Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Eski Çek Kanunundan Kaynaklanan Bankaların Sorumlulukları Ve Karşılıksız Çek Suçu

Yazan : Mehmet Akif Yalın [Yazarla İletişim]
AVUKAT--ÖZEL BİR BANKADA MÜŞAVİR

Makale Özeti
İstanbul Barosu Bankacılık ve Finans Komisyonunun Düzenlemiş Olduğu Bankacılık Suçları Konulu Konferansta sunulmuş; bilahare kitap olarak yayımlanmıştır.

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ………………………………………………………….……..…3

I- ÇEKİN HUKUKİ STATÜSÜ VE KARŞILIKSIZ……….…...3

A-KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDESİ SUÇUNUN UNSURLARI……………………….4

a)Hukuken Geçerli Bir Çekin Varlığı…………………………….….4
b)Çekin Süresinde İbraz Edilmesi………………………………………………5
c)Çekin Karşılığı Olmaması Sebebi ile Ödenmemesi………………...……6
d)Ödememenin Usulüne Uygun Olarak Tespiti…………………………...…6
e)Suçun Oluşması İçin Keşidecinin Kastının Aranmaması………………..7

B-CEZAİ YAPTIRIM VE TÜRÜ………………………………………………………7

II- 3167 SAYILI YASA BAĞLAMINDA BANKALARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ…...7

A-ÇEK DEFTERİ BASIMINDA UYULACAK ESASLAR…………………………….7
B-ÇEK HESABI AÇARKEN GÖSTERİLMESİ GEREKEN ÖZEN……………..……8
C-ÇEK HESABI AÇILIRKEN ALINMASI GEREKEN EVRAKLAR………………....9
D-ÇEKİN İBRAZI HALİNDE BANKAYA DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLER……………..9

a)Meşru Hamilin Tespiti Yükümlülüğü…………………………………………9
b)Defilerin İleri Sürülmesi Yükümlülüğü……………………………………….9
c)Ödeme Yükümlülüğü………………………………………………….……..10
d)Keşidecinin Adres Bilgilerinin Hamile Verilmesi Yükümlülüğü…….…12
e)İhtar Ve Savcılığa Bildirim Yükümlülüğü……………………………...…..13
f)Merkez Bankasına Bildirim Ve Duyuru Yükümlülüğü………………..…13


III- YÜKÜMLÜLÜKLERİN İHLALİ HALİNDE OLUŞAN SUÇLAR VE YAPTIRIMI.14

IV- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ……..………….16


GİRİŞ

Ticari hayat açısından vazgeçilmez olduğunu düşündüğümüz çekin ülkemiz hukuk pratiğinde birçok problemi de bünyesinde barındırdığı yadsınamaz bir gerçektir. Türk Ticaret Kanunu ve Türk Ceza Kanununda çek hukukunu ilgilendiren düzenlemeler mevcutsa da yaşanan ticari ve hukuki deneyimler yeni yasal düzenlemelerin varlığını gerektirmiş ve bu doğrultuda özel yasalar yürürlüğe sokulmuştur.

Türk Hukuk sisteminde banka veya özel finans kurumları çekte muhatap olma yetkisini münhasıran haiz bulunmaktadır. Bu sebeple çeklerle ilgili yapılan düzenlemelerde muhatap kurum önemli bir yer işgal etmekte ve düzenlemelerin de merkezinde bulunmaktadır. Çek hukuku ile ilgili yapılan yasal düzenlemelerin çek uygulamasının kötü niyetle kullanımını önlemek ve böylece çekin ekonomik fonksiyonunu yerine getirmesini temin etmek olduğu gözlenmektedir. Bu durumda anılan düzenlemelerle muhatap banka açısından öngörülen yükümlülüklerin tespiti büyük önem arz etmektedir.

Tebliğimizde öncelikle çekin hukuki varlığını tanımlamak, 3167 sayılı yasa çerçevesinde karşılıksız çek suçuna genel hatları ile değinmek ve özellikle siz sayın katılımcılara yasal olarak “Muhatap” konumundaki Bankaların bu bağlamda yasal sorumluluklarını ve bu sorumluluklar bağlamında oluşan suçları sizlerle paylaşmak istemekteyiz.

