Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Kooperatiflerde Ortakların Hak Ve Borçları

Yazan : Ecem Söyleten [Yazarla İletişim]
Öğrenci

T.C.
Selçuk Üniversitesi
Hukuk Fakültesi




Kooperatiflerde Ortakların Hak ve Borçları




Ecem Söyleten







KONYA-2013
Abstract
Bu araştırma yazısı , genel itibariyle kooperatiflerde ortakların hakları ve borçlarıyla ilgili olmasına rağmen , yine de bu hakların ve borçların dayandıkları temel ilkeleri ve kooperatifin varoluş sebebini de konunun iyi anlaşılabilmesi için kapsam içine dahil ettik. Bu gayeyle , kooperatifçiliğin tarihiyle ve oluşumuyla ilgili atıflara , onun toplumsal ve ekonomik bir araç olarak sosyo-ekonomik yapıyı nasıl düzenlediğiyle ilgili örneklere yer verdik. Bu gayenin gerçekleştirilebilmesi için , öncelikle konuyla ilişkili literatür taraması yapmaktansa , kanun maddelerinin doğrudan lafzi yorumu yolunu tercih ettik. Bu lafzi yorumdan elde ettiğimiz çıkarımlardan ve algıdan , daha sonra gerçekleştirdiğimiz literatür taramasında karşılaştırmalı olarak faydalandık. Bu yolla , kooperatif ortaklarının sahip oldukları hakları ve borçları en etkili şekilde ortaya koymaya çalıştık. Sonuç itibariyle kooperatif ortakları , kooperatifin doğası gereği onun olanaklarından faydalanmak isterler ve bunu hakları vasıtasıyla gerçekleştirirler. Fakat , bir kooperatifin olanaklarından ve ortağı olmanın haklarından faydalanmak isteyen kişi , onun ortağı olmaktan doğan borçlara veya kanunda geçen adıyla ödevlere katlanmak , bunları kabullenmek ve yerine getirmek zorundadır. Bu çalışma , bu hakları , borçları ve onların gerekçelerini anlamakta okuyucularına etkili bir kaynak olacaktır.


Kooperatiflerde Ortakların Hak ve Borçları
İlkeler
Koopertiflerde ortakların hak ve borçları,temelinde yer alan ilkelerden soyut olarak ele alınamaz. Bu ilkeler, hak ve borçların kooperatifin varlık amacına ne derece uygun düştüğü konusundaki değerlendirmelere yol gösterici olacaktır. Kişisel katkı ve eşitlik ilkesi bu hususta temel ilkelerdir. Bu ilkeler temelini Rochdale Society of Equitable Pioneers tarafından 1844’de ortaya atılan ilkelerden alır. 1937 yılında Uluslararası Kooperatif Birliği(ICA) bu ilkeleri resmi olarak benimsemiş, 1966 yılında aşağıdaki şekilde güncelleyerek maddelendirmiştir1;
1.Açık kapı ya da gönüllü giriş
2.Demokratik yönetim
3.Anamala sınırlı faiz
4.Risturnün alışverişleri oranında üyelere dağıtımı
5.Ortakların ve kamunun kooperatif ilkeleri hakkında eğitimi
6.Kooperatifler arasında işbirliği
ICA’nın 1995 yılındaki “Kooperatif Kimlik Bildirgesi”nde kooperatifin tanımı; “ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir teşkilattır.” şeklinde yapılmıştır.2
Pozitif hukuk üstü kooperatif kavramının dernek ve ortaklıktan farklı bir kişi birliği olması, ortaklık sıfatının kazanılması ve yitirilmesi ile ortaksal hak ve yükümlere hatta sorumluluğa yansımıştır.3 Kooperatif, pozitif hukukun veya sosyal reformcunun buluşu bir kavram olmaktan ziyade, sosyo-ekonomik şartlar ve zorunlulukların etkisiyle ve bir halk teşebbüsü halinde kendiliğinden oluşmuş ekonomik, sosyolojik ve etik bir olgudur.4) Sözgelimi ; fındık üreticileri , bölgedeki tüccarlara , topladıkları fındığı misalen 2 TL /kg karşılığı satmaktansa , kuracakları bir satış kooperatifiyle , doğrudan parakende satış gerçekleştirerek ürettikleri malın karşılığını arttıracak bu da tüccarların ayakta kalabilmek için fındık alış fiyatlarını yükseltmelerine yol açacaktır.Bunun bir örneği , Fiskobirlik’tir. Fiskobirlik kurulduğu dönemden itibaren , tüccarlardan hatrı sayılır miktarda daha fazla fiyat biçerek , fındığın toptan fiyatını arttırmış , tüccarları da bu artışa uymaya zorlamıştır.
Sonuç olarak kooperatif , üreticiye, onun muhtaç olma halini suiistimal eden kötüniyetli aracılara direnme olanağı sağlar. Kooperatif, ekonominin bir unsuru olarak servetin geniş kitlelere yayılmasında dolayısıyla bir toplumun pareto optimuma ulaşmasında büyük rol oynar. Pareto optimum, kaynakların bir topluluk içerisinde optimum düzeyde dağılmasıdır. Yani gelir adaletidir. Kooperatif kurumu emek sömürüsüne engel olarak daha adil bir topluma hizmet eden bir araç olduğundan etiğin de ilgisini çeker. Sınıfların birbirine bağımlılığını azaltarak toplumu oluşturan bu sınıfların birbiri arasındaki geçişlerini yumuşattığı için ve toplumun yapısını bu yolla yeniden şekillendirdiği için sosyolojinin de oldukça ilgisini çeker.
Kişisel Katkı İlkesi
Şirketler, kazanç elde etmek ve kar paylaşmak amacıyla kurulurlar. Dernekler, ekonomik olmayan (ideal) amaçlarla kurulurlar. Kooperatifler ise, ortakların belirli ekonomik menfaatlerini karşılamaya, özellikle meslek ve geçimlerine yönelik ihtiyaçlarını sağlayıp korumaya odaklanmışlardır.5
Kooperaif, ortağın günlük ev ekonomisinin olağan mesken edinmek gibi olağanüstü ihtiyaçlarını, mesleki menfaatlerini, geçimiyle ilgili hususları sağlamak ve korumak gibi çok geniş bir kapsam ve muhtevada “ortağı için” çalışır.6 Kooperatifin ortaklarına sağladığı haklar ve hak özelliğine sahip bulunmayan olanaklar onların kişisel ekonomilerini çok yönlü bir biçimde geliştirmeye yönelmiştir. Borçlar ile yükümler ise ortakların kişisel katkılarını gerektirir.7

