Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Mülki İdare Amiri Ve Belediye Meclisi

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

Mülki İdare Amiri ve Belediye Meclisi

Av.M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Belediyesi Hukuk İşleri Müd.V.


Belediye,mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan,idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. Yerel yönetimlerin özerk bir yapıda olması, yani kendi kararlarını kendilerinin alma hakkı bulunması, yerel yönetimlerin en önemli özellikleri arasında yer almaktadır.

Yerel yönetimlerin kendileri dışında yer alan başka idari kuruluşlar tarafından denetlenmesi, “vesayet denetimi”dir. Yerel yönetimlerin denetlenmesi elbette gereklidir. Fakat önemli olan bu denetimin kapsamı ve yöntemidir. Bu denetimlerin hukuka uygunluk yönünden olması gereklidir. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda belirtildiği gibi denetimlerin, bu denetimler ile korunmak istenen yararlarla orantılı olması gerekir.

Anayasamızın 127.maddesinin 5.fıkrasında idarî vesayetin ne olduğu değil amacı ve kanuni niteliği vurgulanmıştır.
“Anayasanın 127 nci maddesinin birinci fıkrasında, mahalli idarelerin mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere oluşturulan kamu tüzelkişileri olduğu, ikinci fıkrasında, kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenleneceği; beşinci fıkrasında ise, merkezi idarenin, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahip olduğu belirtilmiştir.Maddede belirtilen yerinden yönetim ilkesi yerel yönetimlerin özerkliğini vurgulamakta, “mahalli müşterek ihtiyaç kavramı” da herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayan kişi, aile, zümre ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan eylemli durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve güncelleştirdiği, özünde yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak ihtiyaç ve beklentileri ifade etmektedir. (Anayasa Mahkemesinin 26.06.2002 gün ve E.2001/377, K.2002/59 sayılı kararı)

Anayasamıza göre “mahalli müşterek ihtiyaçlar’ yerel yönetimlerce karşılanır ve yerel yönetimler, özerk kuruluşlar olup merkezi yönetimin hiyerarşik denetimi dışında faaliyetlerini sürdürürler. “(Anayasa Mahkemesinin 8.12.2004 gün ve E: 2004/61 K: 2004/123 sayılı kararı-Resmi Gazete 26 Ekim 2005 -Sayı: 25978 ) “Belediyeler merkezi idarenin hiyerarşisine tabi olmadığı gibi yasalarda belirtilen haller dışında merkezi idarenin vesayeti altında da bulunmadığından kamu hizmeti alanında aldığı kararları merkezi idarenin müdahalesi olmadan yerine getirmek olanağına sahiptirler. “(Danıştay 6. Daire E. 1977/1376 K. 1979/619 T. 19.2.1979)

Bu çalışmamızda sadece 5393 sayılı Belediye Kanunun mülki idare amirinin yani Vali veya Kaymakamın belediye meclisi üzerindeki yetkilerini ve birlikte işlem yapmalarını düzenleyen kanun maddeleri ele alınıp incelenmiştir.(Maddeler konuya uygun olarak kısaltılmış veya sadece ilgili kısımlara yer verilmiştir.)
Bu çalışmanın amacı, mülki idare amiri -Belediye Meclisi ilişkilerine açıklık getirerek başta belediye meclis üyeleri olmak üzere ilgililere yardımcı olmaktır.

Sınırların kesinleşmesi
MADDE 6.-Belediye sınırları, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile kesinleşir.
Kesinleşen sınırlar, valilikçe yerinde uygulanmak suretiyle taraflara gösterilir ve durum bir tutanakla belirlenir. Kesinleşen sınır kararları ile dayanağı olan belgelerin birer örneği; belediyesine, mahalli tapu dairesine, il özel idaresine ve o yerin mülki idare amirine gönderilir.
Kesinleşen sınırlar zorunlu nedenler olmadıkça beş yıl süre ile değiştirilemez.

AÇIKLAMA:Yeni kurulan belediyelerin sınırlarının tespiti belediye kanunun 5.maddesine göre belediyenin kuruluşunu izleyen 6 ay içinde yapılmalıdır. 5393 sayılı yasanın 6.maddesine göre tüm belediyelerin sınırlarının kesinleşme usulü tek bir biçimde belirlenmiştir. Oysa 1580 sayılı yasada iki farklı uygulama söz konusu idi.

