Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yapı Kooperatiflerinde Hissenin Haczedilemezliği Sorununa Genel Bir Bakış Ve Çözüm Önerisi

Yazan : Doğanay İğde [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Kooperatifler Kanunu’nun 19. maddesinin son fıkrasına göre ‘’ Bir ortağın şahsi alacakları, ancak ortağa ait faiz ve gelir - gider farklarından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasında ona ödenecek payı haczettirebilirler.’’ Aynı zamanda kooperatif hissesinin kaydına, bu hisse ferdileşmediği sürece, kooperatif ortağının şahsi alacaklıları, borçlunun hissesinin devrini önleyici şekilde haciz konamaz. Lakin bu durum, uygulamada çok önemli bazı sorunlara neden olmaktadır. Özellikle konut yapı kooperatifleri açısından sıkıntılı durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu makalede, bu sorunlar üzerinde durulacak ve çözün önerileri getirilmeye çalışılacaktır.

YAPI KOOPERATİFLERİNDE HİSSENİN HACZEDİLEMEZLİĞİ SORUNUNA BİR BAKIŞ

GİRİŞ

Kooperatifler Kanunu’na göre kooperatif, tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklardır. Kooperatife gerçek kişiler üye olabilecekleri asıl ise de, Kanunun 9.maddesi, tüzel kişilerin de ortak olabileceklerini öngörmüştür.
Kooperatiflerin esas amacı; yeteri derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmekten ibarettir. Yoksa amaç, şirketlerde olduğu gibi ekonomik faaliyetlerden kâr elde etmek ve sermayeye maksimum düzeyde kâr dağıtmak değildir .
Her ortağın üyelik haklarının ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır. Bu senede kooperatifin unvanı, senet sahibinin adı ve soyadı, iş ve ev adresi, kooperatife giriş tarihi yazılır. Bu senet, kooperatifi temsile yetkisi olan kimseler ve ortak tarafından imzalanır. Ortağın yatırdığı veya çektiği paralar tarih sırası ile kaydedilir. Bu kayıtlar kooperatifin ödediği paralara ait ise ortak imza eder. İmzalı ortak senedi makbuz hükmündedir. Ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece ortağa ait bir belge hükmündedir.
Muhasebe kayıtlarında gelir gider farkının dağıtımı ise şöyle yapılacaktır. Kurumlar vergisi muafiyet hükümlerine uygun olarak çalışan ve ana sözleşmesinde kanunun öngördüğü şartları taşıyan kooperatifler,kurumlar vergisinden muaf olacaktır. Bu nedenle elde edilen müspet farkın tümünü ana sözleşme ve genel kurul kararı ile dağıtabilecektir.
Kooperatifler Kanunu’nun 19.maddesinin son fıkrası ise, ‘’ Bir ortağın şahsi alacakları, ancak ortağa ait faiz ve gelir - gider farklarından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasında ona ödenecek payı haczettirebilirler.’’ şeklinde düzenlenmiştir.


Haczedilemeyen Veya Bir Kısmı Haczedilebilen Mal Ve Haklar


Haczedilemeyen mal ve haklar ile bir kısmı haczedilebilen mal ve haklar ise İcra ve İflas Kanunu’nun 82 ve 83. maddelerinde belirtilmiştir. Tamamı haczedilemeyen mal ve haklar İİK.m.82 de 12 bent halinde sayılmıştır. Bunlar;
1. Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar,
2. Borçlunun zatı ve mesleki için lüzumlu elbise ve eşyasiyle borçlu ve ailesine lüzumu
olan yatak takımları ve ibadete mahsus kitap ve eşyası,
3. Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pek lüzumlu ev eşyası,
4. Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan alet ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtaları,
5. Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği bir süt veren mandası veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve bunların üç aylık yem ve yataklıkları,
6. Borçlunun ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları ve borçlu çiftçi ise gelecek mahsül için lazım olan tohumluğu,
7. Borçlu bağ, bahçe veya meyva veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu bulunan alet ve edevat,
Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasır olan borçlunun kendisi ve ailesinin maişetleri için zaruri olan miktarı ve bu hayvanların üç aylık yem ve yataklıkları,
8. Borçlar Kanununun 510 uncu maddesi mucibince haczolunmamak üzere tesis edilmiş olan kaydı hayatla iratlar,
9. Memleketin ordu ve zabıta hizmetlerinde malul olanlara bağlanan emeklilik maaşları ile bu hizmetlerden birinin ifası sebebiyle ailelerine bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizaltı mensuplarına verilen uçuş ve dalış tazminat ve ikramiyeleri,
Askeri malullerle, şehit yetimlerine verilen terfi zammı ve 1485 numaralı kanun hükmüne göre verilen inhisar beyiye hisseleri,
10. Bir muavenet sandığı veya cemiyeti tarafından hastalık, zaruret ve ölüm gibi hallerde bağlanan maaşlar,
11. Vücut veya sıhhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak mutazarrırın kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen veya verilmesi lazım gelen paralar,
12. Borçlunun haline münasip evidir.

