Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : avukato1026, Tarih : 19-09-2024 09:03
Mahkemece davacı işçi müvekkil ve davalı işveren adına SGK kurum teftiş raporu olup olmadığı, varsa ekleri ile birlikte sunulması için süre verildi. bu raporlara nasıl ulaşabilirim ve sunmadığım takdirde bir hak kaybı yaşanır mı? teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4363, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : imsel, Tarih : 18-09-2024 18:23
merhabalar.iyi akşamlar
müvekkil adayı yola 50 mt lik bir yoldan diğer taşınmazın biraz ortasından 15 yıldır geçiyor.diğer taşınmazın maliki oğlkuna taşınmazı devrediyor.şimdi taşınmaz maliki yolun güzegahını değiştirip tarlanın alt kısmından geçebilirsin demiş.bu halde yaklaşık 60 mt daha yol oluşuyor.ayrıca yol L şeklinde dirsek yapacak ve tarla içinde havuz yıkılmak zorunda kalacak.bu halde geçit hakkı isteyeceğiz.ama taşınmaz maliki 3 gün sonra yolu iş makinasıyla kapatacam demiş.
arabuluculuk dava şart var.dava süresi de düşünülünce müvekkil evine ulaşamayacak.bu halde henüz arabulucuya gitmeden ne yapılabilir? ihtiyati tedbir benzeri bir talep olabilir mi ve hangi mahkemeden? saygılar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4631, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.bilall, Tarih : 18-09-2024 16:04
Meslektaşlarım merhaba. Tüketici hakem heyeti tarafından verilen karar UETS tebligat adresi yerine KETSIS'e gönderilmiştir. Usule uygun mudur?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4487, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato1026, Tarih : 16-09-2024 11:50
Merhaba, işçi vekili olduğum bir dosyada mahkeme davacı ve davalı adına sgk kurum teftiş raporu olup olmadığına ve varsa bilgilerini sunmam için süre verdi, söz konusu teftiş raporlarına nasıl ulaşabilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4748, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.buğra, Tarih : 12-09-2024 16:04
“KTK'nın 97. maddesi ile getirilen sigortaya başvuru koşulu tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 sayılı KTK'nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli…” şeklinde hüküm kurularak sigortaya başvuru koşulunun tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğu ve davacıya bu eksiliği tamamlaması için mahkeme tarafından süre verilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Bam halen bu görüşte midir..güncel karar arıyorum, selamlarımla..
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :5115, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : 2222, Tarih : 11-09-2024 13:42
Merhabalar, bir konu hakkında görüşlerinizi alabilirsem çok sevinirim. İdareye açtığımız iptal davası ile müvekkil hakkında uygulanan giriş yasakları kaldırılmıştı.İdare lehimize hükmedilen vekalet ücreti için istinafa başvurmuş.Bizim lehimize hükmedilmeliydi diye.

Müvekkiller de dosyanın kesinleşmesini istiyor.
Davanın konusuz kalmasına ilişkin kısma itiraz etmemişler.
Mahkemeye talepte bulunsak, konusuz kalmasına ilişkin kısmı kesinleştirebilir miyiz? Daha önce bu şekilde bir durumla karşılaşan, deneyimleyen var mıdır?