Sınır uyuşmazlıklarının çözümü
MADDE 7.- Bir il dahilindeki beldeler veya köyler arasında sınır uyuşmazlığı çıkması halinde ilgili belediye meclisi ve köy ihtiyar meclisi ile kaymakamın görüşleri otuz gün süre verilerek istenir. Vali, bu görüşleri değerlendirerek sınır uyuşmazlığını karara bağlar. Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçe ve ilk kademe belediyelerinin sınır değişikliklerinde büyükşehir belediye meclisinin de görüşü alınır.

AÇIKLAMA:1580 sayılı yasada il ve ilçe içerisinde uyuşmazlık çıkma durumuna göre farklı usuller düzenlenmiş iken 5393 sayılı yasanın 7.maddesi ile il veya ilçe ayırımı yapılmaksızın bir ildeki belediyeler veya köyler arasındaki sınır uyuşmazlıkları için tek bir usul belirlenmiştir.Halkın görüşüne başvurulması-referandum yoluyla- yönteminin düzenlenmemiş olması bizce bir eksikliktir.

Birleşme ve katılma
MADDE 8.- Bir belde veya köyün veya bunların bazı kısımlarının meskun sahasının, komşu bir beldenin meskun sahası ile birleşmesi veya bu sahalar arasındaki mesafenin 5.000 metrenin altına düşmesi ve buralarda oturan seçmenlerin yarısından bir fazlasının komşu beldeye katılmak için başvurması halinde, katılınacak belde sakinlerinin oylarına başvurulmaksızın, katılmak isteyen köy veya belde veya bunların kısımlarında başvuruya ilişkin oylama yapılır. Oylama sonucunun olumlu olması halinde başvuruya ait evrak, valilik tarafından katılınacak belediyeye gönderilir. Belediye meclisi evrakın gelişinden itibaren otuz gün içinde başvuru hakkındaki kararını verir. Belediye meclisinin uygun görmesi halinde katılım gerçekleşir. Büyükşehirlerde birleşme ve katılma işlemleri, katılınacak ilçe veya ilk kademe belediye meclisinin görüşü üzerine, büyükşehir belediye meclisinde karara bağlanır. Katılma sonrası oluşacak yeni sınır hakkında, 6 ncı maddeye göre işlem yapılır ve sonuç İçişleri Bakanlığına bildirilir.

AÇIKLAMA:Seçmenler ayrı ayrı dilekçelerle başvurabilecekleri gibi bir dilekçenin altına topluca ad ve soyadı yazılarak imzalayabilirler.(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 28.04.2006 tarih ve 57722 sayılı görüşü)
“halkoylaması sonucunda oylamaya katılan seçmenlerin yarıdan bir fazlasının olumlu oy kullanması gerekir.(İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin 15.12.2005 tarih ve 4798 sayılı görüşü)

“5393 sayılı Belediye Kanununun 8 inci maddesi uyarınca tamamlanan katılmalar sonrasında oluşan yeni sınırlarla ilgili il ve ilçe sınırlarının değiştirilmesini gerektirecek bir durum olmadığı müddetçe sınır uyuşmazlıklarının çözümünün aynı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasına göre çözümlenmesi gerekmekte olup, oluşan yeni sınır ile ilgili olarak ilgililerin yasal yollara başvurmak suretiyle itiraz hakları bulunmaktadır.(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 21/ 07/2006 tarih ve 54641 sayılı görüşü)

“5393 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile aynı Kanunun 8 inci maddesi gereğince yapılan birleşme ve katılmalarla ilgili özel bir düzenleme yapıldığı, 8 inci madde gereğince bir belediyeye katılan köylerin tüzel kişiliğinin yapılacak ilk mahalli idareler genel seçimlerine kadar devam edeceği ve bu köylerin muhtarlarının bu seçimlere kadar görevlerini sürdürecekleri, 2972 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde köy veya mahalle muhtarlığının herhangi bir sebeple boşalmasından bahsedildiği, 5393 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre bir belediyeye bağlanan köylerin muhtarlıklarında herhangi bir boşalmadan söz edilemeyeceği, bu köylerin durumlarının 2972 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği düşünülmektedir.(Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 21/ 07/2006 tarih ve 54642 sayılı görüşü)