Kısmen haczi caiz olan şeyler ise İİK 83. maddesinde; ‘’Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.
Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez.’’ şeklinde ifade edilmiştir.

Kooperatif Ortaklığı & Kooperatif Payı Kavramları

‘’Kooperatif ortaklığı’’ ile ‘’Kooperatif payı’’ ayrı kavramlardır. Kooperatif ortaklığı, yani üyelik, bir ortağın kooperatifte sahip olduğu ortaklık mevkiinin adıdır. Kooperatif ortaklığı, ortağın hak ve borçlarının tümünden oluşur. Borçlar için de, pay bedelleri, ek yükümlülükler, arsa ve inşaat giderleri girer. Ayrıca, kooperatif payı bölünemez. Yani, ortağın sahip olduğu birden çok paylardan bir kısmı devredilebilir. Başka bir deyişle payın bir kısmı bölünemez.
Kooperatif ortaklığı en az bir payı içerir. Kooperatif Kanunu’nun 19/1 maddesinin ilk cümlesinde ‘’ Kooperatife giren her şahıstan en az bir ortaklık payı alınması gerekir.’’

Kanunun 19. maddesinin son fıkrasında, kooperatif ortağının şahsi alacaklılarının hakları düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir ortağın şahsi alacaklıları, ancak ortağa ait faiz ve gelir gider farklarında paylarına düşen tutarı ve kooperatifin dağılmasında ona ödenecek payı haczettirebilirler. Madde de öngörülen ‘’gelir gider farkı’’ ise, ortağın bir tür kazanç payıdır. Bu kazanç payı, genellikle ortağın kooperatifteki ortaklık payına verilen yıl sonu faizdir. İşte bu faiz tutarı ile kooperatifin dağılması sonu yapılacak tasfiyede, ortağa düşecek tasfiye payı, şahsi alacaklılar tarafından takip ile haczettirilebilir. Ancak ülkemizdeki kooperatiflerin, özellikle konut yapı kooperatiflerinin böyle bir uygulamaya gittiğine nerdeyse hiç rastlanılmamıştır.
Kooperatif Hissesinin Haczedilemeyeceğine İlişkin Bazı Yargıtay Kararları
Bu konuda çok sayıda Yargıtay kararı mevcuttur. Yargıtay bir kararında gerekçe olarak ‘’1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19/son maddesine göre, bir kooperatif ortağının şahsi alacaklıları, ancak faiz ve gelir gider farkından doğan payına düşeni, kooperatifin dağılması halinde de payın haczini isteyebilir. Bu hüküm, ortağın kooperatife göre üçüncü kişi durumunda bulunması, yıl sonu bilançosu yapılmadan faiz, kar ve zarar hesabının belli olmaması ortakların şahsi borçlarının tahsiline girişilmesi halinde kooperatifin kuruluş amacını gerçekleştirmemesi ve ondan uzaklaştırılması sonuçlarını doğuracağından re’sen gözetilmesi gereken emredici bir kuraldır…’’ ifadelerine yer vermiştir.

Yine Yargıtay bir başka kararında ise ‘’ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir suretle dağılmadıkça, ortağın payının haczi caiz değildir.’’ demiştir.

