Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

THS Şerhine Son Eklenen Şerhler

 Bilgi  [BK. 3] Gerekçe
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 3 üncü maddesini karşılamaktadır. Tasarının iki fıkradan oluşan 3 üncü maddesinde, süreli öneride bulunanın, bu önerisiyle bağlılık süresi ve önerisiyle bağlı olmaktan kurtulacağı an düzenlenmektir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun "II. İcap ve kabul" şeklindeki 3 üncü maddesinin kenar başlığında kullanılan "icap" şeklindeki ibare, Tasarıda "öneri" olarak; "1. Kabul için müddet tayini" şeklindeki ibare ise, madde içeriğiyle uyumlu hâle getirilmek amacıyla, "1. Sü...
(Şerh No: 10098 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-02-2011 23:17)

 Bilgi  [BK. 2] Gerekçe
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 2 nci maddesini karşılamaktadır. Tasarının üç fıkradan oluşan 2 nci maddesinde, sözleşmenin ikinci derecedeki noktaları düzenlenmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 2 nci maddesinin kenar başlığında kullanılan "2. İkinci derecedeki noktaların meskût kalması" şeklindeki ibare, "2. İkinci derecedeki noktalar" şeklinde kısaltılmıştır. Maddenin birinci fıkrasında kullanılan "üzerinde durulmamış olsa bile" şeklindeki ibare ile, tarafların sözleşmenin ikinci d...
(Şerh No: 10097 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-02-2011 23:16)

 Bilgi  [BK. 1] Gerekçe
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 1 inci maddesini karşılamaktadır. Tasarının iki fıkradan oluşan 1 inci maddesinde, sözleşmenin kurulması düzenlenmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 1 inci maddesinin kenar başlığında kullanılan "A. Akdin İnikadı / I. İki tarafın muvafakati / 1. Umumî şartlar" şeklindeki ibareler, Tasarıda "A. Sözleşmenin kurulması / I. İrade açıklaması / 1. Genel olarak" şekline dönüştürülmüştür. Metninde yapılan arılaştırma dışında, maddede 818 sayılı Borçlar Kanunu’n...
(Şerh No: 10096 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 12-02-2011 23:15)

Para alacaklarının haczinde satış isteme süresi söz konusu değildir. Para alacaklarının haczinde, haciz tutanağının İcra ve İflas Kanunu'nun, 103. maddesi uyarınca borçluya tebliğ edilmemesi, haczi geçersiz kılmaz.
(Şerh No: 10095 - Ekleyen: Av.Mustafa Nehir GÜÇKAYA - Tarih : 12-02-2011 22:59)

Alacak haczedildikten sonra üçüncü kişiye tezkere yazılması, İcra ve İflas Kanunu'nun 89. maddesi kapsamına giren bir işlemdir. Buna karşı üçüncü kişiden bir itiraz ve şikayet öne sürülmediğine göre, dosyaya gönderilen paranın alacaklısına ödenmesi gerekir.
(Şerh No: 10094 - Ekleyen: Av.Mustafa Nehir GÜÇKAYA - Tarih : 12-02-2011 22:21)

 Bilgi  [HMK. 124] Madde Gerekçesi
Maddeyle, davacının davalı tarafın açık rızası ile taraf değişikliği yapabileceği; yani görülmekte olan davanın davalısından bir başka kişiye davayı yöneltip, yeni davalıya karşı yürütmesi imkânı, maddî hukuk esasları çerçevesinde öngörülmüştür. Açık rızadan söz edilmek suretiyle, hâkimin davalı tarafa taraf değişikliği konusunda, rızasının bulunup bulunmadığı hususunu açıkça sorması esası da düzenlenmiş olmaktadır. NOT: (Maddenin (3). ve (4). fıkraları Tasarıda "Hükümetin Teklif Ettiği Meti...
(Şerh No: 10080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 17:03)

 Bilgi  [HMK. 107] Madde Gerekçesi ("Adalet Komisyonu Raporu"ndan)
"...Tasarıya, 112 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki gerekçelerle, “Belirsiz alacak ve tespit davası” başlıklı yeni 113 üncü madde ilave edilmiştir. “Hak arama durumunda olan kişi, talepte bulunacağı hukukî ilişkiyi, muhatabını ve bu ilişkiden dolayı talep edeceği miktarı asgarî olarak bilmesine ve tespit edebilmesine rağmen, alacağının tamamını tam olarak tespit edemeyebilir. Özellikle, zararın baştan belirlenemediği, ancak bir incelemeden sonra tam olarak tespiti mümkün olan tazminat...
(Şerh No: 10093 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:57)

 Bilgi  [HMK. 103] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 176 ncı maddesini kısmen karşılamakla birlikte, bazı farklı hükümler içermektedir. Birinci fıkranın (a) bendinde, adli tatilde verilebilecek bazı geçici hukukî koruma tedbirleri örnekleme yoluyla sayıldığından “gibi” ifadesi kullanılmıştır. Başka örnekler olarak; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6 ncı maddesindeki, hâkimin koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler alması, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun 1 in...
(Şerh No: 10060 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:51)

 Bilgi  [HMK. 79] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 70 inci maddesinde olduğu gibi maddede, bizzat tarafın veya vekilin uygun olmayan bir hâl veya davranışta bulunması durumunda uygulanacak kurallar, iki ayrı fıkrada düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, genel olarak uygunsuz davranışta bulunan vekile uygulanacak hükümler ve vekâlet verene yapılacak tebligat gösterilmiştir (Tasarıdaki 1.fıkra: "...uymaz ise hemen duruşma salonundan dışarıya çıkartılması sağlanır ve gerekli görülürse, belirlenecek süre içinde başka bir vekil gönd...
(Şerh No: 10036 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:48)

 Bilgi  [HMK. 71] Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'ndan-Yasalaşmayan "Avukat ile temsil zorunluluğu" maddesi
"Adalet Komisyonu Raporu"ndan: "...Tasarının 76 ncı maddesinin görüşmeleri sırasında, davalarda, tarafların avukat ile temsil edilmesi zorunluluğunu içeren aşağıdaki gerekçeler doğrultusunda değişiklik önergesi verilmiştir. “Yargılamayı yöneten hâkim, taraflara hiçbir şekilde lojistik destek sağlayamaz. Onun tarafsız kalması zorunluluğu, bunu icab ettirir. Avukatsız takip edilen davaların öyküleri “hukuk bilmezliğin yol açtığı kayıplar”la doludur. İddia, savunma ve delillendirme, her...
(Şerh No: 10092 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:44)

 Bilgi  [HMK. 74] Madde Gerekçesi
Bu maddede vekile açık yetki verilmesi gereken durumlar geniş tutulmuş, 1086 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde yazılı olan vekilin sulh olması, hükmolunan şeyi teslim alması (hükmolunan şeyi teslim almaya ilişkin kısım yasalaşmamıştır), haczin kaldırılması, hakem tayini, davadan feragat, karşı tarafın davasını kabul ve karşı tarafı ibraya ilişkin düzenleme muhafaza edilmiştir. Ancak yeminin reddi ve iadesi bu Tasarıda ayrı ayrı belirlendiğinden, iade konusu fıkraya ayrıca ilâve edilmiştir. 6...
(Şerh No: 10031 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:38)

