Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Markanın Kullanılmaması Nedeniyle Hükümsüzlüğü

Yazan : Av. Sefa Karcıoğlu [Yazarla İletişim]
K. Has. Ünv. & Almanya Saarland Ünv. Yüksek Lisans Öğrencisi

MARKANIN KULLANILMAMASI NEDENİYLE HÜKÜMSÜZLÜĞÜ

Av. Sefa KARCIOĞLU *


Markaların korunması hakkındaki KHK’nın 14. Maddesine göre, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmaksızın kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka hükümsüz kılınır. Konuyu incelerken öncelikle markanın kullanılmasını açıklamak gerekir.
1. Markanın Ayırt Edici Karakterini Değiştirmeden Farklı Unsurlarla Kullanılması
KHK m.14'ün ikinci fıkrasında; "aşağıda belirtilen durumlar markayı kullanma kabul edilir" denilmekte ve tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması durumu da markanın kullanılması olarak kabul edilmektedir.
Bunun yanında, marka üzerinde, markanın temel unsurlarına zarar vermeden, değişiklik yapma gereği doğabilir. Bu yüzden markanın, ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanımına da izin verilmelidir. Bu sayede, marka sahiplerinin markalarını modernize etme ihtiyaçları da karşılanmış olacaktır1.
KHK'da markanın mutlak biçimde aynen kullanılmasını zorunlu kılmamıştır tersine farklı kullanımın sınırlarını belirleyerek, bu sınırlar içinde farklı kullanıma imkan tanınmıştır. 2
Markanın tescil edildiği şekilden farklı olarak kullanılması, markanın ayırt edici karakterini değiştirmiyorsa, marka hakkını devam ettirici kullanma vardır. Yargıtay 11. HD 30.12.1982 yılında verdiği bir kararında “… Hetheir ve Hitit sözcüklerinin anlam yönünden özdeş oldukları kuşkusuz bulunduğuna göre, ... aynen kullanma niteliğinin bulunduğunun kabulü gerekir ... " (5229/5746) Yani; önemli olan, markanın bazı unsurlarında değişiklik yapılarak kullanılması durumunda, markanın ayırt edici karakterinin değişip, değişmediğidir. Bir markanın ayırt edici gücüne bağlı olarak, korumanın kapsamı ne kadar dar ise farklılığın önemli sayılmasına ilişkin sınır da o kadar çabuk aşılır ve markanın ayırt edici karakteri değişmiş kabul edilir. Başvurulacak olan ölçü; toplumun genelinin, yapılan değişikliği önemli kabul etmemesi, yani; markanın yöneldiği çevre de arattığı izlenimi etkilememesidir. toplumun geneli, markanın kullanılan biçimini tescil edilen markadan tamamen farklı yeni bir marka gibi algılıyor ve kabul ediyorsa, burada hakkı devam ettirici bir kullanım yoktur. Örneğin, ÇOKOMEL ve CHOCOMEL markaları ile ilgili kararında Yargıtay markalar arasında iltibasa mahal verebilecek bir şekilde benzerlik bulunmadığına hükmetmiştir.3. Burada iltibas ve halkın yanılma ihtimalinin olduğu gayet açıktır.
Ayrıca markanın kullanıldığı ticari alandaki uygulamalara da bakmamız gerekmektedir. Örneğin; sigara için tescil edilen "Silva" markasının "Silva Long" şeklinde kullanılması uygun görülmüştür. Çünkü; sigara tüketen kimseler markaya eklenen "Long" sözcüğünün, sigaranın boyunu belirten yani "sigaranın uzun olduğunu" gösteren bir sözcük olduğunu ve ayırt etme gücü olduğunu bilmektedirler4.
