Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Merhabalar suriye arap cumhuriyeti başkonsolosluğuna bir başvuruda bulunmam lazım. Nasıl başvurabilirim adanadayım. İadeli taahhütlü yolladım iade döndü. Nasıl bir yol izlemem lazım?
|
|
|
Yazan : avhanim,
Tarih : 16-08-2024 17:12
|
Merhaba değerli meslektaşlarım,
Emin olamadığım bir hususta yine yardımlarınızı rica edeceğim…
İşçi aynı konutta 2019dan bu yana kapıcı olarak çalışmakta. Konutun yönetimi özel şirkete verilmiş. Ayrıca konut sakini olan bir yönetici daha var. Ama tüm aidat vb. ödemeler özel şirkete yapılıyor.
İşçinin işvereni sürekli değişiyor, alt-üst işveren ilişkisi yok. Ama işçi bir dönem 8-9 ay kadar sigortasız görünse de aynı yerde aynı işi sürekli yapmaya devam ediyor. Bu dönemlerde hizmet döküm cetvelinde 3 ayrı şirket var, bunlara (giriş sırasıyla) x,y,z diyelim. Sizce bu durumda aynı dava dilekçesiyle 3 şirkete de işçilik alacağı dava açılması uygun mudur? Şirketlerden 2.si yani Y şu an tasfiye halinde. Y ve Z şirketlerinin şu andaki yetkilisi aynı kişi.
Yardımlarınızı ve hukuki dayanağını bekliyorum. Çok teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : gbahsi,
Tarih : 15-08-2024 16:09
|
Merhabalar, kanser hastası müvekkilime doktoru Pembrolizumab (Keytruda) adlı ilacı önermiş, hekimi endikasyon dışı ilaç kullanım başvurusu yapmış ve başvuru sonucu kullanım uygun görülmüştür. Şimdi SGK'ya başvuracağız. Başvuru yaparken, sonrasında dava açarken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında yardımcı olabilecek meslektaş varsa çok sevinirim. Hayati bir tehlike söz konusu ve müvekkili karşı vekalet riski altına sokmak da istemiyorum. Şimdiden teşekkürler
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım. Şubat ayında müvekkilim konut için taşınmaz satın alıyor ve aldığı tarihten 1 ay içinde ihtiyaç sebebini bildiren ihtarı tebliğ ettiriyor kiracıya. Edinme tarihinden 6 aylık süre de dün (13/08/2024 tarihi) itibariyle doldu. Şimdi hemen arabuluculuk ve dava açmak istiyoruz ama 6 aylık sürenin son günü adli tatile denk geldi diye uzayacak mı süre? Yoksa maddi hukuk süresi diye adli tatil bu süreyi uzatmaz mı? Yani hemen bugün arabuluculuğa başvurup sonra da dava açarsak davanın süresinde açılmamış olma durumu söz konusu mu adli tatil sebebiyle? İçtihat bulamadım o yüzden sormak istedim. Çok teşekkürler.
|
|
|
Yazan : avkavak,
Tarih : 14-08-2024 17:48
|
Sayın meslektaşlarım,
Bir müvekkilim, AVM içerisindeki bir mağazadan parfüm çalıyor ve AVM dışarısına çıkıyor. Bu sırada yaptığı eylemden dolayı çok pişmanlık duyuyor ve aldığı malları iade etmek istiyor ancak göreceği tepkiden çekindiği için AVM önünde oturmuş vaziyette nasıl geri iade edebileceğini kendini nasıl açıklayabileceğini düşünüyor. Bu arada AVM önünde yaklaşık 10 dakika oturuyor.
Ardından mağazanın görevlileri bu olayı fark ediyor, kamera kayıtlarını izleyip kişiyi tespit ediyorlar ve AVM önüne kişiyi aramak için çıktıklarında müvekkilimi görüp çantasını açmasını istiyorlar. Görevliler çantadaki parfümleri gördüklerinde fatura ibrazı istiyorlar ancak Müvekkilim faturası olmadığını ve parfümleri çaldığını orada ikrar ediyor.
Gerek görevlilere yakalandıktan sonra gerek savcılık aşamasında gerekse de mahkemedeki ifadesinde Müvekkilim ısrarla çok pişman olduğunu ve zarar varsa gidermek istediğini beyan ediyor. Mahkeme ise görevliler çağırdıktan sonra parfümleri iade edeceği muhakkak olduğundan etkin pişmanlıktan faydalandırmıyor.
