviller, geri ödeme süresi bir yıldan uzun olan borç senetleridir. İşletim hususunda, genellikle tahvil maliyetinin az olması ve faiz olarak yapılan ödemenin vergi matrahından düşülmesi, ortalama fon maliyetinin düşmesine yol açar. Hisse senetleri gibi piyasadaki gelişmelere göre değer kazanır veya kaybederler. Bu yüzden vade tercihi ve alım-satım hususları çok önemlidir. Sabit getirili kıymetlere yatırım yaptıklarından dolayı gelir fonları da denir. Bunlar; Kredi dereceleri yüksek olan güvenilir tahvillere yatırım yapan fonlar, Yabancı hükümet ve şirketlerin tahvillerine yatırım yapan fonlar vb. gibidirler13.
cc. Para Piyasası Fonları
Sürekli portföyünde vadesine en fazla 180 gün kalmış, likiditesi yüksek para ve sermaye piyasası araçları yer alan ve portföyünün ağırlıklı ortalama vadesi 45 gün olan fonlardır. Yatırım fonlarının en güvenlisi olan bu fonlar, yüksek kaliteli, kısa vadeli menkul kıymetlere yatırım yaparlar. Fon portföyünün tamamı vadesine 3 ay veya daha az kalmış likiditesi yüksek varlıklardan oluşur. Para Piyasası fonlarında fon portföyünü, kısa süreli olarak elde tutulacak ters repo, hazine bonosu, özel sektör borçlanma araçları ve paraya çevrilmesi kolay olan varlıklar oluşturur14.
c. Kâr Dağıtımına Göre Yatırım Fonları
Kâr dağıtımına göre yatırım fonları, kâr dağıtan fonlar ve kâr dağıtmayan fonlar, olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Kar dağıtan yatırım fonlarını yöneten kuruluş yıl sonlarında değer artışı ve tahsil edilen temettü ve faiz tutarı olarak fonun kârını hesaplar. İç tüzüğe göre, belli bir miktarı katılma belgesi sahiplerine kâr payı olarak öder. Bu ödeme sonucunda katılma belgelerinin değeri de hisse senedi ve tahvillerde olduğu gibi, yapılan ödeme kadar düşer. Bu durumda, katılma belgelerinin temettü kuponu taşıması gerekir. Bu tür yatırım fonları, katılma belgelerinin değer artışından belirli bir süre sonunda yararlanılmasından dolayı, katılma belgelerinin likiditesini büyük şekilde etkilediğinden dolayı tasarruf sahipleri tarafından tercih edilen bir fon türü değildir15.
Kâr dağıtmayan fonların portföyündeki menkul kıymetlerin kupon ödeme zamanı geldiğinde tahsil edilen kupon bedelleri, dağıtılmayıp fona eklenir ve bunlarla yeniden menkul değer satın alınması suretiyle fon portföyünün büyütülmesi ve katılma belgelerinin değerinin arttırılması yolu izlenir. Hisse senetlerine yatırım yapılan şirketlerin reel gelişiminin sağlandığı nominal değer artışı, gerek iyi bir portföy yonetiminin ve gerekse portföy gelirinin değerini devamlı olarak yükseltir. Aynı zamanda, gelir ihtiyacının bir bölümünün satılması zorunluluğu getirir16.
d. Yatırım Hedeflerine Göre Yatırım Fonları
Para piyasası fonları, portföylerinin tamamı veya büyük bir kısmı para piyasası araçlarından oluşan fonlardır. Bu fonlar daha çok hükümetler, belediyeler ve şirketler tarafından ihraç edilen kısa vadeli ve yüksek kaliteli menkul kıymetleri portföylerine almaktadırlar. Dolayısıyla, bu fonlar diğer fonlarla karşılaştırıldığında, en düşük riske sahip fonlardır17.
