Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Üç Kabahat Üç İzahat

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]


ÜÇ KABAHAT ÜÇ İZAHAT

Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müd.V.

Giriş;

Kabahatler kanunununda yer alan İşgal,Başkalarını rahatsız etme ve Dilencilik kabahatlerini diğer mevzuatlarda yer alan düzenlerle ve yargı kararları ışığında ele alıp inceleyeceğiz.

I-İŞGAL KABAHATİ

Biz bu yazımızda 5326 s. Kabahatler Kanununun (KK) 38. maddesinde düzenlenen “İşgal Kabahati” üzerinde duracağız. Bu inceleme yapılırken, çeşitli düzenlemeler ve bağlı olduğu sonuçları açısından diğer ilgili mevzuat üzerinde durulacaktır.

Anılan maddenin metni şöyledir:

İşgal1
MADDE 38.- (1) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal eden veya buralarda mal satışa arz eden kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.
(2) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar üzerine inşaat malzemesi yığan kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından yüz Türk Lirasından beşyüz Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
(3) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.


Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde,sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal eden veya buralarda mal satışa arz eden kişiye belediye zabıta görevlileri 62,00 YTL idari para cezası verebilir.(md. 38/1)

“Yollar kamunun ortak yararlanmasına terk edilmiş insanların motorlu taşıtların ve hayvanların gelip geçtiği yerlerdir. Bu yer üzerinde herkesin hakkı ve kullanma biçiminde oluşan tasarruf yetkisi vardır. TMK' nun 718. maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Kanunun bu hükmünün dava konusu olaya kıyasen uygulanması gerekir. Buna göre, dava konusu yolun üstündeki hava boşluğu da yoldan sayılmalıdır. Davacının fen bilirkişinin krokisinde gösterildiği gibi yolun adeta tamamını kapsayacak şekilde balkon yapmış olması -yoldan yayaların ve hayvanların, motorlu taşıtların geçişini engelleyecek bir durumun bulunmasa bile- yola tecavüz niteliğindedir. “(Yargıtay 8. HD E. 2007/1180 K. 2007/1522 T. 13.3.2007 )

“ Kamuya ait yerlerde geçici olarak işgal ve kullanımına izin vermek ve bu izinleri kaldırmak belediyenin görevindedir. “(Danıştay 8. D E. 1992/1809 K. 1993/3202 T. 13.10.1993)

Belediye Zabıta Yönetmeliğine göre Belediye Zabıtasının görevleri arasında ,Belediye sınırları içinde bulunan, pazar ve panayır kurulan yerlerin, meydanların, mezat yerlerinin, yol, meydan, pazar, iskele, köprü gibi umuma ait yerlerden bir kısmının herhangi bir maksat için geçici olarak işgaline engel olmak bulunmaktadır.2

Ayrıca 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan eser, icra ve yapımların tespit edildiği kitap, kaset, CD, VCD ve DVD gibi taşıyıcı materyallerin yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışına izin vermemek ve satışına teşebbüs edilen materyalleri toplayarak yetkililere teslim etmek zabıtanın görevidir. 3

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun 81 maddesinde” Bu Kanun kapsamında korunan, yasal olarak çoğaltılmış, bandrollü nüshaların da yol, meydan, pazar, kaldırım, iskele, köprü ve benzeri yerlerde satışı yasaktır. Bu yasağa aykırı hareket edenler, Kabahatler Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılır. “ hükmü yer almaktadır.4

Belediye Zabıtası Umumi yerlerde belediye nizamlarına aykırı olarak seyyar satışta bulunan kimseleri ve başkalarının ticarethane önlerini de kapatacak şekilde yaya kaldırımlarını, izinsiz işgal edenleri men eder5 ve Taşıtların durmak, duraklamak ya da park etmek suretiyle yolları, herkesin gelip geçmesine mahsus yerleri ve yaya kaldırımlarını işgallerini önler.6

Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde,sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlara inşaat malzemesi yığan kişiye belediye zabıta görevlileri 125,00 YTL – 633,00 YTL arasında idari para cezası verebilir.(md. 38/2)

İşlenen kabahatin içeriği,failin kusuru,gerçek veya tüzel kişinin ekonomik durumu göz önünde bulundurularak,verilecek cezanın miktarı takdir edilecek ve bu takdirin gerekçesi idari yaptırım Karar tutanağının “elde edilen deliller” bölümünde belirtilecektir. Özellik en az ceza olan 125,00 YTL den daha yüksek bir para cezası verildiği takdirde bunun gerekçesi yani ağılaştırıcı sebebi belirtilir.