I- ÇEKİN HUKUKİ STATÜSÜ VE KARŞILIKSIZ ÇEK

Çek, bankalar tarafından çıkarılan ve hesap sahibinin bankadaki hesabından dilediği kişilere ödeme yapmasına imkân veren bir kambiyo senedidir. Bir vade taşımaması yani bir ödeme aracı olması çeki diğer kambiyo senetlerinden (poliçe ve bonodan) farklı kılmaktadır. Çek hakkındaki yasal düzenlemelerin başında 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu gelmektedir. TTK’nın 692. ve devam eden maddelerinde çekin keşidesi, şekli, devri ve ödenmesine ilişkin esaslar düzenlenmiştir.

Esas olarak ise 1985 yılında 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun” hazırlanmış ve meclis tarafından kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, Türk Ticaret kanununun çeklere ilişkin hükümlerini tamamlamak ve çeklerin güven içinde tedavül etmesine yardımcı olmak amacıyla çıkarılmıştır. Avrupa Birliği ile uyum yasaları çerçevesinde Anayasada değişiklik öngören 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun uyarınca yeni bir düzenleme yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu kanunla Anayasanın 38. maddesine eklenen fıkra uyarınca “hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” hükmü getirilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 4. Protokolün ülkemiz tarafından onaylanmasının doğal bir sonucu olarak anılan hüküm, Anayasaya aynen aktarılmış ve böylece, sözleşmeden doğan borcunu ödeyemeyen kişilere hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi yasaklanmıştır. Neticede 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunu değiştiren, 26.02.2003 tarih ve 4814 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve çek Hamillerin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun” 08.03.2003 günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 4814 sayılı yasa ile çekte muhatap olan bankanın (veya özel finans kurumunun) da yükümlülükleri ağırlaştırılmıştır.

A-KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDESİ SUÇUNUN UNSURLARI

a) Hukuken Geçerli Bir Çekin Varlığı
Senedin çek vasfında olması karşılıksız çek suçunun bir ön koşuludur.[1]Çek ise TTK MADDE 557 - hükmü gereği kıymetli evraktır. Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez. Bunun yanı sıra çek ödeme aracı niteliği itibari ile bir “havale” ve ayrıca “emre yazılı senet” niteliğindedir.
TTK 692-693 ncü maddelerinde ve 3167 sayılı yasa hükümleri de dikkate alındığında hukuken geçerli bir çeken bahsedebilmek için:
· Banka tarafından yasal tanıma uygun basılmış çek yaprağı olması,
· Bu çek yaprağının “Çek” kelimesini,
· Hesabın bulunduğu Banka Şubesinin adını,
· Kayıtsız şartsız bir ödeme için havale niteliğinde olması,
· Keşide tarihi,
· Keşide yeri ya da ad soyad yanında olan yer ihtiva etmesi,
· Hesap sahibinin vergi kimlik numarası,
· Keşidecinin imzası[2]
Yine TTK m. 694 uyarınca “Türkiye’de ödenecek çeklerde muhatap olarak ancak bir banka gösterilebilir. Çekin ancak bir banka üzerine çekilebileceği hükmünü sevk eden Ticaret Kanunumuz, 727. maddesindeki “bu fasılda geçen banka tabirinden maksat, Bankalar Kanunu hükümlerine tabi olan müesseselerdir” şeklindeki hükmüyle bankanın tanımını da yapmıştır. Bankalar kanunu, hangi müesseselerin Türkiye’de bankacılıkla uğraşabileceğini (madde 7) düzenlemiş ve özel finans kurumlarının da bankalarla ilgili düzenlemelere (madde 20/6) tabi olduğunu belirtmiştir. Anılan düzenlemeler çerçevesinde Türk hukuk sisteminde çekin ancak bir banka veya özel finans kurumu üzerine çekilebileceği anlaşılmaktadır.
b) Çekin Süresinde İbraz Edilmesi

Çekin çek hamili tarafında süresinde ödenmek üzere muhatap bankaya ibrazı şarttır. Çekin keşide tarihine göre süresinde ibraz edilmemiş olması halinde karşılıksız çek suçu oluşmayacaktır.

