Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Kamulaştırmasız El Atma

Yazan : Sedef Çelenlioğlu [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmemiz için İdare tarafından taşınmaza kamulaştırma yapmaksızın fiilen el atılmış olmalıdır.İdare hiçbir kamulaştırma işlemi yapmadan taşınmaza el atarsa, kamulaştırmasız el atıldığı açıktır. Ancak bazen idare kamulaştırma işlemine başlar, fakat kamulaştırma işlemini tamamlamadan taşınmaza el atar. İşte bu durumda da kamulaştırmasız el atma vardır.

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA

I) Kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmemiz için İdare tarafından taşınmaza kamulaştırma yapmaksızın fiilen el atılmış olmalıdır.
a) Bu başlığın İlk unsuru, kamulaştırmanın yapılmamış olmasıdır.

İdare hiçbir kamulaştırma işlemi yapmadan taşınmaza el atarsa, kamulaştırmasız el atıldığı açıktır. Ancak bazen idare kamulaştırma işlemine başlar, fakat kamulaştırma işlemini tamamlamadan taşınmaza el atar. İşte bu durumda da kamulaştırmasız el atma vardır.

“Uygulamada bu konuyla ilgili olarak genelde karşılaşılan durum şudur: İdare, kamulaştırma işlemine başlar, kamulaştırma işlemlerini tamamlar, bankaya taşınmazın bedelini yatırır ve bloke eder, ancak, tebligat işlemi yapmaz ya da yapamaz. İşte, idare, tebligat yapmamasına rağmen fiilen taşınmaza el atmışsa, bu durumda kamulaştırmasız el atma var, diyeceğiz. “

Buna ilişkin uygulamadan örnekler:

“Davalı idare, kamulaştırma kararı almış ve bedeli de bloke ettirmişse de, yapılmış bir kamulaştırma tebligatı olmadığından, davanın, kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davası olarak nitelendirilmesi doğrudur. ( 5.HD. 12.10.1998 T. E. 1998/10788, K.1998/14597)

“Dava, kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, 4650 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre, kamulaştıran idare tarafından kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve idare adına taşınmazın tescili davası açılabileceği, bu nedenle de davacının, dava hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmazın 19.6.1996 tarihli kararla kamulaştırılmasına karar verilmiş, ihtilafsız bedel mülk sahibi adına bankaya bloke edilmiş, kamulaştırma kararı taşınmaz malikine tebliğ edilmeden, taşınmaza 1.10.1994 tarihinde el atılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 25.maddesine göre hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için tebligatla başlar. Bu nedenle davacı tarafından açılan davanın 16.5.1956 gün ve l/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davası olarak nitelendirilip, davanın esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir” (.5. HUKUK DAİRESİ E. 2002/7510 K. 2002/13809 T. 17.6.2002)


b) Bu başlığın ikinci unsuru, idare tarafından, kamu yararı amacıyla, özel mülkiyetteki taşınmaza, fiilen el konulmuş olmasıdır:

Uygulamada görülen ve sıklıkla tartışılan konu, askeri yasak bölgelere ilişkin konudur;


Yine aynı şekilde “kamulaştırma şerhi” konulması tek başına, kamulaştırmasız el atma oluşturmaz;

“Taşınmazın tapu kaydı üzerine Kamulaştıma Kanununun 7. maddesine uygun olarak Kamulaştırma şerhi konulması fiili el atma olarak kabul edilmez ve fiili el atmayı başlatmaz. Dava dilekçesinde dava konusu taşınmaza kamulaştırma şerhinin konulması tarihinde fiilen el atıldığına dair beyan da bağlayıcı olmadığı gibi el atma tarihi konusunda kanaat verici nitelikte değildir.”( 5. HUKUK DAİRESİ E. 2002/17955 K. 2002/20473 T. 12.11.2002)





c) Fiili El Atma, sürekli ve kalıcı olması gerekiyor.

Eğer kalıcı bir el koyma yoksa; açılacak davaya artık kamulaştırmasız el atma davası diyemeyiz. Bu durumda, Adli yargıda haksız fiil hükümleri uyarınca, tazminat davası açılabileceği gibi, idari eylemden doğan zarar idari yargıda tam yargı davası açılmak suretiyle, uğranılan zararın giderilmesi talep edilebilir.