 Bilgi  [HMK. 46] Madde Gerekçesi
Hâkimlerin hukukî sorumluluğuna dair hükümlerin yeri değiştirilmiş ve kanunun sistemi bakımından hâkimin yasaklılığı ve reddinden sonra düzenlenmiştir. Bu hükümle, 1086 sayılı Kanunun 573–576 ncı maddelerinde düzenlenen hâkimin kusurlu davranışlarından, ilk etapta Devletin sorumlu tutulamayacağı, hâkimin şahsen sorumlu tutulması gerektiği yönündeki esastan ayrılınmış ve karşılaştırmalı hukuk da nazara alınarak, hâkimin yargılama faaliyeti esnasında vermiş olduğu zararlardan, ilk plânda Devlete ...
(Şerh No: 10002 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:32)

 Bilgi  [HMK. 32] Madde Gerekçesi
Yargılamaya hâkim olan ilkelere ilişkin olan bu madde, 1086 sayılı Kanunun 78 inci maddesini kısmen karşılamaktadır. Ancak maddenin başlığı ve birinci fıkrasında yer verilen “sevk ve idare” terimi yenidir. Dava, vakıaların getirilmesi yönünden, tarafların davası olmakla birlikte, yargılama kamu hukuku ile ilgilidir ve dava açılmakla taraflar ve mahkeme arasında “usulî bir ilişki” doğar. Bununla birlikte yargılamayı hâkim yürütür. Yargılama terimi kendi içinde duruşmayı ve oturumları içer...
(Şerh No: 9988 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:27)

 Bilgi  [HMK. 16] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde yer alan haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkisi, tekrar gözden geçirilip, kapsamı biraz daha genişletilerek, yeniden düzenlenmiştir. Öncelikle, haksız fiilden doğan dava, haksız fiilin işlendiği yerde açılabilecektir. Uygulama ve doktrinde oluşan görüşler dikkate alınarak, ayrıca, haksız fiilin işlendiği yer ile, zarar farklı bir yerde gerçekleşmişse, zararın gerçekleştiği yerde de dava açılabileceği, hükümde belirt...
(Şerh No: 9972 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:19)

 Bilgi  [HMK. 4] Madde Gerekçesi
Tasarıdaki maddeye ilişkin düzenlemenin "a) İflâsa, konkordatoya ve sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasına ve vakıflara ilişkin davalar ayrık olmak üzere, malvarlığı haklarından doğan değer veya tutarı beşbin Türk Lirası (bu tutar dahil) geçmeyen davaları," kısmı çıkarılarak ve b(1)'e "alacak davaları da dahil olmak üzere" ibaresi eklenerek: b) Dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; 1) Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanununa gör...
(Şerh No: 9960 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:14)

 Bilgi  [HMK. 3] Madde Gerekçesi ("Adalet Komisyonu Raporu"ndan)
"...Sağlık ve yaşam hakkı, en temel bir insan hakkıdır. Sorumluluk doğuran bir nedenle vücut bütünlüğünün kaybı veya kişinin ölümü, sağlık ve yaşama hakkının tipik bir ihlalidir. Hukuk sistemlerinin bu ihlaller için öngördüğü tazminatlarla ortaya çıkan insan hakkı ihlali ikame edilmektedir. Sorumluluk hukukunun bir dalı olarak “insana verilen zararlar ve onun tazmini” çerçevesinde “tazminat hukuku”, insan hakkı ekseninde temellenen özel bir disipline dönüşmüştür. Bu hukuk dalının cevherini oluşt...
(Şerh No: 10091 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 16:07)

 Bilgi  [HMK. 2] Madde Gerekçesi ("Adalet Komisyonu Raporu"ndan)
...Tasarının 2 nci maddesinin müzakereleri sırasında, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin, asliye hukuk mahkemesi olması ayrıca insana verilen zararlarının tazmini hukukunda hangi yargı koluna girerse girsin asliye hukuk mahkemesinin görevli olması” hususlarına ilişkin değişiklik önergesi verilmiştir. Değişiklik önergesinin gerekçesi aynen şöyledir: “Bugüne kadar, malvarlığına ilişkin d...
(Şerh No: 10090 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:57)

 Bilgi  [HMK. 133] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenleme ile, karşı davanın esasa cevap dilekçesiyle yahut esasa cevap süresi içerisinde verilecek ayrı bir dilekçeyle açılabileceği hususu hüküm altına alınmıştır. Karşı dava niteliği gereği zaten cevap dilekçesiyle yahut esasa cevap süresi içerisinde açılması gerekir. Burada yenilik arz eden nokta, karşı davanın esasa cevap süresi içerisinde, cevap dilekçesinin dışında ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle de açılmasının mümkün kılınmış bulunmasıdır. Madd...
(Şerh No: 10089 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 132] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, hukuk uygulamamızda önemli bir yeri bulunan karşı dava kurumunun işlerlik kazanabilmesinin şartları belirlenmiştir. Karşı dava açılabilmesi için şu şartların bir arada bulunması gerekir. Asıl davanın açılmış ve hâlen görülmekte olması; karşı dava, niteliği gereği açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın varlığını zorunlu kılar. Çünkü, açılmış ve hâlen görülmekte olan bir davanın davalısının cevap dilekçesinde, asıl davanın davacısına karş...
(Şerh No: 10088 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 131] Madde Gerekçesi
Davalının, cevap dilekçesi vermekle artık usulî itirazlarını bildirdiğini veya böyle bir itirazı olmadığını ve esasa girdiğini kabul etmek gerekir. Tereddütlerin de giderilmesi amacıyla, cevap dilekçesi verme süresi henüz dolmamış olsa bile, artık bundan sonra ilk itirazların ileri sürülemeyeceği açıkça belirtilmiştir.
(Şerh No: 10087 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 130] Madde Gerekçesi
Cevap dilekçesinde yer alması gereken hususların eksikliği hâlinde, nasıl hareket edileceğini düzenleyen bu madde, cevap dilekçesinin bütün unsurları bakımından değil, sadece (a), (b), (c), (ç) ve (ğ) bentlerinde belirtilen hususların eksikliği hâlinde, hâkimin, yedi günlük ("bir hafta" olarak yasalaşmıştır) süre vermesini, eksikliğin bu süre zarfında giderilmemesi durumunda ise cevap dilekçesinin verilmemiş sayılması müeyyidesi ile karşılaşılacağını öngörmektedir.
(Şerh No: 10086 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 129] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 200 üncü maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddede, cevap dilekçesinde yer alması gereken hususlar, dava dilekçesine paralel olarak düzenlenmiştir.
(Şerh No: 10085 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 128] Madde Gerekçesi
Madde, 1086 sayılı Kanunun 201 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesini kısmen karşılamaktadır. Davaya cevap vermemenin sonucu maddede açıkça belirtilmiştir.
(Şerh No: 10084 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 127] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 195 inci maddesindeki cevap süresine ilişkin düzenlemeye kısmen karşılık gelen bu madde, sadece cevap süresine ayrılmıştır. Davalının cevap dilekçesi verebilmesi için kural olarak onbeş günlük ("iki hafta")bir süre tayin edilmekle birlikte, hâl ve şartlara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebil...
(Şerh No: 10083 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 126] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 195 inci maddesindeki düzenlemeye kısmen karşılık gelen bu madde, cevap dilekçesinin verilmesinin nasıl olacağını, cevap dilekçesinin verilmesi üzerine nasıl hareket edileceğini ve verilme zamanı olarak hangi tarihin kabul edileceğini düzenlemektedir. Cevap dilekçesinin, kural olarak davanın açılmış olduğu mahkemeye verilmesi gerekir. Süresi içinde, gönderilme ve tebliğ masrafları yatırılarak, davanın açılmış olduğu mahkemeye sunulmak üzere, başka bir yer mahkemesine veri...
(Şerh No: 10082 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 125] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 186 ncı maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu maddeyle, dava konusunun devri yani müddeabihin temliki düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, dava konusunun davalı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi durumunda, davacının, (a) ve (b) bentlerinde öngörülen iki seçenekten birini kullanabileceği hususu uygulamadaki tereddütleri giderecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devredilmesi...
(Şerh No: 10081 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 123] Madde Gerekçesi
Davanın, davacı tarafından ancak davalının açık rızası ile ve hüküm kesinleşinceye kadar geri alınabileceği düzenlenmiş olup; bu düzenlemeyle geri alma işleminin ne zamana kadar yapılabileceği konusundaki muhtemel tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Maddede, açık rızadan söz edilmek suretiyle, hâkimin davalı taraftan, davacının davasını ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutarak geri aldığı konusunda, rızasının bulunup bulunmadığını açıkça sorması esası da düzenlenmiş olmaktadır.
(Şerh No: 10079 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 122] Madde Gerekçesi
Madde ile, cevap süresi, Kanun tarafından düzenlenmiş kesin bir süre hâline getirilmiştir. Böylece, cevap süresinin kanunî cevap süresinden daha uzun bir müddet olarak davacı tarafından belirlenebilmesi esasından vazgeçilmiştir. Cevap süresinin onbeş güne ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır çıkarılması ile davalı tarafın hak arama özgürlüğünü daha geniş bir süre içinde kullanması amaçlanmıştır.
(Şerh No: 10078 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 121] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 180 inci maddesindeki düzenlemeye karşılık olan bu madde ile, davacının elinde bulunan belgelerin dava dilekçesi ekinde verilmesi esası düzenlenmiştir. “Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 inci maddede masrafların avans olarak yatırılması esası getirildiğinden, bu maddede posta giderleri ile ilgili ayrıca bir düzenleme yapılmamıştır.
(Şerh No: 10077 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:10)