İşgal konusunu düzenleyen 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun7 52.maddesine göre ; “Belediye sınırları içinde bulunan, pazar ve panayır kurulan yerlerin, meydanların, mezat yerlerinin, yol, meydan, pazar, iskele, köprü gibi umuma ait yerlerden bir kısmının herhangi bir maksat için geçici olarak işgali işgal harcına tabidir. İşgal harcı alınabilmesi için işgal edilen yerin umumun istifadesine sunulmuş olması gerekir. (m.52)(Danıştay 9. D E. 1999/1807 K. 2000/3 T. 18.1.2000)

“Denizden dolma yerlerin işgal harcına konu olabilmesi için, 2464 sayılı yasa 52. Maddede sayılan yerlerden olması ve fiilen kamu yararına sunulmuş olması gerekir.”( Danıştay 9. D E. 1991/2038 K. 1992/583 T. 20.2.1992 )

“İşgal edilen yer belediyenin özel mülkü olduğundan, işgal edilen yerin sözü edilen 52. maddede sayılan yol, meydan, pazar, iskele, köprü gibi umuma ait yerlerden olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.”(Danıştay 9. D E. 1994/5377 K. 1995/2537 T. 17.10.1995)

II- BAŞKALARINI RAHATSIZ ETME KABAHATİ

A. Madde metni

Rahatsız etme: Madde 37.- (1) Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi, elli Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır. /(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezası vermeye kolluk veya belediye zabıta görevlileri yetkilidir.” 8

B. Maddenin gerekçesi

Toplumda rahatsız edici ve sorumsuzca davranışta bulunan kişileri engellemek, genel kamu huzurunu ve güvenliğini sağlamak amaçlanmıştır. Gürültü kirliliği de kirlenmenin ve huzuru bozmanın bir başka görünümüdür. Mal veya hizmet satışı sırasında kişilerin taciz edilmesi ve yüksek sesle müşteri daveti gibi uygulamaların önüne geçilmesi amacıyla bu madde konulmuştur.

Umuma açık yerlerde veya işyeri ve konutlara gelmek suretiyle,bu yerlerde bulunan kişilerin herhangi bir talebi olmaksızın meşgul ederek malını satmak için rahatsız eden kişilere (örneğin;seyyar veya sabit sebze meyve satıcıları tencere tava satanlar, simit satanlar vs.)bu ceza verilecektir.

Belediye Zabıta Yönetmeliğinin 10 (c-5) maddesine göre;
5) Cadde, sokak, park ve meydanlarda mevzuata ve sağlık şartlarına aykırı olarak satış yapan seyyar satıcıları men etmek,….zabıtanın görevidir.

Belediye Zabıta Yönetmeliğinin 11 (1) maddesine göre;Zabıta
f) Umumi yol, kaldırım ve meydanlarda izinsiz olarak gazete, dergi ve kitapların yerde teşhir edilerek satışını önler,

C. Başkalarını rahatsız etme kabahatinin unsurları

1. Kabahatin maddî unsuru (hareket),

‘Başkalarını rahatsız etme kabahatinin’ maddî unsuru mal veya hizmet satmak suretiyle başkalarını rahatsız etmektir. Bu da gürültü yapmak, bizzat veya teknik cihazlar aracılığı ile mal satımı ve pazarlamasında bulunma gibi. Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Mesela tüp satanlar, su dağıtanlar vb.leri sesle de cihazla da mal veya hizmet satmaya girişimler böyledir.