Eşitlik İlkesi
KoopK. m. 23’te “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” demek suretiyle eşitlik ilkesi kabul edilmiştir. Bu ilkenin emredici bir lafızla ve açıkça kabul edilmesi kooperatif için bu ilkenin öneminin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Kooperatif sermayesindeki paylarına veya diğer nedenlere dayanılarak farklı işleme tabi tutulmanın kişinin tutum ve davranışlarını etkileyebileceği düşünülerek ortaklık arası ilişkilerde bu prensip benimsenmiştir.8 Kurucu olmak veya yönetici olmak diğer ortaklardan farklı haklara sahip olmayı gerektirmez. KoopK. m.56/6’da bu husus “ Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiçbir ad altında başkaca ödeme yapılamaz.” şeklinde ifade edilmiştir. Anonim şirketlerde ise TK m.339/f.2- e’de esas sözleşmede kurucular ve yönetim kurulu üyelerine menfaat sağlayıcı hükümlerin konulabileceği belirtilmiştir. Eşitlik ilkesinin yokluğu durumu kooperatifin temel dinamiklerini sarsar niteliktedir . Yöneticilerin karşılıklı yardım ve dayanışma düşüncesini unutarak, farklı bir menfaat sağlama davranışları, diğer ortakları kooperatiften uzaklaştırır.(8) Ancak Yargıtay, kooperatif için olağanüstü çaba harcayan ortakların kooperatife sağladıkları olanaklar nispetinde imtiyaza sahip olabileceğini kabul etmiştir.9 10
KoopK.m.23’te ortakların hak ve vecibelerde eşit oldukları belirtilmiş olmakla birlikte bu ifadede mutlak manada eşitlik mi yoksa nisbi eşitlik mi kastedilmiş anlaşılmamaktadır. Kanun her iki eşitlik türünü de kapsar şekilde düzenleme yoluna gitmiştir. Aşağıda inceleyeceğimiz üzere Kanunun bazı maddeleri mutlak eşitlik gözetilerek düzenlenmiş iken bazılarında nisbi eşitlik gözetilmiştir.

Mutlak eşitlik. Şartlar, sebepler, katkı ve özveriler eşit olmadığı halde herkese aynı
hakkın tanınması veya borç ve yükümün yükletilmesidir.11
Nisbi eşitlik. Şartları, katkıları eşit olmayanlara, farklı fakat aynı ölçünün kullanılıp,
sonucun eşit onlarak elde edildiği durumlarda söz konusudur.
Mesela A kişisi ortağı olduğu kooperatiften 10 TL, B kişisi 100 TL alışveriş yapmıştır. Bu durumda eğer gelir-gider farkından A , 1 birim yarar sağlarken B, 10 birim yarar sağlıyorsa, farklı katkılara göre eşitlik ortaya çıkarmıştır. Burada nisbi eşitlik söz konusudur. Ancak B, 10 birim yarar sağlarken A da 10 birim yarar sağlıyorsa, ortakların katkıları göz ardı edilerek aynı hakkın tanınması söz konusu olduğu için bu, mutlak eşitliktir.
Mutlak ve nisbi eşitliğin uygulanmasının ölçüsü. KoopK. m 23 bu konuda hangi ölçütün kullanılacağını belirtmemiştir. Tekinalp şu ölçüyü önerir: “ … Ortağa tanınan hak, bir yararlanma, elde etme, menfaat sağlama hakkı değil de “koruyucu” bir hak ise eşitlik mutlak olmalıdır. (ortağın) genel kurul kararı aleyhine iptal davası açması için, kooperatifle yaptığı alış-verişin esas tutulmasına; bilgi almak için, ödediği pirimin yüksekliğine; yöneticilere sorumluluk davası yöneltmesi için teslim ediminin tutarına bakmaya gerek yoktur. Son örneklerde ortak maddi bir yarar elde etmemekte, bir hakkı korunmaktadır. Maddi bir yararın, bir katkıdan faydalanmanın, bir iktisabın, desteklemenin dayanışmadan istifade etmenin sözkonusu olduğu durumlarda nisbi eşitlik söz konusu olur.”12
Oy hakkı, iptal davası, sorumluluk davası açma, bilgi alma haklarında mutlak eşitlik, gelir- gider farkının dağıtılmasında nisbi eşitlik öngörülmüştür.
Mutlak eşitliğin tanındığı hallerde öngörülen hüküm –istisnasız- emredici nitelik taşır. Nisbi eşitliğin söz konusu olduğu hükümlerde ise emredici ya da tamamlayıcı-yorumlayıcı olarak düzenlemiştir.13 Mesela gelir-gider farklarının bölüşülmesini konu alan KoopK. m.38 f.2’ de nisbi eşitlik ölçüsü emredici bir lafızla düzenlenmiştir. KoopK. m. 31’de ise tamamlayıcı nitelikte bir kuralla eşitlik prensibi kabul edilmiştir.
Haklar
Hakları konuları bakımından üçe ayırırız: katılma hakları, koruyucu haklar ve malvarlığı hakları.
Katılma Hakları
Genel kurula katılma ve oy hakkı.
Genel kurula katılma hakkı. Üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel
kurula katılma hakkına sahiptir. Yapı kooperatiflerinde genel kurul toplantılarına katılmak için bu şart aranmaz.14 Yani yapı kooperatifleri hariç olmak üzere kooperatif ortaklarının genel kurula katılma hakkı “toplantı tarihinden en az üç ay önce ortak olma” şartına bağlanmıştır. Yasa koyucunun bu maddeyi koymadaki amacı genel kurul toplantısının yaklaştığı dönemlerde , fazla üye kaydetmek suretiyle seçimlerin ve alınacak kararların yöneticiler tarafından etkilenmesini önlemektir.15
Genel kurula katılma hakkı görüşmelere(müzakerelere) katılma, öneri yapma, itirazını tutanağa geçirme gibi hakları da içerir. (KoopK. m.53/f.1, b.1)16
Oy hakkının kullanılması kural olarak ancak genel kurula katılmakla mümkün olabilecektir. İstisnası mektupla oy vermedir.(KoopK.m.54)
Oy hakkı. Genel kurulda her ortak yalnız bir oya sahiptir.(KoopK. m.48)
Yani bu hakkın kullanılması açısından ortağın sahip olduğu pay miktarının hiçbir önemi yoktur. Bu hüküm kooperatif içi demokrasinin yansıması olan bir hükümdür.
Oydan yoksunluk. Oy hakkı, mutlak eşitlik ilkesi çerçevesinde tanınmış bir haktır
ve bu nedenle şartlar, katkı ve özveriler göz önünde tutulmaksızın tüm ortaklara tanınmıştır. Ancak KoopK. m.50 ve m.26 eşitlik ilkesini sınırlandırmıştır.. KoopK. m. 50’ye göre “kooperatif işlerinin görülmesine herhangi bir suretle katılmış olanlar yönetim kurulunun ibrasına ait kararlarda oylamaya katılamazlar. Bu hüküm, denetçiler hakkında uygulanmaz. Ortaklardan hiçbiri kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füruu ile kooperatif arasında şahsi bir işe veya davaya dair olan görüşmelerde oy hakkını kullanamaz.”
26. madde de az önce belirttiğimiz üzere “en az üç ay önce ortak olma” şartını taşımayan ortakların genel kurula katılamaması ve dolayısıyla oy hakkını kullanamaması ile ilgilidir.
Temsilen oy kullanma. KoopK. m.49 sınırlı bir biçimde oyda temsili kabul eder. 49/f.1 e göre bir ortağın oyunu diğer bir ortağa kullandırabilmesi için anasözleşmede bu konuda açıklama bulunması ve yazılı izin verilmesi şart kılınmıştır. 49/f.2’de ise bir ortağın dokuzu aşmamak kaydıyla birden fazla ortağı temsil etmesi, kooperatif üye sayısının 1000’den fazla olmasına ve anasözleşme ile bu hususun öngörülmüş olmasına bağlanmıştır. Temsilde ortaklık şartı aranmakla birlikte, eş ve birinci derece akrabalar için bu şart aranmaz.
Temsilciler kurulunun varlığı halinde ortağın oy hakkı. Ortakların gruplara ayrılarak seçecekleri temsilciler topluluğu da genel kurul sayılır.(KoopK.m.54) Kanunumuz, her temsilci, temsil ettiği ortakların sayısı kadar oya sahiptir kuralı(KoopK.m.54/3) ile, temsilciler kurulunda mutlak eşitlik ilkesinden ayrılmış buna karşılık ortaklar açısından, mutlak eşitliği, yani bir kişi = bir oy kuralını korumuştur.17
Oy hakkı AŞ’lerden farklı olarak paya değil ortaklık mevkiine tanınmıştır.18 Kooperatiflerde, ortağın sermaye payı göz önünde tutulmaksızın, genel kurulda her ortağın bir oy hakkı vardır. Ayrıca AŞ’lerde ortakların oyda imtiyazlı paylara sahip olması mümkün iken kooperatiflerde böyle bir imtiyazın tanınması söz konusu olmayacaktır.