 Bilgi  [HMK. 120] Madde Gerekçesi
Madde ile, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir. Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır. ...
(Şerh No: 10076 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:09)

 Bilgi  [HMK. 119] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 179 uncu maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu madde ile, dava dilekçesinde bulunması gereken hususların neler olduğu, ilâve unsurlarla birlikte ve daha geniş olarak düzenlenmiştir. Mahkemenin adının dava dilekçesinde gösterilmesiyle, davacının dilekçeyi vereceği görevli ve yetkili mahkeme belirlenmiş olmaktadır. Davacı ve davalı gerçek kişi ise ad, soyadı ve adresleri; tüzel kişi ise bu takdirde tüzel kişinin türü, unvanı ve adresi belirtilecektir. Maddeyle davac...
(Şerh No: 10075 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:09)

 Bilgi  [HMK. 118] Madde Gerekçesi
Maddede davanın açılma tarihi ve dava dilekçesinin kaç örnek verileceği düzenlenmiştir. Davanın açılma zamanı olarak dilekçenin mahkemedeki kayıt anı esas alınmıştır. Bunun sebebi özellikle teknolojinin de ilerlemesiyle mahkemelerin duruma göre elektronik ortamda da dilekçeleri kabul ve kayıt edebilmeleridir. Dava açma zamanının arz ettiği önem sebebiyle mahkemelerin dava dilekçelerini yönetmeliğe uygun şekilde derhal kayda geçirecekleri tabiîdir. Bu çerçevede dava dilekçesinin kaydına ilişk...
(Şerh No: 10074 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 15:09)