Markanın yanında sadece markayı tanımlayıcı bir ek yapılırsa, burada da markanın ayırt edici karakterine zarar veren bir kullanım yoktur. Örneğin; tıbbi malzemelerde markanın yanına meslek dilinde kullanılan endikasyonlar ve malzemenin özelliğine ilişkin eklerin konulması durumunda böyle olmaktadır. Bitişik yazılan iki sözcükten oluşan markadaki sözcüklerin birbirlerinden ayrılarak kullanılması durumunda toplum aynı markayı kullanılıyor olarak algıladığı sürece farklı unsurlarla kullanım şartı yerine getirilmiştir. Yada iki sözcükte:yalnızca birisi kullanılıyorsa, kullanılmayan sözcüğün tanıtıcı işlevi daha zayıf veya toplum için büyük bir öneme sahip değilse gene kullanım yükümlülüğü yerine getirilmiş olacaktır5.
Sözcük markalarında harflerin biçimi ve büyüklüğünde değişiklikler yapılarak kullanılması da markanın ayırt edici karakterinin değişmesine yol açmıyorsa sorun değildir. Bir harfin hiç kullanılmaması veya hiç kullanılmayan bir harfin eklenmesi markayı meydana getiren sözcüğün tamamen farklı bir şekilde anlaşılmasına sebep oluyorsa, artık markanın ayırt edicilik fonksiyonu zarar görmüştür. Örnek olarak, “YILDIZ” ve “AKYILDIZ” markaları arasında “AK” kelimesinin ayırt ediciliğini araştıran Yargıtay, YILDIZ kelimesinin markanın unsuru AK kelimesini de EK olduğunu belirtmiştir6.

B. Markanın Yalnız ihracat Amacıyla Mal veya Ambalajda Kullanılması
KHK m. l4'e göre; "markanın yalnız ihracat amacıyla mal ve ambalajında kullanılması" da markayı kullanma olarak kabul edilecektir.
Markanın nerede yani hangi coğrafi sınırlar içinde kullanılacağı KHK m.l4de belirlenmemiştir. Markalarda ülkesellik prensibinin etkili olması, ayrıca, m.l4 hükmünde markaların ihracat amacıyla kullanılmasının da kullanma sayılması nedeniyle markaların esas olarak Türkiye de kullanılması gerekmektedir7.
Markanın İhraç edilecek mallara veya ambalajına Türkiye içinde konulması, malın markalı olarak yurdu terk etmesi gerekir. Bir Türk şirketi markasını, Türkiye de ürettiği ve Amerika'ya ihraç ettiği mallara Amerika'da koyduğu zaman, marka ayrıca Türkiye'de kullanılmadığı sürece KHK m.l4 hükmü anlamında kullanma yoktur. Böyle bir mal ancak marka sahibi veya onun izin verdiği üçüncü bir kişi tarafından Türkiye'ye ithal edilirse marka Türkiye'de kullanılmış olur.
C. Markanın Marka Sahibinin izin Vermesiyle Üçüncü Kişi Tarafından Kullanılması
KHK'nin 14. maddesi hükmüne göre; "markanın, marka sahibinin izniyle kullanılması" da markanın kullanması sayılacağı belirtilmiştir. Markayı taşıyan malların marka sahibinin izniyle piyasaya sunulmasından söz edebilmek için. mutlaka marka sahibi ile üçüncü kişi arasında hukuki veya ekonomik anlamda bir tabiiyet ilişkisinin (holding- yavru şirket ilişkisi gibi) bulunması gerekmez8
Marka sahibi yapacağı sözleşmelerle hukuki açıdan kendisinden bağımsız olan kişilere de markasını kullanma hakkı verebilir• Markanın, örneğin; lisans sahibi veya marka sahibinin izniyle alt lisans sözleşmelerinin bulunması durumunda alt lisans sahibi, konzerne bağlı işletmeler veya marka üzerinde intifa hakkına sahip kişi, hasılat kirası, kapsamında markanın yer alması ve kiracı tarafından kullanılması, markanın şirket sözleşmesiyle sermaye olarak konulması (TTK m. 13912) durumunda ticaret şirketinin markayı kullanması da yeterli kabul edi6lecektir. Markanın kullanılmasına marka sahibinin izin vermesi tek satıcılık sözleşmesi yoluyla da olabilir. İçinde marka lisansı sözleşmesine ilişkin kullanma unsurunu barındıran bir franchising ya da merchandising9 sözleşmesine dayanarak markayı kullanan üçüncü kişi de marka izniyle hareket etmektedir. Önemli olan; üçüncü kişiyle hangi sözleşmenin yapıldığından çok yapılan hukuki işlemin geçerli olup olmadığıdır.