2. İştirak yönünden kabahatin durumu

Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi bir tek kişi de olabilir birden çok kişi de olabilir. Bir diğer ifadeyle bu kabahat suçuna iştirak mümkündür. Hatta böyle bir suça bazılarını azmettirmek de mümkündür. O gibi durumlarda azmettiren de asıl şerikler gibi idârî para cezasına çarptırılabilir. Fakat her ne olursa olsun herkesin kendi eylemine terettüp eden ceza ne ise o ayrı ayrı verilir. Mümkündür.

Konuya ilişkin Yargı kararı;

“Sanıkların Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminalinde, mensubu oldukları otobüs firmasına ait biletleri satmak amacıyla çığırtkanlık yapmak şeklinde tezahür eden eyleminde (mülga)TCK'nun 526. maddesinin yasal unsurlarının oluşmadığı, koşulları saptandığında (mülga) TCK'nun 547. maddesi9nin nazara alınabileceği gözetilmelidir. “(YARGITAY 2. CD E. 2002/25583 K. 2003/990 T. 12.3.2003 -YARGITAY 2. CD E. 2002/7582 K. 2002/5853 T. 5.4.2002)


III- DİLENCİLİK KABAHATİ

Türk hukuk sözlüğünde dilencilik terimi genel olarak; hukuki bir yetkisi olmadığı halde ve hiçbir iş emek ve menfaat karşılığı olmaksızın başkalarından para veya başkaca maddi yardım istemektir şeklinde tanımlanmaktadır.10
Dilencilikle mücadelenin tarihi oldukça eskidir. 11

Hukuki belgeleri incelediğimizde “5 Ekim 1877 tarihli “Vilayat Belediye Kanunu”nda,çalışamayacak durumda olan dilencilerin geçimlerinin başka türlü temin edilmesi konusunda belediyeleri görevlendiren bir düzenlemenin olduğunu görüyoruz.Bu doğrultuda İstanbul’da dilenciliğin yasaklanması ve çalışamayacak durumda olan kimsesizlerin bakımını üstelenmesi için Darülaceze’nin inşası kararlaştırılmış12 ve 1896 yılında hizmete açılmıştır.Darülacezenin13 açılışıyla birlikte “Teseülün Men’ine Dair Nizamname”(Dilenciliğin yasaklanmasına dair Yönetmelik)14de yürürlüğe girmiş ve dilenci toplama,şehir dışına atma veya zorla Darülacezeye kapatma gibi uygulamalarla dilencilikle mücadele edilmiştir.”15 Mülga 1580 sayılı Belediye kanunu 15/ 17 maddesinde “ Dilencileri dilenmekten menedecek tedbirler almak” belediyenin görevleri arasında sayılmıştır.

765 sayılı (Mülga)Türk Ceza Kanununun 544.maddesinde “ Her kim, çalışmaya muktedir olduğu halde dilencilik ederken tutulursa bir haftadan bir aya kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılır.” şeklinde kabahat nevinden suç olarak düzenlenmiş ve hapis cezası öngörülmüş iken kabahatler kanununun 33.maddesi ile idari para cezası verilmesi gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmiştir.16

İnceleme konumuz olan madde metni şöyledir;

Dilencilik
MADDE 33.- (1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire elkonularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idari para cezasına ve elkoymaya kolluk veya belediye zabıta görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülki amir veya belediye encümeni karar verir.

Dilencilik talep etmekle oluşur. Ancak, bu sözlü istekten başka, kavramın geniş yorumlanarak, el ve mendil açmak gibi eylemlerle isteğin açıklanmış sayılması gerekir.Dilencilik yapan kişinin iş bulamamış olmasının da mazeret sayılmaz ve dilenciliğin devamlı bir geçim vasıtası haline getirilmesinin şart değildir.Dilenirken kendisini acındırarak, karşı tarafın merhamet ve dini duygularını istismar etmek sureti ile para veya maddi bir değerinde söz konusu olabilir.17