TTK Md. 708 hükmüne göre Bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.

c) Çekin Karşılığı Olmaması Sebebi ile Ödenmemesi

Ödenmeyen çekin gerekçesi karşılığının bulunmaması olmalıdır. Karşılıksızlığın tespiti açısından ele alınacak zaman çekin muhataba ibraz anıdır. Yoksa çekin keşide edildiği yahut tedavül ettiği süre değildir.
3167 sy. Kanun 16. maddesi gereğince çekin tamamen karşılıksız çıkması gerekmeyip, kısmen de olsa karşılıksız çıkması suçun oluşması için yeterlidir.

Çekin muhatap ile keşideci arasında ki özel bir sebep ile tamamen ödenmesi halinde hamil açısından karşılıksız çek şikâyeti hakkı ortadan kalkacak, bu hak çek bedelini ödeyen muhatap bankaya geçecektir.[3]

d) Ödememenin Usulüne Uygun Olarak Tespiti

Çekin meşru hamil tarafından muhatap bankaya süresinde ibraz edildiğinin ve ibraz edildiği anda çek hesabında çekte belirtilen meblağı tamamen ya da kısmen ödeme imkânının olmadığı ve bu suretle çekin karşılıksız olduğunun TTK. Md. 720 de öngörülen usuller çerçevesinde tespiti gerekir. TTK. Md. 720’ye göre vaktinde ibraz edilmiş çekin ödenmemiş olduğu ve ödemeden imtina;
· Resmi bir vesika ile (protesto),
· Muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle, çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla,
· Bir takas odasının, çek vaktinde teslim edildiği halde ödenmediğini tespit eden tarihli bir beyanı ile
Sabit hale gelir.

e) Suçun Oluşması İçin Keşidecinin Kastının Aranmaması
Karşılıksız çek keşide etme suçunda objektif sorumluluk esası kabul edildiğinden, suçun oluşması için kast aranmamaktadır.
B- CEZAİ YAPTIRIM VE TÜRÜ