Yargıtay bir başka kararında ise ‘’ ’1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19/son maddesi uyarınca, ortağın kooperatifte olan hissesinin haczi mümkün değildir. Ancak tasfiye payı haczedilebilir. Bu nedenle, kooperatife gönderilen ve tebliğ edilen 98/1 ve 89/2 ihbarları hukuki sonuç doğurmaz.’’ demiştir.
Bir başka kararda ise ‘’ Koop. K.nun 19’uncu maddesi gereğince, kooperatif hissesinin caiz olmadığının süresiz şikayet konusu yapılabileceğine…’’ karar vermiştir.

Gerek Kooperatifler Kanunu’nun 19/son maddesi gerekse yukarıda kısaca belirtilen Yargıtay kararları birlikte değerlendirildiğinde kooperatif ortağının şahsi alacaklıları, faiz ve gelir gider farkından doğan ortağın payına düşen miktar ile kooperatifin dağılması halinde ortağın kooperatif hissesini haczedebilirler. Kısaca ortağın hissesi ‘’ferdileşmelidir’’. Ancak ülkemiz şartlarında kooperatiflerin özellikle konut yapı kooperatiflerinin, ortaklarına faiz ve gelir gider farkından doğan bir gelir elde edip ortaklarına hisseleri oranında dağıtması bir hayli uzun sürmektedir. Hatta bir çok kooperatifte bu mümkün dahi değildir. Bu durumda ise ortağın şahsi alacaklısının alacağını elde etmesi oldukça zorlaşmaktadır.

Yargıtay bir kararında, ‘’ Ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça, ortağın kooperatif payının haczi mümkün değildir. Öte yandan icra müdürlüğünce, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın tedbir niteliğinde hissenin devrini önler mahiyette karar verilmesi de mümkün değildir.’’ demektedir .,

Yine Yargıtay bir kararında ‘’ 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19/son madde hükmüne göre kooperatif ortağının alacaklıları ancak ortağın faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktar ve kooperatifin dağılmasından ona düşecek payı haczedebilirler. Kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça ortağın ortaklık payının haczi mümkün değildir. İcra Müdürlüğünce yapılan işlemde bir usulsüzlük bulunmadığından, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir’’ demektedir .

Kooperatiften Çıkma Hakkı ve Kooperatiflerde Hisse Devri

Ortakların bireysel haklarından biri olan çıkma hakkına göre, her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır (Koop.K.m.10).Ortaklıktan çıkma hakkının kullanılması, ana sözleşmeyle en çok 5 yıl için sınırlandırılabilir. Ortağın hiç bir suretle kooperatiften çıkamayacağına dair şartlar hükümsüzdür (Koop.K. m.11). Çıkış, ancak bir hesap yılı sonu için ve en az 6 ay önceden haber verilerek yapılır. Ana sözleşmede daha kısa bir süre belirtilip hesap yılı içinde çıkışa izin verilebilir(Koop.K.m.12).

Yönetim kurulu, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir (Koop.K. m. 13).

Yine aynı şekilde Ortaklık payları devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder. Ana sözleşmede gösterilecek şartlarla ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir (Koop.K.m.14). Kooperatif ortaklığında hisse devri, malvarlığına ilişkin bir hak söz konusu olduğu için mümkündür.Ana sözleşmede hisse devrinin engellenmesi veya izne bağlanmasına ilişkin bir hüküm yoksa Yargıtay , Yönetim kurulunun bu devri kabul etmesi gerektiğini belirtmektedir.

Yapı Kooperatiflerinde çıkan veya çıkarılan ortaklarla hesaplaşmada,
uygulamadaki yapı kooperatifi ana sözleşmelerinin 15. maddesine göre, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yıl bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir. Ancak ortaklığı sona erenlerin yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın ödediği sermaye ve diğer alacakları derhal geri verilir . Kooperatiften çıkan ya da çıkarılan ortağın, kooperatife yapmış olduğu ödemelerini cari fiyat veya döviz kuru üzerinden değerlendirilip, hesaplanıp iadesini istemesi söz konusu değildir. Çünkü kooperatifler kâr amacı gütmeyen, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma suretiyle ortaklarının ekonomik menfaatlerini koruyan kuruluşlardır (KK m. 1). Ancak, genel kurul kararıyla ödemeler yabancı para cinsinden yapılmışsa, çıkan ya da çıkarılan ortaklara iadelerin de aynı para cinsinden yapılması gerekir.