Sizlere sorum ise Müvekkilin gerek AVM önünde geri dönmek için beklemesi gerekse de ısrarla zararı karşılamak istemesi karşısında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılmaması hukuka aykırı değil midir? Veya şayet karşı taraf bir zarara uğramışsa Müvekkilim onu giderip cezada indirim de alabilecekken zarara uğramaması ve bunun sonucunda da Müvekkilimin herhangi bir giderimde bulunamaması nedeniyle cezada indirimden faydalanamaması hukuka aykırı değil midir? Bu yönde istinafta kullanabileceğimiz bir karar veya makale paylaşabilecek olan varsa çok sevinirim.
|
|
|
|
Sayın meslektaşlarım sizlere danışmak istediğim bir dosya var.
Müvekkil paylı mülkiyetli bir taşınmaza paydaş ve başka bir hissedar ortaklığın giderilmesi davası açmış taşınmaz için. Dosyayı incelediğim kadarıyla ortaklığın giderilmesine engel bir durum göremedim. Taşınmaz iş yeri olarak kiralanmış ancak taşınmazda kiracı bulunması da ortaklığın giderilmesine engel teşkil etmiyor.
Müvekkil taşınmazın dava sonrasında satışını pek istemese de satılmasına tamamen karşı da değil. Açıkçası davayı kabul ile reddetmek arasında kalmış diyebilirim. Araştırdığım kadarıyla ortaklığın giderilmesi davaları genellikle açık arttırma yolu ile satış şeklinde sonlanıyor. Bu durumda davaya itiraz etmenin davaya etkisi olacağından şüpheliyim. Vekalet ücreti bakımından ise "Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir." şeklinde karar olduğunu gördüm.
Bu durumda kabul ya da itiraz durumunda vekalet ücreti iki tarafın da avukatları için çıkıyor diyebilir miyiz yoksa davayı kabul etmemiz durumunda davacı lehine sonuçlanan dava için karşı vekalet ücreti davayı kabul eden davalıdan da talep edilebiliyor mu? Bir de taşınmaza teklif veren olmaması durumunda taşınmazın satışı nasıl gerçekleşiyor?
Daha önce tecrübemin bulunmadığı bir dava olduğu için kafamda pek çok soru işareti bulunuyor. Cevap veren meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Kira sözleşmesinin kurulmasından sonra verilen intifa hakkı sahibi kira tespit davası veya TBK hükümleri gereğince tahliye davası açabilir mi? Normal şartlarda intifa hakkı sahibi bu davaları açabiliyor fakat intifa hakkının sözleşmenin kurulmasından önce mi yoksa sonra mı verildiği mevcut durumu değiştirir mi
|
|
|
|
Merhaba sayın meslektaşlarım,
Örnek no:14 takibine dayalı itirazın iptali dosyasında kiracı vekiliyim. Dosya şu an bilirkişide ve bir sonraki celsesi Ekim’de. Müvekkilim arayıp ev satın aldığını ve Eylül’de o eve taşınacağını söyledi. Bu durumlarda mahkemeler nasıl bir karar veriyor? Daha önce hep sonuçlanan dava olduğu için yargılama gideri, vekalet ücreti gibi durumları nasıl yansıtıyorlar?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
|
|
|
Yazan : 2222,
Tarih : 11-08-2024 15:11
|
Merhabalar,
Kısa bir sorum olacaktı. Bir uyuşmazlıkta görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olacağını düşündük ve ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kapsamında başvurumuzu yaptık anlaşmama şeklinde sonuçlandı. Fakat yapılan hukuki işlem tüketici işlemi de olabilir, davayı daha henüz açmadık.
Tüketici mahkemesinde davayı açarsak, dava şartı yokluğundan reddedilir mi dava, arabuluculuk anlaşmama tutacağı geçersiz olur mu?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
|
|
|
|
Merhaba, daha önce sorulmuş ancak net bir cevap bulamadım.
Müvekkil tarafından kira bedelleri elden ödeniyor. Buna ilişkin yalnızca atm den para çekme saati ile hemen akabinde kiraya verenin dükkanına gittiği görüntüler var elimizde. İspat için yeterli olacağını düşünmüyorum ancak müvekkilin talebi ile dava açacağız.
Kiraya veren icra takibi başlatıyor müvekkil de tahliye edilme korkusu ile 7 gün dolmadan dosya borcunu kapatıyor. 7 gün dolmadan ödendiği için istirdat yoluna gidemiyoruz. Sebepsiz zenginleşme davası açacağız. Davayı Sulh Hukukta açıp lehe karar alan meslektaşlar da var ancak genel hükümlere istinaden Asliye Hukukta açılmalı diyenler de..
1- Öncelikle davayı Sulh Hukukta mı yoksa Asliye Hukukta mı açmalıyız?