 Bilgi  [HMK. 117] Madde Gerekçesi
Bu maddede, ilk itirazların hep birlikte cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi takdirde dinlenemeyeceği hususu vurgulanmış, aynı maddenin ikinci fıkrasında usul ekonomisi ilkesi göz önüne alınarak, davada zaman kaybının önlenmesi bakımından ilk itirazların dava şartlarından sonra incelenmesi öngörülmüştür. İlk itirazların incelenme usulünün yer aldığı üçüncü fıkrada ise bunların ön sorun gibi karara bağlanacağı ifade edilmiştir. İlk itirazların dava şartlarından sonra incelenmes...
(Şerh No: 10073 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 116] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 187 nci maddesinde yer alan ilk itirazlar, bu maddede üç bent hâlinde düzenlenmiştir. 187 nci maddede sekiz bent hâlinde yer alan ilk itirazlardan bir kısmı dava şartı hâline getirilmiş, özellikle adli yargıda görülen hukuk davalarında, gereksiz ve zaman alıcı formalitelerin, kötü niyetli kişilere davaları sürüncemede bırakma fırsatını verdiği ve başka işe yaramadığı hususundaki yaygın kanaat dikkate alınarak, bazı ilk itiraz sebeplerinin kaldırılması suretiyle çabukluk ve gü...
(Şerh No: 10072 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 115] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilebileceği; taraflarca da bu bağlamdaki eksikliğin her zaman ileri sürülebileceği açıkça vurgulanmıştır. Genel dava şartlarının inceleme sırasının ne olacağı hususu ise pozitif bir düzenlemeye elverişli bir nitelik taşımaması sebebiyle, tümüyle doktrin ve yargı uygulamasına bırakılmıştır. Maddenin ikinci fıkrasında, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespiti hâli...
(Şerh No: 10071 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 114] Madde Gerekçesi
Bu düzenleme, büyük ölçüde İsviçre Federal Medenî Usul Kanunu Tasarısının 57 nci maddesinde yer alan kuraldan esinlenmek suretiyle oluşturulmuştur. Maddenin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme ile 1086 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin ikinci cümlesinde sözü edilen hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gereken hususların neler olduğuna açıkça işaret edilmiştir. Burada sözü edilen dava şartlar...
(Şerh No: 10070 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 113] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, esas itibarıyla Anglo–Sakson menşeli bir kurum olan ve Kıta Avrupası hukuk düzenlerinde de kabul görmeye başlamış bulunan, topluluk davası (grup, sınıf davası) kurumunun, kavramsal çerçevede de mevzuatımıza girmesi sağlanmıştır. Bu çerçevede dernekler ile diğer tüzel kişilerin statüleri çerçevesinde, üyelerinin veya mensuplarının yahut temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için, kendi adlarına, ilgililerin haklarını tespiti veya hukuka aykırı durumun ...
(Şerh No: 10069 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 112] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, seçimlik dava kurumunun yasal çerçevede genel bir tanımı yapılmış ve hangi hâllerde seçimlik davanın açılabileceği hususu hüküm altına alınmıştır. Seçimlik borç kavramı ile seçimlik dava kavramını birbiriyle karıştırmamak gerekir. Yani her seçimlik borç bir seçimlik dava açılmasına vücut vermez. Seçimlik borçlarda, seçme hakkı borçluya yahut üçüncü bir kişiye bırakılmış ve borçlu yahut üçüncü kişi bu hakkını kullanmaktan kaçınıyorsa ancak bu durumda seçimlik dava ...
(Şerh No: 10068 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 111] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında uygulaması son derece yoğun olan terditli dava kurumunun yasal çerçevede bir tanımı yapılmış ve terditli davanın hukukumuzda caiz olduğu konusundaki tereddüt tümüyle giderilmiştir. Bu düzenleme çerçevesinde davacının, aynı davalıya karşı olan birden fazla talebini aralarında aslîlik–ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi hâlinde ortada bir terditli davanın bulunduğundan söz edilecektir. Terditli davanın varlığı için gereken şartları...
(Şerh No: 10067 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 110] Madde Gerekçesi
Bu maddede, Türk hukuk uygulamasında son derece önemli bir yeri bulunan kümülatif dava yığılması Tasarıda benimsenen adıyla “davaların yığılması” kurumu düzenlenmiştir. Davacının, aynı davalıya karşı olan birbirinden bağımsız birden fazla talebini, aralarında bir derecelendirme ilişkisi yani aslîlik–ferîlik ilişkisi kurmadan aynı dava dilekçesinde ileri sürmesine davaların yığılması denir. Bu dava çeşidinde taleplerin tümü birbirinden bağımsız, eşdeğer ve aynı derecede öneme sahiptir. Her bir...
(Şerh No: 10066 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 109] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, kısmî dava kurumunun ne zaman işlerlik kazanabileceği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme çerçevesinde, talep konusu niteliği itibarıyla bölünebiliyor ise onun sadece bir kısmının dava yoluyla ileri sürülmesi mümkün olacaktır. Alacağın tamamı aynı hukukî ilişkiden doğup, şimdilik sadece bir kesimi dava ediliyorsa kısmî davadan söz etmek gerekecektir. Bu dava çeşidine müracaat edebilmek için, talebin konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olması ger...
(Şerh No: 10065 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 108] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, inşaî dava kurumunun yasal çerçevede tanımı yapılmıştır. İnşaî dava, yeni bir hukukî durumun yaratılmasını, mevcut bir hukukî durumun içeriğinin değiştirilmesini ya da onun tümüyle ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir dava çeşididir. Maddenin ikinci fıkrasında ise inşaî davaların, ancak, bir inşaî hakkın dava yoluyla kullanılmasının zorunlu olduğu hâllerde işlerlik kazanacağı hususu açıkça hükme bağlanmıştır. Bu hâllerin neler olduğunu maddî hukuk gösterecektir....
(Şerh No: 10064 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 106] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, tespit davalarıyla ilgili genel bir tanımlamaya yer verilmiş ve ikinci ve üçüncü fıkralarında ise tespit davasının açılabilmesi için varlığı gereken şartların neler olduğuna açıkça işaret edilmiştir. Bu çerçevede, bir hakkın yahut hukukî ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut da bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesini hedefleyen davalara, tespit davası denir. Tespit davaları, uygulamada sıkça müracaat edilen bir dava türüdür. Çoğu kere de bir geçic...
(Şerh No: 10063 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 105] Madde Gerekçesi
Bu maddede, hukuk uygulaması bakımından son derecede önem taşıyan ve sıklıkla kendisine müracaat edilen bir dava çeşidi olan, eda davalarına ilişkin genel bir düzenleme getirilmiştir. Eda davaları, davalının bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkum edilmesini hedefleyen bir dava çeşididir. Buradaki “yapmamaya” ibaresinin kapsamına bir şeyi yapmaktan kaçınma eski deyişle “içtinap etme” hâli de dahildir.
(Şerh No: 10062 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 104] Madde Gerekçesi
Adli tatile tâbi olmayan dava ve işler açısından, sürelerin işleyeceği açıktır. Bu maddede, adli tatile tâbi olan, yani adli tatilde görülemeyecek dava ve işlerdeki süreler açısından tatilin etkisi düzenlenmektedir. Ayrıca, burada kastedilen, maddî hukuka ait süreler olmayıp, örneğin; zamanaşımı gibi, usul hukukundaki sürelerdir. Hükme göre, adli tatilde görülemeyecek olan dava ve işlere ilişkin sürelerin bitim tarihi tatile rastlar ise bu süreler tatilin bittiği günden itibaren yedi gün ("bi...
(Şerh No: 10061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:31)

 Bilgi  [HMK. 102] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun kabul edildiği tarih itibarıyla, ülkemizde insanların çoğunun tarımla uğraşması dolayısıyla yaz aylarında çiftçilikle ilgili çalışmaların çok yoğunlaştığı ve şehirlere ulaşmanın zorluğu dikkate alınarak, insanların bu verimli dönemde mahkemelerde kaybedeceği zamanın ciddî anlamda zararlar doğuracağı düşüncesiyle, Kanuna adli tatille ilgili hüküm konulmuştur. Günümüzde ise bu gerekçenin büyük ölçüde geçerliliğini kaybettiği ve adli tatilin, davaların uzamasına sebebiyet verdiğ...
(Şerh No: 10059 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:30)

 Bilgi  [HMK. 101] Madde Gerekçesi
Eski hâle getirme talebi nedeniyle doğan giderler, 1086 sayılı Kanunun 173 üncü maddesine uygun bir şekilde, eski hâle getirme talebinde bulunan tarafa yükletilmiştir. Ancak 1086 sayılı Kanunun 173 üncü maddesinden farklı olarak, eğer karşı taraf, eski hâle getirme talebine asılsız itiraz ederek giderlerin artmasına sebep olmuşsa, hâkim, doğan giderlerin tümünün veya bir kısmının karşı tarafa yükletilmesine karar verebilecektir.
(Şerh No: 10058 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 14:30)

Taşınmazın değeri ile hem alacaklının hem de borçlunun mefaati göz önünde bulundurularak, satış ilanının mahalli gazetede yayınlanması ile yetinilebilir. İcra memuru tarafların menfaatini gözetmek durumundadır.
(Şerh No: 10025 - Ekleyen: Av.Mustafa Nehir GÜÇKAYA - Tarih : 12-02-2011 13:47)

 Bilgi  [HMK. 100] Madde Gerekçesi
Eski hâle getirme talebinin görevli ve yetkili merci tarafından nasıl inceleneceği düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanunun 170 inci maddesi hükmü esas alınmış, ancak bölge adliye mahkemelerine yapılacak eski hâle getirme taleplerinin ne şekilde inceleneceği de, hükümde belirtilmiştir. Buna göre, ilk derece mahkemelerinde ve bölge adliye mahkemelerinde ileri sürülen eski hâle getirme talepleri, ön sorun hakkındaki usule göre; Yargıtayda ileri sürülecek eski hâle getirme talepleri ise temyiz usulü...
(Şerh No: 10057 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:04)

 Bilgi  [HMK. 99] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 171 inci madde ifadesi daha anlaşılır hâle getirilerek tekrar düzenlenmiştir. Kapsam itibarıyla bir değişiklik getirilmemiş, eski hâle getirme isteğinin yargılamaya ve kararlara etkisi açıklanmıştır. 1086 sayılı Kanunda, Devlet, eski hale getirme talebi sebebiyle teminattan muaf tutulmuş olmasına rağmen, kanun ve mahkeme önünde eşitlik ilkesi gereğince, bu maddede Devletin teminattan muafiyeti kaldırılmıştır. Bu durum, özel hukuk ilişkilerinde, Devletin vatandaşı karşısınd...
(Şerh No: 10056 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:04)

