Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Banka Ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç Mudur?

Yazan : Fahri Gökçen Taner [Yazarla İletişim]
Ankara Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuk ABD Araştırma Görevlisi

Makale Özeti
Çalısmada TCK’nın bilesik suça iliskin hükmü ( m. 42) incelendikten sonra, TCK m. 245/1. maddesindeki “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçuna iliskin düzenlemede yer alan “her ne suretle olursa olsun ele geçirmek” ifadesinin suçların içtimaı bakımından ne anlama geldiği arastırılmaktadır. Söz konusu ifade bir bilesik suçu isaret etmemektedir çünkü bu suçun bileseni olduğu iddia edilebilecek suçların ağırlasmıs sekillerinin yaptırımları bu suç için öngörülen yaptırımdan fazladır. Ayrıca gözden kaçırılmamalıdır ki, öğreti tarafından üzerinde ısrarla durulan ve Yargıtay’ın bilesik suçlar ile ilgili pek çok kararında altını çizdiği kanuni birlesme sartı, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu bakımından gerçeklesmemistir. Madde metninde yer alan “her ne suretle olursa olsun ele geçiren” ifadesinin amacı, bir takım hukuka aykırı fiilleri isaret ederek bir bilesik suç olusturmak değil aksine hukuka uygun zilyetlikleri isaret etmektir.
Yazarın Notu
Bu makale Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2007 Cilt 56 Sayı 2, s. 75-81'de yayınlanmıştır. Atıfların adı geçen dergiye yapılması rica olunur.