“5393 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca belediye sınırları içine alınan bir köyün tüzel kişiliği aynı Kanunun “Kararların uygulanması ve nüfus” başlıklı 12 nci maddesi uyarınca ilk mahalli idareler seçimlerine kadar devam edeceğinden ilçe seçim kuruluna bu köyde mahalle muhtarlığı seçimi yapılması hususunda bildirimde bulunulamayacağı,

Bir köyün belediye sınırları içine katılmasının mezkur Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belediye meclisinin uygun gördüğü tarihte gerçekleşeceği, 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca katılımın kesinleşme tarihini takip eden yılın Ocak ayının birinci gününden itibaren yürürlüğe gireceği, 12 nci maddenin ikinci fıkrasının belediye sınırlarına katılan köyün tüzel kişiliğinin sona ereceği tarih ile ilgili olduğu,

Köyün tüzel kişiliğinin yapılacak ilk mahalli idareler seçimlerine kadar devam edecek olmasının, köyün personel, alacak, borç, taşınır, taşınmaz mallarının ve köye ait belgelerin katılımın kesinleştiği tarihten itibaren köy tüzel kişiliği ile belediye tüzel kişiliği arasında yapılacak bir protokol ile devir teslimine engel olmadığı,

Belediyenin imar hizmetleri dahil diğer belediye hizmetlerini köye götürmesinin mümkün olduğu, Köyün tüzel kişiliğinin devamı süresince söz konusu köyün 5393 sayılı Kanunun “Mahalle ve yönetimi” başlıklı 9 uncu maddesi kapsamında düşünülemeyeceği değerlendirilmektedir.”( Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 28/07/2006 tarih ve 54696 sayılı görüşü)

Mahalle ve yönetimi
MADDE 9.- ….Belediye sınırları içinde mahalle kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi, bölünmesi, adlarıyla sınırlarının tespiti ve değiştirilmesi, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile olur.

Belde adının değiştirilmesi
MADDE 10.- Bir beldenin adı, belediye meclisi üye tam sayısının en az dörtte üç çoğunluğunun kararı ve valinin görüşü üzerine İçişleri Bakanlığının onayı ile değiştirilir. Bu karar Resmi Gazetede yayımlanır. Beldenin adının değişmesi ile belediyenin adı da değişmiş sayılır.

AÇIKLAMA:1580 sayılı yasanın 9.maddesinde,bir beldenin adının değiştirilmesi;belediye meclisinin ve il idare kurulunun kararı üzerine Danıştay’ın görüşü alındıktan sonra Bakanlar kurulu’nun onayı ile yapılacağı düzenlenmişti.Ancak Belde adının değişmesi halinde belediyenin adının değişeceği hükmü 1580 sayılı yasada yoktu,bu yeni düzenleme daha uygun olmuştur.

Meclis kararlarının kesinleşmesi1
MADDE 23- Kararlar kesinleştiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine gönderilir. Mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez.
Mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idari yargıya başvurabilir.

AÇIKLAMA: 5393 sayılı Kanuna istinaden yayımlanan Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğinin “Meclis kararlarının yürürlüğe girmesi” başlıklı 18 inci maddesinde; “Meclisin almış olduğu kararların tam metni, kararın kesinleştiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde belediye başkanı tarafından il merkezi belediyeler ile merkez ilçeye bağlı olan belediyelerde valiye, ilçe merkezi ve ilçeye bağlı belediyelerde kaymakama gönderilir ve uygun araçlarla halka duyurulur. Vali veya kaymakama gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez.
Meclis kararları iki suret olarak mülki idare amirliğine gönderilir. Büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyelerinin imar ve bütçe dışında kalan meclis kararları Büyükşehir belediye başkanına gönderilir.

Valilik, kaymakamlık ve Büyükşehir belediye başkanlığınca, teslim alınan kararın son sayfasına, karar tarihi, teslim alındığı tarih ve kayıt numarası yazıldıktan sonra kararın bir sureti belediyeye iade edilir. Bu şekilde kayıtları tamamlanan karar teslim alan makam tarafından dosyasında saklanır. Bu kararları kaydetmek üzere ilgili idareler tarafından bir defter tutulur.” Denilmiştir.
Buna göre mülki idare amirliğine teslim edildiği tarihte karar yürürlük kazanmış olur. Kararın yürürlüğe giriş tarihinin bilinmesi için mülkî idare amirine teslim tarihinin Yönetmelikte açıklandığı üzere belgelendirilmesi gerekir.
Kanunun yukarıda belirtilen açık hükmü uyarınca mülkî idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez, bu kararlara istinaden işlem tesis edilemez.