Cevap için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :5044, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : MURAT YALÇIN, Tarih : 11-09-2024 13:27
Merhabalar, Ürdün uyruklu müvekkilin eşi trafik kazasında hayatını kaybetti. Bu kazayla ilgili tazminat davası açacağız ancak ilk defa böyle bir konuyla karşılaştığımız için hangi evraklar gerekir bilmiyoruz. Bu konu hakkında bilgisi olan varsa yardımcı olabilir mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4924, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Atej, Tarih : 11-09-2024 12:21
Sevgili Meslektaşlarım öncelikle okuyup zaman ayırdığınız için teşekkürler. Mesleğinin ilk yıllarında "toy" bir avukat olarak sizlere danışmak istediğim bir konu var.
Müvekkil Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde "sözleşmeli personel" statüsünde çalışmakta.
Kendisinin 4 yaşında çoçuğu olması hasebiyle 657 Sayılı Kanunun Ek Madde 43'te yer alan "...Doğum yapan memurlar doğum sonrası analık izninin veya 104 üncü maddenin (F) fıkrası uyarınca kullanılan iznin, eşi doğum yapan memurlar ise babalık izninin bitiminden, ilgili mevzuatı uyarınca çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar olan dönemde, ayrıca süt izni verilmeksizin haftalık çalışma saatlerinin normal çalışma süresinin yarısı olarak düzenlenmesini talep edebilirler..." hükmüne binaen kuruma başvuruyor fakat talebi reddediliyor. Ret kararının gerekçesi ise şöyle: " Bilindiği üzere 7/15754 Sayılı Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da sözleşmeli personelin kullanabileceği izin hakları hüküm altına alınmış olup doğum nedeni ile yarım gün çalışma izni ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple talebiniz reddedilmiştir."
Sorum şu; 7/15754 Sayılı Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da açıkça sayılmayan ancak 657 Sayılı Kanun'da açıkça bahsedilen "doğum sonrası yarım gün izin hakkı" ile ilgili olarak eşitlik ilkesine aykırılık veya herhangi bir sebeple dava açsam olumlu sonuç elde edebilir miyim?
Elinizde bu hususa yönelik olarak mahkeme kararı var mı veya bu konu ile ilgili bana değerli görüşlerinizi bildirebilir misiniz ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4825, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : osmmdr, Tarih : 09-09-2024 13:45
merhabalar meslektaşlarım, sorum şudur:

6 şubat depreminde müvekkilimin maliki olduğu işyeri içinde kiracısı varken ağır hasar aldı ve kiracı eşyalarını hasarsız olarak taşıdı. işyerini müvekkilim kiracı lehine bankada ipotek etmiş zamanında(aralarında akrabalık ilişkisi de var). ipotek de olduğundan banka kobi sigortası yaptırmış zorunlu olarak. poliçede sigorta ettiren ve sigortalı kiracı kişi olarak görünüyor. kiracıdan vekaleti aldık. banka ipoteği de kaldırdı. sigortadan dosya açtık bina depremde yıkılmadığından sigorta eksik ödeme yaptı. kalan ödeme için sigortaya sigortalı(kiracıdan) aldığım vekalet ile başvuru yaptım. yani şu halde hem kiracı hem de tapu sahibinin vekaleti bende. dava şuan devam ediyor.