2- Dosya borcunu kapatırken icra dairesine ödenen meblağı net olarak yazmamız gerekir mi yoksa kısmi açsak sıkıntı yaşar mıyız?
|
|
|
Yazan : gbahsi,
Tarih : 08-08-2024 08:46
|
Merhabalar meslektaşlarım. Müvekkilimin malik olduğu taşınmaz üzerinde müvekkilin imzasını muhtar taklit ederek GSM şirketiyle kira sözleşmesi imzalıyor.(İki sözleşme var, ilk sözleşmeyi müvekkil imzalıyor. ikincisini muhtar diğer GSM şirketiyle imzalıyor.) Müvekkil bu süreçte kira bedellerini almaya devam ediyor elbette. Ancak belirlenen kira bedeli çok çok düşük. Biz kira bedelini yükseltmek mümkün değilse de tahliye etmek istiyoruz. Şirkete karşı ihtarnameler gönderildi, arabuluculuk da yapıldı. Ancak konut ve çatılı iş yeri kirasından sayılmadığı için uyarlama, tespit davası vs. açamıyoruz. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
|
|
|
Yazan : Y#kup,
Tarih : 07-08-2024 20:07
|
Merhabalar değerli meslektaşlarım
Mahkeme ihtiyati tedbir talebimizi kabul etti davalı taraf ihtiyati tedbire karşı istinaf dilekcesi verdi ve tarafimiza tebliğ edildi cevap verme süresinin son günü adli tatile denk geliyor cevap verme süresi adli tatilin son gununden 1 hafta uzuyormu
|
|
|
Yazan : Kratos,
Tarih : 06-08-2024 16:52
|
Merhaba meslektaşlarım, günlerdir cevabını bulamadığım bir soruyu sizinle paylaşmak istiyorum. Yardımlarınız ve cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Dört davacı tarafından ön alım hakkına dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açılıyor. Davada davacılardan A ve B aynı vekil ile temsil edilirken, davacılardan C ve D'yi ayrı vekiller temsil ediyor. Yargılama sonunda yerel mahkeme; "davanın kabulüne ve davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden x TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine" karar veriyor ve karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşiyor.
Davacılardan C'nin vekili hükmedilen vekalet ücretini davacı sayısına bölerek (x/4 şeklinde) ilamlı icra takibi başlatıyor ve bu şekilde alacağını tahsil ediyor.
D'nin vekili ise hükmedilen vekalet ücretini vekil sayısına bölerek ilamlı icra takibi başlatıyor ve borçlu da takibin iptalini talep etmeksizin bu haliyle ödeme yapıyor. Sizin görüşünüzü almak istediğim konu;
1- Davada tüm davacılar ihtiyari dava arkadaşı olduğundan davacılar lehine hükmedilen tek nispi vekalet ücretinin davacı sayısına bölünmesi gerekmez mi?
2-A ve B'nin ortak vekili nispi vekalet ücretini davacı sayısına yani 4'e bölerek, iki müvekkili için toplamda x/2 şeklinde icra takibi başlatır ise davalı/borçlu takibin iptalini talep edebilir mi?
3- Vekalet ücretinin davacı sayısına bölünmesi gerekiyor ise davacı D'ye fazla ödemede bulunmuş olacak olan davalı/borçlu yaptığı bu fazladan ödemeyi geri alabilir mi?
4-Bu konuda mahkemeden tavzih talebinde bulunulabilir mi?
|
|
|
Yazan : gbahsi,
Tarih : 06-08-2024 14:05
|
Merhabalar meslektaşlarım. Müvekkilimin kiracısı ekim 2018 tarihinden bu yana oturmakta. ilk kirası 600,00 TL iken şu anda 1.650,00 TL kira ödemektedir. Sözleşmede herhangi bir artış şartı bulunmamakta, kiracıya PTT üzerinden telepost ile ihtar çektik ancak kasten ihtarı almamakta. Gelinen aşamada arabuluculuk sürecini tamamladık.
1- Sözleşmede artış şartı olmasa dahi ihtar olmaksızın sözleşmenin yenilenmesinden 30 gün önceye kadar dava dilekçemi davalıya tebliğ ettirmem yeterli olur mu? Ayrıca zaten arabuluculuk görüşmeleri yapıldığından sözleşmede artış yapılacağını biliyor.
2- Tespitini talep edeceğimiz kira bedelini nasıl belirlememiz lazım? Elbette emsallere baktık ancak mahkemelerin genel tutumu ne şekildedir? Davalarda tam kabul veriliyor mu?