 Bilgi  [HMK. 98] Madde Gerekçesi
Eski hâle getirme talebinin hangi mahkemeye yapılacağı ve nerede inceleneceği konusu bu madde ile düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanunun 169 uncu maddesinde düzenlenen hüküm, gerekli görülen değişiklikler ve eklemelerle yeniden kaleme alınmıştır. Birinci fıkraya göre, süresinde yapılamadığı için, hakkında eski hâle getirme talebinde bulunulan işlem, süresinde yapılsa idi, hangi mahkemede incelenecek, o işlem hakkında hangi mahkeme karar verecek ise eski hâle getirme talebi de o mahkemeye yap...
(Şerh No: 10055 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:04)

 Bilgi  [HMK. 97] Madde Gerekçesi
Maddede, eski hâle getirme talebinin dilekçe ile yapılacağı belirtilmiş ve dilekçede özel olarak bulunması gereken hususlar gösterilmiştir. Ayrıca, süresinde yapılamayan işlemin de, eski hâle getirme süresi içinde yapılması öngörülmüştür. Süresinde yapılamayan işlem, şüphesiz eski hâle getirme talebiyle birlikte yapılabilir, buna bir engel yoktur; ancak, bu işlemin eski hâle getirme dilekçesiyle birlikte yapılması zorunlu olmayıp, onbeş günlük ("iki hafta") süre içinde olmak kaydı ile daha sonra...
(Şerh No: 10054 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:04)

 Bilgi  [HMK. 96] Madde Gerekçesi
Bu hükümle, eski hâle getirme talebinin hangi süre içinde yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre, eski hâle getirme talebi, işlemin süresinde yapılamamasına engel olan sebebin ortadan kalkmasından itibaren onbeş ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) gün içinde ileri sürülmelidir. Bu süre, 1086 sayılı Kanunun 168 inci maddesinin birinci fıkrasında on gün olarak öngörülmüştü. Onbeş günlük ("iki hafta") süre, eski hâle getirme talebinin ileri sürülmesi için Komisyon tarafından da yeterli görülmüştür. ...
(Şerh No: 10053 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:04)

 Bilgi  [HMK. 95] Madde Gerekçesi
Elde olmayan bir sebeple, yani kusur olmaksızın gerçekleşen bir sebepten dolayı, kanunda belirtilen veya hâkim tarafından belirlenen kesin süre içinde yapılması gereken işlem yapılamazsa, eski hâle getirme yoluna başvurulabileceği kabul edilmiştir. Maddede, 1086 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinde olduğu gibi “bu kanun” şeklinde bir ifadeye yer verilmeyip, genel olarak “kanun” denildiği için, sadece Hukuk Muhakemeleri Kanununda değil, medenî yargılamaya ilişkin diğer kanunlarda belirlenen kesin...
(Şerh No: 10052 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:04)

 Bilgi  [HMK. 94] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, kanunun belirlediği sürelerin kesin olduğu, ikinci fıkrasında ise hâkim tarafından da kesin süre verilebileceği kuralı benimsenmiştir. Hâkimin kesin olduğunu belirtmeden süre vermesi hâlinde, belirlenen süreyi geçirmiş olan tarafın yeniden süre isteyebileceği; ancak ikinci olarak verilen sürenin, her halükarda kesin olduğu ve aynı konuda yeniden süre verilmesinin mümkün olmadığı kurala bağlanmıştır. Üçüncü fıkraya göre, kanunla veya hâkim tarafından verilen ke...
(Şerh No: 10051 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 93] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 162 nci maddesinde yer alan sürenin tatilin ertesi günü biteceğine dair kural, “Sürelerin bitimi” başlıklı 98 inci maddenin birinci fıkrasına paralel olarak “sürenin tatilin ertesi günü çalışma saati sonunda biteceği” şekline dönüştürülerek açıklık sağlanmıştır.
(Şerh No: 10050 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 92] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 161 inci maddesindeki düzenleme genel olarak dil yönünden güncelleştirilmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, sürelerin gün olarak belirlendiği hâllerde tebliğ veya tefhimin yapıldığı günün süre hesabında nazara alınmayacağı ve bu suretle hesaplanan sürenin son günü resmî çalışma saati sonunda (tatil saatinde) biteceği kurala bağlanmıştır. İkinci fıkrada, süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise ne şekilde hesaplanacağı düzenlenmiştir. Buna göre; pazartesi günü ba...
(Şerh No: 10049 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 91] Madde Gerekçesi
Bu maddede, 1086 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesindeki düzenleme genel olarak korunmuş, ancak dil yönünden güncelleştirilmiştir. Hukuk muhakemesine ilişkin sürelerin, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı öngörülmüştür. Tebliği yaptıran taraf için dahi sürenin kendisine yapılacak tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı açık olup, 1086 sayılı Kanunun 165 inci maddesinde yer alan kural, bu maddedeki kuralın tekrarı niteliğinde gö...
(Şerh No: 10048 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 90] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 159 uncu madde metni dil yönünden güncelleştirme yapılarak ve madde iki fıkraya ayrılarak yeniden düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, sürelerin kanunda belirtileceği veya hâkim tarafından tespit edileceği kuralı benimsenmiştir. Kanunda belirtilen istisnalar dışında sürelerin, hâkim tarafından artırılıp eksiltilemeyeceği açıklıkla belirtilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye göre ise hâkim, kendi tespit ettiği süreleri, haklı sebepler varsa artırıp, eksiltebilec...
(Şerh No: 10047 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 89] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, teminatın iadesi bağlamında, uygulamada mevcut olan belirsizliğin yahut tereddüdün giderilmesi amaçlanmıştır.
(Şerh No: 10046 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 88] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemede, hâkim tarafından belirlenen süre içinde teminatın gösterilmemesi hâlinde, hâkimin davayı usulden reddedeceği hususu hüküm altına alınmıştır. Böylelikle 1086 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinde yer alan düzenlemeden farklı bir düzenleme benimsenmiştir. Bu durum, “Dava şartları” başlıklı 119 uncu (yasada 114 üncü madde) maddenin (ğ) bendinde, teminat kararının yerine getirilmesi hususunun dava şartı olarak öngörülmesinin doğal bir sonucudur. Madde...
(Şerh No: 10045 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 87] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemede, gösterilecek olan teminatın tutarını ve şeklini, hâkimin tayin edeceği hususu hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede, nelerin teminat olarak gösterilebileceği konusunda 1086 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinde yer alan kuraldan farklı olarak, bir teminat kataloğuna yer verilmemiş; bunun takdiri tümüyle hâkime bırakılmıştır. Ancak, 1086 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinde olduğu gibi, teminatın şekli konusunda taraflar bir sözleşme yapmışlarsa, hâk...
(Şerh No: 10044 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 86] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, dava açılması hâlinde yargılama giderlerini, davacı yanında fer’î müdahil sıfatıyla yer alma hâlinde ise müdahale giderlerini karşılayacak olan teminata mahkemece re’sen karar verileceği; hâkimin bu konuda karar almadan önce, sağlıklı ve doğru bir değerlendirme yapabilmesini mümkün kılmak amacıyla tarafları ve müdahale isteminde bulunanı dinleyebileceği hususu hüküm altına alınmıştır. Hâkime teminat konusunda re’sen karar verme yetkisinin tanınmasının temelinde, te...
(Şerh No: 10043 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 85] Madde Gerekçesi
Maddede yer alan düzenlemeyle, teminattan muafiyeti gerektiren hâllerin neler olduğu sayılmak suretiyle hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede; - Adli yardım, tüm dava ve takip giderlerinden muafiyet sağladığı için, davacı adli yardımdan yararlanan konumunda ise yargılama giderleri bağlamında teminat göstermekten de muaf tutulacaktır. Bu düzenleme, “Adli yardımın kapsamı” başlıklı 339 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan kuralın teminat çerçevesinde bir kez daha ifade edil...
(Şerh No: 10042 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 13:03)