İçişleri Bakanlığının 5272 sayılı Belediye Kanununun uygulanması ile ilgili 31.12.2004 tarih ve B050MAH0650002/ 82216 (50-51)-04 2004/160 sayılı Genelgesinin "Meclis kararlarının kesinleşmesi" başlıklı bölümünde de; Mülki idare amirlerinin, kendilerine gönderilen bu kararları; tarihi, sayısı, konusu ve ne şekilde kesinleştiğini (yeniden görüşülmesinin istenip istenmediği) belirtir şekilde teslim alacakları, kararların tesliminde ilgili zimmet defterinin teslim alan tarafından imzalanacağı, teslim alınan kararların, sayfa sayısı mülki idare amiri tarafından onaylanmış bir deftere kaydedileceği, Valilik ve kaymakamlıklar tarafından kullanılacak meclis kararları kayıt ve teslim alma defteri örneğinin Genelgeye eklendiği açıklanmıştır.

Bu açıklamalardan; meclis kararlarının tesliminde biri; kararın mülki idare emirliğine teslim edildiğini belgelendirmek üzere belediyeler tarafından tutulacak ve karar tesliminde kararı teslim alan ilgili memura imzalatılacak Zimmet Defteri, diğeri de örneği genelge ekinde belirtilen ve milki idare amirlikleri tarafından tutulacak Meclis Kararları Kayıt ve Teslim Alma Defteri olmak üzere iki defter tutulması gerektiği anlaşılmaktadır.

Maddede geçen “uygun araçlar” deyiminden; belediye ilân tahtası, belediye hoparlörü, mahalli gazeteler, Internet vb. araçları anlamak gerekir. Bu araçların tamamı bir arada kullanılabileceği gibi imkanlar ölçüsünde bir veya bir kaçı da kullanılabilir. Önemli olan meclis kararlarının etkin, hızlı ve yaygın bir şekilde halka duyurulmasıdır. Örneğin yerel gazete ve Internet yoluyla ilanın mümkün olduğu bir ortamda meclis karar özetlerinin bir günlüğüne belediye ilan tahtasına asılıp indirilmesini yeterli kabul etmek mümkün değildir. Internet yoluyla meclis kararlarının sürekli olarak halkın bilgisine ve istifadesine sunulması da imkan dahilindedir.

Mülki idare Amirinin idari yargıya başvurma süresine ilişkin bir hüküm olmadığından 60 gün içinde idari yargıda iptal davası açabilir.Mülki idare amirinin yürütmenin durdurulması talebi ile iptal davası açması daha uygun olacaktır.Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartının 8.maddesine uygun olarak sadece idari yargıya başvurma yetkisi tanınmıştır. Kanunda “hukuka aykırı gördüğü “ ifadesinden vali veya kaymakam ancak mevzuata aykırı olan meclis kararlarının iptali için dava açabilir.Bu durumda kanaatimce mülki idare amiri kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal davası açamaz.
Kesinleşen Meclis kararlarının mülki idari amire, 7 gün geçtikten sonra gönderilmesi durumunda sadece meclis kararının yürürlüğe girmesi geciktirilmiş olur. Meclis kararının mülkü idari amire geç gönderilmesi Hukuki sonuçlar doğuracaksa ilgililer hakkında gerekli kanuni işlem yapılır.

Konu ile ilgili İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün vermiş olduğu iki hukuki görüş şu şekildedir:
Hatay Valiliğinin Hukuki görüş talebi üzerine İçişleri Bakanlığının. 30. 06. 2005 tarih ve 81642 sayılı yazısı ile verilen hukuki görüşte, 7 günden sonra valiliğe gönderilen meclis kararlarının da kayıt ve teslim alınması gerektiği bildirilmiştir.

İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün Kayseri Valiliğinin İlgi.18.05.2007 tarih ve 523 sayılı yazısına, B050MAH006001521.2007.38.10 sayı ile vermiş olduğu hukuki görüş:
“…5393 sayılı Kanununun 23 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kesinleşen belediye meclis kararlarının, aynı maddenin dördüncü fıkrası uyarınca kesinleştiği tarihten itibaren en geç 7 gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine gönderileceği, 7 gün geçtikten sonra mülki idare amirine gönderilen kararların mer’iyetinin mülki amirince kabulünden sonra gerçekleşmiş olacağı, süresi içinde gönderilmeyen kararlarla ilgili olarak ilgili kişilerin sorumlu olacağı değerlendirilmektedir. “2

Meclisin bilgi edinme ve denetim yolları
MADDE 26- Belediye başkanınca meclise sunulan bir önceki yıla ait faaliyet raporundaki 3açıklamalar, meclis üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğuyla yeterli görülmezse, yetersizlik kararıyla görüşmeleri kapsayan tutanak, meclis başkan vekili tarafından mahallin mülki idare amirine gönderilir.
Vali, dosyayı gerekçeli görüşüyle birlikte Danıştay’a gönderir.
Yetersizlik kararı, Danıştayca uygun görüldüğü takdirde belediye başkanı, başkanlıktan düşer.
Meclis üye tam sayısının en az üçte biri oranındaki üyenin imzasıyla belediye başkanı hakkında gensoru önergesi verilebilir. Gensoru önergesi, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyu ile gündeme alınır ve üç tam gün geçmedikçe görüşülemez.
Gensoru önergesinin karara bağlanmasında dördüncü fıkraya göre işlem yapılır.

AÇIKLAMA:1580 sayılı yasanın 76.maddesinde üçte iki idi.Buna göre dörtte üç oranı ile belediye başkanın düşürülmesi zorlaştırılmıştır.Gensorunun kabul edilmesi içinde meclis üye tam sayısının dörtte üç çoğunluğu ile kabul etmesi gerekir.1580 sayılı yasanın 61.maddesinde sadece bir meclis üyesi gensoru verme hakkına sahip iken 5393 sayılı yasa ile üçte bir sayıda meclis üyesi bir araya gelerek gensoru teklifi verebilecektir.Faaliyet raporunun sadece nisan ayı toplantısına sunulacağı belirtildiğinden diğer aylarda belediye başkanından faaliyet raporunu sunması talep edilemeyecektir.Belediye Başkanı eğer meclise faaliyet raporu sunmaz ise yetersiz kararı verilebilir. Bu konuyla ilgili Danıştay’ın görüşünü “Ayrıca, hiç çalışma raporu hazırlamayan ve Meclisin toplantı dönemi başında raporunu Meclise sunmayan Belediye Başkanı hakkında öncelikle düşürülme nedeni olacağı Danıştay 2. Dairesinin 16.07.1974 gün ve E:1974/3334, K:1974/1876 sayılı kararı ile ortaya koymuştur.”

Belediye meclisin yetersizlik kararı,meclis başkan vekili tarafından ilçe ve ilçeye bağlı belediyelerde kaymakamlığa,il ve ile bağlı belediyelerde valiliğe gönderilir.Valinin veya kaymakamın görüşü ne kadar ayrıntılı ve detaylı olursa o kadar Danıştay’ın işini kolaylaştırır.Eğer Valinin görüşü dosyada yoksa Danıştay bir ara kararla bu eksikliğin giderilmesini validen isteyebilir.Danıştay 8.Dairesi Belediye Başkanın savunmasını yapması için 15 gün süre verir.Danıştay evrak üzerinden duruşma yapmadan karar vermektedir. Belediye Başkanın düşürülmesine karar verilmesi halinde belediye başkanı bu karara karşı 15 gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri genel Kuruluna itiraz edebilir. İtirazı en geç 1 ay içinde kesin olarak karara bağlar.

Meclis üyeliğinin sona ermesi
MADDE 29.- (…)
Belediye meclisi üyeliğine seçilme yeterliğinin kaybedilmesi durumunda, valinin bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin düşmesine karar verilir.
Belediye başkanlığının boşalması halinde yapılacak işlemler

MADDE 45.-(…..)
Belediye başkanı veya başkan vekili seçilinceye kadar belediye başkanlığı görevi, meclis birinci başkan vekili, bulunmaması durumunda ikinci başkan vekili, onun da bulunmaması durumunda vali tarafından görevlendirilecek bir kamu görevlisi tarafından yürütülür.

Belediye başkanı görevlendirilmesi
MADDE 46.- Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması ve yeni belediye başkanı veya başkan vekili seçiminin yapılamaması durumunda, seçim yapılıncaya kadar belediye başkanlığına büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde vali tarafından görevlendirme yapılır. Görevlendirilecek kişinin belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması şarttır.