Dilencilik yapan kişiye idari para cezasını polis veya belediye zabıta görevlileri verir. Ancak Ankara Ticaret Odası (ATO) nun hazırladığı “Dilenen Türkiye Dosyası” nda belirtiliği üzere “araç-gereç, personel açısından yetersiz olan zabıtanın dilencilikle mücadelesi başarılı olamıyor. 18Çoğu kez dilencilerin nüfus kağıdı olmadığı için kimlik tespiti bile yapılamıyor. “

Dilencilik yapan kişinin üzerinden çıkan para veya maddi değeri olan eşyaların mülkiyetin kamuya geçirilmesine işlemi polis yapmış ise mülki amir (vali/kaymakam) eğer işlemi yapan belediye zabıta personeli ise belediye encümeni karar verecektir. Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşmeden işleme konulamayacağından (m.18/8) kesinleşinceye kadar eşyaya elkonulabileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da bırakılabilir.(m.18/3) Eşyanın mülkiyeti, kararı belediye encümeni vermiş ise belediyeye ,kararı mülki amir vermiş ise devlete geçer.(m.18/4) Kişiye idari para cezası vermeden sadece gelirin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilir.(m.18/5) Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir. (m.18/7)Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl içinde yerine getirilmezse tahsil zamanaşımına uğramış olur.(m.21/3)

Ankara Ticaret Odası (ATO) nun hazırladığı “Dilenen Türkiye Dosyası” na göre ; “dilenmenin ABC’sinde el açma, çeşitli hastalıklar ile ilgili raporla gezme, sağır-dilsiz tabelası taşıma gibi yöntemler bulunuyor. Dilenilen kişinin, yaşı, dış görünümü, cinsiyeti göz önünde bulundurularak dilenme taktikleri uygulanıyor.

Allah rızası için bu fakire bir sadaka”, “Allah işini rast getirsin”, “Allah sevdiğine kavuştursun”, “Allah evladını sana bağışlasın”, “Allah günahlarını affetsin” vs. gibi dilenme cümleleri önemli bir yer tutuyor. Ama, dua adına ne dilenirse dilensin, her cümlenin başına mutlaka bir “Allah” konduruluyor.

Çocuk, dilencilikte en çok getiri sağlayan bir obje olarak sıklıkla kullanılıyor. Çok küçük yaşta, üstü başı yırtık, kirli pasaklı çocuklar vitrine konularak, halkın acıma duygusu kaşınıyor.

Bazen saçları kazıtılan bir çocuğa, maske takıp, pijama, terlik giydiriliyor ve uydurma bir raporla, sanki lösemi hastasıymış gibi gösteriliyor, bazen kalabalık yerlerde sara hastası gibi krize giriliyor. Ama her iki yöntemde de kurbanlar sahte ilaç reçeteleri ile kandırılıyor.

Rapora göre kalabalık kavşaklarda araba camı silmek, kalem, kağıt mendil, yara bandı gibi şeyler satmak, dilenciliğin bir başka türü. Diğerlerinden farkı ise (dilenmiyorum, çalışıyorum) imajı vermek. Buna karşılık vatandaşlar, aldıkları bu nesnelere, değerinden kat kat fazla para ödüyor ama karşılığında küçük de olsa bir mal ya da hizmet aldığı için içi rahat ediyor.”19 Ancak en doğrusu çocukların geleceğini karartmamak için lütfen sokak çocuklarından bir şey satın almayalım.

DİPNOTLAR ;

