Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Torba Yasa Ve Haksız Çıkma Zammı

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

TORBA YASA VE HAKSIZ ÇIKMA ZAMMI


M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı

Giriş
Bilindiği gibi, 6552 sayılı torba yasa 11.09.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Yasa kapsamında, kamu borçlarının büyük bir kısmında, belirli şartlarla, yeniden yapılandırılmaya gidilmiştir. Buna göre, anılan Yasaya göre kapsamına giren vergi borçlarında, dava açılmaması veya açılmış davadan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması halinde, davada henüz bir karar verilip verilmediği; karar verilmişse mükellef lehine karar verilip verilmediğine göre vergilerin belli bir yüzdesi ile; faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre açılmış davadan vazgeçilmesi halinde “haksız çıkma zammı” uygulanıp uygulanmayacağı konusunun açıklığa kavuşması için bu çalışma yapılmıştır.


a-Haksız Çıkma zammı ne zaman tahakuk ettirilir?

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesi 1.fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği, 5. fıkrasında ise; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının % 10 zamla tahsil edileceği kurala bağlanmıştır.
Kendisine ödeme emri tebliğ olunan amme borçlusu, tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, “böyle bir borcun olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” şeklinde Kanunda sınırlandırılan nedenlerle Vergi ya da İdare Mahkemesi’nde dava açabilecektir. Ödeme emrine karşı açılan dava takip işlemlerini durdurmayacak, dava konusu yapılan borç için teminat gösterildiği takdirde Mahkemece uyuşmazlık hakkında bir karar verilinceye kadar tahsil dairesince takip işlemleri durdurulabilecektir. Takip işlemlerinin durdurulması için bir başka yol ise amme borçlusunun ödeme emrine karşı açmış olduğu davada Mahkemeden yürütmenin durdurulmasını talep etmesidir. Mahkemece, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek teminat karşılığında veya teminat aranmaksızın yürütmenin durdurulmasına karar verebilecektir.
Ödeme emrine karşı dava açıldıktan sonra davanın kaybedilmesi durumunda 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ödeme emrine konu kamu alacağı için gecikme zammı işlemeye devam etmektedir. Buna ilave olarak dava konusu yapılan toplam tutar üzerinden ayrıca %10 haksız çıkma zammı hesaplanmaktadır. Amme borçlusunun kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda ise haksız çıktığı toplam tutar zerinden %10 haksız çıkma zammı hesaplanmaktadır.

b-Haksız Çıkma zammı Anayasaya aykırı mıdır?

Anayasa Mahkemesi Mahkemesinin “Haksız Çıkma zammı” ile ilgili verdiği 3.2.2011 tarih ve 2009/83 esas 2011/29 karar sayılı kararına göre (RG:14.5.2001-27934)

“6183 sayılı Yasa’nın esası, vergiler başta olmak üzere kamu alacağını güvence altına almak ve ödenmediği taktirde kamu alacağını zora dayanarak, Devlet gücü ve memurları eliyle tahsil etmektir. İtiraz konusu kural ile yapılan düzenleme de kamu alacağının mümkün olduğunca kısa sürede tahsiline yöneliktir.
Kamu alacağını ödemekle yükümlü olan borçlunun, bu alacak ile ilgili ödeme emri çıkartılması aşamasına gelmeden alacağın esasına ilişkin yargı mercilerine başvurma hakkı bulunmaktadır. Özel yasasında hüküm bulunan hâllerde ödeme vadesinde, yoksa 6183 sayılı Yasa’nın 37. maddesine göre tebliğden itibaren bir aylık süre içinde yargı yerlerine başvurarak kamu alacağının esası dava konusu edilebilecektir. Ödeme emri çıkartılmadan önce kamu alacağının esasına ilişkin hukuki sakatlıkla ilgili iddiaların borçlunun talep etmesi hâlinde yargı denetiminden geçtiği ya da borçlu dava yoluna gitmeye gerek görmediği için itirazsız kesinleşmiş olduğu açıktır. 6183 sayılı Yasa’nın 58. maddesinin birinci fıkrasına göre bu aşamada ödeme emrine itiraz hâlinde mahkeme davayı sırf tahsile ilişkin olarak, böyle bir borcun olmadığı, borcun kısmen ödendiği ve borcun zamanaşımına uğradığı nedenleriyle sınırlı olarak inceleyebilecektir.
İtiraz konusu kural, kamu alacakları için özel bir takip ve tahsil esasını düzenleyen 6183 sayılı Yasa’nın öngördüğü süratli ve etkin takip ve tahsilatın sağlanmasına yöneliktir. Öte yandan bireylerin idarenin faaliyetlerine karşı korunması, adaletin sağlanması ve hukuk devleti ilkesinin geçerli olabilmesi için idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tâbi olması gerekmektedir. İtiraz konusu kural ile ödeme emrine karşı itirazın reddi durumunda haksız çıkma tazminatı koşulu bulunmakla birlikte idarenin yapmış olduğu işlemler yargı denetimi kapsamındadır. Kamu borçlusu ödeme emrinin tebliğinden önce kamu alacağının esası hakkında yargı yoluna başvurabileceği gibi, itiraz konusu kural ile ödeme emrinin tebliğinden sonra da tahsile ilişkin olarak dava açabilme olanağına sahiptir. Ayrıca, kişilerin davacı veya davalı olarak, yargı mercileri önünde sahip oldukları anayasal haklar engellenmemiş; idari bir işlem niteliğinde olan kamu alacağı ile ilgili ödeme emrine karşı yargı yolu kapatılmamış; mahkemeler, bu işlemlerle ilgili açılmış olan davaları inceleyerek gerekli kararları vermekten alıkonulmamıştır. Bu nedenle kuralın hak arama özgürlüğünü engelleyen bir yönü bulunmamaktadır.”