son olarak asıl soruya gelelim. bu durumda bina teminatından doğan tazminat hakkı sigortalı ve sigorta ettiren kiracının mı hakkdır, yoksa tapu sahibi kiraya verenin midir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4724, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.zeynep97, Tarih : 08-09-2024 21:17
Herkese iyi çalışmalar diliyorum
İlk defa önüme gelen bir konu ile ilgili tecrübelerinize ihtiyaç duymaktayım.
Projede sığınak olarak görünen yer, bir şekilde depo tapulu olarak edinilmiş ve mesken olarak kullanılmakta. Apartmanda 8 daire+2 depo tapulu daire var. Apartman yönetimi, depo tapulu meskenin tahliyesini sağlamam üzere bana müracaat ettiler ancak ne yapmalı nereden başlanmalı bilgi edinemedim. Fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4624, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 08-09-2024 14:12
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkil iş karşılığı daire alması konusunda müteahhitle anlaşmıştır. İşe devam ederken müteahhidin emlakçı ile birlikte evi satın almak isteyen müşteri bulması üzerine müvekkil henüz tapunun kendisine geçmediğini, tapu verildiğinde mülkiyeti devredeceğini belirterek daireyi satma konusunda anlaşma sağlamıştır. Önden almış olduğu bir miktar parayı da hesabında sorun olması sebebiyle bir arkadaşına göndertmiş.Arkadaşı ise gelen parayı müteahhite iskan alması için vermiştir. Ardından işi bitirememiş ve müteahhit 3. kişiye ulaşarak daireyi müvekkilime devretmeyeceğini bildirmiştir.
Bu durumdan haberdar olan 3. kişi, müvekkilimin bilgisi haricinde anlaşma sağlayarak kendiliğinden müteahhittin arsa sahibi olarak tanıştırdığı kişiye para göndermeye devam etmiştir.
Müvekkilim bütün bu olanları öğrendiğinde parasını geri alabilmesi için 3. kişiye yardımcı olmaya çalışmıştır.
Şimdi ise müvekkil sözleşme sahibi olması nedeniyle dolandırıcılık suçlamasıyla karşı karşıyadır. Sizce bu durumda dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmuş mudur? Ben hukuki ihtilaf olduğunu düşünmekteyim. Sizlerin de görüşlerini alabilirsem çok sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4554, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Ali Öz, Tarih : 05-09-2024 18:32
Meslektaşlarım öncelikle merhaba. Bir sorum var. Müvekkilin bir evi var, ev üzerinde iki tane ipotek var. 1. sırada banka 2. sırada ise A şahsı. A şahsı evi icradan sattırıyor. Satıştan sonra müvekkilin eşi ipoteğin fekki davası açıyor ancak yerel mahkeme cebri icradan sonra aile konutu şerhi hakkını kullanarak satışı iptal ettiremezsin diyerek davayı reddetmiş. Dosya istinafta. Bir tane HGK kararı buldum eğer ki alacaklı aile konutu olduğunu bilecek durumda ise satıştan sonrada bu hak kullanılabilir diyor. müvekkil ve A şahsı arasında ticaret olmuş ayrıca müvekkil daha öncesinde A şahsının işçisiymiş. nasıl bir yol izlemem gerekir elinde bu şekilde başka karar olan var mı ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4746, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avrkarahan, Tarih : 05-09-2024 17:00
müvekkile ait banka kiralık kasa haczi yapıldı içerisinde altın eşyası ele geçirildi altına ilişkin satış işlemleri aşamasında kıymet takdiri raporuna itiraz süresini kaçırdım sorumluluk doğar mı mesleki açıdan yoksa altın eşyası zaten piyasa değerine göre kıymet takdiri yapıldı itiraz etseydim de sonuç değişmezdi bu şekildemi yorumlanır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4796, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Basak540, Tarih : 05-09-2024 14:33
Merhabalar meslektaşlarım, açacağımız icra takibinde yasal faizin enflasyon oranını karşılamaması sebebiyle aradaki farkı munzam zarar şeklinde takip talebine eklememiz mümkün müdür? böyle bir durumda itiraz ile karşılaşırsak kabul edilme ihtimali nedir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4638, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : zeynep1969, Tarih : 02-09-2024 15:11
Müvekkilim zincirleme trafik kazasına karışmış,kendi aralarına kaza tespit tutanağı tutulmuş,kusur oranı Tahkimde %100 olarak müvekkilin aracına verilmiş,kazada hasar gören kusursuz araçlardan biri maddi hasarını müvekkilin trafik sigortasından karşıladıktan sonra araçtan mahrum kaldığı için mahrumiyet tazminatı ile ilgili dava açmış,bu davada kusur oranına itirazımız halinde Tahkim'in kusur belirlemesi varken yeniden kusur durumu incelemesi yapılabilir mi? Araç mahrumiyet tazminatı sigorta poliçeleri teminat kapsamında yer almıyor değil mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :5134, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Yusuf Oğul, Tarih : 01-09-2024 14:50
Merhaba Sayın Meslektaşlarım;
Müvekkil çek keşide ederek kargo ile çeki gönderiyor ve çek kargoda kayboluyor. Çekin iptali ile ödeme yasağı konulması için izlenmesi gereken yollar nelerdir? Veyahut çekin bu şekilde kaybolması durumunda ne yapılması germektedir? Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :5441, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : buraki, Tarih : 28-08-2024 16:46
Merhabalar sayın meslektaşlarım. Siteye yönetici atanması ile ilgili değerli görüşlerinize ihtiyaç duymaktayım. Şöyle ki;