 Bilgi  [HMK. 84] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında yer alan düzenlemeyle, teminat gösterilecek hâllerin neler olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede, teminat gösterilmesi gereken ilk hâli, Türkiye’de mutad meskeni bulunmayan Türk vatandaşının Türkiye’de dava açması, davacı yanında davaya fer’î müdahil sıfatıyla katılması yahut Türkiye’de takip yapması oluşturacaktır. Maddede, teminat konusu sadece Türk vatandaşları açısından düzenlenmiştir. Çünkü yabancıların, Türkiye’de dava açması, davacı yanında davaya fe...
(Şerh No: 10041 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 83] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde düzenlenen avukatın azline paralel olarak maddede düzenleme getirilmiştir. Hüküm, vekilin azlinin davayı uzatma amaçlı kullanılmasını önlemek üzere, vekâlet veren tarafın onbeş gün ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) içinde başka bir vekil görevlendirmesini veya davayı kendisinin takibini öngörmekte, kurala uyulmaması hâlinde, tarafın yokluğu hâlindeki hükümlerin uygulanmasını gerektirmektedir.
(Şerh No: 10040 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 82] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde çok dar bir kapsamla düzenlenen avukatın istifa hâli, maddenin birinci fıkrasında düzenlenmiştir. Vekilin istifasının vekâlet verene tebliği anında, vekil edenin hemen sorumluluk altına girmesi mağduriyetine sebep olabileceğinden, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 41 inci maddesine uyum sağlanması amacı ile istifanın vekâlet verene tebliğinden itibaren onbeş gün ("iki hafta" olarak yasalaşmıştır) süreyle vekilin sorumluluğunun devamı öngörülmektedir. Madd...
(Şerh No: 10039 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 81] Madde Gerekçesi
Madde düzenlemesinde 1086 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin dilinde güncelleştirme yapılmış, azil ve istifa suretiyle davayı uzatmaya yönelik davranışlar önlenmeye çalışılmıştır. İlgilinin yokluğunda yapılan azil ve istifaya yönelik işlemin hüküm ifade edebilmesi için, ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de işlemi yapan tarafından peşin olarak ödenmesi zorunluluğu getirilmiştir.
(Şerh No: 10038 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 80] Madde Gerekçesi
Bu maddede, 1086 sayılı Kanunun 71 inci maddesindeki düzenlemeye genel olarak sadık kalınmış, maddenin uygulanmasının kolaylaştırılması bakımından açıklık getirilmiş, verilen karara uymayan hakkında, tarafın yokluğu hâlindeki hükümlere göre işlem yapılması kuralı benimsenmiş ve dil yönünden güncelleştirme yapılarak madde yeniden düzenlenmiştir.
(Şerh No: 10037 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 78] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 69 uncu maddesinde olduğu gibi, vekâlet verenin kendi huzurundaki vekil beyanının sonuçları maddede gösterilmiştir.
(Şerh No: 10035 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 77] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 67 nci maddesindeki düzenlemeye genelde sadık kalınarak, dili güncelleştirilmiş, maddenin daha kolay anlaşılması için ifadelerde bir takım değişiklikler yapılmıştır. Vekâletname aslı veya onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesinin zorunlu olduğuna ilişkin 1086 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeye, söz konusu uygulamanın işin doğası gereği yapılması zarureti bulunduğundan, maddede ayrıca yer verilmesine gerek görülmemiştir.
(Şerh No: 10034 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 76] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 65 inci maddesi, nahiye meclisi, ihtiyar heyeti ve sulh hâkimi tarafından vekâletname düzenlenebilmesine imkân vermekte ise de bu kuralların devamına, ülkemizin bugünkü koşulları karşısında gerek kalmamıştır. Vekâletname düzenleme yetkisinin, münhasıran noterlere bırakılması uygun bulunmuştur. Vekilin, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut tak...
(Şerh No: 10033 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 75] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinde olduğu gibi, birden çok vekilin bulunması hâlinde her bir vekilin, bağımsız olarak hareket edebileceği ve karşı taraf bakımından yetkilerinin sınırlanamayacağı hükmü kabul edilmiştir.
(Şerh No: 10032 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 73] Madde Gerekçesi
Tasarının bu maddesinde 1086 sayılı Kanunun 62 nci maddesinde olduğu gibi vekilin vekâlet kapsamında yapabileceği işler belirtilmiştir.
(Şerh No: 10030 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:37)

 Bilgi  [HMK. 72] Madde Gerekçesi
Maddede, davanın vekil aracılığı ile açılması ve takibinde, avukatın temsilci sıfatı ile hareket etmesi sebebiyle, kanunlarda özel olarak düzenlenen hususlar dışında, umumi olarak Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan temsile ilişkin düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmektedir. Borçlar Kanunundaki temsile ilişkin düzenlemelerden farklı olarak, diğer kanunlarda yer alan özel hükümlerin varlığından yarar görüldüğünden, maddenin bu düzenlemeleri de kapsadığı kabul edilerek mevcut uygulamanın devam...
(Şerh No: 10029 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:36)

 Bilgi  [HMK. 71] Madde Gerekçesi
1086 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin birinci fıkrası aynen kabul edilmiş; dava ehliyetine sahip olan tarafın daha önce olduğu gibi davasını bizzat açabilmesi, takip edebilmesi ve bu işlemleri tayin edeceği vekil aracılığıyla da yapabilmesi benimsenmiştir. Aynı Kanunun aynı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm, yasal temsilcilerin kanunî görevi arasında yer almakla burada tekrara lüzum görülmemiştir.
(Şerh No: 10028 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:36)

 Bilgi  [HMK. 70] Madde Gerekçesi
Cumhuriyet savcısının, hukuk davalarında yer almasının temelinde, kamu düzeninin korunması düşüncesi yatar. Ancak, kamu düzenini ilgilendiren her konuda Cumhuriyet savcısının görevli olduğuna ilişkin bir ilke olmadığı gibi, böyle bir kanun hükmünün konulması da hukuk davalarının niteliği ile bağdaşmaz. Sadece kanunda açıkça öngörülen hâllerde Cumhuriyet savcısının dava açması ve açılan davalarda taraf olarak yer alması kabul edilmiştir. Cumhuriyet savcısı, hukuk davası açılması için gerekli şar...
(Şerh No: 10027 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:36)

 Bilgi  [HMK. 69] Madde Gerekçesi
Maddede fer’î müdahalenin etkisi düzenlenmiştir. Bu çerçevede, önce müdahilin de yer aldığı asıl uyuşmazlığın çözümlendiği davada, hükmün sadece taraflar hakkında verileceği açıkça belirtilmiş; sonra da müdahil ile taraf arasında görülecek davada, asıl davaya fer’î müdahil olarak katılmanın ve verilen hükmün, rücu davasındaki etkisi düzenlenmiştir. Birinci fıkra, asıl davada hükmün kim hakkında verileceğini düzenlemektedir. Oysa, uygulamada zaman zaman 1086 sayılı Kanunun 57 nci maddesindeki ...
(Şerh No: 10026 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-02-2011 12:36)