Koruyucu Haklar

Bilgi alma hakkı. YK’nın risturnun (gelir gider farkı) dağıtımına ilişkin tekliflerin
içeren yıllık çalışma raporu ve bilanço ile denetçilerin 66. Madde hükümlerine uygun olarak tanzim edecekleri rapor yıllık GK toplantısından en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile Kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların incelemesine açık tutulur. (KoopK.m.24/1) YK ile denetçiler yıllık raporlarında Koop’un ekonomik ve mali durumu ile işleri ve bunların sonuçları hakkında bilgi vermek zorundadırlar.19 Bu belgelerden bilgi edinilmesine yönelik hak, mutlak eşitlik ilkesinin bir sonucudur. Aynı zamanda kooperatifin amacına ulaşabilmesi için zorunlu olan karşılıklı yardım ve dayanışma, ortağın kooperatifte olup bitenlerden bilgi sahibi olması, güven duygusu içinde bulunması ve ilgisini kesmemesi koşullarına bağlıdır.20 Ortağa bizzat inceleme hakkı tanınmışsa da, rapor ve hesapların “kulis”lerinin bilinmemesi, kişisel incelemeyi yüzeyde bırakır.21 Yani incelemenin amacına ulaşabilmesi için o iş veya işlemin iç yüzünün de bilinmesi gerekir. Ayrıca kooperatif ortakları, bu belgelerin incelenmesi hususunda yeterli bilgiye sahip olmayabilir. Bu hususların en objektif ve tarafsız ölçüler içerisinde ortaklara anlatılması denetçilere düşen bir görev olmaktadır.22
KoopK. m.24’teki sayım tahdididir ve eğer bu belgeler dışında, ticari defterler ve haberleşme ile ilgili hususların incelenmesi söz konusu olacaksa genel kurulun açık müsaadesi veya yönetim kurulunun kararı gerekecektir. (KoopK. m.25) Bu durumda, ticari defterlerdeki kayıtlar belgelere istinat ettiği için kayıtlara mesnet olan vesikalar (fatura, makbuz, banka cüzdanı, çekler, kambiyo senetleri, adi senetler, tediye, tahsil, mahsup fişleri, sair kıymetli evrak) da incelenebilecektir.23
İncelenmesine müsaade edilen defter ve vesikalardan öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere, hiçbir ortak kooperatifin iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir.(KoopK. m.25/f.1, c.2) Her ortak ne suretle olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa dahi daima gizli tutmak zorundadır.(KoopK.m.25/f.1,c.3).Aksi takdirde tazminat ve cezai yaptırım uygulanabilecektir. Ancak cezai yaptırımın, yani seçimlik sayılan bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasının tatbik edilebilmesi için “herhangi bir zararın umulmasına” gerek yoktur. (KoopK.m.25/f.1,c.4) Ayrıca TCK m.239’da “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” başlığı altında da bu durum suç olarak düzenlenmiştir. TCK’da hukuka aykırı yolla elde eden kişi ile normal yolla elde eden arasında bir ayrım yapılmış ve ona göre ceza öngörülmüştür. 25. maddede ise bu konuda bir ayrım yapılmamıştır.
Denetleme hakkı(m. 25). Ortağın, incelemesine ve bilgi edinmesine müsaade edilen
belgelere bağlı ve onlarla sınırlı bir denetleme hakkı vardır.24 Denetleme hakkı, bilgi alma hakkından daha geniş bir kavramdır.25 Bilgi alma hakkını kullanan ortak, bunun sonucunda oluşan kanaatinin doğruluğunu araştırmak adına denetleme yoluna gidebilecektir.
Denetleme hakkının kullanılması, genel kurul gündemine madde koydurmak veya yönetim kuruluna yapılan müracaat üzerine müspet bir cevap alınması ile mümkün olacaktır.