Çek kanunda yapılan son değişiklik ile artık ilk defa karşılıksız çek keşide edenler hakkında hapis cezası verilmeyecek olup, ancak bu suçun tekerrürü halinde bir ile beş yıl arasında hapis cezası verilecektir.
Çek kanunu 16/1’e göre ilk defa karşılıksız çek keşide edenler hakkında takdiren çek bedeli kadar ağır para cezası verilecektir. Ancak bu miktar 2003 yılı için seksen bin YTL. yi aşamayacaktır. Bu üst sınır her yıl yeniden değerlendirme oranına göre artırılacaktır.
Tebliğimizde karşılıksız çek suçu yargılama faaliyeti ile ilgili ceza yargılaması kurallarından bahsedilmeyecektir. Evvelce de belirtildiği üzere tebliğimizin esas amacı Bankaların ceza hukuku itibari ile sorumluluk esaslarını katılımcılara aktarmaktır.
II- 3167 SAYILI YASA BAĞLAMINDA BANKALARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Çek Kanunu çeşitli maddelerinde bankalara yükümlülükler getirmiş, bankaların bazı ödevlerini yerine getirmesini ve bazı önlemleri almalarını istemiş ve bunlar yapılmadığı takdirde bazı yaptırımlar öngörülmüştür. Bir başka deyişle yükümlülüğün geciktirilmesi veya hiç yapılmaması fark gözetilmeyerek yaptırıma tabi tutulmuştur.
A. ÇEK DEFTERİ BASIMINDA UYULACAK ESASLAR
4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı yasanın çek karnelerinin baskı şeklini düzenleyen 3. maddesine de önemli değişiklikler getirilmiştir. Çek defterinin baskı şekline ilişkin esaslar daha önce olduğu gibi TC Merkez Bankası’nca belirlenecektir. Çeklerin tekdüzeliğini ve kişilerin göz alışkanlığını sağlamak açısından önemli bir düzenlemedir.
Çek kanunu 3. madde uyarınca bankaların, defterlerinin her yaprağına, çekle işleyen hesabın bulunduğu şubelerin adını, hesap numarasını ve hesap sahibinin vergi kimlik numarasını yazmaları gerekmektedir. 4814 sayılı yasa öncesinde Çek Kanunu ile anılan çek unsurlarına ilave yapılıp yapılmadığı tartışma konusu olmuşsa da 3. maddenin 4814 sayılı yasa ile değişik “hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç olmak üzere bunların yazılmamış olması veya bankalarca baskı şekline ilişkin esaslara aykırı davranılması çekin geçerliliğinin etkilemez” hükmü anılan tartışmaya son vermiştir[4]. Diğer bir ifade ile bundan sonra çek yapraklarında vergi kimlik numarası bulunması yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
B. ÇEK HESABI AÇILIRKEN GÖSTERİLMESİ GEREKEN ÖZEN
Çek defterlerinin verilmesinde 3167 sayılı yasa ile bankalara gerekli basiret ve itinayı gösterme yükümlülüğü getirilmiştir.
Çek hesabı açmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını, TC. Merkez Bankası’nca yasanın 9. maddesine göre bankalar yapılan duyurular çerçevesinde araştırma yapma,
Çek hesabı açılan kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret (sağduyu) ve özeni gösterme yükümlülüğü getirilmiştir.
Bu durumda adına çek hesabı açılacak kişinin, TC Merkez bankası kayıtlarında karşılıksız çek kaydının ve çek yasaklısı olup olmadığının tetkiki ile birlikte, ödeme gücünün bulunup bulunmadığının da araştırılması muhatap bankalar aleyhine yasal bir yükümlülük haline getirilmiştir. Hakkında yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan bankalara bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezası verilir. (MD.13/2).
C. ÇEK HESABI AÇILIRKEN ALINMASI GEREKEN EVRAKLAR
Bankalar çek hesabı açarken hesap sahibinin; fotoğraflı nüfus cüzdan örneği ve kimlik numarasını, yerleşim yeri belgesini, tacir olanların ticaret sicil kayıtlarını, vergi kimlik numaralarını almak ve bu belgeleri hesabın kapatılmasını izleyen beş yıl süresince saklamak zorundadırlar.
Ayrıca muhatap bankanın toplanan tüm bu bilgileri ve çek hesabının kapatılması halinde de bu durumu on beş gün içerisinde TC Merkez Bankası’na bildirmesi zorunludur.
D. ÇEKİN İBRAZI HALİNDE BANKAYA DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLER
a) Meşru Hamilin Tespiti Yükümlülüğü
Her hangi bir çek ödenirken, muhatap bankanın dikkat edeceği en önemli husus, çek hamilinin meşru hamil olup olmadığıdır. Eğer çek doğrudan doğruya lehtar tarafından ibraz edilmişse durum bir güçlük arz etmez, banka çekte yazılı ad ve soyadla karşılaştırıp aynı olduğunu tespit ettikten sonra, hamilin meşru ve dolayısı ile hamilin senedi tahsile yetkili olduğunu tespit etmiş sayılır(TK m. 567).Aynı zamanda çekin nama, emre veya hamiline düzenlenmesi halinde hamilin meşruiyetinin tespitinde bazı farklılıklar söz konusudur.
b) Defilerin İleri Sürülmesi Yükümlülüğü