Markanın üçüncü kişi tarafından kullanılmaya başlanmadan önce açıkça üçüncü kişiye bu kullanımla ilgili olarak izin verilmesi gerekir; yoksa kullanmaya sonradan izin verilmesi mümkün değildir• Örneğin; markanın kullanılmamış olması nedeniyle açılan hükümsüzlük davasında, davalı marka sahibi, davacı tarafından markanın kullanılmış olduğunu ve bu kullanmaya izin verildiğini ileri sürerek, davanın red edilmesini sağlayabilir.10
Marka sahibinin izniyle markanın üçüncü kişi tarafından kullanılmasında markanın kullanımı marka sahibinin kullanımı sayıldığından, bu kişi markayı sicilde kayıtlı mallar için, ciddi ve marka hukukuna özgü kullanmalıdır. Üçüncü kişinin markayı ayırt etme gücünü değiştirmeksizin kullanması, sadece ihracat amacıyla belirli mallarda kullanması veya markalı malların ithali de kullanma için yeterlidir.
D- Markayı Taşıyan Malın ithal Edilmesi
KHK ın. l4/2/d hükmünde "markayı taşıyan malın ithal edilmesi" de kullanma olarak kabul edilmiştir. Yabancı markayı taşıyan (*) Kadir Has Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Programı Özel Hukuk Bölümü Öğrencisi m. 42/l/b'ye dayanarak hükümsüzlük davası açabilir11.
Markayı taşıyan malın ithal edilmesinin markayı kullanma olarak kabul edilmesinin nedeni; Türkiye' de üretilmeyen malların kullanılmadığından bahsedilmesini engellemek olabilir12. Markanın kullanılıp, kullanılmadığı değerlendirirken, malın üretim unsuru hesaba katılmamalıdır. Dikkat edilmesi gereken husus; markanın kendisine yüklenmiş olan işlevleriyle beraber kullanılmasıdır.
E. Markanın Haklı Nedenlerden Dolayı Kullanılmaması
Markanın kullanılmamadan dolayı iptal edilebilmesi için; tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıl kesintisiz ara verilmesi gerekir. KHK ın. 14/1 anlamında haklı neden, marka sahibinin yetkili makamlarca alınacak önlemler sonucu üretim yapamaması veya ilgili malın satışa çıkarılabilmesi için gerekli iznin verilememesi gibi marka sahibinin kontrolü dışında gelişen olaylardır13. Doğal afetler, savaş, ekonomik güçlükler, gümrük mevzuatının değişmesi, ithalat kısıtlamalarının getirilmesi durumunda, marka uzun bir süre kullanılmasa dahi marka hakkı sona ermemelidir. Hammadde kıtlığı, talep yokluğu, dönemsel finansal zorluklar ve üretim ya da makinelerin yenilenmesi ise haklı neden olarak kabul edilebilir.
Haklı nedenden söz edebilmek için; marka sahibinin markayı kullanması kendisinden beklenemeyen olayın doğmasında bir etkisinin bulunmaması ve marka sahibinin bu olayın olmasını engelleyememesi gerekir. Yani; marka sahibi markasını kullanamamasında kendi hastalığını, ekonomideki ve sosyal hayatındaki değişiklikleri gerekçe olarak gösteremez. Yargıtay bir kararında14 ,bir ortaklığın iflas etmesini, markanın kullanılması bakımından haklı sebep olarak kabul etmemiştir. Bu görüşün gerekçesi olarak da, markanın hukuki işlemlere, örneğin hasılat kirası veya lisansa konu olabilmesi karşısında, iflas idaresince markanın kullanılmasına ilişkin işlem yapılmamasının, haklı sebebin varlığını kabule engel olması gösterilmiştir15.