Bozulma(iptal) davası açabilme hakkı. Bu hak, KoopK.m.53’te düzenlenmiş olup
AŞ’lerde iptal davasının sebepleri ve iptal davası açabilecek kişileri düzenleyen TK m.445 ve 446 ile paraleldir. Bu benzerlik, anonim ortaklıklar konusundaki içtihatların, kooperatifler açısından da yol gösteici olmasına yol açmıştır.
Bu davayı açabilecek kimseler tahdidi olarak şu şekilde sayılmıştır:
1. Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri.
2. Yönetim Kurulu.
3. Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri.
GK kararlarının iptali davası açmanın birinci şartı, kooperatif ortağı sıfatına sahip olmaktır. Kooperatif ortağı olduğu tespit edildikten sonra yukarıda sayılan şartları yerine getirip getirmedikleri araştırılacaktır.
İkinci şart, KoopK. m.53 gereğince “toplantıyı kovalayan günden itibaren bir aylık” sürenin kaçırılmamış olması gerekir. AŞ’lerde ise bu süre üç aydır. Kanunda, bozma sebepleri olarak kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırılık gösterilmiştir. Yukarıda saydığımız usuli incelemeler gerçekleştikten sonra bozma sebepleri incelenecektir. Uygulamada, bozulma davası açabilmek için genel kurulda muhalif oy verme şartı aranmıştır. Yani çekimser kalınması durumunda bu hak kullanılamayacaktır.
YK üyelerine karşı sorumluluk davası açabilme hakkı. KoopK m. 98 yollaması
nedeniyle ortaklar, kooperatif ve şirket alacaklıları TK. m. 553,555,556,560 ve 561 hükümleri gereğince YK üyelerine dava açabileceklerdir. TK. m.553 gereğince bu hakkın kullanılabilmesi için kanundan veya esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini YK üyelerinin kusuruyla ihlal etmesi gerekmektedir.
Çıkma hakkı. Kooperatif üyelerine tanınan çıkma hakkı, üyelik ilişkisini sona
erdirmeye yönelik bir fesih beyanıdır.26 Bu hususta ayrıntılı bilgi için kooperatif üyeliğinin ortağın iradesiyle sona ermesi(çıkma) konusunu düzenleyen TK. m. 10-13’e atıf yapmakla yetiniyoruz.
Azınlığa tanınan haklar. Kooperatiflerde kural olarak çoğunluk esası
uygulanmaktadır. Genel kurul halinde toplanan ortakların çoğunluk esasına göre verdikleri bu karar, aleyhte oy kullananları, çekimserleri ve toplantıya iştirak etmeyen ortakları da bağlayacaktır.
Çoğunluk esasının istisnasız uygulanması, azınlıkta kalanların birtakım temel menfaatlerini zedeleyebilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle kanunkoyucu, bu menfaatlerin muhafazası gayesiyle azınlığa birtakım haklar tanımıştır. Bu haklardan bir kısmı KoopK.’da doğrudan düzenlenmiş iken, bunların dışındaki haklar KoopK. m.98’deki atıf gereği TK.’nın anonim ortaklıkların ilgili maddelerinde karşımıza çıkmaktadır. KoopK .m. 44’te Genel Kurulun toplantıya çağrılması, m.46/2’de ortakların gündeme madde koydurtması dörtten az olmamak kaydıyla ortakların en az 1/10’unun muvafakatiyle gerçekleşir. Bu nisabın düşük tutulmasının nedeni azınlık haklarının korunmasıdır. Azınlık hakları, olumsuz ve olumlu olarak iki grupta incelenir.27
Olumsuz azınlık hakları. Azınlığın, menfi oy kullanarak kararın oluşmasına engel
olduğu haller, olumsuz azınlık haklarını teşkil eder.28 Kararın alınabilmesi için azınlığın da müspet yönde oy kullanması gerekir. Örneğin, kooperatifin dağıtılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3’ü gereklidir.(KoopK. m.51)Ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümleri ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların ¾ ünün rızası gereklidir.(KoopK. m. 52/f1, c.1) Birleşme neticesinde dağılan kooperatifin ortakları için şahsi sorumluluk ve ek ödeme yükümlülüğü doğduğu veya ağırlaştığı takdirde birleşme kararı ancak ortakların 3/4 ünün çoğunluğuyla verilebilir.(KoopK. m.84/ f.1, 11, c.1)
Olumlu azınlık hakları. Olumlu azınlık hakları, azınlığın kanunun kendisine tanıdığı
hususlarda talepte bulunabilmesi hakkıdır.29 Örneğin, TK. m. 420’de finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular hakkında yapılacak toplantı azınlığın kararı ile ertelenebilmektedir.(KoopK.m.98)
Her pay sahibine özel denetim isteme hakkı tanınmıştır.(TK.m438/1-KoopK. m. 98) Ancak özel denetçinin atanabilmesi, genel kurulun onayına bağlanmıştır.(TK.m.438/f.2) Ancak bu husus tamamen de genel kurulun takdirine de bırakılmamıştır. Şayet genel kurul bu istemi reddederse azınlığa asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi isteme hakkı tanınmıştır ve bu da bir olumlu azınlık hakkı olarak karşımıza çıkmaktadır. (TK. m. 439/1)
Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler. (KoopK. m.66/3)
Dört ortaktan az olmamak kaydiyle ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine GK toplantıya çağırılır.( KoopK. m.44/1) Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantısından en az 20 gün önce yazılı olarak bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur.(KoopK. m.46/2)

Malvarlığı Hakları
Gelir- gider farkı (risturn) üzerindeki pay hakkı. Kooperatif, yapısı gereği kara yönelmemek durumundadır. Fakat her ekonomik işletme gibi kooperatifin de varlığını sürdürebilmesi, ortaklarının ekonomik ve mesleki ihtiyaçlarını sağlayıp koruma veya geliştirme amacını gerçekleştirebilmesi, masraflarını karşılamasına bağlıdır.30 Ancak bu da yeterli değildir. Çeşitli ekonomik rizikoların da hesaplanması ve ortaya çıkmaları halinde zararlarının ortadan kaldırılması veya doğrudan doğruya gerçekleşmelerinin önlenmesi zorunludur.30 Bu açıdan sermaye, ödenti, ek ödemeler gibi gelirler, kooperatifin masraflarının ve rizikonun karşılanması için yeterli olmayacaktır. Öyle ise kooperatif, ortaklarına sağladığı yararı, elde ettiğinden pahalıya vermek zorundadır. İşte yararın elde edilmesi ile ortaklara geçirilmesi arasındaki fark, kooperatiflerde, kanunumuzun gelir gider farkı (KoopK. m.38 vd.) diye adlandırdığı kavramı ortaya çıkarır.31 Kanunkoyucu kar terimini kooperatiflerin mahiyetine uygun düşmeyeceğini öngördüğünden dolayı özellikle kullanmamıştır. Kooperatiflerde ortak dışı işlemler, kural olarak kabul edilmediği, sadece istisnaen yapılmasına müsaade olunduğu için organ durumundaki kooperatif işletmesinin kendi kendisi ile işlem yapmasından kar elde etmesi mantık ile uyuşmaz.32 Kar, ortaklıklar için, “elde edilme amacı” taşır. Oysa kooperatiflerdeki gelir gider arasındaki olumlu fark kendiliğinden ortaya çıkar. Kooperatifin amacı böyle bir fark ortaya çıkarmak değil, ortaklığı sürdürmek ve amaçlarını gerçekleştirmektir. Ancak ikinci derecede ve tamamiyle istisnai anlamda karın oluşması da mümkündür.33
Kooperatifin kar elde edebildiği alan olan ortak dışı işlemlere ağırlık vermesi, kooperatifin , kooperatifin varlık amacıyla çelişmesine neden olur. Gelir gider farkının paylaşılmaması kural, paylaşılması istisnadır. Paylaşılabilmesi için anasözleşmede öngörülmesi şarttır. Paylaşılması öngörülmemiş gelir gider farkı ortaklarla yapılan işlemlerden kaynaklanmış sa yedek akçelere eklenir; ortaklık dışı işlemlerden kaynaklanmışsa kooperatifin gelişmesine yarayacak işlerde kullanılmak üzere özel bir fonda toplanır. Paylaşılması öngörülmüşse paylaşma, ortakların muameleleri oranında yapılır.(paylaşmanın ayrıntıları hususunda ayrıntılı bilgi için bknz. KoopK. m.38) Yani ortakların getirdikleri sermayenin büyüklüğüne göre bir dağıtım yapılmaz.
Bir ortağın şahsi alacaklıları, ancak ortağa ait faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen
miktarı ve kooperatifin dağıtılmasında ona düşecek payı haczettirebilirler. (KoopK. m.19/son)Ancak gelir gider farkının paylaştırılacağına dair husus anasözleşmede belirtilmediyse, ortağa düşecek bir pay da söz konusu olmayacağından şahsi alacaklının bunu haczettirmesi mümkün olmayacaktır.
Tasfiye artığı üzerindeki hak. Tasfiye haline giren kooperatifin tüm borçları ödendikten
ve ortak pay bedelleri geri verildikten sonra kalan mallar ancak Anasözleşmede bu husus öngörülmüş olduğu takdirde, ortaklar arasında paylaştırılır. (KoopK.m.83) Buna göre bir ortağın şahsi alacaklıları ancak anasözleşmede tasfiye artığının paylaşılmasına cevaz verildiği takdirde bu payı haczettirebilirler.
Kooperatif tesis ve olanaklarından yararlanma hakkı. Kooperatif, amacı itibarıyla içe
dönük, yani yararlarını kural olarak sadece ortaklarına sağlayan bir kişi birliğidir.34 Bu nedenle kooperatif tesis ve olanaklarından yararlanma hakkı, kooperatif olma bilincinin önemli bir sonucudur. Mesela bir hukuk kütüphanesi kooperatifini ele alalım. Bu kooperatifin amacı, bünyesine çeşitli hukuk kitaplarını toplayarak zengin bir kütüphane oluşturmak ve bundan ortakların maksimum oranda faydalanabilmesini sağlamaktır. Bu hakkın, kanuni dayanağını KoopK. m.1 oluşturur. Örneğin; bir tarım kooperatifine giren ortağın izlediği amaç, kooperatifin sahip olduğu tarım makinalarını, değirmen, su kanalları, küçük enerji santralleri gibi tesisleri, taşıma araçlarını kullanmaktır.
Bu hak, anasözleşme ile veya anasözleşmeye dayanan iç yönetmelikle düzenlenebileceği gibi ortakla kooperatif arasında yapılan bağımsız bir sözleşmeyle de düzenlenebilir. Her iki ihtimalde de 23. maddede öngörülen eşitlik prensibi uygulanacaktır. Birinci ihtimalde eşitlik ilkesi doğrudan doğruya etkili iken ikinci ihtimalde “benzer sözleşmeyi benzer şartlarla yapmasını istemek hakkı” söz konusu olur. 35
Borçlar
Ortaklarının iktisadi menfaatlerinin gerçekleşmesi için var olan kooperatif, ortaklarına çeşitli haklar bahşettiği gibi birtakım borçlar da yüklemektedir. Nimet-külfet dengesi bunu gerektirir. Zira kooperatifin tanımında (KoopK m.1) da yer aldığı üzere bu iktisadi menfaatler, ortakların işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle mümkün olacaktır. Şerik(ortak) şirket mukavelesinde tayin edilen gayenin istihsali için kendisinden beklenen yardımı göstermekle mükelleftir.36
Sermaye Koyma Borcu