Kooperatif Hissesinin Haczedilemezliğinin Uygulamada Yarattığı Sorunlar.


Yukarıda da Yargıtay kararları ile de kısaca belirtildiği gibi kooperatif hissesinin, devri önleyici ve engelleyici şekilde haczedilebilmesi mümkün değildir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19/son maddesine göre, bir kooperatif ortağının şahsi alacaklıları, ancak faiz ve gelir gider farkından doğan payına düşeni, kooperatifin dağılması halinde de payın haczini isteyebilir. Lakin kooperatif hissesi ferdileşmeden, bu hissenin haczedilmesi yasa koyucu tarafından engellenmiştir. Yasa koyucunun, kooperatif hissesinin ferdileşmesinden önce yapılan, devri önleyici şekildeki hacizlere cevaz vermemesinin temel mantığı kanımızca, kooperatif bütünlüğünün korunması, yardım ve dayanışma mantığıyla kurulan bu tür yapıların kolayca dağılmasını engellemek istemesidir. Lakin mevcut duruma tam tersinden bakıldığında ise yine bir tarafın hakkını elde edemediği görülmektedir. Bu durum ise alacaklının alacağını alamamasına ve dolayısıyla büyük bir hak kaybına neden olmaktadır. Kooperatif Kanunu’ndaki düzenlemeye dayanarak, alacaklının alacağını elde etmesine mani olmak isteyen kötü niyetli borçlu, bütün malvarlıklarını icra takibinden önce paraya çevirip, bir veya birden fazla kooperatife üye olmak suretiyle alacaklının alacağını elde etmesini engelleyebilir. Bu durumda mevcut düzenleme, alacaklının aleyhine olan ve alacaklıyı korumayan bir tutum ortaya koymaktadır. Kanımızca ‘’hak’’ kavramının özüyle bağdaşmayan bir düzenlemedir.


Sorunun Çözümü İçin Öneriler


Sorun yakından incelendiğinde, ortada bir malvarlığı değerinin olduğu görülecektir. Bu değerin tasfiyesi mümkündür. Yapı kooperatifi ana sözleşmelerinin 15. maddesine göre, devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yıl bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir. Yani ortağın çıkması veya çıkarılması durumlarında, yapılan hesaplamaya göre ortağa belirlenen bir meblağ ödenecektir. Bu demek oluyor ki, kooperatif hissesi, para çevrilebilir bir değere sahiptir. Aynı şekilde kooperatif hissesinin devri de mümkündür. Bu devir, bir değer karşılığında yapılmaktadır. Ve her iki durumda da kooperatifin bünyesinde bir zarar doğmamaktadır. Kooperatif, pekala yeni üyeliklerle bu durumu telafi edebilir.

Ancak, yukarda açıkladığımız sebeplere rağmen yasa koyucu kooperatif hissesinin, devri önleyici şekilde haczedilmesine müsaade etmemiştir. Kooperatif üyesi borçlunun, kooperatiften çıkması, çıkarılması veya hissesini devretmesi, yani tasarruf yetkisini kullanması sonucunda hissesini paraya çevirebilme imkanı varken, alacaklıya bu hak neden tanınmamıştır? Borçlu kooperatif üyesinin malvarlığına dahil olan bu hakkını paraya çevirebilmesi hukuken mümkünken alacaklı neden bu hisseyi haczedip paraya çevirememektedir? Burada yasa hangi hakkı, nasıl korumaya çalışmıştır? Kanımızca hakkaniyete aykırı bir durum söz konusudur.

Kooperatif üyesi sadece ortaklık payını devredebilecektir. Alacaklının haczedebileceği unsur ise, daha dar bir kavram olan, “ortağın faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktar ile kooperatifin dağılmasında ona düşecek paydır.” Devredilmesi öngörülen ve haczedilmesi gerek haklar birbirinden farklıdır ve bu noktada eşitsizlik söz konusu olmaktadır.
Mevcut durumda haczedilmek istenen kooperatif üyeliği değildir. Üyelik hakkından doğan hak ve alacaklardır. Bu durumda kanımca kooperatifin tasfiye edilmesini beklemeksizin, sadece kooperatif üyeliğinin tasfiyesi mümkün olabilmelidir. Yani ortaklığın tasfiyesinin beklenmesine gerek kalmadan ortağın payının tasfiye edilebilmesi gerekir. Bu çözüm, alacaklının alacağını elde edebilmesi bakımından olumlu bir çözüm olacaktır.