 Bilgi  [HMK. 68] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, müdahale talebinin kabulü hâlinde, müdahilin davayı ancak katıldığı noktadan itibaren takip edeceği belirtilerek, müdahale sebebiyle yargılamanın gecikmesine veya bu yönde kötüniyetli davranışlara engel olunması amaçlanmıştır. Böylelikle, müdahilin katıldığı aşamaya kadar olan işlemlerin yeniden müdahile bildirilmesi ve müdahilin de bu işlemlere karşı beyanda bulunması gibi, yargılamayı uzatacak ve zorlaştıracak bir yöntem kabul edilmemiştir. Müdahilin, tarafın yard...
(Şerh No: 10024 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 67] Madde Gerekçesi
Maddenin birinci fıkrasında, fer’î müdahale hakkının kötüye kullanılmaması ve istenen sonucu sağlayabilmesi, yargılamanın daha sağlıklı yürütülebilmesi için, müdahilin, yanında katıldığı tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını müdahale talebinde açıkça belirtmesi aranmıştır. Böylece, müdahilin hangi taraf yanında fer’î olarak katılacağı konusunda tereddüt olmayacaktır. Üçüncü kişinin, fer’î müdahil olarak davada yer alması için, bu konuda hukukî yararı mevcut olmalıdır. Bu sebeple, müda...
(Şerh No: 10023 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 66] Madde Gerekçesi
Madde ile fer’î müdahale, mümkün olduğunca temel unsurlarını içerecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Bu çerçevede, fer’î müdahilin davanın tarafları dışında üçüncü kişi olduğu belirtilmiştir. Maddede üçüncü kişinin fer’î müdahalede bulunabilmesi için bu konuda “hukukî yararının bulunması” şeklinde genel bir çerçeve çizilmiş, hukukî yararın ne olduğu doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Yargı organlarına yöneltilen her talep gibi fer’î müdahalede bulunmak için de hukukî yararın bulunması ...
(Şerh No: 10022 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 65] Madde Gerekçesi
Bu maddede, doktrin ve uygulamada tereddüt etmeden kabul edilen ve bazı kanunlarımızda açıkça veya dolaylı olarak zikredilen (örneğin, Kadastro Kanunu), ayrıca yabancı ülke kanunlarında da yer verilen aslî müdahale kurumu düzenlenmiştir. Aslî müdahale, çelişkili kararların önüne geçmek, gerçeğin ortaya çıkartılması, usul ekonomisi, hukukî dinlenilme hakkının tam gerçekleştirilmesi, muvazaalı yargılamaların önüne geçmek gibi amaçlara hizmet eden bir kurumdur. Birinci fıkrada, öncelikle da...
(Şerh No: 10021 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 64] Madde Gerekçesi
Bu maddede, davanın ihbarının etkisi, Tasarının “Fer’i müdahalenin etkisi” başlıklı 74 üncü (yasada 69 uncu) maddesinin ikinci fıkrasına yollama yapılmak suretiyle düzenlenmiştir. Davanın ihbarı müessesesi ile güdülen temel amacın üçüncü kişinin davaya ihbar eden yanında fer’i müdahil olarak katılmasının sağlanması olduğu dikkate alındığında, söz konusu etkinin davanın ihbarı bakımından da kabulü gereklidir. Zira, ihbara icabet ederek davaya fer’i müdahil olarak katılan üçüncü kişi bakımından 75...
(Şerh No: 10020 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 63] Madde Gerekçesi
Maddede, ihbar üzerine kendisine ihbarda bulunulan üçüncü kişinin yargılamada nasıl yer alacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bu düzenlemeye göre, kendisine ihbarda bulunulan üçüncü kişi, mutlaka ihbarda bulunan tarafın değil, hukukî yararı bulunuyorsa diğer tarafın da yanında yer alabilecektir. 1086 sayılı Kanunda ihbar üzerine üçüncü kişi, taraf yanında veya onun yerine davayı takip yetkisiyle birlikte davada yer alabilmekteydi. Yapılan yeni düzenlemeyle, ihbarı alan üçüncü kişinin, sadece hu...
(Şerh No: 10019 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 62] Madde Gerekçesi
Bu maddede ihbarın şekli ve nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, ihbarın yazılı olarak yapılacağı öngörülmüş, bunun dışında bir sınırlama getirilmemiştir. İhbar yapılırken, gerek kötüniyetli davranışların önüne geçmek gerekse ihbar edilen üçüncü kişinin doğru ve sağlıklı karar vermesini sağlayabilmek için, ihbar sebebinin ve yargılamanın bulunduğu aşamanın açıkça belirtilmesi aranmıştır. İkinci fıkrada, davanın ihbarı ile yargılamanın başka bir güne bırakılamayacağı açıkça öng...
(Şerh No: 10018 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 61] Madde Gerekçesi
Maddede taraf ihbarı ve şartları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, rücu için temel şart olarak, hem tarafın kendisine rücu edilmesi, hem de kendisinin rücu etmesi ihtimali dikkate alınarak düzenleme yapılmıştır. 1086 sayılı Kanunda, sadece tarafın üçüncü kişiye rücu ihtimali dikkate alınmıştır. Oysa, davanın sonucuna göre tarafın kendisine de rücu ihtimali ortaya çıkabilecektir. İhbar yapılacak kişinin o yargılama bakımından üçüncü kişi sayılması gerekir. Şartları oluşmuşsa, her iki tarafın da...
(Şerh No: 10017 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 60] Madde Gerekçesi
“Mecburî dava arkadaşlarının davadaki durumu” başlığını taşıyan bu maddede, maddî bakımdan mecburî dava arkadaşlarına yönelik usul hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, maddî bakımdan mecburî dava arkadaşlığı ancak kanunlarda belirtilen elbirliği ortaklığı ile bölünemeyen hak veya borç üzerinde birden fazla kişinin tasarrufta bulunması hâlinde söz konusu olabilmektedir. Mecburî dava arkadaşlığına yönelik 64 üncü maddedeki (yasada 59 uncu madde) düzenleme göz önüne alındığında dava arkadaşl...
(Şerh No: 10016 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 59] Madde Gerekçesi
Bu maddede, yapılan düzenleme maddî bakımdan mecburi dava arkadaşlığıdır. Burada 1086 sayılı Kanundan farklı olarak maddî bakımdan mecburî dava arkadaşlığından ne anlaşılması gerektiği açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, mecburî dava arkadaşlığı, maddî hukuka göre bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi zorunlu olan hâllerde söz konusudur.
(Şerh No: 10015 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 58] Madde Gerekçesi
Bu maddede, ihtiyarî dava arkadaşlığının usul hukukuna yönelik hükümlerine yer verilmiştir. Burada ihtiyarî dava arkadaşlarının, davalarının, birbirinden bağımsız olduğu ve her bir dava arkadaşının diğerinden bağımsız hareket edebileceği hususu vurgulanmıştır. Benzer düzenleme Alman Medeni Usul Kanununun 61 inci maddesinde de yer almaktadır.
(Şerh No: 10014 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 57] Madde Gerekçesi
“İhtiyarî dava arkadaşlığı” başlığını taşıyan 62 nci (yasada 57 nci) madde hükmü 1086 sayılı Kanundaki 43 üncü maddedeki ifadelerin günümüz Türkçesine uyarlanmış hâlini ifade etmektedir. İhtiyarî dava arkadaşlığını oluşturan sebepler, 1086 sayılı Kanunda iki bent altında düzenlenmişken, yeni değişiklikle üç bent olarak kabul edilmiştir. Birinci bentte, 1086 sayılı Kanundaki “iştirak hâlinde bulunması” ifadesinin elbirliği mülkiyetini çağrıştırması ve kavramlar arasında doğması muhtemel ka...
(Şerh No: 10013 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 56] Madde Gerekçesi
Bu madde, 1086 sayılı Kanunun 42 nci maddesi hükmünün günümüz Türkçesine uyarlanmış şeklidir. Bu hükümle, vesayet altına alınması muhtemel kişilerle koruma altına alınmış olan kişilerin haklarının korunması amaçlanmıştır.
(Şerh No: 10012 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:57)