Karma fonlar ise hisse senetleri, sabit getirili menkul kıymetler, para piyasası araçları ve türev araçlardan oluşan portföylere yatırım yapan fonlardır. Bu fonlar söz konusu araçlardan birkaçına ya da tamamına yatırım yapabilmektedirler. Bu fonlar, fon portföylerini oluştururken, belirli amaçları göz önünde tutarak bunlara uygun varlıkları portföylerine alırlar. Herhangi bir fonun temel amacı üç temel gruptan birisine uymalıdır: Gelir elde etmek, Sermaye kazancı elde etmek, Gelir ve sermaye kazancı elde etmek18.
e. Türk Hukukunda Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliğinde Yapılan Ayrım
Seri:VII No:10’lu tebliğ’in 5. maddesinde yatırım fonları, içtüzüklerinde belirtilmek koşuluyla aşağıdaki türlerde kurulabilir.
i) Fon portföyünün en az %51’ini devamlı olarak;
a) Kamu ve/veya özel sektör borçlanma araçlarına yatırmış fonlar “TAHVİL VE BONO FONU”,
b) Özelleştirme kapsamına dahil Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırmış fonlar “HİSSE SENEDİ FONU”,
c) Belirli bir sektörü oluşturan ortaklıkların menkul kıymetlerine yatırmış fonlar “SEKTÖR FONU”,
d) (Değişik bent: Seri: VII, No: 11 sayılı Tebliğ ile) Kurul'un Seri: XI, No: 1 Tebliği'nin 3 nolu ekinde tanımlanan iştiraklerce çıkarılmış menkul kıymetlere yatırmış fonlar "İŞTİRAK FONU",
e) Seri: XI, No: 10 Tebliği'nin 2'inci maddesinde tanımlanan belli bir topluluğun menkul kıymetlerine yatıran fonlar "GRUP FONU"
f) Yabancı özel ve kamu sektörü menkul kıymetlerine yatırmış fonlar "YABANCI MENKUL KIYMETLER FONU",
g) (Değişik: Seri: VII, No: 19 sayılı Tebliğ ile) Ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler ile bu madenlere dayalı sermaye piyasası araçlarına yatırmış fonlar "KIYMETLİ MADENLER FONU", ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ile altına dayalı sermaye piyasası araçlarına yatırmış fonlar "ALTIN FONU",
ii) Portföyünün tamamı;
h) Hisse senetleri, borçlanma senetleri, altın ve diğer kıymetli madenler ile bunlara dayalı sermaye piyasası araçlarından en az ikisinden oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20'sinden az olmayan fonlar "KARMA FON",
i) (Değişik: Seri: VII, No: 22 sayılı Tebliğ ile) Devamlı olarak, portföyünde vadesine en fazla 180 gün kalmış likiditesi yüksek sermaye piyasası araçları yer alan ve portföyünün ağırlıklı ortalama vadesi en fazla 45 gün olan fonlar “LİKİT FON",
Portföyün ağırlıklı ortalama vadesi sermaye piyasası araçlarının ayrı ayrı ortalama vadeleri dikkate alınarak bulunur.
j) Portföy sınırlamaları itibariyle yukarıdaki türlerden herhangi birine girmeyen fonlar "DEĞİŞKEN FON",
iii) (Ek : Seri: VII, No: 13 sayılı Tebliğ ile) Portföyünün en az %80'i devamlı olarak;
k) (Değişik: Seri: VII, No: 13 sayılı Tebliğ ile) Bu Tebliğ'in 3 numaralı ekinde yer alan formüle uygun olarak yapılan hesaplama çerçevesinde, baz alınan ve Kurul tarafından uygun görülen bir endeksin değeri ile fonun birim pay değeri arasındaki korelasyon katsayısı en az %90 olacak şekilde, endeks kapsamındaki menkul kıymetlerin tümünden ya da örnekleme yoluyla seçilen bir kısmından oluşan fonlar "ENDEKS FON",
l) (Ek : Seri: VII, No:30 sayılı Tebliğ ile) Diğer yatırım fonlarının ve borsa yatırım fonlarının katılma paylarından oluşan fonlar "FON SEPETİ",
iv) (Ek: Seri: VII, No: 33 sayılı Tebliğ ile) Asgari olarak altı ay vadeli kurulmak kaydıyla;
m) Yatırımcının başlangıç yatırımının belirli bir bölümünün, tamamının ya da başlangıç yatırımının üzerinde belirli bir getirinin içtüzükte ve izahnamede belirlenen esaslar çerçevesinde belirli vade ya da vadelerde yatırımcıya geri ödenmesinin, uygun bir yatırım stratejisine ve Kurucu ile Garantör arasında imzalanan bir garanti sözleşmesine dayanılarak taahhüt edildiği fonlar "GARANTİLİ FON",
n) Yatırımcının başlangıç yatırımının belirli bir bölümünün, tamamının ya da başlangıç yatırımının üzerinde belirli bir getirinin içtüzükte ve izahnamede belirlenen esaslar çerçevesinde belirli vade ya da vadelerde yatırımcıya geri ödenmesinin, uygun bir yatırım stratejisine dayanılarak en iyi gayret esası çerçevesinde amaçlandığı fonlar "KORUMA AMAÇLI FON"
olarak adlandırılır.