Muhatap bankanın ibraz edilen çeki de araştırma yükümlülüğü vardır. Bu sebeple muhatap banka evvela çekin hükümsüzlüğüne dair defiler ile senetten anlaşılan defilerin ve diğer kayıtların tespit ve bunların değerlendirilmesini de yapmakla yükümlüdür. Anılan doğrultuda muhatap banka ödeme yapmadan önce bu çekin ödenmesinin doğru olup olmayacağını, senedin şekil itibariyle tam olup olmadığını (TTK m. 730/2, 588), başka bir ifade ile senedin hükümsüz olup olmadığını ve senet şeklen hükümsüz olmakla beraber süresinin geçip geçmediğini veya yazı ve rakamlarla ifade edilen para miktarının farklı olup olmadığını incelemekle yükümlü ve bu yetkiye sahiptir. Aksi takdirde muhatap senedi keşideci hesabına değil kendi hesap ve zararına ödemiş olur. Örnek vermek gerekirse keşide yer ve tarihi bulunmayan bir senet çek sayılmayacağından bunu ödenmesi keşideciyi bağlamayacaktır.
Her ne kadar muhatap keşidecinin caymamış olduğu bir çeki ibraz müddetini geçmesinden sonra da ödemek yetkisini haiz ise de, bu gibi hallerde muhatabın hiç değilse altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediğinin kontrolü ve eğer geçmişse ödemeden imtina etmesi gerekir.
c) Ödeme Yükümlülüğü
Çeki düzenleyen TTK hükümlerini poliçeye paralel olarak incelemek gerekir. Ancak çekin bir özelliği burada dikkati çekmektedir. Poliçede kabul eden muhatap, esas borçludur. Çekte ise muhatap banka, karşılık olursa ödeyen aslında bir hizmet veren durumundadır. Yani çekin esas borçlusu keşidecidir. Karşılık olduğu halde çeki ödemeyen banka poliçeyi kabul etmeyen muhatap gibidir, keşideciye karşı çek ilişkisi içerisinde sorumlu olur4. Kural olarak muhatap banka ile hamil arasında bir ilişki yoktur meğerki özel yasa ile bu ilişki tesis edilmiş (Çek K.) veya muhatap banka-garantili çeklerde olduğu gibi- çek tutarını ödeyeceğini hamile garanti etmiş olsun.
Koşullarına uygun ve karşılığı olan çek, muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir(Çek K. m. 4/2). Ancak anılan maddede çekin çek hesabı açılmış şube dışında herhangi bir şubeye ibraz edilmesi halinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenmesi hükmü de getirilmiştir. Bu hüküm keşideciyi korumak üzere getirilmiş bir düzenlemedir.
Bankanın ödeme yükümlülüğünün bulunması için ibraz edilen belgenin yasal öğeleri içeren bir çek, ibraz edenin hamil, ibrazın süresi içinde, çekin doğru ve gerçek olması, çekin ödenmesini engelleyecek bir durumun bulunmaması gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak çek öğelerinin her türlü eksikliği muhatap bankanın ödeme yükümlülüğünü bertaraf eden bir hukuka uygunluk nedeni olamaz[5].
Türk Ticaret Kanununa göre muhatap banka süresi içinde ibraz edilmeyen çeki ödemek zorunda değildir(m. 711/2). Çekten cayma ibraz süresi geçtikten sonra geçerli olduğundan, muhatap banka, cayma söz konusu değilse, ibraz süresi geçtikten sonra bile isterse ödeme yapabilecektir(m. 711).
Çek K.10. madde uyarınca muhatap banka süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için 410 YTL’ye kadar ödemekle yükümlüdür. Kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için 410 YTL’ye tamamlayacaktır. Anılan maddede bu hususun hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu belirtilmiştir.
Bankanın kanuni garanti sorumluluğu denilen böyle bir yüküm getirilmesinin amacı, bir yandan çek defteri verirken bankaların özen göstermelerini, diğer yandan sınırlı da olsa bir miktara kadar çek hamillerine ödeme güvencesi sağlamaktır.[6] Bu doğrultuda bankalar çek talep eden müşterilerini özenli bir şekilde araştıracak çekleri karşılıksız çıkanlara çek vermeyecektir.
Ayrıca çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın yükümlülüğü, 10. maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10. maddede belirlenen miktar dâhil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir (Çek K. m.4/3). Çek hamili, muhatap bankadan aldığı bu onaylı fotokopi ile müracaat borçlularına ve kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet savcılığına şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ispat aracı olmak üzere ilave edecektir. Mahkeme veya icra dairelerinin talebi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilecektir (Çek K. m4/3 son c.).