F. Markanın İnternette Kullanılması
Markanın internette kullanılması KHK' de kullanma sayılan haller içeri, de yer almamasına rağmen; gelişen teknoloji ile beraber internette marka kullanımı da yaygınlaşmaktadır. Marka sahibi, ürünü6 fiziki olarak, web sayfasının ulaşılabildiği ülkede de pazarlıyorsa kullanma yükümlülüğünün yerine getirdiğine dair bir şüphe yoktur. WIPO tarafından 1999 yılında yapılan bir araştırmada, bazı ülkeler internette kullanım için sadece web sayfasında reklam verilmesinin yeterli olduğunu, bazı ülkeler ise markanın gerçek biçimde kullanılması ile anlaşılması gerekenin reklamla beraber satışın gerçekleşmesi şartının da aranması gerektiğini belirtmişlerdir. Kanımızca; internet yoluyla markanın kullanılmasında sadece satışın veya reklamın yapılması yeterli değildir. Örneğin bir kişi Türkiye' den Fransa' daki bir internet sitesine girerek o sitedeki markalı ürünü sipariş ettiğinde o ürünün Türkiye'ye gelmesi o ürünün Türkiye'de satıldığının veya reklamının yapıldığı anlamına gelmez. Çünkü; ülkemizde KHK anlamında kullanım yükümlülüğünün yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, markanın ciddi biçimde, sicilde kayıtlı olduğu mal ve hizmetler için ve işlevine uygun kullanılması gibi şartlar arandığından, bir markayı taşıyan mal için sadece internette reklamının yapılması ve o ülkede o malın satışının yapılmas6ı yeterli değildir. Markayı taşıyan mallar için o ülkede bir dağıtım ve pazarlama ağının ya da o malın satışının gerçekleştirildiği bir mağaza veya o işletmeye ait bir şubenin de malın sipariş edildiği ülkede bulunması gerekir16.
Marka sahibi markasını internetteki sayfası için alan adı olarak da kul1anabilir. Marka sahibinin markasını sadece internette alan adı olarak kullanması kullanım şartının yerine getirilmesi bakımından yeterli değildir. Marka sahibinin markasını taşıyan mal veya hizmetini satması, pazarlaması, ürün tanıtım kataloglarında kullanması gerekir.İnternet üzerinde işletmeye ait bulunan sayfa markanın kullanıldığına dair bir kanıt olabilir. Ancak bu durumun da fiili şartlarla beraber göz önüne alınması ve değerlendirilmesi gerekir. Yoksa marka sahibinin markasını tanıtan bir internet sitesi oluşturup o markayla ilgili ticari bir kaygı taşımaması yani markayı taşıyan malları satmaması, pazarlamaması kullanma yükümlülüğünün yerine getirilmesi bakımından yeterli değildir.
Markanın Ciddi Biçimde Kullanılması
Markayı "ciddi biçimde kullanma" ifadesi KHK m.42(l )/c' de yer almakla beraber tanımlanmamıştır. Ciddi biçimde kullanma KHK m.42(l)/c de ifadesini bulmakla beraber; kullanma kavramından KHK m.l4' de de bahsedildiği için ciddi biçimde kullanma kavramının bu iki maddenin birlikte dikkate alınarak tanımlamak gerekmektedir. Markayı ciddi kullanma ibaresiyle; markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek, yani onun malın veya hizmetin piyasada tanınmasını ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılması kastedilmektedir17
Yasaman’a göre18 ,Ciddi kullanım, yalnız marka tarafından bahşedilen hakların elde tutulmasına yönelik sembolik bir kullanım olarak anlaşılmamalıdır. Markanın temel işlevine uygun kullanım şarttır. Bu işlev, markanın, tüketiciye yahut son kullanıcıya karşı, bir ürün ya da hizmetin menşeini, bir ürün ya da hizmeti diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek şekilde garanti etmesidir193
Kanımızca; ciddi kullanım kavralll1 hem özel hem de genel kriterler içermektedir. Özel kriterler; marka sahibinin hareketleri, diğer marka sahiplerine oranla durumu, markasını taşıyan mal veya hizmetin türü, kullanmanın şekli, kapsamı ve süresi vb. olarak, soyut kriterler ise; aynı sektörde faaliyet gösteren diğer işletmelerin hareketleri ve teamül olarak yerleşen davranışlar vb. olarak düşünülerek ciddi kullanım kriterleri belirlenmelidir. Her somut olayın şartları farklı olmakta ve her somut olay farklı kriterlere ihtiyaç duymakla beraber ilk olarak; markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için kullanılması, ikinci olarak markanın işlevine uygun olarak kullanılması ve son olarak ya bir pazar yaratmak ya da mevcut pazarı korumak amacıyla yapılan kullanımlar ciddi kullanım sayılmalıdır.