(Ek ikinci fıkra: Seri: VII, No: 33 sayılı Tebliğ ile) Garantili yatırım fonlarının ve koruma amaçlı yatırım fonlarının unvanlarının garantinin veya korumanın başlangıç yatırımına oranını ya da garantili yatırım fonlarında garantör tarafından sağlanan garanti kapsamındaki getiri oranını açık olarak gösterecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Koruma amaçlı yatırım fonunun unvanında başlangıç yatırımının üzerinde hedeflenen getiriye ilişkin ifadelere yer verilemez.
Yukarıda sayılanlar dışında da, içtüzüklerde belirtilmek suretiyle, oluşturulacak portföy yönetim stratejilerine uygun fon türleri, Kurul'ca uygun görülmesi koşuluyla belirlenebilir.
Fon içtüzüklerinde belirtilmek suretiyle, portföy değerinin aylık ağırlıklı ortalama bazda en az %25'ini, devamlı olarak mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınan Kamu İktisadi Teşebbüsleri dahil Türkiye'de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine yatırmış fonlar A tipi, diğerleri B tipi olarak adlandırılır ve bu tipler fon türleri ile birlikte belirtilir.
Katılma belgeleri önceden belirlenmiş kişi veya kuruluşlara tahsis edilmiş fonlar "ÖZEL FON" olarak adlandırılır.
(Ek fıkra: Seri: VII, No: 29 sayılı Tebliğ ile) Katılma payları sadece nitelikli yatırımcılara satılmak üzere kurulmuş olan fonlar ise "SERBEST YATIRIM FONLARI" (HEDGE FUNDS) olarak adlandırılır.

İKİNCİ BÖLÜM
YATIRIM FONLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ VE KURULUŞU

A. Yatırım Fonunun Hukuki Niteliği

1. İnançlı Mülkiyet Kavramı
Fonun başarılı olması için Kurucu, toplanan paralarla, ya kendisi yada saklayıcı banka aracılığıyla, piyasadan, fon için, kıymetli senet satın alır ve saklaması için saklayıcı bankaya teslim eder; gerekli olduğu zaman, bunları satar ve daha emin ve verimli olan yeni kıymetli senetler alır; fonda biriken paralar onun sorumluluğuna bırakılmıştır. Kurucu, bu hususlarda talimat verirken kendi adına, yatırımcı hesabına hareket eder. Yani, talimatlar üzerine yapılan bütün hukuki işlemlerde taraf olan, hak iktisap eden ve borç altına giren, kurucudur. Kurucunun bütün halinde yatırımcıları temsil etme yetkisi olmadığından, onların adına hareket edemez. Ayrıca, fonun kendisinin tüzel kişiliği bulunmadığından, kurucu, onun bir mümessil veya organı değildir. Bu yüzden, Kurucu, fon adına da hareket edememektedir.
Kurucu, fona ait cismani şeyler üzerinde hakimiyet ve ayni tasarruf yetkisine sahiptir. Bu sıfatla, kurucu, fona ait değerleri temlik edebilir, başkaları lehine sınırlı ayni haklar kurabilir. O halde, kurucu, fonun portföyündeki senetlerin malikidir. Kurucu, bu hukuki yetkilerin yanında, portföydeki senetler üzerinde fiili hakimiyet imkanına sahip olduğundan, dilediği tasarruflarda da bulunabilir. Bu sebeple, hukuken mülkiyeti kendisine, ancak iktisaden başkasına ait olan bu kıymetli senetler üzerinde sadece yatırımcının yararına olan işlemleri yapmalıdır. O halde, kurucu, fona ait değerler bakımından, üçüncü kişilere karşı sınırsız yetkilere sahip olduğu halde, iç ilişkide yatırımcılara karşı hakları sınırlıdır ve sözleşmeden doğan sorumlulukları vardır. Bu durumda, fona ait kıymetli senetlerin maliki gözüken kurucunun bu mülkiyet hakkı, inançlı mülkiyettir19.