Nakit sermaye koyma. KoopK.m.27’ye göre ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Anasözleşmede yüklenilen paraların tümünün ödenebileceği kararlaştırılabilirse de hiç ödenmemesi kararlaştırılamaz. Zira kanunun 4. maddesinde anasözleşede yer alması zorunlu unsurlar arasında nakdi sermayenin ¼ ünün nakit olarak ödenmesi yer almaktadır. Bu borcun yerine getirilmemesinin müeyyidesi aşağıda ayrıntılı şekilde açıklanacak olan “ortaklığın kendiliğinden düşmesi” dir.
Ayni sermaye koyma. Ayın nevinden sermaye konması veya kooperatifin mevcut bir işletmeyi veya ayınları devralması anasözleşme ile kabul edilebilir.( KoopK.m.20) Bu ayınların değeri anasözleşme ile kararlaştırılmışsa sorun yoktur. Ancak anasözleşme ile kararlaştırılmamışsa bilirkişi marifetiyle yapılacaktır. Bilirkişinin seçimi noktasında toplanacak olan genel kurul, ortak adedinin 2/3ünü temsil eden ortakların çoğunluğu ile karar verecektir. Bu kurulun toplantıya çağrılması da kuruluştan önce ya da sonra ortak olunmasına göre farklılık arz etmektedir. Kuruluştan önce çağrı, kurucular tarafından; kuruluştan sonra ise yönetim kurulu tarafından yapılır.(KoopK.m.21) Demek ki bu konuda, KoopK. m.43’te çağrıya yetkisi olanlar” içerisinden YK dışındaki diğer organlar, çağrı yetkisini haiz değildir.
Ortakların 2/3’ünün birleşmesi mümkün olmayan hallerde bilirkişinin seçimi sulh mahkemesinden istenir.(KoopK.m.21/3)
Seçilen bilirkişi veya bilirkişiler tarafından verilen rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde mahalli sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilirler(KoopK.m.21/f.1) Bu fıkrada kimlerin itiraz edebilecekleri açık değildir. “Karşı” ile “tebliğ” kelimeleri arasına “ortaklar” kelimesi eklenirse hüküm anlaşılır hale gelecektir.37 Bilirkişi raporunu incelemek üzere ikinci bir genel kurul toplantısı yapılacağından ve raporun aynen veya değiştirilerek kabulü veya reddi hakkında bu kurulda bir sonuca varılacağından sulh hukuk mahkemesine yapılacak itirazın lüzumsuz olduğu söylenebilir.38
İkinci genel kurulda ortak sayısının en az yarısının aseleten ve temsilen toplantıda bulunması gerekir.
21. ve 22. maddede temsilen oy kullanılması hakkında m.49 gereğince anasözleşmede belirtilmesi ve yazılı izin şartları aranacaktır.
Ayni sermaye getiren ortak, anasözleşmede veya sonradan ikinci genel kurul toplantısında tespit edilen değer üzerinden kooperatifin ortağı olur ve o miktar üzerinden ortaklık payına sahip olur.38