 Bilgi  [HMK. 55] Madde Gerekçesi
Bu maddede, malvarlığına ilişkin davalar bakımından, dava sırasında taraflardan birinin ölümü hâlinde, Türk Medenî Kanununun 606 ncı maddesindeki mirasçılar tarafından mirası ret süresi göz önüne alınarak, bu süre zarfında mirasçıların mirası kabul veya reddetmemelerine bağlı olarak davanın ertelenmesi öngörülmektedir. Maddeyle getirilen bu düzenleme mukayeseli hukuktaki düzenlemelerle de paralellik arzetmektedir. Bununla beraber, gecikmesinde zarar umulan hâllerde, bilhassa diğer tarafın ist...
(Şerh No: 10011 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:56)

 Bilgi  [HMK. 54] Madde Gerekçesi
Bu maddede, kanunî temsilcilerin temsil belgesini veya davanın takibinin izne bağlı olduğu hâllerde izin belgesini verme zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca, bu belgelerin usul ekonomisi açısından dava veya cevap dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilmesi zorunluluğu kabul edilmiştir. İkinci fıkrada, izin belgesinin alınması için mahkemeye başvurunun zorunlu olduğu hâllerde, mahkemenin bir süre vereceği ve bu sürenin de kesin olacağı düzenlenmiştir. Verilen kesin süre içinde mahkemeye başvurulm...
(Şerh No: 10010 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:56)

 Bilgi  [HMK. 53] Madde Gerekçesi
Madde ile davayı takip yetkisi kurumu düzenlenmiştir. Davayı takip yetkisi, maddî hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukukuna yansımasıdır. Dolayısıyla, kanunla aksi belirtilmedikçe, bu yetki kural olarak maddî hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. Maddede davayı takip yetkisinin tanımına da yer verilmiş bulunmaktadır. Bu tanım, esas itibarıyla davayı takibi de kapsamaktadır. Davayı takip yetkisi tamamen şeklî taraf kavramının bir sonucudur. Kural olarak dava ehliyeti bulunan kimsen...
(Şerh No: 10009 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:56)

 Bilgi  [HMK. 52] Madde Gerekçesi
Bu maddede, medenî hakları kullanma ehliyetine sahip bulunmayanların, davada temsil esası düzenlenmiştir. Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip bulunmayanlar bakımından kanunî temsilci eliyle, tüzel kişiler bakımından da yetkili organları aracılığıyla davanın yürütülmesi taraflara ilişkin bir dava şartıdır. Bu nedenle, davada, medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayan gerçek kişiler kanunî temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir.
(Şerh No: 10008 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 22:56)

 Bilgi  [HMK. 51] Madde Gerekçesi
Bu maddede, taraflara ilişkin dava şartının ikincisi olan dava ehliyeti ele alınmıştır. Dava ehliyeti, medenî hukuktaki fiil ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Burada gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın, medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olanların dava ehliyetine de sahip olacağı ifade edilmiştir. Söz konusu düzenleme, Alman Medenî Usul Kanunundaki düzenlemeye paralel bir hüküm içermektedir.
(Şerh No: 10007 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 21:55)

 Bilgi  [HMK. 50] Madde Gerekçesi
Bu maddenin kenar başlığı taraf ehliyeti şeklinde düzenlenmiştir. 1086 sayılı Kanunda, davaya ehliyetin Türk Medenî Kanununa göre tayin olunacağı zikredilmiştir. Burada taraflara ilişkin dava şartlarını açıklamada bir belirginlik yoktur. Bu nedenle davada taraf ehliyetine ilişkin düzenlemelerin yeni baştan ve ayrı ayrı ele alınması gerekmiştir. Nitekim; gerek Alman hukukundaki düzenleme gerekse İsviçre hukukundaki düzenleme de bu doğrultudadır. Taraf ehliyeti, medenî hukuktaki hak ehliyeti...
(Şerh No: 10006 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 21:55)

 Bilgi  [HMK. 49] Madde Gerekçesi
Hâkimin kusurlu davranışı nedeniyle, Devlete karşı açılan tazminat davası reddedildiğinde, davacı, disiplin para cezasına mahkûm edilecektir. Bu cezaya, davaya bakan mahkeme karar verecektir. Para cezasının verilebilmesi için davanın esastan reddi gereklidir. Bu hükümde, 1086 sayılı Kanunun 576 ncı maddesinde olduğu gibi, davanın reddi hâlinde, hâkim lehine maddî ve manevî zarara hükmedilmesi esasına yer verilmemiştir. Zira, dava doğrudan doğruya hâkim aleyhine açılmayıp, Devlet aleyhine açı...
(Şerh No: 10005 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 21:55)

 Bilgi  [HMK. 48] Madde Gerekçesi
Bu maddede, Devlete karşı açılacak tazminat davasında, dava dilekçesinde özel olarak bulunması gereken hususlar belirtilmektedir. Dilekçede, tahdidi olarak belirtilen sorumluluk nedenlerinden hangisine dayanıldığı, bunu ispat etmek için başvurulacak deliller belirtilecek ve mevcut deliller dilekçeye eklenecektir. (Tasarıdaki ikinci fıkra yasalaşmamıştır; bu sebeple gerekçesi alıntılanmamıştır) Maddenin üçüncü fıkrası (ikinci fıkrası) ile, Devlet aleyhine açılan tazminat davasına bakan...
(Şerh No: 10004 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 21:55)

 Bilgi  [HMK. 47] Madde Gerekçesi
Maddede hâkimin kusurlu davranışları nedeniyle, açılacak tazminat ve rücu davasında, görevli ve yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Hâkimlerin sorumluluğu nedeniyle açılan tazminat davası, sıradan bir tazminat davası gibi değerlendirilmemelidir. O nedenle, gerek Devlet aleyhine açılan tazminat davasında, gerekse Devlet tarafından hâkime karşı açılabilecek rücu davasında, hâkimler için ayrıca bir teminat oluşturmak amacıyla, 1086 sayılı Kanunun 575 inci maddesinin, 5236 sayılı Kanunla değişik iki...
(Şerh No: 10003 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 11-02-2011 21:55)

 
THS Sunucusu bu sayfayı 0,15684509 saniyede 9 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.