SPKn m.37 yatırım fonlarında inançlı mülkiyet ilkesini kabul etmiştir. Buna göre yatırım fonlarının sahip olduğu malvarlığı, kurucuya aittir. Ancak, kurucu, buradaki mülkiyet hakkını, kanun, sözleşme ve ilgili mevzuatça saptanan ilke ve amaçlar çevresinde kullanmalıdır.
Türk pozitif hukukunda inançlı mülkiyet, inançlı işlem veya inanç sözleşmesi şeklinde düzenlenen kurumlar SPKn dışında düzenlenmemekle birlikte gerek yargı kararlarından gerekse doktrinden, hukukumuzda inançlı işlem kurumunun incelendiği ve fiilen uygulama alanı bulduğu görülür. İnançlı işlemde, iç içe geçmiş iki işlem bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, kazandırıcı işlem (hakkın devri) ile inanılan işlem konusunun mülkiyeti kazanılmaktadır. İkinci olarak, inanç sözleşmesi (taahhüt işlemi), bu kazanmanın hukuki nedenini oluşturmakta ve taraflar arası doğan hak ve borçların içeriğini belirlemektedir.
a. Devir İşlemi
Devir işlemi ile inanç konusu şey, inananın malvarlığından çıkıp, inanılanın malvarlığına girmektedir. Devir işlemi sonucunda inanç işlemi konusu şeyin, hak sahipliği inanılana geçmekte olup, böylelikle şey üzerinde inanılan her türlü hukuki tasarrufta bulunma yetkisini kazanmaktadır. İnanılan, devir ile devir konusunun maliki olur ve mülkiyet hakkının sağladığı tüm hakları kullanabilir. Artık, inananın devir konusu üzerinde mülkiyet hakkı sona ermiş olur ve ancak inanç sözleşmesi dolayısıyla inanılana karşı şahsi talep hakkı bulunmaktadır. İnanç sözleşmesi, bu devir işleminin hukuki sebebini teşkil etmektedir. Buna göre devir işlemi sebebe bağlıdır. Yatırım fonları açısından, yatırımcı, parası üzerindeki hakkını akdetmiş olduğu Kolektif Yatırım Sözleşmesi ile Kurucuya devrettiğinden, Kolektif Yatırım sözleşmesi, devir işleminin hukuki sebebini oluşturmakta olup böyle bir sözleşmenin bulunmaması, devir işleminin de dayanaksız kalmasına yol açar. İnançlı işlemlerde konunun inanılana devri, kural olarak konu hakkın devrinin tabi olduğu hukuki rejime tabidir. Dolayısıyla, şeyin taşınır veya taşınmaz olmasına göre devir şekli de değişecektir.Yatırım fonları açısından, taşınır devrindeki usuller geçerli olacaktır20.
b. İnanç Sözleşmesi
İnanç sözleşmesinin, temel olarak üç fonksiyonu bulunur; devrin hukuki nedenini oluşturması, inanç konusu şeyin idare ve kullanma şartlarının tespiti ile inanç ilişkisinin sona ermesi, ve son olarak şeyin iade şartları ile şeyin devrinin hukuki sebebini göstermesidir. Takip edilen amaç bakımından, inançlı işlemler, saf inançlı işlemler ve karma inançlı işlemler olarak ikiye ayrılmaktadır. Saf inançlı işlemlerde, inanılan, şeyi yalnızca inananın veya inanan tarafından belirlenen bir yararlananın talimatı doğrultusunda kullanır. Bu tür işlemlerde inanılan, şeyi, anlaşma koşullarına uygun olarak, inanan yararına saklar, kullanır, idare eder, başkasına satar. Doktrinde yatırım fonlarındaki sistemi, saf inançlı işlemlere örnek olarak saymıştır. Önemli diğer bir husus da, inanç sözleşmesinin, inanç konusu şeyi inanılanın kullanım şeklini belirliyor ve sınırlarını çiziyor olmasıdır. İnançlı işlem ile inanç konusu şeyin mülkiyeti tam olarak inanılana geçtiğinden, yukarıda da bahsettiğimiz üzere, inanılan şey üzerinde her türlü hukuki tasarrufta bulunabilecektir. Yatırım fonlarında, kolektif yatırım sözleşmesi inanç sözleşmesi niteliğindedir21.
c. Yatırım Fonlarında Kurucunun Malik Olması
Yatırım fonlarında inançlı mülkiyet sistemi geçerli olduğundan Kolektif Yatırım Sözleşmesinin inikadı ile mülkiyet Kurucuya geçer. Kurucu, malvarlığını inanç sözleşmesi doğrultusundayönetmek zorunda olmakla birlikte yatırımcının bu sözleşme dolayısıyla ancak şahsi hakkı vardır. Yoksa kurucunun malvarlığını üçüncü bir kişiye devri hukuken mümkündür.