Ortaklığın kendiliğinden düşmesi(KoopK.m.27). Ortakların yüklendikleri paylar için
ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. (KoopK.m.27/ c.1) Bu fıkradaki tanzim, ortakların taahhüt edecekleri payların en az tutarının anasözleşmeyle tespitini öngörmektedir.39 Bu durumda 19. madde gereğince, ortaklık payı açısından anasözleşmede en yüksek had öngörülmemişse her ortak için bu tutar, 100.- lira ile 500.000.- lira arasında olacaktır. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklardan elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister.(KoopK.m.27/c.2) Bu durumda ortaklığın düşmesine neden olacak yükümlülükler iki türlüdür. 1)Sermaye yüklemelerinde borçlu olmak. Bu ihtimalde sermaye borcunun kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi söz konusudur. 2)Sair ödemelerle yükümlü olmak. Kooperatif çalışmalarına mali kaynak sağlamak üzere ortaklar için söz konusu edilebilecek ek yükümlülükler “sair ödemeler” olarak adlandırılır.40 Bu kavramın içine, sermaye dışında kalan ve ortaksal faaliyetten doğan tüm borçlar girmektedir.39 Ek ödeme yüklemi(KoopK.m.31), giriş ödentisi, yıllık ödentiler gibi ödemeler örnek olarak verilebilir. Ortağın kooperatif dışı bir işlemden borcu olması ve bunu yerine getirmemesi halinde KoopK.m.27’deki müeyyideden yararlanılamaz.41 Mesela ortağın kooperatife olan bir kira borcunu, aldığı ödüncü, herhangi bir işlemden doğmuş sermaye borcunu ödememesi halinde ortaklığın düşmesi söz konusu olamaz.42 Bu halde ortak, kooperatif için 3. Kişi konumundadır. Borcun yerine getirilmemesi durumunda, ortağa bildirim yapılması; elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu ikisinden biri mümkün olmazsa ilanla yapılacaktır. Bu bildirimin noter ve adli tebligat hükümlerine göre yapılması gerekmemekle birlikte ispat kolaylığı açısından tercih edilmesinde yarar vardır. Münasip sürenin belirlenmesi konusunda ortak açısından sübjektif bir değerlendirme yapılması gerekir. Yani iyiniyet kuralları çerçevesinde, ortağın borç miktarı ve bildirimin ortağa ulaşma süresi dikkate alınmalıdır. Tabi verilen bu sürenin kooperatifin menfaatlerini de ihlal etmemesi gerekecektir. Çıkarlar dengesi ve iyiniyet esasları çerçevesinde somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılacaktır. Münasip sürenin geçirilmesi ancak ortağın ödemede bulunmaması halinde ikinci istemde bulunulur. Bu halde ortağa bildirimin şekli belirtilmemiştir. Ancak talep aynı olduğundan, bunun da birinci istekteki şekilde olması zorunlu gözükmektedir.43 İkinci istemden sonra bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Bir aylık süre, nisbi emredici bir hükümdür. Yani ortaklar yararına uzatılabilirse de kısaltılması mümkün değildir. Anasözleşme ile de daha kısa bir süre öngörülemez.Sermaye veya sair ödemelerle yükümlü olan ortağın, ortaklığının kendiliğinden düşmesi söz konusu olabilmesi için öncelikle kooperatif organlarınca alınan kararların ve getirilen yükümlülüklerin anasözleşme ve kanunlara uygun olması gerekir.44 45 Ortaklığın kendiliğinden düşmesi sonucunun gerçekleşmesi için kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi yeterli olup ayrıca bir organın karar almasına gerek yoktur. Fakat, ana sözleşme ile ıskatı bir karar alınması sistemine bağlamak da mümkündür.46 Ancak Yargıtay’ın görüşü,27. maddede her ne kadar “ortaklığın kendiliğinden düşmesi” denilmişse de ortaklığın düşmesi “ortaklıktan çıkarılma” sonucunu doğuracağından bunun ancak kooperatif yetkili organlarınca verilecek kararla mümkün olacağı yönündedir.47 48 Bu şekilde bir kabul tarzı bizi hesaplaşma esaslarının da KoopK.m.17 çerçevesinde gerçekleşmesine götürür. Ancak aksi yöndeki görüşe göre49 , ortak, ortaklığın düşmesi anına kadar payı için yaptığı ödemelerden yoksun bırakılarak çıkarılır. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.(KoopK.m.27/f.1.c.4) “doğmuş borçlar” ibaresi ile muaccel borçlar kastedilmektedir. Yoksa anasözleşmenin öngördüğü bütün yapma ve yapmama borçları varlıklarını sürdürmez. Fakat yukarıda “sair ödemeler” konusuyla alakalı olarak ele aldığımız üzere “diğer suretlerle doğmuş borçlar” ibaresi ile de anasözleşme dışındaki tüm borçlar değil, kooperatifsel nitelik taşıyan borçlar kastedilmektedir. Kooperatifte muaccel hale gelmiş alacağı olan ortakların, bu alacaklarını aidat veya benzeri borçları ile takas ve mahsup etme olanakları vardır.50
Son olarak belirtmek gerekir ki gereğince bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. (BK. 147/f1-4.)
Ortaklık payı (KoopK.m.19). Ortaklık payı, birim değerlere bölünmüş sermaye parçasını belli eder. Pay bir bütündür. İki veya daha fazla parçaya bölünemez. Bu nedenle bir payın iki veya daha fazla kişi tarafından birlikte alınması ve kooperatife üye olması mümkün değildir.51 Yargıtay ise payın bölünmezliği ilkesini kabul etmekle birlikte bunu “kooperatife karşı bölünememe” şeklinde ifade etmiştir. Bu durumda kooperatife yönelik haklar TK.m.477 uyarınca temsilci aracılığıyla kullanılacaktır.52 Ayrıca yine Yargıtay, bölünmüş payın yönetim kurulunca kabul edildikten sonra, belli bir sürenin geçmesi halinde ihraç müessesesinin uygulanmasının MK.2’ye aykırı olduğunu ifade etmiştir.53 Kanaatimce Yargıtay kararları isabetsizdir. KoopK. m19/1’in varlığı ve kanunun herhangi bir istisnaya yer vermemesi ile ortakların hakları açısından sorunlara yol açıcı nitelikte oluşu payın bölünmesine engeldir. Bu durum özellikle katılma hakları açısından sıkıntı yaratacaktır. Mesela oy hakkı açısından mutlak eşitlik ilkesi geçerlidir. Genel kurulda her ortak yalnız bir oya sahiptir. Yani ortaklık payı birden fazla olan ortak daha fazla oy hakkına sahip olamaz. Bunun tersi de geçerli olmalı.Yani ortaklık payı birden az olan ortak da oy hakkından eşit oranda yararlanmalıdır. Miras yoluyla intikal suretiyle bir payın birden fazla kişiye ait olması ancak anasözleşmede belirtilmesi halinde mümkün olacaktır. Bu halde KoopK. m.98’in atfı nedeniyle TK. m.477 uygulanacaktır. Şirkete karşı haklarını ancak bir temsilci aracılığıyla kullanabileceklerdir. KoopK. m.19 uyarınca kooperatife giren her şahıstan en az bir ortaklık payı alınması gerekir. Ortaklık payı, ortakların kooperatife katılmak için sermaye taahhütlerinin miktarını gösterir ve bu payların toplamı kooperatifin sermayesini meydana getirir.54 Anasözleşmeyle bir ortağın alabileceği pay konusunda bir üst sınır getirilebilir. Ancak üst sınır getirilmediyse de ortaklar en fazla 5000 pay taahhüt edebilirler. Kooperatif üst kuruluşlarına iştirak edenler ise en az 50 pay taahhüt ederler.( KoopK. m.19) Bir ortaklık payının değeri 100.- liradır (Ortaklık payı değerinin 2009/15233 sa. Karar ile değiştirilen şeklidir.)ve bu değer Bakanlar kurulu kararıyla artırılabilecektir.(KoopK. m.19/3) 2009 yılında yapılan değişikliğe binaen Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 2010/2 No.lu Tebliği uyarınca payın değeri hakkında mevcut kooperatiflerin anasözleşmelerinde değişikliğe gidilmeden ve genel kurul kararına gerek kalmadan bu değer 100.-lira olarak tamamlanacaktır. Tebliğde ayrıca asgari ortaklık payı birden fazla olan kooperatiflerde ortaklık pay değerinin artışına bağlı olarak tediye edilecek sermaye tutarının fazla olması halinde anasözleşmede değişikliğe gidilmesi gerektiği vurgulanmıştır.55 Senetle temsil edilmeyen paylar 100 lira itibar olunur.(KoopK. m.19/f.4-c.2) Uygulamada ortaklar çıplak payları taahhüt etmekte ve ödemelerine karşılık kooperatifçe kendilerine makbuz verilmek suretiyle pay sahipliklerini belgelendirmektedirler.56 Hükmün konuluş amacı da bu durumlarda payın değerini belirli hale getirmektir. AO’lardaki pay senetleri ile kooperatiflerdeki pay senetleri birbirinden farklıdır. Anonim şirketlerde payın senede bağlanması halinde pay ile pay senedi arasında kıymetli evrak kurallarına göre hukuki bir ilişki doğduğu halde kooperatiflerde çıkacak ortaklık payı belgelerinde böyle bir durum söz konusu değildir. AO’larda pay senetlerinin serbestçe el değiştirmesi caizidir. Kooperatiflerde ise pay senetleri ancak ortaklık haklarının devri suretiyle başka bir ortağa devredilebilirler. 57
KoopK.m.18’de düzenlenen ortaklık senedi ile ortaklık payı belgesi( senedi) birbirine karıştırılmaktadır. Bu karışıklığın sebebi m.19/f.3,c.1 ‘de de “ortaklık senedi” ifadesinin kullanılmasıdır. Yani kooperatiflerde ortaklık senedi ve pay senedi( belgesi) olmak üzere iki tip senet vardır.
Ortaklık senedi.Her ortağın üyelik haklarının ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır. ( KoopK.m.18/f.1,c.1) Ortaklık senedi ortaklık sıfatının kazanılmasına ilişkin bir belge olmayıp ortaklıktan doğan hakların kullanılması konusunda bir ispat vasıtasıdır. Ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde değildir. Ortaklık senedinin kıymetli evrak niteliğinde olmadığı belirtilerek bu belgenin devri yoluyla ortaklığın devredilemeyeceği açıklığa kavuşturulmak istenmiştir. Zira kooperatiflerde ortaklığın devri istisnai niteliktedir.Ortaklık senedinde kooperatifin unvanı, sahibinin adı ve soyadı, iş ve konut adresi, kooperatife girdiği ve çıktığı tarihler yazılır ve bu hususlar senet sahibi ile kooperatifi temsile yetkili kimseler tarafından imzalanır.( KoopK.m.18/1.c.2) Kanunda geçen “çıktığı tarih” ifadesinin “ortaklıktan çıkarılma” durumunu kapsamadığına kanaat getirilmemelidir. Çıkarılma tarihinin de senede yazılması yerinde olur. Ortaklık senedine ortağın yatırdığı ve çektiği paralar kaydedilir. Bu kayıtlar kooperatifin ödediği paralara ilişkin ise ortak imza eder. İmzalı ortak senedi makbuz hükmündedir. (KoopK.m.18/f.1-c.3,c.4,c.5) Ortağın kooperatiften aldığı paralar için imzaladığı ortaklık senedi, makbuz hükmünde olacağı halde tersi durumda ne olacağı kanunda belirtilmemiştir. Bu durumda ortaklık senedine, kooperatife ortağın yatırdığı paralar için, kooperatifin sorumlu yöneticilerinin imzalarının alınmasına zorlanamayacakları sonucuna varılmalıdır.58
Ortaklık senedi, anasözleşmeyi ihtiva etmek suretiyle ortaklık cüzdanı şeklinde düzenlenebilir.
Diğer Borçlar
Sır saklama yükümlülüğü, bağlılık yükümlülüğü, haksız yere ve kötüniyetli alınan risturnun iade yükümlülüğü de ortaklar için yapma veya kaçınma şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Sır saklama yükümlülüğüne yukarıda değinmiştik.
Bağlılık yükümlülüğü. Ortaklar, kooperatifin menfaatlerini gözetme ve bu menfaatlere aykırı davranmama yükümlülüğü altındadır. Kanunda doğrudan düzenlenmeyen bu hüküm, affectio societatis unsurundan kaynaklanır. Yani ortakların müşterek gaye için birlikte hareket etmesi gerekmektedir.Affectio societatis, ortağın olumlu bir harekette bulunması şeklinde söz konusu olabileceği gibi ortağın, amacın gerçekleşmesini önleyici hareketlerde bulunmaması yani bir yapmama yükümü de olabilir. Kooperatife karşı olumsuz propoganda yapmamave rekabete girmeme örnek olarak verilebilir.
Haksız yere ve kötüniyetli alınan risturnun iade yükümlülüğü. KoopK.m98’in atfı ile ortaya çıkmış bir yükümlülüktür. TK’nın 512. maddesinde bu husus düzenlenmiştir. Ancak burada pek tabii risturn değil, kar payı ve hazırlık dönemi faizinden bahsedilmiştir.