BANKA VE KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU BİR BİLEŞİK SUÇ MUDUR?
Fahri Gökçen TANER*
İncelemenin konusu “Banka ve kredi kartının kötüye kullanılması” suçunu düzenleyen ve TCK m. 245/1 ‘de yer alan “banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçiren ifadesidir”. Çalışmanın amacı “her ne suretle olursa olsun ele geçirmek” ifadesinin suçların içtimaı bakımından ne anlama gerektiğini araştırmaktır. Bu ifadenin gerçek içtimaı mı işaret ettiği yoksa bileşik suça mı vücut verdiği konusu hususu incelemenin temelini teşkil etmektedir. Bunun dışında kalan konulara ise gerektiği kadar değinilecektir.
TCK m. 42’de düzenlenen bileşik suç, tüketen tüketilen norm ilişkisine dayanan görünüşte içtimanın (görünüşte normlar çatışması) bir türüdür.1 Bileşik suçun unsurunu ya da ağırlaştırıcı nedenini oluşturan suçlar bağımsız varlıklarını kaybederek bileşik suç içerinde erimektedirler.2 Bileşik suç, TCK m.42’de, “ Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir” şeklinde tanımlanmıştır. İnceleme konumuza geçmeden önce TCK’nın bileşik suç ile ilgili yaptığı düzenlemeyle ilgili bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyoruz.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki madde metninde yer alan “tek fiil sayılan” ifadesi doğru değildir çünkü bileşik suç halinde bir değil birden fazla fiil vardır.3 Kanundaki ifadenin yanlışlığı bileşik suçun, unsur suçlardan oluşması halinde çok daha belirgindir. Bu hipotezde bileşik suçun varlığını tespit etmek için her bir unsur suçun olayda gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılır, daha açık bir ifadeyle bu suçları teşkil eden fiilin ve kusurluluğun olayda var olup olmadığı araştırılır. Eğer her iki fiilin ve kusurluk şartının gerçekleştiği sonucuna ulaşılıyorsa bileşik suçtan hüküm kurulur. Bu durum açıkça, bileşik suç halinde ortada birden çok fiil olduğunu fakat kanundaki birleşmeden dolayı bu fiillerin tek suç teşkil etmekte olduğunu göstermektedir. Bileşik suçu oluşturan suçların bu bütünün içinde erimeleri, ortada tek fiil olduğu anlamına gelmez. Burada tek olan suçtur ve bu durum kanun koyucunun takdirinin bir sonucudur.
Buna ek olarak, maddenin ikinci cümlesini oluşturan “bileşik suçlarda içtima hükümlerinin uygulanmaz” ifadesi de yerinde olmadığını ifade etmek gerekir zira bileşik suç halinde içtima kurallarının uygulanmayacağı zaten ortadadır, doğru ifade gerçek içtima kuralları uygulanmaz şeklinde olmalıdır.4 765 sayılı TCK döneminde olduğu gibi, bugün de öğretide ve uygulamada bileşik suçun ne olduğu konusunda görüş birliği mevcuttur fakat bir görüşe göre bileşik suç tipiklikle ilgili bir sorun olduğundan açık bir şekilde kanunda düzenlenmesine gerek yoktur.5 Biz, söz konusu düzenlemenin yerinde ve gerekli olduğu düşüncesinde olduğumuzdan bu görüşte olan yazarlara katılmıyoruz çünkü 5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı TCK’daki bileşik suç ile ilgili hükmü karşılayan bir madde olmaması unsur veya ağırlaştırıcı neden olan suçlar bakımından da ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiği yönünde yanlış ve ne bis in idem ilkesine aykırı6 bir yoruma yol açabilirdi.
Kanunun yaptığı düzenleme ile ilgili olarak üzerinde durmak istediğimiz son husus yapılan tanımın bileşik suçun kapsamı bakımından doğru olmadığıdır. Bileşik suç halinde iki hipotez söz konusu olabilir. Birinci hipotez bir suçun, diğer bir suçun unsuru ya da ağırlaştırıcı nedeni olarak düzenlenmesi halidir; ikinci hipotez ise iki suçun bir suçun birleşerek başka bir suçu oluşturmasıdır.7 Görüldüğü üzere ikinci hipotezde bir suç diğerinin ağırlaştırıcı nedenini oluşturmamakta, en az iki suç birleşerek, bileşik suç olarak nitelenen başka bir suçun unsurlarını ve\veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturmaktadırlar. 8 5237 sayılı TCK’nın, 765 sayılı TCK’da yer alan ve ihtiyacı tam olarak karşılayan tanım varken, şu an kanunda yer alan eksik tanımı benimsemesi yerinde olmamıştır. Her ne kadar öğretide ve uygulamada yerleşmiş bir kavram olan bileşik suç konusunda aykırı bir uygulama ortaya çıkacağını düşünmesek de, kanunda yer alan düzenlemenin mutlaka doğru kalem alınması gerektiği yönündeki görüşe9 biz de katılıyoruz.
TCK’da yer alan bileşik suç düzenlemesiyle ilgili eleştirilerimizi böylece yönelttikten sonra, incelememizin asıl konusu olan TCK m. 245/1 ile ilgili değerlendirmelerde bulunmak istiyoruz. Kanun koyucu cezaları belirlerken, görece daha önemli hukuki değerleri koruyan suçları daha ağır cezalandırma yoluna gitmiştir. Hatta bu belirlemenin önceden yapılamayacağını kabul ederek, somut olayı ve failin durumunu dikkate alarak hâkime cezayı iki sınır arasında belirleyerek bireyselleştirme yetkisi vermiştir. Bileşik suçlar, birden fazla hukuki konusu olan10 ya da başka bir deyişle çok ihlalli11 suçlardır. Dolayısıyla bu suçların işlenmesiyle birden çok hukuki değerin ihlal ediliyor olması, haklı olarak kanun koyucuyu bileşik suçları unsuru ya da ağırlaştırıcı nedeni olan suçlara kıyasla daha ağır bir şekilde cezalandırmaya itmiştir çünkü bileşik suçta failin ahlaki kötülüğü bileşenleri oluşturan suçlara göre çok daha fazladır. Bir an için TCK m. 245/1’de yer alan suçun bir bileşik suç olduğunu varsayarak, hangi suçların “her ne şekilde olursa olsun” ibaresi altında yer alabileceğine göz atmak, bize bu suçlar arasındaki ilişkiyi yaptırım bakımından ortaya koyma ve kanun koyucunun burada bir bileşik suç yaratma niyetinde olup olmadığını anlama imkânı verecektir.
Akla ilk gelen ve bu suçun bileşeni olabilecek nitelikteki suç tipleri, dolandırıcılık (TCK m.157), hırsızlık(TCK m. 141), güveni kötüye kullanma(TCK m. 155), ve yağmadır (TCK m. 148). TCK bu suçlardan; hırsızlık suçunun basit şekli için bir yıldan üç yıla, güveni kötüye kullanma suçunun basit şekli için altı aydan iki yıla, dolandırıcılık suçunun basit şekli için ise ceza bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörmüştür. Her üç suçun da nitelikli hallerinin gerçekleşmesi halinde cezanın yedi yıllık üst sınıra kadar ulaşması mümkündür. Yağma suçunun basit şekli için ise altı yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. İncelememizin konusu olan TCK 245/1’de yer alan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu için öngörülen ceza ise üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır. Görüldüğü üzere hırsızlık, güveni kötüye kullanma veya dolandırıcılık suçlarının bu suçun bileşeni olabileceği söylenilse bile, suçun yaptırımı açısından ele alındığında yağma suçu açısından böyle bir sonuca ulaşılması mümkün değildir. Ayrıca diğer üç suçun nitelikli hallerinde cezanın üst sınırının, banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun üst sınırından fazla olduğu da dikkate alındığında, ortada bir bileşik suç olmadığı açıkça görülmektedir.
TCK 245’te yer alan suçun bir bileşik suç olmadığının gösteren diğer bir husus ise bileşik suç için olmazsa olmaz bir şart olan, kanuni birleşmenin12 gerçekleşmemiş olmasıdır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bileşik suç ile ilgili bir kararında13 yer alan, “…kaynaşan suçlardan biri diğerinin unsuru veya ağırlaştırıcı sebebini teşkil ettiğinin yasada açıkça gösterilmesi şarttır ve bu şart suç ve cezaların kanuniliğinin gereğidir” ifadesiyle, kanuni birleşme şartına vurgu yapmıştır. Öğretide de birleşmenin mutlaka kanunda açık bir şekilde gösterilmesi gerektiği konusunda görüş birliği vardır.14
Bu değerlendirmelerden ardından, son olarak TCK m. 245/1’de yer alan “banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçiren” ifadesinin ne şekilde anlaşılması gerektiği üzerinde durmak istiyoruz. Kanımızca düzenlemenin amacı yukarıda da belirttiğimiz üzere bir takım hukuka aykırı fiilleri işaret ederek bir bileşik suç oluşturmak değildir aksine amaç hukuka uygun fiilleri işaret etmektir. Daha açık bir ifadeyle kanun koyucu, banka ya da kredi kartının failin eline hukuka uygun yollardan geçmesi halinde doğabilecek tereddütleri önlemeyi amaçlamış ve kişinin zilyetliği hukuka uygun olsa dahi banka ve kredi kartlarının kötüye kullanmanın cezalandırılacağını ifade etmek istemiştir. TCK m.245/1, bu şekilde anlaşıldığında bir bileşik suç olarak düzenlemediği de açıkça ortaya çıkmaktadır.

*Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi.

1 TOROSLU: Ceza Hukuku Genel Kısım, 9. Baskı, Ankara 2006, s. 312, İÇEL: Suçların İçtimaı, İÜHF Yayınları, İstanbul 1972, s. 204; ÖNDER: Ceza Hukuku Genel Hükümler C. II-III, İstanbul 1992, s. 482; DEMİRBAŞ: Ceza Hukuk Genel Hükümler,2. Baskı, Ankara 2005, s. 445.
2 DÖNMEZER-ERMAN: Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku Genel Kısım, C.I, 14. Bası, İstanbul 1997, s. 406.
3 Bileşik suçun birden fazla fiili içerisinde barındırdığı yönündeki görüş için bkz. SOYASLAN: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Baskı, Ankara 2005, s. 253.
4 YARSUVAT-BAYRAKTAR vd.: “Türk Ceza Kanunu Tasarısı Hakkında Galatasaray Üniversitesi’nin Görüşü”,Türk Ceza Kanunu Reformu İkinci Kitap Makaleler, Görüşler, Raporlar, Der: Teoman Ergül (TCK Tasarısı Hakkında Makaleler, Görüşler, Raporlar İkinci Kitap),TBB Yayını Ankara 2004, s. 285.
5 ÖZBEK: İzmir Şerhi, 2. Baskı, Ankara 2005, 458; ÖZGENÇ: Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2006, s.469.
6 SOYASLAN: s. 252.
7 ANTOLISEI: Manuale di diritto penale parte generale, Milano 1997, s. 531.
8TOROSLU-ERSOY: “Kanunlaşmaması Gereken Bir Tasarı, (TCK Tasarısı Hakkında Makaleler, Görüşler, Raporlar İkinci Kitap), s. 13.
9 TOROSLU-ERSOY: s. 13.
10 TOROSLU: Cürümlerin Tasnifi bakımından Suçun Hukuki Konusu, AÜHF Yayınları No: 273, s. 288.
11 HAFIZOĞULLARI: Ceza Hukuku Ders Notları, Ankara 2006, http://www.zekihafizogullari.com/Ceza% 20Hukuku%20Zeki%20Hafizogullari.doc, s. 233. (SGT: 08/03/2007).
12 TOROSLU: Genel Kısım, s. 312.
13 CGK. KT:19.02.1984, K.1984/64, Kazancı Bilişim İçtihat Bilgi Bankası.
14 DÖNMEZER-ERMAN: s. 408; TOROSLU: Genel Kısım, s. 312; İÇEL: s. 208; DEMİRBAŞ: s. 445.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Banka Ve Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Bir Bileşik Suç Mudur?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Fahri Gökçen Taner'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
07-05-2009 - 21:46
(5468 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 1 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
6576
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 2 saat 43 dakika 43 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,20 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 9890, Kelime Sayısı : 1395, Boyut : 9,66 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 5 kez indirildi.
* 3 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1017
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03829408 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.