Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İstihkak Davasında İspat Yükü

Yazan : Muhammed Uçar [Yazarla İletişim]
Muhammed Uçar

Makale Özeti
istihkak davasında ispat yükü ve genel olarak istihkak davası

İSTİHKAK DAVASI
1-Genel Olarak İstihkak Davası
Sözlük anlamında istihkak; hal istemek, hak ediş, bir şey üzerinde hak iddiasında bulunma demektir. İstihkak davası ise, malikin, haklı bir nedene dayanmayan dolaysız zilyete karşı açabileceği bir dava türüdür. Dava ile güdülen amaç, malikin mülkiyet hakkına dayanarak malikin dolaysız zilyetliğine kavuşmasını sağlamaktır. Zilyetliği elde edilmek istenen mal taşınır bir mal ise, dava sonunda alınacak ilamın icra edilmesi, amacı sağlar. Buna karşılık, tapuya kayıtlı taşınmazlarda istihkak davasının fonksiyonunu,tapu sicilinin düzeltilmesi davası yerine getirir.
Hacizde istihkak davasını ise, İcra ve İflas Kanunu’nun 96,97/6 ve 99. maddelerine dayanarak;”Borçlu elinde iken haciz edilen bir mal üzerinde, üçüncü kişi tarafından veya borçlu tarafından üçüncü kişi lehine hak iddia edilmesi üzerine, mahcuz malı hacizden kurtarmak maksadıyla, üçüncü kişinin alacaklıya karşı veya üçüncü kişi elinde iken haciz edilen bir mal üzerinde hak iddia eden üçüncü kişiye karşı alacaklının, haczin kalkmasını önlemek için,icra tetkik merciinde açtığı bir davadır.” şeklinde tanımlayabiliriz.
İİK 97/11’e göre, istihkak davasına genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre duruşmalı olarak görülür. İstihkak davalarında yetkiye ilişkin hükümleri HMK.’da düzenlemiştir. Taşınır mallarla ilgili istihkak davalarına eşyanın bulunduğu veya haczin vazolunduğu yer (icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer) mahkemesinde bakılır. İcra takibinin yapıldığı yer icra dairesince, bu yerdeki mallara haciz konmuşsa istihkak davası burada açılır. Haczedilecek eşya icra takibinin yapıldığı yerden başka yerdeyse, haciz istinabe yoluyla yapılır. Bu durumda istihkak davası, eşyanın bulunduğu yerde açılabilir. Genel yetkiye gidilerek davalının bulunduğu yerde de açılabilir. Taşınmaz mallara konulan hacze karşı istihkak davalarında yetkili yer taşınmazın bulunduğu yer icra tetkik merciidir.
2-İstihkak Davalarında İspat Külfeti