Peki görevli mahkemeyi nasıl tespit edeceğiz?

İdari mercilerin verdikleri kararlar sonucunda plan ve projelere uygun el atmadan doğan zararların tazminine ilişkin dava “ idare mahkemesinin görevine giren bir tam yargı dava”sıdır.

Bunun dışındaki haksız el atmadan doğan zararların tazminine yönelik dava ise “ adli yargının görev alanına giren, Borçlar Hukuku hükümlerine bir tazminat davası”dır.(İBK.,16.05.1956 gün, E.1958/17, K.1959/15)

II) Kamulaştırmasız el atma vardır diyebilmemiz için ikinci şart, El Atmanın Kamulaştırma Yetkisine sahip idare tarafından ve “kamu yararı” için yapılmış olmalıdır.

Yetkili olmayan idare tarafından kamulaştırma yapmaksızın taşınmaza el konulması halinde, uğranılan zararın tazmini, BK.m 41 uyarınca talep edilebilir, ancak, el konulan taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesi karşılığında taşınmazın bedelinin ödenmesi talep edilemez.

Ayrıca,Kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmemiz için idarenin taşınmaza kamu yararı amacıyla el koymuş olmalıdır. Uygulamadan bir örnek:

“Oysa, kamulaştırmasız el atmadan söz edebilmek için; el atmanın, kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olması lazım gelir. Olayımızda ise, davacının dava konusu yaptığı taşınmazına vaki el atma böyle bir amaca yönelik olmadığı gibi özellikle o yerleri kullanmadığı ve eli altında bulundurmadığı cihetle kalıcı nitelik taşıdığından söz etmek de olanaksızdır.” (3. HUKUK DAİRESİ E. 1990/15812 K. 1991/1863 T. 26.2.1991)


İşte bu anlatılanlar ışığında yapılan eylemin Kamulaştırmasız El Atma olduğunu tespit ettikten sonra, kamulaştırmasız el atmanın “ne gibi” bir hukuki sonucu olacaktır?

Taşınmazına idare tarafından el konulan malik, “El atmanın önlenmesi Davası” açabileceği gibi “bedel” davası( el konulan yerin bedelinin tahsili) da açabilir. Yani malik, bu konuda seçim hakkına sahiptir, bu davalardan dilediğini açabilir. Bunun hukuki dayanağı ise, 16.05.1956 gün ve 1-6 sayılı İBK’dır. Buna göre,

“Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulunu yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulunun bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.5.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”


I)ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI

DAVACI : El atılan taşınmazın maliki veya mirasçısı tarafından açılır.
Zilyetliğe dayanılarak bu dava açılamaz. “davacıların malik olmayıp mahkemece zilyetlik durumlarının araştırılarak malik sıfatıyla hareket ettikleri kabul edilmek suretiyle müdahalenin men’inine karar verilmesi bu nedenle doğru görülmemiştir.” ( 5. HD.30.12.1999. gün 20848/22097)
Yeni Türk Medeni Kanunun 702.maddesi uyarınca, mirasçılardan her biri bu davayı tek başına açıp tek başına takip edebileceklerdir.

DAVALI : Taşınmaza kamulaştırma yapmaksızın el koyan İdaredir. Ancak, el koyan idare, uygulamada karıştırılmaktadır.
Uygulamada en çok karşılaşılan ve karıştırılan durum, köprü yapımı,yol yapımı gibi köylere hizmet götürme ile ilgili işlerde dava köy muhtarlığına açılmaktadır. Bu davalarda husumet, İl Özel İdaresine yöneltilmesi gerekmektedir.
“ Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun uyarınca köy yollarının yapımı ve bakımı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne aittir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hükmi şahsiyeti de 5286 Sayılı Yasa ile sona ererek İl Özel İdare Müdürlüğü'ne bağlanmıştır. Bu nedenle davanı İl Özel İdare Müdürlüğü'ne karşı açılması gerektiği düşünülmeden husumet ehliyeti bulunmayan köy muhtarlığına karşı açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir”( E. 2005/11993 K. 2005/11223 T. 20.10.2005)

Görevli Mahkeme: El Konulan Yerin değerine göre tayin olunan mahkeme

Yetkili Mahkeme : Taşınmazın Bulunduğu yerdeki Mahkeme



II) BEDEL DAVASI

El konulan taşınmazın maliki, dilerse, El Atmanın Önlenmesi davası açmak yerine el konulan yerin bedelini verilmesini dava edebilir. Eğer el atmanın önlenmesi davası yerine bedel davası açarsa, malik, taşınmazın mülkiyetinin idareye devrine razı demektir. Bu nedenle bu tür bir dava yolu seçildiğinde, taşınmazın devriyle birlikte bedel talep edilmelidir.