c-Torba yasa gereğince “davadan vazgeçilmesi” durumunda borçludan “ haksız çıkma zammı” alınacak mıdır?

6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde ise “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” şeklinde tanımlanmıştır. Böylece davacı, davadan feragat etmekle, dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan tamamen veya kısmen vazgeçmektedir.HMK’nın 313. Maddesinde sulh, “görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme” olarak tanımlanmıştır. sulh, feragat ve kabulden farklı bir kavramdır. Aralarındaki temel farklılık, feragat ve kabulün taraflardan sadece birinin iradesiyle mevcut uyuşmazlığı sona erdirmesine karşılık; sulhde, tarafların karşılıklı olarak fedakarlık da bulunmak suretiyle, mevcut uyuşmazlığı sona erdirmeleri söz konusudur. Yani, feragat ve kabul tek taraflı bir hukuki muamele iken; sulh, iki taraflı borç doğuran akitler grubuna dahil tam karşılıklı bir sözleşmedir. Bilindiği üzere feragat, kayıtsız ve şartsız olur(HMK md.309). Oysa mükelleflerin davalarından vazgeçmesi, vergi idarelerinin büyük çapta vergi alacaklarından vazgeçmelerine bağlanmıştır. Kanun koyucun amacı da zaten bu şekilde ihtilafları sona erdirmektir. Görüldüğü gibi, teknik anlamda feragat kurumu burada mevcut olmayıp, her iki tarafın da karşılıklı olarak kısmi taleplerinden vazgeçildiği sulh durumu söz konusudur.

6183 sayılı Yasanın 58. maddesinin 5. fıkrası ile getirilen haksız çıkma zammı, hem amme borçlularını yargı haklarını kullanmaktan caydırıcı bir niteliğe dönüşmüş ve dava açılması önünde engel bir durum halini almış hem de mahkemelerce verilecek ret kararları açısından bir sınırlandırma yapmadığı içinde usul ve esastan verilecek ret kararlarını haksız çıkma hususunda idarenin yeterli saymasına yol açmış ve her türlü ret kararı sonrasında haksız çıkma zammı alınmasına imkan tanımış olmaktadır.

Danıştay’a göre; 6183 Sayılı Kanunun 58 inci maddesinde, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın red olunduğu miktardaki amme alacağının % 10 zamla tahsil edileceği öngörülmüştür. Buna göre feragat durumunda davacının davasında haksız çıktığı kabul edileceğinden haksız çıkma zammının alınması gerekir. (Danıştay 4.Dairesinin Esas No:2004/2323, Karar No;2005/259)

Torba Yasa kapsamında yapılan işleminin feragat olarak nitelendirilmesinin mümkün değildir. Tarafların sulh olarak, davanın konusuz kaldığına hüküm verilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemelerin “Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin karar vermesi ve yargılama masrafları konusunda yeniden bir karar vermemesi adaletli bir çözüm olacaktır.

Sonuç olarak: Torba yasa hükümlerinden yararlanmak için açılmış davalardan vazgeçilmesi şart olduğundan, borçlular tarafından Kanundan yararlanmak için yapılan başvurular üzerine tahsilat işlemlerinden dolayı açılmış davalar sulh yoluyla sonuçlanacaktır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca alacağın takibi için düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılmış olan davalara konu alacaklar için Kanun hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması halinde, ödeme emrine karşı açılmış davalardan da vazgeçildiğinden, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi gereğince %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmemesi gerekir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Torba Yasa Ve Haksız Çıkma Zammı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
26-09-2014 - 15:37
(3501 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 3 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 3 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
4545
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 8 saat 11 dakika 55 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,30 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 9183, Kelime Sayısı : 1149, Boyut : 8,97 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* 1 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1799
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03256989 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.