Sonuç

1163 sayılı Kooperatifler Kanunumuzun incelemiş olduğum “Hak ve Ödevler” kısmındaki hükümler ile bununla alakalı kısımlar büyük ölçüde kooperatifçiliğin temel ilkeleriyle uyum içerisindedir. Ancak denetleme ve bilgi alma haklarının kısıtlı olması eleştiri konusu yapılabilir. Kooperatifler Kanunu, bu hususu AO’larla paralel düzenlemiştir ancak kooperatifin ortakları ile ilişkileri ile AO’ların ortakları ile ilişkileri birbirinden çok farklıdır. Bu hakların kısıtlanması Kooperatiflerdeki dayanışma ve güven ortamını zedeleyebilecektir.
Cümle kurulumundaki hatalar, yanlış kullanılan kavramlar, çelişkili ifadeler karşımıza çıkmaktadır. Bu hatalar büyük oranda yorumla bertaraf edilebiliyorsa da düzeltilmelidir. Örneğin; 19. maddenin birinci fıkrasının ilk cümlesinde, “en az bir” ortaklık payı alınması öngörülmüşken, ikinci cümlesinde, anasözleşme en yüksek had tespit ederek” bu had dahilinde birden fazla pay” alınmasına cevaz verebilir şeklinde ifade edilmesi doğru bir anlatım tarzı değildir. Birden fazla pay alabilmek için bunun anasözleşmede gösterilmesinin şart olabileceğini düşündürmektedir. Ayrıca 21/4’te sulh mahkemesine kimin itiraz edeceği açık değildir. 25. maddede öngörülen cezai müeyyidenin, iş sırrının normal yolla ya da hukuka aykırı yollara başvurularak öğrenilmesi hususunda bir ayrıma gidilmesi hakkaniyetli olacaktır. Zira TCK m. 239’daki düzenleme bu şekildedir.