2. Fon İçtüzüğü
a. Genel Olarak
Fon ile katılma belgelerine ilişkin bilgi ve esasları içeren yatırım fonu içtüzüğü kurucu tarafından hazırlanır, varsa saklayıcı da katılabilir. Tüzüğün kontrol organı tarafından onaylanması gerekir. Kanuna aykırı bir hüküm ihtiva edemez, eğer bu tür bir hüküm içeriyorsa geçersizdir. Tüzük, bir sigorta sözleşmesinde sigorta şartnamesine benzer22
Tüzük tarafların hak ve yükümlülüklerini tam olarak hükme bağlamalıdır. Bu sebeple, tüzükte bazı hususlar açıkça hükme bağlanmalıdır:
* Elde edilen safi gelirlerle fon mallarının satışından elde edilen karlar hakkında ne işlem yapılacağı,
* Fon Kurucusu, portföy yöneticisi ile saklayıcıya ödenecek her türlü ücretler,
* Yatırım politikasının ana hatları mümkün olduğu kadar açıkça belli edilmelidir23.
İçtüzük yatırım fonunun hukuki temelini oluşturmakta olup genel işlem şartları24 niteliğindedir. SPKn’nin 38/1 ve 38/4a. maddelerinde fon içtüzüğünden bahsedilmiş ancak içtüzüğün hukuki niteliğine dair bir hükme yer vermemiştir. Ancak SPKn’nin 38/4a. maddesinde içtüzüğün düzenlenmesinin, kapsamını, değiştirilmesini SPK’nın belirleyeceğine hükmedilmiştir.
Tebliğin 19.maddesine göre, “Fon içtüzüğü, katılma belgesi sahipleri ile kurucu, saklayıcı ve yönetici arasında, fon portföyünün inançlı mülkiyet esaslarına göre saklanmasını ve vekalet akdi hükümlerine göre yönetimini konu alan genel işlem şartlarını içeren iltihaki bir sözleşmedir.”
Bu maddede içtüzüğün aynı zamanda iltihaki bir sözleşme olduğu belirtilmiştir. İltihaki sözleşmeler, özel sözleşme türlerinden olup, taraflar sözleşmenin içeriği veya şartları üzerinde görüşüp tartışmazlar, sözleşme içeriği bir taraf tarafından belirlenmiştir, müzakere yoktur, diğer taraf için tek bir seçim imkanı vardır. Gnel işlem sartları nitelik bakımından iltihaki sözleşmelerle aynı sözleşmelerdir. Tebliğ m.18’e göre içtüzük için hem iltihaki sözleşme hem de genel işlem şartı demektedir. 25
Kolektif yatırım sözleşmesi ile yatırım fonu içtüzüğü farklı kavramlar olup, içtüzükte karşılıklı iradelerin uyuşması söz konusu olmadığından sözleşme niteliği taşımaz, bu cümleden Tebliğ’deki iltihaki sözleşme ile esasında Kolektif Yatırım sözleşmesinin kastedildiği görüşü hakimdir. Yatırım fonu içtüzüğü, kurucu ile yatırımcı ilişkilerini düzenleyen Kolektif yatırım sözleşmesi, kurucu ile portföy yöneticisi arasındaki yatırım fonu portföy yönetim sözleşmesi ve kurucu ile saklayıcı arasındaki yatırım fonu saklama sözleşmesine ilişkin hükümler taşımaktadır.
b. Fon İçtüzüğünün Tescili ve Değiştirilmesi
Kurul tarafından uygun görülen fon içtüzüğü, notere onaylatılmasını müteakip Kurul’ca verilen izin belgesi tarihinden itibaren 6 işgünü içinde kurucunun merkezinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil ve Türk Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan olunur.