1 İşgal sözlük anlamı;yerleşme,bir yeri tutma (ŞAFAK.Ali,Hukuk Sözlüğü ,Selim kitapevi s.231)
2 Belediye Zabıta Yönetmeliği m.10 (a-15)
3 Belediye Zabıta Yönetmeliği m.10 (a-21) ve m.11/g
4 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu (Ek fıkra: 5101 - 3.3.2004 / m.3) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan eser, icra ve yapımların tespit edildiği kitap, kaset, CD, VCD ve DVD gibi taşıyıcı materyallerin bu yerlerde satışına izin verilmez.(m.52/son)
5 Belediye Zabıta Yönetmeliği m.11 (1-d)
6 Belediye Zabıta Yönetmeliği m.11 (1-e)
7 Resmi Gazete: 29 Mayıs 1981 - Sayı: 17354
8Bu türlü davranışlar belediye sınırları dahilinde genelde belediye zabıtasını ilgilendirirse de belediye zabıtasının olmadığı yerler ile kırsal kesimde ve köylerde, polis, jandarma ve köy bekçilerini ilgilendiren bir durum olduğundan onlar da idârî para cezası kesebilecektir.
9 Mülga TCK, MADDE 547 - Her kim, itidal ve muvazene haricinde veya çirkin ve ayıp görünen sair herhangi bir hal ile başkasını alenen incitir veya huzur ve rahatını ihlâl ederse on beş güne kadar hafif hapse veya otuz liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahkûm olur.
10 http://tr.wikipedia.org/wiki/Dilencilik
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir ilke imza atarak düzenleyeceği Ulusal Dilencilik Sempozyumu'na Türkiye'nin dört bir yanından elinde bilgi ve belgesi olanlar davet edildi. 18-19 Ekim 2008'de gerçekleştirilecek sempozyuma gerekli görülürse işin 'uzmanı' olan dilenciler de konuşmacı olacak.” Sempozyumla ilgili geniş bilgi için bkz.: (http://www.ibb.gov.tr/sites/dilencil...nts/index.html)
11 Serserilik ve Dilencilik (Önemini kaybeden suçlar, devam eden mücadele) http://www.egm.gov.tr/egitim/dergi/e...ervis_Kara.htm
12 Darülaceze Nizamnamesine göre amacı : “İstanbul da doğmuş ve yerleşmiş olup ta malül, iş göremez durumda olan geçinmesini temin edecek miktarda mala malik olmamakla beraber kazanabilme imkanlarından da aciz olduğu halde İstanbul da veya taşrada kanunen kendisine bakacak kudrette ve mükellefiyette bulunmayanlar ve sokakta bulunmuş olanlara” hizmet etmektedir. (madde 12)
http://www.darulaceze.gov.tr/bpi.asp?caid=234&cid=47
13 Halen TBMM gündeminde yer alan Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarı ile “ 15.10.1340 (1924) tarihinde alınan Bakanlar Kurulu Kararıyla istanbul Belediyesine devredilen Darülaceze 8.3.1999 tarihine kadar hizmetlerine bu Kurum bünyesinde devam etmiş, Danıştayın 16.10.1998 tarihli ve Esas No 1998/284, Karar No 1998/361 sayılı Kararı üzerine içişleri Bakanlığına bağlanmıştır. Kurum bu tarihten itibaren doğrudan içişleri Bakanlığına bağlı olarak hizmetlerini sürdürmektedir.
Sosyal hizmetin daha çok yerel bir hizmet olması nedeniyle bu Kanun tasarısı ile Darülaceze Müessesesi İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı genel müdürlük şeklinde teşkilatlandırılıyor. “
14 Teseülün Men’ine Dair Nizamname (Dilenciliğin yasaklanmasına dair Yönetmelik) bazı maddeleri;
1. Hiçbir vâsıta-i mâişeti [geçim vasıtası] bulunmadığı ve çalışmaya kudreti olduğu halde, lâ akan [en az] iki aydan beri bir guşa kamu kese [hiçbir şekilde çalışmayan] veya sanatla meşgul olmayan ve bu müddet zarfında is bulmak için tesebbüsâti lâzimede [gerekli girişimlerde] bulunduğunu dahi ispat edemeyip, şurada burada dolasan kimselere serseri ıtlak olunur (söylenir]. çalışmaya muktedir iken tes'eli [dilenmeyi] vesilem mâişet [geçim yolu] ittihaz edenler dahi serseri addolunur.
2. zabıtaca icra kılınacak tahkikat [araştırma] üzerine serseri olduğu anlaşıldıktan sonra derdest olunan eşhas [gözaltına alınan şahıs] 24 saat zarfında tahkikat evrakıyla birlikte müddet umumiliğe [savcılığa] teslim olunacaklardır.