AÇIKLAMA:Belediye Başkanı ile birlikte belediye meclis üyelerinin tamamının görevden uzaklaştırılması halinde 45.maddeye göre başkan vekili seçimi yapılamayacağından 46.maddeye göre belediye başkanlığına Büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı,diğer belediyelerde (ilçe,ilk kademe ve belde belediyelerinde) vali tarafından görevlendirme yapılır.

“Asıl olan halkın oyuyla, seçimle gelen bu kişilerin, belirli dönem içinde görevlerini yerine getirebilmeleridir.
Haklarında açılan her soruşturma veya kovuşturma nedeniyle geçici olarak görevden uzaklaştırılmaları halinde kamu hizmetinin sağlıklı biçimde yerine getirilmesi mümkün olamaz. Diğer taraftan, geçici olarak görevden uzaklaştırılan bu kişiler, soruşturma, kovuşturma ve yargılamadaki gecikmeler nedeniyle asli olan bu görevlerinden sürekli olarak uzaklaştırılmış olurlar.
Belediye başkanı hakkındaki savlamı önemi, ciddiyeti ve ağırlığı ile soruşturma ve kovuşturmanın sağlıklı bir şekilde incelenip sonuçlandırılabilmesi için görevde kalmalarının sakıncalı olması halinde ilgililer hakkında bu türlü önlem kararı alınması mümkündür. “(Danıştay 8. D. E. 1987/414 K. 1987/370 T. 23.9.1987-Danıştay 8.D. E.1990/1615 K.1991/1020 T.27.05.1991)”

Ad verme, tanıtıcı amblem ve flama kullanımı4
MADDE 81.- Cadde, sokak, meydan, park5, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülki idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer.

Sadece bu madde de belediye meclisi kararının onaya tabi olduğu belirtilmiştir.Yeni ad verme ve mevcut adı değiştirmeye dair kararlar mülki idare amirinin onayı olmadan yürürlüğe girmez.Bir parka,meydana veya caddeye heykel,anıt dikilmesine ilişkin meclis kararları 81.madde kapsamına girmediğinden mülki idare amirinin onayı aranmaz.

dipnotlar:

1 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Meclis kararlarının kesinleşmesi
MADDE 14.- ….Mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine on gün içinde idari yargı mercilerine başvurabilir.

2 Osman AYVAZOĞLU,Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yazı işleri Dairesi başkanı- Belediye Meclisi ve Belediye Encümeni Rehberi,Kocaeli 2007 (Uygulayıcılar için çok güzel bir çalışma yazarını kutluyorum.)

3 Faaliyet raporları için geniş bilgi için bkz.Dönmez,Mustafa ,Belediye Başkanlarının Faaliyet Raporları,Yerel Yönetim ve Denetim dergisi Mart 2006 sayı 3 s.23-26 -Resmi gazetenin 17.03.2006 tarih ve 26111. sayısında yayınlanan Kamu idarelerinde Hazırlanacak Faaliyet raporları hakkındaki yönetmeliğe bakınız.

4 Büyükşehir Belediye Meclisinin 5216 sayılı Kanunun 7/g maddesi uyarınca alacağı mahalle ve sokakların isimlendirmesine ilişkin kararların aynı kanunun 14.maddesi uyarınca Mülki Amire bilgilendirme amacıyla sunulması yeterli olmayıp, 5272 sayılı kanunun 81.maddesi uyarınca onaylanmak üzere gönderilmesi gerekmektedir. (İstanbul Valiliği -İl Mahalli İdareler Müdürlüğü 9/03/2005 tarih ve 2676 sayılı yazısı)

5 İlçe ve ilk kademe belediyelerinin yaptırmış olduğu parklara, 5393 sayılı yasanın 18/n maddesine istinaden parkı yaptıran belediye’nin meclisi tarafından isim verilir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Mülki İdare Amiri Ve Belediye Meclisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
25-12-2007 - 17:34
(5980 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 4 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 3 okuyucu (75%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (25%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
25647
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 21 saat 8 dakika 44 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,29 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 23156, Kelime Sayısı : 2736, Boyut : 22,61 Kb.
* 4 kez yazdırıldı.
* 7 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 727
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05020094 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.