İçtüzük değişikliğinde tescile mesnet belgenin verilmesinden itibaren 6 işgünü içinde içtüzük değişikliği ticaret siciline tescil ve Türk Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan olunur. Yatırımcıların yatırım yapma kararını etkileyebilecek ve önceden bilgi sahibi olunmasının gerekli olduğu içtüzük değişiklikleri, ayrıca Türkiye çapında yayın yapan günlük en az iki gazetenin Türkiye baskısında ilan ettirilir ve yeni hususların yürürlüğe giriş tarihi 10 işgününden az olmamak üzere ilanlarda belirtilir. Türkiye çapındaki gazete ilanları hükmü özel fonlar ve serbest yatırım fonları için uygulanmaz. Değişikliklerin yayımlandığı gazetelerin yayımını izleyen 6 işgünü içinde Kurul'a gönderilmesi zorunludur26.

3. Kolektif Yatırım Sözleşmesi
Kolektif yatırım sözleşmesinin konusu, yatırımcıların tasarrufları ile kurucunun yatırım yapması, çok sayıda yatırımcının tasarrufu ile oluşan portföyün riskin dağıtılması ilkesi doğrultusunda işletilmesidir. Bu sözleşme, tam iki tarafa borç yükleyen, isimsiz, sürekli, iltihaki, inançlı sözleşme niteliğindedir. Vekalet sözleşmesine büyük ölçüde benzemesine rağmen, sözleşmeyi feshetme hakkının tek tarafa (yatırımcıya) tanınmıs olması ve yatırımcının kurucuya talimat verememesi hususları açısından ondan ayrılmaktadır.
Yatırımcıların icap niteliği taşıyan yatırım fonuna katılma yönündeki talimatlarının kabulü ile kurucular Kolektif yatırım sözleşmesine taraf olurlar. Yatırım fonuna katılmış bulunan yatırımcılar yatırım fonu belge alım satımlarını sadece kurucu ile yapmaktadır. Yatırımcı sahibi bulunduğu yatırım fonu belgelerini bir başka kişiye devredebilir, ancak bu halde kurucu ile devralan arasında herhangi bir hukuki ilişki kurulmamaktadır. Burda sözleşmenin devri değil, yatırım fonu katılma belgesinden kaynaklanan hakların devri söz konusudur.
Bu sözleşmeye portföy yöneticisi ve saklayıcı taraf değildir. Portföy yöneticisi ve saklayıcı vekalet akdi hükümleri çerçevesinde BK m.390 ve 391 hükümlerine göre alt vekil olarak nitelenebilir27.
B. Yatırım Fonu Kurulması
Tüzüğün 9. maddesine göre Kurul’ca aranacak nitelikleri taşıyan bankalar, aracı kurumlar, sigorta şirketleri ve kanunlarında engel bulunmayan emekli ve yardım sandıkları ile 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi uyarınca kurulmuş olan sandıklar Kurul’dan izin almak koşuluyla fon kurabilirler.
1. Kurucunun Nitelikleri
Fon kurmak isteyenlerin Tebliğ’in onuncu maddesinde sayılan aşağıdaki şu koşulları sağlaması gerekir:
a) Aracı kurumların, sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık faaliyetlerinde bulunmak üzere Kurul'dan izin almış olmaları,
b) Aracı kurumların özsermayelerinin Seri:V, No:34 sayılı “Aracı Kurumların Sermayelerine ve Sermaye Yeterliliğine İlişkin Esaslar Tebliği”nin 7. Maddesi kapsamında hesaplanan tutardan az olmaması,
c) Banka ve sigorta şirketlerinin kendi mevzuatlarına göre sahip olmaları gereken asgari ödenmiş sermayeye sahip olmaları,
d) Kurucuların kendi özel mevzuatları ve sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde faaliyetlerinin tamamen veya belirli faaliyet alanları itibariyle sürekli veya son bir yıl içinde 1 ay veya daha fazla süreyle geçici olarak durdurulması kararı verilmemiş olması,
e) Kurucuların yetkilileri hakkında, yüzkızartıcı suçlardan veya kendi özel mevzuatları ve sermaye piyasası mevzuatına aykırılıktan dolayı mahkumiyet kararının bulunmamış olması gerekir .