Bu durumda çözüm yolu kanımca TTK m.145/1 çerçevesinde Kooperatifler Kanunu’nda yeni bir düzenleme yapmaktır. Temelde adi ortaklığa ilişkin BK.m.534 hükmüne benzer bir düzenleme getiren TTK.m.145/1’e göre, ortaklıklardan birinin kişisel alacaklısı, bir şirket devam ettiği sürece haklarını, ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholmuşsa tasfiye payından alabilecektir. Dolayısıyla bu düzenleme kapsamında alacaklıya ilke olarak borçlu ortağın payını haczettirip icra yoluyla paraya çevirtme imkanının tanınmadığı söylenebilir .Bunun yerine alacaklı öncelikle ortağa düşen kar payına başvuracak, bu yeterli olmadığı taktirde ortaklığın feshi yoluyla ulaşılacak tasfiye payından alacağını karşılama yoluna gidebilecektir .

TTK.m.522 ve 523’te ise Limited ortaklık paylarının haczi düzenlenmiştir. Her ne kadar bu özel düzenleme kapsamında diğer ortakların onayı alınarak borçlu ortağın payının icra yoluyla paraya çevrilmesine olanak tanınmış ise de alacaklının ilke olarak şirketin feshi sonucu borçlu ortağa düşecek tasfiye bakiyesinden alacağına kavuşturulması imkanı öngörülmüştür.Alacaklı, alacağını borçlunun şahsi mallarından veya şirket bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından karşılayabileceği gibi, borçlunun Limited ortaklıktaki payını da haczettirebilecektir. Ancak bu durumdan faydalanabilmesi için öncelikle şirketin feshini talep edecek ve tasfiye bakiyesinden karşılama yolunda gitmesi gerekecektir. Yani alacaklı, şirket tasfiye edildikten sonra,borçlu ortağa düşecek tasfiye payı belirlendikten sonra alacağını tahsil etme imkanına kavuşacaktır. Bu durumda haczedilen şeyin, ortağın tasfiye payı olduğu ortadadır.

Kooperatiflerde ise, bu düzenlemeye paralel olarak bir düzenleme yapılmalıdır. Lakin limited şirketlerdeki düzenlemeden farklı olarak, alacaklının, kooperatifin tasfiyesini isteme hakkı yerine, esasen devredilebilir nitelikte olan payın, sadece ortağın payının tasfiyesini isteme hakkı verilmesi daha mantıklı olacaktır. Yani alacaklı, kooperatifin tasfiyesini istemeden borçlunun payının haczini talep edebilmeli ve icra yoluyla paraya çevrilebilmesi imkanına sahip olmalıdır. Bu durumda yasa koyucunun koruduğu hukuki menfaat açısından değerlendirme yapıldığında, Kooperatifler Kanunu ile hedeflediği amacın, sarsılmamış olacağı kanaatindeyim.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yapı Kooperatiflerinde Hissenin Haczedilemezliği Sorununa Genel Bir Bakış Ve Çözüm Önerisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Doğanay İğde'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
29-01-2009 - 20:10
(5566 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 4 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 4 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
15512
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 saat 35 dakika 6 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,79 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 18071, Kelime Sayısı : 2250, Boyut : 17,65 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 6 kez indirildi.
* 3 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 965
Yorumlar : 2
Makaleyi çok başarılı bulduğumu ve esasen devir kabiliyeti olan kooperatif ortaklık payının haczedilememesinin hukuki olarak daha fazla tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Esasen devir kabiliyeti o... (...)
Makleniz güzel.metinde bahsettiğiniz Yargıtay kararlarının dairesini,esas ve karar numalarını girmeniz,daha yararlı bir incelemeyi sağlayacaktır, görüşündeyim.Tebrik ediyorum.Av.Necdet YILDIRIM.E-Post... (...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04081011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.