Bedel davası, doğrudan açılabildiği gibi, önce el atmanın önlenmesi davası açılıp sonra bu dava ıslah yoluyla Bedel davasına dönüştürülebilir. El atmanın önlenmesi davası sonuçlanıp kesinleşse dahi bedel davası açılabilir.( HGK. 15.10.1975, E1975/5-741, K.976/2628)

DAVACI: El Konulan yerin maliki ve mirasçıları

DAVALI: El koyan İdare

GÖREVLİ MAHKEME: Genel hükümlere göre tayin olunacaktır. Yani talep edilen miktara göre görevli mahkeme tespit edilecektir. (Bazen, Kamulaştırma Kanunu uyarınca asliye hukuk mahkemesinde açıldığı ve mahkemenin değere göre görevsizlik kararı verdiği gözlemlenmektedir.)

“Kamulaştırma Kanununun göreve ilişkin 37.maddesi kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında uygulanmaz. Dava edilen miktara göre davaya bakmak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içindedir. İşin esasına girilerek talep hakkında karar vermek gerektiği düşünülmeden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi,” (5. HUKUK DAİRESİ E. 2002/3374 K. 2002/5778 T. 12.3.2002)

YETKİLİ MAHKEME : Yetkili Mahkeme de genel hükümlere göre saptanır.

“Kamulaştırmasız elatma nedeniyle ödence davası, davalının ikametgahında da açılabilir. Yetki yönünden usulün 13. Maddesine bağlı değildir.” (HUKUK GENEL KURULU E. 1984/3-356 K. 1984/719 T. 20.6.1984)
KDavacı bu davalarla birlikte, taşınmaz üzerinde bulunulan yapılara zarar verilmişse, tazminat davası da açabilecektir. Ayrıca açılacak davalarda ecrimisil talep edebileceği gibi bedel davasında faiz de talep edebilir.

Ecrimisil, bedel davası ile birlikte talep edildiği takdirde, malik, dava gününde bu yerin mülkiyetini idareye devretmeye razı olduğundan dava gününden sonra ecrimisil talep edilemez.

Faiz, Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, kamulaştırma yapılmaksızın el koyma nedeniyle açılan bedel davasında, el koyma gününden değil, dava gününden başlatılarak yürütülmelidir.Ayrıca istenebilecek faiz, yasal faizdir.
KAMULAŞTIRMA KANUNUNA GÖRE DAVA HAKKI
Madde 14 - (Değişik madde: 24/04/2001 - 4650/7. md.)
Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.
İdari yargıda açılan davalar öncelikle görülür.
İştirak halinde veya müşterek mülkiyette, paydaşların tek başına dava hakları vardır.
İdare, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği günden itibaren otuz gün içinde maddi hatalara karşı adli yargıda düzeltim davası açabilir.
İdare tarafından, bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde, davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da dahil edilmek suretiyle devam olunur.
Açılan davaların sonuçları dava açmayanları etkilemez.
YARGITAY 5. Hukuk Dairesi 2005/391 E., 2005/2792 K.

KAMULAŞTIRMASI ELATMA
USULÜNE UYGUN TEBLİGAT

"ÖZET"
DAVA KONUSU PARSEL İLE İLGİLİ ÇIKARTILAN KAMULAŞTIRMA TEBLİGATI, YASAYA UYGUN ŞEKİLDE DAVACIYA TEBLİĞ EDİLMEMESİ NEDENİYLE GEÇERSİZ OLDUĞUNDAN, DAVACI VEKİLİNCE AÇILAN KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZIN BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI İLE BİRLİKTE SAKLI TUTULAN FAZLAYA İLİŞKİN TALEP İÇİN AÇILAN ISLAH TALEPLİ DAVANIN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.