a) Malın borçlu elinde iken haciz edilmesi üzerine, alacaklıya karşı mahcuz mala istihkak davası açan üçüncü kişi ispat yükü altında olup, iki hususu ispat edecektir. Davacı üçüncü kişi, malı ne şekilde (mesela, satın alma, miras, bağış vs. ) iktisap ettiğini ve malın borçlu elinde olduğunu ispat edecektir.(m.97 a/2)
b) Kanun koyucu, mahcuz mala istihkak davasında ispat yükünün tevzii konusunda, aksi kabili bir takım karineler kabul etmiştir.
aa) Menkullerde zilyetlik, mülkiyete karine teşkil eder. Karineye dayanan ispat yükü altında olmayıp karinenin aksini iddia eden iddiasını ispat edecektir. Borçlu elindeyken haczedilen malın, kendisine ait olduğunu iddia eden üçüncü kişi karinenin aksini iddia ettiğinden, iddiasını m.97 a/2 de öngörüldüğü şekilde ispat edecektir. İİK m. 97 a/f.I, cüm.1 ve MK.m.898 de ifadesini bulan karine Trafik Sicili’ne tescile edilmiş araçlar hakkında geçerli değildir.
bb) Borçlu ile üçüncü kişinin birlikte oturduğu yerde bulunan mallar, borçlu elinde sayılır. Diğer bir deyişle menkul bir malı borçlu ile üçüncü kişi birlikte elinde bulunduruyorlar ise, mal borçlu elinde sayılacağı için, borçlu o malın maliki sayılır(mülkiyet karinesi). Mal borçlu elinde sayıldığına göre, mahcuz mala istihkak davasını üçüncü kişi haciz alacaklısına karşı açacaktır. Mülkiyet karinesi borçlu ve dolayısı ile haciz alacaklısı lehine konulmuştur.
Bu karinenin aksini iddia eden davacı üçüncü kişi ispat yükü altındadır. Mahcuz malın borçluya değil kendisine ait olduğu iddiası ile istihkak davası açan üçüncü kişi, malın kendisinin olduğunu ispat edecektir(m.97a/2).
cc)Borçlu ile üçüncü kişinin beraber oturduğu yerde bulunup da, mahiyetleri itibari ile, kadın, erkek ve çocuklara ait olması gerektiği açıkça anlaşılan veya örf ve adet, sanat, meslek ya da meşgale gereği olanlar, bu kişilerin sayılır.
c) Haczin yapıldığını öğrenme karinesi; Borçlu ve üçüncü kişi malın haczedildiğini öğrendikleri tarihten itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içinde icra dairesine istihkak iddiasında bulunabileceklerdir. Haciz huzurlarında gerçekleştirilen borçlu ve üçüncü kişi, haciz sırasında istihkak iddiasını ileri sürebilecekleri gibi haczi yapıldığı sırada öğrendikleri için haciz tarihinden itibaren yedi gün içinde de icra müdürlüğüne istihkak iddiasında bulunabileceklerdir(m.96/3). Haciz yokluklarında gerçekleştirilen borçlu ve ya üçüncü kişi ise, haczi öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine istihkak iddiasında bulunabileceklerdir.
d) Mahcuz malla ilgili olarak icra müdürüne beyan edilen iddia üçüncü kişi ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya etki etmez(m.97). Öyle ki, borçlu üçüncü kişinin istihkak iddiası doğru olduğunu kabul ve beyan etse dahi, mal hacizden kurtulmayıp, üçüncü kişi haciz alacaklısına karşı açacağı mahcuz mala istihkak davasında iddiasını ispat yükü altındadır. Ancak, üçüncü kişinin mahcuz malın kendisinin mülkü ve ya kendisine rehnedilmiş olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve borçlu ileride bu ikrarına aykırı hiçbir iddiada bulunamaz.
e) Davacı üçüncü kişi ispat külfetinin gereğini yerine getiremez ise, haciz alacaklısına karşı açtığı mahcuz mala istihkak davasının reddine karar verilir.
3-SONUÇ
Menfaatlerin çatışması şeklinde karşımıza çıkan davaların çözümünde, bu menfaatler arasında bir denge kurmayı amaçlayan hukuk bilimi, bu amacı teker teker kanunlarımızda gerçeklemiş; böylece İcra ve İflas Kanunumuzda da çatışmalardan bağımsız üçüncü kişilerin hakları göz önünde bulundurulmuştur. Bu maddelerde, ağırlıklı olarak “malın borçlunun elinde bulunması hali”nin ele alınmıştır. Diğer ihtimaller, ana hatlarıyla düzenlenmiş; böylece ortaya bazı boşluklar çıkmıştır. Bu boşlukların doldurulmasında ise uygulama (yüksek mahkeme) ve doktrin büyük rol oynamıştır. Örneğin, malın borçlunun elinde bulunması ihtimalinde yargılama usulü ve ispat da dahil olmak üzere bütün prosedür açıkça düzenlenmişken, malın üçüncü kişinin elinde bulunması ihtimalinde bu hususlara değinilmemiştir.
Açıklanmaya çalışılan sebeplerden dolayı, istihkak davalarında ispat konusunda tam bir belirginlik olmamakla birlikte, uygulamada karşılaşılan sorunlar, yüksek mahkemenin bu konudaki içtihatlarına bırakılmıştır. Bu çözüm yollarıyla da terazinin her iki kefesine de eşit adalet dağıtılmak amaçlanmış ve “mağdurun hakkını korurken haklının mağduriyetini önleyen” bir yol izlenmiştir.

Muhammed UÇAR


İstihkak Davası ile İlgili Yargıtay Kararı:
21. Hukuk Dairesi 2003/8705 E. 2003/10095 K.
• İSPAT YÜKÜ
• İSTİHKAK DAVASI
İçtihat Metni
Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.Kişi) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

Uyuşmazlık 3.kişinin İİK.'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu ev eşyaları, boşanmaya rağmen birlikte oturan borçlu adresinde haczedilmiştir. İİK.'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Ancak bu yasal karinenin aksinin güçlü delillerle kanıtlanması mümkündür.
Davacı haczedilen çamaşır makinesi ve buzdolabı için faturalar ibraz etmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının bağımsız gelir sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafça ibraz edilen faturanın gerçek olduğu ispatlandığı takdirde bu eşyalar yönünden İİK.'nun 97/a maddesindeki karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü gerekir.
Merciice yapılacak iş; fatura dip koçanlarının faturaları düzenleyen şirketten getirtilerek şirket yetkilisinin dinlenmesi, gerektiğinde bu şirketin ticari defterlerinde faturanın ve envanterinde hacizli malların kayıtlı olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesidir.Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde davacı 3. kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Muhammed UÇAR
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İstihkak Davasında İspat Yükü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Muhammed Uçar'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
09-06-2014 - 16:10
(3623 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 16 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 16 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
20865
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 gün 12 saat 45 dakika 33 saniye önce.
* Ortalama Günde 5,76 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 8572, Kelime Sayısı : 1229, Boyut : 8,37 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1785
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03177691 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.