4814 sayılı yasa 3167 sayılı yasanın takas sistemini düzenleyen 6. maddesini de değiştirmiş ve bu konuda uygulamada sorun teşkil eden hususları yasal düzenleme altına almıştır. Çekin bir takas odasına ibrazının ödeme için ibraz yerine geçeceği TTK 710. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna paralel olarak yeni düzenleme ile çeklerin fiziki olarak ibraz edilmesine lüzum bulunmaksızın sadece çek bilgileri üzerinden elektronik takas ortamında işlem görmesi halinde hangi tarihte ve ne şekilde gerçekleştiği hususu da açıklığa kavuşturulmuştur. Çekin elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesinin, takas odasına ibraz hükmünde olduğu hüküm altına alınmıştır.
4814 sayılı yasada göze çarpan bir diğer önemli bir değişiklik ise takas odaları vasıtasıyla ibraz edilen çeklerde, -10. maddede belirtilmiş olan bankanın ödemekle yükümlü olduğu asgari miktar dâhil olmak üzere- kısmi ödemenin yapılmayacağıdır. Ancak bu halde, hesapta bulunan kısmi karşılık tutarı muhatap banka tarafından, çeki ibraz eden hamil lehine on beş gün süre ile bloke edilecektir. Bu süre içerisinde hamil, çek aslı ile birlikte muhatap bankaya müracaat ederek, lehine bloke edilen miktarı talep edebilecektir. Bankanın yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu asgari miktar da talep sınırı içindedir.
d) Keşidecinin Adres Bilgilerinin Hamile Verilmesi Yükümlülüğü
Uygulamada karşılaşılan sorunlardan biri de; çeklerin tamamen veya kısmen karşılıksız kalması halinde, keşidecinin adres bilgilerinin çek hamiline verilip verilmeyeceğidir.
Hamilin karşılıksız çek keşide eden keşideci hakkında hukuki ve cezai takibat yapması açısından keşidecinin adres bilgileri oldukça önemlidir. Karşılıksız çıkan çeki icra takibine koyan hamilin icra müdürlüğünden takip borçlusunun adres bilgilerinin bildirilmesi için muhatap bankaya müzekkere yazılmasını talep etmesi halinde icra dairesinden gönderilen bu müzekkereye karşı zaten muhatap bankanın bilgi verme zorunluluğu vardır. Yine hamilin hukuki ve cezai takibatını vekil aracılığı ile yapması durumunda da vekilin de bu bilgilere ulaşması mümkündür. Avukatlık Kanununun (4667 sayılı yasa ile değişik) 2. maddesinde özel ve kamuya ait bankaların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunluluğu getirilmiştir. Yine anılan maddede kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri avukatın incelemesine sunmakla yükümlülüğü yüklenmiştir.
Ayrıca 4814 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle; çekin karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde hamilin talep etmesi halinde keşidecinin bankaca bilinen adresinin hamile verileceği açıkça hüküm altına alınmıştır.
e) İhtar Ve Savcılığa Bildirim Yükümlülüğü
4814 sayılı yasa ile değişik 3167 sayılı yasanın 6. ve 7. maddelerinde kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. Yeterli karşılığı olmayan çekin kısmen veya tamamen ödenmemesi halinde muhatap bankaya yalnızca, hesap sahibine kendisine ait bütün çek defterlerini aldığı bankalara geri vermesini, 8. maddede öngörülen sürenin bitiminden itibaren iadeli taahhütlü mektupla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Ayrıca 3167 sayılı yasanın 13. maddesinde yapılan değişiklik ile, 7. madde gereği çek defterlerini geri vermeyenlerin ilgili bankanın ihbar üzerine 350 Milyon TL’den 3 Milyar TL’ye kadar ağır para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir ve ilgili bankanın bu bildirimi yapma yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, yasanın 15. maddesi gereği 350 Milyon TL’den 350 Milyar TL’ye kadar ağır para cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Ayrıca bu yargılamada bankayı şube müdürünün temsil edeceği ifade edilmiştir.
f) Merkez Bankasına Bildirim Ve Duyuru Yükümlülüğü
Muhatap banka yeterli karşılığı olmadığı için çekin ödenmediğini ve hesap sahibi hakkında gerekli bilgileri ibraz tarihinden itibaren on gün içinde TC Merkez Bankasına bildirmek zorundadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, bildirim süresinin çek üzerindeki keşide tarihinden değil, ibraz tarihinden itibaren başladığıdır. Bir başka deyişle bu bildirimin yapılması için düzeltme hakkını kullanılıp kullanılmamasının bir önemi yoktur.
Bu bildirimden sonra, çek tutarı tazminat ve gecikme faizi ile birlikte hamile veya hamile ödenmek üzere muhatap bankaya ödenmesi halinde bu ödeme muhatap banka tarından 10 gün içinde TC Merkez Bankasına bildirilir. TC Merkez Bankası da bu bildirimleri on beş gün içinde bankalara duyurur.
III- YÜKÜMLÜLÜKLERİN İHLALİ HALİNDE OLUŞAN SUÇLAR VE YAPTIRIMI