Kullanma Yükümlülüğünde Süre
556 Sayılı KHK da, Uluslar arası marka hukukuna uygun olarak,tescille beraber doğan marka hakkının devamı için markanın tescilinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılması gerekir20.
Tescil tarihi ile neyin kastedildiği hususu tartışmalıdır. Birinci görüşe göre; tescil tarihi başvuru sahibine tescil belgesinin verildiği tarihtir. KHK m.39/l hükmüne göre; "Bu kanun hükmünde kararname ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre başvurusunu eksiksiz yapmış veya eksikliklerini gidermiş ve süresi içersinde hakkında İtiraz yapılmamış veya yapılan İtiraz kesin olarak reddedilmiş başvuru tescil edilerek sicile kaydedilir. Başvuru sahibine "marka tescil belgesi" verilir... " denilmektedir. Bu hükümden anlaşılması gereken tescil tarihi ile ifade edilmek istenenin; marka tescil belgesinin verildiği tarih olduğudur.21
İkinci görüşe göre ise; tescil tarihinden kastedilen marka tescili için başvurunun yapıldığı tarihtir. Çünkü; markaya ilişkin koruma bu tarihten başlatıldığı gibi koruma süresi olan on yıllık süre de bu tarihten itibaren başlamaktadır.22
Kanımca; tescil tarihi ile ifade edilmek istenen marka tescil belgesinin verildiği tarihtir. Çünkü; marka için başvuruda bulunan kimse, marka hakkını başvurusuna yönelik olan itirazlar sonuçlandıktan veya itiraza ilişkin sürelerin geçmesinden sonra kullanabilecektir. Bu sürenin ise ne kadar olacağı belli olmağından marka sahibinin mağdur edilmemesi bakımından tescil tarihi ile ifade edilmek istenenin marka tescil belgesinin verildiği tarih olduğunu kabul etmek gerekir.
Marka sahibi, markasını sürekli olarak kullanmak zorunda değildir. Markanın kullanımına zaman zaman ara verilebilir. Ancak bu durumun beş yılı aşmaması gerekir. Marka tescilden sonra kullanılmakla beraber, kullanımına kesintisiz olarak beş yıldan fazla ara verilirse, marka gene iptal yaptırımı ile karşılaşabilecektir. Bu durumda, farklı olarak, beş yıllık sürenin başlangıcı, kesintisi: olarak kullanmamanın başladığı tarih olacaktır (KHK m.14/1).
Markanın tescilden sonra kullanılmamasında da, markanın tescilden sonra kullanılmakla beraber bu kullanıma ara verilmesinde de kullanmama süresi beş yıldır. Marka beş yılı aşmayan sürelerle zaman zaman kullanılmamış ise önceki süreler birbirine eklenmez. Arada gerçekleşen kullanım fiillerinin her birinin birbirinden ayrı olarak beş yıllık süreyi kesebilmesi için, kullanımın ciddi ve markasal olarak yapılması gerekmektedir.
KHK m. 42/1 (c)'ye göre; marka sahibi kendisine karşı dava açılacağını düşünerek markasını kullanmaya başlamışsa, davanın açılmasından önceki üç ay içerisinde gerçekleşen kullanımlar dikkate alınmaz.