Şimdiden teşekkürler
|
|
|
|
Merhaba;
Müvekkilimin babası, müvekkile zamanında bir daire bağışlamış. Müvekkilimiz de evlilik birliği içerisinde bu bağışlanan evin tapusunu eşine tapuda BAĞIŞ yoluyla devretmiş. Şimdi boşanma aşamasındalar. Müvekkilimiz bu evden herhangi bir hak talep edebilir mi yoksa bağışlama kişisel mal sayıldığından herhangi bir hak iddia edemez mi? Ben bu evliliği devamlı sürecek diye düşündüm bu nedenle eşime bağışladım diyerek tapu iptal davası açılabilir mi?
|
|
|
Yazan : gbahsi,
Tarih : 05-08-2024 09:39
|
Merhabalar meslektaşlarım, nafakanın ödenmemesi nedeniyle borçluyu şikayet etmek istiyoruz ancak ödeme emri borçluya değil de aynı konuttaki annesine tebliğ edildiğinden ödeme emrini bizzat borçluya tebliğ ettirmem gerekir mi diye tereddüt etmekteyim. Bilgisi olan varsa yanıtlayabilirse sevinirim teşekkürler
|
|
|
|
Merhaba
Tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine karşı itiraz ettik ve davacı taraf itirazın iptali davası açarak itirazın iptaline ve tahliyeye karar verildi.
Sorum şu: TEHİRİ İCRA KARARI ALARAK BU İCRAYI DURDURABİLİR MİYİZ ?
Tahliye taahhüdüne dayalı itirazın iptalinde tehiri icra mümkün müdür ?
Teşekkürler .
|
|
|
|
Merhaba
Bir avukat kendi şahsi alacağı için bir meslektaşına vekalet veriyor ve hukuk mahkemelerinde dava açılıyor.
Duruşma günü e-duruşmaya girecek olan avukatın işi çıkıyor ve müvekkili olan avukata yetki belgesi veriyor ve asil davacı olan avukat, yetki belgesi ile davacı vekili olarak e-duruşmaya girmek istiyor.
Böyle bir şey olabilir mi? Bunu denemiş olan var mı? Yasal mıdır?
Bana olabilir gibi geldi. Düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
Teşekkürler.
|
|
|
Yazan : avhanim,
Tarih : 01-08-2024 11:11
|
Değerli meslektaşlarım merhabalar,
Bir hususta yardımınıza ihtiyacım var...
Müvekkilim işçi , hizmet döküm cetveline göre 07/11/2019 tarihinde ikametgahından farklı bir şehirde R... isimli iş yerine sigorta kaydı yapılarak ikametgah adresinde bir binada kapıcı olarak çalışmaya başlıyor. Bu şirketten 28/11/2020 tarihinde 3 nolu iş çıkış kodu ile (istifa) çıkışı görünüyor. 29/11/2020 tarihinde ise bu kez ikametgah adresindeki M....isimli bir şirkete sigorta kaydı yapılıyor. Müvekkilin deyimine göre, şirketler isim değiştiriyor, kendisinin bir çıkışı yok. Sonrasında bu şirketten de 05/03/2022 yılında 4 çıkış kodu ile (haklı neden bildirilmeden işveren tarafından iş sözleşmesinin feshi) işten çıkarılıyor. Burası mühim, müvekkil 07/11/2022 tarihine kadar işsizlik maaşı alıyor, aralarında bir anlaşma var diyebiliriz çünkü aynı iş yerinde çalışmaya devam ediyor. Sonrasında bu kez de yine aynı şirkete girişi var ancak bu kez şirket ismi G.....olarak geçiyor. (Bu şirkette eksik gün nedeni 7 kodu ile kayıt var yani puantaj kayıtları olarak geçiyor.) Buradan da 2024 haziranda ayrılıyor. Yani totalde 3 farklı şirket adı altında aslında tek şirkette çalışıyor.
R.... şirketi ve G.... şirketi arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut mudur bu hususta kuşkuya düştüm. Ben asıl işverenin farklı bir şehirde olan R.... isimli şirket olduğunu düşünerek bu şirkete ve son kayıt görünen G.... isimli şirkete ihtarname çektim ancak ihtarname R... şirketinin adresi değişmiş olduğundan iade geldi, yalnızca son işvereni G....'ye tebliğ edildi. TTSG'ye baktığımda tek ortaklı R... LTD şirketinin payının başka birine devredildiği bilgisi var yalnızca. Adres değişikliği vs bilgisine ulaşamadım. Yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden zaman ayıran herkese çok teşekkürler!
|
|
|
|
Herkese merhaba, müvekkilin kiracısının sözleşmeye aykırı olarak evi başkasına kiraladığını öğrendik. Kaymakamlığa 3091 başvurusu yaptım dilekçe ile. Ancak bizzat kaymakamlığa gelerek başvuru yapmam gerektiği belirtilmiş. Usul bu şekilde midir?
|
|
|