4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı kanunun 15. maddesine göre muhatap bankanın yasada öngörülen yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde cezalandırılması öngörülmüştür. Yine muhatap bankanın münhasır yetkisi dâhilinde bulunan hususlarda yasak faaliyette bulunan yetkisiz şahısların eylemlerinin cezalandırılması da düzenlenmiştir.
4814 sayılı yasanın ile değişik 3167 sayılı yasa 3, 4, 5, 7, 9 ve 11 inci maddeler ile 13 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı yükümlülükleri yerine getirmeyen bankalar hakkında üç yüz elli milyon liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmedileceği düzenlenmiştir(Çek K. m. 15). Yine anılan maddede yargılamada bankayı şube müdürünün temsil edeceği de hükme bağlanmıştır(Çek K. m. 15/son c.).

Bilindiği üzere ağır para cezaları TCK’nin 75 md. sine göre ÖN ÖDEME ye tabidir.
Yasal düzenlemeye göre uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya Kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;

* Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
* Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,
* Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,

Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz. Bu sebeple aşağı sınır olan 350 YTL soruşturma giderleri ile birlikte ödenirse banka hakkında kamu davası açılmayacaktır.
3167 sayılı yasa madde 15 hükmüne göre aşağıdaki ihlallerde suç oluşacaktır:
A- Bankanın Merkez Bankasının tebliğinde düzenlediği şekilde müşteri lehine çek defteri düzenlememesi(Md.3/2),
B- Bankanın hesap açarken yasada öngörülen belge ve bilgileri müşterilerden almaması(md.3/4),
C- Banka çek hesabı açarken ve kapatırken çek yasasında öngörülen bilgileri süresinde Merkez Bankasına bildirmemesi ve/veya bu belgeleri beş yıl süre ile saklamaması (md.3/4),
D-Bankanın çekin karşılıksız çıkması halinde hamilin talebine rağmen keşidecinin bankaca bilinen adreslerini hamile vermemesi(md3/4),
E- Bankanın çeki, hamilin vergi kimlik numarasını almadan ödemesi(Md.4/1),
F- Bankanın karşılığı olan çeki haklı bir neden olmadan ödememesi(md.4/1),
G- Bankanın çekten dolayı yasal yükümlülüğünü yerine getirmemesi (md.4/1),
H- Bankanın kısmi ödeme halinde çekin ön ve arka yüzünün onaylı örneğini vermemesi (md.4/1),
I- Bankanın süresinde ibraz edilen bir çeki ödememe nedeni çekin arkasına yazmaması(Md.5),
İ- Bankanın hamile iade ettiği çekin ön ve arka yüzünün fotokopisini almaması (md5),
J- Bankanın çeki karşılıksız çıkan hesap sahibine yasal süre içerisinde çek defterlerini iade etmesi yönünden ihbarını yapmaması (md.7),
K- Bankanın çekin ödenmediği ve hesap sahibi hakkında gereken bildirileri yasal sürede Merkez Bankasına bildirmemesi (md.9),
L- Bankanın karşılıksız çek çekenin düzeltme hakkını 16/c maddesine göre kullanması halinde yasal süre içerisinde Merkez Bankasına Bildirmemesi (Md9),
M- Bankanın hiç ödenmeyen veya sonradan ödenen çeklerle ilgili bilgilerin bankalardan toplanma esas ve usulleri hakkında Merkez Bankası duyurularına aykırı hareket etmesi (md.11),
N- Bankanın yapılan ihbara rağmen çek defterlerini yasadaki süre içerisinde iade etmeyen hesap sahiplerini savcılığa ihbar etmemesi (Md.13/1).
O- Ayıca Md.13/2 c.s. hükmü gereği “Hakkında yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan bankalara bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezası verilir.”.
Bu suçların hiçbiri şikâyete tabi olmayıp savcılıkların re’sen araştırıp kamu davası açmaları gereken suçlardandır.
Söz konusu suç oluşturacak eylemler eski ceza kanunumuzun deyimi ile cürüm mahiyetinde olduğundan suçun manevi unsuru genel kasttır. Dolayısıyla bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir. Suç oluşturan eylemin bilinç ve iradesinde olmak gerekmektedir.
Örneğin mekanik baskı hatası ile Merkez Bankası talimat ve şekillerine aykırı çek basılması halinde suç oluşturma bilinç ve iradesi olmadığından failin cezalandırılması da mümkün olmayacaktır.