Beş yıllık sürenin dolmasından önce iptal davası açıldığı ve dava sırasında ciddi kullanıma başlandığı durumlarda marka iptal edilemez. Beş yıllık süre içinde marka sahibinin markasının kullanmaya başlamasının iptal tehdidiyle olup olmaması önemli değildir. Marka sahibi, sadece beş yıllık süreyi durdurmak ve marka hakkını korumak için markasını kullanmaya başlarsa, bu kullanımın kötü niyet kuralları içinde değerlendirilerek, markanın iptal edilmesi gerekir. 23
Marka, beş yıl aralıksız kullanılmadığı için iptal edilebilir duruma geldiği zaman aynı veya benzer bir markayı üçüncü kişi kullanmaya başladığı zaman; marka sahibi markasını sonradan ciddi olarak kullanmaya başlayarak markanın iptali nedenini ortadan kaldırsa bile üçüncü kişiye karşı markaya tecavüz ettiği gerekçesiyle dava açılamaz. Markanın yeni sahibi, markanın kullanımına başlaması nedeniyle terkinini isteyemezse de, markasını ilk marka sahibinin bunu engelleyemeyeceği bir zamanda markayı kullanmak suretiyle marka hakkını kazanmıştır ve bunu markayı ilk devralan kişiye karşı dahi ileri sürebilecektir24 Kanımızca, marka, beş yıl aralıksız kullanılmadığı için iptal edilebilir durum: geldiği zaman aynı veya benzer bir markayı üçüncü kişi kullanmaya başladığında, marka sahibi markasını ciddi olarak kullanmaya başlayarak bu iptal nedenin: ortadan kaldırabilir ve bunun sonucu olarak üçüncü kişiye markaya tecavüz ettiği gerekçesiyle dava açılabilir. Çünkü; henüz markanın iptali istemiyle marka sahibine yöneltilmiş olan bir dava yoktur. Dolayısıyla, marka hala marka sahibinindir. İptal davası açılıp, marka terkin edilinceye kadar da marka hakkını kullanmak yetkisi marka sahibine aittir. İptal edilmemiş bir markaya üçüncü kişi tarafından tecavüz edilmesi durumunda marka sahibi bu tecavüzlere son verilmesini isteyebilecektir.25
Markanın kullanılması yükümlülüğü ile ilgili olarak; 6 Kasım 2003 tarih ve 5000 sayılı Kanunun 31. maddesi hükmü ile farklı bir düzlenmeye de yer verilmiştir26. İlgili maddeye göre; KHK m.14'de öngörülen beş yıllık süre Basın Kanununa tabi olan işlerde üç yıla indirilmiştir. Benzer bir düzenleme ise; 09.06.2004 tarih ve 5187 sayılı yeni Basın Kanunun 9. maddesi ile öngörülmüştür.27.

DEĞERLENDİRME
Konuyu ele alırken markanın kullanılması yükümlülüğü ele alınmış, hangi durumlarda markanın kullanılma sayılacağından bahsedilmiştir. 556 sayılı KHK nın 14. maddesinde de belirtildiği gibi, markaların korunması hakkındaki KHK’nın 14. Maddesine göre, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmaksızın kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi halinde, marka hükümsüz kılınır. Konuyu incelerken öncelikle markanın kullanılmasını açıklamak gerekir.
Tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması, markanın yalnız ihracat amacıyla mal ya da ambalajlarda kullanılması, markanın marka sahibinin izni ile kullanılması ve markayı taşıyan malın ithalatı ve benimde katıldığım yeni bir görüşe göre markanın internette kullanılması da markayı kullanma sayılır.
Beş yıllık sürenin başlangıç tarihi, başvurunun sicile kaydedilerek başvuru sahibine Marka Tescil Belgesinin verildiği tarihtir.





















