KAHDEM, kadın hakları ihlalleri ile karşılaşan
kadınlarımızın internet ortamında kimliklerini
gizleyerek sorunlarını paylaşmalarına ve Çalışma
Grubu üyelerinin destek ve yönlendirme mesajlarına
ulaşmalarına yardımcı olur.
HASDEM, hasta hakkı ihlalleri ile karşılaşan
ziyaretçilerimizin internet ortamında kimliklerini
gizleyerek sorunlarını paylaşmalarına ve Çalışma
Grubu üyelerinin destek ve yönlendirme mesajlarına
ulaşmalarına yardımcı olur.
Türk Hukuk Sitesi her meslekten hukukçular tarafından hazırlanan ve yönetilen, ticari amacı olmayan (ücretsiz), saygın, bilimsel, ciddi, ilkeli, her türlü siyasi görüşten bağışık ve politikaya uzak, üye seçiminde seçici, adaleti en üstün değer kabul eden bir hukuk platformudur.
Eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali isteminde, takip konusu alacağın dayanağını oluşturan fatura davalının ticari defterlerinde kayıtlı ise, bu haliyle alacak miktarı davalı tarafından bilindiğinden likit ( muayyen ) olduğunun kabulü ile davacı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir.
(Şerh No: 16881 - Ekleyen: Mehmet KARAUSTA - Tarih : 31-01-2019
13:13)
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenin dışındaki yaptırımların doğru olarak belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce su...
Somut olayda başvurucuya ait taşınmaz imar planında kamu hizmeti alanına ayrılmıştır. Başvurucunun açmış olduğu tazminat davasında derece mahkemeleri, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren kanun maddesini gerekçe göstererek dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Sonuç olarak müdahalenin temeli olan taşınmazın imar planında kamu hizmetine ayrılması idari bir işlem niteliğindedir. Başvurucunun mülkiyet hakkının idari bir işlem nedeniyle ihlal edildiği anlaşılmakladır.Bu du...
4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na, 20/8/2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin;
A. Birinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
B. Birinci fıkrasının iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan ikinci fıkrasının da 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE karar verilmiştir,
Mirastan Feragat Sözleşmesi: Feragat eden, babasının mirasından ileride lehine doğacak bütün miras haklarından kimsenin tesiri ve etkisi altında kalmadan, kendi rızası ve isteği ile diğer mirasçılar lehine feragat ettiğini kabul ve taahhüt ederek şahitler huzurunda imzalayarak feragat beyanını ortaya koymuştur.
Söz konusu bu düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi yasal şartları taşıdığından geçerli olup feragat edeni bağlar. Bu durumda mirastan feragatın aynı zümre içinde bulunan kard...
TTK'nın 390/1. maddesi gereğince toplantıda iki üyenin katılımı ve oyuyla karar alındığı gerekçesiyle yönetim kurulu kararının usulüne uygun olduğu kabul edilmiş ise de, yönetim kurulu üyesi davacı E.. A...'ın bu toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. Önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Aksi yöndeki yönetim kurulu kararı geçersizdir ve bu yönetim kurulu kararına dayalı toplanan genel kurulda alınan kararlar da geçersiz sa...
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkin olup, yerel mahkemece, davalılar arasında asıl işverenlik-alt işverenlik ilişkisi bulunup bulunmadığı araştırılıp, irdelenmemiştir. Öncelikle bu husus belirlenmeli, ayrıca derdest olan tazminat dosyasının da kesinleşmesi beklenmeli, bu dosyanın içeriği de dikkate alınmak suretiyle ve olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden bu çerçevede ilgililerin ve açılan tazminat davasında yapılan yargılamada v...
Bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
Soybağının reddi davası yönünden hakdüşürücü süreyi düzenleyen 289. maddedeki 1 YILLIK sürenin başlangıcı mahiyetindeki "öğrenme" olgusunun şüphe ile gerçekleşmediği açıktır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 74/7. fıkrası uyarınca da bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağının işçi tarafından belirleneceği hüküm altına alınmış olup, işçinin süt izni kullanması gerektiği halde bu iznin kullandırılmaması durumunda, kullandırılmayan sürenin tespiti ile % 50 zamlı ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekir.
(Şerh No: 16872 - Ekleyen: Av.Suat TOK - Tarih : 24-12-2018
13:56)
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 19.06.2013 gün ve E:2013/271, K:2013/390 sayılı kararın onanmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 25.03.2015 gün ve Esas:2013/19-2238, Karar:2015/1062 sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş; Hukuk Genel Kurulunca, dilekçede, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün k...
Türk Borçlar Kanunu 49. maddesinde Haksız fiil kurumu düzenlenmiştir. Haksız fiil sorumluluğunun doğması için bazı koşullar öngörülmüş bunlar; Hukuka aykırı fiil, zarar,illiyet bağıve kusur olup ancak tüm koşullar gerçekleştiğinde haksız fiil sorumluluğu hukuk dünyasında sonuç doğurabilecektir.Hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşebilmesi için hukukumuzda benimsenen objektif hukuka aykırılık teorisine göre, bir özel koruma normunun veya herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir hakkın ihlal edil...
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9'uncu maddesinde belirtilen iş sözleşmesinin niteliğinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu anlaşılmakla, kanunda öngörülen bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11'inci maddesinde belirtilen objektif koşulun gerçekleştiği kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla kanun hükmünün sözleşmenin belirli süreli yapılması zorunluluğunu öngördüğü durumda objektif koşulların varlığı aranmaz. Kanun hükmü ile sözleşmenin belirli süreli yapılması gereken hallerde ...