2. Fon Kurma Limiti ve Asgari Tutarı
Tebliğin onbirinci maddesinde fon kurma limitinin, bankalar, aracı kurumlar ve sigorta şirketlerinin kurabilecekleri fonların, içtüzüklerinde belirtilen fon tutarlarının toplamı, Kurul'a gönderilen bağımsız denetimden geçmiş son mali tabloda yer alan çıkarılmış veya ödenmiş sermaye ile Genel kurulca onaylanan son mali tabloda görülen yedek akçelerin ve yeniden değerleme değer artış fonunun toplamından, varsa zararların indirilmesinden sonra kalan tutarın on katını, diğer kuruluşlarda genel kurulca onaylanan son mali tabloda yeralan özkaynaklar toplamını aşamayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu madde finansal olarak aşağıdaki şekilde formüle edilir28;
[(Çıkarılmış/Ödenmiş Sermaye + Yedek Akçeler + Yeniden Değerleme Değer Artış Fonu)- Zararlar] x 10
Asgari fon tutarı, Tebliğin yirminci maddesine göre 100.000 (yüzbin) YTL’den az olamaz. Bu tutar her yıl ilan edilen yeniden değerleme katsayısı oranına göre belirlenir. 2008 yılı için bu tutar 3.500.000 (üç milyon beşyüz bin) YTL olarak belirlenmiştir.29
3. Fonun Kuruluşu
Kurucu, fon kurmak için hazırlayacağı fon iç tüzüğü taslağı ve Seri VII No:10 md.16’da belirtilen bilgi ve belgelerle Kurul’a başvurarak kuruluş izni alır. Banka ve sigorta şirketlerinin fon kurmak veya fon tutarını arttırmak üzere Kurul'a başvurmaları halinde Hazine Müsteşarlığı’nın görüşü alınır .
Kurucu, kendi adına fonla ilgili işlemleri yürütmek üzere her bir fon için en az üç kişiden oluşan bir fon kurulu ve en az bir denetçi atar. Fon kurulu üyeliklerine ve denetçiliğe dışardan atama yapılabilir. İç kontrol sistemi; fonun faaliyetlerinin verimliliğinin ve etkinliğinin, finansal ve idari konulara ait bilgilerin güvenilirliğinin ve zamanında elde edilebilirliğinin sağlanmasını; fon faaliyetlerinin ilgili mevzuata, fon içtüzüğüne, izahnameye uygun yürütülmesini; hata, hile ve usulsüzlüklerin önlenmesini ve tespitini; muhasebe kayıtlarının doğru ve eksiksiz olmasını ve finansal bilgilerin doğru ve güvenilir olarak zamanında hazırlanmasını temin etmek amacıyla uygulanan esas ve usullerdir. Fonun faaliyetlerinin iç kontrol esas ve usullerine uygun olarak işleyişi, fon denetçileri tarafından denetlenir .
Fon portföyünün yönetilmesi amacıyla portföy yöneticisinden portföy yönetim hizmeti alınır. Yönetici, fon portföyünü Kanun, Tebliğ ve fon içtüzük hükümlerine göre yönetmekle yükümlüdür.


SONUÇ
Türkiye’de 2007 yıl sonu itibariyle toplam 297 adet fon bulunmaktadır. Bunlar arasında 113 adet ile Değişken ve 48 adet ile Likit fonlar en yaygın fonlardır. Bu iki fon grubu toplam fonların %54’ünü oluşturmaktadır. Bunları %15 pay ile tahvil ve bono fonları, %7’şer pay ile karma ve hisse fonlar ve %6 pay ile endeks fonlar izlemektedir.
İlki 1987 yılında kurulan yatırım fonlarının toplam portföy değerleri 2007 yılında bir önceki yıla göre %20 oranında artarak 22 milyar YTL’den 26 milyar YTL’ye (22.4 milyar ABD Dolarına) yükselmiştir. Ayrıca 60 adet de yabancı yatırım fonu bulunmaktadır ve bunların Türkiye’de dolaşımda bulunan paylarının toplam değeri 2007 sonu itibariyle 77 milyon ABD Dolarıdır.
Yatırım fonları, 1970’li yılların sonlarına doğru Türkiye’de konuşulmaya başlanmış ve fon kurulması konusunda girişimler olmuştur. Ancak yasal zemin 1980’li yılların başlarında oluşturulabilmiştir. İlk yatırım fonları da 1980’li yılların ikinci yarısında kurulmuştur. SPKn ve çıkarılan Tebliğ’lerle ülkemizde yatırım fonlarına ilişkin düzenlemeler yapılmış ve boşluklar giderilmeye çalışılmıştır. Bu noktada, Yeni SPKn tasarısıyla yapılacak birkaç değişikliğe yer vermekte yarar vardır.