KMK göre kat malikleri kurulunun yönetici atayamaması halinde kat maliklerinden birinin başvurusu üzerine yönetici gayrimenkulün bulunduğu sulh mahkemesince atanır. Araştırdığımda yönetici atanmasına ilişkin dava pasif husumetle açılamıyor, davada husumetin diğer tüm kat maliklerine karşı ileri sürülmesi gerekiyor. Fakat sitede binin üzerinde bağımsız bölüm var her birinin davalı olarak gösterilmesi ciddi bir tebligat masrafı ve yurt dışında yaşayan maliklerin olduğu da düşünüldüğünde bu durum davanın fazlasıyla uzaması anlamına geliyor. Hukuki olaydaki sorunlardan biri bu. Diğer bir sorun ise taşınmazda henüz kat mülkiyeti alınmış değil. Kat irtifakında da KMK nun ilgili hükümleri uygulanacağı hüküm altına alınmışsa da bir çok bloktan oluşan projede halihazırda bitmemiş bloklar bulunmakta. En büyük sorun da bu. Şimdiye kadar kooperatif olarak yürütülmekte olan inşa sürecinde yöneticiliği kooperatif yönetimi yapıyordu ve hiçbir toplantı gerçekleştirmeksizin aidatı belirleyip ödemeyenlerden tahsil yoluna gidiyordu. Biz açtığımız tespit davası ile burada KMK kapsamında bir yönetici olmadığını ispat ettik. Fakat sözde yönetim hala icraatlarına yönetici sıfatı ile devam ediyor. Bizim amacımız buraya bir kayyım ya da yönetici ataması sağlamak. Birinci sorum biten bloklar olduğundan aynı ada ve proje içerisinde de olsa blok bazında yönetici seçimi yapılabileceğinden yönetici atanması davası da açılabilir mi? Tabiki bu durumda yine ciddi bir tebligat gideri olacaktır. Ayrıca bizim müvekkil bağımsız bölümün dörtte bir hissedarı dava açmak için bağımsız bölümde hissedar çoğunluğu aranır mı? İkinci sorum ise ana gayrimenkul, sitenin tamamı için henüz bitmemiş bloklar olduğundan ve KMK kapsmına girmediğinden bir kayyım atanması için dava açılabilir mi? Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilirseniz çok sevinirim. İyi günler dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :6200, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : mamafi48, Tarih : 27-08-2024 15:06
Merhabalar Sayın Meslektaşlarım. Bir hususu sizlere danışacaktım.

Müvekkilim x şitketinin %50 ortağıdır. X şirketinin diğer %50 ortağı ve aynı zamanda şirket müdürü olan kişi şirkete ait taşınmazları 2016 yılında kendi üstüne ve farklı kişiler üzeri kaçırmıştır.

Bu bağlamda muvaazalı satış nedeniyle tapu iptali ve tescili davası açmak ve malların tekrardan şirkete iadesini istemekteyim.

2016 yılından bu yana eğer ki kendi üzerine almış olduğu taşınmazları başkaca 3. kişilere sattıysa bu sefer bunların değerini mi şirkete ödemesi gerekmektedir. Ve eğer bunların değerini şirkete ödeyecekse 2016 yılındaki değeri mi yoksa güncel değeri mi esas alınacaktır.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :6263, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : gbahsi, Tarih : 27-08-2024 13:20
Merhabalar meslektaşlarım müvekkilim 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilmiştir. Müvekkilin kadrosu il tarımda olmasına rağmen yıllardır ilçeye gönderilmiştir, gönderildiği ilçede de amirlerinin baskısı ile başka ilçelere gönderilmeye çalışılmış sonradan bu durum fark edilince iptal edilmiştir. Sorum şu, müvekkilin kadrosu il tarımda olmasına rağmen işçinin onayı olmadan ilçelerde görevlendirme yapılabilir mi? Müvekkilim il tarımda çalışmak istiyor, bu durumda nasıl bir yol izlenebilir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :6154, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Ali Osman, Tarih : 23-08-2024 11:07
Sayın meslektaşlarım,

Elimizdeki bir somut olay ile ilgili tecrübe ve bilgilerinize danışmak maksadı ile bu yazıyı kaleme alıyorum.

Olayımızda müvekkil yurt dışında ikamet ettiği için kendisine ait binadan bir kiracısını (kiracı aynı zamanda devlet memuru olduğu için tercih ettiğini beyan ediyor) özel vekaletname ile kira sözleşmesi yapma hususunda yetkili kılıyor.

2024 Haziran ayında vekil, emsalleri 30 bin TL civarında kiraya verilen taşınmazı 15 bin TL'ye bir meslektaşına kiraya veriyor. Ayrıca 2 kira depozito tahsil ediyor ve bu tahsil ettiği parayı müvekkile teslim etmiyor. Tahsilata ilişkin dekontumuz ve kira sözleşmesi elimizde mevcut.

Vekile karşı TCK 155/2 hükümleri uyarınca bir şikayette bulunacağız fakat özel yetkili vekaletnameden dolayı daha önce -hukuk uyuşmazlığı olduğu gerekçesi ile- KYOK kararıyla karşılaştık. Somut olayla ilgili bilgilerinize, tavsiyelerinize ve elinizde mevcut ise kararlara ihtiyacımız var. İlginiz için teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :6288, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05562901 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.