Söz konusu suçlarda Md.13/2 hariç olmak üzere çek hesabı açan Bankayı ilgili Şube Müdürünün temsil edeceği hüküm altına alınmıştır. Ancak 13/2 de temsil ve sorumluluk yönünden bir açıklık yoktur. Öğretide Bankaların Genel Müdürlüklerinin sorumluluğu cihetine gidilmesi düşünülmekte ise de kanımızca çek hesabını açan ve işleten ilgili şubenin burada temsil ve sorumluluğu daha doğru olacaktır.
IV- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 4. Protokolün ülkemiz tarafından onaylanmasının doğal bir sonucu Anayasamızın 38. maddesi hükmü, aynen aktarılmış ve böylece, sözleşmeden doğan borcunu ödeyemeyen kişilere hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi yasaklanmıştır. Neticede 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunu değiştiren, 26.02.2003 tarih ve 4814 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi Ve çek Hamillerin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanun” 08.03.2003 günü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 4814 sayılı yasa ile çekte muhatap olan bankanın (veya özel finans kurumunun) da yükümlülükleri ağırlaştırılmıştır.
Tebliğimizde de vurgulandığı üzere yasada öngörülen ve Bankaların sorumlulukları itibari ile öngörülen para cezası yaptırımını saymazsak, karşılıksız çek suçu açısından hapis cezası verilmesi yolu tam anlamıyla kapatılmış değildir.
Kanımızca yasada çeklerin verilmesi sıkı koşullara bağlanmış ve olabildiğince mükerrer suçların işlenmesinin yolu kapatılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda ekonomik ilişkilerin ve ticari hayatın işlerliği açısından çek hamillerinin, keşidecileri hapse atmakla korunamayacağı, tam tersi çekin güvenilir işlem ve ödeme aracı vasfı kazanmasının daha çok Bankaların işleyiş ve uygulamalarındaki güvenlik uygulamaların geliştirilmesi ile mümkün olacağını düşünmekteyiz. Bu konuda ise Bankaların ve Bankalar Birliğinin ciddi çalışmalarına tanık olmaktayız.
Çekin ödenememesi, karşılıksız kalması olayının çeşitli yasal yaptırımlar ve özellikle para cezası uygulaması ile önüne geçilmeye çalışılması hürriyeti bağlayıcı cezalarla korumaktan daha kabul edilebilir durmaktadır.

[1] Abuzer KENDİGELEN, Çek Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul 2004,s.269

[2] Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Çek, Reisoğlu, Seza Haziran 2003 Ankara

[3] Abuzer KENDİGELEN, Çek Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul 2004, s.272
4 Poroy/Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 12. bası, İstanbul 1995, s.238
[5] Selçuk, Sami: Çek Suçları, Hatipoğlu Yayınları, Ankara,1993, s. 31
[6] Bahtiyar, Mehmet; Kıymetli Evrak Hukuku, Beta Yayınları, 2003, s. 127
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Eski Çek Kanunundan Kaynaklanan Bankaların Sorumlulukları Ve Karşılıksız Çek Suçu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mehmet Akif Yalın'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
19-10-2010 - 20:38
(4945 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 2 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (50%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (50%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
8655
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 9 saat 23 dakika 21 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,75 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 28307, Kelime Sayısı : 3565, Boyut : 27,64 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 13 kez indirildi.
* 3 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1269
Yorumlar : 1
20.12.2009 tarihinde RG'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu'nun varlığına rağmen, başlığına bakıldığında 5941 sayılı Çek Kanunun değerlendirildiği izlenimi veren makale incelendiği... (...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04312801 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.