"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki kamulaştırması el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle İstenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Taşınmazın arazi vasfında kabulü ile gelirine göre değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle; davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

Davacı vekilinin temyiz taleplerine gelince;

Dava konusu taşınmazlardan 632 parsel hakkında kamulaştırma işleminin davacıya tebliğ edilmemesi, 631 parsel numaralı taşınmazla ilgili çıkartılan kamulaştırma tebligatının da Yasaya uygun şekilde davacıya tebliğ edilmemesi sebebiyle tebligat geçersiz olduğundan, davacı vekilince açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası ile birlikte saklı tutu-


lan fazlaya ilişkin talep için açılan ıslah talepli davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ıslah ettiği miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davacıya geri verilmesine ve davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine ve yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 17.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/9494

K. 2007/11926

T. 30.10.2007

• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI ( Davacıya Çıkartılan Kamulaştırma İşlemine İlişkin Belgelerin Usulüne Uygun Tebliğ Edilmediği - Kamulaştırma İşlemi Mal Sahibi İçin 13. Madde Uyarınca Yapılan Tebligatla Başladığı )

• KAMULAŞTIRMA İŞLEMİNE İLİŞKİN BELGELER ( Usulüne Uygun Tebliğ Edilmediği - Kamulaştırma İşlemi Mal Sahibi İçin 13. Madde Uyarınca Yapılan Tebligatla Başladığı )

• TEBLİGAT ( Davacıya Çıkartılan Kamulaştırma İşlemine İlişkin Belgelerin Usulüne Uygun Tebliğ Edilmediği - Kamulaştırma İşlemi Mal Sahibi İçin 13. Madde Uyarınca Yapılan Tebligatla Başladığı )

• USULSÜZ TEBLİĞ EDİLEN KAMULAŞTIRMA BELGELERİ ( Kamulaştırma İşlemi Mal Sahibi İçin 13. Madde Uyarınca Yapılan Tebligatla Başladığı - Kamulaştırma Bedelinin Artırılması İstemi )

2942/m.13,25

ÖZET : Dava, kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir. Davacıya çıkartılan kamulaştırma işlemine ilişkin belgelerin usulüne uygun tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13. madde uyarınca yapılan tebligatla başlar.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin arttırılması davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş, davacılar vekilince de duruşma talebinde bulunulmuş olmakla, duruşma için belirlenen 22.05.2007 günü temyiz eden davalı idare vekili Av. Aynur Dal'ın yüzüne karşı usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacılar vekili Av. Necdet Kozan'ın yokluğunda duruşmaya başlanarak temyiz isteminin süresinde olduğu görülüp, davalı idare vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, Dairemizin geri çevirme kararı üzerine gelen dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar Mahfize, İlyas, Kamil, Mecit ve Sabriye xxx'ın davasının hak düşürücü süre yönünden reddine, diğer davacıların davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm bir kısım davacılar ve davalı idare vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden, kamulaştırma işleminin davacılardan Mahfize, İlyas, Kamil ve Mecit xxx'a usulüne uygun tebliğ edildiği, adı geçen davacıların Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinde belirlenen 30 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtıkları anlaşılmıştır. Bu davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
Bu nedenle adı geçen davacılar vekilinin ve davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı Sabriye xxx vekilinin temyizine gelince;
Bu davacıya çıkartılan kamulaştırma işlemine ilişkin belgelerin usulüne uygun tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi uyarınca kamulaştırma işlemi mal sahibi için 13. madde uyarınca yapılan tebligatla başlar. Bu itibarla Sabriye xxx yönünden de işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı Sabriye xxx vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine, aşağıda yazılı kalan onama harcının davalı idareden alınmasına, 30.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Kamulaştırmasız El Atma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sedef Çelenlioğlu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
06-02-2012 - 17:34
(4465 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (17%) makaleyi yararlı bulurken, 5 okuyucu (83%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
11274
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 16 saat 8 dakika 6 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,52 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 16657, Kelime Sayısı : 2013, Boyut : 16,27 Kb.
* 13 kez yazdırıldı.
* 8 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1431
Yorumlar : 1
Konuyu çok güzel özetlemişsiniz.Özellikle Yargıtay kararları ile desteklemeniz ve kararların özetini vermeniz kanaatimce çok yararlı olmuş.Teşekkürler.(...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03829193 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.