Tasarıda halihazırdaki kurucu kavramının yatırım fonlarında kaldırılması, bundan böyle yatırım fonlarının portföy yönetim şirketlerince kurulması öngörülmektedir. Tasarının, bu haliyle yasalaşması durumunda, kurucu kavramının yerini yönetici almaktadır. Bu halde dahi, fon yöneticisi ayrıca bir portföy yöneticisi görevlendirebilecektir. Tasarıda ayrıca, yatırım fonlarının portföy yönetim şirketleri tarafından iltihaki bir sözleşme ile kurulan malvarlığı olduğunu belirtmektedir.
1 Haykır, B.E. : Yatırım Fonlarında Çıkar Çatışmaları, Kurucunun Hukuki Sorumluluğu ve Düzenleme Önerileri, Yeterlik Etüdü, İstanbul 2005, s.8.
2 Özütürk, B. : Türk Yatırım Fonu, Sektörün Rekabet Yapısı, Araştırma Raporu, Ankara 2005, s.3.
3 Yeşilürdü, T. : Yatırım Fonlarında Türev Araç Kısıtlamaları ve Hedge Fonlar, Yeterlik Etüdü, Ankara 1998, s.110.
4 Beyazoğlu H. : Yatırım Fonları Üzerine Bir Değerlendirme, Yeterlik Etüdü, İstanbul 2002, s.9.
5 Örneğin, iştirak yatırım fonlarında amaç, ağırlıklı olarak grup şirketlerinin hisse senetlerine yatırım yaparak yatırımcıların kendi oluşturacakları grup şirketlerinin hisse senetlerinden oluşan sıradan bir portföye nazaran daha fazla bir getiri elde etmektir.
6 Optimal portföy, belirli bir risk seviyesinde en fazla getiriyi sağlayan ya da belirli bir beklenen getiri seviyesi en az riske neden olan portföydür.
7 Beyazoğlu, H. : age., s.6.
8 Bolat, İ. : Sermaye Piyasaları ve Yatırım Fonları Mevcut Durum Sonuç ve Çözüm Önerileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Kahramanmaraş 2006, s.34; Gürsoy, K.T. : Mukayeseli Hukukda, Özellikle Türk ve İsviçre Hukuklarında Yatırım Fonları, Ankara 1977, s.5.
9 Beyazoğlu, H. : age., s.7.
10 1993 yılında yapılan bu düzenleme ile yatırım fonu bu tip bir ayrıma uğradığı için ilk A Tipi Fon da 1993 yılında kurulmuştur.
11 Özütürk, B. : age., s.5.
12 Bolat, İ. : age., s.42.
13 Bolat, İ. : age., s.44.
14 Bolat, İ. : age., s.45.
15 Bolat, İ. : age., s.46.
16 Bolat, İ. : age., s.46.
17 Kılıç, S. : Türkiye’deki Yatırım Fonlarının Performanslarının Değerlendirilmesi, Ankara 2002,s.12.
18 Kılıç, S. : age., s.12.
19 Gürsoy, K.T. : age., s.109.
20 Haykır, B.E. : age., s.4.
21 Haykır, B.E. : age., s.5.
22 Gürsoy, K.T. : age., s.206.
23 İMKB Yatırım Fonları Kılavuzu, İMKB yayınları, 2006, s.125.
24 Yeni Borçlar Kanunu Tasarısı m. 20’de Genel İşlem Şartları, “ ... bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıda benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.” şeklinde tanımlanmıştır. Fon içtüzükleri bakımından m.20/3 önemlidir. Şöyle ki “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, imtiyaz suretiyle verilen hizmetleri yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.”
25 Haykır, B.E. : age., s.6.
26 Kılavuz, s.122.
27 Haykır, B.E. : age., s.7.
28 Kılavuz, age., s.124.
29 01.01.2008 Tarihinden İtibaren Geçerli Olmak Üzere Sermaye Piyasası Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurul’unun Çeşitli Tebliğleri ile İlke Kararlarında Yer Alaln Yeniden Değerlemeye Tabi Tutarlar Hakkında Kurul Kararı, (Http://www.spk.gov.tr), (Son yararlanma 03.12.2008).
---------------
----------------------------------------------
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yatırım Fonları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Yamaç Güneyli'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
03-02-2009 - 21:07
(5562 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 1 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
15001
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 36 dakika 33 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,70 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 42927, Kelime Sayısı : 5195, Boyut : 41,92 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 3 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 966
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05485296 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.