Kısaltmalar
KoopK : Kooperatif Kanunu
TK : Ticaret Kanunu
YK : Yönetim Kurulu
GK : Genel Kurul
TCK : Türk Ceza Kanunu
MK : Medeni Kanun
AO : Anonim Ortaklık
m : Madde
f : Fıkra

Kaynakça
Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (n.d.) Dünyada Başarılı Kooperatifçilik Uygulamaları. [online] http://www.gumrukticaret.gov.tr [E.T.: 17 Mayıs 2013].
Güven, S. (1997) Ekonomik Demokrasi ve Servetin Geniş Kitlelere Yayılmasında Kooperatifçilik Politikası. Bursa.
Hirsch, E. (1940) Ticaret Hukuku Dersleri Cilt 2. 2nci baskı. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları
Karahan, S. (2012) Şirketler Hukuku. Konya: Mimoza
Karayalçın, Y. (1973) . 2nci baskı. Ankara
Poroy, R. ve Tekinalp, Ü., et al. (2009) Ortaklıklar ve kooperatif hukuku. 11Nci baskı. I?stanbul: Vedat Kitapc?ılık
Şimşek, E. (1980) KOOPERATİF ORTAKLIKLAR MEVZUAT VE UYGULAMA. Ankara: Yonca Matbaası
Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası
Tekinalp, Ü. ve C?amog?lu, E. (2012) Ac?ıklamalı, notlu ve kars?ılas?tırmalı 6102 sayılı [yeni] Tu?rk ticaret kanunu ve ticari? mevzuat. Istanbul: Vedat Kitapc?ılık
Ulusoy, Y. (1979) Kooperatif Teşekkülleri. Ankara: Tisa Matbaacılık




1 Güven, S. (1997) Ekonomik Demokrasi ve Servetin Geniş Kitlelere Yayılmasında Kooperatifçilik Politikası. Bursa.
2 (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, n.d.)
3 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.29.
4 Karahan, S. (2012) Şirketler Hukuku. Konya: Mimoza, s.824.
5 Karahan, S. (2012) Şirketler Hukuku. Konya: Mimoza, s.824.
6 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.29.
7 Poroy, R. ve Tekinalp, Ü., et al. (2009) Ortaklıklar ve kooperatif hukuku. 11. baskı. I?stanbul: Vedat Kitapc?ılık, no: 1853, s.1012.
8 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.249.
9 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.251.
10 Y.11. HD. 3.3.1981,E.1981/287, K.1981/910
11 Poroy, R. ve Tekinalp, Ü., et al. (2009) Ortaklıklar ve kooperatif hukuku. 11. baskı. I?stanbul: Vedat Kitapc?ılık, no:1857, s.1013.
12 Poroy, R. ve Tekinalp, Ü., et al. (2009) Ortaklıklar ve kooperatif hukuku. 11. baskı. I?stanbul: Vedat Kitapc?ılık, no: 1859 , s.1014.
13 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.41.
14 Kooperatif Kanunu Madde 26
15 Y .12.12.1979 E.1979/11-149 K.1979/1561
16 Karahan, S. (2012) Şirketler Hukuku. Konya: Mimoza, s.824.
17 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.51.
18 Çevik, O. (1999) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.406.
19 Poroy, R. ve Tekinalp, Ü., et al. (2009) Ortaklıklar ve kooperatif hukuku. 11. baskı. I?stanbul: Vedat Kitapc?ılık, no: 1868 , s.1017.
20 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.272.
21 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.52.
22 Ulusoy, Y. (1979) Kooperatif Teşekkülleri. Ankara: Tisa Matbaacılık, s.325.
23 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.274.
24 Poroy, R. ve Tekinalp, Ü., et al. (1977) Ortaklıklar ve kooperatif hukuku. 1. baskı. I?stanbul: Vedat Kitapc?ılık, No:1647 , s.623.
25 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.52.
26 Karahan, S. (2012) Şirketler Hukuku. Konya: Mimoza, s.540.
27 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.281.
28 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.281.
29 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.438.
30 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.57.
31 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.58
32 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.59.
33 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.60.
34 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.66.
35 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.67.
36 Hirsch, E. (1940) Ticaret Hukuku Dersleri Cilt 2. 2. bsk. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, s.135.
37 Tekinalp, Ü. ve C?amog?lu, E. (2012) Ac?ıklamalı, notlu ve kars?ılas?tırmalı 6102 sayılı [yeni] Tu?rk ticaret kanunu ve ticari? mevzuat. Istanbul: Vedat Kitapc?ılık, s.759.
38 Karayalçın, Y. (1973) 2Nci baskı Ankara s.447.
39 Ulusoy, Y. (1979) Kooperatif Teşekkülleri. Ankara: Tisa Matbaacılık, s.337.
40 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.292.
41 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.160.
42 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.161.
43 Ulusoy, Y. (1979) Kooperatif Teşekkülleri. Ankara: Tisa Matbaacılık, s.339.
44 Şimşek, E. (1980) KOOPERATİF ORTAKLIKLAR MEVZUAT VE UYGULAMA. Ankara: Yonca Matbaası, s.112.
45 Y. 11. HD. 22.05.1975, E.75/2106, K.3494
46 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.164.
47 Şimşek, E. (1980) KOOPERATİF ORTAKLIKLAR MEVZUAT VE UYGULAMA. Ankara: Yonca Matbaası, s.114-115.
48 Y. 11. HD. 23.3.1978, E.78/923, K.1454
49 Tekinalp, Ü. (1972) Kooperatiflerde ortakların kis?isel niteliklerinin o?nemi, ortak sıfatının kazanılması ve yitirilmesi. İstanbul: I?stanbul : Faku?lteler Matbaası, s.162.
50 Y. 11. HD. 10.06.1980. E.803147, K.3089
51 Çevik, O. (1999) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.382-384.
52 Y. 11.HD. 23.12.1993 E.2213, K.8609
53 Y.11.16.11.1993, E.1214, K.7513
54 Çevik, O. (1999) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.440.
55 http://sanayi.gov.tr/
56 Çevik, O. (1999) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.246.
57 Çevik, O. (1985) Kooperatifler Hukuku Uygulaması ve ilgili Mevzuat. Ankara: Yetkin Yayınevi, s.245.
58 Ulusoy, Y. (1979) Kooperatif Teşekkülleri. Ankara: Tisa Matbaacılık, s.306-307.
---------------

------------------------------------------------------------

---------------

------------------------------------------------------------

Hak ve Borçlar 1



KONYA-2013
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Kooperatiflerde Ortakların Hak Ve Borçları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Ecem Söyleten'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
06-08-2013 - 01:32
(3916 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
6500
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 40 dakika 38 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,66 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 49617, Kelime Sayısı : 6164, Boyut : 48,45 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1675
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04399204 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.