KARİNE: ÖLEN ÇOCUKLAR ANNE BABALARININ DESTEKLERİDİR.
V. SONUÇ
1. Anne-babanın, çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir bağlanması şartının aranmayacağına 22.06.2018 günlü ikinci oturumda esas hakkında oy birliği,
2. Anne-babanın çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazm...
Dolayısıyla, ihtiyati haciz kararına istinaden ihtiyati haciz uygulanması, genel anlamda bir takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında bulunduğundan, mahkemece icra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesi ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirmez.
Son dönemde, ceza davalarıyla ilgilenen meslektaşlarımın malumu olduğu üzere soruşturma aşamasındaki evraklar UYAP sisteminde görüntülenemiyor.
Yapılan açıklama, -dombra ezgisi eşliğinde uzun bir süre bekledikten sonra telefonda tarafıma verilen yanıta göre- "başkanlık kararıyla kısıtlamaya gidildiği" yönündedir.
Hukuki gerekçesinin ne olduğunu sorduğumda kendilerine bir bilgi verilmediğini söylediler. Biz avukatların dosyaya tam anlamıyla vakıf olabilmesi ve etkin bir savunma görevi yerine getirmesi açısından değerlendirdiğimde söz konusu kısıtlamanın adil yargılanma hakkına aykırı olduğu düşüncesindeyim.
Kritik davalar gerekçe gösterilerek ya da hangi saikle böyle bir kısıtlamanın yapıldığını bilmiyorum. Konu hakkında bilgisi olan meslektaşlarım varsa eğer, bilgilerini paylaşırlarsa memnun olurum.
Ayrıca, soruşturma aşamasındaki evrakların, örneğin tanık, sanık ve müşteki ifadelerinin tarafımızca talep edilmesi durumunda bir kısım mahkeme ve hakimlerin dilekçe ile talepte bulunmamızı istemelerinin de hukuki bir gerekçesi olduğunu düşünmüyorum. "Bir kısım" olarak ifade ettim çünkü bazı mahkeme ve hakimler dilekçe talep etmeden vekaletimizin olduğu dosyadan soruşturma evrakını veriyorlar.
UYAP'ta soruşturma aşamasındaki evrakı görebiliyorken malumunuz olduğu üzere sistemin amacına uygun olarak dilekçe gerekmiyordu. Bugün bir sayın hakime gerekçe sorduğumda, dosyadan kimlerin suret aldığını görebilmeleri bakımından bu şekilde bir uygulamaya gittiklerini ifade etti.
Kısıtlama konusu ve birtakım evraka ulaşmak için dilekçe sunulmasının istenmesinin hukuka/yasaya aykırı olduğuna ilişkin tespitimde yanılıyorsam ya da uygulamayı siz de yanlış buluyorsanız yanıtınızı bekliyorum.
1997'den beri yayınlanan ve Türkiye'nin ilk hukuk sitesi olan sitemiz :
* Hukukçu meslektaşlarımızın meslek hayatlarını kolaylaştıran bir platform sunmak
* Her meslekten hukukçuların birbirleri ile iletişim olanaklarını zenginleştirmek
* Türk Hukuk Sistemi içine bilgi teknolojilerinin girişini desteklemek
* Hukuka ve adalete özlem duyan ve hukuk üstünlüğü ortak paydasını paylaşan tüm hukukseverlere sığınacakları bir liman olmak ve böylece kendi ölçülerinde "Adalet"
idealine katkıda bulunmak hedefiyle yayınlanmaktadır.
[Daha Fazla Bilgi]
Merhaba meslektaşlarım.
Vekil tarafından dava, sehven görevsiz mahkemede açılmıştır. Tensiben verilen görevsizlik kararını fark eden vekil -vekil bu aşamada hatayı fark etmiş- hemen kararı kesinleştirip görevli mahkemeye taşımıştır.
Üzerinden bir sene geçtikten sonra müvekkille vekalet ücreti konusunda anlaşmazlık çıkınca müvekkil bu hususu ileri sürmüştür. Görevsizlik kararından dolayı doğan bir hak kaybı falan yok.
Böylesi bir durumda vekil lehine Yargıtay kararı varsa, paylaşan mesl... [Devamı..]
İyi günler sayın meslektaşlarım,
Bilindiği üzere 01.01.2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklarda da arabuluculuk uygulaması zorunlu hale getirildi. Ancak uygulamanın henüz bir zemine oturmamış olması nedeniyle yeterli bilgi birikimine ne yazık ki mevcut değiliz. Nitekim sözleşmeye aykırılık nedeniyle ifası beklenen hizmet muhatap firmaca yerine getirilmediğinden 200.000, 00 TL'lik çekin ödenmemesi için menfi tespit davası açmayı düşünmekteydik ancak TTK'nın ilgili maddesinin lafzından men... [Devamı..]
çiçeği burnunda avukatların iş yoğunluğu genelde fazla olmadığından ve de muhasebeci ücretinden kurtulmak için, avukatın vergi-muhasebe işlerini kendi yapması mümkün olur mu, bu tür işlerini kendi yapan avukat arkadaşımız var mı? bir avukat arkadaşım kendisinin yapmaya kalkıştığını, beyan zamanını vs. kaçırdığı için cezası ile vs. toplam 7-8 bin civarı borcu olduğunu söyledi, açıkçası gözüm korktu...:ürkek:
bu hususta bilgisi ve deneyimi olan arkadaşlar varsa paylaşmaları faydalı olacaktır...