4. Muhakeme ile serseriliği sabit olan şahsin umura nâfıa [faydalı islerde] veya belediye veyahut müessesti umumiyetin [kamu kurulusu] birinde iki maçtan [ay] dört maça kadar istihdamına [vazifelendirilmesine] ve bu suretin icrasına lede'l iptidam imkansızlığı görüldüğü takdirde memleketine veya is bulması mümkün olan bir mahalli münasibe [uygun bir yere] sevk ve izamına [gönderilmesine] birlikte karar verilecektir. İşbu karar kâbili istinaf ve temyiz olmayıp [yeniden mahkeme olmaksızın] derhal icra olunacaktır. (http://www.bydigi.net/genel-kultur/1...anbeyleri.html)
15 Ayşe BUĞRA,”Devletçi dönemde yoksulluğa bakış ve sosyal politika:”Zenginlerimiz nerede?” http://www.obarsiv.com/guncel_vct_2004_ayseb2.htmtl
16 5237 sayılı TÜRK CEZA KANUNU
Dilencilik
MADDE 229 - (1) Çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımları ya da eş tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
GEREKÇE:
Çocukları, fiziksel veya zihinsel engellileri dilencilikte araç olarak kullanmak suretiyle başkalarının diğerkamlık ve acıma duyguları istismar edilmekte ve haksız kazançlar elde edilebilmektedir. Bu durumun kişilerdeki kimsesizlere, yoksullara yardım etme yönündeki hasletlerin zayıflamasına yol açtığı, bilinen bir gerçektir. Bu düşüncelerle, Çocukların, fiziksel veya zihinsel engellilerin dilencilikte araç olarak kullanılması, suç olarak tanımlanmıştır.
17 Metin ÇINAR & M.Esat TOPCUOĞLU,” Dilencilik ve Polis” http://www.caginpolisi.com.tr/17/19.htm
18 Hüseyin Akın,” Dilen benden ne dilenirsen “ başlıklı yazısında;
Bir ülke düşünün ki orada insanlar elleriyle değil, dilleriyle para kazanmaya alışmışlar; tembellik o ülkede iktidar olmuş demektir. Dile emek verip ehli dil olanlar üzerlerine alınmasınlar; ama sokaklar dil dökerek geçimini sağlayan yılgın ve yorgun insanlarla dolu.
Osmanlı’da neden dilencilik ve dilenme kültürü kök salmamıştır iyi anlamak lazım. 1750’li yıllarda Osmanlı devletini gezen Avukat Guer, Moeurs et usages des Turcs isimli bir eser yazmıştır. Guer bu seyahatnamenin söyledikleri dilenme kültürünü besleyen kaynakları da anlamamıza yardımcı oluyor: "Kimi Müslümanlar hapishaneleri ziyaret edip borç için yatan mahpusları kurtarır. Kimisi ihtiyaçlarını ifşa etmekten utanan fakirlere dağıtılmak üzere cami imamlarına para bırakır, kimisi ölmüşlerin ruhlarına Kur’an-ı Kerim okunmak üzere vakıf tesis eder. Kimisi ise cenazeyi yıkayıp defnettikten sonra mezarının üstünde fukaraya yiyecek dağıtır ve bu suretle sağları ölüleri Kur’an-ı Kerim okuyarak âhiret işkenceleriyle kabir azabının dehşetinden kurtarmaya davet eder. Fakirler bile birbirine fi-sebilillâh yardım ederler. İşte bu yüzden Osmanlı’da dilencilere pek sık rastlanmaz.”(http://www.buulke.com/yazidetay.php?Yazi_id=63&yazar=37)
19 http://www.atonet.org.tr/turkce/bult....php3?sira=248
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Üç Kabahat Üç İzahat" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
30-06-2008 - 12:57
(5780 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (50%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (50%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
14806
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 11 saat 22 dakika 54 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,56 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 21440, Kelime Sayısı : 2757, Boyut : 20,94 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* 3 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 858
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,08187008 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.