KAYNAKÇA
ARKAN Sabih
Marka Hukuku, C. I, Ankara 1997, C. II, Ankara 1998
DİRİKKAN Hanife,
Tescilli Markayı Kullanma Külfeti, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan, İstanbul 1998
KARAHAN Sami
Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları, Konya 2003
SERT Selin
Markanın Kullanılması Yükümlülüğü, Ankara 2007
TEKİNALP Ünal
Fikri Mülkiyet Hukuku, Güncelleştirilmiş ve Genişletilmiş 3. Bası, İstanbul 2004
YALÇINER Uğur
Ankara Barosu Uluslararası Hukuk Kurultayı, Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku, C.I Ankara 2002
YASAMAN/YÜKSEL
Markalar Kanunu Şerhi, İstanbul 2004, s. 638



(*) Kadir Has Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Programı Özel Hukuk Bölümü Öğrencisi
1 Dirikkan HANİFE, Tescilli Markayı Kullanma Külfeti, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan, İstanbul 1998 (Külfet) s.219-280
2 Ayrıntılı bilgi için bkz, SERT Selin, Markanın Kullanılması Yükümlülüğü, Ankara 2007, s.64 vd.
3 YD11 HO. 08.11.1983, 3758/4886
4 "Aynı şekilde kahve için tescil olunan "Idee" markasının" Idee Kaflee" şeklinde kullanılması durumu da hakkı devam ettirici kullanımdır". ARKAN Sabih, Marka Hukuku, C. II, Ankara 1998, s. 151.
5 Yargıtay, tescilli "Cici Tik Tak" markasının "Tik Tak" şeklinde kullanılmasını, aynen kullanma ilkesine aykırı bularak, markanın terkin edilmesi gerektiğini belirtmiştir".,(11. HO. 03.04.1988 T87/7926 E., 88/2977 K.)
6 11. HD., 17.09.1986 T.,3698/4479
7 Aynı görüş için bkz. YASAMANIYÜKSEL, Markalar Kanunu Şerhi, İstanbul 2004, s. 638
8 SERT, s. 75
9 Merchandising Markalar : Merchandising, tanınmış bir markanın, ayırt edici niteliğe sahip olmayan diğer mal ve hizmetlerde kullanılması ile oluşan ticari bir markadır. Merchandising Sözleşmeleri vardır. Örn: FB t-shirtleri, Ferrari şapkaları..)
10 Arkan, s.152.
11 Arkan, Marka II, s. 152, 153.
12 TEKİNALP, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2004 s.425; "Yargıtay serbest bölgede yapılan ithalatın KHK m.14 anlamında kullanma teşkil etmeyeceğini kabul etmiştir". 11. HO, 11.09.2000, 2000/4432 E., 2000/6633 K.
13 Ticareti e Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşmasının 19. maddesinin 1. fıkrası hükmünde haklı nedenler, markanın tescil edildiği mal ve hizmetlere uygulanan ithalat kısıtlamaları veya hükümetin uyguladığı, markanın kullanımına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olan koşullar olarak sayılmıştır". ARKAN, s. 271
14 "Yargıtay, bu görüşünü desteklemek amacıyla Arkan' a gönderme yapmıştır. Arkan, iflasın haklı neden olmayacağını, ancak iflas hali bir ekonomik kriz nedeniyle gerçekleşmişse, bu halde haklı sebebi n varlığının kabul edilmesi gerektiğini belirtmektedir", ARKAN, s. 149
15 SERT, s.77
16 SERT, s. 80
17 TEKİNALP, Fikri Mülkiyet Hukuk, İstanbul 2004, s. 424; ARKAN,"Markayı Kullanma Yükümlülüğü", s. 292
18 YASAMAN/YÜKSEL, s.630.
19 SERT, s.81
20 KARAHAN Sami, Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları Konya 2002, s.129
21 KARAHAN, s.131
22 YALÇINER Uğur, Ankara Barosu Uluslararası Hukuk Kurultayı, 2002, Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku, C.I, Tartışmalar, s. 583.
23 SERT, s.92
24 DİRİKKAN, s. 250.
25 SERT, s. 92
26 RG. 19.11.2003, No 25298.
27 RG. 26.06.2004, No 25504
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Markanın Kullanılmaması Nedeniyle Hükümsüzlüğü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Sefa Karcıoğlu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
02-06-2007 - 08:03
(6187 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 19 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 11 okuyucu (58%) makaleyi yararlı bulurken, 8 okuyucu (42%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
14839
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 21 saat 18 dakika 12 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,40 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 22996, Kelime Sayısı : 2861, Boyut : 22,46 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 6 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 616
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03628802 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.